development of attention networks.pptxxx

EsmaKara1 0 views 68 slides Oct 08, 2025
Slide 1
Slide 1 of 68
Slide 1
1
Slide 2
2
Slide 3
3
Slide 4
4
Slide 5
5
Slide 6
6
Slide 7
7
Slide 8
8
Slide 9
9
Slide 10
10
Slide 11
11
Slide 12
12
Slide 13
13
Slide 14
14
Slide 15
15
Slide 16
16
Slide 17
17
Slide 18
18
Slide 19
19
Slide 20
20
Slide 21
21
Slide 22
22
Slide 23
23
Slide 24
24
Slide 25
25
Slide 26
26
Slide 27
27
Slide 28
28
Slide 29
29
Slide 30
30
Slide 31
31
Slide 32
32
Slide 33
33
Slide 34
34
Slide 35
35
Slide 36
36
Slide 37
37
Slide 38
38
Slide 39
39
Slide 40
40
Slide 41
41
Slide 42
42
Slide 43
43
Slide 44
44
Slide 45
45
Slide 46
46
Slide 47
47
Slide 48
48
Slide 49
49
Slide 50
50
Slide 51
51
Slide 52
52
Slide 53
53
Slide 54
54
Slide 55
55
Slide 56
56
Slide 57
57
Slide 58
58
Slide 59
59
Slide 60
60
Slide 61
61
Slide 62
62
Slide 63
63
Slide 64
64
Slide 65
65
Slide 66
66
Slide 67
67
Slide 68
68

About This Presentation

development of attention networks.pptxxx


Slide Content

DİKKAT AĞI GELİŞİMİ Danışman: Doç.Dr . Merve ÇIKILI UYTUN Hazırlayan: Dr. Esma KARA

Sunum Akışı

“Everyone knows what attention is. It is the taking possession of the mind in clear and vivid form of one out of what seem several simultaneous objects or trains of thought.” ( William James, 1890)

D ikkat ; uya nıklığı sürdürmek , duyusal olaylara yönlendirmek ve yanıtlar arasında çatışma içeren durumlarda eylemin kontrolü gibi işlevle rle ilgili sinir ağlarından oluşan bir sistem olarak gör üntü l en mektedir .

DİKKAT AĞI MODELİ N öropsikolojik dikkat modeli , dikkati birbirinden bağımsız çalışan ağlardan oluşan bir “organ sistemi ” olarak tanımlamış ve dikkat ağı bileşen lerini n kendine özgü bir anatomisi , işlevi olduğunu öne sürmüştür . Davranışsal , sinirbilim ve genetik düzeyindeki pek çok araştırmanın bulguları Dikkat Ağları Modelini (DAM) (Attentional Networks Model) desteklemiştir .

DAM’nin bileşenleri üçe ayrılmaktadır: U yarılmışlık ( A lerting ) Y önelim ( O rienting ) Yürütücü dikkat ( E xecutive A ttention )

DİKKAT AĞLARI BEYİN YAPILARI NÖROTRANSMİTTER UYARILMIŞLIK AĞI Sağ Frontal Korteks Parietal Korteks Locus Cerelous ARAS Norepinefrin YÖNELİM AĞI Superior Parietal Lob Temporo-parietal Bağlantı Frontal Göz Alanı Superior Colliculus Pulnivar Asetilkolin YÜRÜTÜCÜ DİKKAT AĞI Anterior Singulat Korteks Lateral Ventral Korteks Dorsolateral Prefrontal K. Basal Ganglia Dopamin, Serotonin U yanıklığı sağlama , sürdürme ve uyarıcının gelişine tetikte olma durumu D uyusal girdilerden gelen bilgileri seçmek için dikkati bir yerden / uyarıcıdan diğer bir yere/ uyarıcıya kaydırma H ata izleme ve problem çözümleme becerilerini sağlayan kontrollü ve istemli bilişsel süreçler

Uyarılmışlık Ağı D ikkat süreçlerinin başlatılması için önemli bir önkoşuldur . Uyarıların işlem görebilmesi için uyarılmışlık ağı bileşeninin belirli bir düzeyde aktif olması gerekmektedir . A scending reticular activation system ( ARAS) ’de bulunan retüküler formasyonun talamus ve sonrasında kortikal bölgeler ile yaptığı bağlantılar nöronal düzeydeki uyarılmışlığı sağlamaktadır .

Uyarılmışlığın; u yku ve uy kul uluk gibi durumlarda azaldığı, anksiyete ve stres gibi durumla rda arttığı , güçlü motivasyon ya da ani bir olayın ortaya çıkması durumlarında ise üst düzeyde seyrettiği gözlenmiştir . Uyanıklılığın artması gelişecek olan davranışı kolaylaştırıyor gibi gözükse de, dikkatin çok çabuk dağılmasına neden olabilir .

L ocus Coeruleus (LC) , uya rılmışlık aşamasında 2 farklı modda çalıştığı görülmüştür . Fazik mod , yapılan görev ilişkili işlemlerin sonucunda görülüp , davranışsal tepkiler ile bağlantılıdır . Tonik mod , LC’nin düşük seviyelerde olan aktivitesini yükseltmektedir . Tonik modun aktive olduğu süre içerisinde fazik ateşleme aktiviteleri görülmemekte ve uyanıklığın yüksek olması sebebiyle davranış sırasında dikkatin çok çabuk dağılabildiği gözlemlenmektedir .

Yönelim Ağı D uyusal girdilerden belirli bilgilerin seçilmesini sağla r . D ikkatin hedef uyarıcıyı seçmes i ( engagement ) , bir önceki uyarıcıdan çekilmesi ( disengagement ) , yeni uyarıcıya kaydırılması ( shifting ) ile ilgilidir . Yönelim, olayın gerçekleştiği lokasyona odaklanıldığında istemsiz(eksojen) olarak ; bir hedefe yönelik görsel arama yapıldığı zaman istemli(endojen) gerçekleşebilmektedir . Voluntary Orientation Automatic Orientation

Y önelim ağı bileşeninde sağ hemisfer baskınlığını mevcuttur . Dikkati bir yerden diğerine taşımak superior kollikulusu , dikkati çekmek pulvinar gibi talamik alanları gerektirir .

D ikkatin , kişi için önemli uyaranlara öncelikli olarak yönlendirilmesi , bu uyaranların saptanması ve işlemden geçirilmesi lehine bir yanlılığın olması , dikkat yanlılığı olarak tanımlanmaktadır .

Yürütücü Dikkat Ağı Problem çözümleme ( conflict resol ving ) , karar verme , hata izleme (error mon i toring ) gibi zihinsel çaba gerektiren görevlerde gereklidir . Y ürütücü dikkat rekabet halinde olan uyarıcılar arasından en uygun olanı seçme ve diğerlerini ketleme becerisi ne sahiptir . Y ürütücü kontrol e; planlama ya da karar verme , alışılmışın dışında ya da iyi öğrenilmiş cevaplar verme , zor ve tehlikeli durumlarda ve her zamanki aktivitelerin üstesinden gelme gibi durumlarda ihtiyaç duyulur .

Problemin çözümlenerek rekabet içerisindeki uyarıcılar arasından uygun olanın seçilmesinde ön beyin bölgelerine (dorsolateral prefrontal korteks ) ek olarak anterior cingulate cortex özellikle hata izleme becerisi açısından özelleşmiş olduğu için y ürütücü dikkat ağı na önemli katkı sağlamaktadır . Y ürütücü dikkat bileşeni nde de sağ hemisferin baskın olarak çalış ır .

Araştırmalar , anıların hatırlanmasında parietal lob ve anterior singulat (ACC)' ın rolünü de tanımlamıştır . Deneysel olarak ACC'nin baskılanması , öğrenmenin tüm aşamalarında performansı hipokampusun baskılanmasından daha fazla azaltır .

Dikkat Ağları Testi (DAT) Dikkatin genel bir değerlendirmesini yaparken aynı zamanda dikkatin uyar ılmışlık , yön elim ve yürütücü kontrol ağlarının etkinlik düzeylerini de ölçmektedir . Bilgisayar ortamında uygulanan testte , beyaz ekran üzerinde siyah uyarıcılar yer almakta ve hedef uyarıcı ekrana çıkmadan önce uyarıcının gelmesine ilişkin bilgi veren farklı ipucu koşulları yer almaktadır .

DAT- Çocuk versiyonunda , uyumsuz oklar paradigmasındaki ok işaretleri yerine 5 renkli balık resimleri yerleştirilmiştir . Çocuklara ortadaki balığın hangi yöne gideceğini uygun tuşa basarak belirlemeleri ve balığı sevindirmeleri söylenmektedir .

Dikkat ağlarının etkililiği uyarılma işareti , yönlendirici işaret ve ok durumlarının etkilediği tepki süreleri ( Reaction time(RT)) ile değerlendirilmektedir . Her bir dikkat ağı bileşenine ilişkin puanlar bu koşullardan elde edilen RT’lerin birbirinden çıkarılması yoluyla hesaplanmaktadır . Uyarı lmışlık Düzeyi : RT ( İpucu Yok) - RT ( Çift İpucu ) Yö nelim Düzeyi : RT (Merkez İpucu ) - RT ( Konumsal İpucu ) Yürütücü Dikkat Düzeyi : RT ( Uyumsuz Ok Düzeni ) - RT ( Uyumlu Ok Düzeni )

ANT- ÇOCUK VERSİYONU

Bebeklik Dönemi Ağ Gelişimi Doğumda uyku hali hakimdir . 12. haftada bebek gündüz saatlerinin çoğunda uyanık lığı sürdürebilir hale gelir . Uyarı durumundaki( Alert State ) değişikliklerin çoğu eksternal uyarılara bağlıdır . Dikkat daha az gelişmiştir ve dikkat ağları bebeklik döneminde birbirinden daha az bağımsızdır .

Newborn infants follow the face farther than the other stimuli . (Johnson&Morton,1991 Yenidoğanlar yeni uyaranlara karşı baş ve göz hareketleri gösterirler . T aklitçi tepkiler verebildikleri de gösterilmiştir . (Meltzoff&Moore,1977)

Yetişkinlerde olduğu gibi bebeğin bakış yönü ile dikkati arasında da yakın bir ilişki vardır . Bebeklik döneminde yönelim ağı, sıklıkla sakkadik göz hareketlerinin izlenmesi y le incelenmiştir.

Bebeklerin göz hareketleri genellikle hedefin gerisinde kalır ve çevresel hedefler genellikle bir dizi baş ve göz hareketi tarafından desteklenir . İpucuyla d oğru göz hareketi hızının yaşamın ilk yılında arttığı göster il mektedir .

Yürütücü dikkat in en eski kanıtı bebekliğin 7 . ay ı dır . Y etişkin lerinkine benzer bir beyin anatom s i bebeklerin hata tespit etme yeteneğinde rol oynar . H ata - ilişkili negativite (ERN) adı verilen anterior singulate girusta üretildiği düşünülen frontosantral dağılımlı bir potansiyel , bir hata işlendikten bir süre sonra ortaya çıkar . A ynı elektrot alanları üzerindeki EEG bileşeninin hem bebeklerde hem de yetişkinlerde doğru ve hatalı gösterimler arasında farklılık mevcuttur . (Şekil1, Wynn 1992; Şekil 2, Berger 2006)

6 ila 12 ay arasında y ürütücü dikkat e bağlı yürütücü işlevler in yerine getirilmesinde önemli değişiklikler gözlenir . Bu değişikliklerin prefrontal korteksin gelişimine duyarlı olduğu göster il mektedir .

Öngörülü bak ışın 3,5 - 4 ay lık bebeklerde geliştiği gösterilmiştir . Öngörü l ü bakışlar , kısmen yön elim ağına ve aynı zamanda yürü tücü ağın ın erken gelişimine bağlı olabilecek istemli bir sistemin gelişimini yansıtmaktadır . Karmaşık uyaran dizilerinin öğrenilmesi bağlamın izlenmesini gerektirir ve yetişkin çalışmalarında lateral prefrontal kortekse bağlı olduğu gösterilmiştir .

Görsel sıralama görevinde daha yüksek düzeyde doğru öngörülü bak ış sergileyen 7 aylık bebekler , aynı zamanda yeni nesnelere ulaşmadan önce daha uzun incele rler ve nesneye daha yavaş ula şırlar. Bu bebekler , sıkıntı veren bir görevde daha yüksek düzeyde duygusal tepkilerini kendi kendine düzenleme çaba sına sahiptirler . Y ürütücü dikkat sistemi , 7. ayda bile bazı öz düzenleme özellikleri göstermektedir .

Bebek Event - related potential ( ERP ) araştırmasında , Negatif merkezi (Nc) bileşeniyle ilgili bölgeler p refrontal ve anterior singulat kortekstir . Nc b elirgin uyaranların ardından daha aktiftir ve yürütücü dikkat sistemiyle ilişkilidir . Nc bileşeninin amplitüdü yaşla birlikte artar , bu da bebeklik döneminde prefrontal kortekste dikkat ile ilgili aktivitenin arttığını gösterir .

Uyaran tekrarı ile Nc bileşeni şiddeti azalır . Bebekler genellikle yeni uyaranlar a , tanıdık yüzlere kıyasla daha uzun süre bakarlar . Yüzlere karşı bu duyarlılık, kalp hızı ile tanımlanan dikkat durumları ile ilişkilidir. Bebekler, yüzleri izlerken kalp hızı ile tanımlanan dikkat dönemlerinde daha büyük Nc şiddeti gösterirler ve genellikle dikkatli durumlar sırasında daha büyük Nc şiddeti sergilerler.

Çocuklukta Ağ Değişiklikleri

Uyarı lmışlık Ağı Küçük bebekler , yaşamlarının ilk yılında dış uyarılarla uyanık duruma ulaşabilirler ; oysa dikkati istemli olarak dağıtma yeteneği daha sonra ortaya çık ar.

Tipik olarak , bir hedef uyaranın yaklaşmakta ol duğunu tahmin eden bir ipucunun sunulmasından birkaç yüz milisaniye sonra , hedef ortaya çıkana kadar beyin aktivitesinde negatif bir değişiklik üretili r. Bu elektrofizyolojik indekse koşullu negatif varyasyon (CNV) adı verilir ve beynin sağ ventr o medial frontal bölgeleri ile ilişkili olduğu görülmektedir .

E rgenlerde CNV'nin , frontal korteksin işlevsel kapasitesinin yanı sıra zeka ve yürütücü işlevler le ilişkili olduğu gösterilmiştir . CNV amplitüdünün yetişkinlerle karşılaştırıldığında 6 - 7 yaş larında daha küçük olduğunu , ancak 9 - 10 yaş lar ve yetişkinler arasında herhangi bir fark gözlemlenmediğini bulundu.

Yönelim Ağı D ikkat sisteminin , yön elimin hassasiyetini ve istemli kontrolünü artıran yönleri çocukluk ve ergenlik döneminde gelişmeye devam etmektedir . Bebek araştırmalarının çoğu , açık yönlen im biçimlerini incel emektedir . Çocuklar talimatları takip ed ip tuşlara basarak uyarılara yanıt verebildiklerinde , hem açık hem de gizli yönelim ölçülebilir .

Y önelim in parietal ve temporal lobların kortikal bölgelerine bağlı olan istemsiz ve istemli yönelimin kontrolü ile ilgili yönlerinin yaşla birlikte geliştiğini göstermektedir . Çalışmalar, küçük çocukların dikkat odaklarının kapsamını içsel olarak ayarlamada sorunlar yaşadıklarını gösteriyor .

Yürütücü Dikkat Ağı Biliş ve eylemin öz-düzenlenmesi , çatışma içeren görevlere verilen yanıtların kaydedilmesiyle ölçülebilir . 2 yaş ve üzeri çocuklar , RT'lerinin ölçülebildiği basit çatışma görevlerini yerine getirebilirler .

Yürütücü dikkatin gelişiminin incelemek için event-related potential (ERP) ve çatışma görevleri kullanıl ır . Bu çalışmalardan birinde , 5 - 6, 7 - 9 ve 10 - 12 yaşlarındaki çocuklardan ve bir grup yetişkinden oluşan dört gruptaki çatışma çözüm lemeyi karşılaştırmak için biri yanıt hazırlama (LRP) ve diğeri uyaran değerlendirme (P3) ile ilgili olmak üzere iki ERP bileşeninde , LRP gecikmesinde farklılıklar bulmuş , ancak P3 zirvesinin gecikmesinde bu fark bulunmamıştır . Engellenme direncindeki gelişimsel farklılıkların yanıt rekabeti ve inhibisyonla ilişkili olduğunu , ancak uyaran değerlendirmesiyle ilgili olmadığı düşün ül mektedir .

E RN’ye verilen tepkiler yürütücü dikkat sisteminin işlevi hakkında da bilgi verir . E RN’nin büyüklüğü çocukluk döneminden geç ergenlik dönemine kadar artış gösterir ; küçük çocukların (7 - 8 yaş ) ERN'yi daha büyük çocuklara ve yetişkinlere göre hata tespit olasılıkları daha düşüktür . Bu, beyin in eylem izleme ve düzenleme konusunda olgunlaşmasını yansıtıyor .

F rontal etkiler çocuklarda prefrontal bölgelerde , orta hat ve lateral alanlar da dahil olmak üzere daha geniş alana yayılmıştır. Ç ocuklar benzer görevleri yerine getirirken yetişkinlerle aynı alan ağını aktive ediyor gibi görünmektedir , ancak ortalama aktivasyon hacmi çocuklarda oldukça daha fazla görünmektedir . Y ürütücü işlevlerin altında yatan beyin devrelerinin , verimlilik arttıkça daha odaklı ve daha incelikli hale gel ir, görevde yer alan süreçlerin her birini çözmek için ihtiyaç duy ulan süre de azalır .

Di kkat kontrolünde yer alan sinir ağ larının olgunlaşmasıyla kısa mesafeli bağlantılar da ayrışmanın , uzun me safeli bağlantıla rda entegrasyonunu n arttığı gösterilmiştir. Kısa mesafeli bağlantının ayrılması , daha fazla ‘ local specialization ’ katkıda bulunurken ; uzun me safeli bağlantının entegrasyonu , farklı işlem ler arasındaki koordineli yanıtları iyileştirerek verimliliği artırır .

Bireysel Farklılıklar M izaç araştırmaları , bazı çocukların aşırı uyarılmaya ve olumsuz duygulara daha fazla maruz kaldıklarını , bu nedenle uyarımı azaltmaları gerektiğini , daha coşkulu ve dışa dönük diğer çocukların ise heyecan aradıklarını göstermiştir . Çaba gerektiren kontroldeki bireysel farklılıklar , çocuğun çatışmayı çözme yeteneği yle yani yürütücü dikkat ağının etkinliği ile ilgilidir .

Bir Kontrol Sistemi Olarak Korku 1 yaş civarında bazı bebekler alışılmadık , yoğun uyar ılara karşı ketlenmiş yaklaşımlarıyla da korku göstermeye başlarlar ve korku dolu davranışsal ketleme , davranışın engelleyici kontrolün ü sağlar . Boylamsal bir çalışmada , bebek korkusunun , 7 yaşındaki korku , üzüntü ve utangaçlığı öngördüğ ü, dürtüsellik ve saldırganlık ile ters orantılı olduğu bulunmuştur . K orku saldırgan eğilimlerin öz-düzenlenmesinde de rol oynadığını göster il m işt ir .

Daha çok korkan bebeklerin çocuklukta daha fazla empati , suçluluk ve utanç gösterdikleri görülmektedir . Bu bulgular , korkunun ahlaki motivasyonun erken gelişiminde rol oynayabileceğini göstermektedir . Aşırı korku , çocukların davranışlarını katı bir şekilde aşırı kontrol etmelerin e yol açabilir . Y aşamın ilk yılındaki korkunun mizaç boyutu , davranışın ilk büyük kontrol sistemine izin verir , ancak bu , esneklikten yoksun olabilen tepkisel bir sistemdir .

Genetik Çeşitlilik Yürütücü dikkati n aktivasyonunu destekleyen kognitif süreçler ile bunların işleyişini düzenleyen nörokimyasal süreçler arasındaki bağlantılar , bu işlevin genetik bir kökene sahip olabileceğini düşündürmektedir . İ kiz çalışmaları yürütücü işlevin tüm yönleri için çok yüksek kalıtsallık göstermektedir .

İ ki çalışmada , katekol -o- metil transferaz (COMT) geninin alellerinin çatışmayı çözme yeteneğiyle ilişkili olduğu bulunmuştur . Çocuk ANT'yi kullanan bir çalışma da , DAT1 geninin en az bir 9 tekrarlı aleli olan lara göre 10 tekrarlı aleli için homozigot olan çocukların daha düşük çatışma puanları gösterdi . Serotonin genlerinin farklı alellerine sahip kişilerin , tek başına veya dopaminle etkileşim halindeyken , yürütücü dikkatte farklılıklar gösterdiğine dair kanıtlar vardır . Kolinerjik sistemi etkileyen genetik varyasyonların görsel arama görevlerindeki bireysel farklılıklarla ilişkili olduğu gösterilmiştir .

Genler ve Gelişim CHRNA4 geninin T/T varyasyonuna sahip 7 aylık bebeklerin , görsel dizi görevinde daha iyi performansları vardır . Yetişkinlerde T/T aleline sahip olanların , daha iyi yön elim becerilerine sahip olduğunu göster il miştir .

DRD4 geninin 7 tekrarlı al l eli , DEHB ve risk alma ile ilgili mizaç kalitesi ilişkilendirilmiştir . Boylamsal bir çalışma , ebeveynlik kalitesi ile DRD4 geninin 7 tekrarlı aleli arasında bir etkileşim olduğunu gösterdi . D üşük kalitede ebeveynlik sergileyen 7 tekrarlı alele sahip çocukların dürtüsellikleri çok daha yüksekti .

Anterior singulat korteks , dopamin aracılığıyla ö dül ve ceza ilişkili girdileri alır . D opamin miktarındaki değişiklikler , ebeveynlerden gelen ödül ve cezayla ilgili sinyallerin etkisini artırabilir . Serotonin taşıyıcısı ile ebeveyn sosyal desteği arasında etkileşim olduğu rapor edilmiştir . S erotonin taşıyıcı geninin kısa formuna sahip ol up ebeveynlerden daha düşük sosyal deste k alan çocukların , uyarılmışlıklarının arttığı öne sür ül mektedir .

Dikkat Eğitimi D ikkat konusunda bireysel farklılıkların varlığı ve dikkat işlevi için beslenme , sosyoekonomik durum ve ebeveynlik gibi çevresel faktörlerin önemi sebebiyle , çocukların dikkat ile ilişkili yeteneklerinin genler ve çevre arasındaki etkileşime bağlı dır . Çeşitli eğitim programlar i , dikkatin geliştirilmesinde başarılı olmuştur .

Dikkat Süreci Eğitiminin (APT) kullanılması , beyin hasarı olan hastalarda ve DEHB'li çocuklarda y ürütücü dikkatte iyileşme göstermiştir .

DEHB'li çocuklarla yapılan çalışmalar , Ç alışma B elleği E ğitiminin dikkati geliştirebileceğini de göstermiştir .

Bilgisayarla eğitiminin DEHB'li çocuklarda dikkat ve çalışma hafızasını iyileştirdiğini, çalışma belleği görevleriyle ilgili beyin aktivitesinde değişiklikler olduğunu bildirmiştir. ( Klingberg , 2005) Eğitiminin görevlerde performansı iyileştirdiğini, ancak bu iyileştirmenin diğer eğitilmemiş görevlere, daha geniş bilişsel yetenek ölçümlere genellenemeyeceği bildirmiştir. (Holmes, 2010) Eğitiminin kısa vadede çalışma belleği performansı üzerinde orta düzeyde bir etkiye sahip olabileceğini belirtmiştir. ( Green , 2012) Eğitim programlarına motivasyonel unsurlar ve ödüller eklemenin , DEHB'li çocuklarda sonuçları önemli ölçüde iyileştirdiğini bulmuştur. ( Chacko , 2014)

B ilgisayar temelli eğitim programı yla , 2 hafta boyunca beş eğitim seansından geçen 4-7 yaş arası çocuklar da , yürütücü dikkat te iyileşme görülmüştür . V eriler , eğitimin çatışma çözümleme ağını yetişkinlerde kine benzeyecek şekilde değiştirdiğini ileri sürüyor . IQ ile ilgili ağın verimliliğinin , eğitim sonrasında dikkat kaynaklarının daha iyi izlenmesi nedeniyle geliştirilebileceğini öne sürüyor .

Bir çalışmada , 5 yaşındaki çocuklarda eğitimli grup , zekada önemli bir gelişme gösterdi ve bu iyileşme , daha fazla eğitim olmaksızın 2 aylık süre boyunca devam etti . E ğitimli çocuklar da ANT gerçekleştirirken yürütücü dikkat yapılarında (dorsal anterior singulat korteks ) daha erken ve daha etkili bir etkileşim sergilediğini gösterdi .

“For our discipline, for understanding the organization (and disorganization) of behaviour and thought by our mind and brain, the concept of attention is of fundamental importance. This is not because, as James (1890) famously said, “everyone knows what attention is”; but rather because everyone’s behaviours and thoughts are mediated, in one way or another, by some aspect of attention.” Rachel G. Klein, 2022
Tags