KIRIK SAATLER .

pcpcpcdls5 13 views 386 slides Oct 25, 2025
Slide 1
Slide 1 of 386
Slide 1
1
Slide 2
2
Slide 3
3
Slide 4
4
Slide 5
5
Slide 6
6
Slide 7
7
Slide 8
8
Slide 9
9
Slide 10
10
Slide 11
11
Slide 12
12
Slide 13
13
Slide 14
14
Slide 15
15
Slide 16
16
Slide 17
17
Slide 18
18
Slide 19
19
Slide 20
20
Slide 21
21
Slide 22
22
Slide 23
23
Slide 24
24
Slide 25
25
Slide 26
26
Slide 27
27
Slide 28
28
Slide 29
29
Slide 30
30
Slide 31
31
Slide 32
32
Slide 33
33
Slide 34
34
Slide 35
35
Slide 36
36
Slide 37
37
Slide 38
38
Slide 39
39
Slide 40
40
Slide 41
41
Slide 42
42
Slide 43
43
Slide 44
44
Slide 45
45
Slide 46
46
Slide 47
47
Slide 48
48
Slide 49
49
Slide 50
50
Slide 51
51
Slide 52
52
Slide 53
53
Slide 54
54
Slide 55
55
Slide 56
56
Slide 57
57
Slide 58
58
Slide 59
59
Slide 60
60
Slide 61
61
Slide 62
62
Slide 63
63
Slide 64
64
Slide 65
65
Slide 66
66
Slide 67
67
Slide 68
68
Slide 69
69
Slide 70
70
Slide 71
71
Slide 72
72
Slide 73
73
Slide 74
74
Slide 75
75
Slide 76
76
Slide 77
77
Slide 78
78
Slide 79
79
Slide 80
80
Slide 81
81
Slide 82
82
Slide 83
83
Slide 84
84
Slide 85
85
Slide 86
86
Slide 87
87
Slide 88
88
Slide 89
89
Slide 90
90
Slide 91
91
Slide 92
92
Slide 93
93
Slide 94
94
Slide 95
95
Slide 96
96
Slide 97
97
Slide 98
98
Slide 99
99
Slide 100
100
Slide 101
101
Slide 102
102
Slide 103
103
Slide 104
104
Slide 105
105
Slide 106
106
Slide 107
107
Slide 108
108
Slide 109
109
Slide 110
110
Slide 111
111
Slide 112
112
Slide 113
113
Slide 114
114
Slide 115
115
Slide 116
116
Slide 117
117
Slide 118
118
Slide 119
119
Slide 120
120
Slide 121
121
Slide 122
122
Slide 123
123
Slide 124
124
Slide 125
125
Slide 126
126
Slide 127
127
Slide 128
128
Slide 129
129
Slide 130
130
Slide 131
131
Slide 132
132
Slide 133
133
Slide 134
134
Slide 135
135
Slide 136
136
Slide 137
137
Slide 138
138
Slide 139
139
Slide 140
140
Slide 141
141
Slide 142
142
Slide 143
143
Slide 144
144
Slide 145
145
Slide 146
146
Slide 147
147
Slide 148
148
Slide 149
149
Slide 150
150
Slide 151
151
Slide 152
152
Slide 153
153
Slide 154
154
Slide 155
155
Slide 156
156
Slide 157
157
Slide 158
158
Slide 159
159
Slide 160
160
Slide 161
161
Slide 162
162
Slide 163
163
Slide 164
164
Slide 165
165
Slide 166
166
Slide 167
167
Slide 168
168
Slide 169
169
Slide 170
170
Slide 171
171
Slide 172
172
Slide 173
173
Slide 174
174
Slide 175
175
Slide 176
176
Slide 177
177
Slide 178
178
Slide 179
179
Slide 180
180
Slide 181
181
Slide 182
182
Slide 183
183
Slide 184
184
Slide 185
185
Slide 186
186
Slide 187
187
Slide 188
188
Slide 189
189
Slide 190
190
Slide 191
191
Slide 192
192
Slide 193
193
Slide 194
194
Slide 195
195
Slide 196
196
Slide 197
197
Slide 198
198
Slide 199
199
Slide 200
200
Slide 201
201
Slide 202
202
Slide 203
203
Slide 204
204
Slide 205
205
Slide 206
206
Slide 207
207
Slide 208
208
Slide 209
209
Slide 210
210
Slide 211
211
Slide 212
212
Slide 213
213
Slide 214
214
Slide 215
215
Slide 216
216
Slide 217
217
Slide 218
218
Slide 219
219
Slide 220
220
Slide 221
221
Slide 222
222
Slide 223
223
Slide 224
224
Slide 225
225
Slide 226
226
Slide 227
227
Slide 228
228
Slide 229
229
Slide 230
230
Slide 231
231
Slide 232
232
Slide 233
233
Slide 234
234
Slide 235
235
Slide 236
236
Slide 237
237
Slide 238
238
Slide 239
239
Slide 240
240
Slide 241
241
Slide 242
242
Slide 243
243
Slide 244
244
Slide 245
245
Slide 246
246
Slide 247
247
Slide 248
248
Slide 249
249
Slide 250
250
Slide 251
251
Slide 252
252
Slide 253
253
Slide 254
254
Slide 255
255
Slide 256
256
Slide 257
257
Slide 258
258
Slide 259
259
Slide 260
260
Slide 261
261
Slide 262
262
Slide 263
263
Slide 264
264
Slide 265
265
Slide 266
266
Slide 267
267
Slide 268
268
Slide 269
269
Slide 270
270
Slide 271
271
Slide 272
272
Slide 273
273
Slide 274
274
Slide 275
275
Slide 276
276
Slide 277
277
Slide 278
278
Slide 279
279
Slide 280
280
Slide 281
281
Slide 282
282
Slide 283
283
Slide 284
284
Slide 285
285
Slide 286
286
Slide 287
287
Slide 288
288
Slide 289
289
Slide 290
290
Slide 291
291
Slide 292
292
Slide 293
293
Slide 294
294
Slide 295
295
Slide 296
296
Slide 297
297
Slide 298
298
Slide 299
299
Slide 300
300
Slide 301
301
Slide 302
302
Slide 303
303
Slide 304
304
Slide 305
305
Slide 306
306
Slide 307
307
Slide 308
308
Slide 309
309
Slide 310
310
Slide 311
311
Slide 312
312
Slide 313
313
Slide 314
314
Slide 315
315
Slide 316
316
Slide 317
317
Slide 318
318
Slide 319
319
Slide 320
320
Slide 321
321
Slide 322
322
Slide 323
323
Slide 324
324
Slide 325
325
Slide 326
326
Slide 327
327
Slide 328
328
Slide 329
329
Slide 330
330
Slide 331
331
Slide 332
332
Slide 333
333
Slide 334
334
Slide 335
335
Slide 336
336
Slide 337
337
Slide 338
338
Slide 339
339
Slide 340
340
Slide 341
341
Slide 342
342
Slide 343
343
Slide 344
344
Slide 345
345
Slide 346
346
Slide 347
347
Slide 348
348
Slide 349
349
Slide 350
350
Slide 351
351
Slide 352
352
Slide 353
353
Slide 354
354
Slide 355
355
Slide 356
356
Slide 357
357
Slide 358
358
Slide 359
359
Slide 360
360
Slide 361
361
Slide 362
362
Slide 363
363
Slide 364
364
Slide 365
365
Slide 366
366
Slide 367
367
Slide 368
368
Slide 369
369
Slide 370
370
Slide 371
371
Slide 372
372
Slide 373
373
Slide 374
374
Slide 375
375
Slide 376
376
Slide 377
377
Slide 378
378
Slide 379
379
Slide 380
380
Slide 381
381
Slide 382
382
Slide 383
383
Slide 384
384
Slide 385
385
Slide 386
386

About This Presentation

Zaman, çoğu zaman sadece akan bir nehir gibi görünür. Peki ya o nehrin akışını değiştirecek bir el olmak mümkün olsaydı?
Savaşın dumanıyla sarmalanmış bir geçmişte, iki yakın dost olan Gregorio ve Elvis, tarihin en büyük trajedilerinden birini önleme hayali kurar. Milyonlarc...


Slide Content

KIRIKSAATLER

Bukitap,dünyanınenmüthişinsanına;anneme…

“Savaş,zarurîvehayaiolmalıdır.Milletinhayatı
tehlikeyemaruzkalmadıkça,savaşbircinayettir.”
-MustafaKemalAtatürk
“Bukitap,gerçekolaylarlafantastiköğeleribirarayagetirerekokuyucuyu
farklıbirzamanyolculuğunadaveteder.Ancakbukitaptagerçekolmayan
detaylarvetarihiolaylarınyanlışyansımalarıbulunabilir.”

ÖNSÖZ
Zaman,çoğuzamansadeceakanbirnehirgibigörünürbize.
Amabazılarıiçinonehrinkıyısındabirtaşdeğil,rotasınıdeğiştiren
birelolmakmümkündür.Bukitap,tamdaoellerinhikâyesini
anlatıyor.Savaşındumanıylasarmalanmışbirgeçmişte,
gençliklerinigeridebırakmakzorundakalanikidostun;Gregoriove
Elvis’ingözlerindenbirhayaliokuyoruz.Kimizamankorkuyla,kimi
zamanumutla;amadaimainatla.
Buhikâyebirkurgu,evet.Amaiçindekiduygular–kaybetmenin
sızısı,dostluğungücü,zamanınpençesindetutunmayaçalışanların
çabası–gerçek.Belkihepimiziniçindesaklıkalano"keşke"lerin
biryankısıdırbusayfalardaduyduğunuz.
Eğersizdegeçmişintozunukaldırmaya,hayallerinsavaş
meydanlarındaneyedönüştüğünügörmeyehazırsanız...hoşgeldiniz.
Bukitapsiziniçin

5
BÖLÜMI:
SAVAŞINPENÇESİNDE
BİRHAYAL
Kömürkarasıgözleri,fırçadarbelerininvetuvallerinhayalini
kurarken,babasınıneskimişderi,ayakkabıboyasıveterkokanküçük
dükkânındakayboluyordu.OnbeşyaşındakiGregorioVescariiçin
dünya,budükkânınloşluğuilezihnindekirenklerinsavaşıydı.Hafif
dalgalısaçları,tezgâhınüzerinevuranzayıfışıktabiranlığınaparlardı.
Ressamolmak,ruhununenderinindekiateşti;babasınınhayatgailesi
isebuateşihergünboğanbiravuçküldü.
“Ayakkabıboyasınerede,oğlum?Gördünmü?”Babasınınsesi,
çekiçseslerininarasındayorgunbiryankıgibiydi.
“Tezgâhınüzerindekibeyazrafta,baba.”
Alberto,kalabalıkbirçarşınınkalbindezamanlaveayakkabılarla
boğuşanemeklibirsubaydı.Ancakemeklilik,hafızadakalmışbir
kelimedenibaretti.BenitoMussolini’ningölgesininbileyettiğibu
kırklıyıllarda,faşisthükümetindamarlarıhalkınkineyapışmış,onları

6
iliklerinekadarkurutanbirhastalıktı.Burutubetli,adaletsizhava,
Gregorio’nunpsikolojisineağırbirkurşungibisaplanmıştı.
Alberto,tezgâhınayaklaşangölgelerebaşınıkaldırdı.Müşteriye
sunmakiçinyüzünetaktığıgülümseme,karşısındakilerindonuk
bakışlarınaçarpıptuzlabuzoldu.“Buyurunefendim,boyamamı,
tamirmi?”
“İkisiiçindegelmedik,Alberto,”diyecevapladıönündekiasker.
Sesi,cilalıbirmetalkadarsoğukvepürüzsüzdü.Yeşilüniformalar,
çarşınınsolgunrenkleriüzerindebirerhastalıklekesigibiduruyordu.
Alberto’nungözleri,buanlamsızciddiyetinardınıgörmeyeçalıştı.
“İsteğiniznedirozaman?”
Öndekiasker,ruhualınmışbirmakinegibikonuştu:“Mussolini,
orduyaektakviyeistiyor.Onbeş-kırkbeşyaşaralığındakihererişkin
bireyzorunluaskerliğetâbikılındı.Bugünyayımlanangazetenin
mürekkebihenüzkurumadısanırım.”
Alberto’nunzihnindeeskisavaşlarınyankısıçınladı.O,borcunu
ödemişti.“Fakatbengörevimitamamladım…”diyesitemetti.
Askeringözlerindehiçbirduygukıpırdamadı.“Tekraryapmak
zorundasınız.VeayrıcaAlbertoBey,oğlunuzdasanırsambuyaş
aralığınıniçindeyeralıyor.”
Alberto’nuniçindekisakinlikbarajıoançatladı.“Odahaon
sekizinebilegirmedi!Buyaptığınızçocuklarısavaştırmak,bubir
savaşsuçudur!”Sesi,çarşınınuğultusunukesenbirbıçakgibiydi.
Askerinyüzündealaycıbirgölgebelirdi.“Sizesavaşsuçunedir,
göstermemiistermisiniz?”

7
Elinikaldırdıveoel,havadakigerilimitoplayıpkurubirdalın
kırılmasıgibibirsesleAlberto’nunyanağındapatladı.“Mussolini
bunuistedi,birsıkıntınvarsaonunlagörüşeceksin!”
Butokat,Alberto’nunruhundabirikentümöfkeninfitiliniateşledi.
Yıllarınyorgunluğunutaşıyanbedeniyleanidenayağafırladı.Gözleri,
karşısındakiaskerinruhsuzsuratınakilitlenmişti.Sonra,içindekitüm
isyanı,aşağılanmayıveçaresizliğitoplayıpbiranınsessizliğinde,sert
birnefesleadamınsuratınatükürdü.
“Sen!Bunecüret!Hemenyakalayınşuadamı!”
Askerler,Alberto’nunüzerineçullandı.Çizmelerinve
yumruklarınsesi,babasınınacıdoluçığlıklarınakarışırken,Gregorio
tezgâhınarkasındanfırladı.Yereyığılmışbabasınınyanına
çöktüğündegördüğüyüz,kanlaveçaresizlikleyenidençizilmişti.O
an,Gregorio’nuniçindekiçocuğunöldüğü,gözlerineisebir
kahramanolacağınadairtehlikelibirkararlılığınyerleştiğiandı.Ama
bukararlılık,askerlerinkahkahalarınaçarpıpdağıldı.
“Şuveledinyüzündekiciddiyetebakın,”dedibiri.Kahkahalar,
Gregorio’nuniçindekiisyanateşinidahadaharladı.
Aynısaatlerde,İngiltere’desoğukbirsonbaharakşamıçökmüştü.
Saatakşamüçtü.Karargâhınkoridorları,yaklaşangecenin
sessizliğiyledoluydu.YüzbaşıElvis,herzamankigibi,uykuyu
reddediyordu.
“Gazetedeokuduklarımdoğrumu,AlbayHarrison?Sanırım
çocuklarısavaştıracaklarmış.”Elvis’insarısaçlarıvemavigözleri,

8
odanınkasvetlihavasınabirtezatoluşturuyordu.Yirmibiryaşının
tazeenerjisi,zekâsınınkeskinliğiylebirleşiyordu.
AlbayEdmundHarrison,kahvesininkarıştırmaçubuğuyla
dişlerinikarıştırırken,kayıtsızbirseslecevapverdi:“Sanırım.Ama
çocuksayılmazlar.Onbeşyaşındakoskocaadamlaronlar.”
Elvis’ingözlerinebiranlıkacıgölgesidüştü.Birinsan,çocukların
oyunoynamasıgerekenyaştaölümeyürümesinenasılbukadarkör
kalabilirdi?
Kapıaçıldıveiçerigirensubay,BinbaşıEdwardRoberts’ın
Elvis’içağırdığınısöyledi.Elvis,paltosunuüzerinealıpBinbaşının
odasınadoğruağıradımlarlatırmanmayabaşladı.Herbasamak,
kalbinevuranbirçekiçgibiydi.
Taktaktak.
“Gir!”
İçeridekimanzara,Elvis’indamarlarındakikanıdondurdu.
BinbaşıEdward,odadabiroyanabirbuyanavoltaatıyordu;
suratında,sankiodayabiratombombasıdüşmeküzereymişgibibir
telaşvardı.
“Onikincibölüğünbaşınageçiyorsun…”
“Efendim,anlamadım?”
Binbaşısoğukkanlıolmayaçalışarak,amasesindekipaniği
gizleyemeyerekkonuştu:“Pencereyebak,Almanlargeliyor!On
ikincibölüğüsanabırakıyorum.Havasaldırısıyapacaklarve
rotalarınınüzerindeyiz.Karargâhıderhalterketmeliyiz.Çabukol!”

9
Bu,Almanların“Blitz”adınıverdikleri,gökyüzündenölümkusan
saldırıydı.Elvis,ağırağırçıktığımerdivenlerişimdiadetauçarak
iniyordu.Uçaklarınkulaklarıtırmalayansesi,tavanıntozağlamasına
nedenoluyordu.
Soğuk.
Karanlık.
Rutubet.
“Herkesuyansın!”diyebağırdıbölüğününodasınadoğru
koşarken.Amaodalarboştu;uyanıkolanlarçoktankaçmıştı.Gözleri
camdandışarıkaydığında,Almanya’nıntümservetinigökyüzünden
savururcasınagelenuçaklarıgördü.
Birbomba,çokyakınınadüştü.Patlamanınsarsıntısıyladevrilen
birsütun,Elvisilebölüğüarasınabirmezartaşıgibiyığıldı.
“Çocuklar,çabukçıkınoradan!”
Elvis,umutsuzcasütunuittirmeyeçalışırkenarkadaşlarının
içeridengelenboğuksesleripaniğinibirazapgibikörüklüyordu.O
sıradaBinbaşıEdward,Elvis’iyakasındanyakaladığıgibidışarı
sürüklemeyebaşladı.
“Bırakbeni!Hâlâoradalar!”
Buseferbomba,karargâhıntamkalbineisabetetti.Dünyabir
anlığınasağırlaştı.Elvis,kulaklarındakiçınlamanınortasında,azönce
silaharkadaşlarınınnefesalıpverdiğibinanınateşvedumankusan
bircehennemedönüşünüizledi.Bu,rüyaysabile,gördüğüenkorkunç
kâbustu.

10
“Sen,katilsin!”diyebağırdıBinbaşınadönerek.
“Anlamadım?”
“Onlarıhâlâkurtarabilirdim!Seninyüzünden!”
BinbaşıEdward,Elvis’eküçümseyengözlerlebaktı.“Eğersütun
tokatlayarakbunuyapabileceğinidüşünüyorsansanabolşans.Orada
seninhayatınıkurtardımvebanateşekküretmekyerinehesapmı
soruyorsun?”
Elvis’indilitutulmuştu.Buadamınruhu,çeliktendahamı
soğuktu?
Yardımekiplerigeldiğinde,Elvispaltosunasarılmış,göz
bebekleribilehareketetmeyenbirheykelgibiydi.Birgörevli,
sedyelerdenbiriniişaretedereksordu:“Buaskerinisminibiliyor
musunuz?”
Edward,görevliyiuzaklaştırdı.“Yüzbaşımızdahaolayları
atlatamadı.SorduğunuzkişiArthurRoberts.”
Elvis’intüyleridikendikenolmuştu.Yavaşhareketlerleayağa
kalktıvesedyedekikişiyekilitlendi.BuGaziArthurRoberts’tı,
sedyeninhemenyanındaiseArthur’untekerleklisandalyesininkırık
parçalarıolayyeriincelemetarafındanpaketlenmişbirşekilde
duruyordu.Buparçalar,insanlarınnekadaracizvevahşiolduğunun
kanıtıydı.Arthur’unikitanekızıvardı.Buhaberiduyuncanasıl
hissedeceklerdiacaba?Eşi,onundurumudahadavahimdi.Kızlarına
nasılaçıklayacaktıbabalarınınöldüğünü?
Aklınıbusorulardanuzaklaştırmakiçingözlerini,odaklandığı
Arthur’uncansızbedenindençevirdi.

11
AlbayHarrison?Dahaazöncetartışmışlardı.Kendisianlaşması
zor,çokzıtbirkarakterdi.Elvisonuhiçsevmezdiamabuşekildede
ölmesiniistemezdi.
Elvis,ölenekiparkadaşınınadınıdüşündü.Biran,enyakın
arkadaşıAlex’inyüzügözlerininönünegeldi.Alexçoksempatik,
gençbirçocuktu.Karargâhtaboşzamanlarındagenellikleresimçizer
veburesimleriarkadaşlarınagöstermektenzevkalırdı.O,ondokuz
yaşındakigençyaşındanötürübirarkadaşvesavaştakaybedilenbir
kardeşti.
Elvis,zihnindeyankılanananılarınetkisiyleAlex’insedyesine
baktı.Ancakbirşeyhemendikkatiniçekti.Sedyeninyanında,
başındakasketşapkaolan,yüzüseçilemeyen,tekayağısakatve
elindeyürümesineyardımcıolanbirkoltukdeğneğiolan,paltolubir
adamduruyordu.Adam,Alexileilgileniyorgibiydi.Eğilmiş,
sedyeninyanınadizçökmüşvedikkatliceonabakıyordu.
Elvis’intüyleriürperdi.Kimdibuadam?Yardımekiplerindenbiri
miydi,yoksabiryabancımı?Görevlileringerikalanınagözattı,ama
hiçbiribuadamlailgilenmiyorgibiydi.Adamınduruşundabir
tuhaflıkvardı,sankiburadaolmamasıgerekenbirigibi.
Elvis,gözleriniondanayıramıyordu.Birkaçadımileriattığında
adamdaonunbakışlarınıfarketmişolmalıydıkibaşınıhafifçe
kaldırarakElvis’edoğrubaktı.Yüzühâlâgölgeleriçindeydi,ama
gözlerininonadikildiğinihissedebiliyordu.

12
Elvis’inkalpatışlarıhızlandı.Adamyavaşçaayağakalktıve
sendeleyerekonadoğruyöneldi.Adımlarındabiracelecilikyoktu,
amadoğrudanElvis’egeliyordu.Birkaçsaniyesonrayanında,
yanındakibankaoturmuş,sessizceonabakıyordu.
Elvis,kimolduğunusormakiçinağzınıaçtı.“Siz…Alex’itanıyor
muydunuz?”dedi,sesiderindenvesakinbirşekildeçıkıyordu.
Adamçoksakindi.“Evet,obenimsilaharkadaşımdı.”
Birsüresessizlikoluştu,ardındanadamtekrarkonuşmayabaşladı.
“Negarip,değilmi?”
Elvisadamadoğrudöndüamayüzündehiçbirtepkiyoktu.
“Anlamadım.”
“Silahlardeğişti,patlayıcılardeğişti,stratejilerdeğiştiamatarihte
değişmeyentekşeysavaşoldu,”adam,birazduraksadıktansonra
devametti.“İnsanlardünyadakienzekicanlıdırderler,aksinekendi
ekosistemleriniyokedecekkadaraptallar.”
“Eldennegelir?..”dediElvis,sakinbirtonla.
Adamkasketşapkasınıyüzünedoğruçekti.“Haklısınız.Sanırım
birazfazlagevezelikettim.Üzülmeyin,bugünlerideatlatacaksınız,”
dedivekoltukdeğeneğinitekrarelinealıpbanktanuzaklaşmaya
başladı.
Elvis,adamınsözlerinizihnindetekrarederkenbirandonupkaldı.
"Bugünlerideatlatacaksınız."Sankibucümle,gelecektengelenbir
uyarıgibiydiyadageçmişintekerrüredenbiryankısı.Adamın
sendeleyerekuzaklaşansilueti,sisiniçindeeriyipgiderken,Elvis'in
içinitarifsizbirhuzursuzlukkapladı.

13
“Bayım!”diyeseslendi,amaadamdönüpbakmadı.Hatta...sanki
adımlarınıduymamışgibiydi.Elvishızlaayağakalktı,peşinden
birkaçadımattı,ancakdizlerindekititremevezihnindekibulanıklık
onuyavaşlattı.
“Yüzbaşım?”Edward,Elvis'ingariphalinifarkederekyanına
geldi.“Birsorunmuvar?”
Elvisgözleriniovuşturdu.“Şuadamıgördünmü?Koltukdeğneği
olan…”Başınıçeviripbaktığında,adamartıkortalardayoktu.Sanki
buharlaşmıştı.
“Hangiadam?”Edwardşaşkınlıklaetrafınabaktı.“Yardım
ekipleridışındakimseyokki.”
Elvis'inyüreğinebirkorkuçöktü.Pekiyaoadamgerçekdeğilse?
Yasadeceyorgunluğun,şokunbirhayaliyse?
Amakasketliadamınkonuşmasıçokgerçekçiydi.“Silahlar
değişti,patlayıcılardeğişti…”Busözler,Elvis'inkulağında
çınlıyordu.
Elvis’inzihnitekrarAlex’eyöneldi.Azöncekigaripadamıorada
görmüştüçünkü.BanktankalktıveağıradımlarlaAlex’insedyesine
yöneldi.Amaoan…içindetarifedemediğibirçekimhissetti.Sanki
birses,kelimeleredökülmeyenbirçağrıyapıyordu.Alex’in
paltosununiçcebinebaktı.Oradaydı.Genellikleresimleriniçizdiği
ufakdefteriorayakoyardıçünkü.Sayfalarınabakmayabaşladı:
Banktaoturanbirkadınresmi,TeğmenEleanorBennett’inyan
portresi,denizdesavaşanbirİngilizfilosu...

14
Amaherşeydenfarklıduran,Elvis’indikkatiniçekenbirresim
vardı:Üçgenebenzeyen,etrafındankablolarveborulargeçen,
içerisindedörttaneküçükmetalplakaolanbircisim.Üzerindebirnot
vefarklıformüllervardı.Alex’inhayalgücü,buacıdurumdaElvis’in
yüzününhafifdeolsagülmesinesebepolmuştu.
Butrajikolaylar,Elvis’iniçindekiisyanateşinidahada
alevlendirdi.Sadecebiraskerolmanınötesinde,insanlığakarşı
sorumlulukhissiyledolanElvis,busavaşıbitirmemisyonunu
benimsedi.Karargâhınyıkılmasıvesilaharkadaşlarınınkaybı,onun
içinsadecebirsavaşgöreviolmanınötesinde,insanlık,adaletvebarış
içinmücadeleetmekararıalmasınanedenoldu.
Yulaflapası,artıksadecebiryemekdeğil,evlerinesinen
umutsuzluğuntadıolmuştu.Adela,kâsesindekisolguntanelerle
anlamsızbirsavaşverenoğlunabaktı.“Yemeğiniyeseneoğlum.
Babanaüzüldüğünübiliyorumamaçıkacakbabanoradan,merak
etme.”
“Sadeceodeğilki,bıktımartıkyulafyemekten.Kaçgündüraynı
şey.”
Adela,oğlununisyankârtavırlarınayumuşakbirdildecevapverdi.
“Neyapalımoğlum?Tezgâhımühürlediler.Babanınemekli
maaşıdayetmiyorki.”
Busessizliğinvetatsızyemeğinardında,Alberto’nunsoğuk
duvarlarardındakikaderiyatıyordu.“İtalyanAskerinehakaret”suçu,
taraflıbirmahkemenintokmağıylaalnınadamgalanmıştı.Ciğerlerini
hergünbirazdahayiyentüberküloz,nebirdoktorunmerhametiylene

15
debirilacınyardımıylakarşılaşıyordu.Hastalık,yaşlıadamıdemir
parmaklıklarardındagündengüneeritensessizbircellattı.
AradanbiraygeçtiktensonraVescariailesininkapısıacıbir
şekildeçalındı.
Adelakapıyıaçtığındakarşısındaduranüniformalıgölgelere,
“Yinemisiz?”derkenbakışlarıbilenmişbirbıçakgibiydi.
Kapıdaduranmemur,“AdelaHanım,sizeüzücübirhaberim
var,”diyereksessizliğibozdu.
Adeladahaduymadanneolduğunuanlamıştı.Ölümdöşeğindeki
kocasınınölümüonuçokşaşırtmazdıamayıkardı.
“Eşiniz...”
Memuruncümlesinindevamı,uğuldayanbirboşluktakayboldu.
Adela’nıngözleriartıkokunmazbirharitaydı;içindebirfırtınakopan
birgökyüzümü,yoksaherşeyiniyitirmişbirtoprağınmatlığımı?
Öfke,acıyabaskıngeldi.
Nihayetindesinirledoluptaşangözlerinimemuradiktive“Size
söylemiştim,değilmi!Enazındanilaçlarınıverebilirdiniz!”dedi.
ÖnündekimemurAdela’nınbusözlerini,“Hapishaneyeyabancı
maddesokulmasıyasak,”diyegeçiştirdi.Yalanolduğunukendiside
biliyordu.
Adelakapıyı,önündedikilenmemuraoldukçasertbirşekilde
kapattı.İçindekitümsinirikapıyakusmuştuadeta.Ancakyeterli
olmamışolsagerek,kapıanındatekrardançalındı.

16
“Kocanızileaynısebeptenhapsegirmekistemediğinizeeminim,”
dedimemur,Adela'yabakışlarınıdikerek.“Oyüzdenhâlve
hareketlerinizeçekidüzenverin!Burayagelmeminsebebitekbu
değildi.OğlunuzGregorioVescari,geneldurumugözönünde
bulundurulduktansonraFransaCephesindeAlmankuvvetlerine
yardımcıbölüğeatanmasındamutabıkkılınmıştır.Pazartesigünü
teslimolsun!”Memurunsesidahadasertleşti.
“Ama...orasısavaşınanahattıdeğilmi?”
“NitelikliaskerlerimizinölümünüenazaindirgemekiçinAlman
cephesindeacemierlersavaşacak.Almanlarınbucephelerde
kazanmasınakesingözüylebakılıyor.”
Adela,umutsuzbirbakışlamemuradoğruyürüdü.Adımadım
yaklaşırken,yüzündekiifadeacının,çaresizliğinvekorkununbir
karışımıydı.Kapıyavardığında,titreyenelleriylekolukavradıve
yavaşça,adetahayatınınağırlığınıtaşıyanbirkapıgibi,askerin
suratınakorkusunedeniylehafifçekapadı.
Adela’nınkalbiağırlıkladolu,salonunkapısınıardındabırakarak
içeriadımattı.Salonunderinsessizliğiiçinde,gözleriyaşlıbir
umutsuzlukladoldu.Ansızınağlamayabaşladı;sessiz,içten,ama
yürekparçalayıcıbirağıtgibi.Salonunduvarları,Adela’nıniçsel
acısınınyankısıyladoluptaşıyordu.
OğluGregorio,endişelibirşekildesalonagirdive“Anne,neoldu?
Nedenağlıyorsun?”dedi.
Adela,soluğunudüzeltmeyeçalışaraktitreyenbirsesleyanıtladı:
“Baban...babanartıkbizimledeğil.”

17
Gregorio’nunyüzüşaşkınlıkveüzüntüylekarışıkbirifadeyle
dondu.
“Birteksenkalmıştın...Senidezorlaelimdenalıyorlar.”
Adela,busözlerisöylerkensalondakihavabirandaağırlaştı.
Gregorio’nunyüzüşaşkınlıklakarışıkbirüzüntüyledonupkaldı.
Annesininferyadı,babasınınölümüiçseldeğişiminidahada
alevlendirdi.
Aradanuzunbirsüregeçti.Tarihler7Haziran1944’ü
gösterdiğinde,Normandiya’dasavaşınkülleritütüyordu.AmaElvis
busavaşadoğrudankatılmamıştı.Yaşadığıağırşeylersonucusavaşa
katılmasıyerine,yenibölüğüilesavaşmeydanınıkontroletmesine
kararverilmişti.BusebepleElvissavaşmeydanınıgeziyordu.
“Yüzbaşım,sanırımherşeyyolunda.Dönebiliriz.”
“Çat!”Odaneydiöyle?Bircamkırılmasesimiydi?Busesbir
binanınikincikatındangeliyordu.Elvisdurumufarketmişolacakki,
bölüğüilebirliktehızlıcabinayagirdi,merdivenlereçıkmayabaşladı.
Zirabusavaşmeydanındahâlâtahliyeedilememişbirsivilolabilirdi.
“Seniküçükpiçkurusu!Yardımetmekyerineayakbağı
oluyorsun!”
Yukarıdangelenbağırışlar,merdivenleriçıkanekibidahada
hızlandırdı.
Elvisyukarıçıktığındagördüğügörüntüpsikolojisinidahada
etkiledi:Kafasıezilmişbiradam,karnındanvurulmuşbirkadın,

18
bacağınaikielateşedilerekvurulmuşbirçocukvebirisionbeş-on
altıyaşlarında,diğeriiseondançokdahayaşlıolanikiİtalyanaskeri.
Elvisöncesilahınıgençaskeredoğrulttu.Asker,üzerineçıkmış
onuyumruklayanadamıumursamayarak,“Yeminederimbenim
suçumyok!Açıklayabilirim!”diyedurumuyatıştırmayaçalıştı.
Elvis,gencinüzerindekiaskerinkafasınatereddütetmedenüçel
ateşetti.Elvis’intetiğiçekmesiylebirlikte,ateşinhırçınçıkışı,içinde
birikenöfkeyiveyaşananacıolaylarınkininikusmasınadönüştü.
Kurşunlarhedefinibulduğunda,sadecedüşmanaskerinideğil,aynı
zamandaiçindekihüzünleriveadaletsizliğidehedefalıyordu.
“Şuçocuğudaalın,karargâhagötürün.”
“Amayüzbaşım,öncesorgulamamızgerekmezmi?”
Elvisacıdolugözlerini,bölüktekendisiylegelenbirkaçaskere
çevirdi.
Elvis,kendisinemeraklıgözlerlebakangencedönerek,“Üzerinde
silahgörüyormusunuz?Buinsanlarıdabuçocuğunöldürdüğünü
düşünmüyorum.Haksızmıyım?”dedi.
Gençisetitrekbirtonla“Evet,”cevabınıverdi.
“Sonuçtaburadaolmayıdakendisiseçmedi.”
BirsüresonrasavaşçoktanbitmişveElviskarargâhadönmüştü.
Sorguodasınagirince,kendisinesorularyöneltilençocuğadikkatetti.
Gregorioüşümüş,battaniyeyesarılıbirbiçimdekendisinesorulan
sorularıcevaplarkenbirdengözleridolmayabaşladı.
“Dinlemedi.Tümaileyikatletmeyebaşladı.Engelolmaya
çalıştımamaişiştençoktangeçmişti.”

19
Gregorio’nunşahitlikettiğimanzaraonuçoketkilemişti,başına
gelenkorkunçolaylarıtekrartekraryaşıyordu.Aileyikatleden
askerinyüzü,kanlariçindeyatankadınınveçocuklarınbedenleri,
kendihayatınıkurtarmakiçinverdiğimücadele…Hepsigözlerinin
önündengitmiyordu.
Gregorio,kendisinisuçluhissediyordu.Belkideoaskeri
durdurabilirdi,belkideoaileyeyardımedebilirdi,belkideonlarla
birlikteölmeliydi.Amabunlarınhiçbiriolmadı.Gregorio,hayatta
kalmayıbaşardı.Amabuhayat,onaartıkanlamsızgeliyordu.
Gregorio,savaşınacımasızlığını,insanlığınçirkinliğini,kaderin
zalimliğinigörmüştü.Vebunlarınhepsi,onunruhundaderinyaralar
açmıştı.Gregorio,artıkeskisigibiolamayacağınıbiliyordu.O,sadece
birçocuktu.Amayaşadıkları,onubirçocuktançokdahafazlası
yapmıştı.
Elvis,Gregorio’nunyanınageldiveonameraklabaktı.Gregorio,
İtalyanüniformasıgiymişolmasınarağmen,onunyüzündekiacıyı
görebiliyordu.Elvisgülümsediveonadostçabirseslesordu:“İsmin
nesenin?”
Gregorio,soruyuduyunca,korkuyakapılıpgeriçekildi.Elvis,
onunİtalyanolduğunubiliyordu.Amaonazararvermekyerine
onunlaarkadaşolmakistiyordu.Dostçayaklaştıveeliniomzuna
koydu.Genç,adamınyüzündekineşeyifarkedince,onacevapverdi:
“Gregorio.”
Sarışınadamcevapladı:“Memnunoldum.BendeElvis.”

20

21
BÖLÜMII:SENİ
ÖLDÜRMEYENACI
GÜÇLENDİRİR
Gregoriotrenpenceresindendışarıyabaktı.Gözleri,İtalya'nın
güneşlimanzarasınıseyretmekyerine,uzaklardakalanannesinin
yüzünüarıyordu.Biryılönce,zorlaaskerealındığıgünühatırladı.
Annesiningözyaşları,sarılışları,sonsözleri…Onubirdaha
göremeyeceğinidüşünmüştü.Amaşimdi,hayattakalmayıbaşarmış,
arkadaşıElvis'inyardımıylakaçmayıveannesinekavuşmayıumut
ediyordu.
Annesineduyduğuözlem,yüreğinisıkıştırıyordu.Onasarılmak,
kokusunuduymak,sesiniişitmekistiyordu.Tren,istasyona
yaklaştıkça,Gregorio'nunkalbihızlaçarpmayabaşladı.Acabaannesi
onubekliyormuydu?Onutanıyabilecekmiydi?Savaş,onuçokmu
değiştirmişti?Gregorio,busorularıncevabınıöğrenmekiçin
sabırsızlanıyordu.
“Demekuzunzamansonraannemigörebileceğimha,”dedi.

22
Treninçıkardığıgürültülüses,konuşmalarınıboğuyordu.
“Elbette,”dediElvis,“Ogünsenidirektannenekavuşturmak
vardı...Amaeminol,savaşbitmedenbunuyapmakherkesitehlikeye
atardı.Hemkötümüoldu?Birarkadaşındahaoldu.”
(TrenAnonsu):Sevgiliyolcular,Londra-Napolitreniile
yaptığınızkeyifliyolculuğunsonunageldik.Trenimiz,Napoli
Merkezİstasyonu’navarmaküzere.Napoli,İtalya’nıneneskiveen
zenginkültürlüşehirlerindenbiridir.Buradagezilecekçoksayıda
tarihi,sanatsalvedoğalgüzellikbulunmaktadır.
TrendenininceGregorio,Elvis'edöndüvegülümsedi.“Herşey
içinteşekkürler,gerçekten.”
“Gerikalanhayatındasanabaşarılar.Bananereden
ulaşabileceğinibiliyorsun,değilmi?”
Gregorio,onaylarmahiyettekafasınısalladı.Arkadaşından
ayrılmasınınhüznü,annesinekavuşmanınsevinciyleyolakoyuldu.
Amayüzündekigülümsemeden,annesineolanözlemininbaskın
geldiğianlaşılıyordu.
İstasyondançıktığındakendinikalabalıkvegürültülübirsokakta
buldu.Etrafındainsanlar,arabalar,bisikletler,tezgâhlar,dükkânlar,
kafelervardı.Heryerderenklivecanlıbirhayatakıyordu.Gregorio
evinedoğruyürümeyebaşladı.Yolda,birçiçekçidükkânıgördü.
Annesinebirsürprizyapmayakararverdi.Dükkânınönünde,çeşit
çeşitçiçeklersergileniyordu.Gregorio,hangisiniseçeceğinibilemedi.
Çiçekçi,onunkararsızlığınıfarketti.

23
“Merhaba,gençadam.Birçiçekmiarıyorsun?Bak,buradaher
türlüçiçekvar.Güller,laleler,zambaklar,papatyalar,karanfiller...
Hangisiniistersen,sanauygunbirfiyataveririm.”
“Merhaba,teşekkürederim.Aslındaannemebirbuketçiçek
almakistiyorum.Amahangiçiçeklerisevdiğinibilmiyorum.”
“Anladım,anladım.Annelereçiçekalmakherzamangüzelbir
jesttir.Peki,annennasılbirkadındır?Neşelimi,ciddimi,romantik
mi,enerjikmi?”
Annesihakkındadüşündü.Onubiryıldırgörmemişti.Amaonun
yüzünü,sesini,kokusunuunutmamıştı.Annesi,onunhayatındakien
önemliinsandı.Onuniçinşöylededi:
“Çokgüzelvesevgidolubirkadındır.Herzamangülümser,her
zamanumutluolur.Banaçokşeyöğretti.Hayatınzorluklarınakarşı
dirençlivecesurdur.Onuçoközledim.”
“Öyleyse,sanabirönerimvar.Bukırmızıgüllerden,beyaz
zambaklardanvesarıpapatyalardanoluşanbirbuketnasıl?Kırmızı
gül,sevgiyivesaygıyı;beyazzambak,saflığıvezarafeti;sarıpapatya,
neşeyivemutluluğusimgeler.Hemdeanneninfavorirenkleri
olabilir.”
Gregorioçiçekçininönerisinibeğendi.Çiçekler,gerçektende
annesineuygungörünüyordu.Çiçekçiyeteşekkürettivebuketialdı.
Sonra,evinedoğrukoşmayabaşladı.Annesinekavuşacağıanı
düşündü.Onasarılacak,onaçiçekleriverecek,onanekadarsevdiğini

24
söyleyecekti.Gregorioçokheyecanlıydı.Annesideonugördüğünde
çokmutluolacaktı.
Çokzamangeçmedeneskidenyaşadıklarıbinayageldi.Evde
yaşadıklarıanılaronuduygulandırmıştı.Dairesininönünegeldi,
kapıyıçaldı.
Kapıaçıldığında,hiçtanımadığıkumralsaçlı,mavigözlü,ince
yapılıbirkadınkapıyıaçmıştı.“Buyurun,sizkimsiniz?”diyesordu
kadın,soğukbirsesle.
“Asılsizkimsiniz,evimdeneişinizvar?”diyekarşılıkverdi
Gregorio.Kadınınyüzündensinirlendiğianlaşılıyordu.Amane
yapmıştı?Kendievinegirmeyeçalışmakdışında.
“Kafayımıyedinsençocuk?Uzunsüredirburadaoturuyorum
ben!”diyebağırdıkadınvekapıyısertbirşekildekapattı.
YüzündebüyükbirşaşkınlıkvardıGregorio'nun.Anlam
veremiyordu.Nasılolurdubu?Onbeşsenesinigeçirdiğievinimi
unutmuştu?Hayır,buolanaksızdı.Yüzündekihışımlaevsahibini
görmekiçinmerdivenleriçıkmayabaşladı.Kapıyageldiğindezile
bastı.
Evsahibininyüzündedebüyükbirşaşkınlıkvardı.
“Gregorio,oğlum!Ama...nasıl!?”
Gregorio,yüzündekiendişeyleevsahibineyöneldi.“Bayan
Liliana,alttaraftakiçirkefkadınınevimizdeneişivar?Annem
nerede?”
Evsahibikadın,acıklıbirsestonuylacevapverdi.“Oğlum…”

25
Lilianabiranduraksadı.Söyleyecekleriboğazında
düğümleniyordu.“Annenaylaröncearamızdanayrıldı.”
Gregorio,kadınınsözlerineinanamadı.Kendinibirandabir
kabusuniçindebuldu.Buev,bukadın,buhayat...Hiçbirigerçek
olamazdı.Kendigerçeğiniaramakiçinkapıyadoğrukoştu.Amakapı
kilitliydi.Çaresizceçığlıkattı.
“Anne!Anne!Neredesin!?”
“Oğlum,annenseninöldüğününhaberinialıncadahafazla
dayanamadı,intiharetti,”dedievsahibi,sesindekititrekliksanki
bunlarıhiçdememesigerektiğinidüşündürüyorduona.
Gregoriogözleridonakalmışvaziyetteyereçöktü.Elindeki
çiçeklerdeberaberindeelindenkayıpyeredüştü.
Birsüreböylebeklediktensonraağlayarakisyanetmeyebaşladı.
“Neden?Nedenben?”
Gregorio,annesininölümhaberinialdığındayıkılmıştı.Hayatının
anlamınıkaybetmişgibihissediyordu.Onusonbirkezgörmekiçin
mezarlığagitti.Mezartaşınadokunarakgözyaşlarınaboğuldu.
Annesininsesiniduyabilmekiçinduaetti.
Yaşananlarınardındanbirkaçgüngeçmişti.
“Taktaktak.”
“Kimo?”
Elvis,kapınınpencereeşiğindegözgezdirdi.Ağlamışolduğu,
gözlerindekikızarıklıktanbelliolanGregorio’yugördü.Perişanbir

26
hâldeydi.Saçlarıbaşınayapışmış,elbiseleriburuşmuştu.Uzun
zamandırsuylayüzyüzegelmemişbiradamgibiydi.
“Benim,Gregorio.”
Kapınınmandalınıçevirdivehızlıbirşekildekapıyıaçtı.Elvis
zekibirisiydi.Gregorio’yugörürgörmezneolduğunukavramıştı.
Yinedeteyitetmekiçinsordu:
“Dostum,neoldu?”
“Girebilirmiyim?”diyemırıldandıGregorio.Sestonudalgasız
birdenizgibidurgundu.
Elvisonaylamaanlamındakafasınısalladıktansonra,“İntihar
etmiş,”dediiçerigirerken.Çoksoğukkanlıbirşekildecevaplamıştı.
Amahayır,sadecegözyaşlarıtükenmiştigözlerinde.
“Ben…çoküzgünüm.Başınsağolsun.Seniniçinyapabileceğim
birşeyvarmı?”
“Aslındaevet.Tümparambitti,kalacakyerimdekalmadı.Sana
çokfazlayükolduğumunfarkındayım,yinedesormakzorundayım.
Birkaçgünburadakalabilirmiyim?”
Elvisiçtenlikleüzülmüştü.Gregorio’yuseverdi.Yaşadıklarının
kolayolmadığınıbiliyordu.
“Birkaçgünyetmezki.Busüredekendinegelebilirmisin?Biriş
bulabilirmisin?Bencezor.Gregorio,yaşadıklarınçokağır.Birkaç
gündeğil,istediğinkadarkalabilirsin.”
Elvis,Gregorio’nunyüzündehafifbirtebessümbelirmesine
sevindi.
“Teşekkürederim.Ben…nesöyleyeceğimibilemiyorum.”

27
“Hembuşekildebanayeniprojemdeyardımedebilirsin,değil
mi?”
Gregorio,hüzünlügözlerininarkasındayatanhafifmerak
duygusuylaElvis’eyöneldi.“Projemi?”diyesordu.
Elvis,“Gelbenimle,”diyerekevininbodrumkatınadoğru
koşmayabaşladı.Giderken,“Bak,kimseyesöylemekyok,”diyerek
uyardı.Nihayetmerdivenleriindiğinde,rutubetkokanodanın
ışıklarınıaçtı.Işıklarınetrafındademirparmaklıklarvardı.Yaydığı
gariprenktonu,rutubethissinidahadaağırlaştırıyordu.
Gregorioodayailkgirdiğinde,gözüneüzerinesadecebirşeyi
gizlemekiçinörtündüğübelliolaneskipüskübirörtüveonun
ardındadikdörtgenprizmasışeklindebircisimçarptı.
Elvishızlıcacisminüzerindekieskiörtüyükaldırdı.Bubirtelefon
kulübesiydi.Gregorio’nunmerakısekteyeuğramıştı.“Telefon
kulübesimi?”dediiçinden.
“Birzamanmakinesi,”diyehaykırdıElvis.Şehvetlibirses
tonuyla,icadınıtanıtanbirmucitgibigururlanmıştı.
Gregorio’nungözlerimerakıylatekrarharmanlandı.Böylebirşey
onaolanaksızgeliyordu.AmayinedebugünekadarElvis’inyalanını
yakalamamıştı.Hemböylebirkonudanedenyalansöylerdiki?
“Zamanmakinesimi?”diyesordu.Sestonundakişaşkınlık,
Elvis’einandığınıkanıtlarnitelikteydi.
“Evet,amadahaçokprototipaşamasında,”diyeyanıtladıElvis.
Gregorio’nunilgisionumutluetmişti.

28
Elvis,Gregorio’nunyanınageldiveeliniomzunakoydu.“Bak
dostum,aileneüzüldüğününfarkındayım.Yaşadıklarınkolay
olmadığınıdabiliyorum.Amaonlarıgerigetirebilirsin.Bende
dostlarımı…”
Gregorio,Elvis’insözünükeserek,“Çalışacağınanasılbukadar
eminolabiliyorsun?”dedi.
Elvishızlıcamasasınayürüdü,masadaduranbirkâğıtparçasını
alıpGregorio’yaverdi.
“Ölenbirbölükarkadaşım,Alex.Onunpaltosununcebinde
buldumbunotu.Formüller,çizimleroldukçaprofesyonelceyapılmış.
Matematikselvefizikselhiçbirçelişkibulamadım.Sanırımortada
çalışmamasıiçinhiçbirsebepyok.”
“Nasılyani?Bununlagerçektenailemigerigetirmemmümkün
mü?”diyesordu.Hüzünlüyüzündemutlulukbelirmiştisankibir
anlığına.
“Evet.Amabuhaksızlıkolur…”
Gregorio,Elvis’ianlayamamıştı.
“Sen,nasılböylebirşeydersin?Yaşadıklarımıeniyibilen
sensin…”
“Haklısın.Yaşadıklarınhiçkolaydeğil.Amabu,savaştaailesini
kaybedentonlarcaçocuğugörmezdengelmemiziçinyeterlibirsebep
değil.”
Elvis’inlafı,Gregorio’nuniçindekiduygusalfırtınayıbirnebze
olsunyatıştırmış,Elvis’insöyleyecekleriiçinmerakınıcanlandırmıştı.

29
“Gregorio,buicat…devasabirşey.Tarihinengüçlüşeyibile
olabilir.Bizbununlanedenyalnızcaseninailenikurtaralımki?Tüm
çocuklaraumutolabilecekken…”
“Anlamadım?Hepsinitekertekernasılkurtarabilirizki?”
“Tekertekerkurtarmayacağızzaten.”
Elvis,Gregorio’yadöndü,konuşmayabaşladı.Acıbirkonuşmaya
gireceğibelliydi.Konuşurkengözlerindekiparıltıdüşmüştüçünkü:
“BirinciDünyaSavaşıyaklaşıkyirmimilyon,İkinciDünya
Savaşıiseyaklaşıkseksenmilyonkişininhayatınınsonbulmasına
nedenoldu.Düşünsene,seningibiannevebabasındanmahrum
kalmışonmilyonlarcaçocuk…”
Gregorio,meraklıbirşekilde,“Bunugerçektenbaşarabilir
miyiz?”dedi.ElvisiseGregorio’nunomzunusıvazladıve“Neden
olmasın?”diyerektesellietti.
Elviszamanmakinesiniyapmakiçinyolakoyulmuştu.Gregorio
sadeceyardımediyor,birnevibirfizikprofesörüneçıraklık
yapıyordu.Makineyitamamlamalarıyaklaşıküçsenesürmüştü.
Elvis'insesi,odanınloşluğunubirbıçakgibikesti:"Çantanhazır,
değilmi?"Sorudançok,sonbirteyittibu.
Gregorio,konuşmayamecalikalmamışgibibaşınıağırbir
hareketlesalladı.Bakışları,odanıniçindekiherhangibireşyayadeğil,
çokdahaötesine,belkidebaşlamaküzereolduklarıyolunkendisine
odaklanmıştı.

30
TamoandaElvis,meşinçantayımasanınüzerinebıraktı.Tokbir
sesleaçılanfermuar,içindekiservetideğil,adetabirzamankapsülünü
ortayaserdi.ArtıktedavüldeolmayanAlmanMarkları,bir
zamanlarınİtalyanLiretleri,Avusturya'nıneskiKronları,Sovyetlerin
Rubleleri...Ölmüşimparatorluklarınrenklihayaletleri,solgunbir
karmaşaiçindebirbirinekarışmıştı.
"Bunlarıneredeyseunutuyordum,"diyemırıldandıElvis,sesinde
tuhafbirgururla."Herbirinifarklıbirkoleksiyoncudantoplamak
asırlarsürdüsanki.Amadeğecek."
Gregorio,masanınüzerindekiokağıtyığınınadeğil,sankio
paralarıntemsilettiğigeçmişevekendilerinibekleyenbelirsiz
geleceğebakarakderinbirsolukaldı.Bu,ciğerlerinidolduranbir
havadançok,geridebırakılanbirhayatınsonvedasıydı."Hazırım,"
dedi.Sesi,ilkkezkendindeneminçıkmıştı.
Elvisbiranduraksadı,çalışmamasasınınaltındakikutudan
kamerasınıçıkartmayagiderken,“Birfotoğrafçekinsekfenaolmaz
aslında,değilmi?”dedi.Kamerayı,zamanmakinesinin–enazından
çalışmasınıumduklarımakinenin–kadrajagireceğişekildeyerleştirdi
veGregorio’nunkadrajagirmesinibekledi.Gregoriodakadraja
girincedeklanşörebastı,koşaradımlarlakadrajagirdivefotoğraf
çekildi.
Fotoğraftanağırbirrutubetkokusugeliyordu.Yüzleribirçok
duyguyuifadeediyordu.Merakları:“Acabaçalışacakmı?”duygusu.
Şayetçalışırsa,tarihinenbüyükmucidiolmanıngururu.Eğer
çalışmazsa,onlarcaemeğinbirhiçuğrunahebaolmasınınkorkusu.

31
Amaherşeydenönce,yüzleriçokciddiduruyordu.Korkularıve
heyecanlarıbirbirlerininötrlemişti;gülemiyorlardı.
FotoğrafçekildiktensonraGregorio,“Hadibaşlayalımartık,”
dedivezamanmakinesininiçinedoğruyürümeyebaşladı.Elvisde
Gregorio’yutakipetti.EnnihayetindeGregoriomakineniniçinegirip
onayişaretiyapınca,ElvisiçeridekitelefondanGregorio’nun
gideceğitarihituşladı.
1Haziran1914
Butarih,Ferdinand’ınölümündenyaklaşıkbirayönceydi.28
Haziran1914’teAvusturya-MacaristanArşidüküFranzFerdinand,
BosnalıSırpmilliyetçisiGavriloPrinciptarafındansuikaste
uğrayacakvebuolayBirinciDünyaSavaşı’nınbaşlamasına
sebebiyetverecekti.Planbasitti.Tekbiramaçvardı:hernepahasına
olursaolsunFerdinandölmeyecekti.
Zamanmakinesininayarlanmasıdahiltümhazırlıklaryapılmıştı.
Geriyeyapılacaktekbirşeyvardı:Makineniniçindekiankesörlü
telefonunenaltındakigri,büyüktuşabasmak.
“Görüşürüzdost–”

“Çalıştı!Çalıştı!”
Elvissevinçtenbiroyanabirbuyanadolaşıyordu.Zaman
makinesiortalıktayoktu.Bununikiaçıklamasıolabilirdi:yaGregorio,
tarihingördüğüilkzamanyolcusuyduyadaElvis,Gregorio’yu

32
atomlarınaayıranbiraleticatetmişti.AmaElvis’intepkisinebakacak
olursak,ilkihtimaldahaolasıgörünüyordu.
Elviskoşaradımlarlamasasınagitti.Masanınüzerindeeskibir
telsizvardı.Bu,Gregorioilekonuşmakiçindi.Telsizinfarklı
zamanlardaçalıştığınaemindeğildi.Amatekşanslarıbuydu.
“Heydostum!”
Elvis’inheyecanlaparlayangözleribirdenumutsuzluğaboğuldu.
Sesyoktu.Bekledi.Sahi,yapabileceğibaşkabirşeydeyoktu.
“Hadiama,hadiama.”
Elvis’insöylenişiişeyaramıştı.Gregorio’nunsesibiranda
telsizdebeliriverdi.
“Buinanılmazbirşey!”
Elvistelsizinesarıldı,“Dostum,işeyaradımı?”diyehaykırdı.
“Kendimirenklendirilmişeskibirfilmdeymişgibihissediyorum.”
Elvis’iniçine,kaybettiğiumuttekrardüşmüştü.Sandalyesine
geçti,elleriniarkayadoğruatıpgevşedi.Sahneartıkonundu.Eline
kahramanıoynamakiçinbüyükbirfırsatgeçmişti.

33
BÖLÜMIII:
GEÇMİŞEDOKUNMAK
“Ricaetsem,çantanızıalabilirmiyim?”diyesordugençmemur,
Gregorio’yadikkatlebakarak.
Gregorio,elindekikahverengideriçantayıuzatırkennazikbir
gülümsemeyle,“Tabii,buyurun,”diyeyanıtladı.
Memur,çantanıniçiniaçtıvegözleribirazdahabüyükçeaçıldı.
“Vaycanına!Bukadarfarklıülkeninparabirimininasılbiraraya
getirdiniz?”
“Koleksiyon,”dediGregorio,omuzsilkerek.“Gittiğimheryerden
bulduğumparabirimleriniekliyorum.Birnevihobim.”
Memur,çantayıgeriuzatırkenyüzündebirtedirginlikbelirdi.
“Anlıyorum,beyefendi,”dediresmibirtonda.“Amamaalesefbu
kadarbüyükbirmiktarlasınırıkontrolsüzgeçmenizeizinveremeyiz.”

34
Gregoriohafifbirtebessümlebaşınısalladı.“Tabii,teşekkür
ederim.”ArdındançantasınıniçindenbirmiktarAvusturyakronu
çıkardıvememuradoğrueğilerekuzattı.Kadınınyüzübiranlığına
kaskatıkesildi,ancaketrafıhızlıcakontrolettiktensonraanibir
hareketleparayıaldıvemasanınaltınadoğrukaydırdı.“Tabii,
buyurun,geçebilirsiniz,”dedialçakbirsesle.
Gregoriosınırıgeçerkendudaklarındabelirenbellibelirsizbir
tebessümlearkasınabaktı.Herşeyplanlandığıgibiilerliyordu.Artık
Bosna’daydı.
“Bosnasınırlarıiçerisindeyimşuanda.Şuarşidüktamolarakne
zamanöldürülecek?”
Elvisplanyaparkenodasınınbiryanındaherzamanulaşılması
amacıylaaçıkbıraktığıtelsizineyöneldi.“Birhaftayayakınorada
kalacaksın.Buhaftanınsonundaarşidükölecek.Çantanıniçindeki
paranınbirmiktarıyla‘AppelQuai’caddesindebirevtutacaksın.
Suikastbusokaktagerçekleşecek.”
Gregorio,çantasınısıkıcatutarakElvis’insözlerinikafasında
yankılanırgibibirkezdahaişitti.AppelQuai…Suikastın
gerçekleşeceğicadde…Adımlarınıağır,ancakkararlıbirritimle
atıyordu.Etrafındakisokaklar,geceninserinliğiyleörtülmüş,hafifbir
sistabakasıcaddeleresinmişti.Ayaklarınınaltındakitaşlar,nemden
kayganlaşmış,heradımındahafifçeçıtırdıyordu.Caddeoldukça
güzeldi.Gregorio,anavatanıİtalya’daolmamasınarağmencaddenin
ortasındangeçenMiljackaNehriusulcaakıyor,Venedik’i

35
aratmıyordu.Karevedüzensizkaldırımtaşları,eskişehrintarihsel
ağırlığınıtaşıyordu.Yolboyuncanalsesleriyankılanıyor,birfayton
ağırağırilerliyordu.Hafifbirsis,sokaklambalarınısarmalamış,
ışıklarbuğulubirşekildeyeresüzülüyordu.
Saraybosna,
AppelQuai,
Sonunbaşlangıcı.
Gregorio,adımlarınıhızlandırarakAppelQuaicaddesinin
ilerisinedoğruyürüyordu.Geceninkaranlığı,taşdöşemeleriveeski
binalarınarasındakaybolmuştu.Çantasındakiparalar,heradımda
hafifçesarsılıyorveomzunaasılıağıryükdahadahissediliyordu.
Etrafındahafifbirrüzgâresiyor,geceninsoğukluğuherşeyinüzerine
incebirörtügibiyayılıyordu.Gregorio,sadeceileriyebakarak
yürüyordu;zihnindeyalnızcaElvis’insöylediklerivardı.Geçmişi
değiştirecek,tarihinakışınıyenidenşekillendirecekti.Fakat
arkasındakigölgeler,onutakipedenbiradamtarafındanizleniyordu:
Osmanlıkültürününizlerinitaşıyangelenekselkıyafetiylebiradam.
Kaftanı,üzerineişlenmişaltındesenleriyledikkatçekerken,başındaki
kalpağıadetageçmişinyüceduruşunusimgeliyordu.Saraybosna,
Osmanlı’danyeniayrıldığıiçinOsmanlıkültürünügörmekoldukça
normaldiamabuadamdaGregorio’nundikkatiniçekenbaşkabirşey
vardı.Adamıngözleri,nehirboyuncagidenGregorio’nunher
hareketinidikkatleizliyordu.Zihnindebirşeylerdönüyor,hislerionu

36
uyarıyordu.Gregorio’nunyabancıoluşu,cebindekiparalarlabirlikte
yaptığıhareket,gözdenkaçmayacakkadardikkatçekiciydi.Adam,
birantereddütetti,fakatiçindekiöfkeveonurduygusuonuharekete
geçirdi.SessizceGregorio’nunardındailerledivebiryandan
caddeninilerleyenkısmındadevriyegezenpolismemurlarınıfarketti.
Adamınadımlarıhızlandı;sonrasında,anidengüçlübirseslebağırdı:
“Evet,polisbey!Oadamırüşvetverirkengördüm!”
Sesininyankılarıdarsokaklardauzunbirçınlamabıraktı.
Gregoriobiranirkildi.İçindekisoğukkanlılıkhızlakayboluyor,
gözlerihızlaçevresinitarıyordu.Arkasındaartıkbirtehditvardı.
Polismemuru,sesingeldiğiyönedönüpadamıngösterdiğiyeredoğru
yöneldi.Gregorio’nunkalbihızlaçarpmayabaşladı.Hızlayanına
yaklaşanpolismemuru,gözlerindekeskinbirsoruişaretiyleona
bakıyordu.Adam,memuradoğruadımatarkengözlerindebirgüven
vekararlılıkvardı:
“Buadamıgördüm,polisbey,”diyedevamettiadamsertbir
şekilde.“Gümrükmemurunarüşvetverirkenbizzatgözlerimle
gördüm.Gözünüzünönündenkaçmasın.Yabancıbiradam,rüşvetle
geçmeyeçalışıyor.”
Gregoriosessizcebirkaçadımgeriçekildi.İçindekigerilim
neredeysefizikselbiracıyadönüşüyordu.Herşeyinhemenve
sessizceçözülmesiniistiyordu.Fakatpolis,adamıngösterdiğiyöne
dönüponunlabirlikteGregorio’yugözaltınaalmakiçinyaklaştı.

37
Polissoğukbirtonda,“Gelbakalım,beyefendi.Sizlebiraz
konuşmamızgerekecek,”dedi.
Gregorioensonumutsuzcagülümsedi,ancakdurumuanlayarak
çantasınıdahadikkatlibirşekildetuttu.Herşeyçokgeçmeden
kontrolaltınaalınmıştı.Gözlerihâlâhızlaetrafıtarayarakkarakol
yolununuzaklarındaçözümarıyordu.Adam,zafereulaşmışgibi
memnunbirtavırlageriçekildi;kendiiçindekiadaletduygusunu
tatminetmişti.
"Herşeyinbirbedelivardır,"diyedüşündüGregorio,sessizce
polismemurununyanınayürürken.Hemgeçmişinhemdeşimdinin
kendisindennekadaruzakolduğunuhissediyordu.ZihnindeElvis’e
nasılhabervereceği,bubeklenmedikolayıntarihselanlamdanasılbir
yansımasıolacağısorularıyankılandı.Amaşuansadecebirçıkış
yolubulmakvekarakoladoğruadımatmakzorundaydı.
Gregoriokarakolagirdiğiandasertbakışlarvebirdizizorlu
soruylakarşıkarşıyakaldı.Heradımıbirlabirentiniçinegirmişgibi
gözlerdenkaçamıyordu.Memurlarherhareketiniizliyor,çantasındaki
paralaraodaklanmışlardı.Oaniçindekitedirginlikdahadaarttı.
Kafasındanekadarplanyapmışolsadaşimdibirçıkışyoluarayarak
hızlaodanınköşesineyöneldi.Başındakiamirsertbirşekilde
adımlarınıtakipettiveGregorio’yayaklaşıpgözlerininiçinebakarak
sordu:
“Buparalaranasılulaştın?Neredenbuldunbukadarını?”

38
Gregoriokasvetlibirsessizlikiçindesoğukkanlıbirşekildecevap
verdi:
“Buparalardanbirkısmıseyahatlerimdekarşılaştığımfarklı
paralardanoluşuyor.Yanikoleksiyonum.”
Polisgözlerindensoğukbirparıltıgeçirerekyanıtladı:
“Koleksiyonmu?Dalgamıgeçiyorsunsen?Bunlarsıradan
paralardeğil.Bankamızdaaynıserinumarasınasahipparalara
rastladık.Bununasılaçıklıyorsun?”
Gregoriobiraztereddütlevehızladüşündü.İçindekisıkıntıyı
gizlemeyeçalışarakbahanelerinisıraladı:
“Bunlarsadecebenimkoleksiyonum,gerçekten…Biriktirdiğim
paralar.”
Polisgözlerinidevirdivesertçekarşılıkverdi:
“Böylebirbahaneylekurtulamayacağınıanlamangerek.Bukadar
fazlaparaveaynıserinumaralıparalaranasılsahipoldun?Anlat
bakalım!”
Gerilimartıyordu.Gregorioiyicesıkışmışhissetti.Polislerekarşı
birsavunmayapmayaçalışmakhergeçensaniyedahadazorlaşıyordu.
Ancakbirçözümbulmalıydıvetekçıkışyoluvardı:Tuvalet.Hızla
birbahaneylehareketetmeyekararverdi.Elvis’leiletişimegeçmek
tekkurtuluşyoluydu.Gregoriotuvaletegitmekiçinadımlarınıhızlıca
atmayabaşladı.Ancakpolisleronugözlerindenkaçırmıyor,her
hareketiniizliyordu.Birkaçadımattıktansonrasertbirsesduydu:
“Nereyegidiyorsun?”

39
Gregoriokafasındabirçözümbulmayaçalışarakyavaşçadöndü
vehızlayanıtladı:
“Tuvaletegitmemgerekiyor.Birşeyimyok.”
Fakatpolisinyüzündekişüphelibakışlardanbubahaneninyeterli
olmayacağıbelliydi.AncakGregorioneyapıpedipbufırsatı
kullanmalıydı.Biradımdahaattıvetuvaletegirdi.Hızlaiçeriye
geçtiğiandacebindentelsiziniçıkardıveElvis’iaramakiçinsinyal
almayabaşladı.Telsizinsesiiçindekitekbağlayıcıydı.Elvis’le
iletişimkurabilirsetümplanlarıyenidenşekillendirebilirdi.
“Elvis,beniduyuyormusun?”dediGregorio,sesindeçaresizlik
barizşekildehissediliyordu.“Çokkötüdurumdayım,polislerheran
üzerimegelecekgibi.Buparalaranasılsahipolduğumusormaya
başladılar.Aynıserinumarasınasahipparalar…Bankadabile
bunlardanvarmış.Beniburadatutuyorlar.Tuvaletteyimşuanda,
bununasılaçıklayacağımbilmiyorum…”
Tamtelsizielindetutarkeniçeriyebirpolismemuruhızlagirdi.
MemurGregorio’yufarkettivehiçvakitkaybetmedenhareketetti.
Telsizielindenhızlaaldıveyeresavurdu.BirandaGregorio
soluğunututarakolanbiteniizledi.TelsizkırılmışveartıkElvis’e
ulaşmanıntekyolukapanmıştı.Gregorioçaresizcetuvaletodasında
birkaçadımattı.Elvis’leiletişimkurmakherşeyinyolundagitmesi
içinhayatiönemesahipti.Şimdiisehiçbeklemediğibirandatüm
planlarıyerlebirolmuştu.

40
Birsüresonratuvalettençıkarkenpolismemurlarıonayaklaşarak
gözlerinidikipbakmayadevamettiler.Başındakiamirsertbirşekilde
onayöneldivegözlerindebirsuçlamaparıltısıvardı:
“Böylecebaşkabirşüpheliyleişbirliğiyapıyorsun,öylemi?Bu
kadarfazlaparavebağlantılarbiraradaolamaz.Neişçevirdiğini
biliyoruz,Gregorio.”
Gregoriotümbusuçlamalarınarasındakalakalmıştı.Hiçbirşeyin
kontrolündeolmadığınıanladı.Elvis’leiletişimkurmakiçinson
fırsatıkaçırmıştıveşimdipolislerinelindetutsakbirhaldeydi.
Karakolunduvarlarıtümdünyayıonadaraltmışgibiydi.
Kendinisoğukbetonunüzerindekıvrılmışbirşekildebulduğunda
aklındatekbirsoruvardı:
"Şimdineolacak?"
Saatlergeçtikçehücreninhavasıdahadaboğucuhalegeldi.Ne
zamanbirsesduysanefesinitutuyordu.Amakimsegelmedi.Her
şeyinüstünekapanmasıGregorio’nuniçindehissettiğidaralmanın
boyutunubüyütüyordu.İçindebiryerdebudurumunasılatlatacağına
dairbirumutışığıvardı.Amaoışıkkaranlığıniçindekaybolmuş
gibiydi.
Geceninilerleyensaatlerindehücreninkapısıgıcırdayarakaçıldı.
İçeriyebirpolismemurugirdiveGregorio’nunüstünesertbirbakış
attı."Biradamgeldi,senisavunmakiçinkonuşmakistiyor,"dedi.
Gregoriobusözleriduyduğundakafasınıkaldırarakşüpheylepolise
baktı.Kimseonayardımedemezdi.

41
Gregorio,gözlerinikısarakpolisitakipetti.Polisonunezaretten
çıkarıptelefonodasınagötürdü.Odayagirdiğindeelinetelefonualdı
vesankiyıllardıroradaonubekliyormuşçasınaheyecanlananadamla
konuşmayabaşladı.Gregorio,içindekişüpheyibirkenaraatarak
adamınsöylediklerinekulakverdi.Sesisoğukkanlıvegüvendoluydu.
HerşeydenöteGregoriosankibusesitanıyordu.Amaihtimalverdiği
kişiolmasıolanaksızdı.
"Polissenisuçsuzyereyakaladı,Gregorio.Buparalarlailgiliher
şeyçokkarmaşıkgörünüyor,amabensanayardımedebilirim.Bu
durumdatekyapmangerekensakinolmak."
Gregoriobusözlereinanmakistiyordu.Amatelsizinardında
kiminolduğunubilmiyordu.
"Nasılyani?Seningibibiradambeninasılsavunabilir?Bunu
nasılbaşaracaksın?"diyesordu.
Adamgüldü,biryudumsuiçtivekonuşmayadevametti:"Bir
planvar,Gregorio.Veseninsuçluolmadığınıkanıtlayacağım.Şuan
yapmamızgerekentekşeybirazsabırlıolmak."
Gregoriobiraniçinonainanmakistesedehâlâşüpheliydi.Bir
adambukadarhızlıçözümbulabilirmiydi?Sadecebukadarla
kalmazdı.Amaadamkafasındaherşeyinnasılyolunagireceğini
çizmişgibiydi.Buçözümüngücünühissedebiliyordu.Kimdibuadam?
NeredeysebirsaatsonraGregorio,karakoluniçindekibaşkabir
odadaotururkentekrarpolismemurlarıiçerigirdi.Biriadamınne
söylediğinianlatacakşekildegülümsüyordu."Senikurtardı,"dedi

42
memur."Yarınmahkemedeserbestbırakılacaksın.Oadamseniniçin
çokgüçlübirçözümbuldu."
Gregoriohâlâkafasındacevaplanmamışsorularlagözlerinipolis
memurunaçevirdi."Amakimdioadam?Avukatımkimdi?"
Gregoriohâlâkafasındabukadarçabukçözülebilecekbir
durumunolupolamayacağınısorguluyordu.Amaherşeyhızla
çözülüyordu.Telsizdekiadamınsöylediklerinegüvenmekzorundaydı.
BirsüresonrapolismemuruodadançıkarkenGregorioyeniden
yalnızkalmıştı.
OgüngeldiğindeGregorio,sonbirkeziçindengeçensorularıbir
kenarabırakmayaçalıştı.Artıközgürolacağınaemindi.
Nezarethanedençıkarkenkapıdabirsiluetbelirdi.Gregorioonu
kurtaranavukatınıngelmesinibeklerkentanıdığıbirisinigörünce
gözleribüyükbirşaşkınlıklaaçıldı.
Adamyavaşçaiçerigirdi.Giydiğikıyafetlertanıdıkgeliyordu,
amaokadargizemlibirhavasıvardıkiiçindekişüpheyibirtürlü
atamıyordu.Adambaşındakikapüşonunukaldırdı.OanGregorio’nun
içititredi.Oyüzütanıyordu.Buadam…Biranherşeyinyerine
oturmasınıbekledi.Yavaşçayaklaşanadamınyüzünebakarkenher
şeybirandanetleşti.Gregoriogözleribüyükbirşaşkınlıklaadamın
yüzünebakarkeniçindekitümsorularbirandauçupgitti.
"Sen…"dediGregorio,kelimelerağzındanzorçıktı."Elvis?Sen
misin?"
Elvisyüzündekararlıamarahatbirgülümsemeylebaşınısalladı.
"Benim.Sanaherşeyinyolunagireceğinisöyledim,değilmi?"

43
GregorioşaşkınlıklayüzünebaktığıElvis’innasılburada
olabileceğinibirtürlüanlamlandıramıyordu.Oncayılınardından
zamanvemekânıntümkurallarınıaltüstedenbukarşılaşmaaklında
sadecebirsorubırakmıştı:Nasıl?
ElvisGregorio’nungözlerindekimerakıveşüpheyigördü.Hafifçe
gülümseyerek,"İkincizamanmakinesi,"dedi.
Gregorio’nunkaşlarıkalktı,amaağzındanbirkelimebileçıkmadı.
Buikikelimeninaltındayatanaçıklamazihninialtüstetmişti.İkinci
zamanmakinesi...Bunasılmümkünolabilirdi?İlkinibileyapmanın
sınırlarınızorladığınıbiliyordu.Şimdiikincibirtane?Aklındahiçbir
mantıklıaçıklamaoluşmuyordu.
ElvisGregorio’nuniçindekifırtınayıfarketmişgibibirazdaha
yaklaştı."Beşyılımıaldı,"dedi,sesibukezbirazdahaağırveanlam
yüklüydü."Amailkiniyapmaktandahakolaydı,çünkübukeznasıl
yapacağımıbiliyordum."
Gregoriobiranduraksadı,gözleriniElvis’inyüzündenayırmadan
gülümsedi.Oncazamangeçmişti,amayinedeElvis’inotanıdık
kararlılığıgözlerindenokunuyordu.Tebessümederekbirazalaycı
amasevgidolubirtonla,"Yaşlanmışsın,"dedi.
Elvisbiraniçinduraksadı,ardındankahkahaattı."Evet,"dedi,
yüzündekigülümsemebüyürken."Amazamanmakinesinitekraricat
edenbiradamiçinfenagörünmüyorum,değilmi?"

44
Gregoriobusözlerlebirazolsunrahatlamışhissediyordu,ama
aklındakidiğersorularhâlâçözülmemişti.Elvis’inonuhapistennasıl
kurtardığıkafasındabirmuammaydı.KararlıbirifadeyleElvis’e
döndü."Amahâlâanlamadım,"dedi."Benibuiştennasılsıyırdın?
Polisleriiknaetmekiçinnesöyledin?"
GregoriobusoruyusorduğundaElvishafifçegülümsedivederin
birnefesaldı."Evet,mantıklıbirşeysöyledim,"dedi,sesidahaciddi
birtonabürünmüştü."Polislerindosyalarıarasındabirkaççelişkifark
ettim.Senisuçlayanbelgelerinbirkısmındatarihvesaat
uyuşmazlıklarıvardı.Ayrıcasuçlananparanınkaynağıylailgiliyanlış
yönlendirilmişbazıifadelerkullanmışlar.”
GregorioşaşkınlıklaElvis’ebaktı.Elvisdevametti:"Sadecebu
değil.Senisuçlayankişininbirtanıklıkgeçmişiolmadığınıve
ifadelerindebirdenfazlatutarsızlıkbulunduğunubelirttim.Zatençok
sağlambirdavakurmamışlardı,amabuaçıklarlatüm
güvenilirlikleriniyıkmammümkünoldu."Gregoriohâlâiçindeki
sorularıbirtürlüçözememişti.Zamanyolculuğununkarmaşık
dünyasındakaybolmuşgibihissediyordu.
Gregorio’nunsorularıdurdurakbilmiyordu.Elvis’edöndüve
“Sendegeldiğinegöregelecektenhaberalabileceğimizbirisi
olmayacakmıyani?”dedi.
“Thomasvar.”
GregorioElvis’insöylediklerinisindirmeyeçalışıyordu.Zaman
yolculuğuvegeçmişleilgilineyapmalarıgerektiğiniçözmekonu

45
derinbirkafakarışıklığınasürüklüyordu."Thomasmı?"dedi,
kafasındahâlâbazısorulardönüpduruyordu."Kimo?Nedenona
güvenmeliyiz?"
Elvisbirazduraksadıvegözlerindebirgüvenışığıbelirdi.
"Thomasuzunzamandırdostum.Zamanyolculuğuvegeçmişleilgili
neyapmamızgerektiğiniçokiyibiliyor.Obizimgüvenebileceğimiz
tekkişi.Telsizlehaberalacağımızkişideoolacak.Şuanherşey
karmaşıkgörünüyor,amaobuişinnasılilerleyeceğinibize
gösterecek."
Elvistelsizielindetutarak,"Thomas,benElvis.Greg’igetirdim,
senibekliyor,"diyeseslendi.
Birsüresessizlikoldu.Sonratelsizdenbirtıkırtıgeldivederin,
sakinbirsesyankılandı:"Zamanıdoğrukullanmalıyız.Herşey
planlandığıgibiişliyor.Devamedin."
ElvisGregorio’yadönüp,"Thomasşuanburadadeğil.Amabaşka
birzamandanbizebilgiveriyor.Obizimzamanımızamüdahale
edemiyor,amabirşekildedoğruyönügösterebilir.Şimdionun
söylediklerinidikkatlicedinlemeliyiz,"dedi.
Telsizdencızırtılıbirsesgeldi.“Gregorio,isminiuzunsüredir
duyuyorumamatanışmakiçinfırsatımızolmadı.Merhaba,ben
Thomas.”
GregorioThomas’aakıllaragelebilecekenmantıklısoruyusordu.
“Kimsinsen?Sananedengüveneyim?”

46
ElvisbiranGregorio’ya“Buprojeyiriskeatacakkadaraptal
mıyım?”dergibikırgınbakışlarınıdikti.
Gregoriofarketmişolacaktıkisesiniyumuşatarakdevametti.
“Yanidemekistediğim,çokönemlibirprojeniniçindesin,bunun
farkındasındeğilmi?”
Thomasderinbirnefesçektivekonuşmayabaşladı."Fizikher
zamanbeniçekti.Çocukkenbileevreninnasılişlediğinianlamak
istiyordum.Üniversiteyebaşladım,klasikfiziğiöğrendim.Amaher
şeyinötesindebirşeyvardı:Zaman.Kuantummekaniğiiletanışınca
zamanındoğrusalolmadığınıfarkettim.Zamanbirağgibi,katmanlar
veolasılıklarlaişliyordu.SonraEinstein’ıngenelgöreliliğini
inceledim.Zamanınbükülmesi,uzay-zamanınşekilalması…Herşey
birbirinebağlıydı.
Birgünzamanyolculuğununmümkünolabileceğinidüşündüm.
Amabunuanlamakbirhayaldençokdahafazlasıydı.Yıllarca
çalıştım.Zamanısadecebirakışolarakdeğil,farklıboyutların
birleşimiolarakgörmekgerekiyordu.Veşimdiherşeyinbiraraya
geldiğibunoktadayım.Sencebanasunulanbuşansıriskeatar
mıyım?”
BucevapGregorio’yuoldukçatatminetmişti.“Ozamanaramıza
hoşgeldinThomas,”diyekonuşmayıbitirdi.
AppleQuai’intaşdöşelicaddesisabahınilkışıklarıylabirlikte
alışılmadıkbirhuzuriçindeydi.Gregorioellericebindeağıradımlarla
yürürkençevresinidikkatliceinceliyordu.Sokaktabirkaçdükkan

47
yeniaçılıyordu;birfırınınönündentazeekmekkokularıyükseliyor,
birgazetesatıcısısabahınmanşetlerinibağırarakduyuruyordu.
“Burasımı?”diyesorduGregorio,başınıçeviripElvis’ebaktı.
Elvisüzerindeeskibirharitanınnotlarıbulunanküçükbirdefteri
açtıvebaşınısalladı.“Evet,”dedi,yüzündedüşüncelibirifade.“Tam
olarakburası.Suikastburada,bucaddedegerçekleşecek.”
Gregoriobiranduraksadı,gözlerinietraftagezdirdi.“Bukadar
sıradangörünüyor.Nasılolur?Birsuikast...hemdeburada?”
Elvisdefterikapatıpcebinekoydu.“Tarihiolaylarçoğuzaman
böylesıradanyerlerdegerçekleşir,Greg.Amabusıradanlık...iştebu,
olanlarıdahadaunutulmazkılıyor.”
Gregoriocaddeboyuncauzanansırasıradükkânlarave
apartmanlarabaktı.“Tuhaf...Gelecekteinsanlarburayıbirdönüm
noktasıolarakmıhatırlayacak?Şuandasadecefırınagideninsanlar
var.Kimseyaklaşanfelaketinfarkındadeğil.”
“Bizfarkındayız,”dediElvis,hafifbirironiylegülümseyerek.
“Tarihetanıklıkedenenderinsanlardanbiriolacaksın,Greg.Bu
caddebirkaçgünsonragazetelerinmanşetlerindeolacak.”
Gregoriobaşınısalladı,hâlâdurumukavramayaçalışıyordu.
“Burasıokadarsessizki,birsuikastinbuhuzurubozabileceğine
inanmakzor.”

48
Elvisçevresinebakındı.“Sessizlikçoğuzamanbirfırtınanın
habercisidir.”
Gregoriobirazhuzursuzbirşekildeyürümeyedevametti.İnsanlar
caddededolaşıyor,hayatlarınahiçbirşeyolmamışgibidevam
ediyordu.AncakGregorioiçinburasıartıkbaşkabiranlam
kazanmıştı.Bucaddesıradanbiryerolmaktançıkmış,tarihin
yazılacağıbirsahneyedönüşmüştü.
Birsüresonrabirtatlıcıdangelensıcakvetatlıkokuonlarıadeta
cezbetti.“Gel,şuradabirşeyleryiyelim.Bukadartarihibir
yolculuktansonrabelkidebirtatlıhaketmiştiriz,”dediGregorio,tatlı
dükkanınadoğruyönelerek.
Elvisbaşınısallayarakonutakipetti.Dükkanıniçinostaljikbir
havataşıyor,eskizamanlardankalmaraflarvevitrinler,duvardaasılı
tablolarveAvusturya'danesinlenmişdekorasyonlarladoluydu.Bir
masayaoturdularvegarsondantatlımenüsünüistedi.
GarsonmenüyümasalarınagetirirkenElvisgözlerinimenüye
dikip,"Bunlarınadlarınıbilmiyorum,amaşuradakiikitatlıyı
deneyelim,"dedi,parmağınımenüdekiikitatlıyaişaretederek.
Garsongülümsedivesiparişialdı.Kısabirsüresonraönlerine
sıcak,tazepişmişSachertorte(Avusturyaçikolatalıkek)ve
Apfelstrudel(tarçınlıelmalıbörek)getirildi.
İkisidetatlılarıçokbeğenmişti.Tatlılarınıbitiripdükkanın
huzurunugeridebırakırkenikisidebirsüresessizdi.Birbirlerinin
gözlerinebakarakikisideaynıdüşünceyipaylaşıyorlardı.Tarih

49
onlarınarkasındabirizbırakacak,veoizçokyakındayazılacakbir
hikâyeninbaşlangıcıydı.
Birkaçsokaksonrasıtarihibirbinanınönündedurdular.
PenceresindeAlmancayazılaryazıyordu.Gregorioyazılarınanlamını
bilmesedekiraiçinasılmışolabileceğinidüşündü.Burasıhemeski
hemdemodernöğelerinbirleştiğibirapartmandı.Dışcephesi
Osmanlıdönemimimarisininzarifizlerinitaşıyor,ancakiçeriyeadım
attığınızdamodernbiryaşamalanıkarşınızaçıkıyordu.
“İşteburası,”dediGregorio,kapıyabakarak.“Burasıtam
istediğimizgibi.”
Elvisbaşınısallayarak,“Evet,amaönceiçerigirebilmekiçinev
sahibiylekonuşmamızlazım.Kapıyıçalalım,”dedi.
Kapınınönündedurdular,birsüresessizcebeklediler.SonraElvis
derinbirnefesalarakkapıyıçaldı.Birkaçsaniyesonraiçeridenyaşlı
biradamınsesigeldi.
“Evet,buyurun?”dediadam,kapıyıhafifçearalayarak.
“Merhaba,”dediGregorio,gülümseyerek.“Bizbuevikiralamak
istiyoruz.Burasısatılıkmı,yoksakiralıkmı?Yardımcıolabilir
misiniz?”
Adamonlarıdikkatlesüzdüvesonrabiraztereddütle,“Kiralık,”
dedi.“Nekadarsürekalmayıdüşünüyorsunuz?”diyeekledi.

50
Elvis,“Sadecebirkaçhaftaiçinkiralamayıdüşünüyoruz.Hemen
anlaşmakistiyoruz,”dedi.
Evsahibikapıyıdahadaaraladıveikisiniiçeridavetetti.“Hadi,
gelin.İçeridekonuşalım,”dedi.
İçerigirdiklerindeevoldukçabakımlıydı.Salongenişve
aydınlıktı,duvarlardaeskiAvusturyaresimleriasılıydı.Evsahibi
onlarıoturduklarısalonayönlendirdivekiralamaşartlarını
konuşmayabaşladılar.
Gregoriomasanınüzerindeduransözleşmeyidikkatlice
incelediktensonra,“Buradakikirabedelinedir?Euroileödeme
yapabilirmiyiz?”diyesordu.
Evsahibigüldü,“Euroneoluyor?Neredengeldiğinizivehangi
parabiriminikullandığınızıbilmiyorumamaAvusturyaKronuile
ödemeyapmanızdahauygunolur.Diğertümşartlardayazılıolarak
belirtildi,”dedi.
ElvisbiranGregorio’yuhafifçedürttü.Gregorioise
“Unutmuşum,”diyesessizcefısıldadı.ArdındanAvusturyaKronları’
nıçıkararaködemeiçinhazırlanmayabaşladılar.Kısasüreiçinde
anlaşmayavardılarvetümprosedürtamamlandı.
Evsahibi,“Herşeytamam.Evinizhayırlıolsun,”dedi,gülümsedi.
ArtıkElvisveGregorio,yenievlerindetarihibiryolculuğuntam
ortasındabiradımdahaatmışlardı.
GregorioveElvistaşınmaişlerinibitirdiktensonraneredeysetek
eşyaolaraksahipolduklarıderiparaçantasınımasanınüstüne

51
bıraktılar.Eviniçindepekfazlaeşyayoktu;biryatak,eskibir
sandalyevebirmasadışındahiçbirşeyyoktu.Amaodanınköşesinde
pencerevardı,dışarıdanrüzgarınsesiniduyabiliyorlardı.
Elvismasanınkenarınayaslanmışrahatçabirsigarayakarken
Gregorioparadoluçantayıduvarayasladı.Elvisbakıpgülümsediği
içinGregoriobirsüresonraonadoğrudöndü.
“Burasıbiraz…boş,”dediGregorio,ciddiyetinibozmadan.“Ama
yinedehoş,değilmi?”
Elvisgözlerinikapatarakiçtiğidumanıüfledive,“Birhafta
kalacağımızbiryeriçinjakuzininolmamasıbüyükeksiklik,cidden,”
diyereksırıttı.
Odanıniçindebirkaçdakikasessizlikoldu.Sadecedışarıdaki
rüzgarınhafifuğultusuduyuluyordu.Gregorioevdekidolaplardan
biriniaçıpiçindeeskibirkitapbuldu.Yatağınauzanmışçıkardığı
kitabıincelerkenbirdenaklınatakıldı:
“Elvis,”dedi,“Zamanmakinesininereyekoydun?”
Elvismasanınkenarındasigarasınısöndürdüverahatçadöndü.
“Güvenlibiryeresakladım,”dedigülümseyerek.“Buradançokuzak
değil.AppleQuaiCaddesi’nebirkaçsokakmesafede,küçükbir
apartmanınbodrumkatındabiryervar.Kimseoradaolduğunubilmez,
seninbilebulmanzor.Herşeyyerliyerinde.”
Birsüresessizkaldılar.Odayinerüzgarınsesiyledoluydu.

52
Gregoriovücuduyorgunolmasınarağmenbirtürlü
rahatlayamıyordu.Birkaçderinnefesalarakvücudunugevşetmeye
çalıştı.Odaoldukçasessizdi,tekduyulanşeydışarıdakirüzgarın
uğultusuydu.
Elvismasanınkenarındabirsüredahadurdu,sonrayereattıkları
eskidöşeğinüzerindeyerinialdı.Nihayetindeeskigazlambasını
söndürmeyekararverdi.
“Ağaçlar,rüzgar,odadakibusessizlik...Neredeyseherşey
kararmışgibi,”dediElvis,lambayıkapatırken.
Gregoriogözlerinikapatıprahatlamayaçalıştı.Birkaçsaniye
sessizlikoldu.SonraGregorio’nunsesiduyuldu.
“Elvis,”dediGregorio,birdenbelirginleşenbirdüşünceyle,
“Zamanıdeğiştirmekdoğrumu?Yani,herşeyifarklıyapmayı
denemek…Belkideherşeyinolduğugibikalmasıgerekirdi.Geçmişi
değiştirmemek…Budabirseçimolabilirmi?”
Elvisbirsüresessizkaldı,oanınağırlığıbirazdahafazla
hissediliyordu.Sonraderinbirnefesaldıveyavaşçayanıtladı:
“Bazeninsanıniçindekisorularçözümbulmakyerinedahafazla
soruyaratır.Amabelkidebukadarmücadeleetmemizgereksiz.
Dünyayıdeğiştirmeyeçalışırkenbirininhayatınadokunmakçokdaha
önemliolabilir.Bizimgibibirgrupinsanınbüyüksavaşları
engellemesi...Belkidoğrubirşeyyapıyoruzdur,kimbilir?”

53
GregorioElvis’insözlerinikafasındatartarkengözleribirsüre
açıkkaldı.Amadahafazladüşünmeyegerekyoktu.Odakararmıştı
veherşeyyavaşçasessizliğebüründü.
Birkaçdakikasonraherikiarkadaşdaderinbiruykuyadalmıştı,
zamanbirsüreliğinedurmuşgibiydi.

54
BÖLÜMIV:
PAPAZINKADERİ
Yaşananlardanyaklaşıkikihaftageçmiş,Ferdinan’ınsonanları
yaklaşmıştı.
Gregoriouykusunualmışbirşekildekollarınıuzatarakesnedi.
Gözlerikapalıolmasınarağmenodanıntekcamındangelenışık
süzmelerigözkapaklarınıyıkıpgeçmiştiadeta.
Bukasvetlitarihtehavanınbukadargüzelolmasınıgaripsemişti.
Sonrabudüşüncesinigaripsedi;zirahavadurumu,olmayanbilinciyle
tarihinasılyansıtabilirdi?
Yanındakiboşdöşeğedoğrubaktı.Elvisoradayoktu.Biryere
gitmişolmalıydı.
Tamosıradakapınınkilidininçevirilmesi,veeskikapının
açılırkençıkardığıgıcırtınınboşeviniçerisindeyankılanmasınıduydu.
Elvisgelmişolmalıydı.Yankılıamasessizbirşarkımırıldanması;
busestanıdıktı,geleninElvisolduğununemaresydi.
YaklaşanadımlarınsonundaGregorio’nunbulunduğukapısız
odadabeliriverdi.

55
"Uykucu,"dediElvis,gülümseyerek."Beklediğimizgüngeldi.
Hâlâuyuyorsun!"
Gregorio,gözleriniovuştururkenmırıldandı:"Kaçsaatkaldı?"
"Beşsaat,"diyeyanıtladıElvis.
Gregorioişinciddiyetinikavradı.Birhaftaoradadurmuştu.Bir
zamanmakinelerivardıbuyüzdenbusonşanslarıolmasadaoldukça
önemlibirşansttı.
“BenThomas’ıarayacağım.”DediElvis.“Sanırımolayadair
birazdahadetayöğrensekzararıdokunmaz.”
Gregorio’datasdikedercesinekafansınıyukarıveaşağıdoğru
salladı.
Elvistelsiziçalıştırdıve“Thomas”diyeseslendi.Birkaçsaniye
ardındantelsizdeyineilkkonuştuklarızamankigibicızırtılıbirses
geldi.“Elvis,evet,neoldu?
“BeşSaatkaldıvesendenbirazdetayöğrenmeniniyiolacağını
düşündüm.”
Yinebiriki-üçsaniyelikbekleyişinardından“Bugünsaattam
olarak13.33’tekurşunsıkılacak.Dikkatliolmanızlazımçünkü
Ferdinand’ıöldürenadamBrowingm910’asahip.Busilahokadar
güçlükiFerdinand’tançıkankurşunkarısıSophie’yidevuracak.
Gregorio,söyledikleriylesarsılmışgibigözlerinikısıp,derinbir
nefesaldı."Birmermi,ikiadamha…"dedi.sesindebiranlam
karmaşasıvardı.

56
Yinebirbekleyişardındanaynısestonuyanıtladı.“Aslındapek
öylesayılmaz.Toplamdaikikurşunsıkılmışfakatbirisiboşaçıkmış.”
Biransessizlikoldu.Herikisidebubilgiyisindirmeye
çalışıyordu.
"Kurşunlararasıkaçsaniye?"diyesorduElvis,sesindebirmerak
vardı.
Thomas,yinekısabirbekleyişinardından,"Kurşunlararasındaki
saniyeyiaraştırmadımaslında,"dedi."Amatarihkitaplarımıtekrar
gözdengeçireceğim,birazdandönerim."
Vekonuşmayıbitirerek,telsizdengelenseskesildi.
Birsüresessizkaldılar.
Zaman,hersaniyebirazdahaağırlaşıyorgibiydi.Gregorio,
odanınduvarlarınagözattı,herşeysankibirrüyagibigörünüyordu
amaiçindekihuzursuzluk,gerçekliğinnekadarkorkutucuolduğunu
hissettiriyordu.Elvis,sabırsızcasaatikontrolediyordu,amaherşeyin
geçtiğizamandilimi,geçmekbilmezbirşekildeyavaşlıyordu.
Birsüresonra,telsizdenotanıdıkcızırtıduyulmayabaşladı.
Thomas'ınsesi,aralarındakiboşluğukeserekyankılandı.
"Elvis,Gregorio,beniduyuyormusunuz?"
Elvis,telsizialarakcevapverdi."Evet,Thomas,seniduyuyoruz."
"Tamam,"dediThomas,sesibirazdahaciddiveodaklanmışbir
tonda."Kurşunlararasındaonsaniyevar.Bukadarkısabirsüre.
Dikkatliolmanızgerek."

57
Gregorio,Thomas’ınsöyledikleriniduyarduymaz,kalbihızla
çarpmayabaşladı.Onsaniye…Bukadarkısabirsüreiçindeherşey
değişecekti.
Elvis,gözlerindederinbirdüşünceylebiranduraksadı."İkinci
baraj"dedi,birazdüşükbirsesle.
Gregorio,kafasınıhafifçekaldırarak,"Nedemekistiyorsun?"
diyesordu,merakla.
Elvis,derinbirnefesalarak,"İlkbaraj,arkataraftakisokakta
patlayanbombasesi.Bu,herşeyinbaşlayacağınınişareti.Bomba
sesiniduyduğunda,herşeyinhızladeğişeceğinibilmelisin.Yaklaşık
ondakikamızkalmışolacak.”
Gregorio,Elvis’insöylediklerinisindirirken,kafasındabaşkabir
sorubelirledi."Pekiyaikincibaraj?"
Elvis,gözleriniufuktabirnoktayadikerek,"İkincibaraj,ilk
kurşun.Oandaçokazzamanımızkalacakdemektir.Okurşun,her
şeyinbaşladığınıgösterecek.Bu,bizesadeceonsaniyeverir.Okadar
azzamanımızolacakki,bunasonşansolarakbakmalıyız."
Gregorio,Elvis’insöylediklerininağırlığınıhissederekbaşını
salladı."Yani,köprüdenöncesonçıkış."
"Kesinlikle,"dediElvis,sesindebirkararlılıkvardı."Şimdi,
yapmamızgerekentekşeybeklemek.Amabirazdanherşeyçokhızlı
olacak."

58
Gregorio,derinbirnefesalarakElvis'edöndü."Peki,planımız
ne?"diyesordu.Sesindehemmerakhemdekararlılıkvardı.Zaman
daralıyorduveherşeyinçokhızlıgelişmesigerektiğinibiliyorlardı.
Elvis,birsüresessizkaldı,derinbirdüşünceyedaldı.Gözleri
uzaklarabakarken,birşeylerhesaplıyorgibiydi.Sonra,Gregorio'ya
döndü."Buplanıoluşturmakiçingelecekteykenyaklaşıkbirhafta
boyuncaThomasilekonuştuk."dedi,sesindebirgüvenvardı.
"Zamanıdoğrukullanmalıyız,herşeybirkaçsaniyededeğişebilir.Ve
bunauygunbirplanyapmamızgerekti."
Gregorio,Elvis'insöylediklerinidikkatledinledi.Elvis,gözlerini
Gregorio'nungözlerindenayırmadandevametti:
"İlkadım,bombasesiniduyduğumuzdahemenhalkınarasına
karışmak.Bu,kalabalıkiçindekaybolmamızısağlar.Suikastçıyı,
halkınarasındakimolduğunubelirlemekiçindikkatleizleyeceğiz.O
anda,suikastçıyıbulmamızgerektiğigibi,onunhareketlerinidikkatle
takipetmeliyiz."
Gregorio,birazdahafazlabilgialmakiçinkafasınısallayarak,
"Sonra?"diyesordu.
Elvis,biranduraksadıveplanındevamınıanlattı:
"Suikastçı,ilkkurşunusıkmadanönce,halkıniçindebirnoktada
duracak.Oanda,hemenonayaklaşmalıyız.Ancakdikkatetmemiz
gerekenenönemlişey,onuöldürmek.Onunkafasınabirkurşun
sıktığımızda,hemenkalabalığakarışacağız.Kimsebizimne
yaptığımızıanlamayacak.Planımızıbozanherhangibirşeyolursa,
hızlıcageriçekilmeliyiz."

59
Gregorio,Elvis’inplanınıduyduğunda,biraniçindonakaldı.
Vicdanı,hergeçensaniyededahafazlabaskıyapıyordu.Adımlarını
yavaşlatarak,Elvis’edoğrubiradımattı.Gözleri,üzerindehissettiği
ağırlıklabirazbulanıklaşmıştı.
"Onuöldürmekmi?"diyefısıldadıGregorio,sesititreyerek."Ben,
adamöldüremem."
Elvis,Gregorio’nunbutepkisinehiçşaşırmadı.Gözlerindebir
kararlılıkvardı,amaaynızamandauzunsüredüşündüğübirsorunun
cevabınıveriyormuşgibibirhalvardı."Anlıyorum,"dedi,derinbir
nefesalarak."Amabu,işiniçindevicdanmeselesideğil.Bu,büyük
resmigörebilmekleilgili.Biradamöldürmek…evet,kolaybirşey
değil.Amabazen,büyükbirdeğişimiçinbirşeylerfedaetmek
gerekiyor."
Gregorio,birkaçadımgerigitti,kalbihızlaçarparken."Ama
ben…benbiradamöldüremem,"dedi,sesidahadasertleşerek.
"Hiçbirşekildebunuyapamam.Oadamdabirinsan.Bizimonane
hakkımızvar?"
Elvis,Gregorio’nunsöylediklerinekayıtsızgibigörünerek,ona
yaklaştı."Evet,senöldürmeyeceksin,Greg,"dedi,sesisakinamabir
okadardakararlı."Benyapacağım.Zatenbunuuzunzamandır
vicdanımdatartışıyorum.Biradamöldürmek,birdünyayıkurtarmak
içingerekliyse,yapmalıyım.Birvicdansavaşınıyıllardıriçimde
taşıyorum.Amabusavaşınsonunageldim.Eğerbuanıkaçırırsak,
milyonlarcainsanınhayatısonsuzakadardeğişebilir."

60
Gregorio,biraniçinElvis’insöylediklerinekarşıkoymakistedi.
Amasözler,kafasındayankıyapıyor,kalbindebirderinçatlak
bırakıyordu.Zamanındaraldığını,gerçektenbirşeyyapmaları
gerektiğinibiliyordu.Amayinede,birinsanınhayatınıalmak,farklı
birsınırdı.
Gregorio,birandikkatkesildi."Amaozaman,ortadasuikastçıyı
öldürdüğümüzügörenbirsürüinsanolacak.Ozamanneyapacağız?"
diyesordu.
Elvis,birazdahaderinbirnefesaldı,sonradahanetbirşekilde
yanıtladı:"Oyüzdenbukadardikkatliolmalıyız.”
Gregorio,birazdüşündü,sonrabaşkabirsorusordu:"Amaneden,
enbaştaFerdinand’ahemensöylemiyoruz?
Elvis,Gregorio’nungözlerinebakarak,"Evet,suikast
gerçekleşmedenöncemüdahaleetmemizgerekamabunu,kimseye
açıklamadan,gizlibirşekildeyapmalıyız.EğerFerdinand’ahemen
söylersen,kimsebizimsöylediklerimizeinanmaz.Birzaman
yolcusuyuz,Greg.Bukadarkarmaşıkbirdurumu,kimsenormal
karşılamaz.İnsanlar,bizidelizanneder.Kendibaşımızakalırız,sen
debiliyorsun.Herkesingözündedeli,çılgıninsanlaroluruz."
Elvis,Gregorio’yadoğrudönerek,elindekigüçlütabancayıuzattı.
Butabanca,BrowningM1910'dançokdahagüçlüydü.7.65mmLuger
P08modeliydi;hafif,hızlıveoldukçaetkilibirtabancaydı.Bu,
suikastçıyıetkisizhalegetirmekiçingerekliolanteksilaholabilirdi.
Gregorio,tabancayıelinealırken,elinintitrediğinifarketti.Birinsan
öldürmek,hernekadargerekirsede,vicdanınısarsıyordu.

61
Elvis,onagözucuylabakarak,"Sadecekendinikoru,"dedi.
"Bunukullanmakzorundakalmazsan,çokdahaiyiolur.Amaplanı
aslabozma.Anlatıldığıgibigitmeli."
Sokaktakalabalık,olağanbirgüngibidevamediyordu.Elvisve
Gregorio,Ferdinand’ınsuikastinedairplanıuygulamakiçin,gizlice
hareketegeçtiler.İlkbaraj,arkasokaktangelenbombasesiyle
işaretlenmişti.İkincibaraj,suikastçıGavriloPrincip’inkurşununu
sıkmasındanöncekikritikanıişaretediyordu.Herşey,planladıkları
gibiilerliyordu.Kalabalığıniçindekarışarak,Ferdinand’ın
konvoyunubekliyorlardı.
Elvis,öncedenhazırladığıplanıhatırlayarakGregorio’yagöz
kırptı."Hazırmısın?"diyesordu,sesigerginamakararlıydı.
Gregorio,birazendişeliamakararlıbirşekildebaşınısalladı.
"Hazırım,"dedi.Silahınısıkıcakavrayarak,kalabalığakarışmaya
devametti.Planlarıbasitti,amauygulamasıçoktehlikeliydi.Gavrilo
Princip,kalabalığıniçindegizlenmiştiveilkkurşunsıkılanakadarher
şeynormalgibigörünmeliydi.Kalabalık,Ferdinand’ıngeçişine
odaklanmıştıvehiçbirşeyşüpheligörünmüyordu.
ElvisveGregorio,kalabalığıniçinekarışarak,dikkatlice
ilerliyorlardı.Ferdinand’ıngeçişinesadecebirkaçdakikavardı.
Zamandaralıyordu,amailkbarajıgeçmelerineçokazkalmıştı.
Kalabalık,patlayanbirbombasesiylesarsıldığında,herşey
değişti.Bombasesi,sokağınherköşesindeyankılandı.İlkbaraj
gerçekleşmişti.Gregorio,biraniçintitrediamahızlatoparlandı.Elvis,

62
önündeilerleyerekbaşınıhafifçeçevirdi,"İyi,geçtik,"dedi,ama
sesindebellibirgerginlikvardı."Şimdidikkatliolmalıyız,herşey
birkaçsaniyeiçindedeğişebilir."
Elvis,hızlabaşınıSokakiyicekalabalıklaşmayabaşlamıştı.
Ferdinand’ınkonvoyuartıkçokyakındı.ElvisveGregorio,
kalabalığıniçinedahadayakınlaştılar.Gözleri,heranhareketetmeye
hazırlıklıydı.Herşeyçokyakındı;GavriloPrincip,hala
görünmüyordu.Amaherikiside,suikastçıyıfarketmekiçindikkatle
izliyorlardı.
Birden,kurşunsesihemensonragerilimarttı.İkincibaraj
gerçekleşmişti.Elvis,biranneolduğunuanlayamadı.Ferdinand’ın
arabasısokaktailerlerken,herşeyingizlibirşekildeyapılması
gerektiğinihatırlayarak,kalabalığakarışmayadevametti.Amatamo
anda,kalabalıkarasında,birininhareketleridikkatiniçekti.
Gözleri,birsiluetifarketti.
Siyahpaltolubiradam,kalabalıktahızlailerliyordu.Tam
gözükmesedesilaholmasımuhtemelbircismielindetutyordu.Elvis,
tamanlamıylapanikledi.Kalabalıkbirandadağılmayabaşladı,
insanlarkoşarakfarklıyönleresavruldu.İçindekialarm,artıkçok
dahayükseksesleçalmayabaşlamıştı.Hızlacebindensilahınıçıkardı
vehavayadoğruateşetti.
“GAVRİLİOPRİNCİP,ÇIKORTAYA!”
Ferdindand’ınkorumalarısilahateşleyenElvisveGavrilio’yu
görmüşolacaklarkiikisinedoğruhızlaharaketegeçtiler.

63
Gavrilio,Elvis’insesiniduyarduymazharaketlendi.Elvis,
Gregorio’nunhızlıcaozmunututtuve“Ayrılıparayalım,”dedi.
Gregorio,Elvis’inpanikdolusesiniduyduğunda,gözleriyle
çevresinitaramayabaşladı.Siyahpaltoluadamhalauzaklaşmakta,
amaElvis’inçağrısındansonradahadadikkatlihareketetmeye
başlamıştı.Gregorio,biranElvis’innedemekistediğinianlayamadı.
Amatamoanda,Gavrilo’nunyüzübelirdi.Adam,kalabalığıniçinde
hızlakaçmayabaşlamıştı.Gregorio,tanıdı!OGavriloPrincip’ti,
adamtamönündengeçiyordu.
"Bu...buadam,"dediGregorio,gözlerindebirkorkuveöfke
karışımıvardı."BuGavriloPrincip,Ferdinand’ıöldürecekadam!"
Gavrilio,darbirsokağasaparak,hızlakoşmayabaşladı.
Gregorio’daonutakipediyordu.Arkasokaklarınkaranlık,sessiz
havası,hergeçensaniyedebirazdahasıkıcıhalegeliyordu.
Ferdinand’ayaklaşankonvoyungeçişiylebirlikteherşeyinfarklıbir
yönalacağınadairiçindekihisdahadagüçleniyordu.Gavrilo
neredeydi?Neredesaklanıyordu?Gregorio,biranduraksadı,etrafına
bakarakdüşüncelerinitoparlamayaçalıştı.
İşteoanda,GavriloPrincip’insilueti,karşısındakimerdivenlerden
yukarıdoğruyürürkenbelirdi.Gregorio,nefesinitutarak,Princip’in
hızlayükseldiğinifarketti.Gavrilo,kalabalığınarasınakarışmışve
hemenbirbinagirişineyönelmişti.Yavaşçaadımlarınıhızlandırarak,
Princip’inpeşindengitmeyekararverdi.Herşeyinçoktehlikelive
hızlıbirşekildedeğişebileceğinibiliyordu.

64
Gavrilo,merdivenlerihızlatırmanarak,birbinakapısınıniçine
kayboldu.Gregorio,kısabirsüreyerindenhareketetmeyerek,
Princip’ingirdiğikapınınhemenyakınındakibirevinarkasına
saklandı.Gavrilo’nuniçerigirdiğindeneminolduktansonra,hızla
hareketetti.
Evlerinarasındakikovalamacabaşladı.
Gregorio,Gavrilo’yuizlerken,herandikkatliolmalıydı.Burası,
şehreaitdarsokaklarveevlerinköşebaşlarıyladoluydu.Princip,
binanıniçindebirsüreilerlediktensonra,kapıdançıktı.Gregorio,
hemenarkasındanmerdivenleredoğruadımlarınıhızlandırarak,
Princip’itakipetmeyedevametti.Gavrilo’nunherhareketi,Gregorio’
nungözlerindenkaçmıyordu.Gavrilo,birdenhızlayükseldive
yukarıdakibirpencereyeyöneldi.
Gregorio,kısabirmesafefarklaPrincip’inarkasındanilerlerken,
artıknekadartehlikelibirnoktadaolduklarınıbiliyordu.Buyükselen
gerilimiçinde,herşeyinbirandaçözümekavuşabileceğinidüşündü.
Burasıçokkarmaşıkbirsokaktı,amaGavrilodaheranelindenkayıp
gidebilirdi.
Evlerinarasında,darmerdivenlerdekikovalamaca,gerilim
arttıkçadahatehlikelibirhâlalıyordu.Gavrilo,birangeridönergibi
oldu,amaGregorio,oandahızlayukarıfırlayarakonadoğrubiradım
attı.Gavrilo’yuyakalayabilmekiçin,kalbininçırpınansesiyledahada
hızlandı.Herşeybiradımkadaryakındı.
Sonunda,merdivenlerintepenoktasınageldiler.

65
Gavrilo,gözleriniGregorio’yaçevirdi,amaGregorio,onasonbir
hamleyleyaklaştı.Gavrilo,korkuiçindebiradımdahageriatarak,
Gregorio’nunelindenkaymayabaşardı.Gavrilo,hızlabirbalkona
doğruilerlerken,Gregoriohızlaonayaklaştı.Biranlıkboşluktan
faydalanarak,Gavrilohızlaaşağıyakaymayaçalıştı.
Gregorio,sonbirçabayla,Gavrilo’nunayaklarınıhedefalarak
silahınıdoğrulttu."Dur!"diyebağırdı,"Biradımdahaatma!"
Gavrilo,binaçıkışınadoğruilerlerken,Gregoriohemenateşetti
vePrincip’inbacağındanvurdu.Princip,birçığlıkatarakyereyığıldı,
yavaşçatitreyerekhareketetmedi.
Gregorio,silahınıdoğrultarak,Princip’eyaklaştı."Nedenbana
bunuyaptırmakzorundaydın?"diyesordu.Princip,ağzındanzorlabir
şeylersöylemeyeçalıştı,amasesioldukçazayıftı."Sendemi...o
aşağılık...Avusturyalılardansın?...dedi,gözleribulanıklaşarak.
Gregorio,silahınıbirazdahayaklaştırarak,"dünyadeğişmekiçinbir
insanınhayatınıalmayıhakediyormuydu?"diyesordu.
Princip,sonbirderinnefesalarak,“Hepinizincanıcehenneme!”
Diyemırıldandı.Gregorio,gözlerinionadikerek,sonbirkezdaha
doğrulttusilahını.Birmermi,Princip’inkafasınadoğruhızla
ilerleyecekti,amatamoanda,polislerinsilahsesleriduyulmaya
başladı.Gregorio,Gavrilo’nunyereyığılmasınınardından,biraniçin
derinbirnefesaldı.Princip’ivurmuştu,amaherşeyinhâlâkarmaşık
olduğu,herantersinedönebilirbirdurumdaolduklarıçokaçıktı.
Polislerinsilahsesleri,hemenarkasındangelmeyebaşlamıştı.Herşey

66
çokhızlıbirşekildedeğişiyorduveGregorio,güvenlibirçıkış
bulmakzorundaydı.
Adrenalinvücudunusararken,içindekibirkorkuduygusununda
ağırlaştığınıhissediyordu.Burası,herşeyinbaşladığıyerdi,amaşu
anda,herşeyinsonlanabileceğiyerolabilirdi.Princip’ietkisizhale
getirmişti,amapolislerpeşindeydi.Kaçmasıgerekiyordu.
Kalbininhızı,kulaklarındayankılanıyordu.
Hemenarkasınıdönüp,yakınlardakibirbinayadoğrukoşmaya
başladı.Darsokaklarvegizligeçitler,onaküçükbiravantaj
sağlıyordu.Polislerinsilahsesleri,hemenarkasındangelmeye
başlamıştı.
Darsokaklardahızlailerlerken,gerilimheradımdaarttı.
Polislerinsesleri,sirenlerinuğultusuhersaniyedahayakıngeliyordu.
Gregorio,nekadardikkatliolursaolsun,yakalanmariskiylebaşbaşa
kalmıştı.Birçıkışbulmalıydı,amazamançokkısıtlıydı.
Birden,sokaklarınköşesindenhızlageçerken,birelaniden
ensesineyapıştı.Gregorio,neolduğunuanlamadanbirandagüçlübir
şekildeçekildi.Gözlerikaranlıktaneolduğunuanlamayaçalışırken,
bubeklenmedikhareketonuşaşkınaçevirdi.Hızlaarkasınadönmeye
çalıştı,amagüçlübirkol,onubirevedoğruçekiyordu.
“Sakınbağırma!”diyenbirses,Gregorio’nunkulağınafısıldandı.
Korkuylairkilerek,gözlerikaranlıktabirşeyleraradı..Gregorio,
hemensesinsahibinitanımayaçalıştı,amaçokgeçmeden,birkapı
sertbirşekildeaçıldıveGregorio,içeridoğrusürüklendi.

67
Kapıkapanırken,Gregoriobiranneolduğunukavrayamadı.Bir
eveçekilmiştiveiçerisikaranlıktı.Sadecebirgölgevebeyazbirel
dikkatiniçekiyordu.Sesinsahibi,gizliceiçerigirdivekapıyıhızla
kapattı.
“Benitakipet,”dedi,sesisoğukkanlıamaaynızamandakeskinve
emirliydi.“Polislerpeşinde.Amabugeceyisağsalimatlatmak
istiyorsan,banagüvenmekzorundasın.”
Gregorio,biraniçinşaşkınlıklakarşısındakikişiyebaktı.hala
karanlıktaneolduğunugörmektezorlanıyordu.Siyahsaçlarının
yanlarıkazınmıştı.Elmacıkkemikleribellisıskabiryüzüvardı.Uzun
paltosugeceninkasvetiniyansıtıyordu.Birandakafasındabinlerce
düşüncebelirdi.Kimbuadam?Neyapmayaçalışıyor?
“Kimolduğunusöyle!”diyebağırmakistediama,hemensesini
kısıp,gözlerinikarşısındakifigüreodakladı.Adamıngözleri
karanlıktaparlıyordu,fakatkimolduğunuhalaçözebilmişdeğildi.
Adam,Gregorio’nunhareketiniengellemeden,merdivenleriçıktı
hızlabaşkabirbinayadoğruyöneldi.Gregorio,biranlıkşokla,
adamınneyaptığınıanlamayaçalıştı.Adamhızlabirkaçadımda,aynı
yüksekliktekidiğerbirçatıyaatladı.Gregorio,hemenpeşinden
gitmeyekararverdi.Mesafekısa,amakesinlikletehlikelibiratlayıştı.
Hızla,kendisiniçatıdabuldu,binanınçatlaklarınıhissettiğianda,
adamınyanınagelmişti.
Adam,Gregorio’nunpeşindengeldiğinifarkettiğinde,kısabir
süreduraksadıvegözleriyleçevresinitaradı.Sokaklarbirhayaletgibi

68
sessizleşmişti.Adam,hızlabirateşyakmayabaşladı.Çatıdabiriken
kuruodunlarıkullanarakateşinetrafınısardı.Gregorio,biraniçinne
yapacağınıbilemedi.Adam,ateşiyaktıktansonra,Gregorio’yadöndü
vegülümsedi.
"Meraketme,altkattamerdivenlertamamenyıkılmış."dedi,
soğukkanlıbirsesle."Harabebirbinanınüstündeyiz.Şuan
güvenliyiz."
Gregorio,ateşinsıcaklığınaelleriniuzatırken,içindekişüpheve
merakduygusuylaboğuşuyordu.Adamınsoğukkanlıtavrıbiryandan
güvenveriyor,biryandandaiçindekialarmzilleriniçalıyordu.
Nihayetdayanamayıp,boğukbirseslesordu:
"Sen...Kimsin?Nedenbanayardımediyorsun?"
Adam,ateşedoğrueğilerekelindekiinceçubuğualevlerde
gezdirirken,başınıkaldırıpGregorio'yabaktı.Alevler,keskin
hatlarınıvekaranlık,parlayangözlerinidahadabelirginhale
getiriyordu.Dudaklarınınkenarındaküçük,anlamızorbirgülümseme
belirdi.
"Hans,"diyecevapverdisadebirşekilde.Sestonu,ismininbu
kadarönemliolmadığını,asılönemliolanınşuanolduğunuimaeder
gibiydi.
Hans,Gregorio’yadoğrubakaraktekrarkonuştu.
"Oadamınedenöldürdünüz?"dedi,"Uzunzamandıronu
izliyordum.Birşeylerkalkışacağıbelliydi.Amasizneden
vurdunuz?"

69
Gregorio,sorukarşısındairkildi.Ağzındanistemedenşusözler
döküldü:
"Oadam,BirinciDünyaSavaşı’nıbaşlatacaktı…"dedi,bunu
söylemekistememiştiamakendinitutamadı.
Adam,gözleriniGregorio’yaçevirdivebiranlıkbirsessizlikoldu.
Şüpheylegözleriniondanayırmadansordu:
"BirinciDünyaSavaşımı?"diyemırıldandı."Gerçektenmi?"
"Oadam,BirinciDünyaSavaşı’nıbaşlatacaktı…"dediktensonra
şokiçindehızlakafasınıkaldırdı."Şey,aslında..."dedi,panikiçinde.
"Yanlışsöyledim."Söylediklerininfarkınavararakhemenekledi:"O
kadardabüyükbirşeydeğilaslında.Sadece…"amadahafazla
toparlanamadanHans’ıngözlerindekişüpheyifarketti.
Hans,başınıhafifçeeğerek,Gregorio’nungözlerinedikkatle
bakmayabaşladı.Yavaşçaveşüphelibirşekildesordu:
"BirinciDünyaSavaşımı?Neyani,birincideniliyorsabirde
ikincisimivar?"Gözlerindehafifbiralayvardı,amaaynızamanda
gerçektenanlamamışgibibirbakışlaGregorio’yabakıyordu.
"Ah,yani...şey..."dedi,kendisöylediklerinitoparlamaya
çalışarak."Yani,oadamınöleceğiniveardından...büyükbirfelaketin
olacağınıdüşündüm.Ama..."Şuanolaylarıtoparlamakzorlaşıyordu.
Hans’ıngözlerindekişüphe,dahadabelirginleşiyordu.
Hans,kafasınıhafifçesallayarakGregorio'yabaktı."Seni
sakladım,amaşimdibirşeysaklıyorsun."dedi,sesindebirtehdit

70
olmasadabirşüphevardı."Gerçektennesaklıyorsun?"diyesordu,
gözlerindekianlamderinleşiyordu.
Gregorio,içindekikorkudahadabüyüdü.BirinciDünyaSavaşı
konusunusöylememeliydi.Amabirşekilde,söyledikçedahadadibe
batıyordu.Nekadaranlatmayaçalışsada,birşeylerikaçırdığınıve
sözlerindenbirşeylerçıkmayabaşladığınıfarketti.Biranduraksadı
vegözleriHans’atakıldı.Birşeyleriaçıklamakzorundakalacağını
hissetti.
"Yani,aslında..."dedi,yavaşçaamakararlıbirşekilde."Bunu
anlatmamzorolacakama...zamanmakinesivar.Ben...zaman
yolcusuyum."Bukelimelerağzındandöküldüvebunusöylediğian
hemenhatasınıfarketti.
Hans,gözlerinidehşetiçindeGregorio’yadikti."Zamanmakinesi
mi?"dedi,gözleribiraniçinbüyüdü,sonragülümsemeyebaşladı.
"Yani,sen...gerçektenzamanmakinesiolduğunusöylüyorsun?"
HafifçegülerekGregorio'yabaktı."Vaycanına,demekkiseni
saklarkenbirdeliyikurtarmışım."dedi,sesindedalgageçerbirton
vardı."Buçokilginç.Şimdineyapacağız,seninlezamanyolculuğuna
mıçıkalım?"
Gregorio,Hans’ıngülümsemesikarşısındabiranşokoldu.Ama
Hans,birdenciddileşereksilahınıçıkardıveGregorio'yadoğrulttu.
Gregorio,gözlerindekorkuileHans’abakarken,silahınnamlusunun
doğrukendisineyöneldiğinifarketti.Biran,neolduğunuanlamadı.
Hans,silahıGregorio'yadoğrultaraksakinbirşekildedevametti:

71
"Senpolislerdensakladım.Neyani?Birdeliiçinsuçmuişledim?"
dedi,silahınnamlusunubirazdahayaklaştırarak."Zamanmakinesi...
annenindoğduğugünedegötürebiliyormu?"diyealaycıbirşekilde
gülümsemeyedevametti.
Gregoriobiranlığınakaskatıkesildi.Hiçkimseonunannesine
böylebirşeysöyleyemezdi.Özellikleonunannesigibibiranneye.
Hans,Gregorio'nungözlerindeöfkeninparladığınıfarketti.Hızla
silahınıdoğrulttu,amaGregoriohiçtereddütetmedensilahıblokeetti.
Biranlıkgüçmücadelesisonrası,Hans’ınsilahıGregorio’nunelinden
kayarakdüşmeyebaşladı.
Hanshızlageriçekilerek,Gregorio’nunüzerineatılmayaçalıştı.
AmaGregoriodahahızlıydı.BiryumrukHans’ınçenesineisabetetti,
veHansbiradımgeriyesavrulupdengesinikaybetti.
Çatınınköşesindekiküçükodanıncamlarıgıcırdayarakkırıldı.
Camparçalarıyeredökülürken,GregorioveHansaynıandaodanın
içinedoğrusavruldular.
Camınkırılmasıylaortamdabirandakaranlıkvesoğukbirhava
oluştu.Çatıdaikiadamınmücadeleettiğiküçükodadan,cam
parçalarınındüşmesesivemerdivenleringıcırdamasıduyuluyordu.
Hans,biraniçindengesinikaybedipmerdiveninkenarınadoğru
savruldu.Gregorio,onasertbirdarbeylemerdivenleredoğruitti,ve
ikisibirdendüşmeyebaşladılar.Yavaşça,merdivenlerinbeton
basamaklarınaçarpandüşüşsesleriyükseldi.Çatınıniçkısmındaki
merdivenlerinkırılmasıylaherşeydahadakarmaşıkhalegeldi.

72
İkisidedüşerkenbirbirlerindentutmayaçalıştı,amadüşüşo
kadarhızlıydıki,merdiveninsonbasamağınaçarptılar.Hans’ın
vücuduyereçarptığında,Gregoriodadüşereksırtüstüyığıldı.
Biraniçin,herşeysessizleşti.Merdiveninkenarınadüşencam
parçalarıvetahtalarınkırılmasesleriardında,herikiadamdayorgun
birşekildenefesalıyordu.
İkisideyeredüşmüş,merdivenlerinüzerineyığıldıktansonra
yavaşçatavanabakarkensessizbirangeçti.Birbirlerininnefeslerini
duyabiliyorlardı,amahiçbirşeysöylemiyorlardı.
Hans,birkaçsaniyesonrakafasınıkaldırıpsıkıcaGregorio’ya
bakarak,hafifbirgülümsemeile,“Kusurabakma,sinirproblemlerim
var,”dedi.Sesindekialaycıton,siniriningeçtiğinigosteriyordu.Bir
yandanyavaşçaayağakalkmayabaşladı,amavücuduhâlâyorgundu.
Gregorio,derinbirnefesaldıvegözlerinitavandanayırmadan,
“Bendenözürbekleme,”dedi,sestonundasertvekararlıbirifade
vardı.“Annem,budünyadakiendeğerverdiğiminsandır.”
Hans,biranduraksadıveGregorio’yadoğrueğildi.Eliniuzatarak
onukaldırmayaçalıştı.“Hâlâdeliolduğunudüşünüyorum,”dedi,ama
bukezsözlerindeşakacıbirtonvardı.
Gregorio,Hans’abakarakderinbirnefesaldı."Sanagelecekten
geldiğimikanıtlamayaçalışmayacağım,"dedi,"Herkeseherşeyi
açıklamakzorundadeğilim."
Hansbusözleriduyduğundahafifçebaşınısalladıvegözlerinde
biranlambelirdi."Yazıkoldu,"dedi,düşüncelibirşekilde."Çünkü

73
eğerdedikleringerçektendoğruolsaydı,sanayardımedebilirdim."
Sesindekisamimiton,Gregorio’yubiraniçinşaşırttı.
"Babamöldü,"dediHans,sesihüzünlederinleşerek.Gözleri
ufkunbulanıkçizgisinedalmış,uzaklardabirşeyarıyormuşgibi
boşluğabakıyordu."Onusavaştakaybettim.Sizisesavaşları
durdurmayaçalışıyorsunuz,öyledeğilmi?Eğersöylediklerin
doğruysa,sanayardımedebilirim."
Gregorio,Hans’ınsözlerindekiağırlığıhissederekbirandurdu,
ardındanelinigençadamınomzunakoydu.Dokunuşundahemteselli
hemdekararlılıkvardı."Aklımdabirfikirvar.Sanadoğruluğumu
kanıtlayacağım.Amaöncebirarkadaşımlakonuşmamgerekiyor."
Ceketininiçcebineuzandı,elinegeleneskiveyıpranmıştelsizi
çıkardı.Hans,Gregorio’nunhareketlerinisessizceizlerkenbaşıyla
onayladı,gözlerindehafifbirumutışığıbelirmişti.Gregorio,telsizin
düğmesinebastıvekonuşmayabaşladı.
"Elvis!"dedi,sesihemacelecihemdetedirginsesiyankılandı.
"Sesimiduyabiliyormusun?"
Telsizdengelencızırtılarbirkaçsaniyeboyuncaonlarısessizlik
içindebekletti.Ardından,cızırtılarınarasındantanıdıkbirses
yükseldi.Elviskonuşuyordu.
"Şuansaklanıyorum,"dedi,sesiderinbirnefesinardındangeldi.
"Kaçmayıbaşardım.Dündenberisanaulaşmayaçalışıyorumama
telsizinkapalıydı.Neleroluyordostum?Birsorunmuvar?"

74
Gregorio’nunyüzünderahatlamailekarışıkbirgülümsemebelirdi.
Elvis’ingüvendeolduğunuöğrenmek,içindetaşıdığıgerilimibir
nebzeolsunhafifletmişti."Uzunhikâye,"dedikısaca,telsizibir
anlığınaindirdi.Hans’adönerekgözlerininiçinebaktı."Buralardabir
radyobulabileceğimizbiryervarmı?"
Hans,birsüresessizcedüşündü.Gözleriboşluğadoğrukaydı,
sankikafasındaharitalarkarıştırıyormuşgibiydi.Sonundakaşlarını
kaldırarakkonuştu:"İkicaddeötedebirkahvevar.Orada
bulabilirsiniz."
Gregorio,Hans’tangelenbilgiyletelsizitekrarağzınayaklaştırdı.
"Elvis,"dedi,bukezsesidahanetveemindi."Dinle,sanabirkonum
veriyorum.Evinikicaddeötesindebirkahve.Oradabuluşmamız
gerekiyor.
“Tamamgelirimamanedenbirkahvedebuluşmamızgerekiyor?”
“Gelinceanlatacağım.”dedivetelsizikapattıGregorio.
GregorioveHans,AppelQuaiCaddesi'nedoğruyürümeye
başladılarHans'ınyardımteklifinikabuletmekzorolsada,Gregorio
halaonagüvenipgüvenemediğindenemindeğildi.Amabirşeyler
yapmasıgerekiyordu.Elvis'lebuluşacaklardı,sonraherşeyiona
anlatacaktı.
"Şukafeninkapısındangiriyoruz,"dediHans,vekapıyıaçarak
içeriyeadımattılar.İçerisi,sadeamaşıkbirmekandı.Duvarlardaeski
Osmanlıçinidesenlerivardı,veloşışıkaltındabirkaçmasadaoturan
insanlarsessizcesohbetediyordu.

75
Birköşede,Elvis’igördüler.Gregorio,Hans’abirbakışattıktan
sonra,Elvis’edoğruyürüdü.Elvis,onlarıgörüncekafasınıkaldırdıve
hafifçegülümsedi.
"Netedesin,neleroldu?"diyesorduElvis.
Gregorio,Hans’ıtanıtmadanönce,"Birazdahadetaylı
konuşmamızgerek,"dedi.
Elvis,Gregorio'yudikkatlesüzdü,sonragözleriniHans’açevirdi.
"Kimbuadam?"diyesordu.Gregorio,biraztereddütlübirşekilde,
Hans'ıtanıtmayabaşladı.
“Onaolanlarıanlattım,yardımedebileceğinisöyledi.”
Elvis’inyüzündeanlıkhafifbirsinirbelirdi,“Senkafayımı
yedin?”Dedi.Sestonuokadardasertçıkmamıştı.Sadeceolanları
anlamayaçalışıyordu.
GregorioHans’adoğrubaktıve“Enazındanonabirşansveremez
miyiz?”Dedi.
ElviskafasınıhayıranlamındayukarıaşağısallayıncaHans,“Bu
delizırvalıklarınaayıracakzamanımyokzaten!”Diyerek
bulunduklarıkafeninkapısınadoğruyöneldi,Sestonundakikırgınlık
Gregorio’yuHans’ın,dediklerinekarşıumutlandığınıdüşünmesine
sebepoldu.
HanstamkapıdançıkmaküzereykenElvisonudurdurdu.
“Yardımedebileceğinkonuneydi?”Diyerekyüksektondaseslendi.-
sinirliolduğuiçindeğilHans’ınduymasıiçin.-

76
HanstuttuğukapıkolunubıraktıvetekrarElvis’inyanınadoğru
yürüdü,suratındabirgülümsemebeliriverdi.“Yardımetmemgereken
konunedir?”
“Hapistekibiradamıöldürtebilirmisin?”
GregorioElvis’insöyledikleriniduyuncakaskatıkesildi.Neden
böylebirşeyistemişolabilirdiki?“Birdakika,nedemeye
çalışıyorsunsen?”Diyerekşaşkınlığınıbellietti.
Elvisderinbirnefesçektivecevapladı.“Dünherşeyyaşandıktan
sonraThomas’ıaradım.Senolduğunutahminedebileceğimbirisinin
Princip’ivurduğunuvepolislertarafındanhastaneyekaldırıldığını
söyledi.İyleşincedehapishaneyekapatılmış.
GregoriomeraklıgözlerleElvis’ebaktı.“Amasuikasti
engellemiştik.”Diyecevapladı.
Elvisbiriççekti,“Buadamıngözünühırsbürümüş.Aynı
zamandaoyaşlıbunak-Ferdinandiçinsöylüyor.-koskocaAvusturya
Kralıolmasınarağmendahaöncerotasıbelirlenmişbiryerdenhalkı
selamlayacakkadarsalak.Tekrarölmesisenişaşırtırmı?”
“Ozamanonuhapishanedeykenöldürmeliyiz.”Diyemırıldandı
Gregorio.
“BunuyapabilirmisinHans?”
Hans,Gregorio’nungözlerinedikkatlebakarak,“Elimkolum
uzunduramaoadamınbulunduğukoğuştatanıdığımbirisivarmı,
öğrenmemlazım.Aynızamandabizegerçektengelecekten
geldiğimizikanıtlamadınız,”dedi.

77
Gregorio,Hans’a“Radyoyudikkatlidinleçünkübirazdan
geleceğeşahitolacaksın.”Dediardındanelinicebineataraktelsizini
çıkardı.Thomas’ıarayarak,“Thomas,atyarışlarınınsonuçlarını
öğrenmemgerekiyor.Ferdinandsuikastisonrasındakigünde,akşam
yedidekiyarışıkimkazanacak?”diyesordu.
Telsizden,birkaçsaniyelikcızırtınınardından,Thomas’ınsesi
duyulmayabaşladı:“Birdakikabakıyorum…Kaiser’innalları
çıkacak,veEdelweisskazanacak.”
Gregorio,gözleriparlayarak,“Edelweisskazanacak.”diyetekrar
etti.“Evet,Edelweissşampiyonolacak.”
Hans,kulaklarınıdikkatleradyoyadayamıştı.Amahala
şüpheliydi.“Buimkansız,”dedi,“Kaiseraradaçokfarkaçtı,
Edelweiss’inyetişmesineredeyseimkansız.”
Gregorio,gözlerindebirparıltıyla,“Hayır,nallarıçıkacak.”dedi.
Oan,radyodakispikerinsesibütünkafeniniçindeyankılandı.
“AmanTanrım!İnanılırgibideğil!Kaiser’innallarıçıkıyor!
“Edelweiss,inanılmazbirhızla!Kaiser’ingerisindekalanat,şimdi
önde!Bumuazzambirdönüş!”diyebağırdıspiker.“Veişte
karşınızdayenişampiyon!Edelweiss!Harikabirgeridönüşyaparak,
yarışıkazandı!”
Gregorio,gülümseyerekHans’abaktı.“İşte,dediğimgibi.
Gerçektengeleceğibiliyoruz.”Hans,birazdahaşaşkınbirşekilde,
“Amabuimkansız.”dedi.
Gregorio,gözlerinikıstıvehafifbirkahkahaattı.

78
“Şimdiişimizihallet.Lütfen.”
Hans,halayüzündekişaşkınlığıtamanlamıylagizleyememişti.
Gregorio'nunbakışlarınakısabirsürekarşılıkverdiktensonra
cebindenküçük,eskimodelbirtelsizçıkardı.Telsizidikkatlice
açarak,birkaçdüğmeyebastı.Çatlakbirses,telsizinhoparlöründen
hafifbircızırtıylayankılandı.
"Otto,"dediHans,sesidahakararlıbirtonabürünmüştü."Beni
duyuyormusun?Şuandahapishanedesin,değilmi?"
Telsizdenkısabirsessizliktensonra,derinbirnefessesigeldi.
Ardındanbiradamınsesiduyuldu."Evet,Hans.Neistiyorsun?"
"Princip'inkoğuşundakimolduğunuöğrenmemlazım,"dedi
Hans,biryandangözleriniGregorioveElvis'eçevirerek."Şimdi."
Otto'nunsesitekraryankılandı."Birdakikabekle,kontrol
edeyim."Telsizdenbirsürecızırtıgeldi.BusıradaHans,masadaki
bardağauzanıpbiryudumkahvesinialdı.SessizlikGregorioveElvis
içinsonsuzgibigörünsedeHans'ınyüzündebirsabırmaskesivardı.
SonundaOtto'nunsesigeridöndü."Princip,hücreonyedide
tutuluyor.Yanındakiadam...Ah,evet.Eskibağlantılarımızdanbirisi:
Karl.Onunlaçalışıyordukbirzamanlar."
Hanshafifbirgülümsemeylebaşınısalladı."Karlhâlâgüvenilir
mi?"
"Karl,hâlâişimizigörür,"dediOtto.Ardındansesibirazalaycı
birtonabüründü."Amadikkatetmelisin,Hans.Böyleişlerdebirhata
tümplanıberbatedebilir."

79
Hans,telsizimasanınüzerinekoyarakGregorioveElvis'ebaktı.
"Princip'inhücresindebizimeskibirbağlantımızvar,"dedi."Amabu
işiyapmakiçindoğrubirşekildeplanlamayapmamızgerekecek."
Gregorio,gözleriniHans'adikerek,"Karl'aulaşveonunlakonuş.
İşininasılyapmasıgerektiğinianlasın.Princip'inhayattakalmasına
izinveremeyiz."
HansderinbirnefesaldıvetelsizitekrarelinealarakOtto'ya
döndü."Otto,Karl'abirmesajgönder.Princip'inyaşamalüksü
kalmadı.Oişibitirmesigerekiyor,hemdebiranönce.Dahafazla
gecikmeistemiyorum."
Telsizdenkısabirsessizlikgeldi,ardındanOtto'nunsesi
yankılandı.Bukez,alaycıbirtınıbarizdi."TabiiHans,herzamanki
gibiemirleriniziyerinegetirmeyehazırım.Ama...ufakbirdetayvar.
Buişlerpahalıyapatlar.Biliyorsun,zamanısatınalamayızama
hayatlarıdeğiştirebiliriz.Bunundabirbedelivar."
Hanskaşlarınıçattı,sestonuhafifçesertleşti."Nekadar,Otto?
Direkkonuyagir."
Otto,kahkahaatarakcevapverdi."Ah,bunuseviyorum!Direkt
meseleyegeliyorsun.Dinle,buişKarliçinbüyükbirrisk.Hele
Principgibibiriniortadankaldırmak...diyelimkibanaotuzbin
verirsen,buişunutulmaz."
Hans’ınyüzündekisinirgiderekbüyüdü."Otuzbinmi?Bubir
adamıöldürmek,imparatorluğusatınalmakdeğil!"

80
Ottoalaycıbirşekilde,"Hans,otuzbinbuişinsigortası.Unutma,
eğerKarlhatayaparsatümağımızdağılır.Yoksabukonuşmayı
hapishanedeyapmayımıtercihederdin?"
Elvis,Hans'ıngerilenyüzünüfarkettivearayagirdi."Hans,buişi
ciddiyealdığınıgörmemizlazım.Eğerbukadarparaysa,ödeyeceğiz.
AmaOtto,dinlebeni,"dediElvis,telsizialarakdoğrudankonuştu.
"Buişteenufakbirhatayaparsan,Hans’tanöncebenseninpeşine
düşerim.Bunusakınunutma."
Otto’nunsesihafifbirkahkahaylageridöndü.“Anlaştık!Parayı
hazırlayın,Karl’amesajıiletiyorum.VeHans,işbitincebanaborçlu
kalırsınız."
Hans,telsizikapatırkenyüzündekisinirigizleyemedi.Elini
masayakoyarak,"Otuzbin.Ciddimisiniz?Bu,birömürlükişgibibir
rakam!"dedi.
Elvis,sakinbirşekildearkasınayaslandı,hafifbirgülümsemeyle
cebindensigarapaketiniçıkardı."Sakinol,"dedi,pakettenbirsigara
çekipağzınayerleştirirken."Birazplanyapmamızgerekecek,ama
elimizdebiravantajvar."
Elvis,yavaşçayerebıraktığıçantasınıaçtıvekutununiçini
Hans’adoğruçevirdi.Masayakoyarken,Hansşaşkınlıklaeğilerek
yığınabaktı."Bukadarparayıneredenbuldunuz?"diyesordu,gözleri
irileşmişti.
Elvis,kibritlesigarasınıyaktıvedumanıusulcaüflerken,
dudaklarınınkenarındaalaycıbirgülümsemebelirdi."Sadecekağıt

81
parçası,"dedikeyiflibirtonla,"gelecektebutarihinparasıylaekmek
bilealamazsın.Şimdibirişeyarıyordiyeşükretmelisin."
Gregorio,gülümseyerekçantadanAvusturyaKronlarınıayırmaya
başladı."Buradanekadarolduğunuhemensayarım,"dedivedikkatle
paralarıayırmayakoyuldu.Birkaçdakikasonrabaşınıkaldırdıve
Elvis'edönerekkonuştu."AvusturyaKronuolarakburadayirmibin
var."
Hans,hâlâçantadakiparayabakarakmırıldandı."İnanılırgibi
değil...Butarihteokadarparayıbulmakbileimkânsız!"
Elvis,sigarasındanbirnefesdahaçekipdumanıyukarıdoğru
üfledi."Buişteimkânsızdiyebirşeyyok.Kalanonbinitoparlamak
içinkuyumcuyagideceğiz.Diğerparabirimleriniçevirebiliriz."
Hansbaşınıikiyanasallayarak,"Eğerbunudayapabilirsek..."
dedi,sonraderinbirnefesaldı."Peki,kuyumcuyagiderkendikkatli
olmamızgerekecek.Bukadarparaylaortalıktadolanmakriskli."
Gregorio,elindekiliralarıtekrarçantayakoyarkenHans’adönüp
sordu,"Kuyumcuyayakınbiryerbiliyormusun?"
Hansbaşınısalladı."Evet,buradayakındagüvenilirbiryervar.
Amaişihızlıyapmamızgerek,çünkübukadarparayıtaşırkendikkat
çekmekistemeyiz."
Elvis,çantayıGregorio’danalıpomzunaasarkenbaşınıhafifçe
eğdi."Ozamanhemenyolaçıkalım.Buişibiranöncebitirmemiz
gerekiyor."Sigarasınıküllüğebastıraraksöndürdüveayağakalktı.
"Hadi,geleceğikurtaralım."dedi,alaycıbirtebessümle.

82
GregorioveElvis,Hans’ıntarifettiğiyoldanilerleyerekşehri
geçipkuyumcununbulunduğusokağadoğruadımattılar.Dükkanın
önüoldukçasıradangörünüyordu,ancakiçeridekigüvenlikönlemleri
vedekorasyon,buranınsıradanbirkuyumcuolmadığınıhemenbelli
ediyordu.
Hans,içerigirmedenöncekısabirgözkontrolüyaptı.Herşeyin
yolundaolduğundaneminolduktansonrakapıyıaçıpiçerigirdiler.
Kuyumcu,tezgahınarkasındaeskibiradam,gözlükleriyledikkatle
paralarıinceledi.Hans,biranduraksadıvesonrahızla,"Bupara
birikintisiniAvusturyaKronunaçevirebilirmisiniz?Ayrıcabirkaç
dövizdevar,onlarıdakabuledermisiniz?"diyesordu.
Kuyumcuhafifçekaşlarınıçatarakparalarıalmayabaşladı.
"Elbette,"dedi,"Amadövizkurlarıbirazfarklı.OnbinİtalyanLirası
burada,onbinAvusturyaKronukadaretmiyor.Birazdahakarmaşık
olabilir."
Gregorio,kuyumcununsöylediklerinedikkatlekulakverdi."Fark
etmez.Amaşunuunutmayın,buişlemgizliolmalı.Dahafazladikkat
çekmekistemiyoruz."
Kuyumcu,başınısallayarakparalarısırasıylasaydı."Bukadar
parayıhemenişlememzorolacak,amasizeyardımcıolacağım."dedi
vehesabakatılmasıgerekenkurlarıdüşünerekişlemyapmaya
koyuldu.
Kuyumcuişlemsırasındaşöylebirşeysöyledi:"Buonbinİtalyan
Lirası,AvusturyanKronuolarakyaklaşıksekizbineder.

83
Elvisgülümsedi“AlmanyamarkıveyaFransızfrankı
verebilirim.”
Normaldebinmarkyeteramabukadarparayıişlemem...beşbine
nedersin?
Elvisistemeyerekolsadaeskiahşapmasayabeşbinmarkçıkartıp
koydu.
BirsüresonraHanseskitelsizielinealdıvekonuşmayabaşladı.
“Paranhazır.İşibitirincealacaksın.”
BuesnadaOtto,hapishaneninsoğukvekaranlıkkoridorunda
sessizadımlarlailerliyordu.Heradımında,zindanınağırhavasıiçine
çekiliyordu.Hedefibelliydi:Karl,bukoğuştaolmalıydı.Karl,
göreviniyerinegetirecekadamdı.O,herzamanplanlıydı,herzaman
soğukkanlıydı.AncakOtto’nungözüne,görevdençıkmanıngetirdiği
birhırsyerleşmişti.Biranönceişintamamlanmasıgerekirdi.
Yavaşça,koğuşunkapısınayaklaştı.
Kapı,eskitahtaduvarlarlaçatlamış,amasağlambiryapıyasahipti.
Otto,birkaçsaniyesessizceduraraketrafınıdinledi.Karl’ıniçeride
olduğunuhissedebiliyordu,amanekadarsessizolursaolsun,butür
birişaretinalınmasıgerekiyordu.Elinikapıyakoyduveüçkezsertçe
vurdu.İlkvuruş,hapishaneninduvarlarındayankılandı,ikincisibiraz
dahasert,üçüncüsüisebiruyarıgibiydi.
Otto,birelinipenceredekicamdandoğruuzatarakişaretyaptı.
Parmağını,başparmağınıveişaretparmağınıbirleştirerek,eliningeri

84
kalanınıkapıdandışarıyadoğruuzattıvekısacasalladı.Bu,Karl’a
verilenbironayişaretiydi:"Hazırsın."
İçeride,Karlbuişaretihemenfarketti.Yavaşçabaşınıkaldırarak,
penceredengörünenelinonaverdiğimesajıaldı.Gözlerinde
soğukkanlıbirifadeyle,işininbaşlangıcınaodaklandı.Birsüreliğine
sessizliğiniçindedurduveplanınıgözdengeçirdi.Herşeytamolarak
düşündüğügibiolmalıydı.
Otto,camdanişaretiniyaptıktansonra,hiçzamankaybetmeden
adımlarınıgerigeriattıveyerindenayrıldı.ArtıkişlerKarl’akalmıştı.
Bu,birfırsattı,ancakenufakbirhata,tümplanıyerlebiredebilirdi.
Karl,odanıniçindeadımadımilerlemeyebaşladı.Koğuşu
karanlık,havasızveterkedilmişgibihissediyordu.Sessizceve
dikkatliceyaklaşarak,yatakbaşınakadaradımattı.Princip’inuykusu
derindi;biranlıkyanılgıbileyapamayacakkadarsoğukkanlıydı.
Gözlerikaranlığaalıştıkça,hedefineheradımdabirazdaha
yaklaştı.YataktauykudaolanPrincip,Karl’ınyaklaşangölgesinifark
etmedenderinuykusunadevamediyordu.Bu,Karl’ınenbüyük
avantajıydı.
Bıçağınıhazırlayarak,tekbirhareketleüzerineatladı.Elinihızla
Princip’inağzınakoyaraksessizliğinibozmamayaçalıştı.Ardından,
bıçağınıhedefedoğrusavurdu.Ancaktamoanda,PrincipKarl’ın
hamlesinezamanındakarşıkoydu.
Mücadelebaşladı.Princip,Karl’ınbıçağınıtutarakonadirenmeye
çalıştı.Boğuşma,yerelgardiyanlarınkoğuşkapısındayankılandığı
anlarakadaruzandı.Karl,dirençgösterenPrincip’ialtetmeyeçalıştı,

85
amabukolayolmayacaktı.Bıçağınıbirkezdahasavurmakiçinelini
sıkıcatuttuvesonbirhamleylebıçağıderinbirşekildesapladı.
Principsonbirçığlıkattı,amabusesyalnızcazindanın
koridorlarınayayıldı.Gardiyanlariçerigirmeyeçalıştı,ancakçok
geçti.Karl,bıçakdarbelerinivücudunasonbirkezindirirken,tüm
planınıbaşarıylatamamladı.
Olayınhemenardından,koğuşkapısıhızlaaçıldı.Gardiyanlar
içerigirerken,Karl’ınvePrincip’inölümcülmücadelesininizlerini
gördüler.Kanlar,heryeredağılmıştıvePrincip’incansızbedeni,hala
bıçakdarbelerininetkisiyletitriyordu.Karl,soğukkanlıbirşekilde,
suçunuüstlenmeyehazırgibigörünüyordu,ancakgardiyanların
gelmesiyleherşeyhızlakontrolaltınaalındı.
Koğuşamiri,gardiyanlardanbirininraporunualırken,elleri
cebinegitmişti.Herşeyinkontrolaltındaolduğunubildiğinden,
soğukkanlılıklakonuştu."Ölenbizimonikinumaramı."dedialaycı
birtonla."Bu,normalbirgününparçası.Sadececesettoplamaktan
sıkıldım.Karl’ınKoğuşunudeğiştirin."
Otto,olaylarbittiktensonraHans’ıaradı.
Telsizcızırtılarıarasında,Hans’ınsesisonderecedikkatlive
acelecibirşekildeduyulmayabaşladı.“Otto,neoldu?İşne
durumda?”
Otto,rahatlamışbirşekildederinbirnefesaldı.“İştamam,Hans.
Karlişihalletti,Principöldürüldü.Herşeyyolunda,hiçbiraksaklık
yok.

86
Hansbirsüresessizkaldı,sonrarahatlamışbirtonlacevapverdi.
“Parayı,AppelQuaiCaddesi’nde,küçükbirkitapçıolan‘DerAlte
Buchladen’adlıyerinarkasındakidepodabırakabilirsin.Orasısessiz
vekimsedikkatetmez.Orayagit,parayıalabilirsin.”
Otto,duyduğuadresiiyicekafasındanetleştirerek,"Tamam,oraya
gideceğim,"dedivesesindehafifbirgüvenhissivardı.
Ottoparayıaldıktansonrasonrazindanınönkapısınadoğru
ilerledi.Herşeyinolmasıgerektiğigibiyolundaolduğunugörmüş,
planınbaşarıyaulaşmasındanmemnunolmuştu.Ancak,birşeydaha
vardı.Karl,herişinkarşılığınıalmakistiyordu.
Zindanıngirişkapısınavardığında,Karl’ıyavaşçaodasında
bırakıp,dışarıyaçıktı.
"İştamamlandı,"dediOtto,Karl’adönerek."Amabunun
karşılığınıalmakdagerek.Senindebunuhakettiğinidüşünüyorum.
Şimdibananekadardeğerliolduğunugösterecekolanbu…Ailenin,
sanaveişinekatkısağlamalı.Beşbinkron…"dedi,alaycıbirşekilde,
gözleriniKarl’ınsuratınaodaklayarak.
Karl’ınkararlıgözleri,Otto'nunsöylediklerinealışkıngibibaktı.
Biranduraksadı,fakatardındankafasallayarakcevapverdi."Beşbin
kron,işinbedeli.Bukadarbüyükbirişinsonunda,okadarazbile
olsa,saygıyıhakediyorum,"diyemırıldandı.
Elvisbirsüresonrasigarasınıyaktı,geleceğindeğiştiğinedair
bilgialmakiçinThomas’ıaradı.
“Hey,Thomas!Sesimiduyuyormusun?”

87
BircızırtıveardındaneskitelszideThomas’ınsesibelirdi.“Evet
duyuyorum.Neoldu?”
“BirinciDünyaSavaşıhakkındanebiliyorsun?”
BirsüresonrayinebircızırtıileThomasınsesitelsizdebelirdi.
“BirinciDünyaSavaşıdiyebirsavaşbilmiyorum.”
"GavriloPrincip'iveFranzFerdinand'ıbilmiyormusun?"diye
sorduElvis,şaşkınlıkvehafifbirheyecanla.
TelsizdenbirsüredahacızırtıgeldiveardındanThomas'ınsesi
netbirşekildeduyuldu."Oisimlerbanahiçbirşeyifadeetmiyor,
dostum.Onlarkim?"
Bucevaplabirlikte,Elvis'inyüzündederinbirrahatlamaifadesi
belirdi.TelsiziyavaşçamasayakoyupGregorio'yadöndü.
Gregorio'nungözlerindebüyükbirmerakvardı."Neoluyor,Elvis
Elvis,derinbirnefesaldıvehafifçegülümsedi."Gregorio...Biz
dünyanınkaderinideğiştirdik.Tarihyenidenyazıldı."
Sözünütamamlamadanöncederinbirnefesaldı."Princip'in
yaptığısuikasthiçyaşanmadı.Savaşınbaşlamasınanedenolano
kritikolaytarihtensilindi."
Gregorio'nungözleriparladı."Yani...BirinciDünyaSavaşıhiç
olmadımı?"
Elvisbaşınısalladı."Aynenöyle.Oacıdolusavaş,milyonlarca
canınyitipgitmesine,imparatorluklarınyıkılmasınanedenolano
savaş,artıkyok.Bizimsayemizde."

88
Hans,busıradaonlaradoğrudönerek,yüzündegururlubir
ifadeylekonuştu."Sizebağlantılarımınsağlamolduğunusöylemiştim.
Doğruadamlakonuştuğunuzda,geleceğibiledeğiştirebilirsiniz."
Gregoriosessizcedurdu,yüzündeşaşkınlıkvehayranlıkkarışımı
birifadevardı."İnanılmaz...Okadarbüyükbirşeyi
değiştirebildiğimizaklımagelmezdi."
Elvis,sigarasındansonbirnefesdahaçekipyereattıvebotuyla
ezdi."Bu,tarihinenbüyüksoygunu.Hemdegeleceğikurtarmakiçin
yapılmışbirsoygun."
Hans,GregorioveElvis’intelefonlakonuştuğuoanınhemen
ardından,üçlübüyükzaferlerininardındanilkkezbirkafeyegirmeye
kararverdi.Geceninilerleyensaatlerinde,şehrinışıklarıveyağmurun
yavaşçadüşendamlalarıarasındabirbirlerinegülümsüyorlardı.
Başarılarınıntadınıçıkarmakiçinbirazrahatlamayaihtiyaçlarıvardı.
Kafeyegirdiklerindeiçerisikalabalık,ancaköylesinesıcakve
canlıydıki,anındabukalabalığınarasındakendilerinikaybettiler.
Çeşitlimasalar,farklıgruplar,kahkahalarvekonuşmalarheryanı
sararken,onlaryalnızcakendidünyalarındaydılar.Yavaşça
masalarınaoturduklarında,garsongelipsiparişlerinialdı.
Elvis,masanınortasındahafifçegülümsedi.“Bunuhakettik,değil
mi?”dedi,biryudumalmaküzerebardağınıkaldırmadanönce.
Gregoriokafasınısallayarak,“Kesinlikle.Herşeyyolunda.”diye
yanıtladı.
Hansise“Üzgünüm,İçkitüketmiyorum.”diyekarşılıkverdi.

89
BirsüreeğlendilerHerbiribaşarmışolmanınverdiğihafiflikte,
zaferinağırlığındankurtulmuş,rahatlamışhissediyordu.Geceningeç
saatlerinde,kafekapatırken“Hadibirazdışarıçıkalım,”dediHans,
aniden.“Bunukutlamalıyız.”
Elvis,içkisiniyudumladıvebaşınısallayarakkabuletti.“Evet,
birazyürüyelim.Burasıçokbunaltıcı.”
Kafedençıktılar,geceyikutlamakiçinyürüyerekilerlediler.
Yağmuryavaşçayağıyor,rüzgarhafifçeyüzleriniokşuyordu.
Şehirdekisakinliğekarışanneşeleriyle,gülerekbirbirlerinebirkaç
şakayaptılar.Oan,gerçeklikbirkenarabırakılmışgibi
hissediyorlardı.
Birsüresonra,Hans,“Burasıçoksesli.Gelin,birazda
yükseklerdekutlayalım,”dedi.Hans’ınişaretettiğiyerebakanElvis
onabakarakgülümsedive“Çatımı?”diyesordu.
“Evet,çatı,”dediHans.“Kendimizebiralanoluşturalım.Kimse
bizirahatsızetmesin.”
Çatıyaçıktıklarında,şehirışıklarıveyağmurunhafifıslattığıçatı
döşemeleriyleetraflarındakiherşeyfarklıbirboyutkazanmıştı.
Yüksekteolmak,onlarınfarklıbirdünyadagibihissetmelerineneden
olmuştu.Duvardansarkaneskibirhalınınkenarındanrüzgar
geçerken,şehirçokdahauzak,amaaynızamandayakıngörünüyordu.
Hansbiranduraksadıvesonra“Burasımüthiş,değilmi?”dedi.
GregorioveElvis,aynıanda“Evet,”diyerekbaşlarınısalladılar.

90
Birsürehiçbirşeykonuşmadan,sadecegeceyiveyılzdıları
izlediler.Buanındeğerinianlamayaçalışıyorlardı.Geceninilerleyen
saatlerinde,yavaşçadüşüncelerindekaybolduklarında,kendilerini
kaybetmişgibihissettiler.Şehir,yağmurunsesiyle,hafifbirmelodi
gibiçalıyordu.
AncakosıradaHans’ınyüzündebirciddileşmebelirdi.Yavaşça
doğrulup,GregorioveElvis’edoğruilerledi.“Bunuyapmamlazım,”
dedialçakbirsesle.
ElvisveGregorio,sarhoşluğunetkisiylekafalarınısallayıp
birbirlerinegülerekşakalaşıyorlardı.Herbiri,birazönceyaşadıkları
zaferinverdiğirahatlamayla,neredeysegerçekliktenkopmuşgibiydi.
Elvis,gülümsedive"Hadi,zamanmakinesifalandiyoruzamaşuanki
durumumuzlanereyegidebilirizki?"diyesordu,dudaklarından
sarhoşbirgülümsemekayıyordu.
Gregoriodaaynışekildekafasınısağasolasallayıpgülümsedi.
“Heh,nezamanmakinesifalan…Hepsi,hikâye...zatendeğiştirip
duruyoruzherşeyi!Şimdibirazdinlenmeliyiz,değilmi?
Hans,eliniyerekoyarakbiransessizkaldı.Gözlerindebir
odaklanmavardı,kafasınetti.Zihnindekurduğudüşüncelerle,geceyi
neşeylegeçirenikiadamınaksine,Hansgerçekliğedönmeyi
başarabilmişti.İçmediğiiçinkafasıyerindeydi.Birkaçadımattı,Elvis
veGregorio’nunyanınagiderek,"Gerçektendeherşeydeğişti,"diye
sözebaşladı.“Amazamanmakinesininyeriniöğrenmeliyim.
Nerede?”

91
ElvisveGregorio,sarhoşkafalarınınetkisiylebirbirlerinebakıp
hafifçegülüştüler.Elvis,biryudumalırken“Heh,herşeyiöğrenmek
istiyorsun,öylemi?”dedi.“Eeee...nedemiştik,zamanmakinesi
caddedekieskitaşbinanınbodrumunda.Orası…”Elvisbiran
durakladı,gözleribulanıkbirşekildeetrafındagezindi,sonra
Gregorio’yadöndü.“Bodrumdadedikya…Hah,oradaişte!”
Gregoriodaarayagirerekbaşınısalladıvesankianlamışgibi
devametti.“Caddeninköşesindekioeskibina.Bodrumda.Gidipde
görmekistermisin?”Gregorio'nunsesi,sarhoşluktanötürübulanıkve
hafifpeltekçıktı.
Hans,ikisininhalinifarketti.Bukadarrahatolmalarına,sankiher
şeyinçokbasitolduğunudüşünmelerineşaşırmıştı.Amabu,onun
istediğifırsattı.Birantereddütetti,sonrakararlıbirşekildeeski
binanınçatısındanmerdivenleredoğruyürümeyebaşladı.
Elvisiçkininverdiğietkiylesaçmalamayadevamediyordu.“Hey
nereyegidiyorsun!Dahaçokşeydeğiştireceğiz.”
Birrüzgaresti,veGregorio,Elvisbirdenuyanmayabaşladılar.
Herşeybulanık,karanlıkvegergindi.Gözlerihızlaetrafıtaradı,ve
şehirdebüyükbirpatlamasesiduyuldu.Şehir,birsavaşalanına
dönüşmüştü.
“Bu…neoluyor?”Gregorio’nunsesigergindi,amaaynızamanda
şaşkındı.“Burası…bambaşkabiryer.”
Elvis,hızlıcayerindenkalktı.“Zamandeğişti!Herşeydeğişmiş!”
diyebağırdı.

92
BÖLÜMV:
KAYIPGELECEK
Şehir,kargaşanınpençesindekıvranıyordu.Sokaklar,çığlıklarla,
yankılananemirlerlevedemirintaşaçarpansesiyledoluydu.Dar
geçitlerdegölgelerkayıyor,ayakseslerikaldırımlaraçarpıp
yankılanıyordu.Birköşedeikiadamboğuşuyor,birazileridebir
kadınelinigöğsünebastırarakbirduvarındibineyığılmış,nefes
nefesekalmıştı.
Pencerelerdenkorkudolugözlersokağabakıyoramakimsedışarı
çıkmayacesaretedemiyordu.Birdükkânınvitrincamıçoktan
paramparçaolmuş,içeridekimallaryerleresaçılmıştı.Birarabacı,
devrilmişatarabasınınyanındadizçökmüş,yaralıbiratınboynunu
okşuyordu.Dumanmıydıhavadaasılıkalan,yoksakalabalığın
telaşıylasavrulantozmu?
Elvis,sırtınısoğuktaşbirduvarayasladı.Burasıolmasıgereken
birzamanmıydı,yoksayanlışbiranıniçinemidüşmüştü?

93
Kalabalığıniçindeileriyebaktığında,birkaçadamıntelaşlabirşeyler
taşıdığınıgördü.Oanda,birçığlıkdahaduyuldu.Yakınlardakibir
sokaktanikikişifırladı,biridüşerkendiğerionayardımetmekiçin
eğildi.
Herkesingözlerikorkuylabirnoktayaçevrilmişti.Gregorio
başınıkaldırdıvetarihindeğiştiğinihissetti.
"Zamanmakinesi...Çokuzakdeğil,"dediElvis,amasesindebir
belirsizlikvardı."Amaokadaryakındadeğil.Orayagitmek,
gerçektenkolayolmayacak."
Gregorio,kısabirsüreiçinçevresinebakındı.Sokaklarbirbirine
karışmış,yıkılmışbinalarvedumanlar,şehrinsankizamaniçinde
sıkışmışgibibirhavasınıyaratıyordu.Patlamalarınsesibirsüreliğine
kesildiğinde,Gregorio'nunaklınabirşeytakıldı.
"Yaniorayagitmemiziçin,bukargaşayarağmenilerlememizmi
gerekecek?"diyesordu,sesigergindi."Zamangeçtikçe,herşeydaha
dakarmaşıkhalegeliyor."
Elvis,başınısallayarakilerlemeyedevametti."Evet.Bizimiçin
tekşansbu.Omakinayaulaşmalıyız.
İkisideyavaşçayürüdü,amaheradımdabirtehditvardı.Her
köşe,hergölgelialan,potansiyelbirtuzakgibiydi.Caddede
ilerlerken,kargaşaonlarısarmayadevamediyordu.
Elvis,hızlailerlemeyedevametti,Gregoriodaonaayakuydurdu.
Çevredekipatlamalarartmıştı.Heryenises,adetabuşehridahada
tehlikelihâlegetiriyordu.Amazamanıngidişatınıdeğiştirmekve

94
doğruhamleyiyapmakiçinbaşkahiçbirseçenekleriyoktu.Yavaşça,
zamanmakinesinedahadayaklaşıyorlardı.
İlerlerken,birandaarkasındakikaranlıktaayaksesleriduydular.
İlkbaşta,sadecerüzgarınetkisigibidüşündüleramahızlayaklaşan
adımlarınsesindenşüphelendiler.Elvis,Gregorio'yusertbirşekilde
omzundançekerekbirduvarınyanınaitti.
"Birisigeliyor,"diyefısıldadıElvis."Hazırlıklıol."
İçinden“Kimgeliyor?”diyegeçirsedeGregorio,hemen
hazırlandı.Caddeninsonunda,birkaçsiluetinyavaşçabelirmesiyle,
durumciddibirhalalıyordu.Karanlıksilüetler,birerbirernetleşmeye
başladı.Elindekisilahlarlaonlaradoğruilerliyorlardı.
"Durun!"diyebağırdıElvis."Bizezararvermekistemiyorsanız
yolumuzaçıkmayın."
Amaadamlardurmakyerine,hızlailerlemeyedevamettiler.Bir
adımdahaatıp,birdenkollarındakitabancalarıçıkarıphavayadoğru
doğrulttular."Bizidinlemediniz,"diyegülümsediliderlerindenbiri,
elindekisilahıGregorio'yadoğrudoğrultarak.
Gregorio,Elvis'ebakarakgözlerindenneyapacaklarınısordu.
Elvis,kollarınısıvamıştıvesuratındakararlıbirifadevardı.
"Zamanmakinesibizeyakın,amaburadaduramayız,"dediElvis,
hızlıcadüşünerek."Yabunlarlabaşaçıkacağız,yadaburadakiher
şeybizimiçinbitmişolacak."
Gregorio,sadecebirantereddütetti.Amaokadaruzunsürmedi.
Düşüncelerinibirkenarabırakarakhızlıcahareketetmeyekararverdi.
Hızlaelinicebindençıkardığıbirküçükcihazıfırlatarak,düşmanları

95
şaşkınaçevirdi.Cihazınpatlamasıylaetrafayayılanduman,birkaç
saniyeboyuncahavayıbulanıkhalegetirdi.
"Koş!"Elvis,dumanınardındanGregorio'yabağırarakkoşmaya
başladı.
Hızla,herikiadamdailerledikleriyoldakoşmayabaşladılar.
Duman,onlarıkoruyanbirperdegibietraflarınısardı.Ama
düşmanları,hızlatoparlanarakpeşlerindengelmeyebaşladılar.
"Artıkgeriçekilemeyiz!"diyebağırdıGregorio,koşarken."Bir
şansımızvar,hemenşuköşe!"
Vetamosırada,GregorioveElvisköşeyidöndülervesonunda
önlerindezamanmakinesininbulunduğubinanınkapısınıgördüler.
Kapıhızlaaçıldıveikiliiçerigirdi.Ancakhemenarkasında
düşmanlarıbirerbirersokaktangirmeyebaşladılar.
GregorioveElvis,hızlazamanmakinesininbulunduğubodruma
girdiler.Kapıdaniçerigirdiklerinde,büyükbirhışırtısesiduyulduve
biraniçinikisideduraksadı.Bodrumkararmışvesessizdi.Zaman
makinesi,herşeyiniçindebirandakaybolmuşgibiydi.
"Buradaolmasıgerekiyordu..."dediElvis,gözleriniodada
gezdirerek."Ama...nerede?"
Bütünduvarlarçıplaktı.Okadarboştuki,herşeyinolduğugibi
yerindensökülüpgitmişolduğunuhissedebiliyordunuz.Tekbirışık
kaynağıvardı,tavandahafifbirlambanınsolgunışığı.Zaman
makinesiyoktu,sadeceeskiekipmanlar,kablolarvemekanikparçalar
yerlerdedağılmıştı.

96
Gregorio,hızlahertarafabakarken,duvardadikkatiniçekenbir
şeyfarketti.Gözlerinikısarakyaklaşmayabaşladı.
"Bizebirşeyleryazmışlar..."dediGregorio,duvardabüyük
harflerleyazılıalaycıbirmesajıgöstererek.
“HAHA,NICHTSISTMEHRÜBRIG,IDIOTEN.”
"Bu...bukesinlikleonunişi,"dediElvis,sinirlibirşekilde."Ve
buyazıdaonaait."
Gregorio,başınısallayarakmesajıinceledi."Nediyor?"diyesordu,
halaanlamadığıbirşekilde.
Elvis,Almancabilmesisayesindeanlamıştıvebiran
duraksayarakcevapverdi:
"Haha,hiçbirşeykalmadı,aptallar."
Spreyboyayladuvarayazılmışbumesaj,bodrumunsoğuk
atmosferinetamanlamıylayakışıyordu.Gregorio’nungözleri
kararmıştı.Bu,Hans'ınyapabileceğibirşeydi.
Aniden“Diğermakine!”dediElvisşevhetlibirsestonuyla.Seni
ilkgönderdiğimdebirmakineicatetmiştik,Onukullanmalıyız!
“Okadarheyecanlanma,”dediGregorio.“Zamandayolculuk
yaptıktansonrakapasitörünışıklarıyanmıyordu.Muhtemelenilk
makinearızalandı.”
Elvis’iniçini,Gregorio’nunsöyledikleriniduyuncaanibir
karamsarlıksardı.
“ŞansımızyavergitsindeHans,makineyezararvermişolmasın.”
Tamosırada,bodrumdakikapıhızlıcaaçıldıveiçeriyeazönce
kaçtıklarıadamlargirmeyebaşladı.ElvisveGregorio,gözlerini

97
hemenbodrumungirişineçevirdi.Adamlar,ellerindesopalarlave
kancalısilahlarlayaklaşırken,ElvisveGregorio'nunhareketetme
şansıyoktu.
Birkaçsaniyesonra,bodrumunhavasıbirdendeğişti.Oanherşey
oldukçagerçekvekeskinbirşekildehissediliyordu.İkiadam,elleri
yukarıdakalmışbirşekildeyereçömeldiler.Arkalarınabaktıklarında,
dörtkişionlaradoğruyavaşçailerliyordu.
"Nekadardazekicebirhamle,"dediliderolanadam,gülerek.
"Amamaalesefherplanınbirsonuvardır."
Gregorio’nunkalbihızlaatıyordu.Elvis’ingözleri,vücudunu
geriyedoğruçekmekiçinanibirhareketyaptıamabirisionusertçe
yereitti.
"Bu,buradasonaeriyor.Buradanezamanneyapacağınızı,kimin
neredeolduğunubiliyoruz.Hans'ınplanlarınıboşunabozmaya
çalışıyorsunuz,"dediadam,alaycıbirşekilde.
ElvisveGregoriobirbirlerinebaktılar,sonragözlerikararlıbir
şekildebirbirlerinekilitlendi.Duvardayazanmesajlaaynıanda,
başkabirplandüşünmeyebaşladılar.
Düşünmeyefırsatbilevermedenadamlar,ElvisveGregorio’nun
kafalarınahızlamaskelerinigeçiripgözlerinitamamengizlediler.Her
şeyokadarhızlıolmuştuki,ikisideneolduğunutamanlamadan,
birerhayaletgibievingirişinedoğrusürükleniyorlardı.Maskeler
sıkıcayüzlerineoturdu,nefesalmakbilezorlaşmıştı.Ellerindengelen
tekşey,aralarındakisessizliğibozmamaktı.

98
Biradam,Gregorio’yuveElvis’isertçetutarakonlarıevindışına
çıkardı.Gözlerindekikorkubiraniçinbelirginleşmiştiamane
yapabileceklerinibilmiyorlardı.Hızlailerlerken,dışarıdakikaranlık
vesoğukgeceyeadımattılar.Evinçevresisessizdi,amabiryerde
başkamotorseslerideduyuluyordu.Adımlaryavaşçahızlanarak
motorlarınyanınageldiler.
Motorlarınarkalarınabağlıipler,ikisinindeboyunlarına
dolanmıştı.Maskeliadamlar,onlarıbağladıklarıiplerisıkıcaçektiler.
Derkenmotorlarharaketetmeyebaşladı.Motorlar,çokhızlı
degildiamakesinlikleacıçektirmeyeyetecekhızdalardı.Gregoriove
Elvis’invücutlarınısertzemindesürüklerkenherbirtitremeyle
vücutlarındakiacıyıartırıyordu.Maskeninaltındakikaranlık,nefes
almayıneredeyseimkansızhalegetiriyordu.Birkaçsaniyesonra,
Gregoriobirçıkışyolubulamamışgibibağırmayabaşladı.
"Orospuçocukları!Bizeneyapıyorsunuz?!Neistiyorsunuz
bizden?!"
Sesindekiöfke,maskeninaltındanduyulsada,boynundakiiplerin
baskısıyüzündenherkelimezorçıkıyordu.Vücudutitriyor,ama
geridekiadamlarınsessizliğisadecedahafazlakorkuyaratıyordu.
Elvisgözlerinikısmış,yavaşçabaşınıçevirerekGregorio'yuizledi.
"Sakinol,"diyefısıldadı,amaoanıniçindebusakinlikbirçözüm
değildi.Motorlarileriyedoğruilerlerken,Gregorio’nuniçindekiöfke
yükseliyordu."Bunasılbirişkence?!"diyebağırmayadevametti.
Arkadakiadamlar,onacevapvermedi.Sadeceilerlemeyedevam
ettiler,motorlarıngürültüsüarasındaGregorio’nunçığlıklarıadeta

99
kayboluyordu.Hızlıolmasadakesintisizbirşekilde,onlarızorla
sürüklüyorlardı.
"Yavaş!"dediElvis,sırtıbüyükbirkayayadenkgelince.Ama
hiçbiribunakulakasmadı.Gregorio’nunçığlıkları,boşluğadüşenbir
taşgibiyankılanıyordu,amaherşeyaynışekildedevametti.
Birkaçdakikadahamotorlarıngürültüsünekarışançığlıklarve
bağırışlarsürdü.Gregorio’nunnefesikesilmişti,bedeniokadar
yorulmuştukiartıkheradımdadüşmemekiçinsongücünü
harcıyordu.Elvis’ingözlerisabahınosolgunışığında
bulanıklaşıyordu.Maskeninaltındakizornefeslervehızlıhareketlerle
hersaniyedahadazorlaşıyordu.
Birsüresonramotorlaryavaşladı.Gözlerikapalıhaldeilerlerken,
aralarındakiadamlarındahadayaklaştığınıhissedebiliyordu.Sonra
birşeyfarketti.Motorunsesiazalmıştı.Artıkseslerdahayoğun,
dahaderindi.Vebirsüresonrahızladönenmotorlarıngürültüsü
yerinisessizliğebırakmıştı.
Gregorio,yeredüşmemekiçinzorlabaşınıkaldırdı.“Nereye
götürüyorsunuzbizi?Neyapacaksınız?”diyebağıraraksormaya
çalıştı.Sesindekikorkuveöfkekarışımı,maskeninardındakiboşluğa
yansıdı.
Amayanıtyoktu.Yavaşçabirkapıaçıldıveiçeriçekildiler.
Gregorio’nunkararmışgözleri,etrafındakikaranlıkyapılarıseçmeye
çalıştı.Burasısoğukvesessizdi;anidenbirışıkbelirdi.

100
Kapıgıcırdayarakaçıldığında,Gregorio'nungözleriiyiceaçıldı.
Karşılarındabüyükbirsalonvardı.Yüksek,taşduvarlarlaçevrilmiş,
altındetaylarlasüslenmişdevasabirodada,tekbiradamduruyordu.
Yavaşça,gözlerikaranlıktasabitlenmişti.
Elvis,derinbirnefesalarakyanıtladı:“Burası...Avusturya
Krallığı'nınsarayı.Vebuadam...Kraliyetüyelerindenbiriolmalı.”
Sessizlikağırdı.Sonraadamyavaşça,arkasınıdöndü.“Hoş
geldiniz,”dedi,sesiderinveotoriterdi.
GregorioveElvis,karşılarındakiadamabakarkenderinbir
sessizliğegömüldüler.Birkaçsaniyeboyunca,tanıdıkamafarklıbir
şeyvardıbuadamda.Kaslıvücudu,eskisindençokdahasağlamve
güçlüydü.Eskideninceolanboyunvekollarşimdigenişlemişti.
Yüzündekiizler,onubirzamanlartanıdıklarıadamdançokdahasert
birinedönüştürmüştü.
Sakalları,geçmiştekiozayıfveçelimsizyüzünükaplayacakkadar
uzamıştı.Saçlarıkısavebakımlıydıamabirzamanlarkaybolanoeski
havayerini,şimdigüçlübirduruşabırakmıştı.Özellikledegözleri...
Eskidenkaybolan,korkuyladolubakışlarınınyerineçokfarklıbirşey
vardı.
Elvis,gözlerinikıstı."Greg...bu,kesinlikle...o."
Gregorio’nuniçindebirşeylerkıpırdamayabaşlamıştı.Yüzünü
iyiceinceledi.Hemdedahadikkatli.“Bu...bukesinlikleHans
olmalı...

101
Adam,sessizceonlarıizledi.Gözlerindennebirkorkunedeeski
tanıdıkhallerivardı.Sadecesoğukbirifadeyle,önlerindeduruyordu.
Onunduruşu,onueskihalindençokdahagüçlükılıyorgibiydi.
GregorioveElvis,hızlabirbirlerinebakarak,kafalarındaki
düşüncelerihızlabirleştirmeyeçalıştılar.Buadam,kaybolanbir
zamanın,değişenbiryüzününyansımasıydı.Amaaynızamanda,eski
birdüşmandançokdahafazlasıydı.
Hans,uzunsüresessizkaldıktansonra,derinbirnefesaldıve
yüzündekialaycıgülümsemedahadabelirginleşti.Bellikianlatmak
istediğiçokşeyvardı.
“Başlangıçta,sizlergibibiriylekarşılaştım,”dediHans,sesindeki
derinlikvesoğuklukhergeçensaniyearttıkça,eskidostlarının
hafızalarındakifigürhalinialıyordu.“Birzamanlarsıradanbir
adamdım.Ama…sizlerenasılolduğunuanlatmamgerek.Hanibir
zamanlarThomas’tanatyarışlarıtahminlerinialırdıkya,iştetamo
şekildebaşladım.Zamanıniçindekaybolmuş,öngörülemeyen
yarışlarıbilmek…İleriyedoğrugidişin,çıkışyolununanahtarıydı.
Geleceğigörmek,onauygunadımlaratmak,servetleripeşinden
sürüklemek…Herşeybirandadeğişti.ÖnceAvusturya’nınen
zenginioldum,ardındanDünya’nın.Hâlböyleikenkabuledersinizki
AvusturyaKralıolmamçokdazordeğildi.”
Gözleriparlıyordu.“Gelecekte,bahisler…servetkazanmak…
krallık,oandahiçbirşeyinimkansızolmadığınainanmakbanaher
şeyinkontrolünüverdi.Bubilgilerle,zamanınsınırlarınızorlayıp

102
geleceğiöğrenerekyolaçıktım.Adımhiçtanınmadı.Amasize
söylemeliyimki,oyıllarboyuncakazandığımparalar,servetler,hepsi
benibiradımdahagüçlendirdi.”
Hans’ınellerimasanınüstünesertçevurdu.“Vesonunda,geldim.
AvusturyaKrallığı.Krallıkdedikleri,sadecevarlıkladeğil,tüm
gücüylesahipolunanbirimparatorluk.Herşeybenimdi…
GregorioveElvisbirbirlerinebakarken,Hansonlarabirsüre
sessizcebaktı.“Veişte…buradaduruyorum.Buradaolduğumiçin
güçlüyüm.Heradımım,herseçimimbanabugücügetirdi.Artık
AvusturyaKrallığı’nahükmediyorum,oeskizayıfadamdeğilim,
sizinkarşınızdabirhükümdarvar.”
Elvis’ingözleriparladı,amaGregorio’nungözlerindebir
şaşkınlıkvardı.Elvisbiransustuvesonra,şüpheylesordu:“Bana
katılındiyorsunyani?”
Hans,elinimasayakoyarakeğildi,gözleriGregorio’yuizlerken,
ağızkenarındabirgülümsemebeliriyordu.“Evet,katılın.Sizingibi
zekiinsanlarbenimyanımdaolursa,imparatorlukdahadagüçlenir.
Gelecektesizeherşeyiverebilirim.Şuankihayattanekadarşüpheyle
bakıyorsanız,zamanlabanakatılmanızınnekadardoğrubirkarar
olduğunugöreceksiniz.”
Elvisbirazdahaçekingenamakararlıbirşekildebaşınısallayarak,
“Tabii,kabulediyoruz,”dedi.“Yolunuzdailerlemekzorolsada,her
şeyebirşansvermekgerek.”

103
GregorioşaşkınbirşekildeElvis’edöndü.“Bununiyekabul
ettin?”diyesordu,sesihalatereddütlüydü.“Hanineolursaolsun,biz
kendiyolumuzuçizeceğizdemiştik.”
Elvis,gözlerinikaçırarak,“Bazenbüyükbirfırsatla
karşılaştığında,şansınıdeğerlendirmekgerekir,değilmi?”dedi.Ama
içindekigerilimhissediliyordu.
Hans,Elvis’insöylediklerinidikkatledinlediktensonragülümsedi.
Yavaşçadoğrulup,“Blöfyapıyorsun,değilmi?”diyesordu.
Sesindekiton,tehditkârbirhavataşımayabaşlamıştı.Elvis’in
yavaşçagerildiğinifarketti,gözlerindekikorkuyuhissetmişti.
“Blöfyapmak...Bu,gerçektentehlikelibiroyun,”dediHans,
adımınıileriatarakElvis’inburnunundibinekadaryaklaştı.“Hadi
bakalım,seninblöfünnekadarişeyarayacak,Elvis?Cevabınıalmak
zorundakalacağız.”
Elvis,içindekihuzursuzluğubastırmayaçalışarakHans’akarşı
gözlerinidikti.Amabiranduraksadı.Hans’ınkarşısında,yıllarönce
karşılaştığıoeskidostdeğil,şimdiyenibirtehditvardı.
Hans,yüzündealaycıbirgülümsemeileodanınköşesineyaslandı.
Gözleri,ElvisveGregorio’yudikkatlicesüzerken,yanındaki
adamlarınabaşınısallayarakemirverdi.“Onlarıalın,odanıniçinde
birsürebırakın,”dedi,sesindekisoğuklukherkelimededahada
belirginleşiyordu.
Oanda,odanınkapısısertbirşekildeaçıldıveikiadamiçerigirdi.
ElvisveGregorio’yubirerbirer,zorluklayerlerindenkaldırıp,odanın

104
karanlıkköşesinedoğrusürüklediler.Ellerindekikelepçeleronları
kontrolaltındatutuyor,adımlarınıatarkenzorlanıyorlardı.Amaonlar
farketmesede,içlerindebirumuthalavardı;biryolbulabileceklerine
inanıyorlardı.
Adamlar,onlarısandalyelerebağladıveoanherşeyinkorkutucu
sessizliğiiçinde,Hans’ınsesiyankılandı.“Bundansonrane
yapacağınızıgöreceğiz,”dedi,hafifçegülerek.
Odayagirenadamlar,birerbirerdöndülerveHans’ıntalimatlarını
beklediler.Hans,soğukkanlıbirşekildeadımlarınıattıveilkdarbeyi
Gregorio’nunsırtınaindirdi.Şiddetlibirtokat,Gregorio’nunbaşını
sağadoğrusavurdu.Kafasınıniçinegirenacıyıhissediyordu,gözleri
kararmıştı.
Elvis,“Bırakınonu!”diyebağırdı.Amabirisi,hızlaeliniağzına
kapataraksusturdu.Buacı,başkabirboyuttu.Hans,soğukkanlıbir
şekildeadımlarınısürdürerekElvis’inyanınagittiveelleriyleonaacı
vererek,soğukbirşekildesöyledi:“Buradaseninkonuşmanı
istemiyorum.”
İşkencedevametti.Herdarbe,herşiddetlitokat,Elvisve
Gregorio’nunvücutlarınısarmıştı.Hans,işkenceyiadımadım
planlayarak,herbirinizorlayarak,sevinçlegözlemliyordu.Okadar
detaylıydıki,herbirhareketinnekadarcanalıcıolacağını
hesaplarken,zamangeçiyordu.
Elvis,biraniçinkendisinikaybetti.Vücudutitriyordu,amabaşka
birşeyvardı;bu,hayattakalmaiçgüdüsüydü.Acıyıdahaiyi
hissetmeyebaşladılar,amabirşekildedayanmalıydılar.

105
İşkencesonaerdiğinde,odanınkapısıtekraraçıldıveElvisile
Gregorio,yavaşçaçekilerekfarklıbirodadaniçerigirdi.Artık
boyunları,elleriveyüzlerikaniçinde,titreyerekyürüyordular.Tüm
vücutlarıacıiçindeydi,heradımdabuacıdandahadafazla
hissediyorlardı.Birionlarıodanınkaranlıkköşesineitti.Oda
tamamenboştu;sadecesoğuk,metalzeminveduvarlarvardı.Sanki
birzamanlarvarolanherşeysilinmişti.
Kapıgürültüylekapandı,ardındanodayabirsessizlikçöktü.Elvis
dizlerininüstüneotururken,Gregorioyereyığılmayabaşladı.Vücudu
sızlıyordu,hertarafıacıyordu,amayinedebirşekildeodayakarşılık
vermekistiyordu.
Gregorio,başınıkaldıraraktavanadoğrubakmayaçalıştı,ama
gözleribulanıktı.Birsüresessizkaldı.Sonraderinbirnefesalarak,
sankikendikendinemırıldanmıştı,“Bunasılbukadardeğişti?”
Gözlerihalakararmıştı,amasözlerindeacıveşaşkınlıkvardı.
Kendivücudundakiacıveyorgunluk,onunbusoruyusormasına
nedenolmuştu.Hans’ındeğişimi,onuniçinbirbilmecedenbaşkabir
şeydeğildi.Eskiden,dahagençvedahazayıfolanHans,şimdibir
canavaradönüşmüştü.
Gregorio,zihnindesavaşarakbircevaparadı,amaherşeyçok
karışıktı.Nedenbukadargüçlüolmuştu?NeoldudaHansböylebir
değişimgeçirdi?
Elvisise,başınıeğmişti.Okadaryorgunduki,cevapveremedi.
AmagözleriGregorio’nunsöylediğigibikararmıştı.Kendiside,bu

106
kadarkısabirsüredebukadarbüyükbirdeğişiminmümkün
olduğunukavrayamıyordu.
Birsüredahasessizkaldılar.Zihinsizlik,acıveşaşkınlıkiçinde
birbirlerinebakaraksessizcebeklediler.NihayetindeElvisyaslandığı
duvarda,Gregorioiseyattığısertzemindegeçirdiklerizorgünde,
akşamınesenninnigibirüzgarıkarşısındauyudular
Gregoriogözleriniaçtığındailkönceodanınkaranlığınıbıçakgibi
kesen,odanınufakpencerindengelenışıksüzmelerinigördü.Elvis
biroradanbirorayayürüyor,kafasındakipuzzle’ıbirleştirmeye
çalışıyordu.
“Günaydın.”Dediruhsuzbirtonda.Elvis’deonacevapverdi.
“Günaydın.”
“Thomas’ıarasakbirşeyleröğrenemezmiyiz?”Diyesordu
Gregorio.Elvisiseonaumutsuzbakışlarıilecevapverdi:
“Telsizlerimizyanımızdadeğil.AynızamandagelecekdeğiştiGreg,
herşeydeğişti.Thomas’ınşuanyaşayıpyaşamadığınınbilebir
teminatıyok.”
Gregorio,dizçökmüşvaziyettebomboşbetonzeminebakarak
cevapladı.“Pekiyaneyapacağız?”
“Hiçbirşey.”DediElvisumutsuzbirsestonuyla.“Okazandı,her
şeybitti.”
Gregorio,ayağakalkmayaçalışırkendünküacıdoluişkenceyi
unutmuştu.Anibirhareketlebacağınısaranacı,tümvücuduna
yayıldıveistemsizce,derinbirnefesalarak,sessizceamakesikkesik
birşekildeacısınıhaykırdı.

107
Gözleri,biraniçinElvis’inçaresizhalinekaydı.Elvis’insuratında
derinbiryorgunlukveumutsuzlukvardı,herşeyinbirsonuolduğunu
düşündüğübellioluyordu.Gregorio,derinbiriççekişinardından,
Elvis'ebakarak,"İmkansızdiyebirşeyyok,"dedi,sesikararlıve
umutdoluydu."Geleceğideğiştirebiliriz,herşeyikurtarabiliriz.Hala
birşansımızvar."
Elvis,Gregorio'nunsözlerinebaşınıkaldırıpdikkatlebakarken,
kaşlarınıçatarak,“Peki,ozamanneyapmayıplanlıyorsun?
Dinliyorum,”dedi,sesibiraztitreyerekamabiryandandaiçindehala
birumutışığıarıyordu.
“Korumayıbeklemeliyiz.”DediGregorio.“Kapınınarkasına
geçeceğim.”
GregorioveElvis,sarayınderinliklerinde,loşışıklaaydınlanan
birodadatutsakhaldeydiler.Herbirhareketleridikkatleizleniyor,her
anbirgardiyanıngelipkapıyıkontroletmesiihtimaliylegeriliyorlardı.
Buodada,korkuveçaresizlikiçindegeçengünler,onlarazamanınne
kadarağırolduğunuhissettiriyordu.Ancakbugeceherşey
değişecekti.
Kapı,demirparmaklıklarlasağlamcakilitlenmişti.Diğertarafta
birhareketlilikolduğunufarkettiler.İçeriyemekgetirengardiyan,
anahtarlarıelindetutarakyavaşçayaklaşırken,GregorioveElvisgöz
gözegeldiler.Nehrinsakinliğigibiydi,amabirşeylerderinden
kaynıyordu

108
Birsürebeklediler.Ardındanyaklaşanayaksesleriduydular.Bir
gardiyankapıyıaraladı,büyükbiranahtarıçevirerekodanıniçine
doğrubiradımattı.Biranlıkbirboşluktanfaydalanarak,Gregorio
hızlahareketetti.GardiyantamGregorio'nunhedeflediğinoktaya
geldiğinde,onunarkasınasıçrayarak,kafasınakorkunçbirdarbe
indirdi.Gardiyanbirçığlıkatamadanyereserildi,boynukırılarak
sessizleşti.
Elvis,anibirtüylerürperticisessizlikleçevresinebaktı,sonra
Gregorio’yahızlayaklaştı.“Hadi,kapıyıaçmalıyız,”dedi.
Gregorio,gardiyanıitipkapıyıhızlıcakontroletti.Diğertarafta
kilitlenmişolandemirkapıyıaşmakiçinöncebirazçabaharcadı.
Zihniçalışıyordu;saraydaherşeyindikkatleplanlanmışolduğubir
gerçekte,hızlahareketetmelerigerekiyordu.
Biranlıkuğraştansonra,kapıyıaçmayıbaşardı.Hafifçe
gıcırdayanmenteşesesinerağmenkapısessizcearalandı.Bu,kaçışı
başlatacakilkadımolmuştu.
ElvisveGregorio,soluklarınıtutarakodanındışınaadımattılar.
Hızlakoridorailerlerken,heranbirgardiyanıngeliponlarıfarketme
ihtimalivardı,amabaşkaçareleriyoktu.Sessizadımlarlailerlediler,
aralarındakimesafeyikısaltarakgüvenliğedoğruilerlediler.
Birbirlerine,"Hadi!"diyerekcesaretverdiler,heranıdikkatle
izleyerekamabiryandandahızlahareketediyorlardı.Bukaçış,
sadeceonlaraözgürlüğüdeğil,aynızamandayaşamlarınıkurtarmak
içinsonbirşansveriyordu.

109
Gregorio,koridorunloşışığındanefesinituttu.Elvisisesırtını
soğuktaşduvarayaslamış,gardiyanlarınadımlarınıdinliyordu.
"Şuanmı?"diyefısıldadıGregorio.
Elvisbaşınısalladı."Birşansımızvar.Sessizvehızlıolmalıyız."
Birbirlerinesonkezgözattılar.Yorgundular,bedenleriişkencenin
izlerinitaşıyorduamabugece,özgürlüğünkokusuhavadaasılıydı.
Kapınınönündekinöbetçigardiyan,omzunaasılıtüfeğiyleayakta
duruyordu.Gregoriogözleriyleişaretetti,Elvisisecebindenküçük
birmetalparçasıçıkardı.Eğiliptaşıyerefırlattı.Ses,koridorun
karanlıkköşesindeyankılandı.
Gardiyananındabaşınıçevirdivekaynağadoğruilerlemeye
başladı.OanıfırsatbilenGregoriohızlahareketegeçti,arkasından
Elvisdeaynıandaatıldı.Gregorio,gardiyanıbileğindenyakaladıve
sertbirhareketlesilahınıalmakiçinhamleyaptı.Gardiyandirensede
Elvishızlaadamınbacaklarınaçelmetakarakdengesinibozdu.Birkaç
saniyelikboğuşmanınardındanGregorio,gardiyanınkafasınasertbir
darbeindirdiveadamyereyığıldı.
"Hadi!"diyefısıldadıElvis,gardiyanınsilahınıalarak.
İkilihızlakoridordailerledi.Sarayıniçyapısıbirlabirentgibiydi.
Herköşe,hergeçittehlikebarındırıyordu.AncakGregorio,herşeyi
dikkatliceinceliyordu.Beynindebirharitaçizergibi,kaçışrotalarını
belirlemeyeçalışıyordu.
Anaçıkışaulaşmadanöncebirkontrolnoktasınavarmak
zorundaydılar.Hans’ınadamlarıburadanöbettutuyorduve

110
kaçışlarınıfarkettiklerindepeşlerinedüşeceklerikesindi.Gregoriove
Elvisbiranduraksadı.Ardındanyankapıyayöneldiler.Birdepo
odasıydı.
Elviskapıyıaçtıvehızlaiçerigirdiler.Raflar,sandıklarve
malzemelerledoluodayıtaradılar.Gregorio,köşededuranbirgörevli
üniformasınıfarketti."Bunugiy,"dediElvis'evekendisidebaşkabir
kıyafetaldı.
Birkaçdakikaiçinde,üzerlerindekikanlıveyırtıkgiysilerden
kurtulmuş,saraydaçalışangörevlilergibigörünmeyebaşlamışlardı.
Ellerindekisilahlarısakladılarvebirbirlerinebakarakderinbirnefes
aldılar.
"Burasıbizidoğrudanavluyagötürür,"dediGregorio,deponun
diğerkapısınıişaretederek.
Kapıyıaçtıklarında,açıkhavavesoğukgecerüzgarıyüzlerine
çarptı.Ancakavludadevriyegezenenazonsilahlıadamvardı.
"Bekle,"dediElvis."Birdikkatdağıtmahamlesiyapmalıyız."
Gregorio,depoyageridönüpküçükbirgazlambasıaldı.Onuyere
düşürdüğünde,alevlerhızlayayılmayabaşladı.Alevlerifarkeden
gardiyanlarpaniklebağırarakyangınamüdahaleetmeyekoştular.Bu
anıfırsatbilenElvisveGregorio,gölgelerarasındahızlahareket
ederekavlununköşesindekiduvaraulaştılar.
Özgürlüğesadecebirkaçmetrekalmıştı.Ancakoandasirenler
çalmayabaşladı.Kaçışlarınınfarkedildiğinianlamışlardı.
"Çabuk!"diyefısıldadıElvis,duvarınyanındakieskibirsu
borusunugöstererek.

111
Gregoriohemenboruyatutunaraktırmanmayabaşladı.Elvisde
ardındangeldi.Nefeslerikesilmiş,yüreklerihızlaatıyordu.Entepeye
ulaştıklarında,aşağıyaatlamalarıgerektiğinigördüler.Yüksekbir
duvardı,amabaşkaçareleriyoktu.
Gregorio,"Bir,iki...Üç!"dedivebirlikteaşağıyaatladılar.
Toprakzeminedüştüklerindeyuvarlandılar,acıiçindeydilerama
kaçmayıbaşarmışlardı.Hemenkalkıpşehriniçinedaldılar.
Arkalarındangelensilahsesleriduyuluyordu,amamesafeleronları
koruyordu.
Koştular.Nefesleritükenenekadarkoştular.Nihayetgüvenlibir
mesafeyeulaştıklarında,durupbirbirlerinebaktılar.Elvis,"Başardık,"
dedi,sesihâlâinanamayanbirtondaydı.
Gregoriohafifçegülümsedi."Evet,amasavaşhenüzbitmedi.
Hans'ınimparatorluğuvar,amabizimdebirplanımızolacak."
Geceboyuncailerlemeyedevamettiler.Saraydankaçmışlardı,
amagelecekhâlâbelirsizdi.Birşeykesindi:Onlarpesetmeyecekti.
Böyleceyollarınadevamettiler.Saraybölgesindençıkanakadar
birgölgegibihareketettiler.Sonunda,birazolsunuzaklaştıklarında,
kalıntaşduvarlarınardındanşehrekarışmayıbaşardılar.Şehirışıkları,
onlarayenibirbaşlangıcınhabercisigibigörünüyordu.
Önceliklebirmolavermelerigerekiyordu.Şehrindahatenhabir
bölgesinde,küçükbirhanbuldular.İçerigirdiklerindeeskiahşap
kokusuveyanmaktaolanbirşömineninsıcaklığıonlarıkarşıladı.
Yorgunlukbedenlerineçökmüş,ancakkaçışıngerginliğihenüztam

112
anlamıylageçmemişti.Sessizcebirköşeyeçekilipoturdular.Gregorio,
kolundakiküçükbiryarayıincelerkenElvisderinbirnefesaldı.
"Böyledevamedemeyiz,"dedisonunda."Eğerburadakaybolmak
istiyorsak,insanlaratehditoluşturacakbirhâlebürünmeliyiz.Şuan
kaçakgibigörünüyoruzvebubizihedefyapar.
Gregoriobaşınısalladı."Haklısın.Eğerbireravolmaktançıkıp
avcıgibigörünmezsek,çokuzunsürehayattakalamayız."
Birsüredahasessizlikiçindeoturdular.Ardındandışarıçıkıp
planlarınıuygulamayakoydular.Öncesokakpazarınagittiler.Burada,
kaçakmallarsatantüccarlarvekaranlıkişlerleuğraşanadamlarvardı.
Gregorio,bakırbiraynadakendinebaktı.Üstündekipolisüniforması
onuçokabsürtgösteriyordu.
“Elbiselerimizideğiştirmeliyiz,”dedi.“Dahagüçlü
görünmeliyiz.”
Elvisbaşınısalladı.“Evet.İnsanlarbizisokaktagördüğünde
çekinmeli.”
İlkdurakları,eskikıyafetlerindenkurtulmakoldu.Genişbirderi
palto,koyurenklibirgömlekvevücudaoturansağlampantolonlar
aldılar.Gregorio,bileğinekalınderikayışlargeçirdi,Elvisiseeline
siyaheldivenleraldı.
Birsonrakiadım,saçlarıydı.Gregorio,kısavedağınıksaçlarını
kazıttı,kenarlarınıdahasertbirgörüntüoluşturacakşekildedüzeltti.
Elvisisesaçlarınıdahageriyetarayarakyüzhatlarınıkeskinleştirdi.
Sonolarak,Gregorio,bıçağınıbelineyerleştirdi.Bu,onadaha
tehlikelibirhavakatıyordu.

113
Elvis,aynadakendinebakarkengülümsedi.Artıkikisideeski
hallerigibigörünmüyorlardı.Şehriniçindekaybolabilecek,ama
tehditkârduruşlarıylakimseninkolaykolaybulaşmakistemeyeceği
insanlarolmuşlardı.
Gregorio,Elvis’inomzunahafifçedokundu.“Şimdiburayaaitiz.”
Elvis,başınıonaylarcasınasalladı.“Vesavaşmayahazırız.”
GregorioveElvis,pazardageçirdikleriuzunvakittensonraiyice
acıkmışlardı.Şehirdekiyoğunkalabalığıvegürültüyügeridebırakıp
birazdinlenmekiçinbirkafearayışınagirdiler.Kafelerinenbüyüğü,
dışarıdakikalabalığıdikkatealarakcazipbirseçenekgibi
görünüyordu.
Masalarınbirisineoturdular.Köşede,diğerlerindenoldukçafarklı
birgrupadamduruyordu.Adamlar,neredeysehiçsesçıkarmadan
birbirlerinebakıyorlardı,gözlerindekiyoğungerilimiseherşeyi
anlatıyordu.Herbiri,vücutlarıylaciddibirduruşsergiliyordu.
Gregoriogözlerinidikkatlegrupüzerindegezdirirken,Elvisde
sessizcekafedekihavayıhissetmeyeçalışıyordu.İkisinindehissettiği
şeyaynıydı:Buinsanlar,sıradanbirmüşterigrubundançokdaha
fazlasıydı.
“Elvis,dikkatet,”dediGregorio,“Bunlarnormaladamlara
benzemiyor.Herbiri,gözleriyleetrafıtarıyor.Burasıgüvenlideğil
gibihissediyorum.”
Elvis,kollarınısarmışbirşekildegrupüyelerininhareketlerini
izlemeyedevametti.“Evet,bunlarsıradaninsanlardeğil.Birşeyler

114
dönebilir.Amasakinolalım.Belkidesadecebirgrupkaçak.
Karışmadanyolumuzadevamedebiliriz.”
Birsüresessizceoturdularveyemekleriniyemediler.Sadece
grubuizliyorlardı.Fakatadamlarınsessizliği,Gregorio’yudahada
tedirginetti.Buadamlararasındabirbağlantıvardı,amanetürbir
bağlantıydı?
Tambusırada,gruptanbirikalktı.Adam,yerindenkalkarken
kasvetlibirşekildeyavaşadımlarlailerledi.Öncegarsona,sonrada
başkabirmasadakibirinebakarak,gözleriherşeyitaradı.Adam,
GregorioileElvis’inmasasınadoğruilerlerken,kısabirsüreliğine
gözgözegeldiler.Adamınbakışlarıkeskin,tehditkarvekararlıydı.
Gregorio,hafifçeirkildi.“Şunabak,Elvis.Buadamlarsadece
bakışlarıylabirtehdityayıyorlar.Birşeylerdönüyorama
anlamıyorum.”
Elvis,biraztedirginbirşekildebaşınısalladı.“Evet,çokdikkatli
olmalıyız.Hâlâbilmiyoruzkimolduklarını.Amaböylebirortamda,
rahatolmamızmümkündeğil.”
Tamosırada,kafedebirgerginlikbaşladı.Adam,yavaşça
diğerlerinedoğrudönereksesiniyükseltti.
“Bunukabuletmiyorum!”dediadam,birdenbirebağırarak.“Kral
hergeçengündahafazlabaskıyapıyor!Bizedayatmakistedikleribu
düzenikabuletmiyorum!Buşehirdeözgürlükiçinsavaşmamız
gerekiyor!”
Cümlesi,kafedeadetabirbombaetkisiyaptı.Çevremasalarda
bulunaninsanlaranidensusarak,adamıdikkatleizlemeyebaşladılar.

115
Hatta,bazılarırahatsızbirşekildebaşlarınıçevirdi.GregorioveElvis,
adamınsöyledikleriniduyduklarındagözlerinibirbirlerineçevirdiler.
Hükümetekarşıbukadaraçıksözlübirkonuşmayapmakcesaret
isterdi,helekiHans’ınpolislerininbukadargüçlüolduğubir
dönemde.
Adamınsözleridahadayükseldi.“Artıkyeter!Hans’ınbaskıları
buhalkıezmeyedevamedemez!Onlarıdurdurmalıyız!”
Busırada,grupüyelerindenbiri,masadabaşkabirinedoğru
döndüveellerinihızlamasanınüzerinekoyarakkonuşmayabaşladı.
“Bumeselebüyüyor.Eğerhareketegeçmezsek,herşeydahada
kötüleşir.Hans’ıdevirebiliriz,amaöncebupislikleri
temizlemeliyiz!”
ElvisveGregorio,kavgadanöncetamolarakneolduğunu
anlamayaçalıştılar.Buadamlarsadecehükümetkarşıtıdeğildi,aynı
zamandaHans’akarşıolanbüyükbirisyanınparçasıydılar.Birgrup
yeraltısavaşçısı,sistemidevirmeyeçalışanbirçetegibiydi.Gregorio,
bukadarsertbirkonuşmayapılmasınınardındanortamındahada
gerileceğinihissetti.
“Bunlarsadecebirkaçsoytarıdeğil,”dediGregorio,masadaki
yemeklerigözdengeçirerek.“Buadamlargerçektenharekete
geçmeyehazırlar.Amaonlarıncesaretinitestetmekistemiyorum.
Duygusaltepkivermekbizezararverir.”
Tamosırada,kafedesessizliğibozanbirsesduyuldu.Hans’ın
polislerindenbiri,sertbirşekildemasasınavurduvegülerek,yüksek

116
seslekonuştu.“Bunuseningibibirininsöylemesituhaf,”dedialaycı
birşekilde.“Halkısavunduğunusananbirgrupsaçmalık!Hans’a
karşıçıkmak,sadeceölümdemektir!”
Busözler,ortamdakitümdikkatleriüzerinetopladı.Adam,yere
doğrusertbirşekildebakarak,hızlakarşısındakigruptanbirinedoğru
yürüdü.Gregorio,ortamınnasılhızlapatlayacağınısezdivehemen
Elvis’egözkırptı.Kafedeherkesingözleribukavgayıizlemeye
başlamıştı.
Biranda,Hans’ınadamıgrubunliderinedoğruhamleyaptı.
Yumruklarhavadauçuştu,sandalyevemasalardevrildi.Gerilim
yükselirken,GregorioveElvissadecegeriçekilerek,kavganınpatlak
vermesiniizlemeyebaşladılar.Adamlar,birbiriyleçarpışırken,söz
konusugruparasındaciddibiranlaşmazlıkvardı.Gerçektende
Hans’ınhükümetinekarşıbirbaşkaldırısözkonusuydu.
Elvis,derinbirnefesalarak,Gregorio'yabaktı.“Bizideiçine
çekebilirler.”
Gregorio’nungözlerikavgayadaldı.“Anlamıyorsun.Aradığımız
fırsatayağımızageldi..BunlarHans’akarşıbaşkaldıranlar.Tıpkı
bizimgibi.”
Kafedekikargaşadoruknoktasınaulaşmıştı.Camlarkırılıyor,
masalardevriliyor,insanlarınçığlıklarıveyumruksesleriarasında
adetabirsavaşpatlakveriyordu.Hans’ınpolisleri,soğukbakışlarıyla
baskıkurmayaçalışırken,barınbirköşesindetoplanandirenişgücü
anidenhareketegeçmişti.

117
Osırada,Hans’ınpolisleridirenişinbeklenmedikveorganize
hamlelerikarşısındahızladezavantajlıhalegelmişti.Birkaçsaniyelik
çarpışmadansonra,polislerinsavunmahatlarıçöküyor,silahsesleri
yerinikaosunuğultusunabırakıyordu.
GregorioveElvis,kalabalığınarasındanilerlerken,etraftaki
çatışmanınşiddetigiderekartmıştı.Hans’ınpolisleri,öfkeve
şaşkınlıkiçindegeriçekilmeyebaşlamış,yerlerinedirenişinkararlı
adamlarıgeçmişti.Direnişinönderi,yükseksesle"Artıkbitti!
Hükümetyanlılarıgeriçekilsin!"diyebağırdı.
Hans’ınpolislerininarasındadüzenlibirhareketkalmadı.Bir
anda,tümortamısarançığlıklarvedarbeleryerinisessizliğebıraktı.
Yıkılancamparçalarıvedevrilenmasalarınarasındanyükselenbu
sessizlik,sankiherkesinnefesinitutmuş,kazananlarınve
kaybedenlerindurumunuyansıtırgibiydi.
Birsüreboyunca,yalnızcauzaklardangelenhafifhışırtılar
duyuluyordu.Gregorio,Elvis’edönerek"Bitti…
Elvis,yorgungözlerleetrafabakınırken,derinbiriççekişle
"Şimdiherşeysessiz...Bu,yenibirbaşlangıcınhabercisiolabilir,"
diyekonuştu.
Sessizlik,adetazaferinyankısıgibiydi.Oan,bardakikaosun
yerini,umutveözgürlüğünhafifdalgalarlayayıldığıdinginbir
sessizlikalmıştı.Herkes,yaşananlarınağırlığınıvegeleceğedair
belirenumutışığınıiçlerineçekiyordu.

118
Böylece,Hans’ınpolislerininyenilgisiyleberaberoankisessizlik,
direnişinzaferiniveyenibirmücadeleninbaşlangıcınısimgeliyordu.
Elvis,gözlerindehemşaşkınlıkhemdeumutlayanıtladı:
"Yeterinceacıçektik;artıkhareketegeçmezamanı."
Kalabalığınortasında,direnişönderiGregorioveElvis’eyaklaştı.
Gözlerisamimivekararlıydı."Sizdemiburadasınız?"diyesordu.
"Varız,"dediElvis,başınısallayarak.
“Bizdesertadamlarız,”dediGregorio.Dediğicümleninnekadar
saçmaolduğunusöylediktensonraanlamıştı.
Gregorio’nunbiradımönündeduranElviseliyleGregorio’nun
göğüsünühafifçeitti.Bususmasıgerektiğinedairbirişaretti.
“Hans’ıntiranlığınınasılsonaerdirebileceğimizibiliyoruz.Büyük
yardımımızdokunurgerçekten,”dediveelinianlaşmababında
önündeduraniriyarıadamauzattı.
AdamElvisiletokalaşmakyerineaçıkelinesilahıuzattı.“Tamam
ohalde,sizdebizimlesiniz,”dedi.
Aynışekildepantalonundakidiğerufaktabancayıçıkartarak
Gregorio’yauzattı.Adamresmensilahdeposugibiydigözündebir
gözbandıvardıesmersaçlarıkarmançormandıveiriyüzünü
gölgeliyordu.Siyah,sıfırkolbirdericeketaltındaisesiyahbirkumaş
pantalonvardı.Pantalonunneredeysesokulacakheryerindebirsilah
mekanizmasıvardı.Kemerinebıçaklarsıkıştırmışceplerindensilahlar
bellioluyordu.
Gregorio,Princip’iöldürmesiiçinElvis’inverdiğisilahıçıkarttı
ve“Benimihtiyacımyok,”diyerekadamınelinikibarcaitti.

119
“BanaburalardaVonHohenbergderlerveburadakigördüğünüz
gurubunlideriyim.Emirlerimeuymakdışındayapmanızgerekenbir
şeyyok.”
Elvisbaşınısalladı.“Kabulediyoruz,sizinleyiz.”
VonHohenberg,silahlarıyladoluceplerinegüvenerekağır
adımlarlailerledi.ElvisveGregorio'yu,gurubununlideriolmanın
verdiğiotoriteyledikkatlesüzüyor,herhareketleriniizliyordu.
Gregorio,silahıelindetutarken,yüzündehiçbirkorkuyadatereddüt
yoktu.Soğukkanlıbirşekilde,VonHohenberg’inhersöylediklerine
kulakveriyorveadımlarınıdikkatlicetakipediyordu.
Arabayadoğruyürürken,VonHohenberg,gruplabirliktehızlıca
yerdeğiştiriyorveGregorioileElvis'iöncedenbelirledikleriaraca
yönlendiriyordu.Derinbirsessizliksardıortamı.Gecenin
karanlığında,birsüreliğinesadeceadımlarınınsesleriduyuluyordu.
Fakattamarabayayaklaşacakken,uzaktanduyulanbirsirensesiher
şeyideğiştirdi.
Polissirenleri,şehrinsokaklarınayayıldıvegözkamaştırıcı
ışıklararkaplandaparlamayabaşladı.Anındaherkesinyüzündebir
tedirginlikbelirdi.
“Bunlarbizimle,”dediVonHohenberg,neşeyleamasakinbir
şekilde.“Bizeyaklaşmalarınaizinvermeyin!”
Elvisarabayaatladı,hızlakapıyıçekipiçerigirdi.Gregorio
hemenarkasındangirdi.“Sadeceönümdedurun,”dediGregorio,ve
arabayıçalıştırırken,gerivitestegazvererek,hızlailerlemeyebaşladı.

120
Fakatpolisarabalarıhızlayaklaşıyordu,sirensesleridahada
yükselmişti.Birpolisaracı,tamGregorio'nunaracınınönünegeçtive
frenyaptı.VonHohenberg'inadamları,anındasilahlarınıçektiler.
Polisinarabasıdurdu,vepolislersilahlarınıdoğrultarakaraçtan
indiler.Birkaçsaniyeiçinde,şiddetlibirçatışmabaşladı.Herikitaraf
dakendilerinikorumakiçinateşaçmayabaşladı.Kısabirsüreliğine
sadecesilahseslerivepolislerinkomutlarıduyuluyordu.
Gregoriohızladireksiyonçevirdi,arabayısağasavurdu.
Arkasındabirpolisaracıhızlatakibebaşladı,amaVonHohenberg’in
adamlarıokadarhızlıvekararlıydıki,polisaracınınherhamlesini
boşaçıkardılar.Silahlarbirandapatlamayadevametti,kurşunlar
araçlaraçarptı.
Biraniçin,Gregorio’nuniçindebulunduğuarabanıncamları
kırıldıvekurşunlararabayaisabetetti.Amahiçbirşekildedurmadılar.
VonHohenberghızlaarabadandışarıyabirsinyalgönderdi.Birkaç
adamarabadanindivepolislerinüzerineateşetmeyebaşladılar.
“Durmakyok,”dediElvis,biryandanarabayısürdürenGregorio’
yabakarak.“Sonunakadargitmeliyiz.”
VonHohenberg’inadamları,polislerinarkasınıdönecekkadar
hızlıydı.Çatışmanınşiddetiarttıkça,polissirenlerininsesigitgide
azalıyordu.
Gregorio,hızlayoladevamederken,gözleriyolutakipediyordu.
Biraniçin,dışarıdaakanbirtrafikışığınınyeşilolduğunufarketti.
“Şansabak,”dediiçinden.“Hadi,biranönceburadanuzaklaşalım.”

121
Birkaçdakikaboyuncasessizlikhakimoldu,yalnızcamotorun
sesivegeceninsessizliğiniyırtanrüzgarınuğultusuvardı.
VonHohenberg,önkoltuktasessizceoturuyordu,ceketinin
altındakisilahlarıyerindesağlambirşekildetutarak,gözleriyola
odaklanmıştı.Kafasındabirçokhesaplamavargibigörünüyordu.
Nihayetindedışcephesioldukçaeskibirbinanınönündedurdular.
Arabadaninenadamları,tümyolboyuncasessizceetrafıkontrol
ettiler.
ElvisveGregorio,binanınönünegeldiklerinde,büyükdemir
kapınınhemenönündedurdular.Kapı,uzunyıllardırhiç
kullanılmamışgibi,paslanmışveağırbirşekildeaçıldı.İçeri
girdiklerinde,tavandakikocamanavizekırıkdökükbirşekilde
sallanıyordu.Bina,birzamanlarihtişamlıolabilirkendeşimdi
bozulmuşveunutulmuştu.
Rutubetliodalardanbirisininiçerisinegirdiler.Pencereden
bakıncabirşeydikkatleriniçekti.Karşıbinanıncephesinde,eskitaş
duvarlaradevharflerleboyanmış“HANS”yazısıgözlerineçarptı.
Yazı,spreyboyaylayapılmıştıveduvarıneskitaşdokusuiçinde
oldukçadikkatçekiyordu.Okadarbelirginbirşekildeyazılmıştıki,
sankioradaduruyorveonlarabirmesajveriyordu.
“Şaşırmanızaşaşırdım.”DediHohenberg.“Buradaonu
sevmeyenlerkadarsevenlerdevarçünkü.”
ElvisveGregorio,odayıincelemeyedevametti.Odanıniçinde,
zamanınetkisindenfazlasıylayorulmuşeşyalardağınıkhalde

122
duruyordu.Yüksektavanlarveuzunkoridorlar,binanıneski
ihtişamınıhalahissettiriyordu,ancakiçerigirenhava,herşeyinne
kadarbozulduğunuanlatıyordu.Yaşanmışlıklarınizleriherköşede
kendinigösteriyordu;kırıkdökükkoltuklar,duvarlardansarkaneski
tablolarvehalınınbirköşesindensarkaniplikler,zamanlaunutulmuş
birtarihinhatırlatıcılarıgibiydi.
Birmasaköşede,uzunyıllardırkullanılmayanbirsehpanın
üzerinedağılmışbirkaçeskikitapvekağıtvardı.Birçekmeceyi
çektiğinde,içindeneskibirgazeteçıktı.Elvisgazeteyihızlaaldıve
biranlıkşaşkınlıklayüzünüburuşturdu.
Duvardayanyanasıralanmışeskiduvarsaatleritiktakseslerini
kesmişti,vebusesinyeriniderinbirsessizlikalmıştı.Elvis,gazeteyi
açıpokuduktansonra,gözleribüyüyerek,çarpıcıbirşekildeGregorio’
yadöndü.
"Neoldu?"diyesorduGregorio,Elvis'inyüzündekişaşkınifadeyi
görünce.
Elvis,gazeteyiGregorio'yauzatırken,sesititreyerek"Bunu
okumanıistiyorum,"dedi.
Gregoriogazeteyialıpokumayabaşladıvegözleridehşetiçinde
sayfalardagezindi.Gazeteninbaşlıklarışuşekildeydi:
"Avrupa’nınSonKalesi:Portekiz"
İçerikşöyleydi:
“HansKessler’inyönetimindekiAvusturya-Macaristan,Avrupa’yı
elegeçirdi.Portekizlidirenişihariç,tümAvrupatopraklarıkısasüre

123
içindeHans’ınimparatorluğununsınırlarıiçerisinekatıldı.
Portekiz’indirenişi,büyükbirkarşıkoymayarağmenbaşarılı
olamayarak,sonundatamamenelegeçirildi.”
Devamındakidetaylarda,Hans’ınzaferindensonraAvrupa'daki
tümülkelerinteslimolduğunuyazıyordu.Ancakbuzaferinbedeli
çokağırolmuştu:
“TümAvrupahalkı,özelliklekadınlar,çocuklarvebebekler,
büyükbirkatliamauğramıştır.Hans’ınemriyle,milyonlarcasivil
hayatınıkaybetmiş,şehirleryokolmuştur.Avusturya-Macaristan’ın
hükümetininonayıyla,soykırımyayılmayadevametmektedir.Son
olarakisePortekiz’indirenişiyokolmuştur.”
Gazetede,Hans’ınsadeceAvrupa'dadeğil,tümdünyaüzerinde
kanlıbirimparatorlukkurmaamacındaolduğu,halkıvesivilnüfusu
hedefaldığıaçıkçayazıyordu.Gregoriogazeteninsayfasınıhızla
çevirdi.
Elvis,sinirlibirşekilde,"Buadamnekadaracımasızolabilir?"
dedi."Biziburayaçekerkenbile,butürbirfelaketigerçekleştirdiğine
inanamıyorum."
Gregorioomzunusilkti,“Hiçbulaşmayacaktık.”Elvisanlamaz
biryüzifadesiyleGregorio’yabakıncaGregoriodevamettirdi:“Güya
insanlarınhayatınıkurtaracaktık.Hiçtanımadığımızbiryabancıya

124
güvendikvebizialdattı.Şimdi?Aynışekildeişleriyolakoymakiçin
yinebiryabancıyagüveniyoruz.Saçmalığabak!
Elvisderinbiriççekti.“Galibahaklısın.Hiçbulaşmasaydıkbizlik
birşeyolmayacaktı.Amaşuandaöleninsanlarınhepsibizim
sorumluluğumuzda.
Oan,binanınkaranlıkköşelerindenbirsesduyulduveikiside
hızlıcasilahlarınıhazırladı,çünküburadahiçbirşeygüvenlideğildi.
Birkaçsaniyesonra,kapıağırağıraçıldıveiçeriyeVon
Hohenberggirdi.Gözlerindekararlıbirbakış,amayüzündederinbir
yorgunlukvardı.“Sizleriburayagetirdiğimizegöre
rahatlayabilirsiniz,”dedi,elinibirişaretlehavadasallayarak.
GregorioveElvisbirbirlerinekısabirbakışattılar,derinbirnefes
aldılarvesilahlarınıgeriçektikleriandavonHohenberg,masanın
üzerindeseriliolanbirharitayıgösterdi.HaritadaHans’ınsarayının
krokisivardı.
"Bu,"dediHohenberg,"Sarayınıntamplanı.Buradaneler
yapabileceğimizitartışmalıyız."
ElvisveGregorio,haritayadikkatlicebakarakmasanınetrafına
oturdular.Hohenberg,eliniçenesinegötürdüktensonra,"Hans’ı
buradayıkmamızgerekiyor,aksitakdirdedünyaonunkontrolüne
girer,"dedi.
Elvis,VonHohenberg'insertbakışlarınıhissettiğinde,onadoğru
biradımattıvesakinbirşekilde,"Peki,planınne?"diyesordu.
VonHohenberg,biransessizkaldı,ardındangözlerindebirparıltı
belirerekcevapverdi.“Asılsoruşu,buplandasizinyerinizne?

125
Yardımcıolabileceğinizisöylediniz,nebiliyorsunuz?"dediveellerini
sakinbirşekildemasanınüzerinekoyarak,herkelimeninardındaki
anlamıbelirginleştiriyordu.
Elvis,haritayıincelediktensonrabirsüresessizkaldı,gözlerinde
birparıltıbelirirkenderinbirnefesaldı.“Hans’ınsarayındaçokgüçlü
birmakineolduğunubiliyorum,”dedi,sesikararlıydıamaiçindebir
tedirginlikbarındırıyordu.“Bunubirşekildedevreyesokabiliriz.Ama
biziorayagötürmengerek."
VonHohenberg,gözleriniElvis’edikipbiransessizcedinledikten
sonra,hafifçebaşınısallayarakkonuştu.“Evet,”dedi,“Bumakine
hakkındaçokşeyduydum.Hans’ınsarayındabirzamanmakinesinin
olduğunadairbazırivayetlervar."
GregorioveElvisbirbirlerinebakıptedirginbirşekildebaşlarını
salladılar.“Hayır,odeğil,”dediGregorio,sesititremeyebaşlayarak.
“Sadecegüçlübirmakine,zamanlailgilibirşeydeğil,”diyeekledi
Elvisde,gözlerindebelirenendişeyigizlemeyeçalışarak.
VonHohenberg’inbakışlarıderinleşti,amaşaşırmamıştı.“”Sakin
olun,ozırvalıklarainanmıyorumzaten,””dedi.
GregorioveElvisarasındabirsessizlikoldu,herikisidekaygı
içindebirbirlerinebaktılar.Zihinselolarakoldukçazorlayıcıydı,ama
artıkgeridönüşyoktu.Yavaşçabaşlarınısallayarak,planı
derinlemesinedüşünmeyebaşladılar.
VonHohenberg,haritayıdikkatleincelediktensonragözlerini
GregorioveElvis'eçevirdi.“Buplançokdikkatgerektiriyor,ama

126
başarabiliriz.Herşeyindoğruzamandayapılmasıgerek,”dedi,
parmağınıharitaüzerindegezdirerek.“Kapıdandoğrudangireceğiz.
Amaenönemlişey,dışgüvenlik.”
Elvisbaşınısallayarak,“Evet,dışgüvenlikönemli,amadevriye
gruplarınezamangeçiyor?”diyesordu.
VonHohenbergharitaüzerindebirnoktayıişaretetti.“Geceyarısı
devriyeturlarıgeçiyor.Buzamanıkullanmalıyız.Osaattenönce
hareketetmemizgerek.”
Gregoriobirazdüşündüvesonra,“Yani,geceyarısındansonra
hareketegeçeceğiz.Dışarıdaherhangibirsorunyok,amakapıyı
açmakzorolabilir,”dedi.
“Kapıyıaçmakaslındakolay,”dediVonHohenberg.“Amases
çıkarmadanaçmamızgerekecek.Eskibirmekanizmavar.Sadece
doğruteknikleaçılabilir.”
Elvis,“Anladım,öncedışarıdakidevriyeyigeçip,kapıyısessizce
açacağız.Ardındaniçerigireceğiz.Peki,güvenlikodasınanasıl
ulaşacağız?”diyesordu.
VonHohenberg,“Güvenlikodasınasızmak,enkritikadım.
Buradabirkaçgüvenlikgörevlisivar,amadikkatliolmalıyız.Odaya
gizlicegireceğiz,görevliyietkisizhalegetireceğizvekameraları
devredışıbırakacağız,”dedi.
Gregoriokafasınısalladı,“Tamam,güvenlikodasınıgeçtikten
sonra?Neyapacağız?”diyesordu.
“Bodrumkatınainmeyiplanlıyorum,”dediVonHohenberg.
“Sarayındışınabakanbaşkabirgeçitvar.”

127
Elvis,“Bodrumkatınagirdik,sonrane?”diyemeraklasordu.
VonHohenbergbirandüşündü,sonra,“Sonundamakineyi
bulmamızgerekecek.Amaodadagizlibirpanelvar,onuaçmakzor
olacak.Cihazıbulduğumuzdadikkatliolmalıyız,tuzaklarolabilir,”
dedi.
Gregoriobiransessizkaldıvesonra,“Hızlıvedikkatliolacağız.
Planıuygulamayabaşlayalım,”dedi.
VonHohenberggüldü.“Sakinolunbeylerböyleorganizasyonlar
hemengerçekleşmiyor.Öncetümadamlarıtoplamamlazım.Aynı
zamandaHanskarşıtıbirkaçguruplaişbirliğiyapsakiyiolur.”
Hararetlikonuşmalardevamederken,birdendışarıdansilah
sesleriduyulmayabaşladı.İlkbaştaherkesşaşkınbirşekildebirbirine
baksada,seslergiderekdahayakınlaşarakodanınetrafında
yankılandı.ElvisveGregoriohızlapozisyonaldı,gözlerigerginbir
şekildeetrafıtarayarakherhareketiizliyordu.VonHohenberghemen
dikkatidağıtmadanharitayımasayaserdi,amabirşeylerinters
gittiğinihissediyordu.
Biranda,camlardangelenkorkunçbirpatlamasesiyleirkiltiler.
Camlarkurşunlarlatuzbuzoldu;keskincamparçalarıhavada
süzüldüveodayıanidenkararttı.Birkaçsaniyeboyuncaherkes
hareketsizkaldı.Oda,tekbirkorkutucusesinyankılarıyladoldu.
“Yereyatın!”diyebağırdıVonHohenberg,biradımgeriye
çekilerekmasanınkenarınasığındı.Elvis,hızlayereyuvarlanarak
siperalmayaçalıştı.Gregoriodahızlamasanınarkasınageçti,

128
elleriylebaşınıkoruyarakgözlerinipenceredenayırmadandışarıyı
tarıyordu.Odanıniçindekiseslergiderekarttı;kurşunlarcamlarıdelip
geçerken,havadakeskinbirgürültüduyuldu.
Birden,dışarıdakiseslerdenbiriyüksekbirşekildebağırdı.
“Hohenberg,koruduğunadamlarınbaşındaikiyüzbinkronödülvar!
Çabukolun!”Diğerseslerbirandadahakeskinhalegeldi,odanın
dörtbiryanınavuransilahsesleriarttı.
Elvisbiraniçinhareketsizkaldı.“Neyapacağızşimdi?”diye
fısıldadı,gözlerigerilimledolmuştu.
VonHohenberggözlerinisabırlapenceredendışarıyıtaradı.
“Sakinolun,şansımızıkaybetmedik.Hızlıvesessizolmalıyız.”Sonra
hızlabaşınıkaldırıpekledi,“Arkakapıdançıkmalıyız.Butarafa,
hemen!”
Gregorio,hızlakapınınyanınailerledi,VonHohenbergveElvis
depeşindengeldi.Dışarıdakiseslerartarken,odanıniçindesesli
adımlarınıdikkatleduyuyorlardı.VonHohenberg,"Hızlıolun,kapıyı
dikkatliceaçmamızgerek,"diyefısıldadı.
Kapıyıitipdışarıçıktılar.Geceninkaranlığındasoğukhava
yüzlerineçarptı.Karşılarında2adetadambelirdi.Adamların
gözlerindekisoğukluk,tekbirşeyianlatıyordu:Paraiçinherşeyi
yapmayahazırdılar.
“İşteburadalar!”diyebağırdıadamlardanbirivehızlasilahını
kaldırdı.
AmaHohenberg’inreflekslerionlardanhızlıydı.Yanadoğru
eğilerekbirelateşetti,mermisiadamınkolunasaplandı.Adamacıyla

129
gerisendeledi.TamoandaGregorioileriatıldı,diğeradamınsilahını
tekhamledeelindensavurduveadamıyeredüşürdü.
“Devametmeliyiz!”diyefısıldadıElvis,silahseslerininyankıları
arasındaetraflarınısarantehlikeyihissederek.
Hohenberggözlerinikısarakgökyüzünebaktı,ardındancebinden
küçükbirtelsizçıkardıvetekbirkelimesöyledi:“Başlayın.”
Birkaçsaniyesürengerginsessizliğinardından,gecenin
karanlığınıdelendevasabirmotorsesiduyuldu.Uzaktangelengüçlü
farışıkları,sokaktailerleyenbüyükbirtırıaydınlattı.Metalcanavar
hızlasokağadaldı,motorunhomurtusugeceyidoldurdu.Tambinanın
önünegeldiğinde,kasasındabulunanadamlararkakapıyıaçıp
makinelitüfeklerlekelleavcılarınaateşaçtı.
GregorioveElvishızlasiperalırken,Hohenbergvakit
kaybetmedenhareketegeçti.Tıranidenyanlarınayaklaştığında,
Hohenbergtekbirhamleylekapıyıaçtı.“İçeriatlayın!”diyebağırdı.
Elvisilkolarakiçerisıçradı,hemenardındanGregorioda
peşindenatladı.Hohenbergiseensonakaldı,dönerkensonbirkez
kelleavcılarınagözattı.Yaralananadamlartoparlanmayaçalışıyordu,
amaartıkçokgeçti.
Hohenberg,harakethalindekitırıniçinegüçbelakendiniattı.
“Gazabas!”diyebağırdışoföre.
Motorkükrerkentıranidenhızlandı,büyüktekerlekleryerdentoz
kaldıraraksokağıterketti.Arkalarındangelensilahseslerihavada
yankılanıyordu,amaartıkçokuzaktaydılar.

130
Elvisnefesnefese,“Bu…harikaydı,”diyemırıldandı.
Hohenberggülümseyerekarkasınayaslandı.“Dahayeni
başlıyoruz.”
Busıradageceninesensoğukrüzgarındatırhâlâhareket
halindeydi.
Gregorio,kısaşekerlemesindentırınsarsıntıylagirdiğihendekte
gözlerinianidenaçtı.Biraniçinneredeolduğunuanlamayaçalışırken,
karşısındagördüğüdevasayüzleronuirkiltti.
Bu...Elvisvekendisiydi.
İkisineaitdevposterler,yüksekbirbinayaasılmıştı.Yanlarında
AlmancakelimelerveLatinrakamlarıylakocaman"200.000"
yazıyordu.Muhtemelenbu,başlarınakonanödülüsimgeliyordu.
Soğukgecerüzgârıposterlerihafifçedalgalandırırken,
Gregorio’nuniçinigaripbirürpertikapladı.Zamanyolcularıartık
yalnızcatarihdeğil,birerhedefhâlinegelmişlerdi...
"Gördünmü?"dediElvis,Gregorio'nunomzunahafifçe
dokunarak.
"Bizimsayemizdebuhalegelmişken,birdeödülkoymuşbaşımıza;
adiherif!"diyesitemettiGregorio.
VonHohenbergalaycıbirifadeylesordu:"Sizinyüzünüzdenmi?
Odanedemek?"
"Hiç,"diyearayagirdiElvis,ağızdançıkmamasıgerekenbir
kelimeçıkmışçasına,"OşerefsiziBizbukadargüçlendirdik.Bugücü
böylekullanacağıkiminaklınagelirdi?"

131
"Sakinolun,"dediHohenberg,sakallarınıelindegezdirirkensanki
aklındayenibirplanoluşturuyormuşçasına."Onuntiranlığınısona
erdireceğiz,"diyeekledi.
Yaklaşıkon–yirmidakikasonra,ormanınderinliklerindeyeralan
ıssızbirevegeldiler.KamyondaninerkenElvis,şaşkınlıklaetrafına
bakarak,"Neresiburası?"diyesordu.
Etraftakisessizliğibozmadan,dikkatleetrafıkolaçaneden
Hohenberg,"Bizikimseninbulamayacağıbiryer.Planlarımızıburada
yapacağız,"şeklindeyanıtladı.
Gregorio,ağıradımlarladışarıyaindi;adımları,ormanınnemli
çimenleriüzerindesessizceyankılanıyordu.Soğukgeceniniçinde,
rüzgârınfısıldadığıeskihikayeler,evinetrafınısardı.
Evinsolgunışıklarlaaydınlanan,tozlumerdivenlerinedoğru
ilerlerken,Elvisomuzlarınayaslanmış,etrafadikkatlebakıyordu.
Hohenbergisecebindençıkardığıküçükelfenerinisankigeçmişin
karanlıksırlarınıaydınlatacakmışçasınatitizcesavuruyordu.
Gregorio,sessizcebaşınısalladı;yüzündehemendişehemde
kararlılığınizlerivardı.
Üçü,evindarkoridorlarınaadımattı.Eskiduvarkağıtlarının
solmuşdesenleri,herbiriyıllarınsessiztanığıydı.Ahşapdöşemeler,
herbasamaktahafifbirinlemeilegeçmişinyükünühissettiriyordu.
Kapıkapı,odadanodayageçerken,evinterkedilmişliğininvederin
anılarınizleri,gözleriönüneseriliyordu.

132
Elvis,penceredensüzülenayışığınınyarattığıgölgelerarasında,
"Burası...sankizamanınunuttuğubiryer,"diyerekfısıldadı.
Gregorio,dikkatleetrafabakarken,eskibirmasanınüzerinde
tozlanmışharitalarvesolmuşfotoğraflardikkatiniçekti.
Hohenberg,koridorunsonundadurangenişbirodayadoğru
ilerledi."Planlarımızıburadanetleştireceğiz.Herşeyinüzerinde
konuşacağız,"diyeekledi.
Hohenberg,odanınortasındaduraneskibirmasayadoğruilerledi.
Masanınüzerindekiharitalarıvebelgelerihızlagözdengeçirdi.
Ardından,otoriterbirseslekonuşmayabaşladı:“Etkilisaldırılar
yapmalıyız.Öncelikle,Hans’ınensadıkgenerallerindenbiriniyok
etmeliyiz.Eğeronusafdışıbırakırsak,ordusundabüyükbirboşluk
oluşur.”
Gregoriomasayayaslanarakdikkatlebaktı.“Bugeneralkim?”
Hohenberg,dosyalardanbiriniaçarakeskibirfotoğrafıçıkardı.
Fotoğraftakiadamınsertyüzhatlarıvekatıduruşu,onuntehlikelibiri
olduğunuaçıkçabelliediyordu.
“AdıWilhelmKrüger,”dediHohenberg.“Hans’ınengüvenilir
adamlarındanbiri.Askerîoperasyonlarınçoğunuoyönetiyor.Onu
ortadankaldırırsak,Hans’ınordusundakordineboşluğuoluşur.”
Elvishafifçegülümsedi.“Peki,plannedir?İçerisızıpsessizcemi
halledeceğiz,yoksabüyükbirdikkatdağıtmaoperasyonumu
yapacağız?”
Hohenberg,haritanınüzerineeğilipbirnoktayıişaretetti.“Krüger
şuandasaraydayerinbildiğimizbirodada.Gecedevriyelerisıkı,ama

133
içerigirmekimkânsızdeğil.Onunbirzaafıvar:Hergecebelirlibir
saatteyalnızkalıyor.Eğeroanıyakalarsak,onaulaşabiliriz.”
Gregorioeliyleçenesinisıvazladı.“Eğerbunubaşarırsak,Hans’a
büyükbirdarbevurmuşoluruz.”
Hohenberg,odadakidiğereşyalarıkarıştırarakiçimühimmatdolu
eskibirsandığıaçtı.“Hazırlanın.Buplanıuzunsüredirdüşünüyorum
vebuhaftayürürlülüğegirecek.”
ElvisgözleriniGregorio’yaçevirdi.“Bununbirdönüşü
olmayacak.”
Gregoriobaşınısalladı.“Zatengeridönmeyeniyetimizyok.”
Dışarıdarüzgâruğuldarken,zamanyolcularıveVonHohenberg,
sabahınilkışıklarıylabaşlayacakoperasyoniçinhazırlıklaragirişti.
Plannetleşmişti:WilhelmKrüger’iortadankaldırmakveHans’ı
tahtındanindirmeyebiradımdahayaklaşmak.

134
BÖLÜMVI:
YIKIM
Gündoğumuylabirlikte,hersabahtitizlikleyenilenen
hazırlıklarınizleri,ekipüyelerininyüzlerindeokunuyordu.Geçmiş
günlerinsessizyoğunluğu,sonsabahınalacakaranlığındayerininet
birkararlılığabırakmıştı.Oan,tümdetaylarınyerliyerineoturduğu,
geceninardındakiplanlarınveyoğunbekleyişinmeyvesininverildiği
andı.
Hedef,WilhelmKrüger’inyalnızkaldığıanıyakalamaktı.Her
birininyüreğinde,geçengünleringetirdiğimesafevederinbirinanç
vardı.Artıkherşeyhazır,plankusursuzcauygulanacak,Krüger’den
sonrasıraHans’agelecekti.Kamyonayanaştıklarıanda,devasa
aracınsoğukmetalikyüzeyi,içindekitümplanlarınvegizliteçhizatın
sessizbekleyişiniyansıtıyordu.Kapısıağırbirgıcırtıylaaralandı;
Elvis,GregorioveHohenberg,belirlenmişyerlerinegeçerek
dikkatliceiçeridaldılar.

135
Motorunsesleri,hafifçeyükselenrüzgarınuğultusuyla
bütünleşirken,kamyonkısırşehirışıklarınındışında,sisliyolları
geridebırakmayabaşladı.Herkilometrede,Hans’ınsarayınabiraz
dahayaklaştıklarınınverdiğiderinbirinanç,ekipüyelerinin
gözlerindeokunuyordu.
Yolboyunca,genişovadayankılananmotorsesivearacıntitiz
manevraları,sankidevbircanavarın,sessizvekararlıadımlarla
ilerleyişiniandırıyordu.Hans’ınsarayı,uzaktakisisperdesinin
arkasındayavaşyavaşbelirirken,herviraj,herdüzlük,planın
kusursuzluğunubirkezdahapekiştiriyordu.Geridönüşünimkânsız
olduğubuyolculukta,ekip;karanlığınvebelirsizliğinötesinde,
amaçlarınaulaşmanınverdiğisükûnetleyolakoyulmuştu.
Kamyonundevasagövdesi,sisiniçindeilerlerkenanidenbir
sarsıntıoldu.Elvisdireksiyonuhızlakırdı,Gregorioiserefleksle
silahınauzandı.Önlerinde,yoluçaprazlamasınakesmişbaşkabir
kamyonduruyordu.Farlarınınsolgunışığında,paslımetalindonuk
yüzeyiseçiliyordu.
Hohenberganındagerildi."Pusuolabilir,"diyefısıldadı.
Kamyonunkapısıağırbirhomurtuylaaçıldı.İçinden,uzunboylu,
paltosununyakasınıkaldırmışbiriindi.Gözleridoğrudan
Hohenberg’ekilitlendi.
"Ihrseidspät."(Geciktiniz.)
ElvisveGregoriotetikteydi,amaHohenberg'inyüzündeki
gerginlikbirandadağıldı.Adamıtanımıştı.

136
"Heinrich,"dediderinbirnefesalarak."Senigördüğüme
sevindim."
Heinrich,kollarınıikiyanaaçarakyaklaştı."Hans'ıbitireceğinizi
biliyordum.Amanedenbanahabervermediniz?"
Hohenberggülümsedi,amagözlerihâlâtemkinliydi.
"Güvendiğimizisimlerçokazaldı,dostum."
"Sizinlebirliktehareketedeceğim.Kamyonunuzutakip
edeceğiz."
Hohenberg,kısabirandüşündü,sonrabaşınıonaylarcasınaeğdi.
"Ohaldevakitkaybetmeyelim."
Heinrich,kendikamyonunayöneldi.Motoryenidencanlanırken,
Elvisdireksiyonageçtiveyolakoyuldular.Artıkikiaraçlıkbir
konvoyhâlinde,sisliyollarıaşıyorlardı.
Geceniniçindeilerlerken,sessizlikhâkimdi.Yolunher
kilometresi,onlarıHans’ınsarayınabirazdahayaklaştırıyordu.
Kamyonlarınmotoruğultularıdışındatekduyulanşey,aradabir
rüzgârınuğultusuydu.
Sarayınsilueti,karanlıkufuktabelirmeyebaşladığında,
Hohenbergtelsizielinealdı."Farlarıkapatın,"diyefısıldadı.
Elvis,anındaışıklarısöndürdü.Arkalarındakikamyonunda
farlarıbirerbirersönerekgölgeleriniçinegömüldü.Artıkgecenin
içinde,neredeysegörünmezhâlegelmişlerdi.
İkikamyon,karanlığıniçindeadetabirergölgegibisüzülerek
ilerledi.Yolunsonbirkaçyüzmetresindehızlarınıiyicedüşürdüler.
Elvis,ellerinidireksiyondasıkıcakavramıştı;Gregorio,arkakoltukta

137
silahınıkontrolediyordu.Hohenbergisegözlerinisarayınçevresine
dikmiş,herhangibirhareketlilikolupolmadığınıinceliyordu.
Sarayındışduvarları,soluksarıışıklarlaaydınlatılmıştı.Ana
kapınınbirkaçmetreötesindenöbetçilerindevriyegezdiğifark
ediliyordu.Ancaksarayınyantarafında,gölgelerindahayoğun
olduğubirbölgevardı.Hohenberg,tamdaburayıişaretederektelsizi
elinealdı.
"Sağaçekin.Orayaparkedeceğiz,"diyefısıldadı.
Elvis,aracınhızınıdahadadüşürereksessizceyönlendirdi.
Heinrich’inkamyonudaaynımanevrayıtakipetti.Sarayındoğu
tarafındakikörnoktayageldiklerinde,motorlarıkapattılar.Araçlar,
geceniniçindeneredeysekaybolmuştu.
Hohenberghızlakapıyıaçtıvesessizadımlarlayereindi.
GregorioveElvisdepeşindengeldiler.Heinrich’inekibide
kamyonlarındançıkarken,herkesetrafıkolaçanediyordu.Sarayınbu
tarafıgörecedahatenhagörünüyordu,amabuhiçbirşeyingarantisi
değildi.
"İçerinasılgiriyoruz?"diyesorduHeinrich,gözlerinisarayın
yüksekduvarlarınadikerken.
Hohenberg,kamyonunarkasındaninenadamlaragözgezdirdi.
Herbirikaranlıktasessizvetetiktebekliyordu.Yüzlerindebiranlık
tereddütbileyoktu.Hepsi,bugörevinnekadarkritikolduğunu
biliyordu.

138
Hohenberg,sessizceonlaradöndüvealçakbirseslekonuşmaya
başladı:
"Dinleyin.Buradahatayapmaşansımızyok.Hepiniz
görevlerinizieksiksizyerinegetireceksiniz.Şimdi,dağılıyoruz."
ParmağınıilkolarakHeinrich’inyanındakiuzunboyluadama
doğrulttu.
"Schneider,doğutarafındakijeneratörodasınagideceksin.Şalteri
indirecekveelektrikbağlantısınıkeseceksin.GüçgittiğindeHans’ın
adamlarıenazbirkaçdakikaafallayacaktır.Osüreiçindeiçeri
sızmalıyız."
Schneiderbaşınısalladıvehızlagölgelerinarasınakayboldu.
"MüllerveFranz,sizikinizanagiriştenöbetçilerinyerlerini
belirleyeceksiniz.Onlarıdevredışıbırakmamızgerekirse,enhızlı
nasıletkisizhalegetirebiliriz,onuanalizedin.Amakimseyialarm
durumunasokmayın."
İkiadamgözgözegelip,onayladıktansonrasessizceilerlemeye
başladılar.
"Heinrich,senbenimlegeliyorsun.İçerigirişnoktasınıkontrol
edeceğiz.Eğerplanladığımızgibieskiservislereaitkapıhâlâ
kullanılmazdurumdaysa,içeridebizineyinbeklediğinianlamamız
gerek."
Heinrichbaşınısalladı.
Sonolarak,ElvisveGregorio’yadöndü.
"Sizmakineninnasılkullanılacağınıbiliyorsunuz.Oyüzden
ikinizkamyonlarıburadabekleteceksiniz.Eğerişlertersgiderse,

139
kaçışplanımıziçinhazırolmalısınız.Amaeğerbentelsizdençağrı
yaparsam,içerigiripdestekvereceksiniz.Beklemeksıkıcıgelebilir
amabubelkideenkritikgörev."
Gregoriohafifçebaşınıeğdi,Elvisiseherzamanki
soğukkanlılığıylasilahınınmekanizmasınıkontroletti.
Hohenbergsonkezekibinegözgezdirdi.Herkeshazırdı.
"Hadi,hareketegeçelim,"dedi.Ardındangölgeleriniçinde,
görevleriniyerinegetirmekiçindağıldılar.
Hohenberg,cebindenkatlanmışbirkâğıtçıkardı.Eski,yıpranmış
planda,sarayınbutarafındakullanılmayanbirgirişgösteriliyordu.
"Burası,"dediparmağıylabirnoktayıişaretederek."Sessizce
hareketedeceğiz.Eğerbizifarkederlerse,Hans’aulaşamadanişimiz
biter."
Herkesonayladı.Ardından,karanlığıniçindegölgelergibi
süzülerekhedeflerinedoğruilerlemeyebaşladılar.
HohenbergveHeinrich,Krüger’ininfazınıgerçekleştirdikten
sonra,hedeflerinebiradımdahayaklaşmışlardı.Ancak,Hans’ın
sarayınagirmekhiçdekolayolmayacaktı.Herikiadamdazorlubir
planınortasında,gecekaranlığındailerliyorlardı.
Sarayınçevresisıkıgüvenlikönlemleriylekorunuyordu.
Devriyeler,dışarıdanbakıldığındasessizamaölümcülbirdikkatle
hareketediyorlardı.Heradımda,herköşedebirtehditvardı.
HohenbergveHeinrich,sükunetleilerleyerek,sarayınarkakapısına
doğruyöneldiler.Burasıgenellikledahaazkorunanveiçerigizlice

140
girebilmekiçindahauygunolanbirnoktaydı,fakatherşeyindikkatle
planlanmışolmasıgerektiğibirnoktaydı.
Hohenberg,Heinrich'esessizcefısıldayarak,küçükbirtelaracıyla
güvenliksisteminidevredışıbırakmayabaşladılar.“Eğerbuses
çıkarsa,işlerkarışır.”dediHohenberg,dikkatleçalışanparmaklarıyla
alarmsistemineodaklanarak.Heinrich,çevredekiherhareketi
izlerken,herikisidetambirkonsantrasyonlaişlemitamamlamaya
çalışıyordu.
Kapıanidenaçıldığında,birkaçsaniyelikbirsessizlikvegerilim
dolubiranyaşandı.İçeridekikorumalarbirşeyfarkedenekadar,
HohenbergveHeinrichhızlailerlediler.Sarayıniçkısımlarına
girmeyebaşladıklarında,heradımlarındayenibirtehlike,yenibir
tuzakvardı.Karanlıktaneredeysehiçışıkyoktu,sadecegeçitlerin
sonundakırıkdöküklambalarveyeryersızanayışığıvardı.
Hohenberg,Heinrich’ebirişaretverdivesessizcebirkoridoru
takipettiler.Herhangibiranonsyadaalarmsesininduyulması,tüm
planıaltüstedebilirdi.Sessizceilerlerken,Hohenberg’inzihninde
Krüger’insöyledikleriyankılanıyordu.“Birzamanlardosttuk…”ama
şimdinedeğişmişti?Hans’ınyanındadurarakkendiyolunuseçmişti,
fakatbuyanlışbirkarardı.
“Yavaşol.Buherançözülebilir,”diyefısıldadıHohenberg,
adımlarınıdikkatliceatarken.Heinrichonasadecebaşıylaonayverdi.
Koridorunsonunda,büyükbirkapıvardı;ancakorayagitmekiçin
geçmelerigerekendahabirçokgüvenlikengelivardı.

141
İçerisızmanın,sarayınkalbineulaşmanıntekyolu,dikkatle,
gizlidenilerlemekti.Duvardakiherhareketitakipederken,kulakları
hersesiçintetikteydi.İçerigirmekvehedefeulaşmak,ancakbu
kadartecrübeliikiadamınvetambirplanınişleyişiylemümkün
olabilirdi.
Sonunda,sarayıngüvenlikhatlarınıaşıp,derinlikleredoğru
ilerlerken,birdenkapılarındışındabirsesduyuldu.Hohenberghemen
Heinrich’eişaretettivesırtlarınıduvarayaslayarak,dikkatle
beklediler.Zihninde,Krüger’insonsözleriyankılanıyordu:“Buişin
sonundabirkaybedenolacakveokişisenolacaksın.”
Kapıaçıldığında,içeridenkimseçıkmadı.AmaHohenberg’in
kalbihızlaçarparken,sarayınderinliklerinebiradımdahaatmaya
devamettiler.
Birkaçdakikaiçinde,sarayıniçkısmındakikoridordahedeflerine
dahadayaklaştılar.Hohenberg,“Eğerplanişlerse,herşeysona
erdiğindeHans’taneserkalmayacak,”diyedüşündü.Amasabırla,her
anıdeğerlendirmekgerekirdi.
Hergeçit,herkapı,herköşeonlarınplanınakarşıbirtehditti.
AncakHohenbergveHeinrich,hiçbirdetayıatlamadanilerliyorlardı.
Biranlıkgevşeklikyadadikkatsizlik,tümplanıbozabilirdi.
HohenbergveHeinrich,sarayagirmeyebaşladıklarında,herşey
dahadakarmaşıklaşmayabaşladı.Sarayınduvarlarınayakınbir
noktada,heradımdadevriyelerlekarşılaşıyorlardı.Burası,sadeceen
yüksekgüvenlikönlemleriylekorunandeğil,aynızamandaherköşe

142
başındabirtehlikebarındıranbiryerdi.Dışarıdasızanayışığı,her
hareketidahabelirginhalegetiriyor,enufakbirhatabilefark
edilebilirdi.
Heinrich,birişaretleHohenberg’eyaklaşarak,devriyeleringeçtiği
yoluişaretetti."Yavaşol,"dediHeinrich,"Buradangeçmekiçin
dikkatliolmalıyız."
Hohenberg,elleriyleişaretvererek,herikisidesükunetlebir
kenaraçekildiler.Sessizlikhâkimdi.Ancakbirandadevriyegrubu
göründü."Üçadamvar,"diyefısıldadıHeinrich."Çokfazladeğil."
Hohenberg,dikkatlicesilahınıçıkararakdevriyeninhareketlerini
izledi.Onlaryaklaşıyor,Hohenbergisebiryandanbeklerken,tam
zamanındahareketetmelerigerektiğinibiliyordu.
Devriyeleryaklaşırken,HohenbergveHeinrichhızlahareketedip
ilkadamıetkisizhalegetirdiler.Adamınboğazınabiriptakıldıve
sesinibileçıkaramadanyeredüştü.Diğerikiadamhemenfarkettive
silahlarınıçekmeyebaşladılar,ancakHohenberg’inveHeinrich’in
planıkusursuzdu.Birsonrakiadam,tamsilahınıçıkarırken,
Hohenberg'insilahıhızlabaşınıhedefaldıveodayeredüştü.
Heinrichisesondevriyeninboğazınakeskinbirbıçaksaplayarakonu
dasessizcedevirdi.
Amatamherşeyyolundagiderken,birdenbireiçeridenbirkapı
açıldıvebiradamhızladışarıçıktı."Neoluyorburada?"diyebağırdı,
şaşkınbirşekilde.Hohenberg,hemenreflekslehareketederekadamı
hemenetkisizhalegetirdi.Amabu,alarmınçalmasınanedenoldu.

143
Alarmsesi,sarayınherköşesineyayıldı.HohenbergveHeinrich,
hızlaiçerigirmeyedevamettiler.Ancakartıkişlerdaha
karmaşıklaşmıştı.İçeridekitümgüvenliksistemiuyanmıştı.
Hohenberg,"Hızlanmalıyız!"diyefısıldayarakHeinrich’eişaretetti.
Kapılarhızlakapanırken,içeriyedoğruilerlediler.
Güvenlikkameralarıhızladevreyegirmişti.Hergeçensaniye,
sarayadahaçokgüvenlikgücüyöneliyordu.Hohenberg,biraniçin
elinicebineatarakküçükbircihazçıkardıvekameraların
görüntüsünügeçiciolarakengelledi.Amabu,sadecebirkaçdakika
kazanmalarınayetebilirdi.
Heinrich,biranlıkduraklamaylagözleriniHohenberg’eçevirdi.
"Burasıkolaycakontrolaltınaalınabilecekbiryerdeğil,"dedi."Ama
bugeceherşeybitmeli."
Sarayınderinliklerinedoğruilerlerken,herkapı,herkoridor,her
geçitonlarıtehditediyordu.Karanlıkiçindesesleryankıyapıyordu.
Birköşedönüşünde,karşılarınabirgrupgüvenlikgörevlisidahaçıktı.
Hohenberg,"Dahafazlasıgeliyor,"diyefısıldayarakhızlahareket
etmelerinisöyledi.
Sonunda,sarayınkalbineyaklaştılar."İçerigirdik,"dedi
Hohenberg."Krügerburadaolacak."
Geriyesadecebirşeykalmıştı:Krüger’ibulmak.
HohenbergveHeinrich,sarayınderinliklerineilerlerken,
Krüger’inodasınadoğruyaklaşıyorlardı.Heradımdadahada
yoğunlaşanbirsessizlikvardı.Hohenberg,elleriylekapıyıaçtıve

144
içerigirmeleriylebirlikteKrüger’inodasınaadımattılar.Krüger,
karanlıkbirköşede,birmasabaşındayalnızoturuyordu.Herşeyin
farkındagibigörünüyordu.Oan,herşeyhızlavesessizceşekillendi.
Krüger,onlaradöndüğündegözlerindebirşaşkınlıkbelirdi,ama
gözleriaynızamandaşaşırtıcıbirşekildesakinkalmayıbaşarıyordu.
"Benibeklediğinizibiliyordum,"dediKrüger,sesindekisoğuklukla.
"Amaniyeşimdi?"
Heinrich,silahınıçıkararakKrüger’edoğruyöneldi.Hohenberg
isebiradımgeriyeçekildi,gözleriniKrüger’inyüzünedikti.Oan,
içindekigeçmişinyankılarıHohenberg’isarstı.Eskidostu,yıllardır
karşısındabirdüşmangibiduruyordu.Aralarındakioeskibağ,sanki
biryabancıgibigeldi.Amaişlerinbitmesigerekiyordu.
"Niyeşimdimi?"diyetekrarcevapverdiHohenberg,sesidüşük
vekeskin."Çünkü,dostum,senyanlışyoluseçtin."
Krüger,gözleriniHohenberg’denayırmadan,derinbirnefesaldı.
"Hans’ınyolunuseçtim,Hohenberg.Gerçekgüçorada.Bunamecbur
kaldım."
Hohenberg,gözlerikararmışbirşekildeKrüger’eyaklaştı,
aralarındakimesafegiderekdaralıyordu."Ogüçseniyoldançıkardı,
Krüger.Eskidenbirbirimizianlıyorduk.Amaşimdi,seninveHans’ın
yolları,benivedostlarımıtehditediyor.Busonolacak."
Krügergülümsedi,amabugülümseme,yüreğindebirkorkunun
olmadığınıgösteriyordu."Beniöldürebilirsiniz,Hohenberg.Ama
Hans’ıngücünekarşıkimseduramaz."

145
Heinrich,sabırsızcasilahınıdoğrulttuve"Bunusonaerdirelim,"
dedi.AmaHohenberg,elinikaldırarakonudurdurdu.Heinrichşaşkın
birşekildeHohenberg’ebaktı.
"Wilhelm,Sonbirkezsoruyorum.Sonbirşansınvar.Bizimlegel,
Hans’ınsonunugetirelim.Okazandığındaseniniçindebirgelecek
olmayacak."
Krügerbaşınıyavaşçaikiyanasalladı."Yanılıyorsun,Hohenberg.
Asılsiziniçinbirgelecekyok."
Tamoanda,Krügersağelinimasanınaltınadoğrukaydırdı.Ama
Hohenbergonuöncedentahminetmişti.Tekbirkurşunsesiodada
yankılandı.
Krüger,gözlerindedonukbirşaşkınlıklageriyedoğrusendeledi.
Göğsündenakankoyukırmızıleke,yavaşçagömleğiniboyarken
Hohenbergonadoğrubiradımattı.Krüger’indizleriüzerine
çöktüğünüizledi.
"Geridönmekiçinçokgeç,"diyefısıldadıHohenberg.
Krügergülümsemeyeçalıştıamaağzındankansızıyordu."Sen
de...Benimgibiolacaksın,"dediboğukbirsesle."Sonunda...Sende
birgün...Doğruyolugöreceksin..."
VeWilhelmKrüger,sonnefesiniverdi.
"Hadi,"dediHeinrich,"Zamanımızazalıyor."
Hohenberg,halaKrüger’inbedeninebakarakbaşınıhafifçe
salladı."Evet,zamanımızazaldı."Oan,biryıkımındahailk
adımlarınıatmışlardı.

146
Alarmınçığlığısarayınsoğuktaşduvarlarındayankılanırken,
HohenbergveHeinrich,Krüger’incansızbedenininönündebiran
duraksadılar.Hohenbergeskidostununcesedinebiranbaktı,ama
vicdanınafazlayerayırmadı.Elleriniyumrukyapıpderinbirnefes
aldı.Artıkgeridönüşyoktu.
“Heinrich,hareketetmeliyiz.Alarmçaldı,adamlarınıtopla,”dedi,
sesisertti.
Heinrichbaşınısalladıvetelsizineuzandı.“Herkesyerlerine,
çatışmayahazırolun.HedefimizHans’ınodası.Bizidurdurmak
isteyenleritemizleyin.”
Koridordaağırbotsesleriduyuluyordu.Hohenbergsilahını
kavradı.ÇokgeçmedenbirgrupHans’ınmuhafızı,koridorun
köşesindenfırladı.Silahsesleriyankılandı,mermilertaşduvarlara
çarparkenkıvılcımlarsaçıldı.HohenbergveHeinrichhızlasiperalıp
karşılıkverdiler.
“Bukadarhızlıtepkivereceklerinibeklemiyordum,”diyetısladı
Heinrich,mermisinideğiştirirken.
“BurasıHans’ınkalesi,herşeyehazırlıklıolmalarını
beklemeliydin,”diyeyanıtladıHohenberg,birmuhafızıgöğsünden
vurarak.
Hohenberg’inadamları,yankoridorlardanilerleyerekgüvenliği
sağlıyordu.AncakHans’ınadamlarısayıüstünlüğünesahipti.
Koridorunherikitarafındadayoğunçatışmalaryaşanıyordu.Bir
patlamaoldu,sarayıncamlarıparçalandı,alevlerkoridorlarıaydınlattı.

147
Hohenberg,Heinrich’edöndü.“Altkatlardançıkışyok.Doğrudan
Hans’ınolduğukatayöneliyoruz.
“Yukarıdanmı?”
“Başkaseçeneğimizyok.”
Heinrichtelsiziyleemirverdi.“Bombaekibi,yukarıçıkışı
temizleyin.Ağırmakinelitüfekleribastırın.”
Merdivenlerihızlaçıktılar,ancakyukarıdakikoridorlarHans’ın
seçkinmuhafızlarıyladoluydu.Kapınınarkasındangelenemirleri
duydular.
“Durduklarıyerdevurun!”
Kapıaçıldı,içeridenyoğunateşbaşladı.Hohenbergbiryanaatıldı,
Heinrichdiğertarafa.Mermilerüzerlerindenvızıldadı.Hohenberg
silahınıkaldırıpbirmuhafızıbaşındanvurdu,diğeriHeinrich’in
ateşiyleyeredüştü.
İçeridalanekiphızlaodalarıtemizlemeyebaşladı.Hohenberg,
Heinrich’eişaretetti.“Hans’ıntahtodasıazileride.Çabuk
olmalıyız.”
Koridordanilerlerken,patlayanbombalarındumanıvekan
kokusuhavayıdoldurdu.Kapıyaulaştıklarında,büyükmetal
sürgülerlekilitliolduğunugördüler.
“Patlatıyoruz,”dediHeinrichvepatlayıcıyıyerleştirdi.
Gerisayımbaşladı.Beş.Dört.Üç.İki.Bir.

148
Kapıbüyükbirgürültüylepatladı,dumanvetaşparçalarıheryere
yayıldı.İçerigirdiklerinde,büyükbirsalonunortasındaHansonları
bekliyordu.Gözlerisoğuk,yüzüifadesizdi.
“Sonundageldiniz,”dediHans,yavaşçaayağakalkarken.“Ama
burayakadar.”
Hans’ınetrafındaensadıkadamlarıbekliyordu.Sonveenbüyük
savaşbaşlamıştı.
Hassasçatışmanıntamortasında,salonunherköşesineölümün
soğuknefesiyayılmıştı.Hans’ıntahtodasındayaşananyüzleşme,
kaderinacımasızcilvesinigözlerönüneserergibiydi.Heinrich,
Hohenberg’inardından,dostununarkasındakalanyoldailerlerken,
odanınderinliklerindengelenalçakbirmırıltıduyuldu.
Oanda,Hans’ınsadıkadamlarınınarasından,siperarkasına
saklanmışbirkeskinnişancı,ölümcülbirhamleyaptı.Parlakbir
mermi,Hohenberg’iniçindengeçipgöğsünüyaraladı.Yüzündeilk
baştaşok,sonratarifsizbiracıbelirdi.Hohenberg,kendini
toparlamayaçalışırken,yarasıhızlakanlaştı."Hayır…Hohenberg!"
diyeçığlıkattıHeinrich,amazamançoktandurmuşgibiydi.
Hohenberg,elindekisilahıyeredüşürüpdizlerineyığıldı.
Gözlerindekiinat,yaşamlaölümarasındakisonmücadeleyi
anlatırcasınasönükleşirken,vücuduağırağıryereserildi.Onun
ölümü,buzalimkaleninduvarlarınaacıbiryaragibiişlendi;savaşın
akışınıdramatikbirsessizlikledeğiştirmişti.
Heinrich,dostununkaybınınyarattığıderinacıilebiraniçintüm
dünyayıunutmuş,ardındanintikamateşiyleyenidenayağakalktı.

149
Hohenberg’inölümü,Heinrich’iniçindekiöfkeyikörüklemiş,herbir
mermionuniçinsadeceadaletinsimgesiolmuştu.
Hohenberg’inölümününardından,yıkılmışkoridorlardaderinbir
sessizliğinortasındadimdikayaktakaldı.Gözleriacıveöfkeyle
parıldarken,bağırdı:“SALDIRIN!”
Sözü,duvarlardanyankılanırken,Heinrich’inyanındadağılmış
birlik,yenidendüzenlibirformasyonakavuştu.Birbirinekenetlenen
silahseslerivepatlamalarıngürültüsüarasında,disiplinlibirordu
olaraktoparlananadamları,Heinrich’inliderliğindekeskinbirsaldırı
başlattı.Heradımda,kaybettiklerideğerlibirdostunintikamını
taşırken,öfkeleriyledüşmanınmoralinisarsıyorlardı.
Heinrich,çevresindekiadamlarınarasında,stratejiknoktalara
odaklanmalarıiçinkomutveriyor,herbiridüşmanınzayıfnoktasına
yöneliyordu.Solkoridordanyükselenyoğunateş,sağdangelenani
patlamalarveyankoridorlardansüzülensessizgölgelerarasında,
Heinrich’inadamlarıözenleplanlanmışbirtaktikleilerliyordu.Kendi
komutanlığınıtoparlayanbuyüreklibirlik,savaşalanındakikargaşayı
disiplinedönüştürmüştü.
Salonunağırkapılarınaulaştıklarında,Hans’ınşaşkınbakışları
arasında,Heinrichöneatıldı.Adamlarınınardındabirleşengüç,karşı
tarafınsavunmasınıadetayerlebirediyordu.Biranda,yükseksesle
verilenkomutlareşliğinde,keskinmermilerHans’ınsavunmasına
yağdı.Hans,toparlanamadığıbuanibaskıkarşısındasavunmasını
çöküyordu

150
Savaşalanışimdiadetaölümsessizliğinebürünmüştü.
Koridorlardakivesalondakitümaskerlerincansızbedenleri,zaferin
acıbedelinigözlerönünesererken,Hansdışındakimseayakta
kalmamıştı.Heinrich,zaferinhemeneşiğinde,yerdeyarıölühalde
yatmış,ağıryaralanmışHans’adoğruilerledi.
Heinrich,adetasonbirhesaplaşmaniyetiyle,soğukkanlıama
öfkelibirsestonuyla,“Makineninyerinisöyle,Hans!”diyeemretti.
AncakHans,kanlalekelenmişyüzündeinatçıbirifadetaşırken,
sessizliğinikorudu;bilgivermeyireddetmişti.
Öfkesinindoruknoktasında,Heinrich,Hohenberg’inkanlı
telsiziniyerdenkaptı.Geçmişinacıhatıralarınıvekayıplarınizlerini
taşıyanbutelsiz,şimdiHeinrich’inelindeyeniemirlerinaracı
olacaktı.Telsizinboğuksesinden,Heinrich,“Elvis,Gregorio,tırların
yanındanderhalgelin!”dedivebulunduğukonumuizahetti.
Oan,savaşalanındakiölümsessizliğiHeinrich’insözleriyle
kırıldı;geriyekalansonumutkırıntısı,tırlarınyanındangelecekElvis
veGregorio’ydu.Hansise,ağıryaralanmışbedenininacısıylayerde
kalmış,kaçmaşansıolmadan,tümgururunuveinatçılığınıkoruyarak
sessizliğegömülmüştü.
Birazbeklediktensonra,tırlarınmotorsesleriuzaktanduyulmaya
başladı.KaranlıkdehlizlerdenElvisveGregorio,yıkıntılararasında
belirdi.AncakElvis’ingözlerinde,dahaöncehiçgörülmemişbir
çılgınlıkveöfkevardı.Sankiherşeyinadaletsizliğini,acısınıüzerine
toplayarakdelirmişgibiydi.

151
Elvis,delirmişöfkesiyleyavaşlamışzamanıniçindeadetayeniden
doğmuşgibiydi.Salondakikarmaşavekangölüarasında,ağıryaralı
Hans’ınbedeninebaktığında,gözlerindegeçmişinihanetininve
kaybedilendostlarınacısıbelirmişti.Hans,yerde,yüzüdağılmış,kan
veyaraizleriyleacıiçindekıvrılmışhaldeydi;ancakhalainatçıbir
direnişlehayatatutunmayaçalışıyordu.
Biranlıksessizlikçökerken,Elvis'ingözleridondu;ardından,
öfkesineyenikdüşerek,tümgücünütoplamışgibihızlaHans’ın
üzerineatıldı.Adımları,ağırlaşmışzamanıyararakilerliyor,herbir
nefesi,içindekiöfkeninveumutsuzluğunyankısınıtaşıyordu.Elvis,
deligibiçığlıkatarak,"Şerefsizherif!"diyehaykırdıveyumruklarını
sıkıcasıvadı.
İlkyumruğu,Hans’ınyanağınaçarparakhavayıparçaladı;sesi,
dövüşünortasındayankılananacımasızbirpatlamagibiydi.Hans,o
anhemşaşkınlıkhemdeçaresizlikiçinde,elleriniyüzünükorumaya
çalıştı;fakatElvis’inöfkesiengeltanımıyordu.Yumruklarardıardına
geliyor,herdarbeHans’ınzayıflamışbedenindederinizler
bırakıyordu.Elvis’inyumrukları,sankigeçmişintümacılarını
hesaplarcasına,yavaşlatılmışbirfilmsahnesigibi,detaylarıyladans
ediyordu.
Elvis’inherhamlesinde,yüzündedelicebirkararlılıkvardı;oan,
tümdünyanınyükünüomuzlarındataşıyorgibiydi."Neoldulan?"
diyetekrarladı,herkelimesiderinbirkinveihanetinhesabını
sorarcasına.Yumruklarınherbiri,Hans’ıninatçıifadesindedaha

152
fazlaçarpıklaşmaya,yaralarınınartmasınanedenoluyordu.Hans,ağır
yaraalmışbedenindezayıfbirseslegülüyordu.Elvis’inöfkesi
dinmiyordu;oan,neacınedemerhametsözkonusudeğildi.
HeinrichveGregoriobirbirinebakarak,Elvis’idurdurmakiçin
arayaatıldılar.Heinrich’insesi,kanlakararmışkoridorlarda
yankılanarak,
"Elvis,adamıöldürmeyekalkma!"diyebağırdıGregoriodahemen
ekledi,"Dur,birçılgınlıkyapma!"
Hanskankusarakcevapverdi.“Senbilebenimdünyamaayak
uydurmuşsun.”
İkisi,Elvis’inöfkesialevlensede,onuengellemeyeçalışarak
kolundantutmayaçalıştı.FakatElvis,geçmişinacıyükünü
omuzlarındataşıyandelirmişbakışlarıyla,müdahaleyiduymazdan
gelipöfkesininpeşindenkoştu.
Yavaşyavaş,acıiçindekıvrılanHans,sankikederinivealayını
biraradayansıtırcasınagözleriniaçtı;yaralıyüzündehafifbir
kahkahabelirdi.
"Beniöldürürsen,zamanmakinesiniaslabulamayacaksın,"dedi,sesi
kahkahalıamakararlıydı.
Elvis,alnınıçatıpalaycıbirifadeylekarşılıkverdi:
"Arayarakbuluruz,"diyemırıldandı;busöz,içindekiöfkeninfitilini
iyicealevlendirmişti.
BusözüzerineHans’ıngülüşüanidenkesildi;Elvis’inonu
öldürmesikonusundaciddiolduğunuanladı,gözleriöfkeyle
parıldamayabaşladı.Yavaşça,yaralıbedenindengüçalarakcebinden

153
gizlituttuğusilahıçıkardı.Silahınsoğukmetaliksesi,çevredeki
sessizliğidelipgeçti.Elvis,hâlâdelirmişöfkesiyleyumruklarını
savurmayadevamederken,Hans’ınöfkesidoruğaçıktı.
Hans,hedefinibelirleyipsilahısıkıcakavradı;biranlık
tereddüttensonraöfkesinikanatlandırarakateşetti.Mermi,
yavaşlamışzamanıniçindekiacımasızbirşimşekhızıyla,Elvis’in
bedeninedoğruilerledi.Ateşinardından,donukveşaşkınbirbakış
içindeElvis,acıveöfkeyibiraradataşıyanyüzifadesiyleyereyığıldı.

154
BÖLÜMVII:
KANLAGELENKANLA
GİDER!
Elvis,gözleriniaraladığında,hafifbiruğultuduydu.Başlangıçta
neredeolduğunuanlayamamıştı.Gözkapaklarınınarasındansızan
ışık,başınıdöndürdü.Ağrılariçindedoğrulmayaçalışırken,odanın
köşesindeeskibirradyonuncızırtılısesiyankılanıyordu.
"...Hans’ınrejimiresmensonaerdi.Avrupa’nınfarklı
bölgelerindebağımsızlıkilanlarıpeşpeşegelirken,Avusturya'da
büyükbirkargaşayaşanıyor.Sarayındüşüşüylebirlikteşehirde
ayaklanmalarbaşladıveeskidüzentamamençöktü..."
Elvis,zihninitoparlamayaçalıştı.Boğazıkuruydu,vücuduateş
içindeydi.Sonhatırladığışey,Hans’akarşıöfkesiveardındangelen
silahsesi...Şimdiisebambaşkabirdünyayauyanmışgibi
hissediyordu.

155
Kapınıngıcırtısıylabirlikte,Heinrichiçerigirdi.Onunhemen
arkasındaGregoriovardı.Heinrich,Elvis’inuyanmışolduğunu
görüncehafifçebaşınısalladı.
"Güzel.Beklediğimizdendahaerkenuyandın,"dediHeinrich,
sesindehafifbirrahatlamavardı.
Gregorioyaklaşıpyatağınkenarınaoturdu."Doktorlarsenizor
kurtardı.Hansseniöldürmeyibaşaramadıamaucuzatlattın,dostum."
Elvis,başınıellerininarasınaalıpderinbirnefesaldı."Nekadar
zamangeçti?"
"Yeterinceuzun,"diyeyanıtladıHeinrich."Amaenönemlisişu:
Adamlarımsarayıaraştırdıve..."Kısabirduraksamanınardından
devametti."Makineyibuldular."
Elvis,anidenbaşınıkaldırdı.Gözleriparladı.Heinrich,
Gregorio’yadönerekdevametti.
"Gregorio,makineyiseninlebirlikteçalıştırmayıbekliyor."
Odadakısabirsessizlikoldu.Elvis,olanlarısindirmeyeçalışırken,
HeinrichveGregorio’nunyüzlerindekiciddiyetinfarkınavardı.
Elvisderinbirnefesaldıvebaşınıhafifçesallayarakmırıldandı:
"Öyleyse,zamanıgeldi..."
Biranda,bağlıolduğukablolarıvevücudunatakılantıbbi
cihazlarıtekteksöküpyereattı.HeinrichveGregorio,şaşkınlıkla
ileridoğruatıldılar.
"Neyapıyorsun?Buçoktehlikeli!"diyeçıkıştıGregorio.

156
Heinrichdeendişeyleekledi,"Henüztamiyileşmedin,birazdaha
bekle!"
FakatElvis,onlarıdinlemedenhızlaayağakalktı.Üzerindeki
hastanegiysileriniçıkarıp,yakındakiaskıdankendineuygun
kıyafetlerialarakgiyinmeyebaşladı.Yüzündekikararlılık,odadaki
gerilimidahadaartırıyordu.Sondüğmesiniiliklerken,gözleri
karanlıkbirkararlılıklaparladıvesertbirseslekonuştu:
"Makinedahaönemli."
GregorioveHeinrich,kısabirbakıştılar.İtirazetmeninfaydasız
olduğunuanlamışlardı.Elvis’ingözlerindekiateş,geriadımatmaya
niyetiolmadığınıgösteriyordu.
Heinrichderinbiriççekerekbaşınısalladı."Pekala...Hemen
hazırlanalım."
Birkaçdakikaiçindeherkessilahlarınıkuşanmış,donanımlarını
tamamlamıştı.Kapıaçıldıveekip,hızlasarayadoğruyolaçıktı.
Gecekaranlığında,sokaklarisyanınizlerinitaşıyordu.Yıkılmış
binalar,alevleriçindeterkedilmişarabalarveduvarlardaisyan
sloganları...Herköşebaşında,birdevrinsonaerdiğinihatırlatanizler
vardı.
Elvis,sarayagidenyoldailerlerkenbaşınıkaldırıpgökyüzüne
baktı.Hâlâyanmaktaolanbinalarınalevleribulutlarıaydınlatıyordu.
Caddeler,eskidüzeninçöküşününsessiztanıklarıydı.
"Burasıcehennemedönmüş,"diyemırıldandıGregorio,yıkıkbir
binanınyanındangeçerken.

157
Heinrich,silahınısıkıcakavrayarakçevreyitaradı."Saray
bölgesineyaklaştıkçaişlerdahadatehlikeliolacak.Hans’ıneski
adamlarıboşdurmaz."
Elvis,kararlıbirşekildeilerlemeyedevametti."Oyüzdenvakit
kaybedemeyiz."
İlerledikçe,sokaklardabarikatlarveterkedilmişaskeriaraçlar
belirdi.Binalarıniçindenyankılananayaksesleriduyuluyordu;
direnişçileryadaHans’ınsadıkadamlarıhâlâetraftaydı.
Birnoktada,karşılarınabirgrupsilahlıadamçıktı.Anında
silahlarınıkaldırarakbirbirlerinekilitlendiler.Gerginbirkaçsaniye
boyuncakimsekonuşmadı.Sonunda,grubunlideriöneçıktı.
Üzerindeparamparçabiraskeriüniformavardı.
"Sizkimsiniz?"diyesordu,sesisertti.
Heinrichbiradımöneçıktı."BizHans’ınadamlarıdeğiliz.Saraya
gitmemizgerekiyor."
Adam,onlarıbaştanaşağısüzdü."Hansbitti.Amasaray,artık
hiçbirinizeaitdeğil.Oradasadecekaosvar."
Elvis,öneçıkıpsoğukbirseslekonuştu."Bizdetamolarakbu
yüzdenorayagidiyoruz.Çekilin."
Adam,biranlıktereddüttensonrakafasınısalladıvegrubunabir
elişaretiyaptı."Yolsizin.Amaiçerideneylekarşılaşacağınızı
bilmiyorsunuz."
Elvis,sertbirifadeylekarşılıkverdi."Biliyoruz.Vene
yapacağımızıda."

158
Grupyollarınadevametti.Sarayınkuleleri,uzaklardansiluetgibi
belirmişti.
Sarayındışınayaklaştıklarında,havapusluydu.Yıkılmışbinaların
enkazlarıarasındayankılanançığlıklarvepatlamalarınardından
yükselendumanbulutları,şehrinkaosiçindekisongünlerinigözler
önüneseriyordu.Caddelerde,duvarlaraspreyboyalarlayazılmış
isyansloganlarıgözeçarpıyordu:
"Özgürlükbizimdir!"
"Saltanatsonaerdi!"
"Kanlagelen,kanlagider!"
Sarayınhemenönündekimeydan,eskiihtişamındaneser
kalmamışbirharabegibiydi.Yanmışaraçlarınmetaliskeletleri,
devrilmişbarikatlarveüzerinekurşunizlerikazınmıştaşlar,burada
yaşanançarpışmalarınizlerinitaşıyordu.Direnişçiler,sarayın
etrafındagruplarhalindetoplanmış,ellerindesilahlarlanöbet
tutuyorlardı.Bazılarıyorgunamaumutluydu,bazılarıisehâlâ
savaşmayahazır.
Elvis,HeinrichveGregorio,dikkatlicesarayındevasakapısına
doğruilerledi.Önlerinde,yıpranmışzırhlargiymişbirgrupdirenişçi
duruyordu.Liderleriolduğuanlaşılanbiradam,grisakalıveyorgun
gözleriyleonlarısüzdü.
"Kimolduğunuzubilmiyorum,"dedisertçe."Amasarayagiren
herkesyaölüryadakaybolur.”
Elvis,gözlerinikısıpadamınbakışlarınakarşılıkverdi."Tamda
buyüzdenburadayız.Sarayagirmemizgerekiyor."

159
Adambirkaçsaniyetereddütetti,sonrayanaçekildi."Sizin
sorununuz.Amaiçeridehayattakalmakistiyorsanızdikkatliolun.
Hans'ınsonadamlarıhâlâbirşeylerçeviriyor."
Elvisbaşınısalladıveekibekapıyailerlemeleriiçinişaretverdi.
Gregorio,omzundakitüfeğisıkıcakavrayarakderinbirnefesaldı.
Heinrichisetabancasınınemniyetiniaçtı.Kapınınönüne
geldiklerinde,üzerindekieskialtınsüslemelerinisveyanıkizleriyle
kaplandığınıgördüler.Geçmişingörkemligünlerindengeriyesadece
birenkazkalmıştı.
Elvis,ağırkapıyıiterekiçerigirdi.İçerisikaranlıktı.Duvarlardan
sarkandevasahalılarkanlekeleriylekaplanmış,zeminmolozvecam
kırıklarıyladolmuştu.Sarayıngenişsalonunda,sessizliğiniçinde
yankılananayakseslerikorkunçbiruğultugibiyankılanıyordu.Bir
zamanlarHans’ıngücünütemsiledenbuyapı,artıkyıkımınve
çöküşünbiranıtıhalinegelmişti.
Koridorlardailerlerken,herköşedecansızbedenlervardı.Kimisi
hâlâsilahınıtutuyor,kimisikaçmayaçalışırkenolduğuyerdekalmıştı.
Bazıbölümlerde,mermilerledelinmişsütunlarınarasındansızanışık,
tozluhavadaparıltılaryaratıyordu.
Elvis,sarayınkaranlıkkoridorlarındailerlerken,etrafındakikaos
veyıkımheradımındadahadabelirginleşiyordu.Birköşede,birkaç
direnişçi,Hans’ınbedeninihedeftahtasıgibikullanarakonualaycı
birşekildevurmayaçalışıyordu.Birkaçkurşun,Hans’ıncansız
bedeninesaplanırken,direnişçilerinsesleriyükseliyordu.

160
"Şerefsizherif!"diyenbiradam,Hans’ınbedeninebirkurşun
dahasıktı.Oan,Elvis’inkalbihızlaçarpmayabaşladı.Hans’ın
ölümündensonra,sarayıniçineyayılanbelirsizlikvekaos,tümşehri
sarmıştı.
Heinrich,Elvis’isessizceuyardı."İlerigitmekzorundayız.”
Elvisbaşınısallayarak,HeinrichveGregorio’ylabirlikte
ilerlemeyedevametti.Heradımda,koridorlardahakaranlıkvedar
birhalegeliyordu.Zemin,camkırıklarıvetaşlarladolmuştu.Birkaç
ceset,köşelerdehareketsizyatıyordu.Duvarlardamermiizlerivekan
izlerikalmıştı.Sarayıneskigörkemininizleriartıkyoktu;sadecebir
enkazvegeçmişinkaranlıkhatıralarıkalmıştı.
Birnoktada,kapalıbirkapıkarşılarınaçıktı.Heinrich,kapıyı
dikkatliceinceledi."Burası,makineninolduğuyer,"dedi,sonra
kapınınkilidinikontroletti."Kimsegirmemeli...Adamlarımı
yerleştirdim."
Heinrich,kapınınaltındakieskimetalkilidiaçtıveağırkapıyı
iterekodanıniçinegirdi.Odanıniçi,farklıbirdünyayıandırıyordu.
Teknolojikbirmakine,herzamankidevasaboyutlarıylakarşılarında
duruyordu.Gözleri,makineyeodaklanmıştı.
Heinrich'inbakışları,odanınloşışığındaparıldayandevasametal
yapıyatakıldı.Makineninyüzeyindedansedensolukmaviışıklar,
duvarlaragaripgölgeleroynatıyordu.Parmaklarınıyavaşçabükerek,
sesinibastırmayaçalıştı:
"Elvis...bugaripalettamolarakneyinnesi?"

161
Elvis,makineyedoğruadımatarken,omuzlarınıhafifçesilkti.
"Hans'ıngüçkaynağı,"diyekarşılıkverdi,sesiyankılanarak.
"Enerjiyidönüştürüpdepolayanbirsistem.Basitbirjeneratörden
fazlasıdeğil."
Gregorio,Elvis'inyanındasessizceduruyor,gözkapaklarınıhızla
kırpıştırıyordu.Heinrich'indudağındabelirenşüphecigülümsemeyi
farketmişti.
"Öylemi?"Heinrich,ağıradımlarlamakineyeyaklaştı.
Parmaklarımetalyüzeydegezindi."Pekinedenbukadar...tuhaf
görünüyor?"
Elvis,kontrolpanelinedoğruilerlerken,arkasınıdönerekcevap
verdi:"Hans'ınişlerihepgizemliydi.Amaşimdibunu
sonlandıracağız."
Heinrich'inkaşlarıçatıldı.Elvis'insesindekiohafiftitreme,
anlatmayaçalıştığındandahafazlasınıeleveriyordu.Yinedebiradım
geriçekildi,onlarayolverdi.
ElvisveGregorio,makineninönündedurdular.Elvis'in
parmakları,düğmelerinüzerindegeziniyordu.Tamosırada
Heinrich'insesiodadaçınladı:
"Banayanlışbirşeyyapmadığınaeminol,Elvis."Sesi,keskinbir
bıçakgibihavayıyarıyordu."Çünküeğeryapıyorsan..."
Elvis,başınıyavaşçaçevirdi.Gözlerindebirkararlılık,birçeşit
vedalaşmavardı."Şimdi,Gregorio."

162
Gregorio'nunparmağıdüğmeyeindiğinde,odabirandacanlandı.
Makine,derinbiruğultuylatitremeyebaşladı;kristalboruların
içindekimavisıvıçılgıncadönmeyebaşladı.Heinrich'ingözleri
büyüdü.
"Hayır!"Çığlıkatarakileriatıldı.Eli,Elvis'inkolunukavradı."Ne
yaptığınızısanıyorsunuz?!"
Elvis,Heinrich'ingözlerininiçinebaktı."Geçmişidüzeltmeye
gidiyoruz,"diyefısıldadı."Herşeyibaştanyazacağız."
Makineningücüartıkdayanılmazdı.Heinrich'inparmakları,
Elvis'inkolundankaydı.Mavibirışıkseliherşeyiyuttu.Sonbir
çığlık...
Vesonrasessizlik.

Etraftakisisbulutlarıdağılıncakendilerinitekrargeçmişte
buldular.Elvis,derinbirnefesalarakGregorio’yadöndüvebirişaret
yaptı."Makineyikamufleetmeliyiz."dedivehızlaçalılığınköşesinde
bulunanbiralanayöneldi.Gregorio,hızlaonunardındanilerledi.
İçerigirdiklerinde,makineyikısabirsüreöncebıraktıklarıgibi
yerleştirip,çevresiniotlarlasardılar.Etrafıheraçıdangörülemeyecek
şekildeeniyişekildegizlemeyeçalıştılar.Elvis,sonbirkezkontrol
ettiktensonrabaşınısalladı."Tamam,"dedi,"Burasıgüvenli.Şimdi,
bodrumagitmemizgerek."
İkisidesessizceoradançıkıp,eskidenmakineyikoydukları
bodrumayöneldiler.Çalılarınarasındangeçerken,dikkatliadımlar
atıyorlardı.Herhangibirsesinonlarazararvermemesigerekiyordu.

163
Karanlık;herköşeyigizlerken,birkezdahazamanlaoynamanın
getirdiğitehlikeyihatırlatıyordu.
Bodrumkatınavardıklarında,ortamınhavasıhemendeğişti.
Burası,zamanınizlerinitaşımayan,sadecesoğukvekaranlıkbir
mekandı.
İkisidegözlerinibirbirinekenetledivebodrumunderinliklerine
doğruilerlediler.Biraniçin,geçmişinvegeleceğinbirbirinekarıştığı
bugaripdünyada,yalnızcakendilerinegüvenebileceklerinifark
ettiler.
"Sadecedoğruzamanıbeklemeliyiz,"dediGregorio,dudaklarında
gizlibirsırla.
Birsüresonrabirisiaklındabirşeylerkuruyormuşçasına
bodrumuniçinedoğruyöneldi.Ardındanşaşkınlıklabiradımgeriledi.
"Siz...amaazönceçatıdaydınız!Nasılmümkünolabilirbu?"
ElvisveGregorio,Hans’ınşaşkınlığınakarşılıkgülümseyerek
birbirlerinebaktılar.Gregorioomuzsilkerekkonuştu:"Zamanınnasıl
çalıştığınıhiçmerakettinmi,Hans?"
Hans,dişlerinisıkaraktabancasınıçıkardı."Nesaçmalıyorsunuz?
Buradaolmamanızgerekiyordu!Makinebenimolacak!"
Elvis,Hans’ıngözlerindekipaniğigördüvebiradımattı."Hayır,
Hans.Zamanıbükerekyükseldin,amaşimdiaynıgüçsenialaşağı
edecek."
Hans,biradımgerileyerekbaşınısalladı."Nesaçmalıyorsunuz?
Benhiçbirşeyyapmadım!Benigeçmişimleyargılayamazsın!

164
Elvis,Hans’ınşaşkınbakışlarınaacımasızcagözlerinidikip,hızla
silahınıçekti."GeleceğinleHans,Geleceğin!"diyerektetiğiçekti.
Kurşun,odanınkaranlığındahızlailerleyip,Hans’ıgöğsünden
vurdu.Hans,inanılmazbirşaşkınlıklageriyedoğrusendeledi,bir
adımdahaatarakyeredüştü.GözlerihâlâElvis’ekilitlenmişti,ne
olduğunukavrayamıyordu."Bu...nasıl..."dedi,boğukbirsesle,
"Nasılolabilir?"
Elvis,Hans’ınyereserilmişbedeninebiranbakarak,soğukbir
ifadeylederinbirnefesaldı."Zamanseniaslaaffetmeyecek."
Hans,gözlerihalainanılmazlıklaaçık,derinbirnefesaldıveson
birkezdahamakineyegözlerinikaydırdı.Ardından,yereyığıldı.
Gregorio,Hans’ıncansızbedenindengözleriniayırmadanbirsüre
sessizkaldı.Odanıniçindeyankılanansessizlik,zamanınbilebir
anlığınadurduğunuhissettiriyordu.SonundaGregoriousulcabaşını
çevirdivemakineyebaktı.
“Elvis…Buradayapacakbaşkabirşeyimizkaldımı?”diyesordu,
sesihembitkinhemdekararlıydı.
Elvisbaşınısalladı.“Hayır.Hans,gelecektebizimtelsizleriele
geçirdiğiiçinThomasilekonuşamayız.Buzamandilimiartık
kullanışsız.Geridönmeliyiz,kendizamanımıza.”
Gregoriobiranduraksadı.“Yamakine?Hâlâçalışırmı?”
Elvis,makineyeyaklaşarakkontrolpanelinebirkaçhızlıkomut
girdi.Cihazhafifçetitredi,ardındanuğultulubirseslecanlandı.Göz
alıcıışıklarodanınkaranlığınıyırtaraketrafayayıldı.

165
“Elimizdehâlâenerjivar.Dönüşiçinyeterli,”dediElvis.“Ama
busonolabilir.Birsonrakisıçramariskliolacak.”
Gregoriobaşınısalladı.“Riskalmayamecburuz.”
İkili,makineninplatformunabirlikteadımattı.Gregorio,sonkez
odanıniçinisüzdü;yerdeyatanHans,parçalanmışbelgeler,kırık
camlar...Hepsiartıkgeçmişinbirparçasıydı.
“Hazırmısın?”diyesorduElvis,Gregorio’yabakarak.
Gregorioderinbirnefesaldı.“Hiçolmadığımkadar.”
Elvisbirkaçdüğmeyebastı.Makineuğultusunuartırdı,hava
yoğunlaştı,ışıklardahadaparladı.Vebiranda,ikiliyiçevreleyenher
şeysilikleşmeyebaşladı—zaman,mekân,ses...
Gözleriniaçtıklarındatanıdıkbirnemkokusuçarptıyüzlerine.
Tavandansarkankablolar,tozlupaneller,veeskiradyocihazları...
Kendizamanlarınageridönmüşlerdi.
Gregorioyeredizçöktü,derinbirnefesaldı.“Başardık...”
Gregoriohâlânefesnefeseydi,dizlerininüstündeçöküp
başardıklarınıbağırırken,Elvisyavaşçaetrafagözgezdirdi.
Bodrumuntanıdıktaşduvarları,nemlikokusuveköşedekieskiradyo
cihazlarıoradaydı.Amabirşey...tuhaftı.
“Burasıbizimyerimiz,”dediGregorioayağakalkarak.“Amabir
şeyyanlış…”
Kapıyayöneldiler.Ağırahşapkapıyıaraladıklarında,gözlerinin
önüneserilenmanzaraikisinidedonabıraktı.

166
Sokakta,insanlaruzunpelerinler,işlemelicüppelervedemir
miğferlerledolaşıyordu.Atarabalarıgeçiyor,çocuklartahtakılıçlarla
oynuyordu.Biradam,elarabasındaekmektaşıyor,başındakişapka
OrtaÇağ’danfırlamışgibiydi.Herşey…yanlıştı.
Gregoriogeriadımattı.“Hayaksi…Makinebozuldu!Elvis…biz
sanırım...çokamaçokgeriyegittik.”
Elvis,kaşlarınıçatıpetrafabaktı.“Bu...mümkündeğil.
Ayarlamalardoğruydu.Dönüşkoordinatlarısabitti.”
Tamosırada,biradamyavaşçayanlarınayaklaştı.Üzerinde
kadifebirceket,başındatüylerlesüslenmişbirşapkavardı.Kibarca
gülümsedi.
“Affedersinizbeyefendiler,kıyafetlerinizoldukça...yaratıcı.
Burayailkkezmigeliyorsunuz?”
Elvisbiradımöneçıktı.“Şey…evet.Söylermisiniz,burasıhangi
yıl?”
Adam,kahkahayabenzerbirsesçıkardı.“1950tabiiki!Bugün
FranzJoseph’inölümyıldönümü.Hersenebufestivalyapılır.Orta
Çağtemasıyla...Harikadeğilmi?”
GregorioileElvis,aynıandaderinbirnefesaldılar.Birbirlerine
baktılarvehafifçegüldüler.
“Yani…”dediGregoriorahatlamışbirtonda,“sadecebir
festivalmiş…”
Adambaşınısalladı.“Evetevet!Tarihiyaşatmakönemli.Franz
Josephbüyükbirliderdi.İmparatorlukzamanlarınınanısını

167
yaşatıyoruz.Ha,buaradameydandaturnuvagösterisibaşlayacak,
katılmakistermisiniz?”
Elvis,içgeçirdi.“Şimdilikteşekkürler.Zatenyeterincezamanın
içindedövüştük.”
Gregoriobaşınısalladı,gözlerinigökyüzünekaldırdı.“Ve
sonunda...yerimizdeyiz.”
Makinebelkititremiş,onlarısınamıştı…amazamanıniçinden
geçenbuuzunyolculuksonundagerçekyerlerinedönmüşlerdi.
Vebukez,belkidegerçekten...yenibirbaşlangıçiçin.
Elvis,kararlıbirşekildebaşınısalladı.“Makine.Onutamamen
kapatmamgerek.Buçağdabirininonubulmasınaizinveremeyiz.”
Gregorioendişeylebiradımattı.“Berabergidelim.”
Elviselinikaldırdı.“Hayır.SenburadakalGreg.Gözkulakol.
Eğerbirigelirse...hemendışarıçıkvemakinedenuzaklaş.Anlaştık
mı?”
Gregoriotereddütetti,sonrabaşınısalladı.“Tamam.Dikkatliol.”
Gregorioistemsizcearkasınabaktı,ardındanbaşınısallayarak
kapınınyanındanöbettutmayageçti.
Elvis,karanlığaadımattı.
Bodrumuniçisessizdi,amasessizlikkendiiçindeürkütücüydü.
Makinehâlâoradaydı—sankicanlıymışgibiuğulduyor,hafifçe
titreşiyordu.Elvis,adımlarınıyavaşlatarakdevasayapınınönüne
geldi.Derinbirnefesaldı,sonrahareketetmeyebaşladı.

168
İlkişolarak,duvarkenarındaduraneskibirkumaşrulosunuçekti.
Zamanlatozlanmış,solmuş,amahâlâyeterincekalınvebüyükolan
örtüyüdikkatlemakineninüzerineserdi.Heryanınıkapattı.Kenarları
sıkıcasardı,kablolarıgizledi,düğmeleriörttü.
Etrafınabirkezdahabaktı,kalanherşeyigözebatmayacakşekilde
yerleştirdi.Sankiburasıyalnızcaterkedilmişbirbodrumduartık,
içindebaşkahiçbirsırkalmamışgibi.
Tamarkasınıdönmeküzereyken...birşeygözüneilişti.
Köşedekieski,kararmışçalışmamasası.Elvisdahaönce
defalarcaönündengeçmişti.Amabukez...
Masanıntamortasındabirşeyvardı.Tozuniçindebelirginbirşekilde
parlayanbirboşluk.Sankibiriorayıyenisilmişti.
Yavaşadımlarlayaklaştı.
Birzarf.
Sarı,köşelerikıvrılmışamabelirginbirzarftı.
Üzerindeeskiamatanıdıkbirelyazısıylasadeceikikelimeyazıyordu:
"Elvisiçin."
Altındaiseküçükharflerle,silikçe:
“Açmadanöncedüşün.”
Elvis'inboğazıdüğümlendi.Oanzamandurdusanki.Kalbi
göğsündesessizceçarptı,sankidışarıdanbiriduysadaönemli
değilmişgibi.Parmaklarızarfauzandı,yavaşçaaldı.Gözlerini
mektubadikti.
Amaaçmadı.

169
Derinbiriççekerekceketininiçcebineyerleştirdi.Gözlerihâlâ
donuktu.Yüzüne,karışıkbirşaşkınlıkçökmüştü.
OanGregorio’nunyanınadönmedenönce,makineyesonbirkez
baktı.
Sankimakinedeğil,geçmişinkendisiydiörtününaltındaduran.
Sankiozarftayalnızcakelimelerdeğil,zamanıntakendisivardı.
“Artıkçıkalımmı?”dediGregorio,sessizliğibozanilkcümleyle.
Elvisbaşınısalladı.“Evet.Burası…yeterincekaranlıkkaldı.”
Birbirlerinebakmadanyürüdüler.Adımlarıaynıritimdeydiama
kafalarındakidüşüncelerbambaşkayerlerdeydi.
Meydan,renklibayraklarlasüslenmiş,çocuklarınkahkahalarıve
çalgıcılarınmüziğiyledoluydu.ElvisveGregorio,kalabalığın
arasındailerlerken,birdendurdular.
Birköşede,pelerinlibiradamdikiliyordu.Diğerfestival
katılımcılarındanfarklıydı–negülüyor,neşarkısöylüyor,nedebir
şeyleryiyordu.Sadece...bakıyordu.Gözleri,boşbirkuyugibiderin
veifadesizdi.
Gregorio,omzunuElvis'edokundurdu."Şuadamabak...Sanki
burayaaitdeğil."
Elvis,kaşlarınıçattı.Adamınelleriniinceledi–parmaklarıince,
neredeyseşeffafgibiydi,üzerindegaripmetalikizlervardı."Tuhaf...
Ellerisankiçürümüş."
Adamanidenbaşınıçevirdi.Gözleri,Elvis'ingözlerinekenetlendi.
Dudaklarıhafifçekıpırdadı:

170
"GriKucak...aslabitmez."
Sonra,kalabalığıniçindekayboldu.
Gregorio'nunsırtınabirürpertiyayıldı."Buneydiböyle?.."
Elvis,"Tuhafbiradamdı..."diyemırıldandı,gözlerihâlâadamın
kaybolduğuyönedikiliydi.
Gregorioomuzsilkti."Belkidefestivalinbirperformansçısıydı.
Tiyatrooyuncusufalan.”
Elvis'iniçindebirşüphekıpırdadı,amabaşınıikiyanasalladı.
"Boşver.Zamanmakinesinikapattık,herşeyyolunda."
Meydanındiğerucunda,çocuklarşekerlemeleriniyiyor,müzik
çalanbirgrupetrafındainsanlardansediyordu.Herşeynormal
görünüyordu-sıradanbirfestivalgünü.
Şehirmerkezinevarıpbüyükbirmeydandangeçtiler.Cadde
boyuncarengârenkbayraklarasılmış,insanlargülerekbiryerlere
koşturuyordu.Savaşınhiçvarolmadığınıdüşünmeyezorlayanbir
atmosferhakimdi.Gözgözegeldiklerinde,herikisininaklındanda
aynıcümlegeçti:“Acabagerçektenbaşardıkmı?”
Öğrenmekiçindoğrucaşehirkütüphanesineilerlediler.
Kütüphanebinası,taşduvarlarıhâlâgeçmişinizlerinitaşıyordu.
Girişkapısınıngıcırdayanmenteşeleri,sankionlarıuyarırgibiaçıldı.
İçerigirdiklerindeağırbirkitapkokusuvesoğuktaşzemininyankısı
karşıladıikisini.Güneş,uzuncamvitraylardansızıyor;toz
zerreciklerihavadaasılıkalıyordu.Gregorio,içiniçekenotanıdık
sessizliğihissederken,Elvisdahadikkatlibakıyorduraflara.Gözü,

171
tarihbölümüneilişti.Parmakuçlarıylaciltlerinsırtlarınıokşayarak
yürümeyebaşladı.
“Almanca…”dedifısıltıyla.“HepAlmanca…”
Gregoriobaşınıeğdi.Kitaplarınbaşlıklarıkarmaşıkvekeskin
harflerleyazılmıştı.Birkaçkelimetanıdıkgeliyorduamaanlamlıbir
cümlekurmakmümkündeğildi.Birkitabırastgeleçekipaçtı,ama
sayfalardagezinirkenyüzünüburuşturdu.
“Elvis…senokusandahaiyiolacak.Benbirşey
anlayamıyorum.”
Elvis,elinekalınca,dericiltlibirkitapaldı.Kapakta"Europäische
Geschichte:20.Jahrhundert"yazıyordu.Sessizcebirmasayaoturdu,
kitabıönüneaçtı.Gregoriokarşısınaoturdu,gözleriElvis'in
gözlerinde,yüzündekiherkıpırtıdabiripucuarıyordu.
SayfalarıdikkatliceçevirmeyebaşladıElvis.Parmaklarıbaşlıklar
arasındagezinirkengözlerihızlatarıyordusatırları.Birsayfadadurdu.
Derinbirnefesaldı.
“Burada…1914yılı.”Sayfalarıbirazdahaçevirseydiçokkötü
şeylereşahitolabilirdiamasadeceilgilendiğikısmabakmayatercih
etti.“BüyükbirAvusturya-Sırbistangerilimiyaşandığıyazıyor,”dedi,
sesibirazalçalmıştı.“Amasonra…diplomatikgirişimlerdevreye
girmiş.Savaşyerinebirdizisiyasikrizlegeçiştirildiğiyazıyor.”
Gregoriokaşlarınıkaldırdı.“Yani…savaşçıkmamışmı?”
Elvisbaşınısalladı.Sayfayıçeviripaltınıparmağıylaişaretederek
okudu:“1914-1918arasında,Avrupa'dayaygınhuzursuzluk,

172
ekonomikçalkantılar,toplumsalprotestolarolmuş…Amagenel
anlamdabirdünyasavaşıyaşanmamış.Bölgeselçatışmalar,bazı
diplomatikgerilimleramahepsisoğurulmuş.”
Gregorio,sandalyeyebirazdahayaslandı.“Demekki…oldu.
Gerçektenişeyaradı.”
Elvis,başınıhafifçesalladıamaifadesindekesinliktençokbir
dikkatvardı.Sayfalarıçevirmeyedevametti.
“Bak…1916.Burada‘BalkanAnlaşması’ndan’sözediyorlar.
Sırplar,Habsburglarlamasabaşındaoturmuş.Diplomasigalipgelmiş
gibiduruyor.Vebak…İngiltere’dekipolitikdeğişimler,Fransa’da
işçihareketleri…Amahepsiiçkrizlerolarakatlatılmış.Hiçbiryerde
genelseferberlikyok.Askerîbiryıkımdanhiçsözedilmiyor.”
Elvis,başınıtekrarkitaplaraeğdi.Birbaşkaciltdahaçektiraftan.
Bukezdahaansiklopedikbireserdi.İçindekilerkısmınıhızlataradı,
ardından1920’lereatladı.
“İlginç,”dedi.“Burada1920’lerinsonundahâlâeskimonarşilerin
etkisindenbahsediliyor.Amahepsidahazayıf…Savaşolmadığıiçin
halkayaklanmalarıdadahageçbaşlamışgibi.Ama…yinedehuzurlu
birdünyadeğil.Krizler,açlık,siyasikarışıklıklar…Var.Amaoyok
edicisavaş…hayır,yok.”
Gregoriobaşınıikielininarasınaaldı.“Bu…çokbüyükbirşey.”
Elvissayfalarıusulcakapattı.GözleriyavaşçaGregorio’yadöndü.
“Evet…amatarihsadecekanlayazılmıyor.Sessizliklede
silinebiliyor.Bazenhiçyaşanmamışbirşeyinyokluğu,enbüyük
yankıyıyaratıyor.”

173
Gregorio,onunyüzünebaktı.Biraniçinikisidehiçbirşey
söylemedi.Kitaplarınsessizliği,şehirdekioşenlikhavasıylagaripbir
tezatoluşturuyordu.
“Dışarıçıkalımmı?”dediGregoriosessizce.
Elvisbaşınısalladı.Kitaplarıdikkatliceyerineyerleştirdi.
Gregorio,sonkezraflarabaktı.Kocabirsavaşınhiçyaşanmamışgibi
anlatıldığıbukitaplararasında,gerçekliğingölgeleridansediyordu.
Kütüphanedençıkıparasokaklarayöneldiklerinde,köşebaşında
tarihibirkahvedükkânıgördüler.İçeridenyükselenkahkahasesleri,
bardakçınlamalarıveeskibirplakçalarınhışırtılıcızırtısımekâna
nostaljikbirhavakatıyordu.İçerigirdiler.Masalardoluyduama
kenardaikikişilikbirmasaboştu.Oturdular.
Azsonrayaşlıbirgarsongeldi.Üzerindekiönlükkırışıktıama
gülümsemesisamimiydi.
“Nealırsınızbeyler?Bugünbayram,kahveikramımız,ama
istersenizbirazda…ısınmakiçinfarklıbirşeylergetirebilirim.”
Garsongözkırptı.Arkadanbirgrupadamkahkahaatarakkadeh
tokuşturuyordu.Birkaçkişionlaradaiçkiteklifetti.Gregoriohafifçe
gülümsediamaElviselininazikçekaldırarakreddetti.
“Teşekkürler.EskiDostumuzHans’ınbizeyaşattıklarındansonra,
alkollezihinbulanıklığınabirazaraverdik,”dedi.Sestonuyumuşaktı
amaaltındaderinbirciddiyetyatıyordu.
Gregorioiççekti.“Evet…Hans…”

174
Biranlıksessizliktensonraortamyenidenneşeyeboğuldu.Yan
masalardanşakalaşmalar,yüksekkahkahalar,gariphikâyeler
yükseliyordu.Garson,eskizamanlardankalmakahvefincanlarıyla
döndü.Küçükşekerlik,birkaçtanetarçınçubuğubırakmıştımasaya.
Elvisfincanınabaktıamadokunmadı.Gregoriokeyifleyudumladı.
“Bugerçektengüzelmiş,”dedi.
Elvishafifçegülümsediamabirandayüzifadesideğişti.Sanki
içeridenbirşeyçağırmıştıonu.Ceketininiçcebineuzandı,
parmaklarıbirzarfınucunubuldu.Sessizceçıkardı.Gregorio,
Elvis’ingözlerinebaktı.İçindekihuzur,yeriniyavaşyavaşbirdikenli
sessizliğebırakıyordu.
Elvismektubuaçtı.
Gözlerisatırlarıtakipederkenyüzündekiifadedondu.Göz
bebekleribüyüdü.Kaşlarıgerildi.Çenesihafifçekilitlendi.Gregorio,
buhaliniilkkezgörüyordu.
“Elvis…yüzünkaskatıkesildi.Birşeymioldu?”
Elviscevapvermedi.Gözlerihâlâkağıdınüzerindeydiamaartık
okuduğucümlelerdedeğil,geçmişinderinlerindedolanıyordu.Sonra,
mektubuyavaşçakapattı.Zarfıtoparladı.Birkaçsaniyesessizce
oturdu.ArdındanmektubuGregorio’yauzattı.
“Bakmakistermisin?”dedisessizce.
Gregorio,birantereddütetti.Zarfıaldı.Tamiçindençıkarmıştıki,
Elvisonunelinenazikçedokundu.Gözlerindetuhafbirkararlılık
vardı.Yumuşakamasarsılmazbirseslekonuştu:

175
“Bunuşimdiokuma.Henüzzamanıdeğil.”
MektubuGregorio’nunelindenaldı,zarfınağzınıkapattıve
dikkatliceonuniçcebineyerleştirdi.
“Doğruzamanakadar,lütfensaklabunu.”
Gregoriobaşınısalladıamaiçiiçiniyiyordu.Elvis’inyüzüneson
kezbaktığında,birazöncekikahvekokulu,gırgırşamatalıhavasanki
yerinifarklıbirmevsimebırakmıştı.Sessizceoturmayadevamettiler.
Kahkahalarınarasındangeçenbusessizlik,görünmeyenbirkırılma
noktasıgibiydi.
İkisidesustu.
Birsüresessizlikoldu.Herikisideiçeceklerindenbiryudumalıp,
kendidüşüncelerinedaldılar.ArdındanElvis,dahaderinbirnefes
alarakkonuştu:
“İtalya’yadöneceğizdeğilmi?Thomas’ınveevimizinolduğuyer.
Zamankaybetmekistemiyorum.”
Gregorio,busözlerekarşılıkolarakbaşınıhafifçeeğdi,“Evet.
Zamankaybetmeyeceğiz.Amaönce,herşeyitoparlayıpgitmemiz
gerek.”
Elvis,gözleriniGregorio’yaçevirdi.“Burdankiraladığımız
evdekieşyalardabizibekliyor.Hadigidelim.”
Konuşmalarınınardından,birliktekafedenayrıldılarve
kiraladıklarıevedoğruyürümeyebaşladılar.Evdeçokfazlaeşyaları
yoktuamaherbiribirşekildeonlaraözelbiranlamtaşıyordu.Bir

176
süresessizcevalizlerinitoparladılar.Elvis,cebindenparayıçıkarıp,
kiraparasınıödemekiçinhazırlanmayabaşladı.
Doğrucaüstkataçıktıvekapıyıçaldı.
Evsahibi“Merhaba,hoşgeldiniz,”dedi.“Herşeyyolundamıydı?
Herhangibirsorunyaşadınızmı?”
Elvis,hafifçegülümsedi.“Herşeyharikaydı,teşekkürler.Birkaç
günburadakalmakgerçektenkeyifliydi.Amaneyazıkkiayrılma
zamanımızgeldi.”
Evsahibibaşınısallayarakiçerigirdi.“Ah,nekadarhızlıgeçti
zaman.Gerçektendesonderecenazikmisafirlerdiniz.Şukadarını
söylemeliyimki,burayıbıraktığınızgibitemizbulmakpekyaygın
değil.”
Elvis,cebindencüzdanınıçıkararakbirkaçbanknotuhızlasaydı.
“Evet,herşeyinyolundagitmesiniistedik.Ayrıcakirabedelinin
fazlasınıdabırakmakistiyorum,”dedi.“Eviniziçinteşekkürler.”
Evsahibi,Elvis’inelindekiparayıgörüncebiranşaşırdı,ama
sonrayüzündebirgülümsemebelirdi.“Vay,çoknaziksiniz,”dedi,
parayıalırken.“Gerçektenteşekkürederim.Böylemisafirlerher
zamanhatırlanır.”
“Ricaederim,”dediElvis,“İçinizrahatolsun.Herşeyiçin
teşekkürler.”
Evsahibiparayıcebinekoyarken,“Sizlereherzamankapım
açık,”diyerek,yavaşçabaşınısalladı.“Siziburadatekrargörmekten
büyükmutlulukduyarım.”

177
Gregorio,hafifçebaşınıeğerekcevapverdi.“Belkibirgüntekrar
geliriz.Ozamanakadarsağlıklıkalın.”
ElvisveGregorio,kısabirsüresonraevsahibinevedaedip,
kapıyıkapatıpdışarıçıktılar.Eşyalarınıaldılarvesokaktabiran
durup,sonbirkezçevreyebakarak,şehrigeridebırakmayabaşladılar.
İstasyonavardıklarında,treninsondakikahareketedeceğianonsu
duyuldu.Gözleribiraniçinbirbirinekilitlendi;nekadarhızlı
geçtiklerinifarketmemişlerdi.Kısabirsüreönceburadaydılar,ancak
şimditekraryolaçıkmazamanıydı.
Trenebinipyerlerineoturduklarında,dışarıdakimanzarahızla
geçmeyebaşladı.Herbirgeçenkilometre,onlarıbiradımdaha
yaklaşıkhedeflerinegötürüyordu.
Gregoriopenceredendışarıyabakıyordu.Gözleri,İtalya'nıngöz
alıcımanzarasınıgörmekyerine,geçmiştekaybolanbiryüzüarıyordu.
Annesininyüzü,yıllaröncekiosonbakışları,sonsözleri...
Biranda,birdüşünceaklınageldi.İtalya'yagitmek...Annemi
görmekiçin...
Birandurakladı,sesiniduyurmakiçinbiraztereddütetti,ama
sonracümlesidudaklarındandöküldü.“Hatırlıyormusun,Elvis?
İtalya'yagiderken...Annemigörmekiçingitmiştik.Okadarçok
özlemiştimki,onu…Ama…”
Elvis,Gregorio’nunsözleriniduyarduymazdikkatkesildi.Bir
anlıkbirsessizlikoldu,sonracümlesigaripbirşekildeçıkıverdi.

178
“Evet...Hatırlıyorum.Ama...Gregorio,Nedenbukadareskibir
düşünceşimdiaklınageldi?”
Gregorio,birazşaşırarakonabaktı.Yinede,devametti:“İtalya'ya
gitmek…Annemigörmek...Birzamanlarherşeyokadarfarklıydı.
Şimdi…şimdisadeceoanıhatırlıyorum.”
Elvis,Gregorio’nunsöylediklerinisessizcedinlerken,gözlerinde
birşeylerinkaybolduğunufarketti.Biranlıkhüzün,birizgibi
yüzündebelirdi.Amahızlıcatoparlandı.“Evet…İtalya’yagitmiştik,”
dedi,sesinizorlanormaltutarak.“Amageçmişiçokfazladüşünme.
Bazen,geçmişinseninasıletkilediğinigörmek…zorolabilir.”
GregoriobirsüregözlerinianlamsızcaElvis’edikti.Ardından
ikisidebirsüresessizkaldılar.
TrennihayetNapoliİstasyonu'navardığında,Gregorio'nunkalbi
hızlaçarpmayabaşlamıştı.Şehir,herzamankigibicanlıve
gürültülüydü.İnsanlarkoşturuyor,arabalarsesçıkararakgeçiyordu.
Etrafındakikalabalığakarışırken,biraniçindikkatiniçekenbirşey
vardı:soltarafta,birçiçekçidükkanı.Vitrininderengarenkçiçekler
sıralanmıştı—kırmızıgüller,sarıpapatyalar,beyazzambaklar…
Çiçeklerigörünce,Gregorio'nunaklıbiraniçingeçmişegitti.
Annesineçiçekalırkenkiohuzurluanıhatırladı.Gözleri,çiçeklere
takılmıştıamaiçerigirmedi.Sadecedurdu,birsürebakarakoanıyı
kalbindeyaşattı.Annesiningülüşü,ozamankirahatlık—herşeyin
normalolduğu,basitvegüzelolduğuogünleridüşündü.
Elvis,Gregorio'nunanidendurduğunufarketti.Birangözlerini
Gregorio'yadikipsormadanedemedi:“Herşeyyolundamı?”

179
Gregorio,derinbirnefesaldıvedikkatiniçiçeklerdenayırıp,hızla
adımlarınıilerlemeyekoyuldu.“Evet…Buradaogünannemeçiçek
almıştım,”dedi,sesindehüzünlübirtınıvardı.“Birazeskibirhatıra
işte.”
Elvis,bucevabagaripbirşekildetepkiverdi.Yüzündebelli
belirsizbirgerginlikvardı.“Anlıyorum,”diyemırıldandı,amabiran
içingözleriGregorio'nunyüzüneodaklanmaktazorlandı.“Yani,
burayageridönmek…zorolmalı,değilmi?”
Gregorio,Elvis'indavranışındakigaripliğifarketti,amabu
konudabirşeysormadı.Sadecehafifçeomuzsilktiveyürümeye
devametti.“Evet,zor,”dedi,“Amahayatişte.Herşeydeğişiyor.”
Birkaçadımsonra,ikisideistasyonugeridebırakarakkalabalığa
karıştılar.
GregorioveElvissessizadımlarlaevinsokağınagirdiler.Gün
yavaşçaakşamadönüyordu.Güneşinsonışıklarıtaşduvarlara
vuruyor,gölgeleruzuyordu.Gregoriobaşınıkaldırıpevebaktı;
yıllardırkaldığıtekyerdiburasıartık.Kendievideğildiama…sanki
öyleymişgibisahiplenmişti.
Elvis,anahtarıcebindençıkarırken,Gregoriodudaklarınıaraladı.
“Garip,”dedialçaksesle.“Nekadarzamangeçmişgibihissediyorum,
amasankidahadünayrılmışızgibi.”
Elvisyanıtvermedi.Sadecekapıyıaçtı.

180
İçeriyegirdiklerindetanıdıkbirsessizlikkarşıladıonları.Eviniçi
loştu,perdelerkapalıydı.Ayakkabılarınıçıkardılar.Koridoru
geçerkenoturmaodasındanbirsesgeldi.
“Kimo?”diyesordubirses.ArdındanThomasbelirdi.Yorgun
görünüyorduamaayaktaduruyordu,ellericebindeydi.
“Biziz,”dediGregorio.“Geldik.”
ThomasbiranGregorio’yabaktı,sonraElvis’e.Yüzündebelli
belirsizbirifadevardı.Nesevinçti,neöfke.Sadece…tedirginbir
tanıdıklık.
“Uzunsürdü,”dediThomas.“Herşeyyolundamı?”
Gregoriocevapvermedi.Sadecebaşınısalladıvepaltosunu
askıyaastı.Sonravaliziniyerebıraktı.Oturmaodasınageçmeden
öncekısabirandurdu;gözlerikapalı,derinbirnefesaldı.
Elvis,Gregorio’nunbukısatereddüdünebakıpiçeriyöneldi.
Thomashâlâaynıyerdeduruyordu.
Oturmaodasınageçtiklerindeeskikoltuklar,yeryereskimişhalı
vesehpanınüzerindekitozlanmışkitaplar,herşeyyerliyerindeydi.
Sankihiçbirşeydeğişmemişgibiydi.Amasadecesanki.
Thomas,Gregorio’nunardındankapıyıkapatıpoturdu.Gözlerini
Elvis’edikti,yüzündehemşaşkınlıkhemözlemvardı.
Thomas,kağıdınüzerindekiçizgileriparmaklarıylatakipederken,
gözlerinikaldırmadankonuştu."Hoşgeldiniz,Elvis.Uzunzaman
oldu…Bayağıuzun...Nerelerdeydiniz?"dedi.

181
Elvis,hafifçegülümsedi,amayüzündekiizlervederinleşen
bakışları,birşeylersakladığınınişaretiydi."Uzaktaydık…çokuzakta.
Amadöndük,"diyeyanıtladı.
Thomasbirsüresessizkaldı,ardındansözlerinedevametti.
"Biliyorum.Zamanmakinesiyleuğraşıyorduk,sen,Gregorio,seninle
konuştuk…Sonrabirdenyokoldunuz,gittiniz.Neolduğunukimseye
anlatamadım.Deligibigöründüm."
Gregorioköşedesessizceoturuyordu,alnınıavuçlarıyla
desteklemiştiamagözleriboşbirnoktayadalmıştı.Thomas,
endişeylebakışlarınıGregorio'danElvis'eyöneltti."Amaiyi
görünüyorsunuz.Birsorunyok,değilmi?Yani…işleryolundamı
gitti?"
Elvis,Gregorio’yakısabirbakışattı,ardındanderinbirnefes
alarakyanıtverdi."Başardık.1.DünyaSavaşı’nı…önledik."
Thomas,anlamayaçalışarakbiranduraksadı."1.mi?"diyesordu.
Gregoriobaşınıkaldırdı,yüzündekararsızlıklabirliktekelimelerle
dansedenbirtedirginlikvardı.Cümlesinikurmaktazorlanıyordu.
Elvis,doğrudanvenetbirşekildedevametti."1914’egittik.
Avusturya’dakisuikastıengelledik.FranzFerdinandölmedi.Zincir
kırıldı.Savaşhiççıkmadı."
Thomas,halaşaşkınlıklagözleriniaçtı."1.DünyaSavaşımı?
Ama…öylebirsavaşhiçolmadıki.Sizdenöncedeyoktu.Bizegöre
tarihteböylebirşeyyaşanmadı.Olmamışbirşeydenmi
bahsediyorsunuz?"

182
Oan,odadaderinbirsessizlikoluştu.Gregorio,yavaşçabaşını
kaldırarak,gözlerindebiranlamarayarak,cümlesinisarfetti."Bizim
içinoldu.Biz,odünyanıniçindençıktık.Oradamilyonlarcainsan
öldü.Vebiz…bunuengelledik."
Thomas,yüzünüburuşturduvekafasınıkarıştırarakbirazdaha
derinlemesinedüşündü."Demek…buyüzdengittiniz.Amabenim
hatıralarımda,tarihte,kitaplardaböylebirsavaşhiçyok.Ozaman
bu…gerçektenişeyaramış,"dedi,yavaşça.,
Elvis,derinbirnefesalaraksözegirdi:“Evet,amaşimdisırada
Hi*lervar.2.DünyaSavaşı’nıengellemeliyiz.”
Thomas,şaşkınbirşekildebaşınıçevirdi.“Hi*lerkim?”
Elvis,gözleriniyereindiripiçiniçekerekkonuştu."Evetburada
garipbirşeylervar."
Thomas,kaşlarınıçatarakbiranlamçıkarmayaçalıştı."Negibi?"
diyesordu.
Elvis,derinbirnefesalarakdevametti."Bizodünyadandöndük.
Odünyada1.DünyaSavaşı’ndansonraHi*leradındabiradam2.
DünyaSavaşı’nıbaşlattı.Şimdiburayadöndükvesıradakitehdidi
durdurmakiçinhazırlıkyapıyorduk.Amasenazönce…"
Gregoriodevametti,sesibirazdahasertleşmişti."…Hi*ler’i
tanımadığınısöyledin."
Thomas,hafifçebaşınısallayarak,ciddiyetlecevapverdi."Evet.
Hi*lerkim?Tanımıyorum.Hiçduymadım."
ElvisveGregorio’nunbakışlarıkısabirsüreiçinkesişti,oan
yalnızcaodadakisaatintiktaklarıduyuluyordu.Elvisbaşınıyavaşça

183
eğdi,derinbiriçgeçirdi,sankitarihinağıryükübirkezdaha
omuzlarınabinmişti.
Thomas,nihayetsesikısılarak,"Demek…gerçekten…zamanla
oynadınız,"dedi.Ardındanbaşınıikiyanasallayarak,"Ama..."diye
devametti,"Elvis…Gregorio…hiçbirşeynormaledönmedi.Belki
1914'tebarışsağlandıamaobarışıniçiboştu.Güçboşluğuöyle
derinleştiki,onyıliçindedahabüyükcanavarlarortayaçıktı.Bizde
Hi*lerolmadıbelkiamabaşkabiridoğdu:ErwinGraustadt."
Elvis,kaşlarınıçatarakdikkatlesordu,"Buismidahaönce
duymadım."
Thomas,birkağıtparçasınabirşeylerkaralamayabaşladı.
Gözlerinikâğıttanayırmadankonuştu."Kimseduymamıştızaten…
1936’da,büyükbiriklimfelaketiyletarımsistemleriçöktü.Kuzey
Avrupa’dakıtlıkbaşladı.Almanyaparçalanmıştı.Britanya
Hindistan’dakiayaklanmalarlauğraşıyordu.Tamosırada,Graustadt
adındaeskibirendüstrimühendisiortayaçıktı.Açlığıçözmekiçin
‘KüreselGıdaKonsorsiyumu’nukurdu.Baştaherkesona
minnettardı."
Gregoriodikkatledinledi,gözlerikarardı."Sonraneoldu?"dedi,
biranöncecevabınıduymakistercesine.
Thomas,kağıttakiharitayıgöstererekdevametti.Haritaüzerinde
Avrupa'nınbatısındandoğusunakadarkararmışçizgilervardı."Beş
yıliçindetümkıtayıkontrolaltınaaldı.Silahsız,kansız…sadece
açlıklaveteknolojiyle.İnsanlarona‘BesleyenTanrı’diyordu.Ama

184
gerçekte,beyinyıkayanfabrikalar,genetikkontrolmerkezleri,
biyolojiksilahlarlabirkıyametintemeliniatıyordu."
Elvisbaşınıikiyanasalladı."Yanibu...yenibirsavaş..."
Thomas,gözlerinisabitleyereksesiniyükseltti."1939’dabaşladı,"
dedi."Amatanklaryadatüfeklerledeğil.ZihinSavaşıdedilerbaşta.
Tümdünyahalklarınınhafızalarıylaoynandı.Gerçeklersilindi,yerine
inançlaryerleştirildi.Graustadt’ınpropagandasıokadargüçlüydüki,
insanlarçocuklarınıkendielleriylelaboratuvarlaragötürdü."
Gregorio,fısıldayarak,"Bu…bizimhatamızmı?"dedi.
Thomas,gözlerinidikerek,derinbiriççekişlecevapverdi."Siz
birsavaşıdurdurdunuz.Amabudünyadahiçbirboşluksonsuzadek
dolukalmaz.Birigider,başkasıgelir.Sizinsavaşıdurdurmanız,
Graustadtgibibirinindoğmasınazeminhazırladı."
Elvis,gözleriniyereindirerek,"Demekbizimkazandığımız
zafer...başkabirfelaketintohumuymuş,"dedi.
Thomas,ayağakalktı,eskibirdolaptansararmışbirgazeteçıkarıp
masayabıraktı."Bakın,"dedi,gazeteyigöstererek.Manşettekocaman
harflerleyazılıydı:"Graustadt,KüreselİnsanEntegrasyonu
Programı’nıbaşlattı.Direnişinsonkaleleridedüştü."
Elvis,başınıovuşturdu."Zaman...gerçektenbüküldü,"dedi.
Gregorio,başınıkaldırarakkararlıbirşekildesordu."Buadamı
durdurmamızgerek,değilmi?"
Thomas,derinbiriççekişle,"Busefersadecebirsavaşıdeğil,bir
inancıyoketmenizgerekecek,"dedi.

185
BÖLÜMIIX:
YENİSAVAŞIN
TOHUMLARI
Karanlık,ErwinGraustadt'ınlaboratuvarındabilekendinehasbir
tınıylaçözülüyordu.Metalikduvarlar,solukmorışıklarla
aydınlanmış,derinlerdebiryerlerdemakinalarınuğultusudevbir
canlınınnefesalışıgibihissediliyordu.Graustadt,masasınınüzerine
eğilmiş,parmakuçlarıylaholografikbirharitayıyokluyordu.
Avrupa'nınsınırları,canlıbirorganizmagibititriyor,besinrotaları
mavidamarlarhalindeekranayayılıyordu.
"Beslenemeyenbirdünya,korkudanbeslenir..."
Busözler,ağzındanbirbüyügibidöküldü.Arkasındakiekranda,
binlerceinsanıntekbirseslehaykırdığıgörüntüleryansıyordu:
"YaşamİçinTekYol!"Ellerinigökyüzüneuzatmışçocuklar,gözleri
camgibiparlayanyaşlılar,hepsiaynısloganıtekrarlıyordu.
Graustadt'ındudaklarıhafifçekıvrıldı.

186
Kapısessizceaçıldı.Gölgeleriniçinden,beyazönlüklübirfigür
belirdi.
"Raporlarhazır,Efendim."
Graustadtbaşınıkaldırmadı."PekiUDNAS?"
"Sonkalesidedüştü.Viyana'dakigrup,besinkuyularını
zehirlemegirişimindebulundu.Amaartık...iknaoldular."
Ekranaanlıkbirgörüntüyansıdı:Birgrupinsan,laboratuvar
kıyafetleriiçinde,dizçökmüş,Graustadt'ınsembolünütaşıyanbir
bayrağadokunuyordu.Gözlerindekorkuyoktu.Sadece...boşluk.
Graustadt,parmağınıekranadokundurdu.Görüntüzoomyaptı.
Birkadınınyüzüneodaklandı.Yanaklarındatazeyanıkizlerivardı,
amagülümsüyordu.
"Beyinyıkamadeğil,Efendim.Aydınlanma."
"Hazırlıklartamammı?"
"Faz-3başlamaküzere.Genetikkodlamalarsonaşamada.
İnsanlık,birsonrakievrimehazır."
Vedünyasonrakievreyeadımatıyordu.Amazamanherşeyi
çözebilirdi.
...
Gregorio,eskikoltuğunagömülmüş,elleriniyüzünesürterek
derinbirnefesaldı.Penceredensızanakşamgüneşi,odadakitoz
zerreciklerinialtınrengineboyuyordu.Yorgundu,amagözlerinde
hâlâbirkıvılcımvardı.

187
"Yeterikadardinlendik,"dedi,sesiodanınsessizliğinde
yankılanırken."Artıkneylekarşıkarşıyaolduğumuzuöğrenmemiz
gerekiyor."
Thomas,masanınüzerinebirharitayaydı.Avrupa'nınsınırları,
Graustadt'ınkontrolündekibölgelerkırmızımürekkepleişaretlenmişti.
Kitaplıktançektiğikalınbirdosyayımasayabıraktı.Yüzünde,
anlatacaklarınınağırlığınıtaşıyanbirifadevardı.
"Önceşunubilmelisiniz,"diyebaşladıThomas,parmağını
haritadakikırmızılekelerebastırarak."Graustadt'ıniktidarı,bir
gecedegelmedi.Önündeduranherdirenişi,sistematikbirşekildeyok
etti.EnbüyüktehditolanUlusalDireniş,NihaiAyaklanmave
Silahlanma—kısacaUDNAS—bileonudurduramadı."
Gregoriokaşlarınıçattı."UDNAS?"
Thomasbaşınısalladı."Evet.Onlar,Graustadt'ın'Küreselİnsan
Entegrasyonu'dediğişeyiilkreddedenlerdi.Silahlıdirenişin
öncüleriydi.Hattabirdönem,Graustadt'ınlaboratuvarlarına
saldırarakbinlercemahkumuserbestbırakmayıbaşardılar.Ama..."
Thomas'ınsesialçaldı,"...Graustadt,onlarıkendisilahlarıylavurdu.
UDNAS'ınliderleriniyakaladı,beyinlerini'temizledi'vekendi
ordusunakattı.Artıkonlar,Graustadt'ınensadıkmuhafızları."
Elvis'inyüzündebirgölgedolaştı."Yanişimdikarşımızdasadece
Graustadtdeğil,birzamanlaronunenbüyükdüşmanıolaninsanlarda
var."

188
Thomasacıbirtebessümleonayladı."Evet.AmaUDNAS'ınbazı
eskiüyelerihâlâözgür.
Gregorio’nunzihnindebirdenbirfikirbeliriverdi.
"Zamanmakinemizvar!NedenGraustadt'ınçocukluğunagidip
buişikökündenhalletmiyoruz?"
Odadaçınlayanbusözlerinardındanbirbuzgibisessizlikçöktü.
Elvis,yavaşçabaşınıkaldırdı.Gözlerindekidonukifade,Gregorio'yu
yıllaröncesinegötürdü-okanlıgünde,ikincidünyasavaşının
ortasındatanıştıklarıgüne...
"Gregorio,"dediElvis,sesitüfeknamlusukadarsert,"Benseni
16yaşındabirçocukkencephedentopladım.Çünkümasumbir
gençtin.Eğer'çocukkatletmek'tenbahsediyorsan..."Cebindenpaslı
birsavaşbıçağıçıkardıvemasayasapladı."...Bucesaretbendevar
diyorsan…İştebıçak.Git,Graustadt'ınbeşiğininbaşındanöbetini
tut."
Gregorio'nunyüzündekiöfke,yerinişokabıraktı.Elvis'in
gözlerindegördüğüşey,savaşıngerçekyüzüydü-birzamanlar
kendisinikurtaranbuadam,şimdiahlakınsınırlarınızorluyordu.
"Hayır,"diyemırıldandıGregorio,ellerinititreyerekgeri
çekerek."Öyle...öyledeğil.Benbunukastetmemiştim."
Thomasarayagirdi,sesigergindi.
"Zamanparadoksunuunutuyorsunuz.Graustadt'ıçocukken
öldürürsek,buseferdezamançizgisisapabilirvedünyagerilimi
azalmadığıiçindahakötüliderlerortayaçıkabilir.Onuniçinnekadar

189
yakıntarihtedurdurursak,okadariyiolacak.Aksitakdirde,herşeyi
dahadakarmaşıkhalegetirebiliriz."
Elvisbıçağımasadançekti,döndürdü,tekrarcebinekoydu.
Thomas,masanınüzerineyaydığıbelgeleridüzenlerkenaniden
durdu."Bunuokumalısınız,"dedi,Gregorio'yasararmışbirrapor
uzatarak.Kağıdınüzerindekırmızımürekkepleyazılmışbirdamga
vardı:
"DIEGRAUEUMARMUNG–LABORRAUM7"(GRİKUCAK–
DENEYHANE7)
Gregoriosayfalarıçevirdikçeyüzügidereksoldu."Tanrım...Bu
birinsanlıksuçu,"diyemırıldandı.
Elvis,omzununüzerindenraporagözattı."Bizegöre,"diye
düzeltti,sesibuzkesmişti."Onagörebubirdeney.Graustadt,
insanlarıbirermalzemeyedönüştürüyor."
Gregorio,raporunsonsayfasındakifotoğrafatakılıkaldı:Parlak
gribiroda,ortasındainsanboyutundabirmetalkozanıniçine
hapsolmuşçıplakbirbeden.
Bedeniincelerkenparmaklarıhafifçetitredi."Bunedir?"diye
sordu,sesiboğukbirşoklasarsılarak.
Thomas,derinbirnefesaldı."Faz-3'ünprototipi.Graustadtbuna
'HomoPerfectus'diyor.İnsanbedeninimekanikbirkabuğa

190
hapsediyor,duygularıveacıyısilerek...mükemmelitaatiyaratıyor."
Masayaeğildi,fotoğraftakikozanınaltındakiküçükyazıyıişaretetti:
"Subject7-A:UDNASKomutanıEliasVogel.Direnişoranı%89.
Tedavisonrası:%0."
Elvis,dişlerinisıkarakfotoğrafımasayafırlattı."Bunuyapanın
beyninisöküpkendimakinesinetakmalıyız.Acıyı'mükemmellik'
sananakadar."
Thomas,belgelerihızlagözdengeçirirkendudaklarınıbüktü.
"Zamançizelgesininkritikbirkırılmanoktasıvar,"dedi,parmağıyla
birtarihiişaretederek."Graustadt'ın'GriKucak'projesinibaşlattığı
an...1943,Prag'dakigizlilaboratuvar.Amadahadaönemlisi..."
Kağıtlarıkarıştırdı,üzerinde"OPERATION:MORGENRÖTE"yazan
birdosyayıaçtı."Bu,onun'yükselişinin'başlangıcı.1920'lerde,henüz
biryirmiliyaşlarda,okaranlıkfelsefeyibenimsediğidönem.Eğer
makineyleoyıllaragidebilirsek—"
Elvis,anidenThomas’ınsözünükeserek"Hayır,"dedi.
"1920'lerdedurdurmak,birfareyiboğmayabenzer.Henüzzehrini
akıtmamıştır.Benimönerimdaha...radikal."Thomas'ınelinden
dosyayıaldı,sayfalarınarasındantekbirfotoğrafçekipmasayaattı:
Graustadt'ın,1938'debirmitingdeçekilmişgörüntüsü.Kalabalık,ona
taparcasınabakıyordu."İşte'yükseliş'tamdaburadabaşlıyor.Halk
onainanmayahazır.Amabiz,osahneyebir'kaza'sığdırırsak..."

191
Gregorio,fotoğrafabakarkenyüzündebirtikoluştu."Yani...
makinayı1938'eayarlayıp,omitingalanındabir'suikast'
düzenleyeceğiz?"
Thomashızlabaşınısalladı."Çokriskli!Ozamandiliminde
öldürülürse,takipçilerionuşehitilaneder.Projeleriyinedevameder,
belkidahadaacımasızbirliderçıkar!"
Elvis,bıçağınıyenliçıkardı,bukezfotoğrafınüzerinesapladı.
"Öldürmektenbahsetmiyorum,"dedi,sesikaranlıkbirfısıltıya
dönüşerek."Onu'orada'...halkıngözüönündeutançiçinde
çökertmeliyiz.GriKucak'ınilkdeneklerindenbiriolarakkendi
laboratuvarınazincirlenmişhaldebulunsun.İnsanlarıntapınacakbir
tanrıdeğil,korkacakbircanavargörmesinisağlayalım."
Thomas,gözlerinikısarakhesaplamalaryaptı."Zamandalgasını
dengedetutmakiçin...evet,buişeyarayabilir.Amamakinenin
enerjisiyalnızcatekyönlübirpenceresunuyor.Geridönüşyok.Ve
eğerbaşarısızolursak—"
Elvis,bıçağıfotoğrafınüzerindedöndürdü."Geridönüşzatenyok,
Thomas.Yaonutarihtensileceğiz...yadakendimiziyenibir
cehennemdebulacağız."
Elvis,çantasınıhızlatoplarkensertbirifadeylekonuştu:"Hadi,
zamankaybetmedenmakineyibıraktığımızyere,Avusturya'ya
gidelim.Thomas,Graustadt'ınadamlarıbuzamandahâlâvarmı?"
Thomas,belgelerikatlayıpcebinesokarkenbaşınıikiyanasalladı.
"Günümüzdedahayenitamamensonbuldu.Graustadt,yaptığı

192
deneylerleilgilibiryanlışlığakurbangitti.Amaozamanakadar..."
Dudaklarıtitredi,"Çokcanyaktı."
Elvis,kapıyayöneldi."Ozamannebekliyoruz?Trengarına
gidelim."
Thomas,masanınkenarınayaslandı."Bengelmiyorum."
Elvisanidendurdu,döndü.
Thomas,derinbirnefesaldı."Buplançokriskli.Zamanmakinesi
henüztamolarakstabildeğil.Eğerbirşeylertersgiderse..."
Elvis,sertbiradımlaonayaklaştı."Thomas,herşeytersgitti
zaten.Senistemiyorsan,tamam.Amabenbuşansıkaçırmayacağım."
Gregorio,ikisininarasınagirdi."Thomas,senburadakal,verileri
kontrolet.Bizgidipişibitireceğiz."
Thomas,"Peki.Amadikkatliolun.Graustadt'ıngölgesihâlâ
uzuyor."diyerekuyardı.
Elvis,kapıyıaçtı,arkasındanGregoriodaçıktı.Dışarıda
Napoli'ninkaotiksokaklarıuzanıyordu.Hızlıadımlarlatrengarına
doğruilerlerken,Elvis'inyüzündekiifadekararlıydı.
"Geridönüşyok,"diyemırıldandı."Yaonutarihtensileceğiz...ya
dakendimiziyenibircehennemdebulacağız."
Trengarınavardıklarında,Avusturya'yagidensonseferiçin
biletlerialdılar.Makineninveintikamınçağrısı,onlarıbekliyordu.
Napoli’ninkalabalıktrengarında,buharlılokomotifindüdüğü
keskinbirçığlıkgibihavayıyırttı.Elvis,omzundaağırbirçantayla
peronaadımlarınıatarken,Gregorioonunpeşindengeliyordu.İkisinin
yüzündekiifade,diğeryolcularındikkatiniçekmişti–gözlerindeki

193
kararlılık,sıradanbirseyahatinötesindebiramaçtaşıdıklarınıele
veriyordu.
Trenebindiklerinde,koridordarveloştu.Kompartımanlarına
yerleştiklerinde,Gregoriopenceredendışarıbakarkenderinbirnefes
aldı.Trenhareketetti,Napoli'ninkaotiksokaklarıyavaşçagözden
kaybolurken,ElvisçantasınıaçtıveiçindenGraustadt’ındosyalarını
çıkardı.
Birsüresessizlikhakimoldu.SonraElvis,gözlerinibelgelere
dikmişhaldekonuştu:
"Negaripdeğilmi?"
Gregorioonabaktı."Neanlamda?"
"İlkkezmakineyikullandığımızda,birsuikastıdurdurmakiçin
gitmiştik.Şimdiise..."Dudaklarıincebirçizgiyedönüştü,"...bir
itibarsuikastidüzenlemekiçingidiyoruz."
Gregorio,busözlerinağırlığınıhissetti.
"Farklı,"diyemırıldandıGregorio."Ozamanmasumları
kurtarıyorduk.Şimdiisebircanavarıyoketmeyeçalışıyoruz."
Elvis,bıçağınıçıkardı,parlakçeliğiparmağınınucunda
gezdirirkensoğukbirifadeylebaktı:
"Canavarıyoketmekiçinbazencanavarınsilahlarınıkullanmak
gerekir."
Gregorio,içindeyükselenrahatsızlığıbastırmayaçalıştı."Pekiya
sonrası?Graustadt'ıhalkıngözüönündereziledersek,tarihgerçekten

194
değişecekmi?Yoksasadecebaşkabirkâbusunkapısınımı
aralayacağız?"
Elvis,bıçağınıkınınasoktu."Bunuancakdeneyerekgöreceğiz.
AmaşunuunutmaGregorio...bazenkötülüğekarşısavaşmak,ellerini
kirletmeyigerektirir."
Tren,Avusturyasınırlarınadoğruilerlerken,ikisidekendi
düşüncelerinedaldı.Geçmişedönüpbirdiktatörüdüşürmek,tarihin
akışınıdeğiştirecekbirhamleydi.
Pekiyabedeli?
Gregorio,penceredengeçenkaranlıkmanzarayabakarkeniçinden
aynısoruyutekrarladı:
"Acababizdemibirşeylerikırıpdökerken,kendimizi
kaybedeceğiz?"
Elvis,gözlerinikapatmıştı,amayüzündekigerginlikhâlâ
duruyordu.
Cevap,zamanınkaranlıkkoridorlarındasaklıydı.
Vetren,okoridorlaradoğruhızlailerliyordu.
TreninkeskinfrensesiyleElvisirkildi.Gözleriniaçtığında
Gregorio'nunyüzünügördü;solgunakşamışığı,onunyorgun
çizgilerinidahadabelirginleştiriyordu.
"Geldik,"dediGregorio,sesitreninbuharıylakarışanbirfısıltı
gibiydi.
Elvisbaşınısalladı,kemiklerindekiağrıyıhissederekdoğruldu.
Avusturya'nınbuküçükkasabası,geçmişingölgeleriyledoluydu.

195
İstasyondakisaat1938'igösteriyordu,amahavasankidahaeskibir
zamanaaitmişgibiağırvepusluydu.
Çantalarınıkapıptrendenindiler.Sokaklarıssızdı;savaşınizleri
hâlâduvarlarda,kırıkcamlarda,sessizliğiniçindebirçığlıkgibi
duruyordu.Zamanmakinesininolduğuevedoğruilerlediler.
"Burası,"diyemırıldandıGregorio,paslıkapıyıiterek.İçeri
girdiklerinde,tozveküfkokusuciğerlerinedoldu.
Elvis,elfeneriniyaktı.Işıkhuzmesi,duvarlardakiçatlakları,yer
yerdökülensıvalarıaydınlattı.
"Hadi,"dediElvis,adımlarınısağlamlaştırarak.
Merdivenlerdeninerkenheradım,sankigeçmişinderinliklerine
dahadabatıyorgibiydi.Bodrumunhavasınemlivekeskindi.Fenerin
ışığı,köşededuranbüyük,metalbirkütleyiaydınlattı:
Zamanmakinesi.
Gregorio'nunnefesikesildi."Hâlâburada…"
Elvis,makineninüzerindekiörtüyüçekipaldı.Tozbulutları
havayayükselirken,cihazınsoğukmetalyüzeyiparladı.Kontrol
panelindekiışıklarsönüktü,amaenerjikaynağıbağlıydı.
Elvis,çantasındanGraustadt’ındosyalarınıçıkardı."1938’e
gitmemizgerekiyor.Tamomitinginolduğugüne."
Gregorio,makineninayarlarınıyaparkenduraksadı."Pekiyageri
dönemezsek?Thomas'ındediğigibi,butekyönlübiryolculuk
olabilir."

196
Elvis,bıçağınıbileğininyanındakikılıfınayerleştirdi.Gözleri,
karanlıktasertbirışıklaparladı.
"Zatengeridönmekiçinbirnedenimyok."
Gregorio,sondüğmeyebastı.Makinehomurdanmayabaşladı,
içindekienerjiçekirdeğimavibirışıklatitreşti.Kapıaçıldı–bir
zamangeçidi,1938’’inkaranlığınauzananbiryol.
Elvis,adımınıöneattı."Hadigidelim.Tarihideğiştirelim."
Gregorio,birantereddütetti.Sonra,derinbirnefesalıponutakip
etti.
Vezamanıniçindekayboldular.
Gözlerinikapatırkapatmaz,midelerindenyukarıdoğrubir
sıkışmahissettiler.
Makineniniçideligibisarsılıyordu.Sankibirionlarışarampolden
aşağıkamyonlayuvarlıyordu.
Gregoriodişlerinigıcırdattı:
"Elvis,bunungarantisivarmıydı?"diyebağırdı,sesiuğultuyakarıştı.
Elvissırıtıyordu:"Faturayıkaybettimkardeşim!"dedi.
Biranda,gözleriniköredenbeyazbirışıkheryanıkapladı.
Toprağınkokusuağırdı;ıslak,yorgunbirgeçmişinnefesigibi.
Gökyüzü,külrengibulutlarlaörtülüydü;sankidünya,ağırbirkefene
sarılmıştı.
Rüzgâr,uzaklardantaşıdığıçıplakçansesleriyleberaber,eskibir
hikâyeyifısıldıyordu.
Gregoriobiradımgeriledi,yüzünekarışıkbirendişeve
kabullenmişlikyerleşti.

197
Zamanmakinesi,aralarındaduran,yorgunbircanavargibiydiartık.
İncedumanlararasından,gövdesindeçatlamışdişliler,eğrilmiş
levhalarveyarılmışbağlantılarseçiliyordu.Sankimekanikbirkalp
atmayıunutmuştuda,öylecekalakalmıştı.
Elvissessizceyaklaştı.
Titreyenelleriylemakineninyanyüzeyinedokundu.
Soğuktu.
Soğukve...
Ölüydü.
Gregorio,gözlerinikısmış,dikkatlebakıyordu.
Dışiskeletinbiryanında,uzunlamasınaaçılmışbiryarıkvardı;
içindenkablolar,damargibisarkıyordu.
Birzamanlarışıkla,enerjiyletitreşenmerkez,şimdidonmuşve
kararmıştı.
Nebirhareket.
Nebirumut.
Gregoriofısıldadı,sesineredeyserüzgârakarıştı:"Tamiredebilir
miyiz?"
Elvisyanıtvermedi.
Birmühendisgibieğildi,makineninaltkısmındakipanelleriyokladı.
Görünmezbirçizgiyi,telafisiolmayanbirhasarıarargibiydi.
Sonundadoğruldu.Yüzündetaşgibisert,solukbirifadevardı.
"İmkânsız,"dedi.Sesi,toprağadüşenbirkurşungibiağırdı.

198
"Kapasitöryanmış.Zamanakışdevresikopmuş.Burasıartıkbizim
hapishanemiz."
Gregoriobiranyereçöktü.Avuçlarıylasaçlarınıgeriyeitti.Sanki
kafasındadönüpduranbirfırtınayıbastırmayaçalışıyordu.
Elvis,makineninbaşındabirkaçsaniyedahabekledi.Sonra
dünyayabirgözgezdirdi.
Çünküartıkgeridönüşyoktu.
Çünküartıktekyolları,ilerlemekti.
Vemakine...
Arkalarında,solmuşbiryıldızgibi...
Yavaşyavaş,yokluğakarışıyordu.
Elvis,sertbirşekildebaşınısallayarakayağakalktı."Geri
dönmeyidüşlemiyorum,"dedi,gözlerindebirkararlılıkparlıyor.
"Bizimbirişimizvar,Gregorio.Graustadt'ıveonunlanetli'Gri
Kucak'projesinidurdurmalıyız.Tarihbelkikaybolacak,amabiz...biz
onugerigetirebiliriz."
Gregorio’nunbakışları,Elvis’insöylediğibukelimelerlebiran
dahakarıştı.Okadarçokkayıpvardıki,neyisavunduklarınıartık
kestiremiyordu.Amabirşeykesindi:Buyolculuk,herşeyin
başlangıcıydı.Veyasonu.
Gregorio,"Ozaman...neyapıyoruz?"dedi,sesindekikararsızlık
halabelirgindi.
Elvisgözlerinikısarak,ufkabaktıvesertbirnefesaldı.
"Almanya'yagitmeliyiz,"dedi.Sesi,soğuktoprakgibiağırdı.
"Graustadt'ıdurdurmakiçinomitingegitmeliyiz.”

199
Gregoriobirantereddütetti,amaElvis’ingözlerindekikararlılık,
hertürlüşüpheyiezipgeçti.
Başınısalladı."Trenistasyonunagitmeliyiz,"diyeeklediElvis,
çantasınıkavrarken."Almanyaiçin."
Trenistasyonunadoğruyürürkenayaklarınınaltındaezilençakıl
taşlarınınsesi,sessizliğeçentikatıyorgibiydi.Gökyüzühâlâgri,
toprağınkokusuisedeğişmemişti:nemli,soğukvegeçmiştenfışkıran
biranıgibikeskin.
Gregorioceketinibirazdahasıktıüzerine.Rüzgar,sadecebedeni
değil,aklınıdaüşütüyordu.
Elvis,adımlarınıkararlıvehızlıatıyordu.Sankiayaklarıdeğil,
içindekiöfketaşıyorduonu.
“Şehirmerkezinegitmeliyiz,”dedi,birtabelagöstererek.“Eğerhâlâ
işleryürüyorsa,oradabirbiletbulabiliriz.”
Kasabauykudaydı.Yadakorkununyorganıaltındaöyleymişgibi
davranıyordu.
Birsokakköşesinidöndüklerinde,karşılarınaküçükbirpastaneçıktı.
Camlarıbuğuluydu.İçeridesarıışıkaltındatektükmüşteri
gözüküyordu.
Elvisdurdu.“Birazbilgialmamızgerek,”dedi.“Vebirşeyler
atıştırmakfenaolmaz.”
Pastaneyegirdiklerinde,içeriyayılanekmekvekahvekokusu
anlıkdaolsakaranlığıdağıttı.
Tezgâhınarkasındakiyaşlıkadın,onlarınüstübaşıtoziçinde,yorgun

200
amadikduruşluhâlinegözucuylabaktı.
“Yabancılar,”dediiçinden.Amasesçıkarmadı.
Elvisbirkahvesöyledi,Gregorioisesadebirçorba.
“Almanya’yatrenvarmıhâlâ?”diyesorduElvis,sesitok,ama
çatlamayahazırbirsabırla.
Kadınbaşınısalladı.“Viyanaüzerinden.Sabahilkseferaltıda.
Ancak…kontrolnoktalarısıkı.Özelliklekuzeyegeçişlerde.”
Elvis’ingözlerikısıldı.“Kontrolmü?”
Kadınbaşınıeğdi.“Yeniemirler.Graustadt’ınajanlarıdiyorlar...
kimliksizkimseyigeçirmiyorlar.”
Gregoriokaşıntılısakallarınadokundu.“Yanisadecezamandeğil,
mekandadüşman.”
Elvisdudaklarınıyaladı,kahvesindenbiryudumaldı.Sıcaktı.Ama
içiniısıtmıyordu.
Sabaholduğunda,istasyonadoğruyolaçıktılar.YoldaGregorio
birkılıkdeğiştirmeplanıyaptı:
“Pastanedekikadınındediğinegöre,birdoktorveyardımcısıgibi
görünebiliriz.Çantadahâlâbirkaçeskiüniformavar.”
Eskibirsağlıkgörevlisininceketi,üzerineoturmayanbirfötr
şapkavebastonlaGregorio,yorgunbirdoktorgibigörünüyordu.
Elvisisegözlükveufakbirdefterle,kayıttutanbirasistanabüründü.
İstasyonavardıklarında,platformdaağırsilahlıikiaskervardı.
Üniformalarısiyahayakıngriydi–Graustadt'ıngölgesi,buradada
uzanıyordu.

201
Sorgunoktasınageldiklerindeaskerlerdenbirişüpheylebaktı.
“Belgeleriniz?
Elviscebindensararmışbirkaçkâğıtçıkardı.Gerçekdeğillerdi,
amaustacahazırlanmıştı.
"BelgeleriThomashazırladı,"dedisessizce,Gregorio’nun
kulağınadoğrueğilerek."1938’debubölgedegörevyapantek
doktorunadıKranz’dı."
Askerbirsürebaktı,sonrakafasınıeğipElvis'ebaktı.
"DoktorKranz?Viyana’damıgörevyapıyorsunuz?"
Elvis,Gregorio'nunşaşkınbakışlarıarasındaciddibirifade
takındı."AslındaGraz’dakisanatoryumdagörevliydim,"dedi,tıbbi
terimlerlekonuşurgibiyaparak."AmaşimdiViyana’yageçiyoruz.
Yardımımburadabitti."
Askerbirsüredahabaktı.Sonrabaşınısalladı.
"Devamedin."
Trenebindiklerindeiçlerirahatlamıştı.Gregorio,Elvis'e
hayranlıklabaktı.
"Yalanlarseniiyigösteriyor,doktor,"dedihafifçe.
Elvis,Gregorio'nunşaşkınlığınıgörüncehafifçegülümsedi.
"Çünkügerçeklerçokdahakorkunç."
Trenhareketettiğinde,istasyonungerisindekalankasababir
hayaletgibibuharıniçindekayboldu.
Treniniçikalabalıkdeğildi.Birkaçyolcu–yaşlılar,kadınlar,

202
çocuklar.Amaherkesinyüzündeaynıifadevardı:Bekleyiş.
Belirsizlik.Korku.
Elvis,birkompartımanpenceresindendışarıbakarkeniçinden
geçirdi:
“Graustadt’ınolanetprojesi…‘GriKucak’…eğerbizonu
durduramazsak,buinsanlarabirgelecekkalmayacak.”
Gregoriosessizdi.ElindeGraustadt’ındosyalarındanbirsayfa
tutuyordu.Üzerindesadecebirisimyazıyordu:
"ProjektGrauerUmarmung–1938,Nürnberg."
Altındaiseşunot:
"Toplulukbilincinibastırma,bireyselhafızayısilme.Yenibirnesil
için'tek'biranlatı."
“Busadecebirmitingdeğil,”dediGregorio.“Bu,zihinleriteslim
almatöreni.Eğerogünengellenmezse...tarihyenidenyazılacak.”
Elvisbaşınısalladı.“Ozamanorayagideceğiz.Mitinge.Sahne
arkasına.Ve...Graustadt'ıaçığaçıkaracağız.Kameralarınönünde.
Tümdünyaizlerken.”
“Yabizitutuklarlarsa?”
“Yaşayanlarmı?”Elvisomuzsilkti.“Busaattensonra,cehennembile
tanıdıkgelir.”
TrenNürnberg'edoğruyaklaşırken,manzaradeğişmeyebaşladı.
Dahaçokaskeridevriye,dahaçokpropagandaafişi.
DuvarlardaGraustadt'ıngençlikkollarınaaitbayraklar,herköşe
başındamegafonlardanyayılantekseslianonslar.

203
Veensonunda…devmitingalanıgözükmeyebaşladı.
Binlerceinsan,hepsiaynıgriüniformalarla,aynıadımlarlayürüyordu.
Sahneninortasında,yükselendevbirkule…veonunentepesinde
bekleyenbirgölge:Graustadt.
Gregorio’nunkalbihızlandı.“Orada.Oherif…canlıyayında.”
Elvissessizcebaşınısağaçevirdi.Gözleri,sahneninhemenaltındaki
servisgirişinetakıldı.
“Sahneninaltınagireceğiz.Merkezsinyalgüçlendiricitamorada.
Kayıtlarıorayayerleştireceğim.”
Gregoriokaşlarınıçattı.“Patlatmakiçinmi?”
“Hayır.Busefersilahımızpatlamadeğil...ses.Gerçek.Onunkendi
seskayıtları.”
Elvisçantasındanküçük,ağırbirmakaracihazıçıkardı.
“Planşu:yayınıbaşlatmadanhemenöncekayıtlarısistemegizlice
bağlayacağız.Graustadtkonuşmayabaşladığında,kendiyalanlarının
yankısıonutakipedecek.”
Kalabalığınarasınakarıştılar.Yüzlerinidüşüktuttular,adımlarını
senkronizeetmeyeçalıştılar.Griüniformalılarınarasındabirkaç
metreilerleyince,sahneyeçıkanyankoridorlardanbirigözüktü.
Elvisfısıldadı:“Orası.Sağköşedekipanelinaltı.Bakımkapısı
hâlâaçıkolabilir.”
İkili,sessizcekenardansıyrıldı.Kalabalığınritmiyleters
düşmemekiçinbirkaçadımgeriattılar,sonrabirdenyöndeğiştirip
sahnealtınadoğrukıvrıldılar.Kimsedikkatetmedi.

204
Kapakyerindeydiamakilitlenmemişti.Elvismenteşeyebastı.
Hafifbirgıcırtıylaaçıldı.Gregoriohemeniçerisüzüldü,ardından
Elvisgirdivekapağısessizcekapattı.
Sahneninaltıneredeysezifirikaranlıktı.Sadecearalıklıkırmızı
lambalaryanıpsönüyordu.İçerisinemliydi,duvarlardakablolar
akıyordu.Elektrikpanoları,bağlantıkutuları,radyoantenleriyledolu
darbirkoridoruzanıyordu.
ElvismakineyikablolarabağlarkenGregorioetrafıgözetliyordu.
“Burası...çoksessiz.”
Elvisuğraşırkenmırıldandı:“Sessizliktehlikeninişareti.Amabir
şansımızvar.”
Makineyisinyalgüçlendiriciyebağladı.Ardından,seskayıtlarının
olduğumakarayıyerleştirdi.Teybiniçindenzayıfbirkliksesigeldi.
Gözleriparladı.
“Hazır.”
Gregoriobaşınıkaldırdı,sahneyukarıdantitriyordu.“Başlamak
üzereler.”
Elvisteybindüğmesiniçevirdi,amayayınahenüzgeçmedi.
İkisidesessizcegerisüründüler,bakımkapağındandışarıçıktılar.
Kalabalığınarasınayenidenkarışıp,dikkatçekmedensahne
merdivenlerineyöneldiler.
Metalikbirgürültüylesahneyukarıkaldırıldı.Kalabalıkbiran
sessizliğegömüldü.
Vesonra…Graustadtbelirdi.

205
Simsiyah,vatkalıbirüniforma.Omzundasemboller,göğsünde
gümüşbirrozet.Gözlerisoğuktu.İnsanaaitdeğildi.Adımlarını
yavaşçaattı,amaheradımızeminisarsıyordu.Mikrofonunönüne
geldiğinde,boğukvemetalikbirsesyankılandı—sankisadecehava
değil,zamanbiledurupdinliyordu:
“Sevgilivatandaşlar...
Bugünburada,insanlığınenbüyükzaafınıyoketmekiçintoplandık.
Ayrılığı.”
Biruğultuyükseldi.Sonratekrarsessizlik.
“Ulusların,dillerin,dinlerin...veenönemlisianılarınartıkbir
anlamıkalmamıştır.
Açlık?Bitirilecek.
Savaş?Kaldırılacak.
Kaos?Silinecek.”
Sesigitgidebüyüyordu,tonlamaneredeysebirvaizinkigibiydi.
“Yenibirbirlikdoğuyor.
GlobalEntegrasyonProgramıileartıkherkesaynıdilikonuşacak.
Aynıdüşügörecek.Aynıgeçmişesahipolacak.Acıyıda,nefretide,
direncide...tarihinçöplüğünegöndereceğiz.”
Sahneninarkasındakikulebirdenışıklarladoldu.Gökyüzünde
yankılananbirmotorsesiduyuldu.Elvisbaşınıkaldırdı:
“Gregorio...one?”

206
Gökyüzündeüçbüyükuçak.Bombardımandeğil...Hayır.
GövdelerindeGraustadt’ınsembolüvardı.Veaçılankargo
kapılarından,halkınüzerineyavaşçasüzülen…gazkapsülleri.
PSSSTTT—!
Kapsülleraçıldı.Alanatatlımsı,nanegibikokanbirsisyayıldı.
Kalabalıkbaştaöksürdü.Sonra…sustu.
ElvisveGregorio,gazinmeyebaşladığındabirbirlerinebaktılar.
Elvishemençantasınıkarıştırmayabaşladı.
“Ogaz...sadecesinirsisteminedeğil,hafızayadasaldırıyor.
Zihinleriyenidenformatlıyor.”
Gregorioyereçöktü.Tümsırtıteriçindeydi.“Demekbuymuş
‘GriKucak’.Direnişiönceiçeridenyokediyor.”
Elvisçantasınıkarıştırmayabaşladı.“Maskeyok,filtreyok…
ama—dur.Bu!”
Eski,kimyasalsavaşlarakarşıkullanılanbiraktivkarbonlusıvı
filtreçıkardı.Küçükşişedeydi.Gregorioanlamadı:
“Neyapacağız,içeceğizmi?”
Elvisşişeyiaçtı,mendilinedöktü.Mendiliburnunabastırdı.
Gregorio’nunyakasındantuttu:
“Kokualmamerkezinigeçicifelceuğratıyor.Gazburunyoluyla
beyneulaşıyor.Gözlerikapat,sadeceburnunukapat.”
Gregoriodemendilesarıldı.Nefeslerinituttular.Eğildiler.
Yüzleriniyereverdiler.Kalabalığınhipnozunakarışmamakiçin
hareketetmediler.
Gregoriofısıldadı:

207
“Körtaklidiyapıyoruz...amayaGraustadtfarkederse?”
Elvishafifçemırıldandı:
“Farkederse,zatengeçkalmışızdemektir.”
Gazyavaşyavaşhalkıniliklerinesinmişti.
Gazyavaşyavaşhalkıniliklerinedoğrusinmişti.Birkadın
gözlerinikapadı.Yaşlıbiradambastonunuyerebıraktı.Birçocuk
elindekibayrağıdüşürdü.
Hepsi…durdu.
Vesonra…alkışlamayabaşladılar.
Öncetektük.Sonrahepbirlikte.
Dakikalargeçtikçetempoarttı,bağırışlaryükseldi.
“GlanzdemFührenden!”(“Öndereihtişam!”)
“GlanzdemFührenden!”
Gözlerbomboştu.Yüzlerdebirtürsahtemutlulukvardı.Hipnoz
değildibu…zihinsilinmişti.
Biranlatıyerleşmiştiyerine...
Elvis’inyüzübembeyazdı.Gregorio’nunellerititriyordu.
“Elvis...bugaz...”
“Zihinbastırıcı...Thomas’ındosyasındavardı.İlkdeneme1938’de
yapılmıştı.Bu...başarıyaulaşmışversiyonu.”
Graustadt,sahnedeikikolunuaçtı.Gözlerinikalabalığınüstünde
gezdirdi.Vebirkezdahakonuştu:

208
“İnsanlık...artıktekbirvücut.Kalpbenolacağım.Sizdamarlar.
Vebuyeniçağınritminibenbelirleyeceğim.”
Kalabalıkçığlıkatargibibağırdı:
“GlanzdemFührenden!
GlanzdemFührenden!”
Amao…birdenkonuşmayıkesti.
Kollarıhavadadondu.Gözleriboşluğadeğil,kalabalığıniçinden
bellibirnoktayakilitlendi.
Yüzüufakufakdeğişmeyebaşladı.
“...Hayır,”dedi,kendikendine.“Olmamalı.”
Gözlerinikıstı.Grigözlerihalkınüstündeyavaşçasüzülmeye
başladı.
Birandaparmağıylabirnoktayıişaretetti.
“Orada!”
Spotışıklarındanbirihalkınarasında,birazçömelmişikigölgeyi
yakaladı.Herkesayaktayken,onlarçömelmişti.Herkescoşkuyla
ellerinikaldırırken,onlarınelleridizlerindetitriyordu.Herkesinyüzü
boştu,onlarınki...panikti.
Elvis,gözlerinikısarakfısıldadı:
“Kahretsin...”
Graustadt'ınsesi,şimdibirkırbaçgibiçınladı:
“ONLAR!
Anlatınındışındakalanlar!Onlarhâlâsorusoruyor!”
Kalabalıkbirandadurdu.Sankibirimüziğikapatmışgibiydi.
Alkışlarkesildi.Nefeslertutuldu.

209
Gregoriomendilisıktı,gözlerinikaçırmamayaçalışarakkalktı.
“Elvis...artıksaklanamayız.”
Graustadtyumruklarınısıktı,sesiartıkmikrofonuaşmış,
doğrudankalabalığınsiniruçlarınadokunuyordu:
“YAKALAYINONLARI!ANLATININDIŞINAÇIKANLAR,
VARLIĞIMIZATEHDİTTİR!”
Kalabalıkbirandayöndeğiştirdi.Oboşbakışlıinsanlar...şimdi
tekbirhedefekilitlenmişti:ElvisveGregorio.
Ayaktasarsakçadurankadın,bastonsuzadam,bayrağınıdüşüren
çocuk...hepsibirandaileriatıldı.Adımlarısenkronize,ama
gözlerinderuhyoktu.Tıpkıkuklalargibi,ipleriGraustadt’ınelinde.
Gregoriodonakaldı.“Bu...buinsanlargerçekdeğilartık.”
Elviskolundantuttu.“Düşünmeyibırak.Koş!”
İkisinindeakciğerleriyanangazladolmuştu.Mendillerartık
yetmiyordu.Kalabalıkçemberidaraltıyordu.BiradamGregorio’ya
atladı,amaElvisonuomzuylaitipyereserdi.
“Buraya!Sağtarafa!”diyebağırdı,sahneninaltındakidestek
kolonlarınayönelerek.
Orada,sahneninaltkısmındaküçükbirbakımkapısı...Elvis
tekmeledi.Paslımenteşelerçatırdadı,kapakaçıldı.Gregoriohemen
eğildi,içerikaydı.Elvisdearkasındanatladıvekapağıkapattı—tam
birçiftelboğazınauzanmışken.
İçerisidarbirservistüneliydi.Loşkırmızılambalaryanıyordu.
Egzozgazıvenemkokuyordu.Sürünerekilerlediler.

210
Gregorioboğukbirseslekonuştu:
“Plan...neydiplan?”
Elviscebindenburuşturulmuşbirharitaçıkardı.
“Sahneninaltı...merkezsinyalgüçlendiricinintamüstünde.Eğer
doğrubağlantıyıkesebilirsek—”
Kükremegibibirsesgeldi.Sahneyukarıdantitredi.Graustadt’ın
sesiborulardanyankılandı:
“Kaçamazsınız.Buanlatıdançıkışyok.”
Elvisgülümsedi.“Yanılıyor...çünkübizoanlatıyahiçgirmedik.”
Tünelinsonunda,büyükbirjeneratörodasıvardı.Elektrikdevre
kutuları,kablolar,paneller...Elvisçantasınıaçtı,filmmakarasını
çıkardıvekablolardanbirinebağladı.
Makaradansinyalçıkışısağladı.İçinegizliceeklenmişses
kayıtları,Graustadt’ınöncesineaittümkaranlıkplanlarıiçeriyordu:
deneyler,itiraflar,susturulanbiliminsanları...
Vebukayıtlar,sahneyebağlıhoparlörsisteminden,tümmeydana
yayılmayabaşladı.
Seste,Graustadt’ınkendisesiydi:
“...Zihinkodlamasıilkevredebaşarısızoldu.Fakathipnozdeğil,
boşlukyaratmakdahaetkili.Hafızayısildiğimizde,yerinene
koyarsakonukabulediyorlar...”
Kalabalıksendelemeyebaşladı.
Birkadınbaşınıtutarakyereçöktü.Gençbiradam,gözlerini
ovuşturdu.“Ne...oluyor?Ben...burayanedengeldim?”

211
Hoparlörlerdenyankılananseslerbirbirinekarışıyordu:
Graustadt’ınöncedengizlicekaydedilmişkonuşmaları,emirleri,
tehditleri…İşkencesesleri,plantaslakları,direnişçilereuygulanan
baskılar.Hepsimitingalanındayankılanıyor,Graustadt’ınyaldızlı
kelimeleriniyerlebirediyordu.
SahneninüstündedimdikduranGraustadt,başınıöneeğdi.
Gözleriylekalabalığıtaradı.Yüzüöfkeylegerildi.Mikrofonunönüne
biradımattı,sesişimdihoparlörlerdendeğil,doğrudansahneye
yerleştirilmişbüyükbirmegafondanduyuldu.Sesihiddetliydi,tokve
tehditkârdı:
“Tümhoparlörleridevredışıbırakın.”
Sahneninkenarındakiaskerlerhemenhareketegeçti.
Omuzlarındakikısamenzillitüfekleriçıkardılar.Alanındörtbir
yanınadağılmışhoparlörleretekteknişanaldılar.
Solönkısımdakihoparlörpatladı.Arkataraftakikuledekisistem
devredışıkaldı.İkihoparlörbirdençatladı,içlerindenkıvılcımlar
fışkırdı.
Kalabalıkkorkuylayereçöktü.Bazılarıçığlıkattı.Seskayıtları
giderekzayıfladı,sonundasadecetizbircızırtıkaldıhavada…veo
dasustu.
Graustadttekrarkonuştu.Bukezsesidahasoğuktu,neredeyse
kısıkamaherkelimesinetti.
“Onlarburada.Aranızda.”
Bireliylekalabalığıgösterdi.Diğeriylehavayaişaretverdi.

212
“Oikiadam...sistemindışındakiler.Yakalayın.Yaşasalardaolur,
ölürlersedahaçabuksusarlar.”
Elvisbağırdı:
“Gregorio!Şimdi!”
Biracilçıkışkapısınıtekmelediler.Yeraltındanyüzeye
çıktıklarında,mitingalanıkarışmıştı.Kalabalıkikiyebölünmüştü.
BazılarıhalaGraustadt’ahayranhayranbakıyordu,amabazıları...
artıksorgulamayabaşlamıştı.
Gregoriobiraracayöneldi—mitingalanınınlojistik
minibüslerindenbiri.Kontakaçıktı.Elvishemenyankoltuğageçti.
Motorçalıştı.Kalabalıkarasındanzikzakçizerekgeçtiler.
Önlerineçıkankuklalarıçarpmadansavuşturuyorlardı.Arkacamdan
bakınca,sahneüstündeçırpınanGraustadt’ıgördüler.
Elvissoluksoluğadediki:
“Bugünsonolmadı.Amabuanlatıyabirçatlakattık.Artıkherkes...
birşeylerinyanlışolduğunubiliyor.”
Gregoriobaşınıkoltuğayasladı.
“Veçatlaklar…herzamanenindesonundabüyür.”
Çokbüyükbirşeyibaşarmışlardı.Graustadtilkkez...korkuyordu.
LabaratuarageldiğindeGraustadtbiranöylecedurdu.Ardından
hızladönüpodanınköşesindekibüyük,ahşapharitamasasınıtek
eliyledeviriverdi.Üzerindekikâğıtrulolar,krokiplanlarıve
işaretlenmişbelgeleryeresaçıldı.Masanınkalınbacaklarıyere
çarpıncagürültüyleyankılandı.Duvardaasılıolanmetallevhatitredi,
birkaçpinharitaüzerinedüştü.

213
Asistangözünükırpmadanizliyordu.Odadabirandatozve
sessizlikhâkimoldu.
Graustadt,kırılmışbircetveliayağıylaezdi.Sonraağırağır
doğruldu.Gözlerihâlâyerdekibelgelerdeydiamaartıköfkedeğil,
derinbirhuzursuzlukokunuyordubakışlarında.Derinbirnefesaldı,
yavaşçadoğrulduveasistanınadöndü.Sesihâlâserttiamaiçinde
boğukbirsarsıntıvardı:“Kimdionlar?”dedidişlerininarasından.
“Kayıtlarabaktırdınızmı?”
Asistanıbaşınıeğerekcevapladı:“Baktıkefendim.Kimlik
taramalarıyapıldı.Biriİngiliz,adıElvis.Diğeriİtalyan,Gregorio.”
Graustadtgözlerinikıstı.“Yaniisimleribilevar.Tanıdıkmı
geliyorlar?”
Asistanyutkundu.“Hayırefendim.Ama...garipolanbirşeyvar.”
“Nevar?”
“Veritabanınagöre...İtalyanolan,Gregorio,henüz12yaşında.
Elvisise18.”(Bunlar1938’dekiyaşlarıydı.)
Graustadtbirkaçsaniyesessizkaldı.Sonrabirkahkahapatlattı—
gürültülüdeğildi,dahaçokboğukvesinirlibiralaybarındırıyordu
içinde.“İmkânsız.”dedi.“Gözümlegördüm.Oldukçayetişkinlerdi.
Eğitimli.Koordinehareketettiler.”
Asistanbaşınısalladı.“Biliyorumefendim.Amakayıtlaraçık.
Doğumbelgeleri,okulgeçmişleri,hattabiyometrikeşleşmeler...
hepsitutarlı.”

214
Graustadtdurdu.Birsüredüşündü.Eliniçenesinegötürdü.
Öfkesininyerini,kısabirsüreliğinedeolsarahatsızedicibirsessizlik
aldı.Sonramırıldandı:
“Sistemindışındakilerdedim...veşimdineylekarşıkarşıya
olduğumuzubilebilmiyoruz.”
Asistan,“Neyapmamıistersinizefendim?”diyesordusessizce.
“Sahtebelgeler.Sistemkayıtlarınasızılmışolmalı.Başkatürlüiz
bırakmadanbukadarçelişkilibilgiolamaz.”
“Amaefendim,kayıtlarmerkezidoğrulamasistemindengeçmiş
durumda.Çoğuveriyeerişimsadeceüstdüzeyde—”
Graustadtlafınıkesti.“Biliyorum.İştebuyüzdenbukadar
tehlikeliler.Kimliklerisistemeentegreedilmişse...içeridenyardım
alıyorolabilirler.”
Yavaşçayürüyerekpenceredenmitingalanınınboşalmışhaline
baktı.Mikrofonlarsusturulmuş,hoparlörlersusturulmuş,amayankısı
hâlâkafasınıniçindeçınlıyordu.Elvis’inbağırışı,seskayıtlarının
halkısarsışı...
“MerkezArşiv’intümerişimloglarınıinceleyin.Sonaltıayda
kim,nezaman,hangidosyayaerişmiş…hepsiniistiyorum.Özellikle
çocukyaşındakikayıtlarüzerindenyapılansorgularaodaklanın.”
Asistanbaşınısalladı.“Hemenefendim.”
Sonrabirdendurdu.Düşüncesibaşkabiryerekaymışgibiydi.
Alçakbirsesleekledi:
“Eğeriçeridebirivarsa…artıkbusadecedıştehditdeğil.
İçimizdekiçürümeyidetemizlememizgerekecek.”

215
Osıradakapıüçkezçaldı.Graustadt“Gir.”diyerekizinverdive
kapıaçıldıİçeriyesiyahüniformalı,yüzüneredeysetaşgibiifadesiz
biradamgirdi.Omuzlarındanerütbeişaretivardınedeisimplakası.
Amaodayagirergirmezgerilimyükseldi.Elindekoyumetalikgri
renkte,kilitlibirevrakçantasıtaşıyordu.Sankiçantadeğildebir
mühürlüemirgibiduruyorduellerinde.
Adamsessizceselamverdi.“Efendim...Faz-2’ninsonaşamaları
tamamlandı.”
Graustadthafifçeonadöndü.“Raporubırakma.Anlat.Detaylı.”
Adamevrakçantasınıdikkatleyerekoydu,kilidiniçevirdi.
İçindenbirkaçklasörvebirdizimikrofilmçıktı.Duvarınyanındaki
projektörcihazınayürüdü.Eskimodel,endüstriyeltasarımlı
projeksiyonmakinesiniçalıştırdı;cihazhomurdanarakdevreyegirdi,
ardındanduvardasoluksarıbirışıklagrafiklerveşemalarbelirdi.
“Faz-2testlerinde,geçicizihinkontrolprotokolünübaşarıyla
uyguladıkefendim.”dediadam,görsellereşliğinde.“Ses
frekanslarıyla,özellikledüşüktonluaralıklarda,belirlibirtetikleyici
uyaraneklediğimizde…bireyinbilincigeçiciolarakdevredışı
kalıyor.”
“Süre?”dediGraustadtkısavekeskinbirtonda.
“Şuaniçinmaksimum10dakika.Busüreiçindekararverme
merkezleribaskılanıyor.Birey,dıştangelenemriyada
yönlendirmeyi...sorgulamadanyerinegetiriyor.”

216
Graustadtgözleriniprojeksiyondakibeyaz-yeşilsinirağlarına
çevirdi.“Refleksgibi.Bilinçlideğil.”
“Evetefendim.Sankirüyadayürürgibi.Buetkiyigörsel
uyaranlarlagüçlendirdik.Özelliklehızlıışıkfrekanslarıveyatanıdık
simgelereşliğindeverilenkomutlardahaetkili.Busayede...zihin
uyutuluyor.”
Adam,mikrofilmmakaralarındanbirinideğiştirerekikincigrafiği
gösterdi.Dahakarmaşıkbiryapı:sinapsbağlantılarındaparlayan
noktalar,hipotalamusbölgesindeyoğunlaşma...
“Ayrıcabazıdeneklerde—özelliklegençzihinlerde—etki
sonlandıktansonra,emirkalıntısıdevamediyor.Bu,Faz-3’ün
temellerinioluşturuyor:Kalıcılık.”
Graustadtdöndü.Elleriarkasındakenetliydi.“Faz-3’ünhedefini
biliyorsun.Nekadaruzağız?”
Adamsesibirazkısarakamabellikigururladevametti:
“Kimyasalbağlayıcılarüzerindeçalışıyoruz.Eğergeçicibaskılama
sırasındazihindoğrudalgaboyunasabitlenirse,belirlianıları—ya
datümgeçmişini—bastırmakveyenidenyazmakmümkünolabilir.”
“Denekhatırladığınısanacak.Amaaslındabizyazmışolacağız.”
diyemırıldandıGraustadt.
“Tamolaraköyleefendim.Vebunufarketmeyecek.Emir,onun
kendikararıgibialgılanacak.Bu...nihaisadakatbiçimiolabilir.”
Graustadtbirsüresessizkaldı.Projektörhâlâduvarasinirharitası
yansıtıyordu.Sonrayavaşçakonuştu:

217
“Onaylıyorum.Faz-3’egeçin.Amailktestlerimerkezdışında
yapın.Sızıntıolursa...kenditoprağımızyanmasın.”
Adambaşınıeğdi.“Emredersinizefendim.”
“Birşeydaha.”
Adamdurdu,döndü.
Graustadtyavaşçamasanınköşesineyürüdü,projektörışığının
kenarındadurdu.Sesindebukezteknikbirsoğuklukdeğil,bastırılmış
birkırılganlıkvardı.
“Elsa...hâlâaynı,değilmi?”
Adambiranduraksadı.Cümleyidikkatleseçmeyeçalıştı.
“Evetefendim.Hâlâserumladestekleniyor.Temelmotorrefleksleri
stabil,ama...doktorlarzihinselaktiviteningiderekazaldığınısöylüyor.
Eğerbuhızladevamederse,birkaçayiçindebitkiselhayata
geçebilir.”
Kısabirsessizlikoldu.Graustadtgözleriniprojektörışığından
uzaklaştırdı,sankigörünmeyenbirhayaletebakıyordu.
“BuyüzdenFaz-3’üonaylıyorumamabirsınırla.”
Bakışlarınıadamıngözlerinedikti.
“Aslaçocukzihinlerindekullanılmayacak.Asla.”
Adamsessizcecevapladı:
“Dosyalaraişlenirefendim.Yaşsınırıvekorumaprotokolüyle
birlikte.”

218
Graustadtbaşınıeğdi.Tavandakiışık,yüzününyarısınıkaranlıkta
bırakıyordu.Elsa’nınadınısöylemedi.Amagözlerininiçine
yazılmıştı.
Arabagürültüsüvelastiklerinasfaltıkavrayışıyavaşyavaş
azalmış,ardındansessizlikçökmüştü.Mitingalanındanuzaklaşmış,
sakinbirparkyerineyanaşmışlardı.Motorukapattılar.Gecehava
soğuktu,arabaiçihafifnemliydi.
Gregorioderinbirnefesaldı,hafifçeElvis’edöndü:
“Thomas’ıarayalım...Geleceğideğiştirmişmiyiz?Graustadt’ı
durdurabildikmi?”
Elviscebindentelsiziniçıkardı,düğmeyebastı:
“Thomas,benElvis.Söyle,planişeyaradımı?Graustadtdurdumu?”
TelsizdenThomas’ınsesigeldi,birazkaramsarveciddi:
“Elvis,burasıThomas.Graustadt’ın‘Faz3’programıtarihtebiraz
dahageçbaşladıamatamamendurmadı.Yaniplantamolarak
engellenemedi.”
Biranduraksadı,sonradahadüşükbirsesledevametti:
“Ama…çokkötübirgelişmevar.”
Elvisinkaşıçatıldı.
“Netürbirgelişme?”
Thomaskısabirsessizliktensonra,farklıbirkonuyageçercesine
sordu:
“Elvis,sana1938’egitmedenönceverdiğimbelgeler…Halaçantanda
mı?”

219
Elvisçantasınadokundu,hafifçebaşınısalladı.“Evet,hala
yanımda.”
Telsizdekısabirsessizlikoldu,ardındanThomas’ınsesibukez
dahahızlıvekeskingeldi:
“ObelgelerdeEliasVogelvardı...hatırlıyormusun?Faz3’te,koza
içindeçekilmişbirfotoğrafı.”
Elvisçantayıaçarkenbaşınısalladı.“Evet,hatırlıyorum.Karanlık
birodadaydı.Üstündeetiketbilevardı.”
“İşteobelgelerdebirşeydahavar,”dediThomas,sesibukez
dahadaciddiçıkıyordu.“Faz3uygulanantümdeneklerinfotoğrafları.
Odosyatamamlanmışbirlisteydi.Lütfendikkatlicebak…hepsine.”
Elvisdosyayıçıkardı,kapağınıkaldırıpsayfalarıhızlaçevirmeye
başladı.Gregoriodayanaeğilmiş,gözlerinifotoğraflarınüzerine
dikmişti.
“Bunlarınhepsinedahaöncebaktık,”dediElvis,birazşaşkınlıkla.
“Vogel,diğersubaylar,birkaçsivil…”
Thomashemenarayagirdi.
”Senbak.Sayfanınortalarına,sarıetiketliolanlara.”
Elvissayfalarıtekrarçevirmeyebaşladı.Gözleribirandadondu.
Birfotoğraftakalakaldı.
Gregorio,Elvis’inyüzifadesinigörüncehemensayfayabaktı…
venefesikesildi.
FotoğraftaElvisvardı.Gözlerikapalıydı,vücuduyarısaydambir
kozayasarılıydı.Altındabüyükharflerlebiretiket:

220
"Subject7-E:DirenişyancısıElvisAshford.Direnişoranı%96.
Tedavisonrası:%0."

221
BÖLÜMIX:
HENÜZYAZILMAMIŞ
SON
Araç,parkettikleriyerdebirölügibinefessizduruyordu.Motor
çoktansusmuş,içerideyalnızcazamanınağırsessizliğikalmıştı.
Farlarkapalıydı,camlarınbuğusuçözülmemişti;içeridekinem,
dışarıdakisoğuklayarışıyordu.
Elvissayfayabakarkenyutkundu.
“Bu…buimkansız.”
Arkasınayaslandı,eliylealnınısildi.
“Ben…bunuhatırlamıyorum.Bunezamanoldu?”
TelsizdenThomas’ınsesigeldi,bukezneredeysefısıltıyayakındı.
“Onuçokkızdırdık.”
Elvissayfadangözleriniayıramıyordu.Parmaklarıtitreyerek
fotoğrafınkenarınıtuttu.Gregoriohâlâaynıyerebakıyor,dudaklarını
aralasadatekkelimeedemiyordu.

222
Telsizdekısabirparazitoldu.SonraThomas’ınsesiyeniden
duyuldu;bukeztonudahaaçıklayıcı,amahâlâtedirgindi.
“Fotoğrafgerçek...amazamanaçısındansabitdeğil.Bu
görüntülergelecektekibirarşivdengeldi.Yaniseninohalegelmiş
olman,şuaniçinbirolasılık.Kaçınılmazdeğil.”
Elvisbaşınıkaldırdı,bakışlarıhâlâgergindi.
“Yani...buhâlâdeğiştirilebilirmi?”
Thomastereddütetmedenyanıtladı.
“Evet.Bugeleceğinkilitlenmişbirsonhalideğil.Busadece
Graustadt’ınkazandığıbirzamandilimininkaydı.Amabizzateno
çizgiyisarsmayabaşladık.Herçatlak,herkararsızlık...zincirleri
gevşetiyor.”
Elvisvetelsizindüğmesinebastı,parmağıbiranüzerindekaldı,
sonrayavaşçaçekipcihazıçantasınagerikoydu.İçeridesessizlik
çöktü,yalnızcadışarıdangeçenuzakbiraracınuğultusuduyuluyordu.
Dudaklarınıısırdı,sonraalçakbirseslemırıldandı:
“%0direnç…Bu,benliğimintamamenyokolmasıdemek.”
Gregoriogözleriniyereindirdi,birandüşündü,sonrabakışlarını
tekrarElvis’eçevirdi.“Bugeleceğideğiştireceğiz.Birkez
çatlattıysakdevamıgelir.Sadece...hazırolmangerek.”
Elvisbaşınıyavaşçasalladı.
Aralarındabirsessizlikdahaoldu—kısaamaağır.Veoan,ilkkez
gelecektekigölgelerinüzerlerindenekadarkalındurduğunutam
anlamıylahissettiler.

223
Elvisbaşınıcamaçevirdi.Solgunbirsokaklambasınınışığı,
buğulucamasolukhalkalarçiziyordu.Parmaklarınıdizlerinde
birleştirdi,birsüresessizceoturdu.Sonra,düşüncelerinibastıramamış
gibikonuştu:
“Eğerofotoğrafdoğruysa...biryerlerde,birversiyonumzaten
kayboldu.OElvis’eneolduysa,bendeonunlaaynısona
sürüklenebilirim.”
Gregoriokarşılıkvermedi.Gözlerinidosyanınkapalıkapağında
gezdirdi.Kenarıkıvrılmıştı,belkidebukadarçokaçılmaktanyada
zamanınkendisindenyorulmuşgibiydi.
Birsüredahakonuşmadılar.
SonraElvisayağakalktı,minikalandabaşınıhafifçeeğerek
hareketetti,sürücükoltuğunageçti.Anahtarıçevirmedi.Ellerini
direksiyondabirleştirdivecamdandışarıya,karanlığabaktı.
“Birkararvermemizgerekiyor,”dedisessizce.“Belkiplanı
hızlandırmamızgerekiyor.Belkidedahabüyükbirriskalmamız.”
Gregoriobaşınıkaldırdı.Gözlerikararlıydı,amaiçindeyanan
korkuhâlâsönmemişti.
“Sadeceikimizyetmezmiyizsence?”diyesordu.
Elvis,tereddütsüzbaşınıikiyanasalladı.
“Hayır.Graustadthâlâilerliyor.Bizgeçmiştebirşeyleri
değiştirmişolabilirizamaodaboşdurmadı.Yenimüttefiklere
ihtiyacımızvar.Güvenebileceğimizinsanlara.”
“Pekikimvargüvenebileceğimiz?”

224
“UDNAS.Evetonlar.Graustadt’ın‘KüreselİnsanEntegrasyonu’
dediğişeyeensertkarşıçıkanlardı.Silahlıdirenişibaşlatanlardı.
Hatırlıyormusun,birseferlaboratuvarlarınabaskındüzenleyip
binlercemahkumukurtarmışlardı.”
Gregoriobaşınısalladı,sesidüşerekdevametti:
“Evet...AmaGraustadtonlarıacımasızcaezdi.Liderleriniyakaladı,
beyinlerini‘temizledi’vekendiordusunakattı.Şimdionlar,
Graustadt’ınensadıkmuhafızları.”
Elviskaşlarınıçatarakkarşılıkverdi,“Belkibizimzamanımızda
UDNASyenildi,amabuzamandilimindehâlâsavaşıyorlar.Onlar
içinsavaşbitmedi.Bizdeonlarakatılıp,bumücadeleyi
sürdürmeliyiz.”
Gregoriouzunuzundüşündü,“Karanlıkbiryol…Amabelliki
başkaçaremizyok.”
Elvishafifçebaşınısalladı.Gözleriyorgunluktankapanacak
gibiydi.Sessizcekoltuğunayerleşti,kemeriniçözüparkasınayaslandı.
Gregoriodaarkakoltuğageçti,sırtınıcamkenarınadayadı.
Aracıniçiloştu;yalnızcagöstergepanelindekisolukışık,hafifbir
parıltıyayıyordu.
Dışarıdarüzgârağaçlarınarasındangeçiyor,aradabiruzaklardan
gelengecekuşlarınınsesiduyuluyordu.Herşeydinginve
hareketsizdi.
Birsürekimsekonuşmadı.ArdındanElvis’insesineredeyse
fısıltıyladuyuldu:
“Sabaherkençıkarız.Günışıyanakadardinlenelim.”

225
Gregoriobaşınısalladıamabirşeydemedi.Gözlerikapanmaya
başlamıştı.
Kısasüresonra,aracıniçiderinbiruykuyabüründü.
Dışarıdagece,sessizliğinikoruyordu.Amaileride,biryerlerde,
gündoğumundanönceuyanacakbaşkabirhikâyevardı.
Güneşhenüzdoğmamıştıamagökyüzü,geceninsiyahındangriye
dönmeyebaşlamıştı.Aracıncamlarınaincebirbuğutabakası
yayılmış,içerdekinefesinsıcaklığıdışarıdakiserinliğekarışmıştı.
Gregoriogözleriniaçtığındailkfarkettiğişeysessizlikti.Sonra
boynundakihafifağrıyıhissetti;koltuğunkenarınayaslanmış,
uykusuzluğunizlerinitaşıyanbirgecegeçirmişti.Esneyerekdoğruldu,
elinicamınbuğusunabastırıpdışarıyısilmeyeçalıştı.Ağaçların
siluetlerigriliğiniçindedansediyordu.
ÖnkoltuktaElvishâlâuyuyordu.Başınıyantarafayaslamış,ağzı
hafifaralıkkalmıştı.Gregoriogülümsedi.Bukadarkaosuniçinde
birininhuzurluuyuyabilmesituhafamakıymetliydi.
“Vakitgeldi,”dediGregorio,sesikısıkvenazik.
Elvisgözleriniyavaşçaaçtı.Biranneredeydiğinihatırlamaya
çalışırgibietrafabakındı.SonraGregorio’yadöndüvebaşınısalladı.
“Sabaholmuşmu?”diyesorduboğukbirsesle.
Elvis,aracınarkakoltuğundayerebırakılmıştelsizielinealdı.
Metalgövdesisoğuktu.Birandurdu;başparmağıdüğmeninüstünde
bekledi.Sonrakararlıbirşekildebastı.
“Thomas.Elvisben.Cevapver.”

226
Telsizdenbirsüresadeceparazitsesigeldi.Ardındantanıdıkama
tuhafbirtınıyla,Thomas’ınsesiduyuldu.Dahaderinden,daha
uzaktangeliyordusanki.
“Buradayım.Siziizliyorum.”
Elvishiçoyalanmadı.
“UDNAS.Onlarıarıyoruz.Yerlerinibiliyormusun?”
Sessizlikbirkaçsaniyesürdü.ArdındanThomas,teknefeste
söyledi:
“47°34'10''Kuzey.10°16'22''Doğu.Eskibirgözlemevi.Bavyera
Alpleri.Dağyolu.Girişbatıdan,çökükbiristinatduvarının
arkasında.”
Gregoriohemenyerindenkalktı,Elvis’inelindekinotdefterine
eğildi.Koordinatlarıhızlayazdı.
“Anlaşıldı.Başkabirşeyvarmıbilmemizgereken?”
Thomas’ınsesibukezbirazdahayumuşaktı:
“Bolşans.”
Telsizcızırtıyadöndü.
Elviscihazıkapattı,aracadöndü.
“Yolaçıkıyoruz.Hemen.”
Gregoriodireksiyonageçti,motoruçalıştırdı.Arabaağırağır
hareketetti.
Dağlarınarasındabiryerlerde,geçmişlegeleceğinkesiştiğibir
noktaonlarıbekliyordu.

227
Gregorio,direksiyonunbaşındakısabirandurdu.Parmaklarını
vitesinüzerindedinlendirdi.Gözleriöncamdakibuğuyatakılıkaldı;
dışarısıhâlâgri,dağlarpuslubirsiluethâlindeydi.
ElvisyankoltuğayerleşirkendikkatliceElvis’ebaktı.Sustular.
Yolunbaşı,sessizlikleaçılmıştı.
SonundaGregoriosordu:
“Gözlerin...boşbakıyor.Hâlâofotoğrafımıdüşünüyorsun?”
Elvis,gözleriniyoldanayırmadanbaşınıçokhafifçeeğdi.Cevap
vermediönce.Sankisuskunluğuherşeyianlatıyordu.
“Geçmişinsesideğilbu,”dedisonra.“Bubaşkabirşey.Bir
ihtimalingörüntüsü.İçinedüşmedenöncegördüğünuçurumgibi.”
Gregorio,kollarınıgöğsündebağladı.“Fotoğraflardeğişir.
Gelecekdeöyle.Bunueniyisenbilirsin.”
“Biliyorum,”dediElvis.“Amaogörüntü,birşeyinişaretigibiydi.
Faz-3’egidenyolun...başladığınısöylüyordu.”
Motorhafifçehomurdandı.Arabailerlemeyebaşladı.Darorman
yollarınıağırağıraşıyorlardı.Ağaçlar,ikiyandankapananbirperde
gibiüzerlerineeğilmişti.Sis,farlarınönündeincebirtülgibi
yayılıyordu.
“Elvis,”dediGregorio,gözleriyolyerineElvis’inprofilinde.“Bu
insanlaraulaşmak...UDNAS’a.Bugerçektenişeyarayacakmı
sence?”
“Elimizdekalantekyolbu,”dediElvis.“Thomasonlarınbu
zamandahâlâaktifolduğunusöyledi.Henüzçözülmemişler.”

228
Gregorio,elindekinotdefterinebirgözattı.“Gözlemevi,Bavyera
Alpleri.Eskibiristinatduvarınınarkası.Girişbatıdanolacak.”
Yol,yavaşçayükselmeyebaşlamıştı.Zeminartıktaşlıvebozuktu.
Ormanıniçindengeçentoprakyoldatekerleklerzamanzaman
sekerekilerliyor,arabanınaltıyeryertaşlarasürtüyordu.Havaiyice
serinlemişti.Camlardatekrarbuğuoluşmayabaşladı.
Arabayavaşçadartoprakyoldailerlerken,sabahınilkışıkları
sisiniçindenbellibelirsizsızıyordu.Motorunuğultusu,dağların
arasındakisessizliğesürtünerekyolalıyordu.Gregoriodireksiyonun
başındaydı;gözleritetikte,ellerisıkı.Elvisyankoltukta,telsizihâlâ
elindetutuyordu.Parmakları,cihazınkenarınaritmikvegergin
vuruşlarladokunuyordu.
Arabanınönündekiyolgittikçedaraldı.Sağda,dağınyamacına
yapışmışçökükbiristinatduvarıgörünüyordu.Tamdediklerigibi.
Gregoriofrenebastı.Arabadurdu.
İkisidesessizceindi.Ayaklarıtaşlızeminebastığında,soğuk
iliklerinekadarişliyordu.Önlerindeyalnızcataşduvar,arkasındasık
çamağaçlarıvesis.Hiçbiryaşambelirtisiyoktu.
Gregorioyaklaştı,elleriyleduvaradokundu.Derkenhafifbir
tıklamasesiduyuldu—çelikbirsürgü,içeridençekiliyordu.
Ardındangritaşlarınarasındanneredeysegörünmeyecekbirkapı
açıldı.İçeridensiyahkıyafetli,silahlıikikişiçıktı.Gözlerikoyu
vizörlerlekapalıydı,amanamlularıhedefleriniçoktanbulmuştu.
“Ellerinizikaldırın.Yavaşça.”
ElvisveGregoriosözdinledi.İtirazetmediler.

229
Üçüncübirfigür,onlarınarkasındançıktı.Birkadındı.Saçları
sıkıtoplanmış,yüzükeskinhatlıydı.ÜzerindeUDNASamblemi
olmayansade,gribiryelekvardı.Yüzündenepanikneşaşkınlık.
Sadecedikkatli,soğukbirifade.
“Konuşun,”dedikadın.“Burayanedengeldiniz?”
Elviskonuştu.“Direnişiarıyoruz.”
Kadınbiradımyaklaştı.Gözlerinikısmıştı.“Budabirparolamı
şimdi?‘Direniş’diyeniiçerimialıyoruzsanıyorsunuz?”
Gregorioöneçıktı.“Sadecesizeulaşmakistiyoruz.Bukadar.”
Kadınıngülümsemesi,birgüvenişaretideğil,birölçümdü.“Ve
sizcebunusöylemenizyeterlimi?”
Elvis,gözlerinikadınınkindenayırmadı.“Hayır.Yeterli
olmadığınıbiliyoruz.Buyüzdensizikandırmayaçalışmıyoruz.
Sadecekonuşmakistiyoruz.Gerisisizekalmış.”
Kadınbaşınıçevirdi,arkasındakiadamlardanbirineişaretetti.
“Silahlarınıalın.Cihazlarınıda.Sonraaşağıindiriyoruz.”
Gregorioiçgeçirdi.Elvishiçbirşeydemedi.Sırtlarındakisilahlar
alındı,kemerlerçözüldü,telsizsöküldü.Ceketlerininiçi,ayakkabı
tabanlarınakadararandı.Ardındanmetalbirkapınınarkasınageçtiler.
Dar,paslıbirmerdivendenaşağıindiler.Rutubetlibirhavayüzlerine
vurdu.
Koridorlardardı,lambalarbozuktu.Bazıışıklartitreyerekyanıyor,
gölgelertavandaürkekçesalınıyordu.Duvarlardakiçatlakların
arasındanpaslıborulargeçiyor,kablolarrastgeleçekilmişti.Amabu

230
yıpranmışyapıiçindebirkıpırtıvardı.Uzaktaayaksesleri
yankılanıyor,monitörlerinsolukışığındafigürlergelipgeçiyordu.Bu
yersadecebirsığınakdeğildi—birdirenişindamarlarıgibiydi.
Kadınönlerindesessizceyürüdü,sonraonlarıdarvesoğukbir
odayasoktu.İçerideboğukbirhavaasılıydı.Sadebirmasa,iki
sandalye,duvardaeskitipbirmonitör.Kapıkapandıktansonraçıkan
kilitsesi,içerideyankılandı.
Kadındönüpdoğrudangözlerininiçinebaktı.“Adlarınız?”
“Elvis,”dediElvis.
“Gregorio,”diyeekledidiğeri.
Kadınduraksadı,sonragözlerinidaraltaraksordu:
“Soyadlarınız?”
“ElvisAshford,”dediElvis,sesisakindiamakendindenemindi.
“GregorioVescari,”diyeyanıtladıGregorio,bakışlarınıkadının
gözlerindenayırmadan.
Kadınbuyanıtlarıduyuncakısacabaşınıeğdi.Neyazdınenot
aldı.Sadecedüşündü.“Pekâlâ.Amaçoğukişiburayabirhikâyeyle
gelir.Veçoğuhikâyekanlabiter.”
Gregorioiççekmedenkonuştu.“Bizhikâyeanlatmayagelmedik.”
Kadınbaşınıeğipbirşeylerinotaldıgibioldu,sonraköşedeki
teypcihazınayöneldi.Üzerindemakaralarhâlâduruyordu.Hafifbir
vınlamasesiylecihazıçalıştırdı.Bandınbaşındantanıdıkbirses
yükseldi.
“...Yenibirbirlikdoğuyor.
GlobalEntegrasyonProgramıileartıkherkesaynıdilikonuşacak.

231
Aynıdüşügörecek.Aynıgeçmişesahipolacak.Acıyıda,nefretide,
direncide...tarihinçöplüğünegöndereceğiz...”
Graustadt’ınsesi.Kalabalığınuğultusueşlikediyordu.
Gregoriobaşınıeğdi.“Bu...ogünkümiting.Kaydıalmışsınız.”
Kadınsessizcegeridöndü.Gözleridikkatleüzerlerindeydi.
“Sizioradafarkettik.Kalabalığıniçindeikiyabancı...Diğerlerigibi
değildiniz.Korkmuyordunuz.Kimolduğunuzumerakettik.”
Elvissakince,“Orayaaitdeğildikçünkü,”dedi.
Kadınınbakışlarısertleşti.“Bu,buradaduyduğumilksözdeğil.
Hergelenkendiniözelsanır.Hergelengeçmişten,gelecekten,bir
kehanettenbahseder.Veçoğu,kafasınıkaybetmiştir.”
Gregoriokıpırdamadan,yalnızcagözleriylekarşılıkverdi.
“Dediğimgibibizhikâyeanlatmayagelmedik.”
Gregorio’nun“Bizhikâyeanlatmayagelmedik,”sözüodadabir
süreasılıkaldı.AmaosessizliğiElvisbozdu.
“Aslındageldik,”dedi.
Kadın,gözleriniElvis’eçevirdi.“Nedemekbu?”
“Birhikâyemizvar,”diyedevamettiElvis.“Amahenüz
anlatmadık.Çünkükulağadelisaçmasıgibigeliyor.”
Kadınınbakışlarıbuzgibioldu.“Öylemi?”
Elvisbaşınıeğdi.“Gelecektengeliyoruz.”
Kadınınyüzübirandondu.Sonraifadesideğişti—önceşaşkınlık
değil,doğrudansertlik.

232
“Gelecekten,”diyetekraretti.“Buradabaşkabirgezegenden
geldiğinisöyleyenbirinisorguladımgeçenhafta.Onuşimdiduvarlara
konuşurkenbulabilirsiniz.Sizedebirodaayarlayabilirim.”
Elvis,kadınıngözlerininiçinebakarakeliniyavaşçasırtçantasına
götürdü.Hızlıdavranmadı.Tehditkârdeğildi.Sessizcefermuarıaçtı
veiçindenkalın,kenarlarıyıpranmışbirdosyaçıkardı.Sayfaları
dikkatleçevirdi.Ardındaniçindenbirfotoğrafçıkardıvemasanın
üzerinebıraktı.
Kadınilkbaştaeğilmedi.Sonraistemsizbirmeraklaönedoğru
adımattı.
Fotoğraftakisahne,açıklamaistemeyecekkadarçarpıcıydı:
Yarısaydambirkozanıniçindeyatanbiradam.Vücutkısmen
görünür,kısmensıvınınvekablolarıniçindeyitmiş.Koza;içyüzeyi
camgibipürüzsüz,dışıisecanlıbirdokuyuandıran,nabızatargibi
ışığıtitretenbirzarıandırıyordu.Altköşede,griyazıylaşunotvardı:
"Subject7-A:UDNASKomutanıEliasVogel.Direnişoranı%89.
Tedavisonrası:%0."
Kadıneğildi.Gözlerifotoğrafınüzerinekilitlendi.Dudakları
hafifçearalandıamahiçbirsesçıkmadı.Gözbebeklerigenişlemişti.
Bakışıfotoğrafasaplanmış,sankiokozadakiadamıngözleriyle
karşılaşıyordu.Parmakuçlarıyavaşçamasayauzandı,ama
dokunmadı.Yalnızcavarlığınıtartargibidurdu.
“Bu...imkânsız,”diyefısıldadı.“EliasVogel,bizimle.Yaşıyor.
Komutankonseyindegörevyapıyor.Böylebir...böylebirşeyin
parçasıolamaz.”

233
Elvis’insesisakindi.“Şimdilikevet.Amabuonungeleceği.Yada
onuniçinhazırlananbirson.”
Kadınbaşınıkaldırdı.Gözlerindesarsıntıylakarışıkbiröfkevardı.
“Bubirmontajsa...”
Elvissözünükesmedenbirikincibelgeyidahaçıkardı.Aynı
dosyadan,benzerbüyüklüktebirbaşkafotoğraf.Bukezkozadakikişi
oydu.ElvisAshford.Aynıyarısaydamzar,aynıkablolar,aynısoluk
ışık.Yüzüifadesiz,gözlerikapalıydı.
Amatanınmayacakgibideğildi.Aynıyüz.Aynıyaraizi.
“Budabenim,”dedi.“Aynıyerdeyim.Aynısisteminiçinde.”
Kadın,bakışlarınıbirindenötekinekaydırdı.Masanınüzerindeki
ikigörüntü,gerçeğinparçalarınıhaykırırgibiydi.Elleriniyavaşça
kenaraçekti,birsüregözlerinikapattı.Yutkundu.Ardındançokdaha
kararlıbirtondakonuştu:
“Bu...bunutekbaşımadeğerlendiremem.”
Ayağakalktı.Adımlarıbukeztemkinlideğil,kararlıydı.Kapıya
yönelirkenkısabiranlığınadurdu.
“SiziKomutan’lagörüştürmemgerekecek.Bubilgi...görmezden
gelinemez.”
Kapıyıaçtı.ArdındanGregorio’yaveElvis’edönerekgözlerini
kıstı.
“Veumarım,gerçektensöylediğinizkişilersinizdir.Yoksa...bu
odadançıkansonkişilersizolabilirsiniz.”

234
Işığınkaranlığasızdığıdarkoridoraadımattılar.Arkalarındakapı
kapanırken,fotoğraflarhâlâmasadaduruyordu.Zamanınikikırık
parçası,gerçeğisessizcekanıtlıyordu.
Koridorsessizdi.Heradımları,taşzemindeyankılandı.Girişin
hemenilerisindenöbettutanikiasker,komutanınodasınaçıkan
merdivenlerigözetliyordu.Üzerlerindeüniformavardıamagözleri,
yaşadıklarınınçokötesinianlatıyordu.Yorgun,tetiktevebirazda
umutsuz.
Yanlarındayürüyenadameliylebirkapıyıişaretetti.
“İçeridesizidinleyecekbirivar.Elinizdekişeyinşakaolmadığını
umuyorum.”
Kapıyıtıklattı,ardındanaçtı.
İçerigirildiğindeilkgözeçarpanşeyodanınsadeliğiydi.Haritadolu
birduvar,köşedetükenmişbirküllük,üstüevraklarlakaplıuzunbir
masavearkasındadikoturanbiradam.
EliasVogel.
Sırtıdüz,gözleriuyanıkvebirsavaşçınıntaşıdığıtürdensessizlik
vardıbakışlarında.Yaşlısayılmazdıamaçokfazlaşeygörmüştü.Göz
ucuylagelenlerisüzdü,ardındandudaklarınıaraladı.
“Busaattegelenmisafiryaölümhaberidir…yadaumulmadıkbir
şey.”
“Bananegetirdiniz?Sözlerinizi,iddialarınızısomutladestekleyin.
Yoksa…busalonunhavasıfazlaağırlaşacak.”
Elvis,fotoğraflarıgösterdiğidosyayımasayabıraktı.“Bu,”dedi,
“sadecebaşlangıç.Sizinlepaylaşmakistediğimizgerçeklervar.

235
Gelecektengeldik.Buradagördüğünüzkozalarveiçindeyatanlar,
şimdikizamandandeğil.”
Vogel,sertçedudaklarınısıkıp,alaycıbirgülümsemekondurdu
yüzüne.“Gelecektenmi?Çokmantıklı…
Gregoriosözegirdi,sesikararlıydı:“Bizidinlerseniz,hemsizin
içinhemdeherkesiçinbirşansolabilir.Graustadt’ınprojesi,daha
öncehiçbilmediğinizboyutlardagelişiyor.Bukozalarsadecedeney
değil.İçindekiler,sistemtarafındantamamenyokedilmedenönce
dirençoranlarıölçülüyor.Komutan’ınhalihazırdayaşayabileceğibu
kader,değiştirilebilir.”
Vogel,sertbirşekildegözlerinikısarak,“Butürfikirler,kafayı
sıyırmışlarındilegetireceğitürdenhayaller,”dedi.“Amasöyleyin
bakalım,kanıtınızne?”
Elvisdosyadançıkardığıbaşkabirbelgeyiuzattı.Üzerinde
UDNASKomutanlığı’nıngizlitoplantıtutanaklarıvardı.Tarihler,
isimler,projeyedairnetayrıntılar.Vogelbirkaçsayfayıhızlataradı,
yüzügiderekciddileşti.
“Bunlar…gerçek,”dedisonunda.“Kimverdisizebunları?”
“Zamanladahafazlasınıgöstereceğiz,”dediElvis,gözlerinihiç
kaçırmadan.“Amaönce,sizinyardımınızaihtiyacımızvar.”
EliasVogel,dosyanınkapağınıkapatırkenderinbirnefesaldı.
Gözlericiddi,sesikeskinti:
“Eğerdoğruyusöylüyorsanız,GraustadtFaz3projesine
başlamıştır.”

236
Birandurdu,ardındangözleriniElvisveGregorio’yadikti.
“Eğeryalansöylüyorsanız...İtirafedeyim,intiharetmekiçinbu
kadarsaçmabirbahanegörmedim.”
Birazduraksadı,sonrakararlıbirifadeyleekledi:
“Benimlegelin.”
Üçübirliktedar,loşaydınlatılmışbirkoridordanilerlediler.
Sonundaağırçelikkapıdangeçipiçerigirdiler.Odatamamen
Graustadtprojesinindurdurulmasınaadanmıştı.Duvarlardaprojeye
aitmühendislikçizimleri,askeriplanlarveharitalarasılıydı.Ortada
büyükbiryuvarlakmasavardı;masaetrafındabirgrupinsan—bilim
insanlarıveaskeriyetkililer—yoğunbirşekildetartışıyordu.Herkesin
yüzündekaygıvekararlılıkvardı.
Eliasmasayayaklaştı,sesiodanıniçindeyankılandı:
“Beniiyidinleyin.Buikiadam,gelecektengeldiğiniiddia
ediyor.”
Oandaodanınbirköşesindengençvealaycıbiraskergüldü:
“Gelecektenmidediniz?Geçenaydabiri‘Tanrı’nınoğluyum’
demişti,şimdidışarıdaçamaşıripiylekonuşuyor.”
Bazıinsanlargülüştü.Gençasker,Gregorio’yabakarakdevam
etti:
“Bakın,tampropagandaafişlerindenfırlamışgibiler.‘Zamanın
kurtarıcısı’falan...Ha?”
Gregoriosessizcebekledi.Elviscebindenkatlanmışbirbelge
çıkardıveyavaşçamasayakoydu.

237
“Bubelge,1940yılınaaitUDNASkayıtları.Bugünhangiyıldayız,
hatırlatırmısınız?”
Askerlerinyüzlerindeanidenciddibirifadebelirdi.Odanın
atmosferideğişti;herkesbelgeleridikkatleincelemeyebaşladı.
GözlermasanınüzerindekieskiUDNASkayıtlarınave
konuşanlaradönmüştü.Kimiyüzlerdederinbirşüphe,kimi
yüzlerdeseçaresizlikvardı.Biryandanzamanıngerçekliğine
inanmakzor,öteyandaniddialarokadarbüyükki,yoksaymak
mümküngörünmüyordu.
Osırada,odanınköşesindehafifçedoğrulan,yaşınıbirazgeçmiş
amahâlâdiribiradam,biradımöneçıktı.
“Bakın,”dedi,sesiderinvekararlıydı.“Buproje...GraustadtFaz
3...Üstümüzdekiherkesbununnekadartehlikeliolduğunubiliyor.
Bizdeyıllardırbununlasavaşıyoruz.Amabensizeşunusöyleyeyim:
Gelecektengeldikleriniiddiaedenbuadamlardabirdoğrulukpayı
olabilir.Görünenoki,şuankiçabalarımıztekbaşınayetmiyor.”
“Nasılolurdaböylebirşeyikabuledersin?”diyeçıkıştıgençbir
asker.“Bizbusavaştahayattakalmayaçalışıyoruz,burada
fantezilerleişimizyok.”
AdamdoğrudanGregorioveElvis’eyüzünüdikti.“BenArmand
Keller.UzunzamandırGraustadt’ınFaz2projesindegörevliyim,
tabiiozamanlarbunugerçekteniyilikiçinyaptığımızainanıyorduk.
Dahaiyibirgelecekkurmakiçin...İnsanlıkadınabirumutolmalıydı.
Herneysebuişiniçyüzünübilenlerdenim.Sizlerinsöylediklerinive

238
getirdiğinizbelgelerigördüm.İlkbaştainanmakzordu,itirafedeyim.
Amabugerçekler...dahaöncekarşılaştığımızhiçbirşeye
benzemiyor.”
GregorioveElvis,Armand’ınsertvekararlıduruşundan
etkilenmişti.
“Arkadaşlarbubelge...Bukayıtlarbizimbildiklerimizle
uyuşuyor.Eğerbugeleceğinhabercileriise,Graustadt’ıdurdurmak
içinbirlikolmalıyız.Başkaçaremizyok.”
Elvis,Armand’agüvenverenbirgülümsemeylekarşılıkverdi.
Odaiçindekihavadabirdeğişiklikolmuştu.Şüpheleryavaşyavaş
siliniyor,yeriniumutvekararlılıkalıyordu.
DiğertaraftanLaboratuvarınizoleodasında,Graustadt,Faz-3
protokoldosyalarınınarasındakaybolmuştu.Masasınınüzerinde
yığılıbelgeler,zamanınağırlığınıtaşıyorgibiydi.Kapıhafifçe
tıklatıldı.
“Girin,”dediGraustadt,sesisolukveyorgundu.
İçeriye,yüzüsolgunbirasistangirdi.Elindetitrekelleriyle
tuttuğurapor,tıbbiverilerledoluydu.Asistanıngözlerindebirumut
kırıntısıvardıamaaynızamandabüyükbirendişedetaşıyordu.
“Efendim…Elsa’nındurumuhakkındayenibirgüncellemevar,”
dedi,kelimelerboğazındangüçlükleçıktı.
Graustadtbaşınıkaldırmadı,gözlerihâlâmasadakidosyalarda
geziniyordu.“Motorfonksiyonlardailerlemekaydedildimi?”diye
sordu,sesicansızamaiçtengelenbirumutla.

239
Asistanınsoluğukesildi,birkaçsaniyetereddütetti.Boğazını
temizledi,gözleriyerdeydi.
“Hayır…Beyinaktivitesitamamendurdu.Yaklaşıkikidakika
önce.”
Kalem,Graustadt’ınelindenkayıpyeredüştü.Oanodadakihava
ağırlaştı,sessizlikderinleşti.Biranöylecedurdular;dünya,varlığıyla
varolmanınanlamınısorguyordu.
Yavaşça,oağıradımlarlaayağakalktı.Gözlerindebirikenacı,
dizginlenemezbirfırtınagibikalbiniparçalıyor,hernefesisankison
nefesiydi.
“Ne?”
Kelimeyalnızcabirsestendi;amaasistan,yıllardıryanında
çalışanadamınsesindekiokırılmayı,oürkütücütitreşimiilkdefa
duyuyordu.
“Komadurumundançıkamadı…Nöronalçöküşbaşladı.Beyin
fonksiyonlarıgeridönmüyor,”diyefısıldadıasistan,sankibu
kelimelerodanınduvarlarınıdayıkacakmışgibi.
Birden,Graustadtmasayısertçeitti.Dosyalarhavadauçuştu,
sayfalaryerdesavruldu.Odaanidenhareketlendi;asistanbiradım
geriyeçekildi.O,içindefırtınalarkopanadam,şimditamanlamıyla
çaresizdi.
Koşmayabaşladı.Koridorlaronunöfkesiyle,çaresizliğiyle
sarsılıyordu.Çalışanlaryolundançekildi,sessizbirkorkuyayıldı

240
etrafa.Tıbbibiriminkapısınavardığında,kapıyıöfkeyletekmeledi.
İçeridekidoktorlardonukgözlerleonabaktılar.
Veoradaydı.
Elsa.
Beyaz,soğukyatağında,solgunbirhayaletgibiyatıyordu.Yüzü
bembeyaz,gözlerisıkıcakapalıydı.Göğsüneredeysehiçhareket
etmiyordu.Makinalarınbipsesisusturulmuştu;sessizlik,odada
yankılananteksestendi.
Graustadtusulcayatağınyanınaçöktü.Ellerinititreyerekkızının
yanağınakoydu.Ellerisıcaklığınıarıyordu;dokunduğutenhâlâılık
amacansızdı.
“Elsa?”diyefısıldadı,sesikırıkveçaresizdi.
Cevapyoktu.
“Kızım…lütfen,uyan…”dedi,gözyaşlarıyüzündensüzülürken
ellerinisıktı.
Omuzlarıçöktü,tümgücüelindenkaydı.Elleriartıkkontrolsüz
titriyordu.Doktorlar,utançveçaresizliklebaşlarınıöneeğdi.Onların
dayüreğiburkuyordu;engüçlüadambilebuacınınkarşısında
yenilmişti.
Graustadt’ınsesi,birfısıltıdandahaince,sankibirduagibiydi:
“Ben…buradayım,yanında…”
Oan,dünyanınengüçlüadamı,küçükkızınınyatağındasadece
birbabaoldu.
Vesonra,gözyaşlarıilkkezözgürceaktı.
İlkkez...vebelkidesonkez...

241
Ogece,laboratuvarınışıklarıuzunsüresönmedi.
Graustadt,Elsa’nınyatağınınbaşucundaoturmuş,hareketsizce
duruyordu.Avuçlarıkızınınyanağında,gözlerionasonbirdefa
dokunabilmekiçinaçık;amabakışlarıçoktanuzaklarasavrulmuştu.
Zamandonmuştu.Saatler,sadeceElsa’nınnefesalmadığınıtekrar
tekrarhatırlatanbireryankıydıartık.
Sabahakarşı,gözkapaklarıağırlaştı.Başınıkızınınyanınayasladı.
Soğuyanbedeninyanında,yorgunbirbabagibi,sessizceuyuyakaldı.
Gözleriniaçtığındakendinibüyükbirkonferanssalonundabuldu.
Salon,gençbiliminsanlarıyladoluydu.Duvardabüyükçebiryazı
asılıydı:
“NEURALIS–SinirAğıveBellekOnarımProtokolü”
Graustadt,kürsüdeydi.
Üzerindeütülübirceket,yüzündeotanıdık,alçakgönüllügülümseme.
Tebeşirielinealdı.Tahtadabirbeyinmodeliçizilmişti.Yanında
karmaşıkdevreler,dalgalar,veriler.
Konuşmayabaşladı:
“Beyin…yalnızcaettenoluşanbirorgandeğildir.Bilinç,
elektrikselbirorkestradır.Vebuorkestrayıyeniden
düzenleyebilirsek…birgünfelçlibirçocuğayenidenyürümeyi
öğretebiliriz.YadaAlzheimerhastasıbiranneye,oğlununadını
hatırlamayı…”
Salondasessizlikvardı.Amaosessizliksaygıdoluydu.İnsanlar,
birmucizeyetanıklıkedergibiydi.

242
“Bucihaz,”dedi,yanındadurankubbeyiişaretederek,
“...nöraldalgalarıokuyacak,anlamlandıracakveeksilenhatıraları
yenideninşaedecek.Hafızayı,geçmişi,benliği…tümünü
koruyabileceğiz.”
Biralkıştufanıkoptu.İnsanlarayaktaydı.Bazılarıgözyaşlarını
siliyordu.İşteoan,arkakapılaraçıldı.
Salonaküçükbirkızgirdi.Elsa.Amabu,gerçekElsadeğildi.Bir
hatıragibisoluktu.Beyazbirelbisegiymişti.
“Baba,”dedi,sesititrekti.“Uyanartık.Ölüyorum…”
Salontitredi.
Işıklaryanıpsönmeyebaşladı.
Tahtadakiçizimlerkarardı.
Kubbeçatladı.
Graustadtayağakalktı,amakürsününaltıçatlayarakaçıldı.Bir
anda,salonunzeminindengrikablolaryükseldi.
Herbiri,Elsa’nınbedenineuzanıyordu.Kızkaçmakistedi.Ama
kablolaronubirdamargibisardı.
Bircihazda,Elsa’nınbeyindalgalarıdüzbirçizgiyedöndü.
“Seninyüzünden…”dediElsa.
Graustadtçığlıkatmakistediamasesiçıkmadı.
EliniElsa’yauzattığında,parmaklarımetaldi.Eli,birpençeye
dönüşmüştü.
Salon,devbirlaboratuvaradönüştü.Koridorlarkıvrıldı,
makinelerbüyüdü.Tavanlargöğeuzandı.

243
Veomakinelerinherbiri,insanlarınyüzleriniçekiyordu.
Bellekleri…hatıraları…duyguları…
Birekranbelirdi.Graustadt’ınyüzü.Amagözleriyoktu.Yerine
dönüpduransaatdişlilerivardı.
Vebirsesyankılandı:
“Senbirmucizeyaratmadın...Birmezarkazdın.
Graustadt,kızınınçürümeyebaşlayansuretinebaktı.
YavaşyavaşeriyorduElsa.Hatırasıbilesilinmeyebaşlamıştı.
Karanlık,tümlaboratuvarıyuttu.
Gözleriniaçtı.
Graustadtgözleriniaçtığında,etrafındakisessizlikvesoğukluk
onuanındasardı.
YanındaElsayoktu.
Uyanıruyanmaz,yorgunvebulanıkzihinle,hemenyanınauzandı,
elleriboşluktakaldı.Gözleridehşetleaçıldı,kalbisıkıştı."Elsa..."
diyefısıldadı,sesititriyordu.
Hemenayağakalktı.Labaratuvarınuzunkoridorlarınadoğruağır
adımlarlailerledi.Heradımdaiçindekikorkubüyüyordu.Çalışanlar
dasessizceonuizliyordu.
Birgörevliyanınayaklaştı,çekingenbirsesle,"Efendim...Elsa..."
dedi,sözükesildi.

244
Graustadtonuanlamayaçalışırken,görevlidahadikkatlivenazik
birtonladevametti:
"Elsa...morgda,efendim."
OanGraustadt’ındünyasıyerlebiroldu.
"Morgdamı?"diyetekraretti,inanamıyordu.
Görevlibaşınıhafifçesalladı,"Evet,efendim."
Graustadtdonakaldı,gözleridolduamasözbulamadı.
OakşamElsa’nınyanındakiyataktauyuduğunu,onukoruduğunu
zannettiğiheranaslındasoğuk,cansızbirbedenledeğil;kendi
sessizliğindeyalnızkalmıştı.
Kendiyaratımı,kenditutkusuveumudununtamkalbinde,büyük
birboşlukaçılmıştı.
Veoboşluk,yavaşyavaşGraustadt’ıniçinekorkunçbirkaranlık
olarakdolmayabaşladı...
Kendinitoparlamakiçinlavaboyayöneldi.Soğuksuyuellerine
döktü,yüzünüdefalarcayıkadı.Su,teninedokundukça,zihnindeki
bulanıklıkbirazolsundağılacakgibioldu.Amabakışlarıhaladerin
birkaranlığasaplanmıştı.
“Buolmaz,”dedikendikendine,sesindehemçaresizlikhemde
sapkınbirkararlılıkvardı.
Graustadt,lavabodançıkıptitreyenadımlarlakendiizoleodasına
doğruyürüdü.Zihnindekikaranlık,koridorunloşışıklarıyla
birleşereketrafınıbirkozagibisarmıştı.Artıkgözyaşıdökmüyordu;
içindekiacı,yerinisoğukvekeskinbirkararlılığabırakmıştı.Elsa’nın
kaybı,onuparamparçaetmişti.

245
Kapıhafifçetıklatıldı.“Girin,”dediGraustadt,sesişaşırtıcı
derecedesakinvekontrollüydü;busakinlik,fırtınanıngözündeki
ürkütücüdinginliğiandırıyordu.
“Efendim,”diyebaşladıasistan,sesiherzamankindendaha
mesafeliydi.“ElsaHanımiçinbaşınızsağolsun.Faz-3projesinin
mevcutdurumuveFaz-3'egeçişplanlarıhakkındayönetimdenbir
toplantıtalebivar.Projeningenelhedefleridoğrultusunda
ilerlememizbekleniyor.”
Graustadtbaşınıyavaşçakaldırdı.Gözlerindebiraniçintarifsiz
birkederbelirdi,sonrahızlayerinidonuk,neredeyseboşbirifadeye
bıraktı.
Asistanabaktığında,yüzündekitebessümacıbirmaskeyi
andırıyordu;sevgidolubirbabanınçaresizliğiyle,aklınıyitirmekte
olanbiradamınürkütücükararlılığınıntuhafbirkarışımıydı.“Faz-3...
evet...”diyemırıldandı,sesihemkederlihemdeürkütücüderecede
sakindi.“Projedevametmeli,tabiiki.AmaElsa...Elsabirproje
değildi,anlıyormusun?”
Sesibirantitrergibioldu,babaşefkatiyledoluydu.“Obenim
kızımdı.Herşeyimdi.”Sonrabakışlarıyenidendonuklaştı,gözlerinde
tehlikelibirparıltıbelirdi.“Veşimdi...şimdibuproje,onu...onu
anlamlıkılacak.Onunyokluğunu...belkide...evet,belkide
yokluğunubiledeğiştirecek.Herşeyonuniçin...onunanısıiçin...ya
dabelkidahafazlasıiçin.”

246
Asistankaşlarınıçattı.“Anlamlıkılmakmı,efendim?
Amaçlarımızbellideğilmiydi?”
“Evet,”diyedevamettiGraustadt,gözleribiranlığınaElsa’nın
hayaliyleparlargibioldu.“Protokolünnekadarilerigidebileceğinin
potansiyeli.Belleğiyenideninşaetmek…Bilinciyeniden
yapılandırmak…Bunlar,büyükplanımızınsadecearaçlarıydı.Artık
dahabüyükbirresimgörüyorum,Elsasayesinde.Eğerbirzihin
tamamenyokolabiliyorsa,ozamanherhangibirzihindeyeniden…
tasarlanabilir.Onugerigetiremesembile,onunanısını,onunvarlığını
budünyayakazıyabilirim.Faz-3...evet,Faz-3bununiçinmükemmel
birbaşlangıçolacak.”
MasasındakihenüzyenibaşlanmışFaz-3dosyalarınaneredeyse
şefkatledokundu.“Düşünsene,tümkusurluanıları,tümacıları,tüm
gereksizduygularısilipyerinemükemmelbiruyum,mükemmelbir
itaatyerleştirebiliriz.Elsa’nınbilincikaybolmadı.O,dahabüyükbir
bilincinparçasıolmaidealinigösterdibana.
Asistanbaşıylaonayladı.“Anlıyorumefendim,”dedivesakin
adımlarlaodadançıktı.DoğrucaDr.ArisThorne’unofisineyöneldi.
Dr.Thorne,operasyonelişleyiştensorumlu,Graustadt'tandüşük
rütbedeamahırslıvekurumunkaranlıkhedeflerinebağlıbirisimdi.
Soğukkanlıvepragmatikgörünüşününaltında,fırsatlarıkollayanbir
zekasıvardı.Graustadt’ınbuyenihali,kendikonumuiçinbirfırsat
olabilirdi.
“Dr.Thorne,ProfesörGraustadtilegörüştüm.ElsaHanım'ın
kaybınınardındanFaz-3'eyaklaşımındaönemlibirdeğişiklikvar.

247
Projeyisonderecekişiselbiradanmışlıklaelealıyor.Budurum,
projenindinamiklerinietkileyebilir.”
Dr.Thorne,gözlüklerininüzerindenasistanabaktı.Yüzünde
kontrollübirifadevardı,amadudaklarınınkenarındahesapçıbir
gülümsemeoluştu.“Sakinol,”dediThorne.“Detaylarıylaanlat.
ProfesörGraustadt'ınbuyeni…yaklaşımı,projeninseyrininasıl
etkiliyor?”
Asistan,Graustadt’ınodasındageçenkonuşmayıaktardı.Elsa’nın
ölümününardındanGraustadt’ınürkütücükişiselhedefleriveFaz-3'ü
kendimisyonuiçinkullanmaplanları…
Dr.Thornedinledikçehesapçıgülümsemesibelirginleşti.Başını
salladı.“Anlıyorum…”dedi.“DemekProfesör,kederinibir…
motivasyonkaynağınadönüştürmüş.Kızınaolanbağlılığı…
beklenmedikbirkatalizöroldu.”Masasınınçekmecesindennot
defteriniçıkardı.
“ErwinGraustadt,dünyayıçelikbiriradeveteknolojikbir
disiplinleyöneten,adıkorkuylafısıldananadamolmadanönce,tüm
evreninitekbirkadınınetrafındadöndürenbirmühendisti.Okadın,
karısıAnnelise’di.Annelise,Erwin’inrasyonelveçoğuzamansoğuk
görünendünyasınınsıcaklığı,renklerivevicdanıydı.Erwin,
makinelerinvesistemlerindilinikonuşurken,Anneliseonainsanlığın
dilinihatırlatırdı.Erwin’inparlakzekâsınavedünyayıdahaverimli
biryeryapmahayallerineençokinananoydu.”
DrThrone,kahvesindenbiryudumalarakdevametti.

248
“1929'da,I.DünyaSavaşı'nınengellenmesiyleoluşangüç
boşluğundapatlakverenbüyükkıtlıkveiklimfelaketiAvrupa’yı
kasıpkavurmayabaşladığında,ErwinvehamileolanAnnelise,
Viyana'nınmütevazıbirsemtindeyaşıyorlardı.Erwin,mühendislik
dehasınıkullanaraktoplumubukaostankurtaracakprojelerüzerinde
çalışırken,Anneliseonunenbüyükdestekçisiydi.Ancakkaos,
onlarınkapısınıçalmaktagecikmedi.”
Kıtlık,yalnızcaaçlığıdeğil,aynızamandahastalıklarıda
beraberindegetirmişti.Zayıfdüşenbedenler,enbasitenfeksiyonlara
bileyenikdüşüyordu.Annelise,kızlarıElsa’yıdünyayagetirdikten
kısabirsüresonra,odönemdeyayılanveaslındabasitilaçlarlatedavi
edilebilecekbirakciğerenfeksiyonunayakalandı.
Erwiniçinasıltrajediburadabaşladı.Dünyanınenparlaksistem
mühendislerindenbiriydi;lojistik,kaynakyönetimiveverimlilik
üzerinekafayoruyordu.Ancakkarısınıkurtaracakobasitilaca
ulaşamadı.Şehirdekieczaneleryağmalanmış,tedarikzincirleri
çökmüştü.Erwin,tümservetini,tümbağlantılarınıkullandıama
nafile.Hergün,sisteminçöküşününacıbirörneğini,canındançok
sevdiğikadınınsolgunyüzündeizledi.Annelise,günbegüngözlerinin
önündeerirken,Erwin’iniçindekidünyayadairinançdaonunla
birlikteeriyordu.
Asitan,duyduklarınınağırlığıylabiranduraksadı.Yüzündehem
saygıhemdeşaşkınlıkvardı."Affedersiniz,Doktor...Amabu
korkunçbirtrajedi.Graustadt'ınböylesinebüyükbiracıdansonrapes
etmemiş,hattadahadagüçlenmişolması...Bu,nasılmümkünoldu?"

249
Dr.Thorne,asistanınbunaifsorusunahafif,neredeysealaycıbir
gülümsemeylekarşılıkverdi.
"İştesendeherkesgibiyanılıyorsun.Buna'güçlenmek'yada'pes
etmemek'demezler.Buna'evrim'derler.Görüyorsunya,Annelise'in
ölümü,Erwin'inkalbinikırmaklakalmadı,aynızamandaiçindekitüm
duygusalmekanizmalarıdondurdu.Acısı,yasadönüşmekyerine,
soğukvekırılmazbiramacadönüştü.Kaosubitirecekti.Amabunu
insanlıkiçindeğil,birdahaaslaAnnelisegibibirkayıpyaşamamak
içinyapacaktı."
Erwin,KüreselGıdaKonsorsiyumu'nukurduğundaniyeti
gerçektendeaçlığıbitirmekti.Çünküaçlık,Annelise'iondanalan
sistemintemelsorunuydu.Ancakbu"iyilik"hareketi,onuniçin
sadecebiraraçtı.Gerçekamacı,dünyanıntümdeğişkenlerinikontrol
altınaalarakkusursuz,öngörülebilirveacıdanarındırılmışbirsistem
yaratmaktı.Elsa'nınyaşayacağıdünyadaşansa,kadere,kaosayer
olmamalıydı.
Buyüzdeninsanlarıgenetikolarakkontroletmeye,zihinlerini
propagandaylayıkamayavedirenenleriacımasızcayoketmeye
başladı.Yaptığıherzulmü,Elsaiçindahagüvenlibirdünyainşaetme
bahanesiylemeşrulaştırdı.
Lafınkısası,pekçokkişiErwinGraustadt’ınhikayesinetrajikbir
kayıplabaşlayanbirmasalgibibakar.Annelise'inölümü,onun
insanlığınıkaybetmesininbaşlangıcıolarakgörülür.Bu,sonderece
sentimentalveyüzeyselbirbakışaçısıdır.Onlar,denkleminsadece

250
duygusalkısmınıgörürler,büyükresmiveevriminkaçınılmaz
mantığınıkavrayamazlar.
Elsa'nınölümü,onuyıkmadı,aksineonutamamlardı.Onu
Annelise'inhayaletinden,geçmişinsonduygusalbağındantamamen
koparırdı.OzamanErwinGraustadt,saf,katıksızvemutlakbir
mantığadönüşürdü.Artıkbirkızıkorumaiçgüdüsüylehareketetmez,
sadecesisteminveilerlemeninmutlakgereklilikleriylekararverir.”
“Durumudikkatleizleyeceğiz,”dediasistan,sesialçaktı.
“ProfesörGraustadt’ınbuyeni‘potansiyelini’vebunun
laboratuvarımızınhedeflerinenasılhizmetedebileceğini
değerlendireceğiz.
Dr.Throne,gözleriniasistanadikti.“Onundehasınaihtiyacımız
var.Vebu‘delilik’,odehayıdahadakeskinleştirebilir.
Notdefterininköşesineşunlarıyazdı:“GZLM:GRSTDT–F3–
YENİPOTANSİYEL.”
UDNAScephesinde;Toprak,üzerindeyıllardırkimseninadım
atmadığıgibisuskundu.Yerinonlarcametrealtında,tünellerle
örülmüşsığınaktabirşeylerşekilleniyordu.
Sığınağınkalbinde,kumandamerkezigörevinigörenovalbiroda
yeralıyordu.Metaldestekkolonlarıarasınaasılmışbüyükçebirharita,
duvarıntamamınıkaplıyordu.Haritanınüstünde,teliğneler,kurdele
şeritlervenotkâğıtlarıylaörülmüşbirsinirağıgibiplanıntüm
damarlarıişlenmişti.Herkesingözlerizamanzamanoharitaya
dönüyor,sonratekrarkendigörevineodaklanıyordu.Orada,birhata
tümdüzeniyokedebilirdi.

251
Oda,sabahınilksaatlerindebileyorulmuşsavaşçılarıninatçı
kararlılığınıtaşıyorgibiydi.Penceredensızanazışık,masanın
üzerindekibelgelerihafifçeaydınlatıyor,herçizgivenotu
belirginleştiriyordu.Amamasanınetrafındakiatmosfer,yalnızcabu
ortamdanibaretdeğildi.Odayıdolduran,UDNAS’ınseçkin
birliklerindenoluşanaskerlervesubaylar,tekbiramaçuğrunaburada
toplanmıştı.Herbirininyüzündeyorgunluğunderinçizgileri,ama
aynızamandasarsılmazbirkararlılıkvardı.
ElvisveGregorio,bukalabalığınönündeduruyordu;ellerinde,
savaşınseyrinideğiştirebilecekbirplanvardı.Elvis,derinbirnefes
alarakmasanınortasınaThomas’tanaldıklarıplanıserdi.Sesindehem
ciddiyethemgüvenvardı:“Bu,Thomas’ınbizeulaştırdığıplan.Biz,
Thomas’ıyakındantanıyoruzveonunsöylediklerinegüveniyoruz.
Thomasşuangelecektendoğrudanbilgiverenbiraracıkonumunda.
Buplanınözü,Graustadt’ınlaboratuvarınıtamamenyoketmekve
Faz3projesinisonaerdirmek.”
Gregorio,elindekikalemimasadaharitanınkritiknoktalarına
dokundurarakdevametti:“Laboratuvar,yüksekgüvenliklisistemlerle
korunsada,Thomas’ındetaylarısayesindezayıfnoktalarınıtespit
ettik.Girişçıkışlarda,enerjikaynaklarındaveprototipodalarında
ciddigüvenlikaçıklarıvar.Planımızbuzayıfnoktalarasızarak
sistemiçökertmek.”
Elvisbiradımöneçıktı,sesiniyükselterekodanındörtbir
yanındakiaskerlerindikkatinitopladı:“Operasyonsırasındatambir

252
senkronizasyonşart.Sabotajveiçeridendestekaynıandayürütülecek.
Eğerbaşarılıolursak,sadecelaboratuvarıdeğil,Graustadt’ınelindeki
tümkontrolsistemlerinidevredışıbırakacağız.Bu,savaşıtamamen
değiştirecek.”
Odasessizleşti,herkesbirbirinebakıyor,ağırlığınıhissettirenbu
planınciddiyetiniiçselleştiriyordu.
EliasVogel,gözlerinimasanınüzerindekiplanasabitledi.
Ardındanağırağırbaşınısalladıvekararlılıkladediki:“Bunukabul
ediyorum.Bubilgilerolmadanböylebiroperasyonhayalbile
edilemezdi.
Amatamoanda,odanınbirköşesindenalaycıbirsesyükseldi:
“Delillerigördük,evet...Amabuzamanyolculuğuhikayesihâlâbize
çokuzak.İnanmasızor,heleheleböylebirdurumda...Şüphelerimiz
var.”
Birkaçıdahaonakatıldı,homurtularyükseldi:“Delilnekadar
sağlamolursaolsun,böyleşeylereinanmakkolaydeğil.Zaman
makinesifalan...Bizburadasomutgerçeklerleuğraşıyoruz.Buiş
ciddiyetister,masalanlatıcılığıdeğil!”
BazılarıalaycıbakışlarlaElvisveGregorio’yabaktı,gözlerinde
hâlâaçıkbirinançsızlıkvardı.EliasVogel,homurtularıbastırmak
içinsözegirdi:“Bukonuyuzatenuzunuzunkonuştuk.Delillerortada,
planhazır.Buradatartışmayadevamedecekvaktimizyok.Eğerbu
planıuygulamakistemiyorsanız,dışarıçıkabilirsiniz.Amasavaşın
kazanılmasıiçinbirliktehareketetmekzorundayız.Şimdisusunve
işimizebakın.”

253
Odasessizleşti,homurtularkesildi.Vogel’inotoritesiherkesin
üzerindeağırbasıyordu.Odasessizleşirken,Eliaskomutanım
dikkatiniplanınhemenyanındakigençsubayaçevirdi.Yüzündesert
amakararlıbirifadevardı.“Hermann,”dediElias,“buoperasyonun
riskleribüyük.Planıvedelillerigördün.Amanedüşünüyorsun?”
Hermann,savaştecrübesiyleolgunlaşmış,zekivetitizbirsubaydı.
Gözleriderindüşüncelerledoluydu.Derinbirnefesaldıvekonuştu:
“ElvisveGregorio’yainanıyorum.Ancakiçimdebirşüphevar...Ya
bunlar,sistemimiziçokiyibilenamaaslındaGriKucakaskerleriyse?
Bukadardetaylıbilgi...Kandırılıyorolabiliriz.”
Eliaskomutanımbaşınıhafifçesalladı.“Mantıklıbirendişe,
Hermann.Ancakhareketegeçmedenönceheradımıdikkatlekontrol
edeceğiz.İçimizdekiolasıhainleritespitetmekdeönceliğimiz
olacak.”
Eliaskomutanım,Hermann’ınşüphelerinidinlediktensonrayüzü
buzgibikeskinleşti.GözleriniElvisveGregorio’yadikti,sesisoğuk
vetehditkârdı:“Dinleyin,buişteenufakbirhata,enküçükihanet
bilekabuledilemez.Eğeraramızdahainvarsa,kimolduğuna
bakmayız.Bulur,gerekeniyaparız.Busavaştagüvenzayıflıkdeğil,
zorunluluktur.Unutmayın,bizburadayızvekimseyigözümüzden
kaçırmayız.”
EliasVogel’inbuzgibisözleri,odanınnemlihavasınabirmühür
gibibasıldı.Oankimsetekkelimeetmedi;söylenenler,söylenecek
olanherşeydendahaağırdı.

254
Dışarıdadünyasessizliğegömülmüşgörünsedeburada,
sönmemişgazlambalarınıntitrekışığındageleceğideğiştirecekbir
planfilizleniyordu.Sonoperasyonuntalimatıhenüzverilmemiştiama
herkesbiliyordu:vakitçokazkalmıştı.
İlkgün,hazırlıksadecemalzemetespitivemühimmatkontrolüyle
başlamıştı.Eskidepolardançıkarılanteçhizatlar—paslıcıvatalarla
tutturulmuşağırçelikkasklar,zırhlıgöğüsplakaları,karakurşunla
boyanmışdürbünler—herbirisabırlaeldengeçiriliyordu.Herkes,
elindekinimodernleştirmektenseçalışırhâldetutmayaodaklanmıştı.
Bu,imkânsızlıktandeğil,alışkanlıktandoğanbirsadelikti.
İkincigün,planlarınaktarımıbaşlamıştı.Elias,anakomuta
odasındaGregorioveElvis’lebirliktesabahakadarsürenoturumlar
düzenledi.Gregorio,elindecetvelvepergelileduvardakiharitaları
ölçüyor,olasıçıkışyollarınıyenidençiziyordu.Haritabezininüzerine
incemumluiplergeriyor,bombalarınyerleştirileceğinoktaları
iğnelerlesabitliyordu.
Elvisisekendisineayrılmışküçükbirmasada,şifrelibelgeleri
çözmeklemeşguldü.Önündeeskitipbirelektromekanikşifreçözücü
duruyordu—büyükçebirdaktiloyabenzeyencihazıniçindedöner
silindirlervardı.Herçevriliş,gizlibirplanınparçasınıortaya
çıkarıyor,oplandabüyükresmioluşturuyordu.Elvis,birnoktada
Gregorio’yadönereksessizcefısıldadı:
“Jeneratörsistemi...Planlardakigibideğil.İkincilenerjihattıvar.
Graustadtihtimalleridüşünmüşolabilir.”

255
Gregoriogözlerinikısmıştı.“Ohâldebizdetümihtimalleri
hesabakatmalıyız.”
Üçüncügün,ekiplerarasındagörevdağılımınetleştirildi.
Sığınağınküçükavlusunda,dörttimyavaşçadizildi.Hertiminlideri,
üzerindesadecesayıyazanyakaetiketleritakıyordu—isimyoktu,
kimlikyoktu.Bu,artıkyalnızcabirgörevdi.
Armand,Bravotimininbaşınageçmişti.Gözleri,soğukkanlıbir
taktikçininkigibiçevresinitarıyordu.AlfatakımınınbaşındaiseElias
vardı;yanlarındaGregorioveElvis.Görevlerienzorluolandı—
merkezijeneratörodasınıpatlatmak.Diğertakımlar,ikincilenerji
koridorlarını,iletişimkulelerinivetahliyeyollarınısaboteedecekti.
Dördüncügün,direnişinteknikekibi,bombalarınmontajına
başladı.Patlayıcılar,eskitipzamanlayıcılarlaçalışıyordu;herbirielle
kurulan,çakmaktaşımekanizmasınabenzer,kurmalıbirersaatgibi.
Yanlışbirayar,yagörevdençokönceyadaçoksonrabirinfilakayol
açabilirdi.
Birteknisyen,Gregorio’yabirdüzeneğigösterdi.“Gördüğünüz
gibi,patlayıcıiçindekibaskıplakasısadeceüçdereceyekadar
esneyebilir.Dahafazlası,devreyibozuyor.”
Gregorio,dikkatlebaktı.“Zamanlayıcıyısabittut.Ancaktitreşime
karşıikincilbiryayyerleştir.Arazitaşımasırasındasarsıntı
olacaktır.”
Beşincigün,psikolojikhazırlık.Ogece,kampsessizdi.
Konuşmalarazaldı.Kimiduaetti,kimiküçükdefterinenotlaryazdı,

256
kimiailesindenkalanbirhatırayısonkezelinealdı.Gregorio,
annesininmektubunuçıkardı.Okumadı.Sadeceelindetuttu.Sankio
yazılarartıkbiranlamtaşımıyorduamakâğıdınkendisi,onuhâlâ
geçmişebağlıyordu.
Elvisbirkenaraçekilmiş,küçükbirparşömenruloaçmıştı.İçinde
planlarvardıamagözlerionlaradeğil,öyleceduvaradikilmişti.
Gregorioyanınageldiğinde,gözgözegeldiler.
“Elvis...Bundansağçıkarsak...Neyapacağız?”
Elviscevapvermedi.Cevabıyoktu.Yalnızcabirbaşhareketiyle,
‘öncebunubitirelim’dedi.
Altıncıgün,Eliastümekibibirarayatopladı.Ortadaküçükbir
gazlambasıyanıyordu.Herkesçevresineoturdu.Elias,kalın
kaşlarınınaltındanherkesebaktı.
“Busadecebirsabotajdeğil.Bu,birdüzeneğeindirilendarbe.Belki
birkıvılcım,belkibirkıyamet.Amaherneolacaksa,sizin
cesaretinizlebaşlayacak.Bu,tarihkitaplarınageçmeyecek.Bunu
kimsebilmeyecek.Amabizbileceğiz.Vebuyeter.”
Songecegeldiğinde,hiçbirkonuşmayapılmadı.Sadecehazırlık
sesleriduyuluyordu.Cıvatalarınsıkılması,çantalarınbağlanması,gaz
tüplerininkontrolü,susturuculutüfeklerinsessizceyağabatırılması...
Veyavaşçayayılanbirgerçek:Bugece,geridönüşyoktu.
Nihayetoperasyondanöncekisongecegelmişti.Kampın
ortasındayakılanbüyükateşinetrafındatümekiptoplanmıştı.Kimse
konuşmuyordu;herkeskendidüşüncelerinedalmış,alevlerindansını

257
izliyordu.Elvis,dalgınbirşekildeateşebakanGregorio’yadöndü.
“Aklındannegeçiyor?”diyesordusessizce.
Gregorio,gözlerinialevlerdenayırmadancevapverdi.“Babamı
düşünüyordum.”KısabirduraksamadansonraElvis’edöndü.
Yüzündehemhüzünhemdeacıbirtecrübeningetirdiğibirbilgelik
vardı.
“Babameskibiraskerdi,”dedi,sesiateşinçıtırtılarınakarışıyordu.
“Hapisegirdiğindebanademiştiki:‘Birsavaşıbitirebilirsin,ama
barışıkazanmak...obambaşkabirmuharebedir.”
Busözlerateşinetrafındakisessizliğeyayıldı.Elvis,biran
gözleriniyerdenayırmadı.SonrabaşınıkaldırıpGregorio’yabaktı.
“Baban...haklıymış,”diyefısıldadı.“Bizbunuenzoryoldan
öğrendik,değilmi?”
ŞafaksökerkenElias,anatoplanmaalanınageldi.Sesinetve
kararlıydı:“Vakitgeldi.Herkesteçhizatınıkuşansın.Yarımsaat
içindeyolaçıkıyoruz.”
Buemir,kamptakisessizhazırlıklarıanındakararlıbir
hareketliliğedönüştürdü.Silahlardolduruldu,sonkumanyalar
çantalarayerleştirildi.Artıkherkes,kazanılmasıgerekenbarışiçin
yolaçıkıyordu.Buyenisavaş,geçmişinhatalarınıdüzeltmekiçinson
şanslarıolacaktı.
Operasyonemri,şafaksökmedenhemenönce,kampınenderin
sessizliğindeverildi.Osonsaatlerdekimsekonuşmadı.Herkes,kendi
ritüelinisessizceyerinegetiriyordu;birisilahınınmekanizmasınıson

258
birkezkontrolediyor,diğeriailesindenkalansolgunbirfotoğrafı
ceketininiçcebineyerleştiriyor,birbaşkasıisesadecegözlerini
kapatıpyaklaşanfırtınayızihnindetartıyordu.Bu,kelimelerin
anlamsızlaştığı,sadeceyapılacakolanınağırlığınınhissedildiğiandı.
Elias,kampıngizlihangarbölümünündevasametalkapılarının
önündedurdu."Vakitgeldi,"dediğinde,sesihangarınsoğuk
duvarlarındayankılandı.Kapılargürültülübirgıcırtıylaaralandıve
içeride,üzerlerikamuflajağlarıylaörtülmüş,çamurvepasizleri
taşıyanikiadeteskiamasağlamzırhlıaraçbelirdi.Onlar,geçmişbir
çağınyorguncanavarlarıgibiydiler;eskiamahalaişlevsel,direnişin
elindekiendeğerlivarlıklardı.
Ekip,ağırteçhizatlarınınvesırtlarındakibombalarınağırlığı
altında,düzenlibirsırahalindearaçlaratırmandı.Metalkapılar,bir
tabutunkapağıgibigürültüylekapandığında,içerisibiranlığınazifiri
karanlığaveboğucubirsessizliğegömüldü.Ardındanmotorlar,
öksürürgibibirsesle,sonradaboğukbirhırıltıylaçalıştı.Zırhlı
araçlar,yavaşçahangardançıkarakormanıniçinde,geceninson
demlerinekarıştı.
İçeride,tekışıkkaynağı,aracıntavanındansarkan,titrek,kırmızı
biracildurumlambasıydı.Buloşışık,askerlerinyorgunvekararlı
yüzlerindederingölgeleroluşturuyordu.Elias,adamlarıylasonkez
görevdağılımınıgözdengeçirirken,ElvisveGregorioaracınarka
köşesineçekilmişlerdi.

259
Elvis,sırtçantasındandikkatlicemetal,silindirbirkutuçıkardı.
Kutuyudizlerininüzerinekoyupaçtığında,içindenrulohaline
getirilmiş,parşömenbenzeri,sararmışkâğıttanplanlarbelirdi.
“Bunlar,”diyefısıldadıElvis,sadeceGregorio’nunduyabileceği
birsesle.Planları,küçükbirelfenerininsolgunışığıaltındaaçtı.
"Direnişinbirşekildeelegeçirdiğinisöylediğiplanlar.Güyabir
zayıflık...Amabirşeylerbanahalatuhafgeliyor."
Gregorio,şemalaradikkatlebakarkensordu:"Negibi?"
Elvis,parmağınıjeneratörlerigösterendairelerinüzerinde
gezdirdi."Çokbariz...Neredeysebirdavetiyegibi.Graustadtgibibir
adam,sistemininkalbinibukadarkolaybirhedefedönüştürürmü?
Sanmıyorum.Amabaşkaşansımızyok."Buşüphe,aracıniçindeki
havayıdahadaağırlaştırdı.
Yolculuk,zamanvemekânalgısınıyitirdikleriuzunsaatler
boyuncadevametti.Zırhlıaraçlar,medeniyetinsonkırıntılarınında
silindiğiçoraktopraklardailerliyordu.Graustadt'ındünyasıbuydu;
verimlitopraklaryeriniendüstriyelatıklarladolu,gri,ölüarazilere
bırakmıştı.Terkedilmişçiftlikler,paslanmışmetaliskeletlere
dönüşmüş,rüzgâr,yıkıkdökükevlerinboşpencerelerindehüzünlübir
melodiçalıyordu.
Gregorio,aracınküçük,kurşungeçirmezpenceresindendışarıdaki
manzarayıizliyordu.Babasınınsözleriaklındaçınlıyordu:"...barışı
kazanmak...obambaşkabirmuharebedir."İşteobarışınkaybedildiği
dünyanınmanzarasıtamkarşısındaydı.Birsavaşıengellemişlerdi

260
amaortayaçıkanbusessiz,ruhsuzyıkım,belkidesıcakbirsavaştan
biledahakorkunçtu.
Yolculuğunsonunayaklaştıklarında,araziyapısıdeğişmeye
başladı.Çoraktopraklaryerini,sarpkayalıklarvesık,iğneyapraklı
ağaçlarladolubirormanabıraktı.Zırhlıaraçlar,eski,unutulmuşbir
servisyolunasaptı.Sonunda,ağaçlarınseyreldiğibirnoktada
durdular.Elias,"Geldik,"diyefısıldadı.
Araçlardanindiklerinde,karşılarındakimanzaranefeskesiciydi.
Birdağınyamacınaoyulmuş,devasa,pürüzsüzsiyahbetondanbir
yapıduruyordu.Yapınınmimarisindehiçbirinsanidokunuş,hiçbir
estetikkaygıyoktu.Sadeceezicibirgüç,korkutucubirsimetrive
ulaşılmazlıkhissiveriyordu.Burası,Graustadt'ınkalesiydi.
Ekip,alacakaranlığınsonışıklarında,yapınıngölgesindetoplandı.
Eliasdürbünüyleçevreyitarıyordu."Beklediğimdendahasakin,"dedi.
"Amabuiyiyeişaretdeğil.Graustadtkendineçokgüveniyor."
Hızla,teksırahalindekesilenbirtelinarasındangeçtiler.Dört
takımaayrıldılar.Elias,ElvisveGregorio'nunbulunduğuAlfatakımı,
enrisklihedefolan,anasoğutmakulesininaltındakimerkezi
jeneratöregidecekti.Binanınetrafındakimetalyürümeyollarında
ilerlerken,attıklarıheradım,geceninsessizliğindebirçekiçdarbesi
gibiyankılanıyordu.Herköşebaşında,hergölgedebirtehlikesaklı
olabilirdi.
Geniş,aydınlıkbiravluyugeçmekzorundakaldılar.Avlunun
tepesindekigüçlüprojektörler,düzenliaralıklarlaalanıtarıyordu.
Elias,ışıklarınhareketiniezberleyerekmükemmelbirzamanlamaile

261
ekibineişaretverdi."Şimdi!"Işıkbiryönedönerken,onlargölgelerin
içindekoşarakavlunundiğertarafınageçtiler.Bu,saniyelerle
oynananölümcülbiroyundu.
HedefledikleriB-7bloğununçelikkapısınaulaştıklarında,Elvis,
yanındagetirdiğiözelbirelektronikmaymuncuklakilidiaçmaya
çalıştı.Bu,direnişinelindekiengelişmişteknolojiydiama
Graustadt'ınsistemlerikarşısındabirçocukoyuncağıgibikalıyordu.
Kilit,birkaçdenemedensonratizbirsesçıkararakaçıldı.
İçerigirdiklerinde,devasabirmakineninsağırediciuğultusuve
serinhavadalgasıylakarşılaştılar.Oda,tavanakadaruzanan,
içlerindemavibirsıvınınyavaşçadolaştığıdevasacamborularla
örülmüştü.Jeneratör,odanıntamortasında,atanbirkalpgibiritmik
birşekildetitreşiyordu.
"İnanılmaz,"diyefısıldadıGregorio.
"Odaklanın,"dediEliassertçe."İşimizbitenekadarhayranlık
duyacakvaktimizyok."
Tamosırada,koridorunderinliklerindengelendüzenliayak
sesleriduydular."Devriye!"diyefısıldadıGregorio."Busefer
kalabalıklar."
Eliashızlaetrafınabakındı."Jeneratörünaltındakibakım
boşluğuna!"
Ekip,darbirmerdivenleinilen,karanlıkveklostrofobikboşluğa
daldı.Saniyelersonra,dörtsiyahzırhlıGraustadtaskeri,ağır
adımlarlaodayagirdi.Durupetrafıtaradılar.Askerlerdenbiri,

262
telsizinekonuştu:"B-7temiz.Anormallikyok."Amatamodadan
çıkacakken,liderleriolduğuanlaşılanaskerduraksadı.Yereeğilipbir
şeyebaktı.
Aşağıdasaklananekip,kalpleriduracakgibibekliyordu.Askerin
gördüğüşey,teknisyenlerininçitleriaşarkendüşürdüğüküçükbir
vidaydı.Askervidayıelinealdı,biraninceledi,sonraomuzsilkerek
cebineattı.Ekibiylebirlikteodadanayrıldı.
Alfatakımı,birkaçdakikaboyuncayerindenkımıldamadı.
SonundaElias'ınişaretiyleyukarıçıktılar.Herkesinalnındasoğuk
terlerbirikmişti.
Elvis,bombayıjeneratörünkalbineyerleştirmekiçinbakım
paneliniaçtı.İçeride,dahaöncegörmediğikadarkarmaşık,neredeyse
organikgörünendevrelervardı.Şemadakinoktalarıbularak,
bombanınhassaskontaklarınıdikkatlicebağladı.Zamanlayıcıyıon
beşdakikayaayarladı.
"Alfatakımıbombayıyerleştirdivegeriçekiliyor,"diyefısıldadı
Eliastelsize.
Cızırtılıcevaplarpeşpeşegeldi."Bravo,tamam.""Charlie,
yerleştirildi.""Delta,görevtamam.Buluşmanoktasındayız."
Dörtbombadayerleştirilmişti.Geriyetekbirşeykalmıştı:bu
cehennemdençıkıpherşeyihavayauçurmak.
Geriçekilme,kalplerindehembirzaferumuduhemdeölümcül
birgerginliklebaşladı.Hersaniye,zamanlayıcılarınamansızgeri
sayımınızihinlerindeduyuyorlardı.Buluşmanoktasına,yanizırhlı
araçlarınolduğuormanlıkalanavardıklarında,diğertakımlarında

263
orayaulaştığınıgördüler.Herkesinyüzündeyorgunamabaşarılıbir
görevingetirdiğibirrahatlamavardı.
"Herkestamam,"dediElias."Elvis,işsende."
Elvis,çantasındanküçük,karmaşıkbirdetonatörçıkardı.Bu,dört
bombayıdaaynıandapatlatacakolanmerkezitetikleyiciydi.
Koruyucukapağınıkaldırdıveparmağınıkırmızıdüğmeninüzerine
getirdi.Derinbirnefesaldı.Herşeybuanabağlıydı.
Ancakparmağıdüğmeyedokunduğuan,ooldu.
Aniden,laboratuvarıntepesindekiveçevrelerindekiormanınher
köşesinegizlenmişprojektörleraynıandayandı.Gece,sahte,
acımasızbirgündüzedöndü.Çevrelerindekihergölgekaybolmuştu,
tamamenaçığaçıkmışlardı.
Ardından,tümyerleşkeyeyayılanhoparlörlerdensakin,kibirlive
alaycıbirsesduyuldu.Bu,Graustadt'ınkendisiydi.
"Gerçektenbukadarkolayolacağınımısandınız?"dedises.O
küçükvidanınbulunmasıyadabulunmamasıhiçbirşeyi
değiştirmezdi.Siziburaya,kendiavsahanımabençektim.Oyun
bitti."
Oanda,dahaönceboşolanheryerden,yeraltıbölmelerindenve
ağaçlarınarasından,yüzlercesiyahzırhlıGraustadtaskeribelirdi.Her
yöndenüzerlerinedoğrubirçemberoluşturuyorlardı.
"ATEŞ!"diyekükrediElias.Ortalıkbirandacehennemedöndü.
Umutsuzvetektaraflıbirsavaştı.Direnişçiler,birerbirerdüşüyordu.
Elvis,birzırhlıaracıntekerleğininarkasındanateşederkengeri

264
çekilmeyeçalışıyordu.Osırada,yakınlarınaisabetedenbirbomba,
devasabirgürültüylebirağacıdevirdi.Devrilenağacınkalın
dallarındanbiri,Elvis'inbacağınınüzerinedüşerekonuyeremıhladı.
Acıiçindebağırdı,bacağınıçekmeyeçalıştıamadaltonlarca
ağırlıktaydı.
Onufarkedenbirmangaasker,silahlarınıonadoğrultarak
metodikbirşekildeilerlemeyebaşladı.Elvis,çaresizceateşetmeye
çalıştıamakonumutamamensavunmasızdı.Ölüm,birkaçsaniye
uzaktaydı.
OanGregorio’nunzihnindezamanyavaşladı.Ateşsesleri,
bağırışlar,patlamalar...hepsiuzakbiruğultuyadönüştü.Sadece
sıkışmış,ölümebiradımkalmışarkadaşınıgörüyordu.Babasının
sözü,dostluğu,kaybettikleriherşey...hepsitekbirnoktadabirleşti.
Seçiminiyapmıştı.
Düşenbiryoldaşınınçantasındansonkalanpatlayıcıyıkaptı.
"ELVIS!"diyekükreyerekkendinisiperdendışarıattı.Budelicebir
hamleydi.Askerlerintümateşibirandaonunüzerineyoğunlaştı.
Mermileretrafındavızıldarken,ozig-zaglarçizerek,inanılmazbir
hızlasıkışanarkadaşınadoğrukoştu.
Vücudunaisabetedenbirkaçmermininyakıcıacısınıhissettiama
adrenalinonuayaktatutuyordu.Elindekipatlayıcıyı,üzerinegelen
askergrubununortasınafırlattı.
Patlama,geceyikısabiranlığınasağıredicibirgürültüvebiralev
topuylayardı.Askerlerbiranlığınasersemleyipgeriyesavrulurken,
ortayaçıkandumanbulutuonlarasaniyelerkazandırdı.

265
BubirkaçsaniyelikkaosufırsatbilenGregorio,Elvis'inyanına
ulaştı.Tümgücüyle,bacağınısıkıştırandalıkaldırmayaçalıştı.
"Dayan!Çıkaracağımseni!"diyebağırdı.
Ancaktamosırada,dumanıniçindençıkanbiraskerrastgeleateş
açtı.Mermilerdenbiri,korkunçbirsesleGregorio'nunbacağına
saplandı.Gregorioacıiçindehaykırarakdizlerininüzerineçöktüama
dalıbırakmadı.
OesnadayanlarınaulaşanArmandvebirbaşkadirenişçi,durumu
anındakavradı.Armand,Gregorio'nunomuzunadestekvererekhep
birliktesonbirgayretleyüklendilervedalıdevirerekElvis'inbacağını
kurtardılar.
"Çabuk,gidelim!"diyebağırdıArmand.
Elvis,acıyanbacağınaaldırmadanayağafırladıvehemen
Gregorio'yukaldırmayaçalıştı."Hadikalk!Seniburadabırakmam!"
AncakGregorioayağakalkmayaçalıştığında,parçalananbacağı
onutaşıyamadıvetekraryereyığıldı.Yüzüacıdanbembeyaz
kesilmişti."Gidemem,"diyefısıldadı."Benibırakın...Kaçmanız
lazım."
"Asla!"diyebağırdıElvis,onuçaresizcesürüklemeyeçalışarak.
"Yabirliktegiderizyadahiç!"
Askerleryenidentoparlanıyor,çemberdaralıyordu.Armand,
imkansızbirkararlakarşıkarşıyaolduğunubiliyordu.Elvis'inkoluna
yapıştı."Gidiyoruz,Elvis!Bubiremir!Onualamayız!"
"HAYIR!BIRAKONU!GREGORIO!"

266
Elvis,arkadaşınıbırakmamakiçindirendiamaikiGriKucak
askerionuzorlayakalayıpgeriçekilmeyebaşladı.Elvis'inson
gördüğüşey,çamurlutoprağınüzerindeyatanGregorio'nun,üzerine
çullananGraustadtaskerlerinedoğruzayıfbirşekildetabancasını
kaldırmayaçalışmasıydı.
Sonrakaranlık,herşeyiyuttu.
BÖLÜMX:
ANILARDAKİ
ANAHTAR

267
"Tümhayatifonksiyonlarıstabil.Liderleride,adamlarıda.
Beklenendendahahızlıtoparlıyorlar,"dediDoktorRichter,elindeki
rapordosyasınıincelerken.Sesi,herzamankigibiduygudanarınmış
vekeskindi."Artık'Faz3'protokolüiçinhazırlıklarabaşlayabiliriz."
Graustadt,yataklarınsıralandığısterilodadanonlarıayırangeniş
camınönündeduruyordu.Cevapvermedi.Gözleri,odanınortasındaki
yataktayatan,sayısızsensörebağlıbedenekilitlenmişti.
"Yıllardır,"diyefısıldadıGraustadt,sesicamdabuğulanacak
kadaryakındı."Yıllardırkurduğumuzdüzenibirvebagibikemireno
isyanınbeyni...Kalbi...Lideri...EliasVogel.Şimdiorada,bizim
insafımızakalmışbiretparçasındanibaret.Buzevkianlamanı
beklemiyorum,Doktor.Bu,basitbirzaferdeğil.Bu,birfikrin
ölümü."
Bukelimeler,Gregorio'nunuyuşmuşzihnindebireryankıgibiydi.
Bilinç,isteksizcegeridönerken,buseslerderinlikleresızanilk
şeylerdi.Önceritmikbipsesi,sonradamarlarındakisoğukağırlık...
veensonunda,konuşmalarınanlamı.
Gözkapaklarıtitreyerekaralandığında,beyazbirtavanvecamın
ardındakiikisilüetiseçebildi.Konuşanlaronlardı.
"Psikolojikprofillerininbirönemikalmayacak,"diyedevametti
DoktorRichter,Graustadt'ınşiirselanınıbozarak."Prosedür
başladığında,liderleriveadamları...hepsininanılarınıtemel

268
fonksiyonlarıkoruyacakşekildesileceğiz.Geçmişleri,bağlılıkları,
dostlukları...hepsiyokolacak."
Gregorio'nunkalbiduracakgibioldu.Elias...Onuda
yakalamışlar...Hepimiz...Umudunsonkırıntısıdaoantuzlabuz
oldu.Zihnininiçi,çaresizbirfırtınaylasarsıldı.
Graustadt,sankicamınardındakibusessizçığlığıduymuşgibi
konuştu.
"Elbettesileceğiz,"dedi."Amaönce...odeğerlizihinlerin,
özellikledeliderlerininzihnininiçindenesaklıolduğunudikkatlice
okuyacağız."
Bağırmakistediamayavaşyavaşgözlerinikapattı.
Gregorio'nunbilinci,buzgibibirbetonzemininsoğukluğuyla
geridöndü.Başında,zonklayanbirağrıylabirliktekurumuşkanın
gerginliğinihissediyordu.
Gözleriniaraladığındaloş,daracıkbirhücredeydi.Ayağa
kalkmayaçalıştıamabacağındakikeskinsızı,onuacıiçindeinleterek
tekraryeredüşürdü.
"Kendiniyorma."
Ses,yanhücredekiElias'tangeliyordu.Bitkindi,amakırılmamıştı.
Sesi,demirparmaklıklarınarasındanbirkırbaçgibişakladı.
Gregorio,duvardibinesürünerekparmaklıklaraulaştığında,
koridorunsonundaGraustadt'ınsilüetibelirdi.
Elias,parmaklıklarayapışarakayağakalktı.Yüzükanveçamur
içindeydiamagözlerinefretleparlıyordu.Birsorusormadı.Sadece

269
dişlerininarasındantısladı:"Bizibudelikleretıkmaklakazandığını
mısanıyorsun,Graustadt?Buhiçbirşeyideğiştirmez."
Graustadt,bubeklenmedikmeydanokumakarşısındahafifçe
gülümsedi.Keyfiyerinegelmişti.
"Değiştirir,Vogel.Herşeyideğiştirir,"dedisakinbirsesle.
"Çünkünasılkaybettiğinizedairenufakbirfikrinizbileyok.
Hücrelerinönündeyavaşçayürüdü."Sizieleveren,benim
sistemiminkendisiydi.Onunbasit,şaşmazmantığı."
Eliassessizceonuizliyordu,yüzündekimeydanokumamilim
oynamamıştı.
"Sistemim,kaynaklarıizler,"diyedevamettiGraustadt."Herbir
litreyakıtı,herbirkilobakırı,herbirgramkimyasalı...Vesonbirkaç
haftadır,sistemimdeküçükbiranormallikbelirdi.Ölübölgelerden
birinde,eskiordukayıtlarında'patlayıcıyapımındakullanılan'olarak
işaretlenmiş,önemsizmiktardagübrevenitratalımları...Aynı
bölgeyedoğru,standartdışıyakıtnakilleri...Normaldekimsenin
dikkatiniçekmeyecek,okyanustabirdamlagibiolanişlemler."
Graustadtbiranduraksadı,adetakendisistemininzarafeti
karşısındamestolmuşgibiydi.
"Amabenimsistemimiçinbubirdamladeğildi.Bubirdesendi.
Birtarifinmalzemeleriydi.Birileri,birşeylerhazırlıyordu.Bende
sadeceotarifinsonucaulaşmasınıbekledim.Sizbirordu
kurduğunuzusanırken,aslındabenimiçinbiralışverişlistesi
dolduruyordunuz."

270
Graustadt,onunruhununkırıldığıoanıgördüvekeyifledahada
yaklaştı.Hücreninparmaklıklarınadoğrufısıldadı.
"Vesanabütünbunlarınedenanlattığımıbiliyormusun?"dedi,
sesindesahtebirneşevardı."Çünkütebrikler,Vogel.Faz3'ünilk
deneğisin...Vebunlarızatenunutacaksın."
Graustadt,sözlerinibitirdiktensonra,Elias'ınyıkılmışsuratından
gözleriniayırdı.Bakışları,sankiilkdefafarkediyormuşgibiyandaki
hücredenefesinitutmuşolanGregorio'yakaydı.Onubiransüzdü.
"Sen,"diyemırıldandı,sesindehafifbirşaşkınlık."Miting
alanındakidirenişçi."
Gregorioyavaşçabaşınıkaldırdı.Gözlerindeyorgunamadimdik
birifadevardı.
"Demekhatırlıyorsun."
Graustadtparmaklıklarayaklaştı,"Elbettehatırlıyorum.Gazın
etkilemediğiikikişidenbiri."Soğukbirgülümseme."Diğerinerede
acaba?”diyeyanıtladı.
Graustadt,sözlerinibitirdiktensonra,Elias'ınyıkılmışsuratından
gözleriniayırdı.Bakışları,sankiilkdefafarkediyormuşgibiyandaki
hücredenefesinitutmuşolanGregorio'yakaydı.Onubiran,ilgisizce
süzdü.
"Sen,"diyemırıldandı,sesindehafifbirşaşkınlık."Miting
alanındakidirenişçi."
Gregorioyavaşçabaşınıkaldırdı.Gözlerindeyorgunamadimdik
birifadevardı."Demekhatırlıyorsun."

271
Graustadtparmaklıklarabirazdahayaklaştı,yüzündebuzgibibir
merakvardı."Elbettehatırlıyorum.Gazınetkilemediğiikikişiden
biri."Soğuk,keskinbirgülümsemeyüzüneyayıldı."Diğerinerede
acaba?”
Gregoriocevapvermedi.Sessizliği,enbüyükmeydanokumasıydı.
Graustadtomuzlarınısilkti,sankiönemsizbirdetayıaklından
atmışgibiydi."Amameraketme,"dediGregorio'ya."Faz3'tesanada
yervar."
Arkasınıdöndüvegeldiğigibisessizadımlarlakoridorun
karanlığındakayboldu.
Gregorioiçinzaman,anlamınıyitirdi.Dakikalar,saatler,belkide
günler...Hepsi,betonduvarlardansızanrutubetkokusunaveuzaktan
gelen,neolduğunuanlayamadığıboğukmakineseslerinekarıştı.
Bazendiğerhücrelerdengelenbiröksürük,birinleme,sessizliği
birbıçakgibikesiyordu.Herses,direnişinhayattakalanbir
parçasınındahaorada,aynıçaresizliğiyaşadığınınkanıtıydı.
Gregorio,yaralıbacağınıuzattı.Acı,artıkhissedilmiyordu.
Graustadtbacağındakisinirlerionarmışolmalıydı.Gözlerinikapattı
vezihninidinledi.Graustadt'ınsözleri,birzehirgibidamarlarında
dolaşıyordu:"Siziyenenşey,basitbirmuhasebeydi."
Bu,kılıçlaölmektendahabeterdi.Bu,birhiçuğrunakaybetmekti.
Sonrabirgün,koridordadüzenliadımlarınsesiduyuldu.Her
zamankidevriyedeğildibu.Dahakararlı,dahaamaçlıydı.

272
İkimuhafız,tamolarakElias'ınhücresininönündedurdu.Metalik
birseslekilitaçıldı.
"Kalk,"dedimuhafızlardanbiri."Graustadtseniistiyor."
Eliascevapvermedi.Amabirboğuşmasesi,ardındandayere
düşenbirbedenintoksesigeldi.Eliasdireniyordu.Sonanakadar.
Gregorio,parmaklıklaratutunarakayağakalktı.Elias'ı,iki
muhafızınarasında,bilincikapalıbirhaldesürüklenerekgötürülürken
gördü.Liderleri,okoridordakaybolurken,geriyesadeceumutsuzbir
sessizlikbırakmıştı.
Elias'ıaldıktansonrakibekleyiş,öncekindendahaağırdı.Hücre
bloğununüzerineölütoprağıserpilmişgibiydi.Diğermahkumların
sessizliğibiledahaderindi.Artıkfısıltılar,öksürükleryoktu.Sadece
kabullenişvardı.
Gregorio,hergünaynırutiniyaşadı.Sabah,parmaklıkların
altındanitilentatsız,lapagibibiryemek.Akşam,aynıyemektenbir
tanedaha.Zamanı,koridordakidevriyelerinayaksesleriyleölçüyordu.
Birkaçkezgardiyanlarıkonuşturmayaçalıştı.
"Nereyegötürdünüzonu?"
"Neyapıyorsunuzona?"
Cevap,hepaynıydı:Kayıtsızbirsessizlikyadaomzunayediğibir
dipçikdarbesi.
Zihni,anılarıniçindebirsığınakarıyordu.Elvis'legeçirdiği
zamanları,babasınınanlattığıhikayeleri,direnişekatıldıklarıoilk
günü...Heranı,şimdiacıverenbirerhazineydi.Kaybettiğiherşeyin
birerkanıtı.

273
Sonrabirgün,otanıdık,ağırkapısesitekrarduyuldu.Amabu
sefergelenlermuhafızlardeğildi.
KoridorunbaşındaGraustadtbelirdi.Amayalnızdeğildi.Yanında,
kusursuzcaütülenmiş,üzerindetekbirkırışıkbileolmayanyeni,gri
birüniformagiymişbiriyürüyordu.
Adımlarımekanikbirkesinlikteydi.Yüzüifadesizdi.Gözleri...
Gözleribomboştu.
BuElias'tı.
Gregorio'nunnefesikesildi.Bu,onunarkadaşı,liderideğildi.Bu,
onunetindenvekemiğindenyapılmış,amaruhuçalınmışbirkuklaydı.
Graustadt,birmüzetururehberigibi,hücrelerinönündenyavaşça
geçti.Diğermahkumlarda,aynıdehşetveinançsızlıklaparmaklıklara
yapışmış,liderlerininbuyenihaliniizliyordu.
Graustadt,tamGregorio'nunhücresininönündedurdu.
"Beyler,"dedi,sesitümkoridordayankılandı."Sizeyenibir
başlangıcın,mutlakdüzeninvesadakatinvücutbulmuşhalinitakdim
etmektenonurduyarım."
Elini,yanındakiElias'ınomuzunakoydu.
"Liderinizsizeihanetetti.Sizikaosaveanarşiyesürükledi.Ama
sistemimiz,enbozukparçayıbileonarabilir.Onuyeniden
şekillendirebilir.İştekarşınızda,amacımızahizmetetmekiçin
yenidendoğan..."
Graustadt,beklentidolubirsessizlikyarattı.

274
Elias,boşgözlerinihücrelerdekieskiyoldaşlarınınüzerinde
gezdirdi.Hiçbirinitanımıyorgibiydi.Sonra,mekanikbirhareketle
Graustadt'adöndü.Sesi,kendisesigibideğildi.Duygusuz,metalik
birtınısıvardı.
"GlanzdemGraustadt."(Şan,Graustadt'a.)
Buikikelime,hücrebloğundakisonumutkırıntısınıdabirbalyoz
gibiparçaladı.Birmahkumhıçkırarakyereyığıldı.Birdiğeri,öfkeyle
parmaklıklarıyumruklamayabaşladı,takimuhafızlaronususturana
kadar.
AmaGregorio,sadecedonmuşbirhaldebakıyordu.Zihninde
şimşeklerçakıyordu."Faz3..."Graustadt'ındahaöncefısıldadığıo
kelime,şimdietekemiğebürünmüş,tamkarşısındaduruyordu.
Veoanaklınageldi.
Thomas'ıntelsizdekiboğuk,ciddisesi..."Ama...çokkötübir
gelişmevar."
Elvis'inçantasınauzanışı,eski,deridosyayıçıkarması...
Sayfalarınhışırtısı...
Thomas'ınsesitekrar..."ObelgelerdeEliasVogelvardı...
hatırlıyormusun?Faz3’te,kozaiçindeçekilmişbirfotoğrafı."
Gözlerininönündeosiyah-beyazfotoğrafcanlandı.Ruhu
çalınmışbirElias...
Vesonra,Thomas'ınenson,enkeskinuyarısı..."Sayfanın
ortalarınabak...sarıetiketliolanlara."
Elvis'indonakalanyüzü...Kendisinindeoansayfayaeğilişi...ve
nefesininkesilişi.

275
Zihnindekigörüntünetleşti:Yarısaydambirkozanıniçindeki
Elvis'inyüzü.Vealtındakioetiket:
"Subject7-E:ZamanyolcusuElvisAshford.Direnişoranı%96.
Tedavisonrası:%0."
Gregorio'nunzihni,hücreninsoğukgerçeğinegeridöndü.
Gözlerininönündehalaosarıetiket,oyazıvardı.Subject7-E...Elvis
Ashford.
Herşeybirandaanlamkazandı.Laboratuvarayaptıklarıo
başarısızbaskın...Çatışma...Üzerlerinedevrilenoağaç...Elvis'in
sıkışanbacağı...
Gregorio,kendinisiperdendışarıatıpElvis'ikurtardığıoanı
hatırladı.Onugüvenlibiryereiterken,kendisiyakalanmıştı.
O,kaderinkendisiylesavaşmıştı.Thomas'ınonlaragösterdiği
geleceği,okorkunçtarihideğiştirmişti.
Bu,Graustadt'ınbirplanınıbozmaktandahafazlasıydı.Bu,birini
kurtarmaktı.Sadecebirlideriyadabiraskerideğil;arkadaşını,
kardeşinikurtarmaktı.
Gregorio,demirparmaklıklarınarasından,ruhuçalınmışarkadaşı
Elias'abaktı.İçindekiçaresizlikhissiyokolmamıştı,amaartıkyalnız
değildi.Yanında,hayatındailkdefahissettiği,acıamakristalkadar
berrakbirzaferduygusuvardı.
Kaybetmemişlerdi.O,kazanmıştı.Birordununkazanamayacağı
birzaferdibu.Birdostun,diğeriiçinkazandığıbirzafer.

276
Elias'ıgötürdüktensonrahücrebloğununüzerineçökenoağır
sessizlik,artıkkalıcıhalegelmişti.Kimsekonuşmuyor,kimse
bağırmıyordu.Herkes,sadecesırasınıbekliyordu.
Gregoriodabekledi.
Amaonunbekleyişi,diğerlerininumutsuzkabullenişinden
farklıydı.O,zihnindetekbiranıtekrartekrarcanlandırıyordu:
Elvis'inyüzü,belgelerdekiosarıetiketvekendifedakarlığının
getirdiğioacızafer.İçindekiamaç,birkorgibiydi;dışarıdan
görünmüyoramaiçeride,enderindeyanmayadevamediyordu.Bu,
onadikdurmagücüveriyordu.
Sonraogüngeldi.
Koridordayankılananadımlarbukezfarklıydı.Dahaağırdılar,
dahakararlı.Vedoğrudanonunhücresininönündedurdular.
Metal,gürültülübirseslekilitdöndü.Kapıgıcırtıylaaralandı.
"Sırasende,"dedizırhlımuhafızlardanbiri,sesibirmakineden
çıkıyorgibiydi."Kalk."
Gregoriokıpırdamadı.Gözleriniyerdenayırmadanoturduğu
yerdekaldı.
"Sanakalkdedim!"diyekükredimuhafız,içeribiradımatarak.
"Birdakika,"dediGregorio,sesişaşırtıcıderecedesakindi.
"Sadece...birdakika."
Bu,birzayıflıkanıdeğildi.Bu,sonanakadarkendişartlarını
koymaçabasıydı.Muhafızsabırsızcaüzerineyürüdü,kolunayapıştı.
Gregorio,tümgücüyledirendi.Zayıfdüşmüşbedeniylemuhafıza

277
karşıkoymayaçalıştı,kendiniyereattı,ellerindenkurtulmakiçin
çırpındı.
Bu,kazanabileceğibirdövüşdeğildi,bunubiliyordu.Bu,boyun
eğmediğinin,sonnefesinekadarbiraskerolduğununilanıydı.
İkincimuhafızdaiçerigirdi.İkisiningücükarşısında
Gregorio'nundirenişikırıldı.Onuyerdenkaldırıp,sürüklemeye
başladılar.İşteoan,sonungeldiğinianladı.Dahafazladirenecek,
zamankazanacakgücükalmamıştı.
Anidençırpınmayıkesti.Bedeniniserbestbıraktı.
"Durun,"diyefısıldadı.
Muhafızlarşaşırarakduraksadı.
"Birmektup..."dediGregorio,nefesnefese."Ceketiminastarında.
Lütfen...Sadeceonuokumamaizinverin.Sonra...sonraneisterseniz
yapın."
Muhafızlardanbiridiğerinebaktı.Biranlıkbirtereddütyaşandı.
Sonra,daharütbeliolanı,belkidebusondirenişekarşıiçindeuyanan
garipbirsaygıyla,belkidesakinbirmahkumundahaazsorun
çıkaracağınıbildiğiiçin,başıylaonayverdi.Muhafızlarınbiri,
sabırsızca"Çabukol,"diyehomurdandı.Diğeriiseelinisilahının
kabzasındatutarak,Gregorio'nunenufakbiryanlışhareketinibekler
gibiydi.Zaman,onlariçinbirlükstüvebulüksübirmahkuma
tanımak,canlarınısıkıyordu.
Gregorio,onlarıduymuyordubile.

278
Tümdünyası,avucununiçindetuttuğuoyıpranmış,katlanmış
kağıtparçasınasığmıştı.Parmakları,endeğerlihazineyedokunurgibi,
yavaşçakağıdıaçtı.Hücreninloşışığı,Elvis'inaceleciamatanıdıkel
yazısınınüzerinedüşüyordu.Herbirharf,birliktegeçirdikleribir
anıyı,paylaştıklarıbirhayalifısıldıyorgibiydi.
Derinbirnefesaldı.Ciğerlerinedolanhavanın,özgürbiradam
olarakaldığısonnefeslerdenbiriolabileceğinidüşündü.
Sonraokumayabaşladı.
Gözleriilksatırınüzerindegezinirken,etrafındakiherşeyyavaş
yavaşkayboldu.Muhafızlarınsabırsızsolukları,koridordangelen
boğuksesler,hücreninbuzgibisoğukluğu...Hepsisilikleşti.Geriye
sadeceokelimelerkaldı.
SevgiliGregorioveElvis,
Bumektubuolurdaişleryinerayındagitmez,yine
başaranazsanızdiyeyazıyorum.Sözlerimisakinbirzihinleokumanızı
ricaediyorum.Eğerbusatırlarıokumayadevametmeninsizi
yaralayacağınıdüşünüyorsanız,hemenburadabırakınvearamızdaki
bağınzarargörmesineizinvermeyin.
Başlangıçolarak,busatırlarıyazmamınsebebinianlamanı
isterim.Gregorio,önceliklesanakarşıyaptıklarımdandolayıderin
birözürdilemekistiyorum.İnsandüşmanıbileolsa,benim
yaptıklarımınağırlığınatahammüledemez.Ancak,anlamanıisterim
kibirsebepolmadanböylebirmektupyazmazdım.Bumektubu

279
yaşananlarısenindebilmeyehakkınolduğunudüşündüğümve
zihnindesoruişaretikalmamasıiçinyazıyorum.
Herşeyeenbaştanbaşlayayımböyleanlamanızdahakolayolur.
İkincidünyasavaşıyenisonaermişti,ancakodönemdeyaşadıklarımı
birtürlüiçimesindiremiyordum.Acınınçığlıklarıveölübedenlerin
manzarası,psikolojimiderindenetkilemişti.Dostlarımarasındantek
benkalmıştım.Tanrıbeniseçti!Diyedüşündümiçimden,bu
düşünceninnekadarnarşistbirdüşünceolduğunuanlamadan.Bir
şeyleryapmamgerekiyordu.
OgünlerdeH.G.Wells’inZamanMakinesieserielimegeçtiğinde,
bubenimiçinsadecebirromandeğil,kişiselbirmeydanokuma
halinegeldi.Wells'inhayalgücüyleektiğitohum,içimdebirbilimsel
saplantıyadönüştü.Benibuyolaitentekşey,arkadaşlarımınneden
öldüğünüanlamavebelkidebukaderideğiştirmearzusuydu.Sonra
birdeEinstein'ınşusözüvardı:"ÜçüncüDünyaSavaşı'nınhangi
silahlarlayapılacağınıbilmiyorum,amadördüncüsütaşlarve
sopalarlayapılacak."Busöz,benidahadamotiveetti.Dünya
Savaşlarınıngetirdiğiyıkımıdurdurma,hattahiçyaşanmamışkılma
hayali,tümvarlığımıelegeçirdi.
Zatenfizikmezunuydum,bunedenlegereklibilgibirikimineazda
olsasahiptim.İlkişim,modernfiziğintemeltaşlarınageridönmek
oldu.Einstein'ın1905tarihliÖzelGörelilikKuramıüzerineyazdığı
makalelerdenbaşlayarak,kütleçekimininuzay-zamanınasıl
büktüğünüanlatanGenelGörelilikKuramı'nakadartümeserlerini

280
adetayuttum.Zamangenişlemesi,kütle-enerjieşdeğerliği,uzay-
zamansürekliliği…Bunlarartıksadecedersnotlarıdeğil,inşa
etmeyihayalettiğimmakineninpotansiyelplanlarıydı.
Ancak,aylarsürenbuyoğunçalışmalarınsonundabirduvara
tosladığımıanladım.Einstein,zamanınmutlakolmadığını,
bükülebilirvemanipüleedilebilirolduğunumatematikselolarak
kanıtlamıştı.Yanibirkapınınvarlığınıgöstermiştiamaokapıyı
açacakanahtarıvermemişti.Teorileri,"nasıl"sorusununcevabını
değil,sadece"nedenolmasın"sorusununtemeliniatıyordu.Tek
başımayetersizdim.
İşteonoktada,üniversiteninenparlaköğrencisiolanarkadaşım
Thomas’agittim.Kendisimühendislikalanındaokadaryetenekliydi
ki,adetabirdahiydi.OnaEinstein'ınaçtığıteorikyoldanvebuyolun
sonundakiduvardanbahsettim.Thomas,denklemleriminve
hayalleriminsomutbirmakineyenasıldönüşebileceğinianlayantek
kişiydi.
Sonrakiyaklaşıkonyıl,sayısızuykusuzgece,patlayansigortalar
veimkânsızdenklemlerlegeçti.Bazenteorilerimizhaftalarcaçürüdü,
bazendeküçücükbirhesaplamahatasıyüzündenaylarcageriye
gittik.Amasonundabaşardık.Ortayaçıkansonuçmuazzamdı.
Thomas'ınmühendislikdehasıvebenimteorikaltyapımbirleşmişti.
İnsanoğluilkdefa,zamanınnehrindeistediğiyönekürekçekmesini
sağlayacakbiraleticatetmişti.Bumakine,geçmişideğiştirme,
hatalarıdüzeltmeveenönemlisiarkadaşlarımıgerigetirmeumudunu
içimdeyeşertmişti.

281
Amacımdünyasavaşlarınıönlemekti,ancakmaalesefamacıma
ulaşmamiçingeçkalmıştım.Zamanmakinesiniicatetmekçokuzun
sürmüştüvesonundaotuzluyaşlarımagelmiştim.
Denemeyedevamettim.İstemedendeolsayanlışseçimleryaptım
vebaşarısızoldum.Birpatlamadabacağımsakatlanıncaartık
denemeninanlamsızolduğunudüşündüm.Başaramadığımı
anladığımda,geçmişideğiştirmeningeleceğişekillendirmektendaha
faydalıolabileceğinianladım.Çünkübuşekildegeleceğide
etkileyebilirdim.
Öncelikle,Elvis,yanisenintanıdığınElvis’in,yanigeçmişteki
benim,zamanmakinesiniicatettiktensonrabenimgibiyaşlıbir
vücudasahipolmamasıiçinçizimleriveformülleri,Elvis’in
bulabileceğibiryerdeAlex’inçizimleriarasınagizliceyerleştirdim.
OrayabakacağınıbiliyordumElvis.Çünkübendeöyleyapmıştım.Ve
Evet,haklıydın.Zamanmakinesiniicatedenkişienbaşındamberi
sendin,Alexdeğil.
Sonolarak,Gregorio.Sananasılsöyleyeceğimibilmediğimbir
konuvar.Geçmişegidereksadecezamanmakinesinotunukoymadım.
Çünküsadecebunuyapmanıngeleceğigarantiyealmadığını
biliyordum.Ben...sadecebirkişiyidahadahiletmekistedim.Tanrı
şahidimolsunkötübiramacımyoktu.Ogün,geçmişedöndüğüm
zaman,sadecebirkişideğil,ikikişiolarakbumacerayaatılmanın,
birekpiyoneklemenindahamantıklıolacağınıdüşündüm.En
azındandünyanınbirşansıdahaolacaktı.Ben…Herşeyidenedim,

282
amasen,anneninölmediğitümolasılıklardabenimlegelmekyerine
annenlemutlubirhayatsürüyordun.Mutluluğunuelindenaldım,ve
bunedenleözürdilerim.Elvis’ekızmalütfen.Obenolsamdaşuan
yanındakiadamınhiçbirşeydenhaberidahiyoktu.
Unutma,yaşamınkarmaşıklığıiçindehersebepbirsonuç
doğurur.Umarımbusatırlar,geçmiştekibirkararınyankılarınıdaha
iyianlamanısağlar.
Saygılarımla,
Elvis
Gregorio'nunelititremeyebaşladı.Kağıt,avucundaburuştu.O
satırıtekrarokudu.Sonrabirdaha.Vebirdaha.
"...sen,anneninölmediğitümolasılıklardabenimlegelmekyerine
annenlemutlubirhayatsürüyordun.Mutluluğunuelindenaldım..."
Annesininölümü.Hayatınışekillendirenokorkunçgün.Onubir
çocuktanbiryetime,biryetimdendebiraskeredönüştürenoolay.
OnuElvis'inyanınaitenoacı...
Birkazadeğildi.Kaderdeğildi.Birsatrançhamlesiydi.
Onubuyolasokmakiçin,gelecektekibirhayalettarafından
yapılmışbirseçimdi.Enderinyası,enkutsalacısı,birbaşkasının
planınınbirparçasıydı.Hücreninsoğukduvarlarıüzerinedoğru
gelmeyebaşladı.Birannefessizkaldığınıhissetti.Bu,Graustadt'ın
işkencesindenbiledahaderineinenbirihlaldi.Graustadtonun

283
geleceğiniçalmakistiyordu;amagelecektekiElvis,onungeçmişini
çalmıştı.
"Birekpiyon..."
Demekbuydu.O,seçilmişkişideğildi.Biryoldaş,birkardeş
değildi.Yıllarcainandığıherşey,omuzomuzaverdiğimücadele...
Hepsi,birdenklemitamamlamakiçineklenmişbirdeğişkenden
ibaretti.
"Vakitdoldu!Yürü!"diyekükredimuhafız,kolunayapışarak.
Gregorio,ilkdefatepkivermedi.Gözlerinimektubunson
satırlarınaçevirdi."Elvis’ekızmalütfen...yanındakiadamınhiçbir
şeydenhaberidahiyoktu."
Veoan,oenkazıniçindengarip,berrakbirhisdoğdu.Öfke
değildibu.Kimekızabilirdiki?Yıllarsonrasınınacıyladelirmiş,her
şeyidüzeltmekiçindahadabüyükyanlışlaryapmışolanElvis'inemi?
Yoksaherşeydenhabersiztanıdığı,sevdiğiElvis'emi?
Hayır.Kızgınlıkduyamıyordu.Sadece...yorgunbiranlayışvardı
içinde.
Elvisdebuoyununbirpiyonuydu.Kendigelecektekihalinin
piyonu.
Gregorio,muhafızlarınonuçekiştirmesineizinverdi.Mektubu
okuduktansonra,uzunsüregözleriboşluğadaldı.Kağıdıavucunda
buruşturdu,parmaklarıylaiyicesıktı;mektupneredeyseezilerekbir
taşgibikatıbirşeklebüründü.Gözleridalgın,nefesiderindi.İçinde
neöfkevardınedeağlayacakbirhal...Sadecesessizbirteslimiyet.

284
"Vakitdoldu!Yürü!"diyekükredimuhafız,kolunayapışarak.
Gregorio,ilkdefatepkivermedi.Direnmedi.Mektubuelinde
tutarakayağakalktı.Başınıeğdi,amayüzündekiifadekayıtsızlıktan
ibaretti.Oanbirsavaşçıdeğil,sahnederolübitmişbiraktörgibiydi.
Yavaşadımlarlakoridordanilerlemeyebaşladı.Ardısıragelen
muhafızlar,ayaksesleriyleduvarlarayankıbırakıyorlardı.
Koridorunsonundaağırbirkapıonlarıbekliyordu.Kapı
tıslayarakaçıldı.İçeride,eskibiryeraltısığınağınıandırangenişçebir
laboratuvarvardı.Herşeyinüstündezamanıntozubirikmişgibiydi.
Cıvatermometreligöstergeler,dönerlivalfdüğmeleri,birkenarda
raflarayığılmışkâğıtşemalar...Yeryersararmışduvarlaraelektrik
kablolarıçivilerletutturulmuş,lambalarkısıkbirışıklatitriyordu.
Ortadaise,eskiradyolarabenzeyendevbirkontrolpaneliveonun
karşısındagribirkozaduruyordu.Kozanınyüzeyimetaldeğil,
endüstriyelcamveliflialaşımlarlakaplıydı.İçindedeneğinşekline
uygunolarakoyulmuş,sıvıyladolubiryuvagörünüyordu.
Teknisyenler,sanki1930’larınbirfilmsetindenfırlamışgibiydi.
Beyazönlüklerininüstüeskimiş,elleriyağlıydı.Ellerinde,kalemle
işaretlenmişnotdefterlerivardı.
DoktorRichtersessizcebaşınısalladı.MuhafızlarGregorio'yu
yavaşçakozayayönlendirdi.Gregoriohâlâkonuşmamıştı.Biradım
bilegeriatmıyordu.Anlamıştıartık:Buonunkaderiydi.Vebelkide
budefa,bukaderbaşkasınınyazdığıbirsatırdeğil,kendikararıydı.
Kozanınkapağıyanlaraaçıldı.İçindensoğukhavavekimyasal
birkokuylakarışıkbuharyükseldi.Gregorio,mektubuhâlâelinde

285
tutarakiçeriadımattı.Jelkıvamındakisıvıteninedeğdiğianda
ürperdi,amageriçekilmedi.Vücuduyuvayatamolarakyerleştiğinde,
kozanınkapağıyavaşçakapandı.
İçerisiloşbirışıklaaydınlandı.Gregorio'nungözkapakları
ağırlaştı.Zihnindebirşeylerinkoptuğunuhissetti.Veişteoan...
Anıları...Gözlerininönündenbirfilmşeridigibideğil,
parçalanmışcamkırıklarıgibi,kaotikveanlamsızbirşekildeakmaya
başladı.Çocukluğu,annesininyüzü,savaşalanı,Elvis'ingülüşü,
hücrenintavanı...Hepsibirbirinegiriyor,renklerveseslerbir
bulamacadönüşüyordu.Bilinci,birgirdabıniçindesürükleniyordu.
Herşeysiliniyordu.
Avucundakimektupparmaklarınınarasındankaydı.Yavaşçayere
düştü.İncekağıt,zemineçarptığındaneredeysehiçsesçıkarmadı.
Ancakosessizlik,odadakiteknisyenlerinvedoktorlarındikkatinibir
anlığınadaolsaüzerineçekmeyibaşardı.Gregorio’nungözkapakları
kapanmıştı.Kozanıniçiartıkhareketsizdi.Zaman,oradadurmuştu
sanki.
Dr.Richter,gözucuylayeredüşenkağıdabaktı.Sıradanbirnot
gibigörünüyorduilkin.Amaeğildi,dikkatlealdı.Parmakuçlarıyla
tuttuğumektuphafifçetitriyordu;eskibirdaktilodançıkmışgibi
dizilmişsatırlar,titizbirelyazısıyladüzeltilmişbirkaçkelime.
Gözlerisatırlarıhızlıcatararken,ifadesigiderekciddileşti.Göz
bebekleribüyüdü.

286
Birandurdu.Ardındanderinbirnefesaldı,başınıçevirip
muhafızlaraseslendi:“Bu...bubiristihbaratbilgisiolabilir.Belkide
diğerlerininyeriniveriyor.”
Sesikararlıydıamaiçindebirhuzursuzlukdavardı.Elindeki
mektubudikkatlicekatlayıpcebinekoydu.Ardındanhızlıadımlarla
kontrolpanelininyanındakilambalıtelefonsistemineyürüdü.Metalik
ahizeyikaldırdı,çevirmedüğmesinibirkaçkezçevirdiktensonra
konuştu:
“LiderGraustadt’a...acil.Evet.Laboratuvar3’teyim.Gregorio’ya
ait,bilinmeyeniçeriklibiryazılıbelgebulduk.
Telefonukapatmadanöncebirkezdahamektubagözattı.
Duyduğucümlelerbeynineçivilenmişgibiydi.“Zamanmakinesi...
geçmişişekillendirmek...Satırlarınarkasındayalnızcabireyselbir
hikâyedeğil,sistemindokusunuçatlatabilecekbirsırgizleniyordu.
Telefonuyerinekoyarken,gözlerikısabiraniçinkapandı.
“Tanrım,”dediiçinden.“Bubirdelisaçmasıysabile,bunakayıtsız
kalmakmümkündeğil.”
Kapıağırbiriniltiyleaçıldığındaiçerisianidendahadasessizleşti.
Graustadtiçeriadımattı.Üzerindekikoyulacivertüniforma,loş
ışıktasertkıvrımlaroluşturuyordu.Gözleribiranlıktaramayla
odadakiherkesisüzdü.Asıkyüzü,birhayliyorgunamahâlâ
buyurgandı.Richterkarşısındasaygıyladoğrulduvecebinden
katlanmışkâğıdıçıkarıpuzattı.
“Gregorio’nunelindendüştü,efendim.Bilincinikaybetmeden
hemenöncesıkıcatutuyordu.İlkbakıştakişiselgibigörünsede...

287
içindegeçenbazıifadeler—özelliklezamanmakinesiyleilgili
bölümler—ciddiyealınmalı.”
Graustadt,biranhiçbirşeysöylemedenmektubabaktı.
Parmaklarınıkâğıdınköşelerinekoydu.Sankielleri,birnükleer
cihazıçalıştıracakmışgibidikkatliydi.Kağıdıaçtı,gözlerisatırlar
üzerindeilerlemeyebaşladı.OanadekRichter’insesidışındaodada
nefesalankimseyokgibiydi.
“…zamanyolculuğunumümkünkılabilenbiralet…Alex’in
çizimleri…”
Graustadt’ınkaşlarıçatıldı.Gözlerininiçindeanlıkbiröfke
kıvılcımıçaktı.
“Birkurgubu,”dedineredeysealaycıbirtonda.“Zamanmakinesi
mi?Gregoriobirromankarakterideğil,mahkûm.Vebiz,tiyatro
sahnesindedeğiliz.Bu,birmahkumunölümöncesihalüsinasyonuda
olabilir.Yadabirkaçışfantezisi.Geçmişideğiştirme...Geleceği
etkileme...Tanrırolüoynamaisteği.Dahaöncedegördük.Kırılma
eşiğindekizihinlerbutürsanrılarasıksıksaplanır.”
Graustadtloşodadavoltaatıpdurmayabaşladı.Mektup
cebindeydiamaoradadurmuyor,zihnindedurmadanyeniden
yazılıyorgibiydi.Birandurdu,gözlerinitavanadikti.Sonraeski
modeltelefonunahizesinikaldırdıvetekbirkelimesöyledi:
“Hegel.”
Sadecebirkaçdakikasonrakapıtıklatıldı.İçerigirenasistan,not
defteriyledimdikdurdu.

288
Graustadtdoğrudankonuyagirdi.
“Şubüyükmitingdeçıkanolaylarıhatırlıyormusun?”
“Hangisinikastettinizefendim?”
“Hanio…birkaçayönce.Bütünmeydantıklımtıklımdı.
Konuşmamınortasındapanikbaşladı.Birtürsabotegirişimi
olmuştu.”
Hegeltereddütetmedenbaşınısalladı.
“Evetefendim.İkikişivardı.Görüntükayıtlarındamaskeliydilerama
bedendilleriçoknetti.İçeriyenasılsızdıklarınıaslaçözememiştik.”
“Yaşları?”
“Sistemyaşlarınıonikiveonsekizgöstermişti.Amafizyolojik
veriler...çokdahayaşlıyılar.Belkiyirmibeşliyaşlarında.Tıbbi
analizletutarsızlıkvardı.Raporşüphelidiyearşivekaldırıldı.”
Graustadtderinbirnefesaldı.Elleriarkasındabirleşti.Yavaşça
pencereninolmayanyerindendışarıyıseyrediyormuşgibiyaptı.
Sonrayavaşçamırıldandı:
“Ben...onlarıunutmuştum.Bugünmektubuokuyanadek.Ama
sonrabirden—oçocuğunyüzü…Gregorio'nun.Ogünkü
görüntülerdekiyleaynıydı.”
Hegel’ingözleribüyüdü.
“Demeksizdeöyledüşünüyorsunuz...”
“Busaçmalıkgibigeliyor,değilmi?”dediGraustadtacıbir
tebessümle.“Zamandayolculuk.Yadaenazından...öylebirşeyin
imkânı.Amabumektup...Bumektup,sadecebirözürdeğil.Yapı
itibariylebir...itirafgibi.”

289
Hegeltemkinlibirsesleyaklaştı.
“SizceGregorio...ogünküsaldırganlardanbiriolabilirmi?”
Graustadtdöndü.Gözlerinde,karanlıklakarışıkbiraydınlanma
vardı.
“Osadecebirideğil,”dedi,sesineredeysefısıltıyadönmüştü.“O
veElvis.İkisi.Sistemdeyaşlarıtutmuyorçünkü...belkidesistemin
zamanıfarklı.Belkidebuyüzdenyaşlarıhiçbirzaman
hesaplanamadı.Çünkü...birdenfazladoğumtarihlerivar.”
Hegelyutkundu.“Sizce...gerçektenzamandabirkırılmamıvar?”
Graustadt,cebindenmektubuçıkardı,biranbaktı.Sonra,
gözleriniHegel’ingözlerinedikerekcevapverdi:
“Artıkşüpheyledeğil,delillekonuşmamızgerekiyor.Oeski
kayıtlarıgetir.Vebuçocuklarındosyalarınıda.Bugünedek
kaçırdığımıznevarsa...şimdibaşlıyor.”
Asistanbaşınıöneeğdi.
“Anlaşıldı,efendim.”
Sessizcegeriçekildi.Kapıyayöneldi,tokmağınazikçeçevirdi.
Kapıhafifçegıcırdayarakaçıldı.
Ardınabirkezdahabakmadandışarıçıktı.
BirkaçdakikasonraGraustadt,DoktorRichter’adöndü.
"Deneklekonuşmanınbiryoluvarmı?"diyesordu."Prosedürü
tamamendurdurmadan...Sadecebuanılarhakkındaonu
sorgulayabilirmiyiz?"

290
DoktorRichter,başınıikiyanasalladı.Yüzündekiifadenetti.
"Hayır,Artıkimkansız,"dedi."Faz3'ünilkaşaması,yanianıların
ayrıştırılmasıvezihinselyapınınçözülmesibaşladı.Süreçbu
noktadansonrageridöndürülemez.Onuşimdiuyandırmaya
kalkarsak,zihnitamamençöker.Elimizdesadeceaklınıyitirmiş,boş
birkabukkalır."
Graustadt,bucevabısoğukbirşekildekabullendi.Kolayyol
kapanmıştı.
"Tümanıları,tekbirkişiyiişaretediyor,"dediRichter."Makineyi
onagösteren,formüllerigören,herşeyibilenkişi.Kaynak...o.Bizim
'Subject7-E'olaraketiketlediğimizhedef."
Graustadt,direnişçilerinraporundaki"ElvisAshford"isminebaktı.
Oan,kozanıniçindekiGregorio'nunvarlığınıtamamenunuttu.Asıl
hazine,başkabirhücrede,sırasınıbekliyordu.
Artıktekbirhedefivardı.
"Tümhazırlıkları'Subject7-E'içinyenidenyapın.Laboratuvarı
onunzihninegörekalibreedin."
Kapıyadoğruyürürkensonemriniverdi.
"Onubanagetirin.Hemen."
SteingratBunkeri–BavyeraAlpleri,AltSeviyeToplantıOdası
Yataklardüzensiz,askeriüniformalartozluköşelerdeunutulmuş,
ocaklarsönmüştü.Duvarlarda,birzamanlarasılıduranharitaların
bıraktığısolukizlergünışığındaparlıyordu.

291
Askerlerininçoğuyakaranlıkhücrelerdeçürüyor,yadaisimsiz
mezarlardayatıyordu.Geriyekalanbiravuçsavaşçı,dağların
kuytularınadağılmış,herbirikendiyalnızlığınınağırlığıaltında
eziliyordu.Artıknebiremirzincirivardı,nedetoplanacakbir
meydan.
Sadecefısıltılardolaşıyorduköylere:"UDNASöldü"
Elvis’inbulunduğuodaserinvepusluydu.Duvarlarasinmiş
rutubetinüstünesigaradumanıyerleşmişti.Eskibirdemirmasanın
etrafındadörtadamoturuyordu:Elvis,Hermann,KayaveArmin.
Masanınortasındatekbirküllük,üçizmaritbirikmişti.Hermann
elindekisigaranınsonunubastıraraksöndürdü,külsertçedüşerken
sessizlikbirazdahaağırlaştı.
Hermann,gözleriniElvis'edikti:
“Radarkörnoktasıonyedidakikaydı.Elektrikkesintisiylebizim
hareketimizneredeyseeşzamanlıoldu.Altkesselgeçidininbuzoranı
yüzdeseksenbeşti—yinedeorotaseçildi.Budetaylarınhepsiplanın
içindeydi.VeGraustadtbizibekliyordu.Biribizieleverdi.”
Elvis,kısabiriççekişlecevapladı:
“Planıbençizdim,amauygulayanbizdik.TümUDNASbiliyordu.
Sadeceüçkişideğil,onaylıyediimzavardı.Butekkişininihanetiyle
açıklanacakbirşeydeğil.”
Armin,ellerinimasayakoydu,yüzündeöfkedeğilamaağırbir
sorgulamavardı:

292
“Banagörebusadeceihtimallermeselesi,Elvis.Sanainanmamak
içinkişiselbirnedenimyok.Amayaşananlartesadüfdeğil.Graustadt,
saniyesisaniyesinehazırdı.Bukadareşleşmeyi‘şans’diye
açıklayamayız.Oyüzden...ihtiyatlıolmalıyız.”
Hermann,başınısalladı.GözlerihâlâElvis’inüzerinde:
“Veoyüzdenburadayız.”
Kaya,sandalyesindenhafifçeöneeğildi.Sesisabitveiçgüdüseldi:
“Beniminancımbaşka.Elvis,jeneratörodasındamaymuncuğu
çalıştırmasaydı,içeridekalırdık.Dalonunbacağınıezdiğindebile
düşmanıoyalamayaçalıştı.Birhain,kendiniezdirmeyigözealmaz.
Amabirarkadaş...bunuyapar.”
Arminsessizkaldı.SonrabakışlarınıElvis'eçevirdi:
“Bunundafarkındayım.Amabenimgörevimduygularladeğil,
olasılıklarlakararvermek.Buyüzden...tedbirdiyorum.Netbir
suçlamadeğil.Amanetbirgüvendedeğil.”
Hermann,sigarayıtekraryaktı.Dumanıağırağırhavayayükseldi.
Sonrabaşınıkaldırdı:
“Oylama.”
“Bengözlemdenyanayım,”dediArmin.“İzoledeğil,amabazı
noktalaragirmemeli.Sınırlıerişim.Tedbirliolmalıyız.”
“Zincirlemeyelim,”diyeeklediHermann,sigarasınıbastırarak.
“Amaherhareketikayıtaltındaolacak.Gölgesiylebirlikte
yaşayacak.”
“Serbestkalsın,”dediKayahemenardından.“Amaizlenmeden
olmaz.Gözüzerindeolmalı.Adımattığıyerkayıtaltınaalınmalı.”

293
Elvis,öncebaşınıeğdi.Yumruklarınıdizlerindesıkıyordu.Sonra
gözlerinikaldırdı,sesikırılganlıklakarışıkbiröfkeyletitredi.
“Yanibenigözlemleyeceksiniz.”Durdu.“Planıbenyaptım,evet.
Amauygulayanbendim.Oçığlıklarıniçindekalan,üstünedaldüşen,
oradansağçıkanbendim...Şimdibana‘izleyelim’midiyorsunuz?”
Odadakihavaağırlaştı.
“Bennedenarkadaşımıonateslimedeyimozaman?”diyepatladı
birden.“Eğersatacakbiriolsaydım...bununiyeyapayım?”
Hermann,hafifçegeriyeyaslandı.Cümlesigeldiğindesessizlik
neredeyseçıtırtılıydı.
“Bilmiyoruz,”dedi.“BelkidebaşındanberiodaGraustadt’ın
adamıydı.”
Elvisyerindenfırlayacakgibioldu.AmaKayasessizceelini
kaldırdı,hâlâsakin:
“Yeter.”BakışlarınıHermann’açevirdi.“Bukadarınagerekyok.
“Suçsuzsandahi,inanmakbaşka,bilmekbaşka,”dediArmin,
gözleriniElvis’tenkaçırarak.“Sadeceeminolamıyoruz.Sadece...çok
şeyüstüstegeldi.”
Elvisnefesinituttu,sonraoturduğusandalyeyeyığıldı.Kimse
uzunsürekonuşmadı.Sadeceküllüktenyükselenincebirduman
vardı.Vegözlerinhiçbirzamantamamengüvenmeyenbakışları.
Küllüktekiizmaritlerartıkyanmıyor,sadeceboşlukkalmıştı.
SessizlikağırlaşırkenHermannayağakalktı,sigarasınındumanını
sonbirkezburnundanverirkenkonuştu:

294
“Çoğunlukkararıylasenibirsüreliğineizoleedeceğiz,Elvis.”
Elvisbaşınıkaldırdı,gözlerindehayalkırıklığı,öfkeveinkâr
birbirinekarışıyordu.
“Yanibukadarmı?Üçkelimeylebenibirodayamı
kapatıyorsunuz?”
“Geçici,”dediHermannsoğukça.“Birprosedür.Dışarıyla
bağlantınkesilmeyecek.Gözlemaltındakalacaksın.Bubir
cezalandırmadeğil.”
Elvisdişlerinisıktı,başınıöneeğdi.Sonraayağakalktı,gözgöze
geldiHermann’la.
“Peki.Madembanagüvenmiyorsunuz...Enazındanadamakıllı
izleyin.Neyapmadığımıiyigörün.”
Kapıaçıldı.İkigençsubaysessizceiçerigirdi.BiriElvis’in
arkasındadurdu.Diğeri,koridorunkaranlığınadoğruişaretetti.
Elvisyürümeyebaşladı.Kapıdançıkarkenbirandurdu,arkasına
bakmadankonuştu:
“Gregoriohâlâiçeride.Vesizhâlâyanlışkişiyekapıyı
kapatıyorsunuz.”
Ayakseslerikoridordayankılanırken,kapıağırağırkapandı.Kilit
sesiduyulmadı.AmaartıkElvisyalnızdı.
Karanlıkodanındemirkapısınınaltındansızanzayıfışık,Elvis’in
dünyasındakitekaydınlıktı.Odayailkgetirildiğinde,içerisinemlive
boğucuydu.Yertaşdöşemeydi,duvarlariseçıplakbetondandı.Nebir
pencerevardınedebirsaatsesi.Zamankavramıburada,sadeceiç
hesaplaşmalarınarasındaeriyipgidiyordu.

295
İlkgün,öfkesinikontroledememişti.Kapıyayumruklarattı,
bağırdı,içeridekimetalranzayıdevirdi.Sessizliktenbaşkayanıt
almadı.Hermann,kapınınardındanbirkezbilesesetmemişti.Her
sabahveakşam,yemektepsisinikapınınaltındansessizceiçeri
sürüyordu.Soğuk,tuzsuzbirçorba.Sert,bayatbirekmek.Vemetal
birbardakta,klorkokulusu.Geriyesadecesessizlikkalıyordu.
İkincigün...Elvis’inöfkesisuskunluğadönmüştü.Ranzayı
düzeltmişti.Duvarınaynıköşesineyaslanıpoturuyor,gözlerini
kapatıpbirsesduymayaçalışıyordu.Ayaksesi,insansesi,hattabir
sinekvızıltısıbilefarketmiyorduartık.Soğuk,kemiklerininarasına
sızmıştı.Ceketiniyastıkgibikullanarakdizlerineçekmişti.Uykuları
kısaydı,delikdeşikvehuzursuz.Amaasılyorgunlukbedendedeğil,
zihindeydi.
Zihni,oanılardankaçmakiçinbaşkabirana,osoğukgecedeki
arabadaoturduklarıanasığındı.Thomas'ıntelsizdekisesi...Veo
kahrolasıbelgeler.
Elvis,oanızihnindetekrarcanlandırdı.Dosyayıaçışı,sayfaları
çevirişi...Vekalbinebirbıçakgibisaplananosarıetiketlisayfa.O
anıokadarnethatırlıyorduki,sankifotoğrafhalagözlerinin
önündeydi.Yarısaydambirkozanıniçinde,bilincikapalı,
savunmasızbirhaldeyatankendiyüzü.Vealtındakioetiket:
"Subject7-E:ZamanyolcusuElvisAshford."
Buanı,bukorkunçgerçek,ikigündürzihninikemiriyordu.

296
Titreyenellerle,ceketininiçcebineuzandı.Parmakları,katlanmış,
kalındosyakağıtlarınadokundu.Belgelerhalaoradaydı.
Dosyayıçıkardı.Karanlıkta,kapınınaltındansızanocılızışıkta
sayfalarıçevirmeyebaşladı.Gözleriosarıetiketiarıyordu.Oanla,o
korkunçkaderiylebirkezdahayüzleşmekistiyordu.
Veişteoradaydı.Sarıetiketlisayfa.
Amasayfadakifotoğrafabaktığında,kanıdondu.
Zihnionabiroyunmuoynuyordu?Yorgunluktanveüzüntüden
hayalmigörüyordu?Gözlerinikapattı,tekraraçtı.Amagörüntü
aynıydı.
Fotoğraftaki...odeğildi.
Yarısaydamkozanıniçinde,huzurluamahüzünlübirifadeyle
yatanyüz,Gregorio'nunyüzüydü.
Altındakiyazı:Subject7-F:ZamanyolcusuGregorioVescari.
Direnişoranı:%0Tedavisonrası%0
Elvis’ingözleriocümleyekilitlendi.Dilikurumuştu.Boğazı
düğümlendi.Dudaklarıaralandıveneredeysebirgülümsemeye
benzeyenacıbirkıvrımlamırıldandı:
“Gregorio...”
Sesiçatlamıştı.Parmakuçlarıylakağıdınkenarınıokşadı,gözleri
Gregorio’nunkozanıniçindeyatışınıinceledi.Huzurluydu.
Neredeyseuykudaymışgibiydi.AmaasılElvis’isarsanşey,
fotoğraftakiyüzdeğil,altındakisoğuksatırlardı.
Direnişoranı:%0.
Tedavisonrası:%0.

297
Demek...hiçdirenmemişti.Kozayagötürülürken,birkerebile
karşıkoymamıştı.Netekmeatmış,nebağırmış,nekaçmaya
çalışmıştı.
Elvisfısıldadı:
“Hiç...direnmemişbile.”
Biran,bunuanlayamamışgibibaşınıikiyanasalladı.Gregorio
öylebirideğildi.Kolayvazgeçmezdi.Amasonra,mektupgeldi
aklına.Ovedası.Osessiz,boyuneğmişhali.Belkide...buonunson
savaşıydı.Sessizbirteslimiyet.
AmasonraElvis’ingözleri,satırlarınenüstündekiifadeye
yenidentakıldı:
Zamanyolcusu.
Kağıdıdahadayaklaştırdı.Gözleriniovuşturdu,birdahaokudu.
ZamanyolcusuGregorioMich.
Oan,içinikeskinbirşüphebıçakgibiyardı.Gözbebekleri
büyüdü.Kalbihızlandı.Fısıltıylakonuştu,sankibirionuduyacakmış
gibi:
“…Zamanyolcusu...”
Sonradahasert,neredeysetiksintiylesöyledi:
“DemekGraustadt…anlamış.Zamanyolculuğuyaptığımızı...
biliyor.”

298
Birandonakaldı.Düşüncelerbirbirineçarparkenzihni,patlayan
birdevregibiuğultuyaboğulmuştu.Gözlerinidosyadanayırmadan,
kendikendinesordu:
“Ama...nasıl?Nezamananladı?Hangibilgionuşüphelendirdi?
Gregorio’ylailgilibelgelerdemi?Yoksa…başkabirşeymioldu?”
Dosyayıyavaşçakucağınabıraktı.Karanlıkbirdüşüncesardı
içine.EğerGraustadtonlarınneredengeldiğinibiliyorsa...ozaman
sıradakihedef,sırfGregorioolmayacaktı.
Elinitekrariçcebinegötürdü.Aynıdosyadabaşkabelgelerde
vardı.Birşeyineksikolduğunuhissetti.Yadafazlalık.Sayfaları
hızlıcaçevirmeyebaşladı.
“Eğerbudeğiştiyse...başkanedeğişmişolabilir?”
Amaherşeyeskisigibiydi.
Oan,laboratuvardakibaskın,devrilenağaç,Gregorio'nunonu
itmesi...Hepsi,biryapbozunparçalarıgibiyerineoturdu.
Gregorio'nunohamlesi,sadecebasitbirkurtarmaoperasyonu
değildi.O,bilmeden,kaderinkendisinideğiştirmişti.Elvis'inkaderini
alıp,kendininkinionunyerinekoymuştu.
Elvis,elindearkadaşınınfotoğrafı,karanlıktafısıldadı:
"...Hayatımıkurtardı."
Sözleri,odanınsessizliğindedahayenikaybolmuştuki,
gözlemevinintemellerinisarsan,kulaklarısağıredenbirpatlamasesi
çokyakındangeldi.Betonzeminayağınınaltındantitredi,tavanından
üzerinetozvesıvaparçalarıdöküldü.

299
Elvispanikleyerindenfırladı.Kafasınıyukarıkaldırdı.Yukarıdan
gelenhomurtular,ağırmetalinçatlaması,taşlarındevrilmesi…Bunlar
rastgelebirsaldırınınseslerideğildi.Bu...bilinçlibirçökertmeydi.
Sonraduydu.Derindengelenbirmotoruğultusu.
Yavaşça,öncezemintitreşmeyebaşladı.Ardından,gözlemevinin
kuzeyduvarıboyuncabirçatırtıyayıldı.Sankidevbiryaratık,
betonuniçindenpençeleriylekazıyarakilerliyordu.Birkaçsaniye
sonra,Elvis’inbulunduğuodanıntavanındankocabirbetonparça
koparakyereçakıldı.Yüzünetozveküçüktaşlarsıçradı.
Kapınınarkasındangelen,tizliğinibastırmakiçinçaba
harcamayan,sakinamakorkunçbirsesyankılandı.Nebağırıyordune
aceleediyordu.Sankiherharfiöncedenhesaplanmıştı.Hersözcüğü,
birbıçağınkeskinliğiyleyerinibuluyordu:
“ElvisAshford...İçinizde.”
SesintonuElvis’inkanınıdondurdu.Tanıyordubusesi.Ona
televizyondan,kayıtcihazlarından,afişlerdendeğil—birfelaketin
ortasındangelentanıdıkbiruğultugibigeliyordu.
Graustadt.
Sesdevametti.Artıktümgözlemevionudinliyordu:
“Bizeonuverin.Kendiözgüriradesiylegelirse...kalanınız
hayattakalır.”
Kısabirsessizlikoldu.Sankiherkesduyduklarındansonra
birbirinebakıyordu.Ardındanaynıses,birkezdahaçelikduvarlardan
yankılandı—busefertehdittonunusaklamadan:

300
“Ondakikanızvar.Elvis’ibizeverin...kurtulun.”
Elvis’innefesihızlandı.Yumruklarısımsıkıoldu.Tümgözlemevi
onunyüzündençökmeküzereydi.Gregorio'nunbedeliylehayatta
kalmıştı,amaşimdisıranınkendisinegeldiğiniçokiyibiliyordu.
Gözleriniyeredikti.TozlarıniçindehâlâGregorio’nunkoza
içindekiofotoğrafıvardı.Parmakları,kağıdıyerdenalırkentitredi.
Fısıltıylamırıldandı:
“Beniistiyorlar.”
Kapıyayaklaştı.Avuçlarınıdemireyasladı.Gövdesi,patlamaların
şokuylasarsılanodadabiranhareketsizkaldı.
“Ama...”dedikendikendine.“Gregoriogibi...sessizce
gitmeyeceğim.”
Elvis,şoklayerindenfırladı.Azöncekihüzünlüvedurgunruh
halindeneserkalmamıştı.Adrenalin,damarlarındabirzehirgibi
yayıldı.Dışarıdan,boğukbağırışlarveardındanhemenbaşlayansilah
seslerigeliyordu.
Kilitlidemirkapıyabütüngücüylevurmayabaşladı.
"HERMANN!AÇKAPIYI!Saldırıaltındayız!
Amacevabı,sadecedışarıdakisavaşınartangürültüsüvekendi
adamlarınınpanikdoluseslerioldu.
Aniden,kapınınsürgüsüdışarıdangürültüyleçekildivebiromuz
darbesiyleardınakadaraçıldı.Karşısında,yüzübarutisivetozla
kaplanmış,gözleridehşetleparlayanHermannduruyordu.
"Elvis!"diyebağırdı."Budelilik!Neden?Nedenbütünbir
orduyubudağınbaşınayığıpözellikleseniistiyor?"

301
Elvis,gözleriniHermann’ınkinedikti.Tozlakaplıalnındanince
birtersüzülüyordu.Sesititrekamakararlıydı:
“Çünkü...Graustadtartıkbiliyor.Zamanmakinesiniistiyor.
Sadecebenideğil—benimlebirliktegeçmişi,geleceği,herşeyiele
geçirmekistiyor.”
Hermannbiranirkildi.Gözlerindekişok,korkuylakarışıkbir
öfkeyedönüştü.Dışarıdangelençatışmasesleriiyiceyaklaşmıştı.
“Nasılanladı?”dedi,neredeysebağırarak.“Senin...omakineyle
birbağınolduğununeredenbiliyorolabilir?”
Elvis,titreyenparmaklarıylakendifotoğrafınıgösterdi.
“Gregorio...obanahayatınıverdi.Amagiderkenbirşeydahaverdi.
Biriz...Graustadtonuçözmüş.Şimdisıradakibenim.”
Birandurdu,gözlerikaranlıkkoridorakaydı.Sonrabakışları
tekrarHermann’adöndü.
“Napacağız?Biziburadakıstırdılar!Sığınakgidecek,herkesle
birliktebendeyanacağım!”
Hermannderinbirnefesaldı,geridöndüvekoridorunköşesine
doğrukoştu.Orada,paslıbirmetalpanelihızlasöktü.Altındançıkan
darbirgeçidigösterdi.Karanlıktı,amaserinbirrüzgariçeriesiyordu.
“Burada,”dedi.“Acilçıkış.Eskibirservishattı.Yukarı,dağın
eteklerineçıkar.Birçiftçikulübesineaçılıyor.Takipedemezler.”
Elvisbirandurdu.İçgüdüleri,kaçmaklasavaşmakarasında
parçalanıyordu.GözlerihâlâGregorio’nunfotoğrafındatakılıydı.

302
Elvisbirandurdu.İçgüdüleri,kaçmaklasavaşmakarasında
parçalanıyordu.GözlerihâlâGregorio’nunfotoğrafınatakılıydı.
Sonrabaşınıkaldırdı,nefesinituttuvegeçideyönelmeküzerebir
adımattı.
TamosıradaHermanntekrarkonuştu:
“Armand,Kaya,diğerleri…senibekliyor.Üstkatta,mühimmat
odasınınarkasındakitüneldetoplandılar.Çıkışplanınıkonuşuyoruz.
Amavaktimizyok.Seniorayagötürmemgerek.”
Elvis’ingözleribüyüdü.“Benihâlâistiyorlarmı?”diyesordu,
sesineredeyseboğuk.
Hermannbiranduraksadı.“Kayasenisavundu.Armandda.
Seniniçintartıştılar.Biribilegeriadımatmadı.Veşimdi…senibu
cehennemdençıkarmakiçinbekliyorlar.”
Elvisbaşınıeğdi,dudaklarınısıktı.Parmaklarıhâlâdosyayı
kavrarken,gözlerikaranlığaalışmayabaşlamıştı.
Dışarıdanbirpatlamadahageldi.Yersarsıldı.Koridorun
ucundakifloresanlambalarkısacayanıpsöndü,sonratamamensöndü.
“Zamanyok,”dediHermann.“Yürü.”
ElvissonbirkezGregorio’nunfotoğrafınabaktı,sonradosyayı
ceketininiçinesoktu.Başınıkaldırdı,gözlerikararlıydıartık.
Sarsılmıştı,amaçökmemişti.Gregorio’nunvedasıylabaşlamıştıbu
yolculuk,amaşimdionunseçimiyledevamedecekti.
“Elimdennegeliyorsa,”dedi.“Sonunakadar.”
Hermannbaşınısalladı.“Aynenöyle.Şimdikoş.”

303
İkisibirliktedargeçidedoğruatıldılar.Arkalarında,sığınağın
kalınduvarlarındayankılanançığlıklar,patlamalarveotekinsizsesin
yankısıkaldı.
Graustadthâlâbekliyordu.AmaElvisartıkkaçmıyordu—
gideceğiyere,kendiiradesiyleilerliyordu.
Duvarınötesindengelenilksarsıntıyla,eskibetonuniçinegömülü
paslıraflarzangırdamayabaşladı.Tavandanincebirtozdöküldü.
Sığınakartıkbirsığınakdeğildi—birtuzağadönüşüyordu.
Kapıaçıldığındaiçeridekilerilkpatlamanınyankısıylairkildi.
Elvisgirdiönce.Nefesihızlıydıamayüzütaşgibiydi.Kir,terve
aceleylesıvanmışbiröfketaşıyorduüstünde.ArdındanHermann
belirdi.Adımlarındaaceleyoktuamagözleri,zamanıniçindençıkıp
gelmişbirininbakışıydı.Çenesininyantarafındakabuktutmuş,kızıl
lekelerleörtülübiryaraizivardı;sankibirömrüsusturmakiçinoraya
damgalanmıştı.
“Graustadtondakikaverdi,”dediElvis,kapıyıarkadan
kapatırken.“Üçügittibile.”
Armin,mühimmatkutularındanbirininiçinikontrolediyordu.
Duvardaasılıharitayıgözucuylayokladı.“Anakaçışkoridorunu
engellemişler,”dedi.“Kuzeydoğutünelihâlâaçıkmı?”
“Açık,”dediHermann.“Amanekadardahadayanır
bilmiyorum.”
Kayasustu.Zatensusarakanlaşanbiriydi.Mühimmatyeleğine
sonbirbombataktıktansonra,gözleriniElvis’eçevirdi.Oandayer,

304
derinlerdengelenbaşkabirpatlamaylayenidensarsıldı.Tavanın
üstündeneskibirprojektörsarktı,halatıçatırdadı.
“Cephaneyialın.Hafifolun,”dediElvis.“Ağırolanyoldakalır.”
Dakikalar,askeribirdisiplinlegerisayıyordu.Tünelkapağıaçıldı,
içeriçürümüşdemir,rutubetvetozkarışımıbirhavadoldu.Kaya
önceatladı,ardındanArminveHermann.EnsonElvisgirdi.Tünel,
karanlıkbirmidegibiyutmuştuhepsini.
İlkbirkaçdakika,sadeceayakseslerivenefesleryankılandı.
Zeminkaygan,duvarlarçatlamıştı.Bazıyerlerdetavandansu
damlıyordu.Derinlerdengelenbirsarsıntıdaha,birçatlağıbüyüttüve
geridekiduvardaminikbirçökmeyaşandı.Yinedekoşuyorlardı.
Birvirajıdöndüklerinde,Elvisanidenarkasınadöndü.Nefesihâlâ
hızlıydı.“Şimdineyapacağız?”dedi.“Patlamadankaçmak
yetmeyecek.Sıradanevar?”
Hermanndurmadı,koşarkencevapverdi.“Birineulaşacağız.
Başkaseçeneğimizyok.”
“Kimbu?”dediElvis,sesitüneliniçinibıçakgibiyardı.“Kime
güveniyoruzbukadarkörlemesine?”
“Külboğaz,”dediHermannkısaca.İsim,tünelinnemli
duvarlarınaçarpıpgeridöndü.
Armin’inyüzübirankarardı.“O…oöldü,”dedi.“Yıllarönce.
Faz2arşivyangınında.Halberd.LorenzHalberd.Bengördüm
raporları.Onuyakaladıklarında…”
“Raporlaruydurulabilir,”dediHermann.“Amabazıadamlar
vardırki,seslerikesilincebileizlerikaybolmaz.”

305
Kayabaşınıçeviripbaktı.“Niyeşimdi?Nedenbuncayılsonra?”
Tünelinilerisindebirkıvılcımsıçradı.Eskimişbirkablo
kendiliğindentutuştu.Karanlıktabirkaçsaniyeparladı,sonrasöndü.
“Elvis,”dediHermann,hızınıhiçkesmeden.“Halberd,Faz2’nin
beyinlerindenbiriydi.Beyinkatmanlarınıçözenilkekipten.Gri
Kucakiçinçalıştıbirdönemamasonra...Graustadt’ındeneylerinin
insanlaraneleryaptığınıgördü.Gönüllüolmadıklarıhâldedenek
halinegetirilensivilleri.Bozulmuşzamanı.”
“Vesustu,”dediArmin,“Yaniherkesgibi.”
“Hayır.Susturuldu.”Hermann’ınsesiartıknefeslekarışıktı.
“Kaçmakistedi.Arşivmerkezinden.Amayakaladılar.Orada…ses
tellerinekadarherşeyiniyaktılar.Konuşamasındiye.Ama...bir
şekildekaçtı.Oyangındancanlıçıktı.”
“Veşimdi?”diyesorduArmin.“Şimdimidöneceksahneye?”
“Çünküartıkbaşkaçaremizyok,”dediHermann.
Elvisbiransustu.Tünelinduvarınaçarpanbirtaşparçasısıçrayıp
omzunageldi.Sarsıldıamadurmadı.“Gelecekteykenbiraz
araştırmıştım.Birgazatedeyangındanöldüğünüokudum.Eğerhâlâ
hayattaysa,”dedi,“vebuişiniçindeyse…nedenbukadarzaman
bekledi?”
Hermann’ınyüzündegölgelerlekarışıkbirgülümsemebelirdi.
“Çünkükonuşmak,bazenseniöldürür.Amabeklemek,seni
görünmezyapar.”

306
Kaya,öndekidemirdestekkolonlarındanbirininçatladığınıfark
etti.Eliyleişaretetti,dörtkişiyavaşlayıpyanakaçtı.Arkalarında
kolonağırbirgürültüyleyeredevrildi.
“Yanibizşimdibirhayaletemesajmıyollayacağız?”dediArmin.
“Hayır,”dediHermann.“Bizbirhayalettenyardımisteyeceğiz.”
Tamoanda,tünelinyukarısındanbirçatırdamageldi.Ardından
sankibirdev,yerinaltınıyumruklamışgibikocabirgürültü.
Kayabağırdı:“Yatyere!”
Amaçokgeçti.Betonundevbirparçası,çatlayanbirtavanı
izlercesineaşağıindi.Tozbulutuyükseldi,sarsıntıylabirlikteElvis
sendeledi,Kaya’nınüstünedüşmemekiçinkendiniyanaattı.Göz
gözügörmezolmuştu.Ardındanbirçarpmasesi,biretintaşla
buluşmasıgibi—vesessizlik.
“Hermann?”Elvis’insesiboğuktu.
Fenerışığıbulanıkbirdumanıniçindenilerledi.Kayaöneatıldı,
taşlarınarasındanuzanmışbirkolbuldu.Sessizcedizçöktü,eliyle
kolukavradı.Soğuktu.Dirsektenyukarısıyoktu.Yanıklarlakaplı
gövdeneredeysetanınmazhâlegelmişti.
“Elvis…”dediKayakısıkbirsesle,“ölmüş.”
Elvisbirşeysöylemedi.ParmaklarınıtitreyerekHermann’ın
omzunakoydu.“Yinedeteslimolmadangitti.”
Tamosıradabirbaşkainlemegeldi.Buseferarkadan.
“Yardımedin!”

307
Armand’dı.Birbaşkaçökme,tamarkasındaolmuştu.Kayaışığı
çevirdi.Armand'ınsağbacağı,kalçadanaşağısıdevbirbeton
parçasınınaltınagömülmüştü.
“Sıkıştım…hareketedemiyorum!”dediArmand,sesititrekti.
Elvishemenyanınaçömeldi,betonukaldırmayaçalıştıama
kıpırdamadıbile.Kayadadizçöktü,betonunkenarınayüklenmeye
çalıştı.
“Elvis,”dedifısıltıyla,“zamanaoynayamıyoruz.Graustadt
tepemizebinecek.Buşeyhareketetmiyor.Yapabileceğimiztek
şey...”
Elvisgözlerinikısmıştı.“Kesmek.”
Kayabaşınısalladı.“Evet.”
Armandpaniklebağırdı:“Ne?Hayır!Hayır,yapamazsınız!Ben
yürü—”
“Öleceksin!”Elvis’insesisertti.“Yaşimdikeseriz…yada
buradakalırsın.”
Kayasırtçantasındankısakeskiyiveküçüktestereyiçıkardı.
“SanamorfinverememArmand.Hızlıolmalı.Eliniısır,bağırma.”
Elvispantolonunuyırttı,birparçasınıArmand’ınağzınatıkıştırdı.
“Hazırol.Saymayabilegerekyok.”
Armandgözlerinikapattı.Dişlerikumabastırıldı.
VeElvisbaşladı.

308
Kayabastı,tutupkaldırdı.Kemiksesigeldi—acı,Armand’ın
boğazındanhayvanîbiriniltiylefışkırdıamayutkunmuştu,çığlık
atamamıştı.Kesikanidensonbuldu.Bacakartıkoradadeğildi.Kaya
hementurnikeyisardı,bağladı.Elvis,Armand’ısırtladı.
“ŞimdiElvisvebensenidealıpkoşuyoruz.Sonunakadar.
Hermanngitti.Birdahakimseyibırakmayacağız.”
Tünelçatlamayadevamediyordu.GerideHermann’ınbedeni,
betonunaltında,sessizceyatıyordu.Külboğaz’agidenyolaçılmıştı.
Acıyla,kanlaveküllerle…
Tünel,artıksadecekaçışyoludeğil;birsınavdı.Heradım,bir
gömüyüuyandırıyorgibiydi.Çatlaklardansızansoğuk,metalin
keskintadıylakarışıyor;hernefesbiranıya,biryüklenmeye
dönüşüyordu.
Elvis,Armand’ısırtındataşırkenöneeğilmişti,omuzları
titriyorduamahızıdüşmüyordu.Kayaöndengidiyor,feneriyleyolun
engüvenliçizgisinibulmayaçalışıyordu.Işık,yeryertavanın
kıvrımlarındaboğuluyor,bazendeansızınbirdamlayla,çamura
bulanmışbirayakiziyleaydınlanıyordu.
“Buyol…”dediKaya,geriyebakmadan.“Doğruysa,yaklaşıkbeş
yüzmetresonraikincibölmeyevarmalıyız.Oradahavatemizleme
şaftlarıvar.Belki...belkibirsinyalgönderebiliriz.”
Elvis'insesi,dişlerininarasındansızanbirlanetgibiydi.“Belki.
Ama‘belki’lerbitiyor,Kaya.Hermann’ınöldüğüyerdehâlâtereddüt
edemeyiz.”
Kaya,cevapvermedi.Amaadımlarınıhızlandırdı.

309
Tünelinduvarlarışimdiiyicebozulmuştu.Bazıyerlerdeiçsıvalar
dökülmüş,kablolardışarıfırlamıştı.Yeryerduvarlarıkaplayan
yazılargözüküyordu—kimisininrengisilinmişti,kimisihâlâcanlıydı.
“Faz3–H9”,“Denek61”,“KayıpZaman:14.04.2159”…Gerçek
tarihlermi,yoksayalnızcadelirmeninnotlarımıydı,bilinmiyordu.
BirnoktadaElvissendeledi,Armand’ıneredeysedüşürecekti.
Amadurmadı.Dişleriyledudaklarınısıktı,biradımdahaattı.
“Onunasıltutacağızhayatta?”dediKaya.“Buşekildefazla
ilerleyemeyiz.”
“Elimizdenevarsaonunla,”dediElvis.“Vebirazşans.”
Armand,sırtında,hafifçehomurdandı.Kendindedeğildi;bilinci
gidipgeliyordu.Amahâlâyaşıyordu.Buyeterdi.
Koridorbirkezdahadaraldı.Buseferbaşlarınınüzerinden
geçmelerigerekenkalınbirkirişvardı—yarıeğilmiş,neredeyse
çökmüş.Kayaaltındangeçti,ElvisdedikkatleeğilipArmand’ı
koruyaraksürüklendi.
Sonunda,tünelbirazgenişledi.Duvarlarınkıvrımıburadadaha
farklıydı;sankibubölümdahasonraeklenmişti.Kayalardaha
nemliydi,paskokusudahayoğundu.Duvaragömülüpaslıbirlevha
vardı:“Y9ŞAFTI–YETKİSİZGİRİŞLERYASAKTIR”
Kaya,feneriyleetrafabakındı.“Burası,”dedi.“Eskihavalandırma
odası.Belkiburadanyukarıçıkışbuluruz.Yadaenazından,
Külboğaz’amesajbırakacakbirşey.”

310
Elvis,Armand’ıyavaşçayereindirdi.Nefesihızlıydı;alnındanter
damlıyordu.Gözleriniduvarlaraçevirdi,sonratavana.Zaman,sanki
burayıdaçürütmüştü.
“Biryereulaşmalı.Bukadarkan,bukadaryıkım...boşa
gitmemeli.”
Kaya,çantasınıaçtı.İçindenküçükbircihazçıkardı;sinyalverici
değil,eskiusulbirmekanikkayıtçıydı.“Elektronikhiçbirşeysağlıklı
çalışmazburada,”dedi.“Amabu...buseskaydeder.Belkionu
bulacakolan,hâlâhayattaolanbiriolur.”
Elvisbaşınısalladı.“Kaydet,”dedi.“Herşeyi.”
Kaya,cihazıçalıştırdı.Hafifbirkliksesiduyuldu.ArdındanKaya
konuşmayabaşladı,amasesiöfkeyledeğil,neredeysefısıltıylageldi:
“Burası,Y9Şaftı.Elvis,Kayave...Armand.Hermannöldü.Eğer
bukayıtıdinliyorsan,senitanımıyoruzamasendebizitanımıyorsun.
Yinedeaynıcehennemipaylaşıyoruz.LorenzHalberd’i—Külboğaz’ı
arıyoruz.Eğerbusesonaulaşırsa,bilsinkihâlâumuttaşıyanlarvar.
Direniş,düşmedi.”
Elvis,kaydıdurdurdu.Gözlerikapalıydı,amaellerihâlâyumruk
gibiydi.“Hadi,”dedisonra.“Bukayıtburayakalacak.Bizdevam
edeceğiz.”
Kaya,cihazıduvarınküçükbiryarığınayerleştirdi,ardından
metalbirkapaklaörttü.Sonbirbakış,geridebıraktıklarına...
Hermann’ınbedenine,çöküktaşlara,kanvekülkokusuna.
Elvis,Armand’ıyenidensırtladı.Bukezbirkelimeetmedi.
Yalnızcayürüdü.Kayadaonuizledi.

311
Tünel,sankisonsuzluğaaçılıyorduartık.Yoldüzdeğildi—bazı
yerlerdeçökmüş,bazıyerlerdeiseeğilmişti.Tavandaninenkalınbir
kablo,Armand’ınhemenyanındansarkıyor,ucundakibakırtelden
hâlâkıvılcımlaratıyordu.Elektrik,biryerlerdehâlâkıpırkıpırdı.Bu
iyimikötümüydü,kimsebilmiyordu.
Elvisileriyedöndü,feneribirazyukarıkaldırdı.
Önlerindesadecebireğim.Amaeğim,taşlarınarasındansızan
soğukbirrüzgârlabirliktebirşeysöylüyordu.Özgürlükgibikokan,
dışarıdangelen,topraklakarışmışbirhava…
“Burayakadargeldik,”dedifısıltıyla.“Artıkdönmekyok.”
Kaya,fenerielindenaldı,önegeçti.Solgunışık,kıvrımlıduvarda
dansetti.BiranlığınaElvis,kayanınçizdiğigölgelerdebirşey
gördüğünüsandı—amahayır.Korkunun,yorgunluğunveumudun
birlikteördüğübirhayalsadece.
Yürümeyebaşladılar.Adımları,artıkkaçıştançokkabulü
taşıyordu.Geridebırakılanları,söylenmemişcümlelerivekaybolmuş
zamanı.
Tünel,sonbirvirajlagenişledi.Taşlarburadadahagevşekti;bir
patlamanınkenarındangeçiyormuşgibi.Kayadizlerininüzerine
çöktü,elleriyletoprağıyokladı.
“Nemli,”dedi.“Dışarısıyakın.Belkibirkaçmetre.”
Elvis,Armand’ıdikkatlicesırtladı.İniltisiz,sessizbiryükoldu
adam.Yoladevamettiler.

312
Derken,biresintidaha.Buseferserindeğil,serbestti.Sankibir
nefesgibiiçerigirdi.Kaya,cebindenminikbirpusulaçıkardı.İğne
oynuyordu.
“Manyetikalanbozulmuş,”dedikendikendine.“Amabuiyiye
işaret.”
Vesonra:önde,tünelinucundabiraçıklıkbelirdi.
Kayaöneatıldı.Dizleriylesürünerekaçıklığaulaştı.Gözleri
kısıldı,sonraaçıldı.Birgülümsemedeğil;amahayatınyeniden
nabzınıtutanbirbakış.
“Elvis…”dediboğukbirsesle.“Gökyüzü.”
Elvis,Armand’ıdikkatleyereindirdi,sonrakendinioaçıklığa
doğrusürükledi.Dışarıyabaşınıuzattığında,geceyigördü.Netam
karanlık,nedesabahadairbirumut.Amayıldızlarvardı.
Bozulmamış,hâlâonlarınolmayanyıldızlar.
Hiçkonuşmadılar.
Sadecebirerbirerçıktılardışarıya.
Elvis,açıklığınkenarınaulaştığındaArmand’ıomzundanindirdi.
Taşzeminedikkatlicebıraktıonu;amaadamınbaşıkontrolsüzce
yanadüştü.Sessizlik.
“Elvis,bekle—”dediKaya,dizleriüstündesürünerekyanına
geldi.Elvis’inyüzü,Armand’ınsolgunçehresinedönüktü.Biran
durdular.Havanıniçindekiotoprakkokusu,yıldızlarlabirliktegelen
rüzgâr…hepsianlamınıyitirmişti.
Elvis,Armand’ıngöğsünekulağınıyaklaştırdı.“Hiçbirşey
duymuyorum…”

313
SonraelleriniArmand’ınyanınagötürdü.Parmaklarınıhafifçe
bastırdı.Kanhâlâsızıyordu.Amasıcakdeğildiartık.
“Bayılmış…belkidahafazlası,”dediKaya,boğazı
düğümlenmişti.
Elvisgözlerinikıstı.“Hayır.Hayır,oyaşıyor.Sadece…çok
kaybetti.Çokfazla.”
Amasesi,inancındandahagüçsüzdü.
Birdendizlerininbağıçözüldü,yereoturdu.Armand’ınalnındaki
terisilerkenellerititriyordu.Kayahafifçeadamınkarnınabastırdı,
kanlabulanmışsargıtekrarıslandı.
“Onayardımetmeliyiz.Şimdi,”dediKaya.“Dışarıdabirşeyler
bulmalıyız—birtaşımaaracı,birizcibirimi...kimolursa…”
Elvisbaşınıkaldırdı.“Götüreceğiz,”dedikısıkbirsesle.“Onu
buradabırakmakyok.Oburayakadargeldi.”
Cevapbeklemedi.KollarınıyenidenArmand’ınaltınageçirdi.
“Hazırsan,gidiyoruz.”
VebirkezdahaArmand’ısırtladı.
Tamosıradabirçıtırtı.
Toprağınbirazötesinde,taşlarınardındabirhareketlenmeoldu.
Fakatokadardoğaldıki...birrüzgârındevirdiğidalmıydı,yoksa
birininnefesimi,ayırtedilemezdi.Kaya’nınelindekifenerbiranda
söndü—nekırıldınedeyeredüştü.Sankibiri,feneriniçindenışığı
alıpsöndürmüşgibiydi.
“Elvis?”dediKaya,gözlerinikısmıştı.“Buradabiri—”

314
Sesyarımkaldı.
Elvisarkasınıdönerkenyalnızcabirgölgegördü;gözhizasında,
yıldızlarlataşlarınarasındasalınanbirkaraltı.Vesonrabaşınainen
birdarbe.Nemetalinparıltısı,nedesaldırganınnefesivardı.Sadece
mutlak,şaşırtıcıbirhızdagelensessizlik.
Elvis’inbilinciyıldızlarlabirliktegeriyeçekildi.
Kayaisebirşeysöylemeyeçalıştı,fakatağzınıaçamadankaranlık
onudayuttu.Direnmeyeçalışmadıbile.Tünelinuğultususankihızla
uzaklaştı,bedenindenbirbaşkabedenegeçergibibirhis…sonraoda
yerekapaklandı.
Armand,baygınbedeniylekenardayatarkenbaşucunabirçiftbot
yaklaştı.Sessizce.Botunsahibininyüzügörünmüyordu—görünmeye
gerekyoktu.Sadecebaşınıeğdi,Armand’abaktı.Elindekicihazla
kısabirtitreşimgönderdi.Minikbirsinyal...vesonrahiçbirşey.
Gökyüzühâlâoradaydı.
Amaartıkonlarıizlemiyordu.
Gözleri,başkabiryereçevrilmişti.
Zaman,birörtügibiüzerineçökmüştüElvis’in.Bilincingeri
gelişibirdüştenuyanmakgibiolmadı;dahaçok,derinveuzunbir
geceninardındangelengribirsabahabenziyordu.Gözkapakları
ağırdı,dilidamağınayapışmıştı.İlkfarkettiğişey:taşdeğildi
altındaki.Yumuşakbiryüzey.Birbattaniyebelki.Vehavadabir
nem…amarutubetdeğil,sterilbirserinlik.

315
Gözleriniaraladığındatavanıgördü.Taştandeğildibu;düz,koyu
renkli,metallekaplanmışgibiydi.Köşedengelenincemavibirışık,
solukalıpverişinibelliedecekkadarazdı.Başınıçevirdi.
Kaya,hemenyanındakibaşkabiryataktayatıyordu.Odayavaş
yavaşuyanıyordu.Kaşlarıçatılmıştı;biranlıkrefleksledoğrulmak
istergibiolduamabaşıtekraryastığadüştü.
“Elvis?”dedi,sesiyorgunamapanikdoludeğildi.
“Buradayım,”dediElvis,boğazınıtemizleyerek.“Sanırım...
ölmedik.”
Birsüresessizlikoldu.Sonraikisideneredeyseaynıanda
kalkmayaçalıştı.Elvis,başdönmesinibastırmakiçingözlerinikapattı.
Sonraayaklarınıyereuzattı;sıcakbirzemindi,garipşekilde
konforluydu.Ayaktadurduğunda,odanınbirköşesinde,şeffafbir
panelinarkasındabekleyenbirsiluetgördü.
“Kapı...”dediKayafısıltıyla.
Vekapıgerçektende,sankionlarıduymuşgibi,sessizceyanaaçıldı.
İçeriyegirenkişisilahlıdeğildi.Beyaz,sadebirüniforma
giyiyordu;üzerindehiçbirrütbe,sembolyoktu.Yüzüifadesizdiama
tehditkârdadeğildi.Elindekiküçükrapordanbirşeylerebaktı,sonra
başınıkaldırıpkonuştu:
“Hoşgeldiniz.Korkmanızagerekyok.Güvendesiniz.”
Elvis'ingözlerikısıldı.“Neredeyiz?”
“Gereklibilgilerbirazdanverilecek.Sizigörmekisteyenbirivar.”

316
KayaveElvisbakıştılar.Ardından,hiçbirsilahtehdidiolmadan,
sessizcekoridoraalındılar.
Geçtikleriyerlerpürüzsüzdü,duvarlartitrekbirışıkla
aydınlatılmıştı.Herşey,Graustadt’ınlaboratuvarlarındakisoğukluğa
benziyorduamaburası...dahainsaniydi.Kokular,sesler,hatta
havadakielektrik—hiçbirşeytehditetmiyordu.
Sonundagenişçebirodayageldiler.İçeride,duvarboyunca
dizilmişbirkaçpanelvebirmasavardı.Masanınardındabiri
oturuyordu.Sırtıdönüktü.Solyanındaisebirsandalyedehâlâbaygın
haldeolanArmandyatıyordu;yüzüdahaiyigörünüyordu,sargıları
değiştirilmişti.
Sonundadöndüadam.Vekonuşmadı.Konuşamıyordu.
Amayüzündekiifade,herşeyianlattı.
Boğazınasarılmışgribiratkı,sestellerininparçalandığıogeçmişin
hatırasıgibiydi.
Elvis’inkalbihızlandı.
Kayabiradımgeriçekildi.
“LorenzHalberd,”dediElvis.“Demekburadaydınız…”
Elvisadımattı,yaklaşırkenLorenzhafifçebaşınıkaldırdı.İnce,
titrekelleriylekendiatkısınıyavaşçaaraladı;boğazındakiderinyanık
iziortayaçıktı.Nefesalmaktazorlanıyordu,kelimelerboğazında
hapsolmuştu,konuşamıyordu.
Elvis,alçakbirsesle,“Gerçektenkonuşamıyorsun…”dedi.
Lorenzsadecebaşınıhafifçesalladıveatkısınıtekrarkapattı.
Yanındaduranadamküçükbirdefteruzattı.

317
Lorenz,defterialdı.Parmaklarızayıf,eklemleribelirgin,titreyen
ellerleilkkelimeleriyazmayabaşladı.
Yanındakiadamsesinihafifçeyükselterekkonuştu,amametni
ezberlemişçesinesadeveduygulubirtondaokudu:
“Durumunuzuöğrendim.Graustadtbaskınyapmış.Arkadaşınız
yaşıyor.Meraketmeyin—onunlailgileniyoruz.”
Lorenz,defteritekrarçevirdi,birkaçsatırdahaekledi.Kalemi
bırakırkengözleriElvis’ingözlerinekilitlendi.
“Sinyalinizialdım.Takipettimvesizibuldum.Burayaulaşmanız
kolayolmadı,biliyorum.Amaartıkyalnızdeğilsiniz.Buradaki
herkes—görünenvegörünmeyen—aynıkaranlığakarşısavaşıyor.”
Lorenzbaşınıeğdi,boğazındakiatkıyıyenidensıktı.Geriye
sadecenefesalışverişikaldı.Sankikendisesininyerini,artık
başkalarınınsözcüklerialmalıydı.Yanındakiadamdefteribirkez
dahaçevirdi,sonyazılanlarıokudu:
“Zamandaralıyor.Heradımınızizleniyorolabilir.Amahâlâvakit
var.Buradansonraneolacağı,sizinlebirlikteyazılacak.Küllboğaz...
artıksadecebirlakapdeğil.Direnişinkalbiburadaatıyor.”
Elvis,kelimelerbitincebaşınıyavaşçasalladı.İçindebirşey
düğümlendi;amaaynızamandaçözülmeyebaşladı.
Lorenz’edoğrubiradımattı,sesikısıkamakararlıydı:
“Senhâlâburadasın.Demekki,bizdehâlâumutedebiliriz.”
Lorenz,cevabensadecegözlerinikırptı.Belkibironay,belkibir
teşekkürdübu.

318
Armand,bulunduğuyerdenhafifçeinledi.Kayahemenyanına
eğildi.
Armand,gözleriniyavaşçaaraladı.ÖnceKaya’yıtanımamışgibi
baktı.Sonrabirden,bembeyazolmuşyüzüyleirkildi.Gözleri,
vücudunungerikalanınıtaradı—vebirandaçığlığıbastı.
“NERDE?!”
Çığlık,tünelinduvarlarındayankılanmadı.Tersine,içeriçöktü.Ses,
içeridenparçalanmışgibiydi.Birdelilikkıyısındayükselen,herşeyi
kaybetmişbiradamınsesi.
“Elimle...hissedemiyorum!”
Elleriniaşağıuzattıamabirşeyyoktuorada,dokunacakhiçbirşey.
Dizineçarptığındadurdu.Veoan,herşeyçöktü.
“Bu...bubirkabus.Benuyanıyorumşuan,değilmi?Birileri
banabunu—bunugösteriyor.Bu...bubirsimülasyon...Graustadt
zihnimleoynuyor!
Nefesikesikkesikti,bedenititriyordu.Gözleriboşluğabakıyor
amahiçbirşeyigörmüyorduartık.Kayaneyapacağınıbilemedenbir
battaniyeyiçektiamaArmandbattaniyeyedeğil,yereodaklanmıştı.
“Elvis!”diyebağırdıbirden.“Elvisburadaysan...söyle.Bu
gerçekdeğilde...!”
Elvisyavaşçayaklaştı,sesikırıkamanetti:
“Gerçek,Armand.Buradayız.Ve...senhâlâhayattasın.”
Lorenzbirköşededurmuş,gözlerinikısmıştı.Ardındancebinden
küçükbirşırıngaçıkardı.EliyleElvis’euzattı,sonraçenesinihafifçe

319
Armand’açevirdi.Sessizdiamanedemekistediğiaçıktı:Şimdi
uyutulmalı.Yoksaacıonuiçinegömecek.
Elvisşırıngayıaldı,başıylaonayladı.KayaArmand’ınomzunu
tuttu,ohâlâinliyordu:
“Birgüngeri...alacaklarmı?Hani...hanizamanla...herşeygeri
sarardı...?”
Elvisdizçöktü,kolunaşırıngayıyerleştirdi,damarınahafifçe
bastı.Vesessizcecevapladı:
“Zamanbilebazışeylerigerigetiremez.”
İğnegirdiğianda,Armand’ıngözkapaklarıağırlaştı.Nefesi
yavaşladı,titremesiazaldı.Dudaklarısonbirkıpırtıylakımıldadı,ne
dediğiduyulmadı.Sonrasessizlik.
Lorenz,Elvis’ingözlerininiçinebaktıbiran.Ardındanbaşını
hafifçesallayıpeskibirmetaldolabayöneldi.Paslımenteşeler,
açılırkeniçtencızırdayanbirdirençledirendi.İçeridenkalındosyalar,
haritalarvebirtomarsararmışkâğıtçıkardı.Herbiriyıllar
öncesindenkalmaydı;bazılarıeskidaktilomürekkebiyleyazılmış,
bazılarıelleçizilmişti.Kağıtlarınkenarlarıyanık,üstlerindedamga
izlerivardı:
"FZ-2:Verschlusssache.NuraufAnweisungöffnen."(“FZ-2:
Gizlibelge.Yalnızcatalimatlaaçılır.”)
LorenzbunlarıElvis’inönünekoydu.Ardından,küçük,kol
çevirmelibircihazçıkardı.Eskibirşifrelemedinlemecihazıydıbu—
manyetikbantlaçalışan,kalınlambalı,Almanyapımıbirmodel.

320
Masanınköşesindekijeneratörpanelinekablosunutaktı.Düşük
frekanslıbiruğultuyükseldi.
Kayabaşınıkaldırdı,meraklayaklaştı.Elvis,önündekidosyaları
dikkatleaçarkenLorenz,birzamanlarseskaydıyapılmışbirselüloid
şeritçıkardı.Bant,bizzatonuntarafındansaklanmışgibiydi—
üzerindesolgunmürekkepleyazılmışbirnotvardı:
“GizliSeskaydı-Halberd,L.”
Lorenzmakineyiçalıştırdı.Bantdönerkenbirsüresadecestatik
uğultuduyuldu.Sonra,boğukbirAlmanaksanıylakonuşanbir
adamınsesititreyerekbelirdi.
"Senhâlâbunubiraraştırmasanıyorsun,değilmiLorenz?"
İlkses,Graustadt’aaitti.Sakinamaiçindeçelikgibibirçizgi
vardı.
Karşıdangelensesdahahafifti;defansif,amakorkudandeğil,
inançtantitriyordu.Halberd’tibu:
"Birnoktadaöyleydi.Hatırlıyormusun?Faz1’desen...insanların
adınıbileezberlemiştin.Şimdihepsibirer'denek'."
Graustadtgüldü.Neşesiz,kısabirkahkahaydıbu.
"Adlar,tarihler...İlerlemebunlarayerbırakmaz.Dünyayıdiz
çöktürmekistiyorsak,öncevicdanıunutmalıyız."
"Dünyadizçökmez,"dediHalberd,sesianidenyükseldi."Ama
insanlarçöküyor.Hergünbiridaha...parçalanıyor.Onları
toplayamayızsonra."

321
Sessizlikoldu.Uzunbirboşluk.Banttabirşeylerkımıldıyor
gibiydi,uzakbirsandalyesesi,belkidebiriayağakalktı.Sonra
Graustadtkonuştuyine,bukezdahayavaş:
"Senhâlâanlamadın.Bubirseçenekdeğildi,Halberd.Bubir
zorunluluktu.İnsanlıkhazırdeğil.Oyüzdenbizvarız."
"Hayır,"dediHalberd,sesikısıkamakesin."Sizvarsınızçünkü
onlaryokedildiler.Vebenbuyokedişinparçasıolmayacağım."
Birmetalsesiduyuldu—bircihazmı,birbantdüğmesimi,belli
değildi.ArdındanGraustadt’ınsesideğişti.
"Neyaptınsenşimdi?"
"İlkkez,"dediHalberd,"sendenbirşeyialıyorum."
Biranboğukbiruğultubastıherşeyi.Sonrakayıtkesildi.
Odasessizliğegömüldü.Sadececihazınbantmakarasıdönmeye
devametti.Elvis’inyüzügölgeleriniçindedahakeskingörünüyordu.
Kaya,dudaklarınıısırıyordu;bellikiokonuşmalardabirtüryemin,
birtürisyanduyulmuştu.
Lorenzcihazauzandı,kapattı.Sonradönüpdefterinebircümle
yazdıveuzattı:
“Graustadt’ınmakinesinisadecegeçicibiranlığına
durdurabildim.”
Elvis,gözlerinikırpmadanosatırlarıokudu.Lorenzdevametti,
satırlarusulusulilerliyordu:

322
“Bu,Graustadt’ınplanınısadecesekteyeuğrattı.Kontrolhâlâ
onunelinde,tutsakgibi.”
Birandurdu,derinbirnefesaldıvedefteresonsatırlarıyazdı,
acınınvecesaretiniçiçegeçtiğicümleler:
“Sonrasındabanaişkenceettiler.Sestellerimiparamparçaettiler.
Konuşamıyorumartık...amahâlâburadayım.Vehâlâumudumvar.”
Elvis,defterikapatmadanönceLorenz’inellerinebaktı.Kırık,
yorguneller…İçindetaşıdığıağırlığıgördü.
“Seniniçin…neyaşandıysa,yalnızdeğilsin,”dediağırağır.“Biz
buradayız.Beraberiz.”
Lorenz,Elvis’insözleriüzerinedefteribirkenarabırakmadı.
Aksine,yorgunelleriyleonukendineçekti.Birandurdu,sanki
söyleyeceğişeylerinağırlığıaltındaeziliyormuşgibi.Sonrakalemi
yenidenkavradıveyazmayabaşladı.Buseferkiyazısıdahaaceleci,
dahakeskindi.Yanındakiadamyineöneçıktı,Lorenz’inyazdıklarını,
sankibirmanifestoyuokurgibiseslendirdi:
“Graustadtbeniölüsanıyor.Bu,bizimenbüyükavantajımız.
Baskındansonrabeniortadankaldırdıklarınıraporettiler.Ama
direnişiniçindekibirkaçkişibenikurtardı.Ogündenberiburadayım.
Gölgede.”
Lorenzduraksadı,derinbirnefesaldı.Nefesininhırıltısıodayı
doldurdu.Sonrayazmayadevametti.
“OnunplanlarınıA’danZ’yebiliyorum.Heraşamayı,her
olasılığı.Laboratuvarınbütünkrokisi,hergizligeçidi,herzayıf

323
noktası…hepsiburada.”Eliylepaslımetaldolabıişaretetti.“Yıllarca
onunsağkoluydum.Şimdionuncelladıolacağım.”
Sonbircümledahaekledi.Adamınsesibuseferkararlılıkla
çınladı:
“İyicedinlenin.Gücünüzütoplayın.Sonra…onaherşeyin
bedeliniödeteceğiz.Beraber.”
Kaya,duyduklarıkarşısındaumutladolmuştu.Bu,tünelde
kaybettikleriherşeyebircevapgibiydi.AmaElvissessizdi.Yüzünde
birrahatlamayoktu;aksine,dahaderinbiryükünifadesivardı.
Lorenz’ebaktı.“Benimde…sizeverebileceğimbirkozvar,”
dediyavaşça.Sesiokadaralçaktıki,Kayabilezorduydu.
“Graustadt’ınbusaplantısı,buacımasızlığısadecedirenişleilgili
değil.Bukişiselbirşey.Bu…benimleilgili.”
Lorenzkaşlarınıçattı.Kaleminiyenidenelinealmaküzereydiki,
Elvisdevametti.
“Nedenpeşimdeolduğunu,nedenbeniyadabendekibirşeyibu
kadaristediğinibilmelisiniz.Çünküoperasyonunbaşarısıbunabağlı
olabilir.”
Elvisderinbirnefesaldı.Bu,tünelindibinde,Hermann’ın
cesedininbaşındaaldığınefestendahazordu.Bu,herşeyi
değiştirebilecekbiritiraftı.
“Çünküben…buzamanaaitdeğilim,Lorenz.Benbirzaman
yolcusuyum.”

324
Odabirandamutlakbirsessizliğebüründü.Cihazlarınuğultusu
bilekesilmişgibiydi.
Elvis,Lorenz’inyüzündekiifadeyiizledi.“Graustadtbunubiliyor.
Benibuyüzdenistiyor.Bizzatvarlığımınkendisionuniçinnihaisilah.
Biliyorum,kulağadelilikgibigeliyor.İnanmanıbeklemiyorum.
Henüz.”
Lorenz,kaskatıkesilmişti.Yüzündehiçbirifadeyoktu,ama
gözleri…gözleriElvis’ekilitlenmişti.Elindekikalem,parmaklarının
arasındankayıpmetalzeminedüştü.Küçük,tizbirsesçıkardıveo
ses,odadakigerilimibinkatartırdı.
Dudaklarıaralandıamasesçıkmadı.Sadeceboğazından,
parçalanmışsestellerininarasındansızanzayıf,hırıltılıbirhava
duyuldu.Gözleri,Elvis’e,sankibirhayalete,hemumudahemde
kıyametinkendisinebakıyormuşgibisabitlenmişti.
Lorenz’inyüzündekidonukluk,yeriniyavaşyavaşbirfırtınanın
habercisiolansessizbirkaosabıraktı.Gözleri,Elvis’inyüzünden
ayrılmıyor,sankiherbirmimiğini,herbirnefesinitartıyordu.
Hırıltılısoluklarısıklaştı.Titreyeneliyleyerdekikalemialdı,
defterinedöndüamabirşeyyazamadı.Kaleminucukâğıdınüzerinde
birangezindi,sonradurdu.Sankikelimeler,bugerçeğinağırlığı
altındaezilmişti.
Sonunda,neredeysemekanikbirhareketleyazmayabaşladı.
Cümlelerkesikkesikti,harflerbirbirinegiriyordu.Yanındakiadam,
Lorenz’inbuhalinigörüncebirantereddütetti,sonradefterialıp
titrekbirsesleokudu:

325
“Bu…bubirşakamı?Zihninimibulandırdılar?Graustadt’ın
oyunlarındanbirimibu?”
Elvisbaşınıikiyanasalladı.“Keşkeöyleolsaydı,”dedisakince.
“Amadeğil.Varlığım,onuntümdenkleminibozuyor.Zamanındoğal
akışınıdeğiştirebilecekbiranomaliyim.Buyüzdenbeniistiyor.
Kontroledebileceğibirgelecekiçin,geçmişiyenidenyazabilecekbir
anahtarolarakgörüyorbeni.”
Lorenz,defteriadamınelindenhırslaçekti.Yenibirsayfaaçtıve
bukezdahakararlıbirşekildeyazdı.
“Kanıtla.”
Tekkelime.Amaiçindebirdünyanınsorgusuvardı.
Elvisbiranduraksadı.Fizikselbirkanıtsunmakyerine,gözlerini
doğrudanLorenz’ingözlerinedikti.Sesialçakamaodadakiher
zerreyititretecekkadarnetti.
“ProjeBlütenhoffnung¹.Faz1,DenekSıfır.Graustadtonusadece
birnumaraolarakkaydetti.Amasenonabirisimvermiştin.Deneğin
adı.‘Helena’.Kimseyesöylemediğin,baskındanhemenönceyaktığın
özelgünlüğününilksayfasındayazantekkelimebuydu.”
Lorenzdonakaldı.Kalemelindenkayıpbirkezdahametal
zeminedüştü.Buseferkises,birçekiçdarbesigibiydi.Masaya
tutunmasayereyığılacaktı.Gözlerişokla,inanmazlıklaveyıllardır
gömdüğübiracıyladoldu.Oisim…Oanı…osır,şimdikarşısındaki
buyabancınındudaklarındaydı.

326
Hırıltılınefesikesildi.Geriçekildi,yüzündeşok,korkuvebelki
de…bellibelirsizbirumutbelirmişti.Defterinesonbirşeyyazdı:
“Hepimizdinlenmeliyiz.Sonra…herşeyibaştankonuşacağız.”
Ardındaneliyledışarıyıişaretetti.Temizhavayaihtiyaçlarıvardı.
Dışarısı,sığınağınsterilhavasındansonrabirtokatgibiydi.Gece
serinliği,çamveıslaktoprakkokusuyladoluydu.Gökyüzü,şehirlerin
ışıkkirliliğindenuzakta,trilyonlarcayıldızlabezenmişti.Elvisve
Kaya,sığınağınkayalıkgirişininbirkaçadımötesindedurdular.
Birsüreikisidekonuşmadı.SessizliğibozanKayaoldu.
“Zamanyolcusu,ha?”dedi,sesindemeraktançokalaycılıkvardı.
Elvisgülümsedi.Amagülümsemesigözlerineulaşmadı.“Sanırım
alışılmadıkdurumlarbizimnormalimizoldu.”
“Benimiçinnormalolantekşeyvardı,”diyemırıldandıKaya,
bakışlarınıyıldızlaradikerek.“Oğlum.Onungülüşü.”
Elvis,Kaya’yadöndü.Adamınyüzünde,dahaöncegörmediğibir
kırılganlıkvardı.“Onuniçinmiburadasın?”
Kayabaşınısalladı.Gözleridolmuştu.“AdıAhmet.Kankanseri.
Bizimzamanımızda,bubirölümfermanıgibi.Amadirenişiniçinde,
eskidünyadankalmabazıtıbbikayıtlardanbahsediyorlardı.Tedavisi
olanamaunutturulmuşhastalıklardan…Bensadecebirumudun
peşindeyim,Elvis.Oğlumunyaşayabileceğibirgeleceğin.”
Elvis’inyüzündekiifadesertleşti.İçinibiröfkekapladı.
“İnsanlar,”diyetısladı.“İyideğiller,Kaya.Hiçbirzamanolmadılar.
Benimgeldiğimzamandabile,kanserinvenicehastalığıntedavisi
belkidemümkündü.Amapara…ilaçşirketleri,hükümetler…Bir

327
hastalığıtedavietmek,onuömürboyu‘yönetmekten’dahaazkârlı
olduğuiçinotedavilerhiçpopülerolmadı.İkincimilenyumun
sonundabilebuaçgözlülüğünsonaereceğinisanmam.Belkideasla
yaygınlaşmayacakotedaviler.”
Kaya’nınyüzündenbirgözyaşısüzüldü.“Hayır,”diyefısıldadı.
“Beniminancımfarklı.İnsanlarındoğuştaniyiolduğunainanırım.
Kötülük,sonradanöğrendikleribirşey.Birseçim.”
Elvisacıbirşekildebaktı.“Birseçimiengellesenneolacak?Ben
savaşlarıdurduramıyorum,Kaya.KendizamanımdaErwinGraustadt
diyebiriyoktu.AmaHi*lervardı.BugünErwin’ibirşekilde
engellesek,yarınonunyerinibirbaşkasıalacak.Erwinolmayacak,
Alexolacak.Hansolacak.Adlarınneönemivar?Benbudöngüyü
kıramıyorum.Sadecebirtiranıdiğeriyledeğiştiriyorum.”
Sözleri,geceninsoğukhavasındaasılıkaldı.Kaya,Elvis’in
omuzlarınaçökenyüküilkdefabukadarnetgörüyordu.Bu,sadece
birsavaştankaçanbiraskerinyorgunluğudeğildi.Bu,tüminsanlık
tarihininağırlığıydı.
Kayabiradımyaklaştı.ElinitereddütleElvis'inkolunakoydu.
Dokunuşu,geceninserinliğindebirkıvılcımgibiydi."Belkide
yanılıyorsundur,"diyefısıldadı."Belkidedöngüyükırmakzorunda
değilsin.Belkidesadece...birhayatkurtarmakyeterlidir.Sadecebir
tane."Gözleri,sığınağıniçindekiArmand'ıveaklındakioğluAhmet’i
işaretediyordu."Birhayat,bütünbirdünyademektir,Elvis.Belkide
seninsavaşınbukadarbüyükolmakzorundadeğil."

328
Elvis,Kaya'nınelinebaktı,sonrayıldızlaradöndü.Yüzündekisert
ifadeyumuşadı."Umarımhaklısındır,Kaya,"dediyorgunbirsesle.
"Umarımbirhayat,herşeyedeğer."
Tamosıradasığınağıngirişindebirgölgebelirdi.Lorenz'in
yardımcısıydı."Lorenzsizibekliyor,"dedisakinbirsesle."Planı
hazırladı."
İçeridöndüklerindehavadeğişmişti.Lorenz'inyüzündekişok
gitmiş,yerineçelikgibibirkararlılıkgelmişti.Masanınüzerine,
Graustadt'ıntesisinindevasabirkrokisinisermişti.Haritanınüzerinde
kırmızıylaişaretlenmişnotlar,zayıfnoktalarvegirişyollarıvardı.
Lorenz,onlarıgörürgörmezdefterinebirşeyleryazmayabaşladı.
Yardımcısı,onunsözcüsüolmayahazırdı.
"Zamanyolcusuolmanherşeyideğiştiriyor,"diyeokuduadam,
Lorenz'inyazdıklarını."Amaaynızamandabizebiravantajsağlıyor.
Graustadtseniistiyor.Bu,onunenbüyükzaafıolacak.Onutuzağa
çekeceğiz."
Lorenz,haritanınmerkezindeki,kalınkırmızıbirdaireiçine
alınmışbirbölümüişaretetti.
"Burası'Çekirdek',"diyedevamettiyardımcı."Graustadt'ın
zamanmanipülasyonuaraştırmalarınınkalbi.Bütünmakineoradan
kontrolediliyor.Orayıyokedersek,planınıyıllarcageriyegötürürüz.
Belkidetamamenbitiririz."
Lorenz,Elvis'ebaktıvedefterineyenibirşeylerkaraladı.
"Senyemolacaksın,Elvis.Tesisinsavunmasistemleriniaşmak
içinseninvarlığınıkullanacağız.Graustadt,senielegeçirmekiçinher

329
türlüriskialır.O,anakapıdansanaodaklanırken,biz...zayıf
noktasındangireceğiz."Eliyle,haritanınkenarındaki,unutulmuşbir
bakımtünelinigösterdi.
Kayaendişeyleatıldı."Bubirintihargörevi!"
Lorenzbaşınıikiyanasalladıvehızlayazdı.
"Hayır.Bubirfeda.Amasadecebiryemfedaedilecek.Elvis,
Graustadt'ıoyalarken,bizÇekirdek'iimhaedeceğiz.Zamanlamamız
mükemmelolmalı."
Kayaendişeyleatıldı."Onufedaedemeyiz!Başkabiryololmalı."
Elvis,Kaya’yadöndü.Yüzüsakindi."Başkabiryolyok,Kaya.
Bubenimsavaşım.Eğerbenimvarlığımonudurduracaksa,bedelibu
olmalı."
"Ama..."
Elvis,Kaya'nınsözünükesti."Bubirfedadeğil.Bubirseçim."
BaşınıkaldırdıveLorenz'ebaktı."Nezamanbaşlıyoruz?"
Lorenzgülümsemeküzereydiki,odanınköşesindenzayıfama
kararlıbirsesduyuldu.
"Benim...benimfarklıbirfikrimvar."
Herkessesingeldiğiyönedöndü.Armand,yattığıyerden
doğrulmayaçalışıyordu.Yüzüsolgun,gözlerininaltımorduama
bakışlarıkeskindi.Sakinleştiricininetkisigeçmişti.Konuşulanları
duymuştu.

330
"Siz...sizonuyemolarakkullanacaksınız,"dedinefesnefese.
"AmaGraustadt'ınasılistediğiodeğil.İstediğişey,onun
getirebileceğibilgi.Gelecek."Armand,acıylayüzünüburuşturarak
devametti."Yaonaistediğiniverirgibiyaparsak?Amasahtebir
geleceği?"
Elvis,Armand'adöndü,kaşlarıçatıktıamagözlerindebirmerak
belirdi."Nasıl?"
"Graustadtbirbilimadamı,"dediArmand,acısınıbastıranbir
enerjiylekendiniyataktadoğrulturken."Birtiranolabiliramaher
şeydenöncemantıklahareketediyor.Onuençokcezbedenşeyne?
Güç.Kontrol.Zamanıbükebilecekbirmakine.Onabirmakine
verelim."
"Amaöylebirmakinemizyok!"diyeatıldıKaya.
"Olmasınagerekyok,"diyecevapladıArmand.Gözlerişimdi
Lorenz'ekilitlenmişti."Sadecebirplanaihtiyacımızvar.İnandırıcı,
karmaşık,onunzekasınıvekibriniokşayacakbirplan.Lorenz...sen
onunzihniniherkesteniyibiliyorsun.Onunçözmekiçinhaftalarını
harcayacağı,amasonundahiçbirişeyaramayacaksahtebirmakine
planıçizebilirmisin?Elvisdebuplana'gelecektengetirdiği'teknik
detaylarıekler.Busahteplan,bizimTruvaAtı'mızolacak."
Armand'ınfikriodadaasılıkaldı.Plan,basitbiryemgörevinden
çokdahakurnazcaydı.
"Graustadt,"diyedevamettiArmand,"buplanasahipolmakiçin
herşeyiyapar.Elvis'iöldürmekyerineonucanlıyakalamaya,
konuşturmayaçalışır.Onuyemolarakkullanmakyerine,onubir

331
'kaynak'olaraksunarız.Graustadt,Elvis'iyakaladığınısandığıanda,
onuenkorunaklıyerine,laboratuvarına,Çekirdek'inyanına
götürecektir.İşteoan...bizdesaldırırız.Onukendievinde,en
güvendiğiandavururuz."
Armandsözlerinibitirdiğindeodadaderinbirsessizlikoldu.Kırık
birbedendençıkanbuzekicevecüretkârplan,herkesişaşırtmıştı.
Lorenz,Armand'auzunuzunbaktı.Yüzündeilkkezbirhayranlık
ifadesibelirmişti.Yavaşçamasayadöndü,tesisinkrokisinibirkenara
ittivetemizbirparşömenkâğıdıaçtı.KaleminialdıveArmand'a
bakarakbaşıylaonayladı.Bu,kelimelerdendahagüçlübirkabuldü.
Ardındandefterinehızlabirşeyleryazdı.Yardımcısıöneçıkıp
okudu:
“Planbu.Kibir,herzamanenbüyükkörlüktür.Graustadtkendi
dehasınayenilecek.”
Lorenz,hiçvakitkaybetmedenkâğıdınüzerineilkçizgileri
çekmeyebaşladı.Zihnindekidenklemler,formüllerveGraustadt’ın
düşünceyapısınadairbildiğiherşey,parmaklarındankâğıda
akıyordu.Bu,birsanatçınınşaheseriniyaratmasıgibiydi;amabu
şaheser,yıkımgetirmekiçintasarlanıyordu.
Kaya,rahatbirnefesalmıştı."Bu...buişeyarayabilir."
Oda,birandabirsavaşkarargâhınadönmüştü.Lorenz,sahte
makinenintemeliniçizerken,Elvisdeyanınaoturmuş,kendi
zamanındanhatırladığıteorikfizikkavramlarını,kuantumdolaşıklığı
vekaradelikparadokslarıgibiGraustadt'ınaklınıkarıştıracakama

332
aynızamandaonuheyecanlandıracakdetaylarıfısıldıyordu.Biribu
zamanındehası,diğerigeleceğintanığı,birlikteimkânsızbirsilah
tasarlıyorlardı.
KayaveLorenz'inyardımcısıisetesisinkrokisiüzerinde,saldırı
anıiçinenuygunrotaları,kaçışplanlarınıvezamanlamayı
hesaplıyorlardı.Herkesinbirgörevivardı.Umut,artıkpasifbir
bekleyişdeğil,aktifbirhazırlıktı.
Şafaksökerken,masanınüzerindekarmaşıkdenklemlerle,
imkânsızgeometrilerlevesahteenerjiimzalarıyladolubirplan
duruyordu.Gerçekgibigörünen,amatemelindeölümcülbiryalan
barındıranbirmakineninruhu.
Elvis,masanınüzerindekisahteplanabaktı.Gözleri,karmaşık
denklemlerinüzerindegezindi.Sonrabaşınıkaldırdı.Yüzünde,
planınkendisindendahacüretkârbirifadevardı.
"Birşartımvar,"dedi.Sesi,odadakiherkesindikkatinianında
üzerineçekti."Graustadtileiletişimegeçtiğimizde,ondanbirşey
isteyeceğim.Buplanınkarşılığında."
Armandkaşlarınıçattı."Neisteyeceksin?Bubirtuzak,takas
değil."
"Takasıgerçekgösterecekolandabuzaten,"diyecevapladıElvis.
GözleriLorenz'edöndü."OndanGregorio'yuisteyeceğim.
Lorenz,ArmandveKaya,Elvis'inkararınıduyuncaona
bakakaldılar.Sessizliğiilkbozan,sesiacıylaveendişeyle
gerginleşmişolanArmandoldu.“Gregorio...Onugerigetirmekiçin

333
kendiniyemolarakmıkullanacaksın?Budelilik,Elvis.Graustadt'ın
elinedüşmek,geçmişinivegeleceğiniaynıandakaybetmekdemek.”
Kayaelinionunomzunakoydu.“Armandhaklı.Busadecebir
takasdeğil.Graustadtseninsırrınıöğrendiğinde,senibirsilahtan
dahafazlasıolarakgörecek.Bu,görevitehlikeyeatar.”
“Gölgelemiyor,”diyekarşılıkverdiElvis,sesikararlıydı.“Gerçek
kılıyor.Graustadtbenimsırrımavetemsilettiğimşeyetakıntılı.
Duygusalbirbedeliolanbutakası,sömürebileceğibirzayıflıkolarak
görecek.Hemsahteplanlarıalıphemdebenielindetutabileceğini
düşünecek.Bu,yemidahainandırıcıyapıyor.”
Lorenz,aralarındakikonuşmanıntamamınıanlamasadadurumun
ciddiyetinikavramıştı.Yavaşçabaşınısalladı.Notdefterinialıpsabit
birelleyazmayabaşladı.Yanındakiadamsesliokudu:“Duygusalbir
talep...Graustadtzayıflıktanbeslenir.Düşmanınınkişiselbirbağ
yüzündenmantıksızbirriskaldığınainanırsa,tuzağadahakolay
düşer.Bu,onunpsikolojikprofilineuyuyor.Planıntamamacını
bilmesemde,butaktikişeyarar.”Lorenztekraryazdı.“Birkanalım
var.Eskidenkullandığı,artıkkapandığınısandığıbirarkakapı
frekansı.Orayıkişiselolarak,eskihayaletleriçindinler.Bir
tanesindenhaberalmasınınvaktigeldi.”
Lorenz'inbusonnotuylabirlikteodadakisessizlikdahada
ağırlaştı.Beklentiyleonabakıyorlardı.Lorenz,defterinikapatıp
kararlıbirhareketleayağakalktıveonlarabaşıyla"takipedin"işareti
yaptı.Onu,sığınağındahaöncegörmedikleri,darverutubetlibir

334
koridorunadoğruizlediler.Koridorunsonunda,ağır,metalbir
kapınınönündedurdular.Lorenz,eskibiranahtarlakapıyıaçtığında,
içeriyebambaşkabirdünyanınhavasısızdı.Burasıbiriletişim
odasıydı;duvarları,bakırkablolarvebüyük,bakelitdüğmeliradyo
teçhizatlarıkaplıyordu.
Lorenz,üzerindesayısızgöstergeveanahtarbulunankarmaşıkbir
kontrolpanelininbaşındaçalışıyordu.Panelinortasındakiküçük,
yuvarlakbirosiloskopekranıtitreyerekcanlandı;üzerindeyeşil,
parazitlibirçizgibelirdi.“Kanalaçık,”dediasistan.“Dinliyor.”Elvis,
masanınüzerindekibüyük,metalızgaralıkarbonmikrofonadoğru
eğildi.Sesisabitvesoğuktu.“Graustadt.BenElvisAshford.”Uzun
birsessizlik.Cihazdangelenparazittısladı.Sonra,cilalıçelikgibi
pürüzsüz,duygudanarınmışbirsesodayıdoldurdu.“Hayalet.Ne
zamankonuşmacesaretigöstereceğinimerakediyordum.”“Bu
cesaretleilgilideğil.Bubiralışveriş,”dediElvis.“İstediğinşey
bende.Zamansalyerdeğiştirmeninprensipleri.Stabilbirzamanakışı
kapasitörününtümşemaları.”Parazityoğunlaşırgibioldu.
Graustadt’ınsesigeldiğinde,yenibirilgitonuvardı.“Cesurbiriddia.
Kaçınılmazsonunuzdanöncezamanımıboşaharcamadığınaneden
inanayım?”“Çünkükarşılığındabirşeyistiyorum,”dediElvis,
cümleyivurgulayarak.“Birtakas.Planlarınkarşılığındabiradam.
AdıGregorioVescari.Seninesirin.”
Buseferdahauzunbirsessizlikoldu.Graustadt’ındüşündüğünü,
hesapyaptığınıneredeysehissedebiliyorlardı.“Diğeranomali,”dedi
Graustadtsonunda.“Mitingdeki.İlginçbirseçim.Duygusalbirseçim.
Evreninsırlarınıtekbir,önemsizhayatiçinmitakasedeceksin?”“O

335
benimiçinönemsizdeğil,”dediElvis.“Şartlarımbunlar.Gregorio’ya
karşılıkeksiksiz,sansürsüzplanlar.”Graustadtyumuşak,tüyler
ürperticibirkahkahaattı.“Pekâlâ.İlgimiçektin.‘Planlarını’getir.
TakasıWaldglashütteCamKesimhanesindeyapacağız.Benim
bölgem.Benimkurallarım.Yalnızgeleceksin.Gregoriobekliyor
olacak.Eğerplanlargerçekse,osenindir.Eğerbirşeydenersen...
ikinizdebaşarısızdeneylerkoleksiyonumakatılacaksınız.”Hat
kesildi.
Kaya,Elvis’ebaktı.“Yemiyuttu.”DuvarayaslananArmand,
burukbirgülümsemeylekonuştu.“Kendinibalıkçısanıyor.Oltaya
takılanınkendisiolduğununfarkındadeğil.”Lorenzdefterinebir
şeyleryazdıveherkesingörebileceğişekildekaldırdı.“Şimdi...Truva
Atıhazır,kaleyesokmasırası.”
Lorenz’in,titrekparmaklarıylaElvis’inönüneittiğidefterde
belirenosoncümle—"Şimdi...TruvaAtıhazır,kaleyesokma
sırası."—odadakihavayıbirandabuzkestirdi.Artıkbekleyişbitmiş,
kumsaatitersçevrilmişvezaman,amansızbirhızlaakmaya
başlamıştı.
Hazırlık,birordunungürültülütelaşıyladeğil,bircerrahınhayatî
birameliyatahazırlanırkenkititiz,neredeysekutsalvesessiz
ritüeliylebaşladı.Herhareketölçülü,hernefeskontrollüydü.
Eskisığınağınenaltkatındaki,rutubetveterkedilmişlikkokan,
unutulmuşanılarlayüklüdevasaarşivodası,onlarınsığınağıvesavaş
karargâhıoldu.Duvarlarıkaplayaneski,çatlakcamlıdolaplardaki

336
yıldızharitaları,şimdionlarayolgöstermiyor,aksineevrenin
sonsuzluğukarşısındanekadarküçük,nekadarcüretkârvenekadar
yalnızolduklarınıacıbirşekildehatırlatıyordu.Tozluhavadauçuşan
herbirzerre,geçmişinbirfısıltısıgibiydi.
BirinciAşama:AldatmacanınMimarisi
Planınatankalbi,yanisahtezamanmakinesişemaları,Elvisve
Lorenz’inbitkinomuzlarındaydı.Bu,ikifarklızamanın,ikifarklı
zekânın,birkömürkalemininucundakesiştiğitehlikelibirdanstı.
Günlerce,otozluodadandışarıadımatmadılar.Geniş,yekparebir
meşemasanınüzerineserilmişparşömenkâğıtlarınınbaşında,
sabahınilksolgunışıklarıküflüpencerelerdensızanakadar,artık
birbirindenayırtedilemeyenkahvevebarutkokusueşliğinde
çalıştılar.
Lorenz,Graustadt’ıbiryaratıcınıneserinibildiğigibitanıyordu.
Onunbilimselkibrininsınırlarını,estetiktakıntılarınınderinliğini,
hangiteorikfiziğebirsanateserigibihayranlıkduyduğunu,hangi
denklemiiseküçümseyecekbirzayıflıkolarakgöreceğinibiliyordu.
Konuşamıyordu,amaelleribiranbilesusmuyordu.Titrek
parmaklarıyla,inceuçlubirkömürkalemlesürekliçiziyor,siliyor,
denklemlerkaralıyorveşemalarınkenarlarınaanlaşılmaznotlar
alıyordu.Elvis’e,Graustadt’ındehasınabirövgügibisunulacak,ama
aslındaonuköredecektürden“parlakhatalar”bırakmasıiçinyol
gösteriyordu.
Elvisise,busürecekendiruhundanbirparçakopararak
katılıyordu.Geleceğinbilgisini,osafvekarmaşıkhakikati,birzehir

337
gibidamıtıyordu.Kendizamanınındevrimniteliğindekiteorilerini
alıyor,onlarıbasitleştiriyor,bazıtemelpostülalarınıkasıtlıolarak
eksikbırakıyordu.Bu,Graustadt’ıntamolarak,“İştebuyüzden
bendengerideler,vizyonlarıburadatıkanıyor,”diyeceği,kibrinibir
yastıkgibikabartacakbirboşluktu.
Birlikte,sadecesahtebirmakinedeğil,Graustadt’ınnarsist
ruhunayazılmışgiriftbiraşkmektubuyaratıyorlardı.Şemalarokadar
inandırıcı,okadarestetikveokadarustalıkla“kusurlu”idiki,
Graustadt’ınonukendieseriolaraktamamlama,osonfırçadarbesini
vurmaarzusunadirenemeyeceğikesindi.
İkinciAşama:SavaşAlanınınHaritası
Armand,odanındiğer,dahaloşbirköşesinde,WaldglashütteCam
Kesimhanesi’nineski,kenarlarıyıpranmışvesararmışbirsanayi
haritasıüzerindebirgölgegibieğilmişçalışıyordu.O,bu
operasyonunbeyniydi;herolasılığıhesaplayan,herriskitartan
soğukkanlıstratejist.Bacağındakidinmeyen,kemiklerinisızlatan
acıyı,zihnininjiletkeskinliğiylebastırıyordu.
“Graustadt,kenditasarladığıbirsavaşalanındaoynamanın
avantajınısonunakadarkullanacaktır,”dedi,sesiodadakitozu
titretecekkadarkeskindi.Gözlerinibiranbileharitadanayırmıyordu.
“Buluşmanoktasıolarakburayıseçmesitesadüfdeğil.Burasıbir
labirent.Herkoridor,herdepo,herkaranlıkköşepotansiyelbir
tuzak.”

338
Armand,moderndünyanınvaatettiğihiçbirveriyegüvenmiyordu.
Termalkameralar,hareketsensörleri;hepsiGraustadttarafındanbirer
illüzyonadönüştürülebilirdi.Bununyerine,kesimhanedeyıllarönce
çalışmış,hafızasıanılarladoluyaşlıbirmühendisintitrekbirsesle
anlattıklarınaveeskibelediyearşivlerindenbulduklarıtozlu,küf
kokuluplanlaragüveniyordu.Kaçışrotalarını,kimseninbilmediği
gizlihavalandırmakanallarını,hattazemininmetrelercealtından
geçenveartıkkimseninvarlığınıbilehatırlamadığıeski,paslıdrenaj
borularınıbileharitasınabirdamarağıgibiişledi.
ÜçüncüAşama:SessizliğinSesi
Kaya’nıngöreviiseenzor,enağırveeninsaniolanıydı.O,bu
mekanikplanınvicdanı,buçelikdişlilerinarasındakisıcakkandı.
Ekibinsadecesavaşmasıiçindeğil,hayattakalmasıiçingerekenher
şeyiohazırlıyordu.Eski,lekelitıbbiçantalaraözenlesargıbezleri,
morfinampulleri,kandurdurucutozlarvedikişiğneleri
yerleştiriyordu.Silahlarıotemizliyor,herbirmermiyiavucundatek
tekkontrolediyor,herbirininüzerineneredeysesessizbirdua
fısıldıyordu.
Birakşam,Elvis’ilaboratuvarda,şemalarınbaşındakaybolmuş
birhaldebuldu.Gözlerineçizimlerenededenklemlerebakıyordu;
gelecektekibiranıya,gerçekleşmemişbirkaybatakılıpkalmışgibiydi.
“Gregorio’yudüşünüyorsun,”dediKaya,gölgedençıkargibisessizce
yanınaoturarak.
Elvisbaşınıkaldırmadı.Sesi,kırıkcamparçalarıgibiçıkıyordu.
“Butakas…Buplan...Eğerbirşeylertersgiderse,onuikincikez

339
kaybetmişolacağım.Vebuseferkatili,bizzatbenolacağım.Onu
kurtarmakiçinkurduğumbutuzakla.”Kaya,nasırlıamaşefkatlielini
onungerginomzunakoydu.“Bazenbirhayatıkurtarmak,birsavaşı
kazanmaktandahazordur,Elvis.AmaGregorio,seninburiski
alacağınıbilirdi.Çünküodabiranbiletereddütetmedenaynısını
seniniçinyapardı.”
Bukısaan,makinedişlilerininvestratejilerinarasınasıkışmış
pahabiçilmezbirinsanlıkanıydı.Savaşınortasında,neden
savaştıklarınıonlarahatırlatansessizbirara.
Kaya'nınhazırlığısadecefizikseldeğildi.O,bukırıkruhlardan
oluşanordununsessizşifacısıydı.Birgece,Armand'ıharitaların
başında,bacağındakisızıyıunutmakiçindişlerinisıkarakalnından
terlerboşalırkenbuldu.Yanınasessizce,buharıtütenbirfincansıcak
çorbabıraktı.Hiçkonuşmadılar.Amaoderinsessizlikte,Armando
aniçinsadecebirstratejistdeğil,acıçekenbirinsanolduğunu
hatırladı.
Operasyondanikigünönce,Lorenz’indirenişininengenç
üyelerindenbiri,henüzonsekizindekiLeo,birpanikatakgeçirdi.
Çocuğunnefesikesiliyor,gözlerikorkuylayuvalarındanfırlayacak
gibiydi.Duvardandestekalarakyereçöktü."Öleceğiz,"diye
fısıldıyordu."Hepimizöleceğiz.Bubirintihar."
Kaya,onukalabalıktanuzağa,gözlemevininsessizveterkedilmiş
kütüphanesineçekti.Onanutukçekmedi,kahramanlıkmasalları
anlatmadı.SadeceyanınaoturduvekendioğluAhmet’tenbahsetti.

340
Onunküçükellerinden,saçınıntazetoprakkokusundan,kanserle
savaşırkenbileyüzündenbiranbileeksikolmayanoinatçı,meydan
okuyangülümsemesinden..."Bizbüyükkahramanlıklariçin
savaşmıyoruz,Leo,"dediyumuşak,çatallıbirsesle."Biz,birçocuğun
dahagülümseyebileceğibirdünyaiçinsavaşıyoruz.Sadecebirtane
daha.Buyeter."Leo'nunsarsılanomuzlarıyavaşçadindi.Ogece,
silahınıkörbirkorkuyladeğil,somutbiramaçlatutuyordu.
SonGece:TruvaAtıYolaÇıkıyor
Hazırlıklarınsongününde,herkesmeşemasanınetrafındabir
sessizlikyeminietmişgibitoplandı.Ortada,koyukahverengi,
yıpranmışderibirsilindirçantanıniçinde,özenlesarılmışsahte
planlarduruyordu.Masanınüzerindekigazlambasınıntitrekışığı,
yorgunvekararlıyüzlerdederingölgelerdansettiriyordu.
Lorenz,defterinesonbirnotyazdıveArmand’auzattı.Armand
notuağırağır,fısıltıylaokudu:“Kibir,enbüyükkörlüktür.O,planları
değil,kendizekâsınınyansımasınıgörecek.”
Hava,söylenmemişvedaların,sonbirkezsıkılanellerinvetüfek
mekanizmalarınasürülenyağınsoğukkokusuyladoluydu.Ogece
kimseuyumadı.Sığınağınherköşesindesessizbirhareketlilikvardı.
Bıçaklarınbilendiğitaşınritmiksesi,biraskerinannesindenkalan
buruşukbirmektubusonkezöpüşü,birbaşkasınınsessizce
yoldaşınınsargısınıtazeleyişi...Bunlar,kopmaküzereolanbüyükbir
fırtınanınhabercisiolanküçük,pahabiçilmez,insanianlardı.
Elvis,planlarınolduğuçantayıelinealdı.Derininsoğukluğunuve
ağırlığınıparmaklarındahissetti.Bu,sadeceparşömendolubirçanta

341
değildi.Bu,birdostunhayatının,birtiranınsonununvebelirsizbir
geleceğinanahtarıydı.
“Zamanıgeldi,”dedi,sesiodadakisessizliğibirbıçakgibikesti.
Netvekararlıydı.
Kimse“bolşans”dilemedi.Gerekyoktu.Bu,şansınçokötesinde
birhesaplaşmaydı.
Sessizce,tekbirkelimeetmeden,geceninyutankaranlığına
karıştılar.Arkalarındabıraktıklarıtekşey,gazlambasınınsönmeye
yüztutmuşışığıvemasanınüzerindekiboşkahvefincanlarıydı.
Küllerinarasındanyenibirbaşlangıçfilizlendirmekiçin,sonbirkez
dahaateşeyürüyorlardı.
Onlarıdaracıkbirarasokakta,ikisadıkhayaletbekliyordu:
motoruöksürürgibiçalışan,brandasıyamalıbirkamyonetveboyası
atmış,kimsenindönüpikincikezbakmayacağıeskipüskübirsedan.
Bunlarsavaşaraçlarıdeğil,şehrinkandolaşımındafarkedilmeden
gezebilen,yorgunvegörünmeztaşıyıcılardı.
Kapılargıcırdamadanaçılıpkapandı.İçerideradyoaçılmadı,tek
kelimeedilmedi.Herkesinzihni,azöncemasanınüzerineserilmiş
olanoeskiharitanınkıvrımlarındageziniyordu.
Kamyonetinkasasındakiçelikveteçhizatınhafifşıngırtısı,
motorunboğukhomurtusunakarışıyordu.Şehrinuykuludamarları
arasından,ıslakasfaltınüzerindekayanbirerpıhtıgibisessizceaktılar.
Pencerelerdengeçentitreksokaklambalarınınışığı,içeridekikararlı

342
yüzlerdeanlık,kesikgölgelerbırakıyordu.Buyolculuk,mesafeyi
değil,zihinlerdekisonhazırlığıtamamlamakiçindi.
Yerleşimyerlerininışıklarıgeridekaldıkça,yerinikaranlığa
gömülmüşdevasafabrikabacalarınınvepaslıçatılarınsilüetlerialdı.
Araçlar,hedeftenbirkilometrekadaruzakta,terkedilmişbir
antreponunkörgölgesineçekildi.Kontaklarkapatıldığında,
motorlarınsonhırıltısıdageceniniçindeeridi.Artıktekses,rüzgârın
metallevhalararasındaçıkardığııslığabenzer,uğursuzsesti.Buradan
sonrasıyaya,buradansonrasıavsahasıydı.
WaldglashütteCamKesimhanesi,şehrinçürüyensanayi
kuşağında,paslıbirdeviskeletigibiyükseliyordu.Yaklaştıklarında,
Armand'ınharitasızihinlerindecanlandı.Emirlerfısıldanmadı,
planlartekraredilmedi.Herkesgörevinibiliyordu.Bu,birordunun
değil,tekbiramacakilitlenmişbiravcısürüsününhareketiydi.
Kayaveikisağlıkçıdanoluşanküçükbirekip,Armand'ın
"GüvenliKoridor"olarakbelirlediği,fabrikanınaltındangeçenve
yakındakinehreaçılaneskidrenajborusunungirişinekonuşlandı.
Burasıhembirgeriçekilmerotasıhemdeolasıbiryaralıtahliye
noktasıydı.Kaya,tıbbiçantasınıaçarkengözleri,tünelinkaranlık
ağzındaydı.Hazırdı.
DirenişingençüyesiLeo,omzundadürbünlütüfeğiyle,paslıbir
metalmerdivenetırmanıyordu.Hedefi,hiçbirmodernşemadayer
almayan,amaArmand'ın1910'lardankalmaplanındagördüğüeskibir
vinçkontrolplatformuydu.Leo,yerineyerleştiğinde,tümanakat
ayaklarınınaltındaydı.Birkaçgünöncekipanikatakgeçirençocuk

343
gitmiş,yerinekalbiamacınınritmiyleatankeskinbirgözcügelmişti.
Babasındanöğrendiğigibinefesinidüzenledi.O,tepedekisessiz
koruyucuydu.
Diğerküçükekipler,birhayaletgibifabrikanıniçinedağıldı.
Hareketleri,Armand'ınplanınıncanlıbirkanıtıydı.Graustadt'ın
muhtemelgirişnoktalarına,körnoktalarayerleştiler.Beklenen
devriyerotalarını,eskikonveyörbantlarınınarkasınavedevasacam
fırınlarınıngölgelerinegizlenerekkestiler.Graustadt'ınteknolojisine
karşı,fabrikanınkendiendüstriyelanatomisinibirsilaholarak
kullanıyorlardı.Bu,kusursuzbirsızmaydı.
Herkesyerineyerleştiğinde,telsizlerdentekbir,kısacızırtı
duyuldu.Sinyalaçıktı.Sahnekurulmuştu.Şimdi,başroloyuncusunun
vaktigelmişti.
Elvis,deriçantayıomzunaastı.Derinbirnefesaldı,ciğerlerini
fabrikanınsoğuk,küflüvemetalikhavasıyladoldurdu.Sonra,devasa
üretimkatınıngirişindedurantekbirfigürolarak,gölgelerdenışığa
doğruilkadımınıattı.
Yürüdüğüdevasasalon,terkedilmişbirkatedralgibiydi.Yüksek
tavanlardakikirlicamlardansızanayışığı,yerdekikırıkcam
parçalarındahayaletgibiparıldıyordu.Adımsesleri,ürkütücübir
sessizlikiçindeyankılanıyordu.Yalnızdı,amatekbaşınadeğildi.
Etrafındakikaranlıkta,yoldaşlarınınvarlığını,onuçevreleyensessiz
birgüvenlikağıgibihissedebiliyordu.Hergölgedebirdost,her

344
kirişinüzerindebirkoruyucuolduğunubiliyordu.Bubilgi,korkusunu
bastırıyor,adımlarınısağlamlaştırıyordu.
O,sadecebiraskerdeğildi.O,biryemdi.Vebiryemin,avcısını
çekecekkadarcazipvekendindenemingörünmesigerekirdi.
Yüzünde,yorgunamameydanokuyanbirifadevardı.Graustadt'ın
tamdabekleyeceğigibi:köşeyesıkışmışamahâlâtehlikelibir
adamınifadesi.
Elvis,salonuyaklaşıkolarakyarıladığındadurdu.Burasıbuluşma
noktasıydı.Çantayıyavaşçayerebıraktıvebeklemeyebaşladı.
Saniyeler,dakikalaradönüştü.Sessizlikokadaryoğunduki,kendi
kalpatışlarınıduyabiliyordu.Yukarıdakibirmetalparçasından
damlayantekbirsudamlasınınsesi,birçekiçdarbesigibiyankılandı.
Vesonra,sessizlikbozuldu.
Salonu'nunkarşıucundakidevasa,sürgülümetalkapılar,kulak
tırmalayanbirgıcırtıylaikiyanadoğruaçılmayabaşladı.Dışarıdaki
gecedendahakaranlıkbirboşlukbelirdi.Önceseslerigeldi;ritmik,
ağırbirmetaliktakırtıvealçak,uğursuzbiruğultu.
Ardındankendilerigöründü.Graustadt’ınaskerleriydi.
Elvisyerindenkımıldamadı.Gözlerini,açılankapınınkaranlık
ağzınadikmişti.
Askerlerpozisyonaldığında,kapıdaniçerigüçlü,endüstriyel
projektörleryandıvedoğrudanElvis'inüzerineodaklanarakonukör
edicibirışıkçemberinehapsetti.Gözlerinikısmakzorundakaldı.
Işığınarkasından,ikiaskerdahayürüdü.Amayalnızdeğillerdi.
Aralarında,neredeysecansızbirbedeniandıranüçüncübirfigürü

345
taşıyorlardı.Okişi,ışıkçemberininkenarınageldiğinde,
projektörlerinacımasızaydınlığındasilüetibelirginleşti.Üzerindeki
kıyafetlerşaşırtıcıbirşekildetemizvelekesizdi.
Askerlerdenbiri,tuttuğukişininçenesindenkavradıvebaşını
kaldırmayazorladı.
Oan,Elvis'innefesiboğazındadüğümlendi.Yukarıdakikirişte
yatanLeo'nunparmağıtetiktegevşedi.
Yüzündetekbiryaraizi,tekbirçürükyoktu.Fizikselbirşiddete
maruzkalmamıştı.Amagözleri...Gözlerioradaydıamabomboştu.
Elvis'ebakıyoramaonugörmüyordu.Hiçbirşeygörmüyor,hiçbirşey
hissetmiyorgibiydi.Birzamanlarzekâ,mizahvehayatlaparlayano
gözler,şimdicilalı,ruhsuzikitaştanfarksızdı.Hafızası,kişiliği,ruhu
sankicerrahibirmüdahaleyleyerindensökülmüşgibiydi.Orada
duran,Gregorio'nunbedeniydiamaiçindekiadamgitmişti.
Bu,basitbiresirdeğildi.Bu,Graustadt'ınbirmesajıydı.Birzafer
anıtıydı.Birbedenikırmanınbasitliğindençokdahaöte,birzihni
silebilmeninmutlakgücünüsergiliyordu.
GregorioVescarisahnedeydi,amasahnedesadeceboşbirkostüm
vardı.
Elvis'iniçindekiherşeyoandondu.Plan,strateji,amaç...hepsi
birandaanlamınıyitirdi.Gördüğümanzarakarşısındahissettiğişok,
saniyeleriçindeyakıcı,kontroledilemezbiröfkeyedönüştü.
"HAYIR!"

346
Çığlığı,fabrikanınmetalduvarlarındayankılandı.Biradımöne
atıldı.Zırhlıaskerleranındatüfeklerinionadoğrulttu.
"ONUNÖZGÜROLMASINIİSTEMİŞTİM!"diyebağırdı,sesi
acıylayırtılıyordu."BUŞEKİLDEDEĞİL!ONANEYAPTIN?
SENİCANAVAR!"
Hoparlörlerdengelensesbusefersoğukbirmerakladoluydu.
"Canavarmı?Hayır,BayAshford.Benbirsanatçıyım.Vebu...
benimşaheserim.Onuacıdan,anılardan,bağlılıklardan...yanionu
zayıfkılanherşeydenözgürleştirdim.Seninistediğinözgürlükbuydu,
değilmi?"
Busözler,Elvis'inruhunasaplananzehirlibirhançergibiydi.
Drenajtünelininağzında,Kayatelsizdengelenleridinlerken
dehşetlegözlerinikapadı.Elvis'inacısınıkendiruhundahissediyordu.
"Dayan,Elvis,"diyefısıldadı."Planasadıkkal."
Graustadtdevametti."Buöfke...buhayalkırıklığı...Şimdi
anlıyorumkiplanlargerçek.Çünkühiçbirstratejist,böylebir
duygusaltepkiyibukadarmükemmeltaklitedemez.Teşekkürler,
BayAshford.Yeminizingerçekliğinikanıtladınız."
Elvis,derinbirnefesalarakkendinitopladı.Oan,tuzağınsadece
Gregorioiçindeğil,kendiduygularıiçindekurulduğunuanladı.
Soğukbirkararlılık,öfkesininateşinibastırdı.Sesinibulduğunda,
çığlığınınyeriniçeliğinsoğukluğualmıştı."Takasıtamamla,
Graustadt."
"Elbette,"dedises."Amaönce,küçükbirsamimiyettesti.
Planlarınolduğuçantayıyavaşçayerebırakveonadımgeriçekil.

347
Askerlerimonualacak.Eğerplanlar...ilginçise,arkadaşınınbuboş
kabuğusenindir."
Elvistereddütetmedi.Bu,Armand'ınöngördüğübirhamleydi.
Graustadt'ınkibrininbirsonrakiadımı.Yavaşçaeğildi.Deriçantayı
yerekoydu.
Sonra,gözlerinibiranbileGregorio'nunboşbakışlarından
ayırmadan,yavaşveölçülüadımlarlageriyedoğrugitmeyebaşladı.
Onuncuadımdadurdu.Şimdisalonunortasında,tamamen
savunmasız,ışıklarınaltındatekbaşınaydı.İkiasker,yavaşçaçantaya
doğruilerlemeyebaşladı.
Oyununbirsonrakiperdesibaşlamıştı.TruvaAtıkalenin
içindeydi.
HoparlörlerdenGraustadt’ınsesiyenidenduyuldu.Sesindenebir
heyecannedebirsevinçvardı;sadecebirsonrakiadımageçenbir
yöneticininsoğukvemesafelitonu.
“Kabuledilebilir.”
Buikikelime,odadakihavayıbirandadondurdu.Birövgüden
çokdahaürkütücüydü.Bu,Graustadt'ınplanlarıanladığı,içindeki
dehanınfarkınavardığıamabunubirlütufgibisunmayatenezzülbile
etmediğianlamınageliyordu.O,sadecehakkıolduğunudüşündüğü
şeyialıyordu.
Elvis,planınişlediğinibilmeninverdiğianlıkrahatlamaylabir
adımattı."Anlaşmaanlaşmadır,Graustadt,"dedi."Gregorio'yu
bırakın."

348
Hoparlörlerdenbukezneredeysealaycı,dersverenbirtonyayıldı.
"Dersinihenüzalmadın,değilmiBayAshford?Herzamanbir
bedelvardır.Senbanabirgeleceksundun.Bendesanabirgeçmişin
nekadarkolaysilinebileceğinigöstereceğim."
Elviskonuşmayabaşlamıştıkisesi,tekvenetbiremirlekesildi:
“Deneyisonlandırın.”
Gregorio'yututanaskerlerdenbiri,onusımsıkısabitlerken,diğeri
belindenağır,köşelivenamlusunakalınbirsusturucutakılmışbir
tabancaçıkardı.Hiçbiracelebelirtisigöstermeden,tabancanın
namlusunuGregorio’nunşakağınadayadı.
AnidenGregorio'nunparmaklarıseğirdi.
Gözkapaklarıtitredi.
VeElvis'ebaktı.
Gerçektenbaktı.
Oboşbakışlarınderinliklerinde,tanıdıkbirışıkyanıpsöndü.
Dudaklarıhafifçekıpırdadı:
"Kaç..."

349
BÖLÜMXI:
KIRIKSAATLER
Fabrikanınçürümüşçatısındansızansabahışığı,tozluhava
kesimindealtınrengişeritlerçiziyordu.Paslanmışkonveyör
bantlarınıngölgeleri,yerdeuzunparmaklıklargibiuzanıyor,kırık

350
camparçalarıbuışıktasönükyıldızlargibiparlıyordu.Waldglashütte
CamKesimhanesi,birzamanlarıngürültülüüretimmerkezi,şimdi
ölümsessizliğinebürünmüştü.
Tamoanda,hoparlörlerdengelenbirgürültübuölüsessizliği
paramparçaetti.Graustadt'ınsesi,metalikbirtınıylatümfabrikayı
doldurdu:
"Durun.”
Askerlerşaşkınlıkladurakladı.
"BayAshford,"diyedevamettiGraustadt,sesindeilkkezgerçek
birheyecanvardı."Zihnitamamensilinmişolmasınarağmen...seni
tanıdı.Sonbiraniçinbileolsa.Bukadargüçlübirbağ..."
Biranlıksessizlik.Sonrasoğukbirkarar:
"Nekadaracıvericiolacak.Ateşedin!"
Elvis’in"HAYIR!"diyebağıranboğukçığlığıduyuldu,ama
devasasalondabirfısıltıgibikayboldu.
Patlamasesi,birgümbürtüdeğil,neredeysebiröksürükgibi
boğukvetokbirPOFsesiydi.Susturucununyuttuğuses,fabrikanın
sessizliğindedahadakorkunçbirşekildeöneçıktı.
Işıkyoktu.Elektrikarkıyoktu.Sadeceoboğuksesveanında
gelensonuç.
Gregorio’nunbedenianlıkbirspazmlasarsıldıveardındantüm
gerginliğiniyitirdi.Askerlerkollarınıbıraktığında,cansızbedenibir
paçavragibiyereyığıldı.Şakağındakiküçük,koyurenklidelikten
incebirkansızıntısıbaşladı.

351
Sessizlik.
Oboğukpatlamanınardındangelensessizlik,binlerceçığlıktan
dahaağırdı.Elvis,oracıkta,ışıklarınaltında,yereyığılmışdostunun
bedeninebakakaldı.Umudunsonkırıntısıda,osessizveadieylemle
birlikteyokolmuştu.Öfkeyoktu.Acıyoktu.İçindeherşeyinöldüğü,
herşeyindonduğudevasabirboşlukvardı.
Graustadt’ınsesi,bukutsalsessizliğibirkezdahabozdu.Sesinde,
zaferiniilanedenbirtiranınkibirlitınısıvardı.
“İnsansevgisiningücünebak.Silinmişbirhafızabileonu
yenemedi.Amasonuçdeğişmiyor,değilmiAshford?"Tozvehayal
kırıklığı.Şimdi,takasınsonparçasıolarak...sırasende.”
Graustadt'ınsonsözü,bardağıtaşıransondamlaoldu.Elvis'in
içindekiobuzdanboşluk,tekbirnoktada,safbirnefretindonmuş
çekirdeğindeyoğunlaştı.GözleriniyavaşçaGregorio’nuncesedinden
ayırıpkapınınkaranlığınadikti.
Bu,planınbirparçasıdeğildi.Bu,hesaplaşmaydı.
DrenajtünelininağzındakiKaya,telsizdengelenboğuksesive
ardındanyaşanandehşetdolusessizliğiduyuncaneolduğunuanladı.
Telsizioperatörünelindenkaptı.Sesindekişefkatvetereddütteneser
kalmamıştı.
“ŞİMDİ!”diyebağırdıtelsize,sesitümkanallardayankılandı.
“PLANB!BÜTÜNBİRİMLER,ATEŞ!”
Elvis,Gregorio'nuncansızbedeninebakarkengözlerindeki
donuklukyeriniçelikbirkararlılığabıraktı.Çantanıniçindeki

352
mekanikbirdüzenekhazırdı–Lorenz'inustalıklatasarladığıbasit
amaölümcülbirsaatlibomba.Kablolar,çarklarvebirkaçdinamit
lokumu...Çantanıniçineustalıklagizlenmişti.
Kaya'nınişaretiyle,Elvisçantayıaskerlerinortasınafırlattıve
kendiniyereattı.Askerlerdenbirişaşkınlıklaçantayıaçmaya
çalışırken,içindekimekaniktıkırtıyıduydu.
Sonraherşeykırmızıyadöndü.
Kıpkırmızıya
Patlama,fabrikanıncamlarınıtitretti.Alevlervedumanbiranda
heryerikapladı.Projektörlerdevrildi,ışıklarsöndü,askerlerşaşkına
döndü.Graustadt'ınteknolojiküstünlüğü,basitbirbarutyığını
karşısındaçaresizkalmıştı.
Heryerkararmıştı.Amakaranlık,direnişindostuydu.
YukarıdakikirişlerdenLeo'nuntüfeğigürledi.İlkkurşun,
Gregorio'yuöldürenaskerinalnınasaplandı.İkincisi,diğerinin
göğsünüdeldi.
Kaos,birbarutveçelikilahisiyledoğdu.Patlamanınalevleri,
devrilmişprojektörünsontitrekışığıylabirleşereksahneyikanve
turuncurengeboyuyordu.Graustadt'ınaskerlerişaşkınlıkveacı
içindebağırırken,fabrikanıngölgelericanlandı.Paslımakinelerin
arkasından,asmakatlardanvedevasafırınlarıniçindençıkan
direnişçiler,susturuculusilahlarınboğuköksürükleriyleateşekarşılık
verdi.Bu,ordularınsavaşıdeğildi;bu,kendiavsahasınıezberebilen
biravcısürüsünün,ormanınagirenkibirlivehazırlıksızavcılarakarşı
başlattığıbirkatliamdı.

353
AmaElvis’inkulaklarıbucehennemiduymuyordu.Gözleri,
patlamanınyarattığıanlıkboşluktatekbirnoktayakilitlenmişti.
Gregorio.
Birhayaletgibihareketetti.Siperaldı,ateşetti,ilerledi.
İçgüdüleribedeniniyönetiyorduamaruhu,alevlerinaydınlattığıo
cansızbedeninyanındaydı.BirGraustadtaskeriönüneçıktığında,hiç
düşünmedentetiğebastı.Yabancısilahınvızıltısıvebedeninyere
yığılması,onuniçinsadecehedefinegidenyoldabirengeldi.
Nihayetonaulaştı.
Dizlerininüzerineçöktü.Etrafındakikurşunvızıltılarıve
bağırışlar,uzakbirfırtınanınuğultusunadönüştü.Burası,savaşın
ortasında,dünyanınensessizyeriydi.Gregorio,birkuklacınıniplerini
kestiğibirpaçavrabebekgibi,garipbiraçıylayerdeyatıyordu.
Şakağındakioküçük,neredeysebellibelirsizdelikdışında,yüzü
huzurlubilesayılabilirdi.Amagözleri...Oboşlukhâlâoradaydı.
Elvis,titreyeneliniuzattıvedostununsoğumayabaşlayan
yanağınadokundu.
“Üzgünüm,kardeşimi,”diyefısıldadı,sesiboğazındakidüğümün
arasındanzorlaçıkıyordu.“Senikurtarmakistedim.Sanaözgürlüğünü
gerivermekistedim…Buşekildedeğil.”
Birandurdu,etrafındakialevlerinyansımasıgözlerindedans
ediyordu.
“Amaduydunbeni,değilmi?”diyedevametti,sesindeşimdi
acınınyerinialantuhaf,kırıkbirgururvardı.“Osonanda…geri

354
geldin.Gördümgözlerinde.Otekkelime,‘kaç’…Bütünbu
cehennemebedeldi,Gregorio.Yenilmedin.Ruhunuonlarateslim
etmedin.”
Yavaşçauzandıvedostununhâlâaralıkolangözlerinikapattı.Bu,
savaşalanındasunabileceğisonmerhamet,soninsanlıkeylemiydi.
Parmakları,birzamanlarhayatladoluolanogözkapaklarının
üzerindebiranduraksadı.
“Sanasözveriyorum,”diyefısıldadı,sesiartıkçelikgibisoğukve
keskindi.“Bugeceosanatçı,kendikanıylasoneseriniçizecek.”
Tamoanda,başınınhemenyanındakibetondanbirparça,bir
mermininisabetiylepatladı.Gerçekdünya,acımasızbirtokatgibi
yüzüneçarptı.
Elvisayağakalktı.
Ayağakalktığında,yastutanadamgitmişti.Gözlerindekiacı,
donmuşbirnefretinkristalizeolmuşhaliydi.Gregorio’nuncansız
bedeninesonbirkezbaktı.Bubirvedadeğil,biryemintazelemesiydi.
Yemgitmişti.Takasbitmişti.Kişiselolanherşey,şimdiher
şeydendahakişiseldi.
Elindekiyabancısilahısımsıkıkavradıveenyakıngölgeyekarıştı.
Artıko,köşeyesıkışmışbiryemdeğildi.
O,avcınıntakendisiydi.
Drenajborusununağzında,Kayatelsizincızırtılısesindensavaşı
dinliyordu.Hersilahsesi,herbağırış,zihnindekanlıbirtablo
çiziyordu."Leo,durumbildir,"dedinetbirsesle.TelsizdenLeo'nun
nefesnefeseamaodaklanmışsesigeldi:"Kiriş7'deikikişilikdevriye.

355
İndiler.EritmefırınıC'ninetrafıtemiz.Elviskapıyadoğruilerliyor.
Engelyok."Kaya,"Anlaşıldı.Dikkatliol,çocuk,"diyecevap
verirken,tünelinkaranlığındanikidirenişçibelirdi.Birininomzunda
yaralıbiryoldaşlarınıtaşıyorlardı.Kaya'nınyüzündekikomutan
ifadesibirandasilindi,yerinişifacınınsoğukkanlışefkatialdı."Onu
yatırın,"dedivederhaltıbbiçantasınıaçtı.Savaşınbedeliödenmeye
başlamıştı.
Yukarıda,fabrikanınmetaliskeletinetünemişolanLeo,
dürbünününardındanbirölümmeleğigibiizliyordu.Graustadt'ın
askerleri,oilkkaostansonrayenidenorganizeolmaya,küçükateş
timlerihalindeilerlemeyebaşlamıştı.Leo,telsizefısıldadı:"Güney
kanadı,Pres3'ünarkasındakiekip,dikkat!Üçkişilikbirtimüzerinize
geliyor."Aşağıdangelenüçboğukpatlamasesi,Leo'nunuyarısının
hedefineulaştığınınkanıtıydı.O,sadecebirtetikçideğil,sürünün
tepedekigözüydü.
Aşağıda,cehenneminkalbinde,direnişçilerfabrikanınkendisini
birsilahadönüştürmüştü.Birekip,eskibirvinçmakarasının
halatlarınıkeserektonlarcaağırlıktakipaslızinciryığınınıbirgrup
askerinüzerinebıraktı.Birdiğeri,yüksekbasınçlıbirbuharvanasını
patlatarakbirkoridorugörüşüimkansızkılan,haşlayıcıbirbulutla
doldurdu.Bu,Armand'ınplanınındehasıydı:teknolojiyekarşıarazi
bilgisi,zırhakarşızekâ.
Elvis,bukaosunmerkezinde,durdurulamazbirgüçgibi
ilerliyordu.Gregorio'nunintikamı,damarlarındaakanbirzehirgibi

356
onuhemöldürüyorhemdehayattatutuyordu.Birdirenişçi,biraskeri
oyalarken,Elvisyantarafındanyaklaşıpişinibitiriyor,sonrahiç
duraksamadanbirsonrakigölgeyesüzülüyordu.Hedefitekti:her
şeyinbaşladığıodevasa,sürgülükapıveonunardındakitiran.
Tamkapınınönüneellimetredenazbirmesafekala,
hoparlörlerdenGraustadt’ınsesiyenidenduyuldu.Bukezsesinde
öfkeyadapanikyoktu;yerinibuzgibi,analitikbirsükunete
bırakmıştı.
"İlkelamaetkili.Kabulediyorum.Sıçanlar,kendilabirentlerinde
oldukçatehlikeliolabiliyorlar."
Biranlıkbirsessizlikoldu.Sonrafabrikanınmetalduvarlarını
titreten,ağırveritmikbirsesduyulmayabaşlandı.Bu,askerlerin
postallarınınsesideğildi.Bu,çokdahaağır,çokdahamekanikbir
sesti.
"Amahersıçanınbirzaafıvardır,"diyedevamettiGraustadt.
"Kendiyansımasındankorkar.Bakalım...kendisuretlerinizekarşı
nasılsavaşacaksınız.Benimgerçekşaheserlerimletanışın."
Hoparlörlerdengelenkeyifdoluseskesilirken,fabrikanınyan
duvarlarındakidevasakargokapıları,gürültülübirbiçimdeyukarı
doğrusıyrıldı.
Karanlıktan,birorduçıktı.
Hepsininyüzleriaçıktaydıvehepsininifadesiaynıydı:mutlakbir
boşluk.Kusursuzbiruyumiçinde,yavaşvedurdurulamazadımlarla
ilerliyorlardı.
Bu,birordudeğil,yürüyenbirmezarlıktı.

357
"Ateş!"
Direnişçiler,içgüdüselolaraksiperlerindenateşaçtı.Kurşunların
isabetettiğibedenler,sessizce,birerpaçavragibiyereyığılıyordu.
Ancakgerikalanlar,biranbileduraksamadı.Yanlarındabirdostları
vurulduğundagözlerinibilekırpmadılar.Düşenbedenlerinüzerinden
yadayanından,adımlarınıhiçbozmadangeçipyürümeyeveateş
etmeyedevamettiler.
YukarıdakivinçplatformundanLeo'nunsesi,telsizhattındabir
fısıltıgibititredi:“Tanrım...O...LiderVogel.EliasVogelonların
arasında!”
Buikicümle,direnişinhatlarındabirşokdalgasıgibiyayıldı.
Elvis,gözlerifaltaşıgibiaçılmış,enöndekisafta,mekanik
adımlarlayürüyenotanıdıkyüzekilitlenmişti.Liderlerişimdionlara
doğruyürüyordu.
DrenajtünelininağzındaKaya,duyduğuisimleelindekiplazma
enjektörünüyeredüşürdü.ÖnceGregorio,şimdideElias...Hepsi
gitmişti.
Telsizdekihaykırış,birzehirgibidirenişinhatlarınayayıldı.
Silahlarbiranlığınasustu.Yüzlerdekikararlılık,yeriniakılalmazbir
dehşetebıraktı.Üzerlerineateşedenler,sadeceeskiyoldaşlarıdeğildi;
liderleri,umutları,direnişintakendisiydi.
Veobiranlıktereddüt,katliamadönüştü.
"Neyapacağız?"diyebağırdıbirdirenişçisiperininarkasından.
"Onlaraateşedemeyiz!"

358
Bucümle,direnişinüzerineçökenumutsuzluğunözetiydi.Nasıl
savaşırlardıki?Karşılarındakisadecebirdüşmandeğil,kendi
geçmişleri,kendikayıplarıydı.
Tamoanda,Elvis'insesitelsizdebirkırbaçgibişakladı.Sesi,
acıyladeğil,safvedonmuşbirnefretledoluydu.
"ONLARBİZİMYOLDAŞLARIMIZDEĞİL!"diyekükreditüm
kanallara."Onlar,Gregorio'yayaptığınınaynısınıyaptığı,ruhunu
çaldığıbedenler!OnlarGraustadt'ınsilahları!Onlarlasavaşarak
kazanamayız!Hedefonlardeğil,kuklacı!"
Elvis,siperaldığıyerdenfırladı.Amahayaletorduyadoğrudeğil,
onlaraparalelbirşekilde,fabrikanıngölgelerinikullanarakana
kapıyadoğrukoşmayabaşladı.
"TÜMBİRİMLERE!HEDEFDEĞİŞİKLİĞİ!"diyebağırdı
telsize."OHAYALETLERİOYALAYIN!DURDURMAYA
ÇALIŞMAYIN,SADECEYAVAŞLATIN!BANAKAPIYA
GİDENBİRYOLAÇIN!"
Kaya'nınsesi,drenajtünelininağzındananındatümbirimlere
emritekrarladı:"Tümhücreleranladı!ÖncelikElvis!Hayaletleri
meşguledin,Elvis'ekoridoraçın!Tekrarediyorum,koridoraçın!"
Buemir,direnişinüzerineçökenoölümcültereddütükırdı.Amaç
yenidennetleşmişti.Elias'ıkurtaramazlardı.Amaonunvediğerlerinin
intikamınıalabilirlerdi.
Savaşındoğasıbirandadeğişti.Fabrikanındörtbiryanındaki
gölgeleryenidencanlandı.Direnişçilerartıkcephesavaşıvermiyordu.
Birersabotajcıgibifabrikanınendüstriyeldamarlarındakayboldular.

359
Birekip,devasabirpresmakinesininhidroliklerinipatlatarakhayalet
ordunungeçeceğikoridorutonlarcaağırlıktakiçeliğinaltınagömdü.
Başkabirköşede,birgrupsavaşçıeskibirjeneratörükısadevre
yaptırarakköredicibirelektrikarkıyarattıvehayaletleringörüşünü
engelledi.Telsizdenisimsizsesler,koordinatlarıvedüşman
hareketlerinibildiriyordu.
YukarıdanLeo,artıkhayaletordununaskerlerinideğil,
ilerledikleriyoldakizayıfnoktalarıhedefalıyordu;tavandansarkan
birvinçhalatını,birdestekkirişininbağlantınoktasını,birbuhar
borusununanavanasını...
Direnişinisimsizsavaşçıları,Graustadt'ınordusunuyenmeye
çalışmıyordu.Onu,kendikalesininiçindehapsediyor,dikkatini
dağıtıyorveliderleriiçinbiryolaçıyorlardı.
VeElvis,bukolektifkaosunortasında,yoldaşlarınınkendi
bedenlerivefabrikanınçeliğiyleaçtığıokanlıkoridorda,artıksadece
biraskerdeğil,hedefinekilitlenmişbirintikammeleğigibi,
Graustadt'ınsesiningeldiğiodevasametalkapıyadoğru,
durdurulamazbirşekildeilerliyordu.
Arkasındakisavaşıngürültüsü,birfırtınanınuğultusugibiydi;
patlamalar,metalinmetaleçarpmasesleriveisimsizyoldaşlarının
telsizdekikararlıbağırışları...AmaElvisiçintümbusesler,
zihnindekitekbiramacakıyaslabirfısıltıyadönüşmüştü.Kapı.
Nihayetoaçıkalanaulaştı.Devasa,sürgülümetalkapılar,bir
sığınakgirişigibiönündeyükseliyordu.Arkasındakicehennemden

360
biranlığınasıyrılmış,şimdiisekapınınönündekiölümcülsessizlikle
yüzleşmişti.
Sessizlik,kapınınyanındakigölgelerdendörtfigürünçıkmasıyla
bozuldu.Bunlar,zihinlerisilinmişhayaletlerdeğildi.Üzerlerinde
Graustadt’ınseçkinmuhafızlarınıngiydiğiüniformalarvardı.
Hareketleriakıcıveprofesyoneldi.Gözlerindeboşlukdeğil,ölümcül
birodaklanmavardı.Silahlarını,tekbirortakakıldanemiralmışgibi
aynıandaElvis'edoğrulttular.
Elvis,anındaenyakınındakiçelikbiryükvagonununarkasına
kendiniattı.Mermiler,siperaldığımetalibirçekiçgibidövmeye
başladı.
HoparlörlerdenGraustadt’ınsesi,buseferbabacanbirhayal
kırıklığıylayankılandı."Sonunageldin,BayAshford.Bukadarçaba,
bukadarkayıp...vehepsikapımınönündeölmekiçinmi?Sanat
eseriminönündekison,anlamsızbirfırçadarbesisin."
Elvis,sıkışıpkalmıştı.Başınıkaldırdığıanöleceğinibiliyordu.
Tamoanda,muhafızlardanbirininbaşı,sankigörünmezbirel
tarafındangeriyedoğruçekilmişgibisarsıldıvesessizceyereyığıldı.
Birsaniyesonra,birdiğerigöğsünütutarakdevrildi.
Yukarıdan,fabrikanınçatısınayakınbiryerden,Leoişini
yapıyordu.Sessizkoruyucu,avınısabırlabeklemişti.
Kalanikimuhafızşaşkınlıklaetraflarınaveyukarıyabakarak
siperararken,Elvisbufırsatıkullandı.Siperindenfırladıvekapının
devasaelektronikkilitmekanizmasınadoğrukoştu.Cebinden
Lorenz'insonhediyesiniçıkardı:avuçiçikadar,yapışkan,küçükbir

361
patlayıcı.Cihazıkilitpanelineyapıştırdı,zamanlayıcısınıtekbir
darbeyleaktiveettivekendinitekrarvagonunarkasınaattı.
Keskinveboğukbir"PAT"sesiduyuldu.Patlayıcı,mermilerle
değil,yoğunbirelektromanyetikdarbeylekilidiyakmakiçin
tasarlanmıştı.Paneldenkıvılcımlarvedumanfışkırdı.Devasametal
kapılardanbiri,kulaktırmalayanbirgıcırtıyla,birinsanın
geçebileceğikadararalandı.
Elvis,acıyanciğerlerinealdırmadanayağafırladı.Oaralıktan
içeri,gecedendahakaranlıkbirboşluğadaldı.
Gözlerikaranlığaalıştığında,karşısındabirinsangörmedi.
Kapınınardındakigenişhangarda,tekbirşeyduruyordu.Alçak,
köşeliveağırzırhlıbirmobilkomutaaracı.Motoru,bircanavarın
hırıltısıgibialçakbirtondaçalışıyordu.Üzerindekitekkırmızıoptik
sensör,karanlıktaparlıyordu.
Vearacındışındakibirhoparlörden,Graustadt'ınsesigeldi.Artık
alaycıyadababacandeğildi.Saf,soğukvemutlakbirkontrolün
sesiydi.
"İçerigel,Sanatçısenibekliyor."
Elvis,biranbiletereddütetmedi.Bu,birtuzakolabilirdi.Ama
artıkseçenekleritükenmişti.Gregorio'nunintikamı,hertürlükorkuyu
bastırıyordu.Elindekienerjitüfeğinisıkıcakavrayarak,aralanmış
kapıdaniçeriadımınıattı.
Mobilkomutaaracınıniçindengelenhidrolikbirtıslamayla,aşağı
doğrusessizcebirrampaindi.Davet,resmileşmişti.

362
Elvisrampayıçıkarken,ciğerlerindekiisli,kankokuluhavayı
geridebıraktıveyerinesteril,neredeysebirhastaneodasınıandıran
soğukbirhavayıçekti.İçerisi,dışınıntamzıttıydı.Zeminveduvarlar
parlak,beyazmetaldenyapılmıştı.Düzinelerceekran,savaşalanının
farklıaçılarını,askerlerinbiyometrikverilerinivedirenişin
kayıplarınıgösterensoğuk,yeşilrakamlarıyansıtıyordu.
Veodanınenucunda,birtürtahtıandırankoltuğundao
oturuyordu.ErwinGraustadt.
Fizikselolarakheybetlibiradamdeğildi.Üzerindebasit,
kahverengibirüniformavardı.Gözleri,önündekidevasa,holografik
birharitayakilitlenmişti.O,aracısürenbirpilotdeğildi.O,aracın
kendisiydi.Sisteminbeyniydi.
Graustadt,gözleriniharitadanayırmadankonuştu.Sesi,
hoparlördendeğil,doğrudankendiağzından,sakinveyorgunbir
tınıylageliyordu."Arkadaşıniçinduyduğunoöfke...Oacı...İşte
benimortadankaldırmakistediğimhastalıktamolarakbu,Bay
Ashford.Kontrolsüz,verimsizveyıkıcıbirduygu."
Elvissilahınıonadoğrulttu."Onaduygudenir.İnsanolmakdenir.
Seningibicanavarlarınaslaanlayamayacağıbirşey."
Graustadt,nihayetgözleriniharitadanayırıpyavaşçaElvis'e
çevirdi.Gözlerindenedeliliknedekötülükvardı.Sadecederin,
onarılmazbirkederveokederdendoğançelikgibibirmantık.
"Bendebirzamanlarinsandım,"dedi."Karımı,biravuçyiyecek
içinçıkanbirisyanda,anlamsızbirkaosyüzündenkaybettim.Kızımı,
dünyayıkurtarmakiçingirdiğimyoldayanlışlıklakaybettim..Sevgi,

363
acıyıgetirir.Bağlılık,kaybıgetirir.Bendünyayıkurtarmaya
çalışmıyorum,BayAshford.Bensadeceonuacıçekmekten
kurtarıyorum.Onu,benimyaşadığımcehennemdenazatediyorum."
"İnsanlarıbirerkuklayaçevirerekmi?"diyebağırdıElvis.
"Ruhlarınıçalarakmı?Gregorio'nungözlerindegördümoboşluğu!O
kurtuluşdeğil,oyokoluş!"
"Yanılıyorsun,"dediGraustadtsakince."O,saflık.Acıdan,
pişmanlıktan,korkudanarınmışbirvaroluş.Benimyarattığımdünya,
ağlamanınolmadığıbirdünyaolacak."Biranduraksadı,yüzünde
neredeyseşefkatlibirifadebelirdi."Sanadaaynışeyisunabilirim,
Elvis.Oacıyıdindirebilirim.Gregorio'yuzihnindeyeniden
canlandırabilirim.Onu,hiçölmemişgibihatırlamanısağlayabilirim.
Tekbirkelimesöylemenyeterli."
Bu,son,enzehirlidarbeydi.Sadecebirbedenideğil,biramacıda
yoketmeteklifiydi.
Elvis'inyüzündebiranlıkbirtereddütdalgasıgeçti.Sonra
Gregorio'nunsonanı,oboşgözleriniçindeparlayanosonkıvılcım,o
tekkelimeaklınageldi:"...kaç..."
Bubirkaçışdeğildi.Bubirdirenişti.
Elvis'inyüzündekikararlılık,donmuşbirmetaledönüştü.
Namluyu,Graustadt'ınkalbinedeğil,ifadesizyüzünedoğrulttu.
Parmaklarıtetiğikavramakiçingerildi.Bu,Gregorioiçindi.Bu,
kaybettikleriherşeyiçindi.

364
Tamoanda,rampanıngirişinden,metalzeminitırmalayanboğuk,
zorlamabirsesduyuldu.
"Dur."
Ses,birfısıltıdançok,ciğerlerindibindengelenbirhırıltıgibiydi.
Amaotekkelime,odadakigerilimibirbıçakgibikesti.Elvis
donakaldı,parmağıtetikteasılıkaldı.Graustadt'ınyüzündekio
tanrısalsükunetilkdefaçatladı.Gözlerişaşkınlıkla,hattabiranlık
korkuylarampanıngirişinedöndü.
Oradaduranadam,birhayaletgibiydi.Lorenz.Namıdiğer
"Küllboğaz".
Graustadt'ınyüzündenbiranlıktanıma,hattaeskibiranıgeçti.
"Lorenz..."diyefısıldadı.Gözlerindeinanamayanbirifadevardı.
"Amabuimkansız...Sen...Senoyangındaölmemişmiydin?"
Lorenzcevapvermedi.Ağıradımlarlailerlerkenceketininiç
cebindenküçük,yıpranmışbirnotdefterivebirkalemçıkardı.
Odanınsessizliğini,kaleminkağıdasürtünürkençıkardığıhırçınses
doldurdu.Birkaçkelimekaraladıktansonra,defteriGraustadt'adoğru
çevirdi.
Sayfadatekbirsoruyazıyordu:Bununiçinmiydi,Erwin?Bütün
ohayaller...buboşlukiçinmiydi?
Graustadt,oilkşokuüzerindenatıp,acıyanbirifadeyleLorenz'e
baktı."Hayallerölür,Lorenz.Geriyemantıkkalır.Seningibi
duygularınayenikdüşenbirininaslaanlayamayacağıbirşey."
Lorenz'ingözleriöfkeyleparladı.Kalemiokadarsertbastırıyordu
ki,neredeysekağıdıdelecekti.Hızlayenibirsayfaçevirdivebir

365
şeylerdahayazdı.BuseferdefterineredeyseGraustadt'ınyüzüne
doğrusavurdu.
Seninmantığınbirhastalık.Masumlarıyokedenbirveba.
Graustadt,Lorenz'inyüzündekiosaf,kontrolsüzöfkeyigördü.
Yüzündealaycı,küçümseyenvezalimbirgülümsemebelirdi.Bu,
Lorenz'inzayıflığınınkanıtıydı.Onukırmakiçinenacıverici
kelimeleriseçti.
"Buneöfke,Lorenz?"dediyumuşak,zehirlibirsesle."Helena
öldüğündebilebukadarsinirlideğildin."
Bucümle,odadakihavayıdondurdu.
Lorenz'inelindekinotdefterivekalemyeredüştü.Yüzündekio
kontrollüöfke,yerinisafbirnefretebıraktı.Yıllardıriçinde
biriktirdiğiherşeyoanyüzeyeçıkmıştı.
Eli,yavaşçapaltosununiçinedaldı.
Veoradan,eski,güvenilirbirLugertabancaçıkardı.Namludaki
çelik,odanınsterilışığındasoğukbirşekildeparlıyordu.
Lorenz'intabancayıtutaneli,yıllarınbirikmişöfkesiyletitriyordu
amanamlubiranbileGraustadt'ınalnındanayrılmadı.Odanınsteril
sessizliği,şimdiüçadamınkesiknefesleriyledoluydu.
Graustadt'ınyüzündekiotanrısalkontrolmaskesitamamen
düşmüştü.Geriyesadeceköşeyesıkışmış,hesaphatasıyapmışbir
adamınsoğukpaniğikalmıştı."Lorenz,dur,"dedi,sesiilkdefa
yalvarırgibiçıkıyordu."Mantıklıol.Duygularınınseniyönetmesine

366
izinverme.Birliktenelerbaşardığımızıdüşün.Bilimfedakarlık
ister!"
Busözler,Lorenz'inyüzündekinefretidahadaderinleştirdi.
Konuşmadı.Sadecesilahınıdoğrulttuğuadama,birzamanlar
hayallerinipaylaştığıocanavarabaktı.
Elvis,kendiintikamınınbirbaşkasınındahaderin,dahaeskiacısı
tarafındankesintiyeuğradığınıizliyordu.Graustadt'ınzalimliği,şimdi
birbaşkadostunun,Lorenz'ingözlerindealevalevyanıyordu.
Graustadt'ıninsanruhununasılezdiğini,endeğerlianılarıvesevgileri
birerişkencealetinenasıldönüştürdüğünübirkezdahagörüyordu.
ÖnceGregorio,şimdideLorenz'inacısı...
Bu,bitmeliydi.Şimdi.
Lorenz'innamluyututanelibiranbiletitremedi.Gözleri,eski
dostunungözlerinekilitlenmiş,içindesadecesafbirnefret
barındırıyordu.Yıllardırbeklediğiangelmiştiveparmağı,oson
milimetrelikyolukatetmekiçinkasıldı.
"Beniöldürsenbilevizyonumdevamedecek,Lorenz!Busistemi
durduramazsın!Bu,artıkbendendahabüyük!"
Graustadt'ınsesi,zaferindeneminbirtınıyladoluydu.Lorenz'ino
ankiacizliğindenkeyifalıyordu.
Elvis,bumanzarayadahafazladayanamadı.Gregorio'ya
fısıldadığıoyemin,zihnindebirçığlıkgibiyankılandı:"Bugeceo
sanatçı,kendikanıylasoneseriniçizecek."

367
Lorenz'inparmağıtetiğiezmedenhemenönce,Elviskendi
silahınıkaldırdı.Sesi,odadakitümsesleribastıran,buzgibibir
netlikteydi.
"BudaGregorioiçin."
Graustadt'ınşaşkıngözleri,biranlığınaLorenz'denElvis'edöndü.
Amaartıkçokgeçti.
Elvistetiğeasıldı.
Ağırtaarruztüfeği,kulaklarısağıredenbirtakırtıylaateşkustu.
Mermiler,Graustadt'ıngöğsüneisabetettiğinde,onukoltuğunageri
savurdu.Yüzündekiotanrısalkibir,yerinibasit,insanibirşoka
bıraktı.Gözlerisonbirkezşaşkınlıklaaçıldıveoışık,sonsuzadek
söndü.
Sanatçıölmüştü.
Lorenz,elindekisilahıateşleyemeden,donmuşbirhaldeolanlara
baktı.Yıllardırhayalinikurduğuan,gözlerininönündebirbaşkası
tarafındangerçekleştirilmişti.Yavaşça,silahınıtutankoluaşağıdüştü.
Odanıniçinde,yanandevrelerincızırtısındanbaşkases
kalmamıştı.
Elvis,dumanıtütennamluyuindirdi.İlerledeyipelini,sarsılan
Lorenz'inomzunakoydu.
"Bitti,Lorenz,"dedisessizce."Gidiyoruz."
Lorenz,tepkivermedi.Sadeceöleneskidostuna,sonradaonu
öldürenadamabaktı.Gözlerindenebirminnetnedebiröfkevardı.
Sadece...herşeybittiğindekiodevasaboşluk.

368
Elvis,onuyavaşçakendinedoğruçevirdiverampayayönlendirdi.
Komutaaracındançıkıpfabrikanındumanlı,barutkokuluhavasına
geriadımattıklarında,dışarıdakiçatışmaseslerininneredeyse
tamamendindiğinifarkettiler.
Savaşbitmişti.VeElvis,yemininitutmuştu.
Yolculuk,gününilk,acımasızcasolgunışıklarıaltında,kemiklere
işleyenağırbirsessizlikiçindegeçti.Şafak,kurşunibulutların
arasındansızarken,geceboyuncayağankanvebarutunyıkadığışehri
hastabirsarılığaboyuyordu.Motorlarıöksürenoeskikamyonetve
sedan,şimdibirzaferkonvoyudeğil,ruhlarıtaşıyanyorgunbir
cenazealayıgibiydi.Kimsekonuşmuyordu.Zatenkelimeler,yaşanan
cehenneminağırlığıaltındaezilipanlamınıyitirmişti.Zaferintadı,
ağzadolankanveküldenfarksızdı;yakıcı,metalikveboş.
Elvis,kamyonetinsarsıntılıkasasında,karşısındakisoğukmetal
duvaraboşgözlerlebakıyordu.Zihni,birprojektörünacımasız
ışığıylaaydınlatılmışbirfilmşeridigibi,sonbirkaçsaatin
cehenneminitekrartekraroynatıyordu.Hersarsıntıdabiran
canlanıyordu:Gregorio'nunkulağınafısıldadığıson,kanhırıltılı
sözcükler...Graustadt'ınkibirleçarpılmış,zaferindeneminoiğrenç
yüzü...Tetiğiezenparmağının,birhayatınkaderinibelirleyenoakıl
almazağırlığı...Birbedenin,birkuklanıniplerikesilmişgibicansızca
yereyığılışınınotok,midebulandırıcısesi...Yemininitutmuştu.
İntikamınıalmıştı.Pekiyasonra?İntikam,geridekalanodevasa
boşluğudoldurmuyordu,aksineonudahadaoyuyor,dahada
derinleştiriyor,içindekisoğuğukörüklüyordu.Bu,yankısıolmayan
birçığlıktı.

369
Kaya,elindekikanlıbirsargıbeziniyavaşçadeğiştirirken,
sessizceyanınaoturdu.Onunişiherzamanonarmaktı;yırtılanderiyi,
kırılankemiği.Amaşimdi,Elvis'inbakışlarındakiodipsiz,fırtınalı
kuyuyabakarken,bazıyaralarıniğneipliklekapanmayacağını
biliyordu.O,sadecebedenlerideğil,ruhlarıdaiyileştirmeyeçalışırdı,
fakatbuyaranınnekadarderin,nekadarkangrenolduğunu
görüyordu.
"Bazen,"dedifısıltıyla.Sesi,sabahınayazındatitreyenbirbuğu
gibiydi."Bazenbircanıdeğiştirmek...sadecebirtanesini...belkide
bütündünyayıdeğiştirmektir,Elvis."
Busözler,Elvis'inöfkeveacıdanördüğüzırhtaküçük,incebir
çatlakyarattı.Gözlerinibiranlığınasımsıkıkapattı.Zihninde
Gregorio'nunfedakarlığı,kendiüzerinekapananbirkalkangibi
belirdi.Oölmüştü,kendisiyaşasındiye.Bubilgi,omuzlarındakiacıyı
hafifletmiyor,aksineonakutsalvebirokadardalanetlibiranlam
yüklüyordu.Hayatınıngerikalanındataşıyacağıağır,onurlubiryük.
Tanıdıksanayimahallesindekipaslıkepenk,kulaktırmalayanbir
gıcırtıylayukarısıyrıldığında,içerininloşışığındaonlarıbastonuna
dayanmışbekleyenArmandkarşıladı.Yüzü,birgecedeonyıl
yaşlanmış,derisiparşömengibiburuşmuştu.Gözleri,telsizden
dinlediğicehennemintümdehşetini,tümkayıplarınıveçaresizliğini
taşıyordu.Geridönenlerinbitkinliğine,kaniçindekigiysilerine,eksik
adımlarınaveençokdaeksikolanlarabaktı.Dudaklarıtitreyerek
aralandı,sadecetekbirkelimefısıldayabildi:"Kayıplar?"

370
Kaya,ağırlaşmışbiryutkunmanınardındancevapverdi.Sesi
boğuktu."Ağır,Armand.Çokağır...Graustadtbitti.AmaElias...ve
Gregorio..."Cümlesinitamamlayamadı.Kelimelerboğazında
düğümlenmiş,sessizlikenacıcevapolmuştu.
Sığınağıntanıdık,yağvemetalkokanhavasıbukezboğucu
geliyordu.Herşeybıraktıklarıgibiydiamahiçbirşeyaynıdeğildi.
Duvardakiplanharitası,artıkbirumudundeğil,ödenenbedellerinacı
birkaydıydı;üzerinekansıçramış,kederlemühürlenmişbiranıt.
Herkeskendiacısınınsessizköşesineçekildi.Yaralılaracıyla
inlerken,sağlamkalanlardahabüyükbiracıylasustu.
Elvis,atölyeniniçindebirhayaletgibigezinirken,gözüLorenz'in
çalışmamasasınınüzerindekikaratahtayatakıldı.Karmaşık
formüllerin,devreşemalarınınveanlaşılmaznotlarınoluşturduğu
kaosunortasında,onlarcakezüstüöfkeyleçizilipyenidenyazılmış
tekbirisim,kalbesaplanmışbirhançergibiduruyordu:
HELENA
Buismidahaöncehiçfarketmemişti.Şimdiise,yaşananonca
ölümdenvedökülenoncakandansonra,buisimbirsırrınpaslı
anahtarıgibiparlıyordu.Elvis,masasınınbaşındasırtıdönük,
omuzlarıçökmüşbirhaldesessizceoturanLorenz'inyanınayürüdü.
Adımları,saygılıbirtereddütleyavaşlamıştı.
"Lorenz,"dedifısıltıyayakınbirsesle."Helenakim?"
Lorenz,sankibuzdanbirheykelmişgibikaskatıkesildi.Tekbir
kasıbileoynamadı.Sonra,asırlardırhareketetmemişbirmekanizma
gibiyavaşçadöndü.Yüzünde,yıllardırkimseningörmediğikadar

371
derin,neredeyseçocuksu,safbiracıvardı.Konuşamadı.Sadece
titreyeneliylemasanınüzerindekiküçüknotdefterinivekalemialdı.
Odanınölümsessizliğini,kaleminkağıdasürtünürkençıkardığıhırçın,
öfkeli,herbirharfibirçığlıkolanosesdoldurdu.
Bitirdiğinde,defterisankikendiruhununbirparçasını
uzatıyormuşgibiElvis'euzattı.KayaveArmanddamerakve
endişeyleetrafınatoplanmıştı.Elvis,titreyenparmaklarıyladefteri
tuttuveokumayabaşladı.Lorenz'inkalemiylekazıdığıkelimeler,
kanayanbiryaradansızıyordu.
“Erwinvebendosttuk.Kardeşgibiydik.Hayalperesttik.Aynı
üniversiteninkoridorlarında,aynıbüyükideallerleyolaçıktık.
Alzheimer,felç,demans...İnsanbeynininkendikendineihanetini
onarabileceğimize,silinenanılarıkurtarabileceğimize,hayatıgeri
verebileceğimizeinanırdık.Projemizbuydu:Hafızayıkorumak,
insanlığıenbüyükdüşmanındankurtarmak.”
Lorenzyenibirsayfaçevirdi.Kaleminhızıartmış,kelimeler
öfkeylekağıdadökülüyordu.
“SonrakarısıAnneliseokorkunçkazadaöldü.Erwin'iilko
zamankaybettim.Acısı,dehasınıyutanbirzehredönüştü.Hırsı,
aklınınönünegeçti.Yinedeonainandım,inanmakistedim.Kendi
imkanlarıylakurduğuolaboratuvarda,hâlâiyibiramaçiçin,
Annelise'inanısıiçinçalıştığınısandım.Ogünekadar...Olanetgüne
kadar...”

372
Defterdekielyazısıtitremeye,harflerdağılmaya,sankiacıdan
şekillerinikaybetmeyebaşlamıştı.
“KızıElsa...Biricikkızı...Birkazaoldu.Erwin'inkendi
saplantısının,kendikibrininbirkazası.Deneylerindenbirinde...
Kontroledemediğibiranlıkgüçdalgalanması...Kızınınzihnini,o
narinanılarını,kahkahalarını,hayallerini...kendielleriylesildi.
Geriyesadecenefesalan,boşgözlerlebakangüzelbirbedenkaldı.O
gün,benimtanıdığım,dostumErwinGraustadtöldü.Yerinebir
canavardoğdu.”
Lorenz,sonsayfayıyazarkengözündenbirdamlayaş,kağıdın
üzerinedüşerekmürekkebibirkanlekesigibidağıttı.
“Birkaçaysonrabanageldi.Benbirfizikprofesörüydüm,onun
alanındanuzaktım.Banadediki,"Lorenz,nadirgörülenbirçiçek
hastalığınıngenetiktedavisinibuldum.Amadenememgerek.O
hastalığasahipbirineihtiyacımvar."Gözlerindeöylebiryalvarış
vardıki...Onagüvendim.Enparlaköğrencim,hayatdoluHelena...o
hastalıktanmuzdaripti.Onubirhastaolarak,şifabulmasıiçin,umutla,
sevgiyle...kendiellerimleocanavaragötürdüm.”
“Amao,Helena'yıtedavietmedi.Onu,Faz-1'inilkdeneğiolarak,
insanlıkdışıbirkobayolarakkullandı.Vücuduokorkunçprosedüre,
oacıyadayanamadı.Öldü.Gerçeğiöğrendiğimde,karşıçıktığımda
ise...susturuldum.”
Lorenz'ineli,istemsizceboğazındakioderin,pürüzlüyaraizine
gitti.

373
Defteriokuyanherkesinyüzünde,dehşetveanlayışacıbirşekilde
içiçegeçmişti.Graustadt'ıncanavarlığı,sadecebasitbirgüç
arzusundandeğil;kendielleriyleyokettiğikızınındinmeyen
acısındandoğmuş,deliliğedönüşmüşbirbabanıntrajedisiydi.Ve
Lorenz'inyıllardıriçindebiriktirdiğioyakıcınefret,sadecebirdostun
ihanetindendeğil;birbabanın,biröğretmenin,evladıgibisevdiği
birinikendielleriylebirkatileteslimetmesininonulmaz
pişmanlığındangeliyordu.
Oansığınaktakiherkes,sadecebirdiktatörüdevirmediklerini
anladı.Onlar,çokuzunzamanöncebaşlamış,sevgiylefilizlenip
acıylazehirlenmişbirhikayeninson,kanlınoktasıolmuşlardı.Ve
zaferleri,birbaşkatrajedininkülleriüzerineinşaedilmişti.
Saatler,sığınaktayoğunbirsessizlikvebastırılmışbiracıiçinde
eriyipgitti.Zaman,artıkakmıyor,yaralıbedenlerdensızankangibi
ağırağırdamlıyordu.Dışarıdakisavaşbitmiştiamaiçeridekisavaş
yenibaşlıyordu.Sığınağınhavasınasinmişyağvemetalkokusuna,
şimdideantiseptiklerinkeskinkokusuveyasınelletutulurağırlığı
karışmıştı.Bu,birzafersonrasıkutlamasıdeğil,hayattakalanların
paylaştığı,kelimeleredökülmeyenortakbircenazetöreniydi.
Köşelerde,direnişçileryayaralarınısarıyoryadabitkinlikten
kendilerinibıraktıklarıyerdeuykuylabaygınlıkarasındagidip
geliyorlardı.Heruykulunefes,biriniltigibiydi.Kaya,yorulmak
bilmeyenbirmetanetleyaralılararasındamekikdokuyor,dikişatıyor,
kanamalarıdurduruyordu.Amaherkurtardığıbedeninardından

374
gözleri,geridönmeyenlerinboşbıraktığıyerleretakılıyordu.Armand,
elindesoğumuşbirkahvefincanıyla,duvardakikansıçramışharitaya
bakıyordu.Gözlerinehatlarınedestratejilerigörüyordu;sadece
ödenenbedellerinhayaletleriniizliyordu.
Lorenzisebirhayaletgibiydi.Kimseylekonuşmuyor,kimsenin
yüzünebakmıyordu.Graustadt'ınölümününgetirdiğioanlık,yakıcı
tatmin,yeriniyıllarınbirikmişacısınınvepişmanlığınınküllerine
bırakmıştı.O,intikamınıalamamıştı;intikamondanalınmıştı.Bu,
onuözgürleştirmemiş,aksineboşluğunudahadaderinleştirmişti.
Elvisisebukangrenolmuşhuzurakatlanamıyordu.Gözleriniher
kapattığında,Gregorio'nunboşbakışlarını,Graustadt'ınsonanındaki
şaşkınlığınıveLorenz'inyüzündekioonulmazkederigörüyordu.
İntikamsoğukbiryemekti,evet,amadoyurmuyordu;sadeceiçindeki
boşluğudahadadonduruyordu.Busığınak,duvarlarıanılarlave
kayıplarladolubirmezargibiydi.Nefesalamıyordu.
Ayağakalktı.Hareketleri,uykudagezenbirininmekanik
kesinliğindeydi.Atölyeninarkatarafındakidepoyayürüdü.Raftan,
neredeysedolubirbidonbenzinaldı.Elindeağırlığı,amacının
ağırlığıgibiydi.Çıkışayönelmedenönce,sığınağınortakalanındaki
duvardaasılıdurananahtarpanosunauğradı.Gözleri,kancalardaasılı
duranbirkaçanahtararasındagezindi.Sonundabirtanesindedurdu.
Çatışmadakaybettikleri,hayatdolugençbirdirenişçiyeaitolan
anahtardıbu.Ucundakiküçük,metalbirgitarpenasısallanıyordu.
Elvis,biranlığınaogencingülenyüzünühatırladı.Anahtarısessizce
kancadanaldı.

375
Sığınağındahaderinlerindekiaraçparkınaindi.Orada,
çatışmalardankurtarılmışbirkaçhırpaniaracınarasında,ogencin
gözügibibaktığıeskimotosikletduruyordu.Tozluveterkedilmişti.
Elvis,anahtarıkontağasoktu.Motor,birkaçdenemedensonra
öksürerekdeolsahayatadöndü.Benzinbidonunuarkasınasağlamca
bağladı.
Paslıkepenkinaltındansıyrılıpdışarıçıktığında,şehrinüzerine
çökenölüsessizlikonukarşıladı.Şafaksökmüştüamagökyüzü
kurşunivehastalıklıydı.Hava,yanıkverutubetkokuyordu.Elvis,
motosikletintitrekmotorununsesinibirandinledi.Buses,şehrin
ölümsessizliğindekitekcanlısesti.
Yolakoyuldu.Bomboşcaddelerden,yanmışaraçlarınvemoloz
yığınlarınınarasındangeçti.Yolculuk,onabuzaferinneyemal
olduğunubirkezdahagösterdi.Şehirbirhayaletedönmüştüveo,bu
hayaletşehriniçindekitekbaşınabirruhtu.Herviraj,herdüzlük,
zihnindebulanetinbaşlangıcına,herşeyinbaşladığıoana,o
makineyedoğrubiradımdı.
O,sadecebirmetalyığınıdeğildi.O,birfikirdi.Geçmişi
değiştirme,hatalarıdüzeltme,kayıplarıgerigetirmefikri.Graustadt'ı
bircanavara,Lorenz'ikırıkbiradama,Gregorio'yubirkuklayave
kendisinibirkatiledönüştürenozehirli,baştançıkarıcıfikir.Bufikir
varolduğusürece,buacıdöngüsüaslabitmeyecekti.Birbaşkasıonu
bulur,birbaşkasıaynıgünahadüşerdi.

376
NihayetkanalaparaleluzananAppelQuaicaddesinegeldi.
Motosikleti,sokağınbaşındaterkedilmişbirarabanınarkasına
gizlediveyürüdü.Burasıydı.Sırasıradizilmiş,tuğlacephelieski
evlerdenbirininönündedurdu.Kapıkilitlideğildi.İçerisüzüldüve
doğrudanrutubetkokanahşapmerdivenlerdenbodrumaindi.
Veişteoradaydı.
Bodrumunortasında,etrafındakieskieşyalarınveörümcek
ağlarınınortasındabirküfürgibiduruyordu.Zamanmakinesi.Parlak
metalyüzeyi,tekbirçıplakampuldensızansolgunışığıyansıtıyordu.
Sessizdi,hareketsizdiamavarlığıbilemekanıkirletiyordu.O,buraya
aitdeğildi.Hiçbirzamanaaitdeğildi.O,birhataydı.
Elvis,yavaşçayaklaştı.Metalyüzeyindekendiyansımasınıgördü.
Yorgun,kirli,gözleriyaşındandahayaşlıbiradam.Makineye
dokunmadı.Sadeceetrafındayürüdüvebenzinbidonununkapağını
açtı.Genizyakankokununhavayayayılmasınaizinvererek,sıvıyı
cömertçemakineninüzerine,kablolarınarasına,oparlak,pürüzsüz
yüzeyinedöktü.Herdamla,birlanetimühürlergibiydi.
Bidonboşaldığında,birkaçadımgeriçekildi.Cebindeneski,
metalçakmağınıçıkardı.Gregorio'nunonayıllaröncehediyeettiği
çakmaktıbu.Başparmağı,aşınmışçarkınüzerindebiranduraksadı.
"Bitti,kardeşim,"diyefısıldadıboşbodruma."Artıkkimsegeri
dönemeyecek.Artıkkimseseninkaderiniyaşamayacak.Huzuriçinde
uyu."
Çakmağıateşledi.Küçük,inatçıalev,birantitredi.
Vesonraonu,benzinleıslanmışmakineyedoğrufırlattı.

377
Anibir"VOFF"sesiylebirlikte,alevlerbircanavargibiuyandı.
Turuncuvesarıdiller,makineyianındayuttu.Plastikaksamlar
erimeye,kablolarcızırdamayabaşladı.Alevlerinaçgözlühışırtısı,
bodrumunsessizliğiniyırttı.
Elvis,geriçekilmedi.Oradadurup,eserinyanışınıizledi.
Alevlerinsıcaklığıyüzünevuruyorduamaiçindekibuzgibiboşluğu
eritemiyordu.Bu,birzaferateşideğildi.Bu,bircenazeateşiydi.Bir
fikrin,birolasılığın,birlanetincenazesi.
Alevler,zamanınkendisiniyiyipbitirirken,Elvissadeceizledi.
Yüzündenebirtatminnedebirpişmanlıkvardı.Sadece...herşey
bittiğindekiodevasa,sessizboşluk.
Bodrumdançıktığında,şehrinüzerineçökenalacakaranlıkonu
yutmuştu.Geridönüşyolununasılbulduğunu,motosikletinasıl
çalıştırıpsığınağavardığınısonradanhiçhatırlamadı.Zihni,yanan
makinenincızırtılarıvebenzininkeskinkokusuyladoluydu.
Sonrakibirkaçgün,Elvisiçinbirsisperdesininardındageçti.
Sığınaktabirhayaletgibiydi.Konuşmuyor,kimseylegözgöze
gelmiyor,ortakalandayenenyemeklerekatılmıyordu.Kendi
köşesindeoturuyor,saatlerceduvardakibirçatlağayadayerdekibir
yağlekesinebakarakzamanıeritiyordu.Diğerlerionaalantanıyordu.
Herkeskendiyasınıtutmanınbiryolunubulmakzorundaydıve
Elvis'inyolu,sessizlikti.
Birsabah,şafaksökerken,Kayaelindeikibuğulufincanlayanına
geldi.HiçbirşeysöylemedenbiriniElvis'inyanındakiboşsandalyeye,

378
diğerinidekendiönünekoydu.Dakikalarcasessizceoturdular.
Dışarıdan,hayatadönmeyeçalışanşehrinilk,ürkekseslerigeliyordu.
"Şimdineolacak,Elvis?"diyefısıldadısonundaKaya.Bu,
herkesinaklındakiamakimseninsormayacesaretedemediğisoruydu.
Elvis,gözlerinibaktığıboşluktanayırmadanomuzlarınısilkti.
"Bilmiyorum."
Sesi,uzunzamandırkullanılmamışgibipaslıveyabancıydı.
Kaya,onadoğrueğildi.Sesiyumuşakamakeskindi."Belkideher
şeyibilmekzorundadeğiliz.Bazenbircanıdeğiştirmek,tümdünyayı
değiştirmektir,Elvis.Senhayattasın.Bubirbaşlangıç."Biran
duraksadıktansonradevametti."Armand,hayattakalanlarlabir
konseykurmayıplanlıyor.Yenibirbaşlangıçiçin.Lorenz...osadece
susuyor.Amasen...senneyapacaksın?"
Elvisilkdefagözlerinionaçevirdi.Kaya'nınyorgunamaşefkat
dolugözlerinde,kaybettikleriherkesinbiryansımasınıgördü.
Gregorio'nunsadakatini,ogençdirenişçininumudunu,Elias'ın
liderliğini...
"Gidemem,"dediElvisyavaşça."Onuburadabırakamam."
Kaya,onunkimikastettiğinianlamıştı."Onlarartıkyok,Elvis."
"Yanılıyorsun,"dediElvis,sesiilkdefabirnebzecanlanmıştı.
"Onlarheryerdeler.Buduvarlardalar.Aldığımızhernefesteler.
Onlarıunutarakyadaarkamızdabırakarakyaşayamayız."
Ayağakalktıvesığınağınbüyük,kirlipenceresinedoğruyürüdü.
Dışarıda,yıkıntılarınarasındansolgunamainatçıbirgüneş

379
yükseliyordu.Gökyüzünü,kanveküldenarınmış,temiz,soğukbir
rengeboyuyordu.
"Gelecek,"diyedevamettiElvis,dahaçokkendikendinekonuşur
gibiydi."Gelecek,geçmişionarmakyadaondankaçmakdeğilmiş.
Onunlayaşamayıöğrenmekmiş."
Elinipencereninsoğukcamınadayadı.Yansımasında,arkasında
duranKaya'yıvedahauzakta,kendiacılarınıngölgesindeoturan
ArmandveLorenz'igördü.Onlar,hayattakalanlardı.Onlar,ölenlerin
mirasıydı.
"Onlarıyanımızdataşıyacağız,"dedi."Attığımızheradımda,
kurduğumuzhertuğladaonlarınanısınıyaşatacağız.Başkabiryol
yok."
DöndüveKaya'nınonuniçinbıraktığıfincanıelinealdı.İçindeki
kahveılımıştıamaumursamadı.Biryudumaldı.Bu,günlerdiryaptığı
ilkbilinçli,hayatadaireylemdi.
Artıkgözlerindeodipsizboşlukyoktu.Yerini,ağıramakararlı
birşeyebırakmıştı.Bu,mutlulukdeğildi.Huzurdadeğildi.Bu,
kabullenişti.
Aylarsonra...
Şehir,ağırbirameliyattançıkmışyaralıbirhayvanınyavaşyavaş
nefesalmayabaşlamasıgibiydi.Graustadt'ındemiryumruğunun
kalkmasıylaortayaçıkankaos,yeriniyavaşyavaşyorgunbirdüzene
bırakmıştı.Yıkıntılarınarasındanyeniyollaraçılıyor,direnişin

380
karargaholarakkullandığıfabrikalarşimdihalkiçingıdavebarınak
üretenmerkezleredönüşüyordu.Armand'ınliderliğindekurulan
Konsey,hayattakalanlarlabirliktebuküllerdenyenibirtopluminşa
etmeyeçalışıyordu.Zaferkazanılmıştıamakutlamalarasla
yapılmamıştı.Hertuğlanınharcında,ödenenbedellerinsessizyası
vardı.
Kaya,sığınağıgerçekbirkliniğeçevirmiş,kendisigibibirkaç
kişiyidahaeğiterekşehrinşifacısıolmuştu.Lorenz,laboratuvarının
enderinköşesineçekilmişti.GündüzleriKonseyiçiniletişimve
savunmasistemlerikuruyor,geceleriiseGraustadt'ınteknolojisinin
panzehirinibulmakiçin,kimseninbilmediğibirtakıntıylaçalışıyordu.
Onunsavaşıbitmemiş,sadeceşekildeğiştirmişti.
Elvisisebirfısıltıya,birşehirefsanesinedönüşmüştü.
Onugörenpekyoktu.Konseytoplantılarınakatılmaz,yeniden
inşaedilenpazaryerlerindedolaşmazdı.Şehrinenkazlarıarasında
ayaktakalmayıbaşarmışyüksekbirbinanınçatıkatında,sadecebir
yatakvebirkaçkonservekutusundanibaretbirhayataçekilmişti.
Geceleri,şehrinçatılarındabirgölgegibigeziyor,yenikurulan
düzeninzayıfnoktalarınıkolluyordu.Vücuduyorgun,yüzütaşıdığı
hayaletlerinağırlığıylaçökmüştü.Sakallarıuzamış,gözlerindekio
eskiateş,yeriniherantetikteolan,közlenmişbirkorparçasına
bırakmıştı.O,buyenidünyanınbirparçasıdeğildi;onunbekçisiydi.
Dünya,Graustadt'ınölümünüöncebirşok,sonradabir
rahatlamaylakarşılamıştı.Otoriterrejimibirgecedekartondanbir
kalegibiçökmüştü.Ancakbüyükgüçler,onungeridebıraktığı

381
teknolojikmirasınpeşinedüşmektegecikmedi.Graustadt'ınağıne
kadarderineuzanıyorsa,okadarçokparçasıkaranlıktakalmıştı.Ve
karanlıktakalanentehlikeliparça,onunsağkolu,projeninaskeri
kanadınınbaşındakiacımasızstratejistThron'du.
Thron,kaossırasındaGraustadt'ınengelişmişprototipleriyle
birliktesırrakadembasmıştı.Dünyanıngerikalanızaferikutlarken,o,
efendisininsaplantılıvizyonunugizlibiryerde,dahasessizvedaha
ölümcülbirşekildedevamettiriyordu.Projeninadıartıkfarklıydı:
"ProjeAnnelise".Graustadt'ındeliliğinibaşlatanoilkacınınismi,
şimdiinsanlığıngeleceğinedoğrultulmuşbirsilahtı.Elvis,Armand'ın
istihbaratkırıntılarındanbugerçeğibiliyordu.Buyüzden
uyuyamıyordu.Buyüzdennöbetteydi.
İlkkartaneleri,kurşunigökyüzündenyorgunbirteslimiyetle
süzülmeyebaşladığında,Elvisşehirdenayrılmavaktiningeldiğini
anladı.Eskimotosikletineatladı.Motorunhırıltılısesi,şehrinyeniden
canlanancılızgürültüsüiçindekayboldu.
Yolculukonuşehrindışındakiküçük,unutulmuşbirmezarlığa
götürdü.Rüzgâr,çıplakağaçdallarınınarasındabirağıtgibi
uğulduyordu.Elvis,sıralı,isimsizhaçlarınvemütevazımezar
taşlarınınarasındangeçti.Sonunda,üzerindetekbirisimvetekbir
tarihkazılıolanbasitbirtaşınönündedurdu.
GREGORIO

382
Elvis,taşındibindekikurumuşotlarıvebirikmişyapraklarıeliyle
temizledi.Paltosununcebinden,paslanmazçeliktenküçükbirmatara
çıkardı.Ucuz,sertbirviskininkokususoğukhavayayayıldı.
Yavaşçayere,mezarınyanınaçöktü.Birsüresadecesessizcetaşa
baktı.Kelimeler,boğazındabirdüğümgibiydi.
"Merhabakardeşim,"diyefısıldadısonunda.Sesi,rüzgârın
uğultusundaneredeyseduyulmuyordu."Birazgeçkaldım,kusura
bakma.Buralarıtoparlamak...sandığımdanuzunsürdü."
Mataradanbüyükbiryudumaldı.Viskininyakıcıtadı,içindeki
boşluğubiranlığınadoldururgibioldu.
"Armanddidinipduruyor,tambirpolitikacıoldubaşımıza.Kaya,
herkesinyarasınısarıyor,herzamankigibi.Lorenzbile...birişe
yaradığınıhissediyorsanırım.Seninsayende,Gregorio.Hepsisenin
sayende."
Gözlerinikapattı.Zihnindeogece,osonfısıltı,osonnefes
canlandı.
"Banagelince...İyiyimdenemez.Geceleripekuyuduğum
söylenemez.Çokfazlayüzvargözümünönünde.Amayeminimi
tuttum.Osanatçı,kendikanıylaçizdisoneserini."Duraksadı,
yutkundu."Amabuişinonunlabitmediğinisendebilirdin,değilmi?
Throndiyebirpislik,onunmirasınıdevralmış.Fikriöldüremiyorsun,
Gregorio.Sadececanavarlarıöldürebiliyorsun."
Matarayıtekrardudaklarınagötürdüamabukeziçmedi.Sadece
elindesıktı.

383
"Amabirşeyfarklı,"dedi,sesişimdidahakararlıydı."Artık
intikampeşindedeğilim.Oateşsöndü.Geriyesadeceküllerive
tutulacakbirsözkaldı.Seninhayatınlasatınaldığınbugeleceği
korumak...buyenibaşlangıcıkollamak.Mirasınıkoruyorum,
kardeşim."
Ayağakalktıveiçindekiviskininyarısınıyavaşçamezartaşının
üzerine,Gregorio'nunismininyazılıolduğuyeredöktü.Sıvı,soğuk
taşııslatıpkoyubirlekebıraktı.Kalanıtekbirdikiştebitirdiveboş
matarayıcebinekoydu.
"Sanabirborcumvar,"dedisessizce."Gerikalanhayatımla
ödeyeceğim."
Arkasınıdöndü.Yüzündeneacınedehuzurvardı.Sadece
kabullenişinoağır,sarsılmazifadesi.Kartanelerişimdidahasık
yağıyor,ayakizleriniyavaşçaörtüyordu.
Elvis,motosikletinedoğruyürürkenbiranbilearkasınabakmadı.
O,artıkgeçmişinhayaletlerindenkaçanbiradamdeğildi.O,
geleceğinbekçisiydi.
Güneşinçoktanbattığı,kurşunialacakaranlığadoğruyürüdü.
İntikambitmişti.Savaşbitmişti.Amahikayebitmemişti.
Asılşimdibaşlıyordu.
Temmuz1940,İtalya-Napoli
Adela,oğlunuparkagötürmüştü.Gregorio,salıncağınüzerinde
mutlubirkahkahaatarken,annesionuuzaktanizliyordu.Gözlerinde

384
biranlığınabelirennem,rüzgârlabirliktekaybolmadı.Yüzünesessiz
biryasindi.Derin,açıklanamayanbirsızı.
Alberto,kolunuAdela’nınomzunadoladı.“Neoldu,aşkım?”
diyefısıldadı.Adelayanıtveremedi.Gözlerinioğlundanayıramadan,
boğukbirseslekonuştu:
“Sanki...içimdenbirparçakopmuşgibi.”
Alberto,gözlerininiçinebaktı.“Kötübirşeymihatırladın?”
Adelabaşınıyavaşçaikiyanasalladı.“Belkisadece
hormonlarım.”
KüçükGregorio,salıncaktanatladı,koşupannesininelinituttu.
“Anne,nedenağlıyorsun?”dedimasumca.“Benburadayım.Seni
seviyorum.”
Adela,oğlunungözlerinebaktı.Veoan,başkabirçiftgöz
canlandızihninde.Aynıisim,aynısıcaklık...amabaşkabiryazgı.
Sessizceeğildi,oğlunukucağınaaldı.
“Seniseviyorum,”diyefısıldadı.“Herşeydençok.Sen...hep
buradakal.Neolurhepburadakal.”
Salıncakrüzgârlahafifçesallanırken,geçmişinyankısıhavada
asılıkaldı.
Vedünya,biranneninsarılışındabirkezdahasessizceyeniden
başlıyordu...

385
Tags