Dosyalar (Hesap altında hazırlananların tümü)

YaseminSengunDemirca 21 views 184 slides Mar 25, 2025
Slide 1
Slide 1 of 209
Slide 1
1
Slide 2
2
Slide 3
3
Slide 4
4
Slide 5
5
Slide 6
6
Slide 7
7
Slide 8
8
Slide 9
9
Slide 10
10
Slide 11
11
Slide 12
12
Slide 13
13
Slide 14
14
Slide 15
15
Slide 16
16
Slide 17
17
Slide 18
18
Slide 19
19
Slide 20
20
Slide 21
21
Slide 22
22
Slide 23
23
Slide 24
24
Slide 25
25
Slide 26
26
Slide 27
27
Slide 28
28
Slide 29
29
Slide 30
30
Slide 31
31
Slide 32
32
Slide 33
33
Slide 34
34
Slide 35
35
Slide 36
36
Slide 37
37
Slide 38
38
Slide 39
39
Slide 40
40
Slide 41
41
Slide 42
42
Slide 43
43
Slide 44
44
Slide 45
45
Slide 46
46
Slide 47
47
Slide 48
48
Slide 49
49
Slide 50
50
Slide 51
51
Slide 52
52
Slide 53
53
Slide 54
54
Slide 55
55
Slide 56
56
Slide 57
57
Slide 58
58
Slide 59
59
Slide 60
60
Slide 61
61
Slide 62
62
Slide 63
63
Slide 64
64
Slide 65
65
Slide 66
66
Slide 67
67
Slide 68
68
Slide 69
69
Slide 70
70
Slide 71
71
Slide 72
72
Slide 73
73
Slide 74
74
Slide 75
75
Slide 76
76
Slide 77
77
Slide 78
78
Slide 79
79
Slide 80
80
Slide 81
81
Slide 82
82
Slide 83
83
Slide 84
84
Slide 85
85
Slide 86
86
Slide 87
87
Slide 88
88
Slide 89
89
Slide 90
90
Slide 91
91
Slide 92
92
Slide 93
93
Slide 94
94
Slide 95
95
Slide 96
96
Slide 97
97
Slide 98
98
Slide 99
99
Slide 100
100
Slide 101
101
Slide 102
102
Slide 103
103
Slide 104
104
Slide 105
105
Slide 106
106
Slide 107
107
Slide 108
108
Slide 109
109
Slide 110
110
Slide 111
111
Slide 112
112
Slide 113
113
Slide 114
114
Slide 115
115
Slide 116
116
Slide 117
117
Slide 118
118
Slide 119
119
Slide 120
120
Slide 121
121
Slide 122
122
Slide 123
123
Slide 124
124
Slide 125
125
Slide 126
126
Slide 127
127
Slide 128
128
Slide 129
129
Slide 130
130
Slide 131
131
Slide 132
132
Slide 133
133
Slide 134
134
Slide 135
135
Slide 136
136
Slide 137
137
Slide 138
138
Slide 139
139
Slide 140
140
Slide 141
141
Slide 142
142
Slide 143
143
Slide 144
144
Slide 145
145
Slide 146
146
Slide 147
147
Slide 148
148
Slide 149
149
Slide 150
150
Slide 151
151
Slide 152
152
Slide 153
153
Slide 154
154
Slide 155
155
Slide 156
156
Slide 157
157
Slide 158
158
Slide 159
159
Slide 160
160
Slide 161
161
Slide 162
162
Slide 163
163
Slide 164
164
Slide 165
165
Slide 166
166
Slide 167
167
Slide 168
168
Slide 169
169
Slide 170
170
Slide 171
171
Slide 172
172
Slide 173
173
Slide 174
174
Slide 175
175
Slide 176
176
Slide 177
177
Slide 178
178
Slide 179
179
Slide 180
180
Slide 181
181
Slide 182
182
Slide 183
183
Slide 184
184
Slide 185
185
Slide 186
186
Slide 187
187
Slide 188
188
Slide 189
189
Slide 190
190
Slide 191
191
Slide 192
192
Slide 193
193
Slide 194
194
Slide 195
195
Slide 196
196
Slide 197
197
Slide 198
198
Slide 199
199
Slide 200
200
Slide 201
201
Slide 202
202
Slide 203
203
Slide 204
204
Slide 205
205
Slide 206
206
Slide 207
207
Slide 208
208
Slide 209
209

About This Presentation

Hesap altında hazırlanan ve burada bir arada paylaşılan dosyalar içeriklerden biraz daha farklı olarak hesabın oluşturuluş amacı ile de doğrudan ilgili olan konuları içermektedirler ve sürekli güncellenecek/yenilenecek yapıdadırlar.

Başlıklar:

menemenazdacorba hakkında
Gerçek...


Slide Content

Mart 2025Õteki son halleri ile
Dosyalar
menemenazdacorba
menemenazdacorba hakkõnda
Gerekler
Yorumsuz +
…zetler
KŸŸk Ekler
Neler Var
iyilik, gŸzellik
Kelimeler
Fõrõn
Hatalar
YouTube kanalõ
gŸncelleme dosyasõ
iin notlar
menemenazdacorba hakkõnda
Bu dosya hem hesabõ hem de hazõrlananlar ile ilgili bazõ noktalarõ aõklamaya
alõşõyor; diğer yandan da hesabõn asõl oluşturuluş amacõ olan kitaplar ve
okumak ile ilgili yazõlarõ ieriyor: elbette fikirlere/yazõlara kaynaklõk etmiş
kitaplardan alõntõlarla beraber.
Gerekler
Cemil Meri'e ait olan 'İrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir
kelime' ifadesinde olduğu gibi; burada, gerek olanõ/gšrŸneni tekrar
değerlendirmeye, bakõş aõlarõnõn ve sorgulamanõn yarattõğõ zenginliğe işaret
edebilecek alõntõlar paylaşõlmõştõr. Dosyaya ilk kaynaklõk eden alõntõdan:
'gerekler vardõr, ama gerek yoktur' Albert Camus (Sisifos Sšyleni).
Yorumsuz +
Bu dosyada šne õkarma veya not ekleme gibi herhangi bir yorum yapõlmadan
alõntõlar verilmiştir. …ncesinde ise yorumun ve yorum yapmanõn 'ne olduğu/ne
olmadõğõ' konusunda fikir verebilecek alõntõlar ve yazõlar paylaşõlmõştõr.
…zetler
ݍeriklerin konusu hakkõnda fikir verebilecek kõsa šzetler paylaşmak amacõyla
bu dosya hazõrlanmõştõr. Burada ilgili başlõktan seilen bazõ alõntõlar ve ifadeler
ile notlar olacaktõr.
KŸŸk Ekler
ݍeriklere daha sonra eklenecek olan yeni alõntõlarõn/eserlerin bazõlarõ bu
dosyada paylaşõlmõştõr. GŸncellemeler hemen yapõlamayacağõndan; hõzlõca ve
kolayca tesir edebilecek alõntõlarõ/eserleri hem aylarca/yõllarca bekletmemek
hem de ilk karşõlaşma heyecanõndan mahrum kalmamak amalanmõştõr.
Neler Var
ݍeriklerin sonuna eklenen bu sayfa hazõrlananlarõ takip etmeyi kolaylaştõra-
bilecek notlar iermektedir.
iyilik, gŸzellik
Kendimizi iyi hissetmeye ihtiya duyduğumuz zamanlarda, başta mŸzik olmak
Ÿzere; bize pozitif enerji verebilecek, bazen neşelendirebilecek, bazen kõsa
huzur anlarõna davet edebilecek, É šrnek eserlerle karşõlaşmamõza ve bize
uygun olan yenileri keşfedebilmemize olanak sağlamak amacõ ile bu dosya
oluşturulmuştur: Karşõlaştõklarõmõzõn, gšrdŸklerimizin, dinlediklerimizin,
okuduklarõmõzõn, É bizler Ÿzerindeki etkisine işaret edebilecek alõntõlarla/
fikirlerle beraber.
Kelimeler
Alõntõlardan/Eserlerden bilmediğimiz veya az rastladõğõmõz kelimelerin getiği
kõsõmlar ile kelimenin/ifadenin anlamõnõ ok gŸzel gšsteren/šrnekleyen
cŸmlelerin olduğu yerler paylaşõlmõştõr.
Fõrõn
Burada hazõrlanmasõ planlanan yeni ierikler ve gŸncellenecek başlõklar ile ilgili
notlar paylaşõlmõş; alõntõlardan bazõ šrnekler verilmiştir.
Hatalar
Hata ve dŸzeltme notlarõnõn paylaşõldõğõ dosya.
YouTube kanalõ
Burada kanala eklenen kayõtlara ait gšrseller ve videoya erişim bağlantõlarõ,
kimi zaman da ilgili bazõ notlar paylaşõlmõştõr.
gŸncelleme dosyasõ iin notlar
ݍerikler yeni alõntõlarla kimi zaman da yeni notlarla gŸncellenmektedir. Şu an
bu sayfanõn da dahil olduğu 'gŸncelleme dosyasõ' hem sanki bir zaman
izelgesi gibi yapõlanlarõ kaydetmekte hem de hazõrlananlara ait erişim
bağlantõlarõnõ iermektedir. Burada, yani 'gŸncelleme dosyasõ iin notlar'da,
šnce ok kõsa hesaptan bahsedilmiş ardõndan 'gŸncelleme dosyasõ' hakkõnda
bazõ notlar/detaylar verilmiştir.
Dosyalar hakkõnda kõsa kõsa
Dosyalarõn kapaklarõ ve biimleri gŸncellemeler nedeni ile farklõ olabilir.

Her şey yapay zekaya veri olmak iin miydi? İnsan olmanõn tadõnõ õkaracak
vaktimiz varken; menemen kadar basit, orba kadar karõşõk
Òbizler, yaptõklarõmõz ..."16 Mar 2024
menemenazdacorba hakkõnda\ 16 Mar 2024
108
2
Her ne kadar Ôinsanlõk bugŸne kadar ne yaptõ?Õ sorusuna verilebilecek cevabõ biraz gšstermeye alõşacaksam da;
aslõnda šzellikle siz genleri kitap okumaya teşvik etmek iin kandõrmak istiyorum.
Bizden olan, bu coğrafyaya šzgŸ olan menemen ve orba kelimeleri ile oluşturulan menemenazdacorba hesabõ,
Ôgarson bey menemen az da orba lŸtfenÕ diye seslenene, kŸŸk bir kafa hareketiyle buna cevap veren garsona;
yani hepimize tanõdõk gelecekti. Hayata ve insana dair her şeyin de bize, hepimize, tanõdõk geleceği gibi. Aynõ
zamanda bu iki kelime ieriklerin basit bir dil ile hazõrlanmaya alõşõldõğõna ve kimi zaman farklõ disiplinlerin
birbirine karõştõğõnõ da vurgulayan sloganda geen kelimelerdi.
Her şey yapay zekaya veri olmak iin miydi? İnsan olmanõn tadõnõ õkaracak vaktimiz varken;
menemen kadar basit, orba kadar karõşõk Òbizler, yaptõklarõmõz ÉÓ
Bilimsel eğitim gemişinin getirdiği eleştirel bakõşla beraber; benzerlikleri, ilişkileri, geişleri, elişkileri fark
edebilmeyi šne õkarabilecek ieriklerin olduğu sšylenebilir. Bilgiden ve donanõmdan bağõmsõz olarak; hepimizin,
doğamõz gereği yapabileceği ve zamanla geliştirebileceği bšyle bir okuma 'kandõrmanõn da en iyi yolu'.
‚ŸnkŸ sizi kitaplarla daha yakõn bir bağ kurmaya da yavaş yavaş teşvik ediyor. menemenazdacorba hakkõnda

\ 16 Mar 2024 108
3
GšrŸşleri, bakõş aõlarõ, ifadeleri, šrnekleri, É ile yazõlanlara doğrudan vesile olan kitaplar ve yazarlarõ
Kitaplar
Bu †lke - Cemil Meri
Hind Edebiyatõ - Cemil Meri
Neden Avrupa Tarihi? - der. Huri İslamoğlu
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. Celal Şengšr
Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi - Rekin Teksoy
KatmanduÕdan MeksikaÕya - Zeynep Oral
Kral, Bilge ve Soytarõ - Shafique Keshavjee
PopŸler Roman Kahramanlarõ - Umberto Eco
TŸrk Mizahõ ve Hicvi - Ferit …ngšren
Cultural History of Physics - K‡roly Simonyi
İdeal Devlet - Farab”
Deyimler SšzlŸğŸ - Emin …zdemir
Yazõn İletişim İdeoloji - Ahmet Oktay
Antik Yunan'õn KŸltŸr Tarihi - Egon Friedell
Ne Kitapsõz Ne Kedisiz - Bilge Karasu
Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti - Umberto Eco
Mitos ve Kuşku - Atill‰ Dorsay
Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
TŸrk Resmi - Kaya …zsezgin
Şimdi Doğu Zamanõ - NilgŸn Cerrahoğlu
Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
Yõkanmak istemeyen ocuklar olalõm - †nsal Oskay
Gezi Yazõlarõ - der. Erdal Alova
Ne Sšylesem Bir Eksik - Ahmet Oktay
The Web of Life - Fritjof Capra
Artificial Intelligence Basics - Tom Taulli
GerekŸstŸcŸlŸk - haz. S. Hil‰v, E. Ertem, O. Kutlar
MŸzik ve Yabancõlaşma - †nsal Oskay
İnsanlõğõn Mahrem Tarihi - Theodore Zeldin
Avrupa Tarihi - John Morris Roberts
Pastoral Senfoni - AndrŽ Gide
Simetri - Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
Genin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller
Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
Sisifos Sšyleni - Albert Camus
Sanata Giriş - Seluk MŸlayim
DŸz Yazõnõn Sorgulayan GŸcŸ - der. Emin …zdemirmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
4
Birinci kõsõm: 2021 yõlõnda yazõldõğõ haliyle bõrakõlan, hesabõ ve amacõnõ anlatan bšlŸm
Salgõn šncesi ve sonrasõ hepimiz değiştik; šğrenmek, değerler, šncelikler,É gibi bir ok konuda algõlarõmõz dšnŸştŸ,
farklõlaştõ. Yine de bu kõsmõ olduğu gibi bõrakõyorum, biraz ağa uygun olmayan ifadeler varsa bundan dolayõdõr.
İkinci kõsõm: ݍerikler ile ilgili notlarõn olduğu bšlŸm
Biim/TŸr gereği hazõrlanan konularda tam bir bŸtŸn oluşturmak pek mŸmkŸn değil, bu durum ierikleri takip etmeyi de
biraz zorlaştõrabilir. Belki bazõ başlõklar iin ÔfikirleriÕ temel alan bir kitap yazõlmak istense uzmanlarõ iin bile yõllar alõr. Yine
de para para olsa da hepimiz iin hoş alõntõlar ve ayrõntõlar var. Bu bšlŸmde verilen bazõ detaylarõn ierikleri daha kolay
takip edebilmek iin de faydalõ olabileceğini dŸşŸnŸyorum.
†ŸncŸ kõsõm: Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalarõn ve hesap ile ilgili sŸrecin verildiği bšlŸm
DšrdŸncŸ kõsõm: Hesabõn asõl oluşturuluş amacõ olan ÔkitaplarÕ ve ÔokumakÕ ile ilgili bazõ yazõlar
TŸm ifadelerimiz insanlõğa ait birikim ile ortaya õkõyor, tamamen ben yazdõm demek hi doğru olmaz. GšrŸşleri, bakõş
aõlarõ, ifadeleri veya šrnekleri ile en azõndan yazõlanlara doğrudan vesile olan kitaplardaki alõntõlarõ buraya koymaya
alõştõm. Kitaplardan yola õkarak doğrudan aldõğõm ifadeleri ya da fikirleri, šzellikle kitap ve yazar adõ anõlmamõş ise,
mŸmkŸn olduğunca yazõlarda işaretledim. Yazõlarõn hemen ardõndan paylaşmak hem okunurluğu zorlaştõracağõndan hem
de birka farklõ başlõkta aynõ alõntõlar ile ilgili yerler olabileceğinden onlarõ en son kõsõma ekledim. Alõntõlarda da ilgili
kõsõmlarõ šne õkardõm.
Son kõsõm: Kitaplardan alõntõlar
Kõsõmlar ile ilgili notlar
Bazõ kõsõmlarõn el yazõsõ ile eklendiği bu dosyasõnõn bir šnceki taslak haline buradan ulaşabilirsiniz.menemenazdacorba hakkõnda

\ 16 Mar 2024 108
5
Kõsõmlar
-Sizi neden kandõrmak istiyorum?
-Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle
ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?
-Hesabõ hazõrlayan
-Demlen(e)meme ‚ağõ
-Eleştirmen / Gerekler
-ݍerik sayfalarõ ile aõklamalar
I-GŸncelleme Dosyasõ
-ݍeriklerin biimsel šzellikleri
-Başlõklar nasõl ortaya õkõyor?
-Alõntõlar nasõl seiliyor ?
-Başlõklar ne zaman hazõrlanõyor?
-ݍeriklerden bazõ notlar
-Vakit kaybettirici şeyler, er šp fikirler
-AgšzlŸlŸk
II-Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalar
Akla Gelenler, YouTube, Neler var
-Hesap ile ilgili sŸre
III-karşõlaşmak / farkõna varmak / kendimizde taşõdõğõmõz şey
-insana ve hayata dair her şey
-ilişkileri gšrebilmek ≠ listelemek
-ilişkiler / šrŸntŸ (pattern)
-kitaplar / sõğõnak / vazgememek
-yazarlar ve biz
-yazarlar / kitaplar
-Teknoloji / Yapay Zeka / insan
-algõlama / kontrastlar - zõtlar - kutuplar / sõnõr
-Okuma / Yorumlama
-Yorumlama
-basit ve aõk
-İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor?
-Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ
-šğretim aracõ
✗ mizah _ paylaşmak

-Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme
-ilk ŸÕler
IVmenemenazdacorba hakkõnda
Alõntõlar
Her ne kadar Ôinsanlõk bugŸne kadar ne yaptõ?Õ sorusuna verilebilecek cevabõ biraz gšstermeye alõşacaksam da;
aslõnda šzellikle siz genleri kitap okumaya teşvik etmek iin kandõrmak istiyorum.
‣Kabul etmek gerekir ki, herkes šnceki dšnemlere nazaran ok daha fazla şey biliyor. Bunun iyi bir şey olup
olmadõğõndan kimi zaman kuşkuya da dŸşebiliriz. Yine de, anlama gayreti hepimiz iin vazgeilmez. Gemişte
benim deneyimlediğim gibi, kitap okumak ya da okumayõ sŸrdŸrmek ile ilgili sizler de biraz sõkõntõ yaşõyor
olabilirsiniz; belki de buradaki ieriklerin neden olacağõ bir etki sizin bu konuda yaşadõğõnõz probleme šzŸm
bulmanõzda yardõmcõ olabilir.
‣Burada karşõlaştõklarõnõzdan merak edip bir kitaba bakabilirsiniz; o kitaptan kendi yolunuzu bulabilir,
seveceğiniz konularõ keşfedebilir ve kitap listelerinizi oluşturabilirsiniz.
‣Konularõn uzmanõ olmadõğõmdan olağanŸstŸ şeyler olmayacak, yine de tek bir kitaptan arpõcõ yerleri
vurgulayan ya da farklõ disiplinler arasõndaki ilişkileri/geişleri biraz da olsa fark ettirebilen ierikler olacak.
Konuyla ilgili merak oluştuğunda, diğer kitaplarõ, yazarlarõ ve konunun uzmanlarõnõ araştõrmak size dŸşŸyor.
‣ݍerikler bazõlarõnõza gŸzel, bazõlarõnõza fazla sõradan ve basit, belki de ok karõşõk/sama gelebilir. Bšyle bir
spektrumun (~derecelendirilmiş sõralama) olmasõ ok doğal, oğumuzda bu spektrumun zamanla kaymasõ-
štelenmesi de ok doğal.
SšzŸn kõsasõ, aforizmalar şeklinde sosyal medyadan šğrenip-okumanõn yanõ sõra; buralarda okuduklarõnõzõn
asõl bulunduğu yerlere, yani kitaplara bakmanõz, menemenazdacorbaÕnõn yapmaya alõşacağõ şey olacak. menemenazdacorba hakkõnda
Sizi neden kandõrmak istiyorum?\ 16 Mar 2024
108
6

Kendi šzŸmlerinizi oluşturmanõz konusunda fikir verici olabilmesi adõna benim yaşadõğõm sŸreten kõsaca
bahsedeceğim.
Birka yõldõr eşimle dŸzenli kitap okuma abamõz vardõ. Onun gemişi benden daha iyi, benim de kapağõnõ veya
adõnõ beğenerek aldõğõm kitaplardan oluşan bir kŸtŸphanem vardõ. YŸzde kaõnõ bitirdiğimi sšylemek istemem.
‚oğu, 3-5 sayfasõ bazen de 10-20 sayfasõ okunmuş ve bõrakõlmõş kitaplar. (Sanõrõm bir tarafa yaslõ gauss dağõlõmõ ile
ifade etmek uygun olur.) 2018 yõlbaşõ kararlarõ ile olay aynen şšyle başladõ:
‣Ocak 2018Õde kitap okuma yarõşõ yapmaya karar verdik.
‣En ince kitaplarõ seiyoruz. Bir ara Aziz NesinÕin ok ince bir kitabõnõ okuyorum, meğerse ocuk kitabõymõş.
‣Oturduğumuz semtte 3-5 katlõ kapanacak bir kitabevi-kõrtasiye vardõ. Birka defa ziyaret ettik, her şey ok
ucuzdu. Biraz fazla kitap aldõk galiba. Muhtemelen aralarõnda ÔateşleyiciÕ karakterde bazõ kitaplar vardõ.
‣Hala zorlanõyorum, okuyorum ama eskisi gibi sayfalar sadece dšnŸyor (arka planda da eşitli hayaller). Sadece
skor oluyor. İki farklõ kitabõ bir arada okusam, Ÿ de oluyor gibi, dšrt É.. ‚ok abuk sõkõlõyorsanõz farklõ farklõ
konulardaki paralel okumayõ deneyebilirsiniz. HenŸz bitmeyen kitaplarõn sebebi bu.
‣Mayõs 2018Õde işin rengi değişmeye başladõ, skor tablosunu bir kenara bõraktõm. Merak uyandõran konular daha
da belirginleşmeye başladõ. Muhteşem kitaplar var, ama anlamakta ok zorlanõyorum. …zellikle sosyal/insani
bilimlerle ilgili olanlarõ. ‚ŸnkŸ o konularda gemişten gelen hibir donanõmõm yok. Pozitif bilimler ya da sosyal
bilimler; arada anladõğõnõz az şey bile size zevk veriyorsa burada bõrakmak yerine devam etmelisiniz, kendinize
de zaman vermelisiniz. menemenazdacorba hakkõnda
Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz? - 1\ 16 Mar 2024
108
7
‣Bu dšnemde konu adõ vs. ile aradõğõm, bulduğum kitaplarõn ok azõna devam ettim. Sevdiğiniz iyi tanõnan
yazarlar, o yazarlarõn kendi kitabõnda bahsedip, sizde merak uyandõran başka diğer yazarlarõn kitaplarõnõ
okumakÉ; ilk zamanlar bu silsile ile devam etmek ok daha iyi olabilir.menemenazdacorba hakkõnda
Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz? - 2 Bunlar sŸrele ilgili bazõ noktalar. Umarõm fikir veya ilham verici olur.
Gelecekte birka madde daha ekleyebilir ya da kendime saklamaya devam edebilirim :)
‣Aralõk 2018 gibi, K‡roly SimonyiÕnin Cultural History of Physics
kitabõnda yandaki şekli gšrdŸm. İnsanlõğa ait neredeyse her
şey; bilim, sanat, insani bilimler vs. hepsinin gelişimi birbirini
besliyor. Bu resim, bu temsil ok etkileyici ve teşvik edici idi.
‣Nisan 2019Õda da katõldõğõm bir derste asõl eserin uyarlamasõ
olan Jean AnouilhÕin Antigone isimli kitabõnõ okurken, kitabõn
en son 2-3 cŸmlesi, başka bir derste sõklõkla gšrdŸğŸm bir
resimdeki sahneyi anlatõyordu. İnsan ok seviniyor, biraz yol
alõp bu ilişkileri gšrmeye başladõğõ ilk an.
Bu dersler herkesin katõlabildiği atšlye/seminer gibi etkinliklerdi. \ 16 Mar 2024
108
8

Derecelerimi fizik bšlŸmŸnden aldõm. Lisans ve yŸksek lisans projelerim biyolojik problemler ile ilgiliydi. Doktora
konum da katõ hal fiziği alanõnda idi. ‚alõşmalarõmda da oğunlukla hesaplamalõ yšntemleri kullandõm.
Doktora derecesi olan herkes; ok farklõ disiplinlerden olsa da, šğrenmeyi šğrenmiş olduğu iin, farklõ bir konuda
(ok detaylõ olamasa da) okuyarak-araştõrarak belli bir seviyeye gelebilir; diğer herkes iin ise sadece sŸre biraz
daha uzun olacaktõr.
Şu konuda da sizleri uyarmak zorundayõm. Sadece Mayõs 2018 den bu yana dŸzenli okuyorum. …ncesinde, ders
kitaplarõ dõşõnda hi okumadõm desem pek de yalan olmaz. Sosyal bilimler mezunu olmadõğõm iin, roman-hikaye
tŸrŸ de hala pek okuyamadõğõmdan, dildeki veya ifadelerdeki eksiklikler/hatalar zamanla azalsa da sŸrecektir.
Ayrõca burada geecek kitaplarõn oğunu/bazõlarõnõ henŸz bitirmediğimi de eklemek isterim, nedenini ÔKitap
okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?Õ adlõ sayfalarda gšrebilirsiniz.*
Yasemin ŞengŸn Demircan
Hesabõ hazõrlayan:
* farklõ kitaplarõ eş zamanlõ okumaktan dolayõ menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
9
https://www.linkedin.com/in/yaseminsengundemircan
Artõk geri dšnŸşŸ pek de mŸmkŸn olmayan bir Õdemlen(e)meme ağõÕndayõz. ‚ok yeni kitap okuma alõşkanlõğõ
edinmiş ve ok az sayõda eserle karşõlaşma olanağõ bulmuş olmama rağmen; neredeyse sšylenecek her şey
yŸzlerce, binlerce yõl šnce sšylenmiş gibi. O gŸzel eserler uzun yõllarõn birikimi, demlenmesi ile ortaya õkõyor
olmalõydõ. Hatta sŸrekli yanlõşlanan (K. Popper) daha iyi bir teori/aõklama ile gelişen pozitif bilimlerle ilgili
kitaplarda bile, kimi zaman kullanõlan dil, anlatõmõn yoğunluğu/doyuruculuğu eski kitaplarda ok daha naif, keyif
verici ve tatmin edici.
Akademik araştõrma yapan genler fikirlerini Google ile araştõrmaya dahi ekinebiliyor, fikri en hõzlõ şekilde yayõna
dšnŸştŸrmeye alõşõyor. Sosyal medyada aklõmõza geleni hemen yazõyoruz. Bazen o kadar bŸyŸk ifadeler
gšrŸyoruz ki; birbirimize, hi değilse 1-2 gŸn Ÿzerinde dŸşŸnseydin, Ôfikrin az da olsa demlenseydiÕ dediğimiz
anlar oluyordur. Bu duruma hepimiz dŸşŸyoruz; ancak kitaplar, hele hele eski kitaplar o demlenmişliğin keyfini
yaşamak iin eşsiz bir olanak.
Yaptõklarõmõz bazen manasõz bir nostalji/gemişe-šzlem gibi duruyorsa da, iinden getiğimiz dšnem daha da
kškten değişimleri getirecek gibi. Değişimler iyi şeylere de sebep olur, muhakkak. Eskilerin yerine yeniler
yerleştiğinde kar-zarar hesabõnõ yapmak daha mŸmkŸn olacaktõr.
Bu yazdõklarõmõzõ da siborglar (sibernetik organizmalar) bile okumayacak. Belki en fazla yapay zekaya veri olabilir.
El yazõsõ, renkli kalemler ve resimli anlatõmlar ile kafalarõnõ karõştõrõp; insanlõğõn sonunu getirmelerini
yavaşlatabiliriz. :)
Demlen(e)meme ‚ağõ - 1menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
10

Demlen(e)meme ‚ağõ - 2 menemenazdacorba hakkõnda
Sibernetik Organizmalar: Bizim yerimizi alacak, tamamen bize benzer bir yapay-canlõnõn yaratõlmasõ şu an pek
šngšrŸlmese bile; bizleri daha iyi yapacak yapay kõsõmlar vŸcudumuza eklenebilir. Ama bu değişimlerin
bazõlarõna biz zaten kendimiz de neden olabiliriz, belki iyi belki kštŸ. …rneğin saatlerce bilgisayar başõnda
oturmak, neredeyse kumar gibi masa başõndan kalkamamak; plastik bir organ olan beynimizin kendisini
değiştirmesine, belki de sonraki nesillere bu šzelliklerin aktarõlmasõna yol aabilir.
Plastik derken; şekil verilebilme/değiştirebilme gibi bir šzelliği vurguluyoruz. Kelime kškeni iin yukarõdaki
paragrafa bakabilirsiniz.
?
?
ÒPlastik sanatlar terimiyle ifade edilen sanatlar, insanõn maddeye şekil vererek yarattõğõ sanat dallarõnõ ierir.
Gšzle gšrŸlŸp algõlanõr, bu bakõmdan bu gruba giren sanatlara Ògšrsel sanatlarÓ da deniyor. Mimari, heykel,
kabartma ve resmi ieren plastik sanatlar, gerekten maddenin yoğrulduğu sanatlardõr. YunancaÕdaki ÒplasseinÓ
(şekil verme) sšzŸ LatinceÕye ÒplastikusÓ olarak gemiş, buradan bŸtŸn batõ dillerine yayõlmõştõr. Şekilsiz olan,
daha doğrusu tanõmlanabilir bir şekli olmayan (amorf) bir malzemeyi elle ve aletlerle işleyerek, tanõmlanabilir ve
anlamlõ şekiller elde edilebilir. İşte bšyle bir işlemle uğraşan sanatlara genel olarak plastik sanatlar diyoruz.Ó
s. 23
MŸlayim, S., 1989 (ilk basõm 1989), Sanata Giriş, Sanat Tarihi Araştõrmalarõ Dergisi Yayõnlarõ
Sanata Giriş - Seluk MŸlayim\ 16 Mar 2024
108
11
İki soru iin de; elbette hayõr, mŸmkŸn değil!
Setiğim konu ve šrneklere bakõnca; sadece, bilimsel eğitim gemişinin getirdiği eleştirel bakõşõ, ayrõca
benzerlikleri/ilişkileri/geişleri/elişkileri fark edebilmeyi šne õkarabilecek ieriklerin olduğu sšylenebilir.
Giorgio ManganelliÕnin yazõsõndan eleştirmen ve eleştiri hakkõnda šnemli noktalarõ šğrenebiliriz.
Gerekleri/doğrularõ gšsterme konusunda ise; bšyle bir iddia zaten elişkili durumlar yaratõr, hepimiz iin. En
başta insan olmayõp daha Ÿst bir varlõk olduğumuz gibi tuhaf/sama bir noktaya getirir bizi. Bunu birka
tanemiz iddia etse, daha da elişkili bir duruma varõrõz. Bir de Ÿzerine, o doğrularõ gšsterdiğimiz Ôo anÕ, hangi
an ise, o anÕdan sonra bu gereğe veya bilgiye ne yeni bir şey ekleyebilir, ne eksik-hatalõ kõsõmlarõnõ biraz
dŸzeltebilir ne de hemen hemen her şey iin vazgeilmez olan ÔsŸreÕ olma šzelliğini koruyabiliriz.
Albert CamusÕun kitabõndan gerekler hakkõndaki kõsmõ okuyabiliriz. Belki onun dedikleri de gerek veya doğru
değil ya da gereklerden biri. Ve ardõndan CamusÕun kitabõndaki Sizifos (Sisifos)Õun adõnõn da getiği
Cemil MeriÕin binbir gšrŸnŸşlŸ hakikati, yani yine gerekler hakkõndaki gšrŸşlerini yazdõğõ sayfayõ da
okuyabiliriz. Belki onun dedikleri de gerek veya doğru değil ya da gereklerden biri. Fakat kendiniz cevaplarõ
bulmaya alõşõrken hoş yol arkadaşlarõ, yoldaşlar olabilirler.
Herkesin yapabileceği de, sadece, bu yoldaşlar ile karşõlaşma olanağõ sunmak olabilir.menemenazdacorba hakkõnda
Eleştirmen miyim? / Size gerekleri mi gšstermeye alõşõyorum? *\ 16 Mar 2024
108
12
* Bu ifadenin/başlõğõn ok hoş olmadõğõnõ daha iyi fark ediyorum. Ancak ilk halini koruyorum, ŸnkŸ başlõğõn kendisi de iyi bir cevap veriyor.

menemenazdacorba hakkõnda ÒGrazia Cherchi, iyi eleştirmenin kitabõn olay šrgŸsŸnŸ šzetlemesi, uygun bir alõntõyla metinden šrnek vermesi gerektiğini
šne sŸrŸyor. Bu noktalarõ tartõşmadan šnce, aõk gšrŸnecek bir ilkeyi yeniden ele alalõm: Eleştirmenin, kitabõ tŸmŸyle ve
dikkatle okumasõ gerektiği ilkesini. Yarõsõna dek okunan kitaplar hakkõnda yargõ vermekten uzak durmayan eleştirmenler
olduğu šne sŸrŸlŸr; ben kendi apõma saygõn bir eleştirmenin bir kitabõ iki kez okumasõ gerektiğini dŸşŸnŸyorum; ama
sorun yalnõzca gšrŸnŸşte ahlaksaldõr. Geenlerde, Rosetta Loy, bir eleştirmenin, kitabõndan sšz ederken, aõk maddi
hatalara dŸşmesinden yakõnõyordu: KštŸ, acele, belki de, denegeldiği gibi, aprazlama olarak okumuştu kitabõ. Bundan
pek de emin değilim. İnsanõn sevmediği ya da hatta sõkõldõğõ bir kitabõ, gŸlŸ karakteri veri alõnõrsa, okumasõ olasõdõr; ama
onu bir kez daha okumasõ olasõ değildir. Hõzlõ ve sempatiden yoksun bir okuma, kolayca yer değiştirmelere, yanlõşlara yol
aar; (É) Anlatõlabilir bir olay šrgŸsŸ olan, ok fazla değilse de, birok kitap vardõr; ama bu kitaplar gerekten iyiyseler,
olay šrgŸsŸnden arõndõrõldõklarõnda, gizli bir imge, iinde gerekten bir kitabõn bŸyŸklŸğŸnŸn yattõğõ bir yeraltõ katmanõ
sunarlar. (É)
Beni; kimin koca, kimin aşõk, kimin deli amca, kimin yoksul, kimin varsõl olduğunu aklõmda tutmaya zorlayan bir ÔšykŸÕsŸ
olan kitaplarõ sevmem; kitabõn yarõsõnda birbirine karõştõrmaya başlarõm onlarõ. Anlatõlabilir bir šykŸsŸ olan, ama anlatmaya
değmeyen šrnek bir kitap, Ivan Ilyi'in …lŸmŸ'dŸr. İnce šykŸleri olan bu kitaplarõn kimi zaman, her zaman değil, bir
sayfalarõ olur; demek istediğim, yoğun bir biimde yazõlmõşlardõr. Baş kişilerin adlarõnõ unutabilirim, ama dŸzyazõnõn ince
sesi zihnimde kalõr. Karõştõrõlmalarõ olanaksõzdõr: kimi zaman ilk okunuşta insanõ yorarlar, ama yeniden okunduklarõnda
gšrkemli bir biimde ieklenirler; yeniden okunmayõ gerektiren kitaplardõr bunlar. (É) iyi bir eviri haklõ olarak ilgi
ekecektir; kštŸ bir eviriyse metne haksõzlõk eder; bŸtŸn evirilerin šncesiz sonrasõz ikilem iinde bocaladõklarõ bilinir:
renksiz, ama dŸrŸst bir yorum alõşmasõ yapmak ya da yeniden yazmak. Eleştirinin ereğinin šzgŸn yapõt değil, evirinin
kendisi olduğu durumlar dõşõnda, bir eviriden alõntõ yapmak genellikle yanõltõcõdõr. (‚ev: Şadan Karadeniz)Ó
ss. 220-223
…zdemir, E. (Derleyen), 2003 (ilk basõm 2003), DŸz Yazõnõn Sorgulayan GŸcŸ, 2. Baskõ, DŸnya Yayõncõlõk
DŸz Yazõnõn Sorgulayan GŸcŸ - der. Emin …zdemir
DŸz Yazõnõn İnce Sesi - Giorgio Manganelli (1922-1990)\ 16 Mar 2024
108
13
Ò…yle ya, kim ve ne hakkõnda ÔBunu biliyorum!Õ diyebilirim ki? ݍimdeki bu yŸreği duyabiliyorum, var olduğu yargõsõna varõyorum.
Bu dŸnyaya dokunabiliyorum, onun da var olduğu yargõsõna varõyorum. TŸm bilgim burada duruyor, gerisi kurmaca. ‚ŸnkŸ
varlõğõndan kuşku duymadõğõm bu ÔbenÕi kavramaya alõştõm mõ, onu tanõmlamaya, šzetlemeye alõştõm mõ parmaklarõm
arasõndan akõp giden bir su oluveriyor. BŸrŸnebildiği tŸm yŸzleri bir bir izebilirim, ona verilmiş olan her şeyi, bu eğitimi, bu
kškeni, bu ateşliliği ya da bu susmalarõ, bu bŸyŸklŸğŸ ya da dŸşŸklŸğŸ de bir bir izebilirim. Ama yŸzlerin toplamõ yapõlmaz.
Benim olan bu yŸrek bile hep tanõmlanmaz kalacak benim iin. Varoluşum konusunda vardõğõm bu kesinlikle, bu gŸven vermeye
alõştõğõm šz arasõndaki ukur hibir zaman dolmayacak. Kendi kendime yabancõ kalacağõm hep. Mantõkta olduğu gibi tinbilimde
de gerekler vardõr, ama gerek yoktur. Sokrates'in Ôkendini tanõÕ sšzŸnŸn değeri, gŸnah õkarma yerlerimizin Ôerdemli olÕ
sšzŸnŸn değerini aşmaz. Bir šzlemle birlikte, bir bilgisizlik de belirtirler. BŸyŸk konular Ÿzerinde kõsõr oyunlar bunlar. Yaklaştõrma
olduklarõ šlŸde geerlidirler ancak.Ó
ss. 36-37
Meri, C., 2020 (ilk basõm 1974,1985), Bu †lke, 61. Baskõ, İletişim Yayõnlarõ
Sisifos Sšyleni - Albert Camus
Ò ÓDŸşŸnce dŸnyasõnda hibir fetih niha” değildir. Hepimiz birer Sizifos'uz. Hele diyaloğun olmadõğõ bir ŸlkedeÉ TŸrk aydõnõnõn
kaderi, mahpesinde şarkõlar sšylemek. Bu lanetler berzahõndan nasõl ve ne zaman kurtulacağõz? TefekkŸr bir arayõştõr, itima” bir
arayõş." (Jurnal, 18.6.1974) "MŸnakaşada zafer, mağlup olanõndõr, yenilmek zenginleşmektir. ...MŸnakaşa hakikati birlikte
aramaktõrÉ Hakikat binbir cepheli, binbir gšrŸnŸşlŸ. Karşõnõzdaki, gšremediğinizi gšsterecek size. Sizden farklõ dŸşŸndŸğŸ
šlŸde yaratõcõ ve šğreticidirÉ Cemiyetle beraber hakikatler de gelişir. Tek tehlike bunu kavramamak, kõzõl şal gšrmŸş İspanyol
boğasõ gibi, her dŸşŸnceye ve her dŸşŸnene saldõrmak: bu canõm memleket bu yŸzden bir cŸzzamlõlar Ÿlkesidir." (Jurnal,
19.11.1964) "DŸşŸnce şŸpheyle başlar. DŸşŸnce, tezatlarõyla bŸtŸndŸr. Zõt fikirlere kulaklarõmõzõ tõkamak, kendimizi hataya
mahkžm etmek değil midir?" (Jurnal, 24.7.1964) Ò... Ben, herhangi bir tarikatõn sšzcŸsŸ değilim. Yani, il‰n edilecek hazõr bir
formŸlŸm yok. Derslerimde de, konuşmalarõmda da tekrarladõğõm ve darağacõna kadar tekrarlayacağõm tek hakikat: her
dŸşŸnceye saygõ." (Jurnal, 19.11.1964) "DŸşŸnmek, insan Ÿzerinde dŸşŸnmek, mutlaka yasak bšlgelerden birkaõna dalõp
õkmakla olur. Zaten demokrasi ve liberalizm yasak bšlgeleri kaldõrmak m‰n‰sõna gelir." (Jurnal, 29.4.1964) Ó
s. 55
Camus, A., 2012 (ilk basõm 1942), Sisifos Sšyleni, Can Sanat Yayõnlarõ, ‚ev. Tahsin YŸcel
Bu †lke - Cemil Meri
-Bu kõsõm ÔGereklerÕ başlõğõ ile ayrõ bir dosya olarak hazõrlanmaktadõr. Son hal: Gerekler
v. 4 menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
14

menemenazdacorba hakkõnda Altõ sayfanõn tek sayfada gšsterildiği bu bšlŸm, bu kõsõmdakilerin tamamõnõ da ieren šnceki tarihli bu dosyadan
daha rahat okunabilir; anlatõm videosu'ndan da takip edilebilir.\ 16 Mar 2024
108
15
ݍerik sayfalarõ ile aõklamalar:
ݍeriklere ait dosyalar Ÿzerinden bazõ biimsel yazõlõşlarõ aõklayan notlar.\ 16 Mar 2024
108
16
Kõsõmlar-Sizi neden kandõrmak istiyorum?
-Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle
ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?
-Hesabõ hazõrlayan
-Demlen(e)meme ‚ağõ
-Eleştirmen / Gerekler
-ݍerik sayfalarõ ile aõklamalar
-GŸncelleme Dosyasõ
-ݍeriklerin biimsel šzellikleri
-Başlõklar nasõl ortaya õkõyor?
-Alõntõlar nasõl seiliyor ?
-Başlõklar ne zaman hazõrlanõyor?
-ݍeriklerden bazõ notlar
-Vakit kaybettirici şeyler, er šp fikirler
-AgšzlŸlŸk-karşõlaşmak / farkõna varmak / kendimizde taşõdõğõmõz şey
-insana ve hayata dair her şey
-ilişkileri gšrebilmek ≠ listelemek
-ilişkiler / šrŸntŸ (pattern)
-kitaplar / sõğõnak / vazgememek
-yazarlar ve biz
-yazarlar / kitaplar
-Teknoloji / Yapay Zeka / insan
-algõlama / kontrastlar - zõtlar - kutuplar / sõnõr
-Okuma / Yorumlama
-Yorumlama
-basit ve aõk
-İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor?
-Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ
-šğretim aracõ
✗ mizah _ paylaşmak

-Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme
-ilk ŸÕler
Alõntõlar -Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalar
Akla Gelenler, YouTube, Neler var
-Hesap ile ilgili sŸre
I
II
III
IV
ilk kõsõm ⎘ menemenazdacorba hakkõnda menemenazdacorba hakkõnda

menemenazdacorba hakkõnda GŸncelleme Dosyasõ - 1 \ 16 Mar 2024
108
17
ݍerikler sunum biiminde pdf dosyasõ olarak paylaşõlmakta ve şu an iin depo olarak kullanõlan aşağõdaki web ortamlarõna
yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com ve https://menemenazdacorba.info
Hem yŸklenen ieriklere hem de hesap ile ilgili diğer dosyalara ait tŸm bağlantõlara, gŸncelleme dosyasõndan erişebilirsiniz.
…rneğin en son halini burada bulabilirsiniz. Sonraki sayfada nasõl bir plana sahip olduğunu gšrdŸğŸnŸz bu dosyadan
šzellikle son ierikler iin hangi kitaplardan alõntõlarõn verildiğini de šğrenebilirsiniz.
ÔGŸncelleme dosyasõÕna hem yukarõdaki web sayfalarõndan hem de aşağõdaki sosyal medya hesaplarõndan ulaşabilirsiniz:
https://twitter.com/azdacorba ve https://twitter.com/menemenazdacorb
GŸncelleme dosyasõndaki birok şeye tõklanabilir* ve ilgili dosya pdf olarak aõlõr.
Willy Wonka & the Chocolate Factory
Willy Wonka ve ‚ikolata Fabrikasõ
1971 - Mel Stuart
https://uproxx.com/viral/a-london-cake-maker-made-a-fully-
edible-garden-that-is-straight-out-willy-wonka/
https://www.imdb.com/title/tt0067992/
ÒA Fully Edible GardenÓ
* ÔBu bahedeki her şey yenebilir.Õ
. . .menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
18
GŸncelleme Dosyasõ - 2
başlõk
ieriğin pdf bağlantõsõ
hazõrlanan diğer dosyalar ve bağlantõlarõ
dosyadan birka sayfa

ݍeriklerin biimsel šzellikleri
‣ݍerikler 2 sayfa da 100 sayfa da olabilir. ‚oğunlukla 10-30 sayfa arasõnda olduklarõ sšylenebilir. Ancak sunum biiminde
hazõrlandõğõ iin bazen bir sayfada tek bir satõrõn olduğu gšz šnŸnde bulundurulmalõ, yani ieriklerin sayfa sayõsõ
gšrŸnenden ok daha az.
Sunum biiminde hazõrlandõklarõndan bilgisayarda sayfa sayfa oynatõlarak okunmasõ daha uygun olabilir. ‚ok sõk
olmamakla birlikte, šrneğin Su Aygõrõ
v. 2 başlõklõ ierikteki kŸŸk mizahõ gšrebilmek iin bu biraz gerekli.
Konularõn tŸrŸ, yoğunluğu farklõlaşabildiğinden tam bir standart şablon tutturmak zor, bunu tam başaramadõm. Yine de
son zamanlarda biimsel bir dŸzenin hemen hemen oturduğu sšylenebilir. ݍerikler gŸncellendike de, tamamõ bu aynõ
biime gšre hazõrlanacak.
Biim konusunda iki-Ÿ defa değişiklik oldu. …rneğin;
¥Web sayfasõ hazõrlamaya alõşõrken ona gšre bir biim belirlemiştim. Oradaki teknik sorunlarõ šzemediğimden,
ieriklerin biimini tekrar değiştirmek zorunda kaldõm.
¥…zellikle 40-60 nolu ieriklerin biimini son hal gibi dŸşŸnmŸştŸm. ݍerikleri anlatabilirim bir taraftan diyerek son
kõsma bazõ notlar eklemiştim. Ancak bu kõsmõ hazõrlamak fazla vakit aldõ, bununla birlikte oturup anlatmadan bir
anlatõm taslağõ õkarmak ya da birka kişiye anlatõp geri dšnŸş almadan bir anlatma planõ uygulamak da doğru
değildi. Planlar biraz değişince, ieriklerin birikmesine neden de olunca bu vakit alõcõ kõsmõ iptal ettim.
‣+ Hepimizin heybesinde Ôbelli şeylerÕ vardõr. O belli şeyler, belli bakõş aõlarõ elbette bir sŸre sonra tŸkenir. KŸŸklerinki ise
daha abuk tŸkenir. Tahminim eskilerle beraber 150-200 başlõk olacağõ. GŸncellemeler ve eklemeler ise uzun bir sŸre
devam edecektir.
Ya da artõk ÔShrekÕ serisinden šrnek sahneler veremediğimde ieriklerin de sonu gelmiş demektir! Bu arada Kung Fu
PandaÕnõn olduğu ieriklerde var ama onlara henŸz sõra gelmedi.\ 16 Mar 2024
108
19 menemenazdacorba hakkõnda menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
20
Alõntõlar nasõl seiliyor?
Kitaptan konuya/başlõğa/vurguya en uygun alõntõ mõ seiliyor? Hayõr.
Verilen alõntõnõn šncesinde veya kitabõn okumadõğõm sonraki kõsmõnda belki ok daha uygun bir alõntõ vardõ. Seilen alõntõ
kitaptan/bšlŸmden kõsmi bir para olduğundan ender olarak konu ile ilgili hatalõ veya eksik anlaşõlmalara da yol aabilecek
durumlar olmuş olabilir. Dolayõsõyla, eğer fark etmemişsem, kõyaslamak veya sõkõntõlõ taraflarõ fark etmek okuyucuya dŸşŸyor.
Mutlaka bšyle ierikler olmuştur, yine de genel olarak bakõldõğõnda ciddi bir sõkõntõya yol amayacağõnõ veya sõk
olmayacağõnõ okuyucu anlayacaktõr.
Bu durum iin tam uygun olmasa da şu šrneği verebilirim; sihir kayboldu
v. 2 ieriğinde verdiğim alõntõda belli olmasõna
rağmen benim yanlõş fark ettiğim ve vurguladõğõm bir konuda ifadelerim oldu. Kõsa bir sŸre sonra başka bir kitapta
okuduğum satõrlar ile bunu anlayõnca yeni bir versiyonla dŸzelttim. Benzer şekilde zaman ierisinde fark ettiğim hatalar/
eksikler iin geri dšnŸp bunlarõ dŸzelteceğim.
Sonu olarak alõntõlarõn seiminde bir rastgelelik var, daha doğrusu denk gelmeler var. Ama bunlar gŸzel karşõlaşmalarÉ
Başlõklar nasõl ortaya õkõyor?
Kitaplarõ okurken mutlaka belli kõsõmlar daha belirgin olarak aklõmõzda kalõr, hatta ok hoşumuza gidenleri not ederiz.
Başlõklar oğunlukla tam kitabõ okurken ortaya õkõyor. Okuduğum kitaptaki yazõlanlar, 3 gŸn/3 yõl šnce okuduğum ve
aklõmda kalan başka bir yazara ait kitaptaki alõntõlarla bir araya gelerek bir başlõk da oluşturabiliyor. Kimi zaman da gŸnlŸk
yaşamda karşõlaştõğõm veya tanõk olduğum şeyler de bir başlõk fikrine yol aabiliyor. Başlõk oluştuktan sonra konu ile ilgili
alõntõlara rastladõka veya fikirler aklõma geldike bunlarõ notlara ekliyorum.

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
21
Başlõklar ne zaman hazõrlanõyor?
Yeni okuduğum bir alõntõ, gemişte okuduğum bir alõntõnõn gšzŸme ilişmesi, bazen de bir film ya da başka bir sanat eseri/
ŸrŸnŸ bir başlõğõ hazõrlamaya başlamam iin tetikleyici olabiliyor. Hatta ok daha sonra hazõrlamayõ planladõğõm bir başlõğõn
daha šnce hazõrlanmasõnõ sağlayabiliyor.
Yukarõda da sšylediğim gibi rastlantõsallõğõn ve šzellikle denk gelmelerin ciddi bir ağõrlõğõ var, bunu seviyorum. Arasanõz
bulamayacağõnõz şeyler, tam da benzer şeylere odaklanmõşken hi ummadõğõnõz bir kitapta karşõnõza õkõyor. Veya birka
hafta šnce okuduğum bir kõsmõ bir-iki paragraf geriden başlayõp tekrar okuduğumda, daha šnce dikkatimden kaan yer bir
ieriğin en can alõcõ kõsmõ olacak kadar šnemli olup başlõğõn hazõrlanmasõnõ šne ekebiliyor. Bazõ şeyleri planlõyor olsam da
bu az, daha ok ilgin karşõlaşmalar oluyor. (*)
Başlõklarõn veriliş sõrasõnõ kimi zaman konularõn birbirleriyle ilişkili olmalarõ belirliyor. …rneğin Bakalõm, hangimiz yõldõz
olabileceğiz
v. 1, reklam
v. 1 ve orap/ayakkabõ
v. 1 aralarõnda ilişki olanlara šrnek olarak gšsterilebilir. Belli bir zamana/
dšneme/yere uygun olmasõna gšre de o başlõk yapõlabiliyor. …rneğin ÔaraÕ anlamõna gelen intermezzo
v. 1 başlõklõ ierik kõsa
bir aradan ve biim değişiminden šnce yapõldõ; veya 100 nolu ieriğin başlõğõ ÔBilim ve SanatÕ olacak. ‚ŸnkŸ ilk ierik
hesabõn bakõş aõsõnõ da ifade eden Sanat ve Bilim
v. 3 idi. Aralarõnda kŸŸk bir ilişki olacak.
(*) Aramak - Bulmak - Karşõlaşmak: Kelimelerin tam karşõlõk geldiği anlamlarda zaman ierisinde değişiklik olabiliyor ya da
bizim kelimelere bakõşõmõz değişiyor. Bakõşõmõzõn değişmesi yerleşince kelimenin de anlamõ değişiyor.
Kadõnlar mutlaka farkõndadõr; šzellikle bir eteğe, bir kazağa, bir ayakkabõya, É en uygun pantolunu, bluzu, tişšrtŸ, É arayõp
illaki bir şey satõn aldõğõmõzda sonu oğunlukla hŸsran oluyor. Alelade zamanlarda karşõlaşmalar ile satõn aldõklarõmõz en
sevdiklerimiz, en ok giydiklerimiz haline geliyor.
Cemil MeriÕin Hind Edebiyatõ kitabõnda ifade ettiği gibi, şŸphesiz insan neyi ararsa onu buluyor. Buradaki ÔaramakÕ
kelimesi aslõnda şu an Ôzihnin meşgul olduğu şeylerÕ anlamõna daha oturuyor olabilir. Zihin bir şeylerle meşgul iken karşõsõna
geleni daha iyi gšrŸyor, değerlendiriyor ve fark ediyor. Benzer şekilde kadõnlar da (elbette erkekler de) AyÕdan inip alõşveriş
yapmõyor, dŸnya Ÿzerinde nasõl şeyleri, ne tŸr kumaşlarõ, É sevdiğini biliyor; bunlar zaten zihninde var; karşõlaşõnca da
kaõrmõyor.menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
22
ݍeriklerden bazõ notlar - 1
-En kštŸ başlõklardan biri B. RussellÕõn kitabõndan notlar
v. 1 oldu. ݍerikle ilgili bilgi vermiyor, gŸzel bir başlõk olmadõ. Antik
YunanÕla ilgili bir konu olduğu bile anlaşõlmõyor. ‚ok keyif alarak, hatta biraz ders notu gibi hazõrlamaya alõşõnca
yorgunlukla beraber uygun başlõk seimini yapamadõm.
Nedenini tokat / basit / şaft
v. 1 Ôda biraz anlattõm. Ayrõca hesabõ ilk
kurduğum sõrada, kemik/tencere izimleriyle bile aklõmda olan
basit
v. 1 (kemik suyu/integral) başlõğõnõ da iyi ki sonraya
bõrakmõşõm. Nihayetinde bu Ÿ ierik tam ard arda sõralanmasa da hem basitlik algõsõ hem de Bertrand Russell ile ilişkili
olmuş oldu.
-Bazen alõntõlardan ya da aklõma gelen hoş bir ifadenin ierik hazõrlanõp paylaşõldõğõnda artõk sŸrekli dilime gelmediğini fark
ettim. ÔYazõn, yazmak size iyi gelirÕ derler hep. Aslõnda genelde kštŸ deneyimleri, anõlarõ yazõn derler ama sanki gŸzel olan
şeyleri de yazõnca Ôyeni gŸzel şeylerÕ iin yer aõlõyor gibi. …rneğin şaşkõnõm, biriciğim
v. 1 başlõğõ da Marguerite YourcenarÕõn
kitabõnda rastladõğõm, dilime ok dolanan bir ifade idi. Veya Voodoo Bebeği
v. 2 Ônde Ôaz geliyorsa şişÕ sloganõ.
Lezzet aısından kuzu
kemik šnerilir.
deney:
malzemeler

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
23
ݍeriklerden bazõ notlar - 2
-Kimi zaman ierikleri hazõrlamaya oturuyorum, ya en başta ya da az bir yol aldõktan sonra başka bir başlõğõn cazibesine
kapõlõp bõrakabiliyorum. Bunun iyi taraflarõ da olabiliyor. …rneğin ÔBir ve AynõÕ başlõklõ ieriği hazõrlamak iin alõntõlarõn
verileceği yandaki kitap listesini 1-1.5 yõl šnce oluşturmuşum. Bu ilk aşamada bõrakmõşõm. Sizler de bakõp
hazõrlayabilirsiniz, hangi kitaplar olduğu oğunlukla anlaşõlõyor. Şu an bu listede olmayan, daha sonra rastladõka başka
kitaplardan alõntõlarõ da bu başlõğa elbette ekledim.
Asõl sšyleyeceğime gelirsem, son iki ay iinde şu okuduğum iki kitap olmadan hazõrlamam yanlõş olurmuş. İdeal Devlet
(Farab”) ve Simetri (Leon M. Lederman, Christopher T. Hill).
Farab”Õnin kitabõnda bu ifade, Bir ve Aynõ ifadesi doğrudan geiyor, biraz okuyup sindirmek de gerekir. Simetri kitabõ ise
šğrencilik yõllarõnda aldõğõm bir kitap. Belki 10-15 yõldõr kapağõnõ amadõğõm, muhtemelen 5-10 sayfasõ okunup bõrakõlmõş
bir kitap. Bu kitabõ dosyayõ hazõrlarken dinlenmek ve odağõmõ biraz değiştirmek iin semiştim.
Biyolojik problemler ve hesaplamalõ fizik alanõnda alõşmõş olmama rağmen
gereğinden fazla, yoğun matematiği olan semeli dersler aldõm. Grup
Teorisi, Paracõk Fiziği, Clifford Cebri vs. gibi derslerde bir şekilde simetri
ve simetri dšnŸşŸmleri altõndaki değişmezlik ile ilgili konular vardõ. Biraz
hissettirdim galiba :) Simetri dšnŸşŸmleri altõndaki değişmezlik! Bu tŸr
fikirler ÔbrainstormingÕ gibi bir yere varõr ya da varmaz, doğru veya yanlõş
bakõş aõsõna sahiptir. Bunlar biraz yol alõnca, oturup başõna oturunca,
tutarlõ olup olmadõğõ gšrŸlebilecek şeyler.
Nihayetinde, bu iki kitabõ tam da ardõ ardõna okuyunca insan enteresan
şeyler hissediyor. MŸmkŸn olsaydõ ve şu an bu dosyayõ hazõrlamasaydõm,
hemen bu başlõğõ, ÔBir ve AynõÕ başlõğõnõ hazõrlamak bile istedim.
İşte yine bir karşõlaşma, bu dosyayõ hazõrlarken dinlenmek iin Simetri
kitabõnõ semiştim. Bu dosya iin de ok gŸzel, tam merkezdeki
sšylenenlere paralel alõntõlarla karşõlaştõm ve burada da paylaştõm. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
24
Başlõklarla ilgili bazõ fikirlerin hem basit bir anlatõm aracõna hem de mizahi šrneklere dšnŸştŸğŸ olabiliyor. Bu bazõ alõntõlarõn
okunmasõ konusunda kandõrõcõ bir rol de oynayabiliyor. …rneğin, iindeki izim ve šrneklerden ikisini aşağõya eklediğim,
karõnca
v.1 başlõklõ ierikte Yuval Noah HarariÕye ve Ahmet HaşimÕe ait alõntõlar var.
Bu tŸr fikirler/izimler; HarariÕnin yazdõklarõ daha rahat anlaşõlõr gšrŸnse de gŸndelik hayatta karşõlõklarõna işaret
edebileceğinden, dilinden/anlatõm yoğunluğundan HaşimÕin yazdõklarõnõ da daha severek/anlayarak okumamõz konusunda
teşvik edici olabiliyor.
Ancak her zaman šyle olmuyor!
Vakit kaybettirici şeyler, er šp Þkirler - 1

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
25
Zaman Makinesi 1973
(2014 - Aram GŸlyŸz)
https://www.youtube.com/watch?v=h_iNdnOvNsw
ÔAslan yatağõndan belli olurÕ derler, keklik mi yoksa zebra mõ avlayabiliyor o da belli olur. …rneğin mutfakta Ÿ eşit yemek
yapsam; sonra mutfağa baksalar manzara sanki otuz eşit yemek yapõlmõş gibidir. O dağõnõklõkta hem malzeme bulmak hem
de mutfağõ toplamak yemek yapmaktan daha zor oluyor. WasabiÕnin deney masasõndaki gibi bir dŸzenin %10Õu olsa yeterdi.
Yani ieriklere bakõldõğõnda titizlik/detaycõlõk fark edilebilir. Ama dŸzen veya dŸzenli olmak farklõ bir şeydir. Elbette tŸm
disiplinlerde gereklidir ancak šzellikle bilim ve sanat detaylara šnem vermeden veya detaylarõ gšrmeden nasõl yapõlõr,
bilemiyorum. Bu biraz karakter yapõsõ, fizik bšlŸmŸnŸ semiş olmamda da belirleyici olmuştur. ‚ok detaycõsõnÕcõlar iin
cevap vermek istedim.
Ufak ufak fikirlerin toplanarak/kaydedilerek karõşõklõğa ve vakit kaybõna neden olduğu muhakkak. Atmaya kõyamadõğõmõz
şeyler olur, onlara benziyor. Zaman Makinesi 1973 filminde bunu anlatan gŸzel bir sahne vardõ. Denize dŸşen arabadan
bulduklarõnõ bir kenara koyup biriktirirler;
ÒhaÕbunun iftÕunu bulursak giyeruk haÓ
Bšyle bir biriktirme pek iyi bir yere varmasa gerekÉ
Ek olarak bu ok gŸzel bir filmdir. Karadenizli tiplemesi muhteşem. Kara gŸn dostu gibi; hem kara gŸn tiplemesi hem de kara gŸn filmi.
‚ok duyulmamasõ bazõ hassaslõklardan kaynaklanõyor olabilir. Birbirinin karşõtõ ÔgšrŸnenÕ gruplara eşit bir mizah ile yaklaşmasõ gŸzel.
Ancak bize ait bir gemişi anlattõğõ iin ve birka sahneden dolayõ filmin ok bilinmediğini tahmin ediyorum. Bazõ sahnelerde bizde
hassasiyet uyandõrmasõ gayet olağan.
Vakit kaybettirici şeyler, er šp Þkirler - 2
Big Hero 6
6 SŸper Kahraman
(2014 - Don Hall, Chris Williams)
https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=hv4kPhwHMxA menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
26
Web sayfasõ hazõrlamaya alõşmak da vakit kaybettirici bir sŸreti.
Ama ile aracõ karõştõrmamak gerekiyor; bu konu ile ilgili kŸŸk bir ierik de olacak. Kitap okurken de yaptõğõmõz benzer
hatalar olabiliyor.
Aşağõdaki gšrdŸğŸnŸz de hem vakit kaybetmeye hem de er špÕe gŸzel bir šrnek; vakit kaybettiren web sitesi
hazõrlamaya alõşmaktõ. Dolaylõ olarak, er šp ise tek bir izimin etinden sŸtŸnden faydalanmaktõ; Ôayakkabõnõn tekini
bulursak giyerizÕ misali.
Bu resim Ôsayfa bulunamadõÕ iin aõlacak gšrseldi. İlk ve tek izimleri dšndŸrerek, tersine evirerek yapmõştõm.
Karadenizlilerde ziyan etmek, boşa harcamak pek sevilmiyor! Biriken bir dağõnõklõk olsa da kullanõlacağõ zaman illaki oluyor,
bazen zorlama olsa da :)
Yani gšnŸllŸ web sayfasõ hazõrlamak isteyen olursa tasarõm hazõr, muhtemelen bir šnceki hayatõmda grafik tasarõmcõsõ idim :)
Vakit kaybettirici şeyler, er šp Þkirler - 3

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
27
‚er šp fikirlerin kimi zaman işe yarayõp, mizaha dšnŸştŸrŸlebileceğini de sanõrõm 2020Õlerde yazdõğõm bu yazõdan
sonra fark ettim. Bir yakõnõma lise tuveletine asmasõ iin vermiştim :) Bu da ziyan olmasõn.
Vakit kaybettirici şeyler, er šp Þkirler - 4 menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
28
VoodooÕlandõm ya da bŸyŸlendim !
Elinizde malzeme olmasõ hepsini yemeğe dšnŸştŸrebileceğiniz anlamõna gelmiyor. İnsani sõnõrlar da sšz
konusu, arada dinlenmek gerekiyor.
Salgõn sonrasõ biraz daha kolay sağlõk problemleri yaşamaya başladõk. Soğuk algõnlõğõndan gõda
zehirlenmesine uzanan bir yelpazeÉ
En son ÔVoodoo BebeğiÕ ni hazõrlamõştõm. Ne olduysa orada oldu ya da olağan bir yorgunluğa rast geldi.
Gõlgamõş Destanõ ile ilgili olan İlham Kaynağõ
v. 1 ieriğinde dallarõndan mŸcevherler sarkan bir ağa vardõ. Bu ağalarla dolu
bir ormana girdiğinizi dŸşŸnŸn; muhteşem tasarõma sahip kŸpeler, kolyeler, halhallar É da var. Dokunabiliyorsunuz,
bakabiliyorsunuz. Hepsi bŸyŸleyici. Hatta alõp gitme hakkõnõz da var. Ne kadar alõrsõnõz? AgšzlŸlŸk yapõp neredeyse hepsini
yanõmõzda gštŸrmek isteriz, değil mi? Doğamõz bšyle. GŸzel olana, değerli olana ve mŸmkŸnse de hepsine sahip olmak
isteriz. Peki mŸmkŸn mŸ? Hayõr.
Hepsini alamayacağõz. ‚ok daha fazlasõnõ gštŸrebilmek iin areler dŸşŸneceğiz, aklõmõz da alamadõklarõmõzda kalacak.
Voodoo Bebeği
v. 2 ieriğinden sonra aşağõdaki paylaşõmõ yapmõştõm. Fiziksel ve zihinsel yorgunluk agšzlŸlŸkle birlikte
artabiliyor. Hazõrlayacağõm başlõklar var, sanki o alõntõlarõ yanõmda taşõyor gibi hissediyorum. ݍerikleri hazõrlayõp bitirince
kargo ile eve yollayabildiğim mŸcevherler gibi oluyor, rahatlõyorum. Bir ikilem sšz konusu. HenŸz aşamadõm. Mesela
amacõm bu Ôhakkõnda dosyasõÕnõ hazõrlayarak dinlenmek idi. DšrdŸncŸ kõsmõ tam bšyle planlamõyordum. Sonra yine aynõ
şeyi yaparken buldum kendimi. Okuduğum kitaplar tam da sšylemek istediklerimi nasõl sšyleyebileceğimi ya da
sšyleyebileceklerim konusunda ok kõşkõrtõcõ oldular. İşte insan neyi ararsa onu buluyor ya da gšrŸyor; agšzlŸlŸkten de
geri duramõyor.
AgšzlŸlŸk

\ 16 Mar 2024 108
29
Kõsõmlar-Sizi neden kandõrmak istiyorum?
-Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle
ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?
-Hesabõ hazõrlayan
-Demlen(e)meme ‚ağõ
-Eleştirmen / Gerekler
-ݍerik sayfalarõ ile aõklamalar -GŸncelleme Dosyasõ
-ݍeriklerin biimsel šzellikleri
-Başlõklar nasõl ortaya õkõyor?
-Alõntõlar nasõl seiliyor ?
-Başlõklar ne zaman hazõrlanõyor?
-ݍeriklerden bazõ notlar
-Vakit kaybettirici şeyler, er šp fikirler
-AgšzlŸlŸk -karşõlaşmak / farkõna varmak / kendimizde taşõdõğõmõz şey
-insana ve hayata dair her şey
-ilişkileri gšrebilmek ≠ listelemek
-ilişkiler / šrŸntŸ (pattern)
-kitaplar / sõğõnak / vazgememek
-yazarlar ve biz
-yazarlar / kitaplar
-Teknoloji / Yapay Zeka / insan
-algõlama / kontrastlar - zõtlar - kutuplar / sõnõr
-Okuma / Yorumlama
-Yorumlama
-basit ve aõk
-İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor?
-Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ
-šğretim aracõ
✗ mizah _ paylaşmak

-Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme
-ilk ŸÕler
Alõntõlar
-Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalar
Akla Gelenler, YouTube, Neler var
-Hesap ile ilgili sŸre
I
II
III
IV
ilk kõsõm ⎘ menemenazdacorba hakkõnda menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
30
Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalar:
Akla Gelenler
Bu kõsõm ilk olarak hemen alõntõnõn arkasõndan verilerek doğrudan ya da dolaylõ olarak ilgili olan film/mŸzik/kişisel gšrŸş/É
ile şematik anlatõmlarõ paylaşmak iin oluşturuldu. Kimi zaman takibi zor alõntõlar iin okuyucunun tekrar geri dšnerek
alõntõlara bakmasõna vesile olabilecek şekilde de dikkat ekici olarak hazõrlanmaya alõşõldõ.
Daha sonra ise dosyanõn en sonunda verilen biraz daha geniş bir kõsõm olarak hazõrlanmaya başlandõ. Burada oğunlukla
kŸŸk bir alt başlõk ile farklõ kitaplardan alõntõlar bir arada verilerek bir vurgu ya da kişisel gšrŸş šne õkarõldõ.
Bu kõsõm iki tŸrlŸ de oluşturulmaya devam edecek.
Neler var
Ara ara gŸncellenen bu kõsõm ayrõ ayrõ pdf dosyasõ olarak paylaşõlan dosyalar okunduğunda takip etmeyi kolaylaştõrmak
amacõ ile okuyucu iin bazõ notlar iermektedir. Son biim ile hazõrlananlarda ieriklerin son sayfasõnda verilmektedir.
YouTube
Bu hesap ilerleyen zamanda etkin hale gelecektir. Şu an hesabõ tanõtan ve bir ieriği anlatan šrnek bir video ve sesli okuma
kayõtlarõ eklenmiştir. Bazõ iyileştirmelerden sonra sesli okuma yapmaya başlayacağõm, ierikleri anlatmanõn ise daha sonra
olacağõnõ tahmin ediyorum.
https://www.slideshare.net/YaseminSengunDemirca https://www.facebook.com/menemenazdacorba/ https://www.instagram.com/menemenazdacorba/
Hesap ile ilgili fikir verebilen sayfalar
Bazõ diğer hesaplar:

Hesap ile ilgili olarak oluşturulan sayfalar: - 1
Akla gelenler
Masabaşõ madenciliği ile her olayõ Ôtespit ettik, değerlendirenleri bir araya getirdik, kõyasladõk, šzdŸk, ÉÕ yanõlgõsõna hep
kapõlsak da istemediğimiz acõ gerekleri gšrsek de kimi zaman kabul etmek zorunda kalsak da; insanoğlu elinde sahip
olduklarõ kadarõyla ÔbunlarõÕ yapmaya devam edecektir. İdeal olan ile gerekte olanlar neredeyse her zaman birbirine uzaktõr.
Yine de, yanlõşlarõn iinde doğrularõ, doğrularõn iinde de yanlõşlarõ gšrmek anlamayõ daha da keskinleştirebiliyor. Yanlõş olana
da, doğru olana da; birbirinin zõttõ olan/gšrŸnen şeylere de; ideal olana da gerekte olana da ihtiyacõmõz var. Birbirleriyle
etkileşen, birbirini yaratan tŸm unsurlara ihtiyacõmõz var.
Azra Erhat ok gŸzel sšylŸyordu; onunla da tam olmuyor onsuz da tam olmuyor.
Ya da insanlõğõn bu kadar uğraşõsõ boşuna mõ dedirten Will DurantÕõn şu ifadesi tamamen yanlõş mõ ya da tamamen doğru mu?
DurantÕa ait bu ifadenin Ôtamamen yanlõşÕ ya da Ôtamamen doğruÕ olduğu cevabõnõn gštŸreceği yerde olmak ister miydik?
ÒBugŸn okuyucu Homeros destanlarõnõn tadõna varmak iin bilimden ne kadar arõnmaya alõşsa boşuna uğraşõr,
bilime ne kadar dalsa, o kadar õkmaza girer, kõsacasõ bilimle de yapamaz, bilimsiz de edemez.Ó
Òİnsan tabiatõ hakkõnda, sokaktaki adamõn hemen hemen hi kitap amaksõzõn
šğrenebileceğinden fazlasõnõ mõ šğrendiniz?Ó

Homeros
v. 1 ve Gerekler
v. 4 başlõklõ ieriklerden alõntõlarõn hangi kitaplardan olduğunu šğrenebilirsiniz.

Will DurantÕõn bu ifadeyi yazdõğõ paragraflara ve birikim mi sõrama mõ
v. 2 başlõklõ ierikten šzellikle Fritjof CapraÕya ait
alõntõlara bakarak kendi yorumlarõnõzõ da yapabilirsiniz. Tek bir yorum ya da bakõş aõsõ yok.
. . .\ 16 Mar 2024 108
31menemenazdacorba hakkõnda
GŸncelleme, Ocak 24
Hakkõnda
Farklõ disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile belli başlõklar altõnda ierikler
hazõrlõyorum.
İlerleyen dšnemlerde burada bazõlarõnõ anlatmaya alõşacağõm. Bu yavaş yavaş
olacak. Bšylece hem planladõğõm başlõklarõ hazõrlamak/tamamlamak iin hem
de biraz daha iyi anlatabilmek iin gerekli zamanõ kendime tanõmõş olacağõm.
Bizden olan, bu coğrafyaya šzgŸ olan menemen ve orba kelimeleri ile
oluşturulan menemenazdacorba hesabõ, Ôgarson bey menemen az da orba
lŸtfenÕ diye seslenene, kŸŸk bir kafa hareketiyle buna cevap veren garsona;
yani hepimize tanõdõk gelecekti. Hayata ve insana dair her şeyin de bize,
hepimize, tanõdõk geleceği gibi. Aynõ zamanda bu iki kelime ieriklerin basit
bir dil ile hazõrlanmaya alõşõldõğõna ve kimi zaman farklõ disiplinlerin birbirine
karõştõğõnõ da vurgulayan sloganda geen kelimelerdi.
Her şey yapay zekaya veri olmak iin miydi? İnsan olmanõn tadõnõ õkaracak
vaktimiz varken; menemen kadar basit, orba kadar karõ şõk Òbizler,
yaptõklarõmõz ÉÓ
https://www.youtube.com/@menemenazdacorba
Oynatma listesi: Sesli Alõntõlar
Hazõrlanan ieriklerde verilen alõntõlardan bir sayfa seslendirilmiştir.
Eğer videoyu hem dinleyip hem de sayfaya bakarak takip ederseniz; šne
õkarõlan ifadeler/cŸmleler, bazõ işaretlemeler ve aõklamalar gšrebilirsiniz.
Bunlar hem ieriğin konusu ile alakalõdõr hem de ieriğin tŸmŸ ile birlikte bir
anlam oluşturmaktadõr. İlgili ieriğin tamamõna verilen bağlantõdan ulaşarak
alõntõnõn bŸtŸndeki yerini gšrebilirsiniz.
Bir kitaptan neden sadece birka paragraf okunuyor?
Biri genel diğeri de bireysel olan iki sebebi var.
Genel sebep:
Belli bir başlõk altõnda hazõrlanan ieriklerde oğunlukla inceleme tarzõndaki
kitaplardan alõntõlar paylaşõlmõştõr. Bu tŸr kitaplarõ sesli kitap gibi okumak ve
anlaşõlõr kõlmak zordur. Yine de okuyucularõn bšyle gŸzel kitaplarla tanõşmasõna
vesile olmak iin bir sayfa dahi yeterli olabilir.
Bireysel sebep:
Hem kişisel donanõmõn eksikliği hem de vakit ile alakalõ olarak ierikleri
anlatmak daha ilerleyen dšnemlerde olabilir. …nceliğim planlanan başlõklarõ
hazõrlamak olduğundan en azõndan sayfa sayfa alõntõlarõ okuma mutluluğunu
yaşamak.
Ayrõca birka denemede şunu gšrdŸm. ݍeriği anlatõrken alõntõnõn tamamõnõ
okumak hem konuyu hem de ilgiyi dağõtõyor. Sadece konu veya başlõk ile
alakalõ olarak šne õkarõlan kõsõmlarõ seslendirdiğimizde de yazarlarõn o
muhteşem ifadeleri okunmadan/vurgulanmadan geilmiş oluyor. Bu oynatma
listesi ile birlikte o alõntõlarõn tamamõ okunmuş ya da dinlenmiş olacak.
https://www.youtube.com/playlist?list=PLIPlmVovA-vTUxLj2txXxi6bf-SkdQSZL
Oynatma listesi: tattõrõcõ
Belirtilen kõsõmlarõn okunarak kitaplarõn tanõtõlacağõ bu oynatma listesinin adõ
Cemil MeriÕe ait olan ÒÉ yalnõz tanõtõcõsõ değil, tattõrõcõsõ da olmak isterdiÓ
ifadesinden ilham alõnarak oluşturuldu.
Şu an veya daha sonra da bu ÔağõrÕ kelimenin gereğini yerine getirmek
mŸmkŸn değil. Bu oynatma listesinin adõnõ haksõzcasõna belirlemiş olduğumu
kabul ediyorum. Ancak hem sšzcŸğŸn gŸzelliği hem de hesabõn adõ ile
uyumluluğu karşõsõnda geri duramadõm.
Burada kõsa olan arka kapak yazõlarõnõn tamamõ; sunuş yazõsõndan/šnsšzden ve
kitap iinden ise sadece birka paragraf okunacaktõr.
https://www.youtube.com/playlist?list=PLIPlmVovA-vSq5NHCJjueuRxSmQ0MWHoi
Hesap ile ilgili olarak oluşturulan sayfalar: - 2\ 16 Mar 2024
108
32menemenazdacorba hakkõnda

\ 16 Mar 2024 108
33
GŸncelleme, Şubat 24
sayfa sayfa
ana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar hesap ve ierikler hakkõnda
Neler var
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla
mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi kolaylaştõrmak
amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak
sõkõntõya, hataya neden olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayõn. İster
istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya tam işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn değildir.
Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
bazõ işaretlemeleranlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda, edinerek ya da kŸtŸphanelerden
ulaşarak kitabõn tamamõnõ okumanõz amalanmaktadõr.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu notlar tam bir eviri olarak
değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne õkaran hem de takip etmeyi kolaylaştõrabilecek şekilde
gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu biimde olacaktõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni
keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İlk zamanlarda olduğu kadar alõntõlarda yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya diğer farklõ
biimlerde yazõlõşlarõ koruyamõyorum. Bunlar šnemli olduğundan kitaplardan alõntõlara tekrar
bakmanõz gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler sunum biiminde pdf dosyasõ olarak hazõrlanmakta ve şu an iin depo olarak kullanõlan
aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info
-Bu yŸklenen dosyalara ait bağlantõlara gŸncelleme dosyasõndan erişebilirsiniz. Aynõ zamanda bu
dosyadan tŸm ieriklere ve hesap ile ilgili diğer bağlantõlara da ulaşabilirsiniz. GŸncelleme
dosyasõ šncelikle aşağõdaki hesaplarda paylaşõlmaktadõr.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili dosyanõn adõndaki -v1, -v2, -v3,
É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin versiyon
numarasõnõ gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna gŸncelleme dosyasõndan ulaşabilirsiniz.
-ݍeriklerde (başlõklarda) ve dosyalarda kullanõlan ekler, Ÿst simgeler ve işaretlemeler:
v2 : ieriğin ikinci versiyonu
vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk/dosya
vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili olduğundan gelecekte
hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
v1d : imla başta olmak Ÿzere sadece kŸŸk değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin
ieriğin birinci versiyonunun ok kŸŸk değişiklik yapõlmõş hali)
v1(ilk) : numarasõz* olarak ilk biimle hazõrlanan henŸz gŸncellenmemiş başlõk ya
da gŸncellenmiş bir başlõğõn o dšnemde hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel
olarak hatalar ve eksikler olabilir
_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani sõkõştõrõlmõş olduğundan
resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi zaman sõkõntõ olabilir
(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde yazõlamayan kõsõmlarõ belirtir
/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin kullanõlõr: ÔveÕ bağlacõ
birbirine benzer ya da konu iin eş olabilecek kavramlar iin yazõlõyor; bu işaret
ise benzer ifadeler iin kullanõlsa bile ilgisiz gšrŸnen ama ierikte aralarõnda bir
bağ kurulacağõnõ da ifade eder
É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebileceği ifadelerin olduğunu hatõrlatõr menemenazdacorba hakkõnda menemenazdacorba hakkõnda
Arka sayfada daha šnce yazdõklarõmõ değiştirmeden bõrakõyorum. Yukarõda kõsa bir şekilde bunlarõ tekrar ifade edip, gŸncel olanlarõ ekliyorum.
-Ômenemenazdacorba hakkõndaÕ dosyasõnõn ikinci halinin oluşturulmasõ, (hemen šnceki taslak halinden sonra)
Mar 24, Oca 24
-ÔSesli AlõntõlarÕ ve 'tattõrõcõÕ başlõklõ oynatma listelerinin oluşturulmasõ, Eyl 23, Oca 24
-ÔKelimelerÕ, ÕHatalarÕ, ÔKŸŸk EklerÕ ve ÕYorumsuz +Õ başlõklõ dšrt dosyanõn eklenmesi, Ara 23, Ara 23, Nis/May 24*
-İlk šnce 10Õlu gruplar olarak, daha sonra kõsa šzetleri de veren 5Õli gruplar halinde toplu olarak ieriklerin
paylaşõlmasõ, Oca 23, Haz 23
-Bir šrnek olmasõ iin ÔAtom/Bayt/GenÕ başlõklõ ieriğin anlatõm videosunun paylaşõlmasõ, Ara 22
-ÔGereklerÕ kõsmõnõn ayrõ bir dosya olarak hazõrlanmaya başlanmasõ, Eyl 22
-Ômenemenazdacorba hakkõndaÕ dosyasõnõn ilk halinin oluşturulmasõ ve bu dosya Ÿzerinden hesabõn yapmaya
alõştõklarõnõ anlattõğõm bir videonun eklenmesi, Şub 22, May 22
-Yeni bir biim ve şu anki numaralandõrma ile ieriklerin paylaşõlmasõ, Kas 21
-ÔSizi neden kandõrmak istiyorum? başlõğõ ile TwitterÕda atõğõm hesapta ilk olarak ieriklerin paylaşõlmaya
başlanmasõ, Şub 21\ 16 Mar 2024
108
34
Hesap ile ilgili sŸre - 1:
* Burada yer almasõ iin şimdiden yazõlan, ÔKŸŸk EklerÕ ve ÕYorumsuz +Õ başlõklõ iki dosya daha sonra hazõrlanacaktõr.

menemenazdacorba hakkõnda Hesap ile ilgili sŸre - 2:-ݍerik akõşõnõ ve ilişkileri takip etmeyi daha rahat hale getirebilecek sayfayõ ve pdf dosyalarõna ulaşõlacak bağlatõyõ da
ekleyerek, diğer ikinci bir hesaptan, https://twitter.com/menemenazdacorb (yasemin şengŸn demircan@
menemenazdacorb), ierikleri tekrar paylaşacağõm.
-Temmuz 2022Õde, eklenen kapak sayfalarõ ile beraber 40Õa tamamlanan yenilere ve ilk hazõrlananlara ulaşõlabilecek
bağlantõlarõn olduğu dosyayõ paylaştõm. ݍerikleri https://twitter.com/azdacorba hesabõndan paylaşmaya da devam
edeceğim.
-Kasõm 2021Õde ierikleri tekrar gšzden geirerek, hepsi aynõ biime sahip olarak, takip etmeyi kolaylaştõracak şekilde
yoğunluğu azaltarak, kŸŸk hatalarõ dŸzelterek, kimi zaman eklemeler de yaparak tekrar yayõmlamaya başladõm. Keyif ve
zevk duyarak ierikleri hazõrlamaya devam edebilmek; yani her birini yine kendi eşref saatinde yapmak ve yenileri
oluşturabilmek iin olanak bulabilmek iin de farklõ numaralar verdim.
-Daha sonra Şubat 2021Õde salgõn dšneminin başlamõş olduğu hepimiz iin belirsiz ve zor geen dšnemde
benzer ierikleri tek konu ve başlõk altõnda ayrõ ayrõ oluşturmaya başladõm ve https://twitter.com/azdacorba
(menemen@azdacorba) hesabõndan paylaşmaya alõştõm. Elbette o dšnemin kargaşasõ, sosyal medya konusundaki
deneyimsizlikler ieriklere yansõdõ. …zellikle ilk aylarda hazõrlananlarõ takip etmek biraz zor.
-Bu hesabõn oluşturulmasõndan daha šnce, EylŸl 2019Õda, kitap ve kitap okumayla ilgili olarak Okuma Motivasyonu adlõ
ilk ieriği hazõrlamõştõm. Kaba ve acemi bir biimde idi, tek seferlik olabilecek kõsa bir seminerin ilk taslak hali gibi
dŸşŸnmŸştŸm.
Ard arda tarihleri gšrŸnce şu an sšylemekten geri duramayacağõm. Erdal AlovaÕnõn derlediği Gezi Yazõlarõ adlõ kitap Piri Reis ile başlõyor,
Uğur Kškden ile son buluyor. Bu sayfa ara sõra olay ve yerin šnŸne geebilen bu kitaptaki ilk gezginlerin zaman takõntõsõnõ hatõrlattõ :)
Son sayfada Gezi Yazõlarõ ve Ne Sšylesem Bir Eksik kitaplarõndan šrnek alõntõlarõ okuyabilirsiniz. \ 16 Mar 2024
108
35menemenazdacorba hakkõnda
menemenazdacorba hesabõnõ ilk olarak tanõttõğõm paylaşõmdan:
Hesap ile ilgili sŸre - 3:
Zõmba değil ama iğ sŸt reklamõ yapmõşõmÉ \ 16 Mar 2024
108
36

\ 16 Mar 2024 108
37
Kõsõmlar-Sizi neden kandõrmak istiyorum?
-Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle
ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?
-Hesabõ hazõrlayan
-Demlen(e)meme ‚ağõ
-Eleştirmen / Gerekler
-ݍerik sayfalarõ ile aõklamalar -GŸncelleme Dosyasõ
-ݍeriklerin biimsel šzellikleri
-Başlõklar nasõl ortaya õkõyor?
-Alõntõlar nasõl seiliyor ?
-Başlõklar ne zaman hazõrlanõyor?
-ݍeriklerden bazõ notlar
-Vakit kaybettirici şeyler, er šp fikirler
-AgšzlŸlŸk
-karşõlaşmak / farkõna varmak / kendimizde taşõdõğõmõz şey
-insana ve hayata dair her şey
-ilişkileri gšrebilmek ≠ listelemek
-ilişkiler / šrŸntŸ (pattern)
-kitaplar / sõğõnak / vazgememek
-yazarlar ve biz
-yazarlar / kitaplar
-Teknoloji / Yapay Zeka / insan
-algõlama / kontrastlar - zõtlar - kutuplar / sõnõr
-Okuma / Yorumlama
-Yorumlama
-basit ve aõk
-İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor?
-Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ
-šğretim aracõ
✗ mizah _ paylaşmak

-Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme
-ilk ŸÕler
Alõntõlar-Hesap ile ilgili oluşturulan sayfalar
Akla Gelenler, YouTube, Neler var
-Hesap ile ilgili sŸre
I
II
III
IV
ilk kõsõm ⎘ menemenazdacorba hakkõnda menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
38
karşõlaşmak / farkõna varmak / kendimizde taşõdõğõmõz şey
YŸzlerce belki de binlerce yõl šnce yazõlanlarõ gšrŸp şaşõrabiliyoruz. Fark edilip/anlaşõlmõş olup aktarõlmasõna hayret ediyoruz.
Kendimizde taşõdõğõmõz bazõ temel şeyler olduğu sšylenir/yazõlõr. Aslõnda en basit şey bile olsa deneyimlediğimizde/
gšrdŸğŸmŸzde/okuduğumuzda 'o şeyleri' fark edebiliyoruz. Belki farkõndalõğõn bšyle bir anlamõ da var.
Fark etmek iin bir karşõlaşma gerekiyor. Elbette sõnõrsõz zamanõmõz/enerjimiz olsa dŸşŸnerek veya deneyimleyerek bizler de
birok şeyi, insana/hayata dair birok şeyi kavrar/anlar ve ilişkileri gšrebiliriz. Bunun iin de ÔokumakÕ en iyi yollardan biri.
Her şeyi anladõk, šğrendik peki bu ne işimize yarayacak diye sorabiliriz. Elbette karnõmõz doymayacak, diğer pek ok
ihtiyacõmõz da karşõlanmayacak.
Hepimiz kitap okumak zorunda da değiliz. Farklõ yollar, farklõ kabŸller, farklõ dšnemler/zamanlar var.
Yine de hepimiz mutlu olmayõ isteriz. Mutlu olmanõn yolu konusunda, šzellikle dŸşŸnsel dŸzeyde bu duyguyu hissetmenin
yolu konusunda Farab” hepimize, bakõş aõmõza gšre eşitli ilhamlar verebilir. Mutlu olmanõn yolu insanõ/hayatõ derinliği ve
genişliği ile bilmekten geer. Bu sŸre ile herkes aynõÕlaşmaz; kendine has olanla birlikte bŸyŸk bir zenginliğe temas
ettiğinden farklõÕlaşõr. Bu zengin bir farklõÕlaşmadõr.
Benzer şeyler farklõ durum ve alanlar iin olsa da hep sšyleniyor;
her cepheden yaklaşmak É bŸtŸnle temas etmek É sonra aşmak É
ÒYaratõcõlõğõn yasasõ, aynõ alanda daha šnce ortaya konmuş olanlarla hesaplaşmayõ, onlarõ šzŸnleyip değerlendirmeyi ve
aşmayõ gerektiriyor.Ó
ÒAlexander, Ôtekil olgulara tahammŸl edemiyor, herhangi bir şeyi anlayabilmek iin ona her cepheden yaklaşmak gerektiğiÕne
inanõyordu. HumboldtÕa gšre bunun šdŸlŸ Ôkendinizi dŸnyanõn bŸtŸnŸyle temas halindeÕ hissedebilmekti. (É) Bir başka
alõşõlmadõk dŸşŸncesi de, dŸşŸnce zenginliği olmadan hakikati keşfetmenin olanaksõzlõğõydõ.Ó
✦İdeal Devlet
✦GerekŸstŸcŸlŸk
✦İnsanlõğõn Mahrem Tarihi
Kitaplar :

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
39
insana ve hayata dair her şey
Maddi/Manevi her neyi ister/arzular ve sahip olursak sonra da 'aaa.. bu kadar mõydõ?Õ deriz. Bir sŸre sonra da o şeyler
šnemini/değerini yitirir.
Ancak o arabayõ, o evi, o işi, ... elde etmek iin uğraşõlarõmõz, Ÿstesinden geldiğimiz zorluklar, başarõlarõmõz, É; yani tŸm
sŸre, tŸm yol aslõnda en keyifli ve mutlu olduğumuz kõsõmdõr. Elde etmenin, sahip olmanõn šncesindeki zaman, emek
verdiğimiz zaman.
Kitaplar ve okumak iin tam eşdeğer olmasa da bazõ benzerlikler veya paralellikler var.
ÔGereği aramak, gereğin kendisinden daha değerlidir.Õ *Anlam değiştirilmeden alõntõ da ok kŸŸk bir değişiklik yapõlmõştõr.
ÒSenin iinde bŸyŸmedike o bilginin sana yararõ olmaz.Ó
ÒEvrendeki šğrenilecek şeyleri bitirip ne yapmak niyetindesiniz.Ò... Òİnsan mutluluğu bilmekte sanõyor. Bence mutluluk
šğrenmekte(É)Ó
Bilgi
bilgi
G
G
*
*Bilgi : bilgiyi her şeyin ŸstŸnde tutan
bilgi : bilgiyi yeren
Burada, ikisi bir arada iken, bana gšre karşõlõk gelen anlamlarõnõ yazdõm. Her zaman iin tam bu anlamda denemez, konuya gšre de
değişebilir. Yine de başlõklarda kullandõğõm kŸŸk/bŸyŸk harf seimi iin, okuyucuya da pay bõrakarak, paralel/benzer bir anlam var
denebilir.
Bu sayfanõn başlõğõ ise kŸŸk harfle başlõyor. İnsani; bize ve hepimize šzgŸ şeyler, hepimizin yapabileceği/ulaşabileceği şeyler
anlamõna karşõlõk geliyor.
✦Kral, Bilge ve Soytarõ
✦KatmanduÕdan MeksikaÕya
✦Newton Neden TŸrk Değildi?
Kitaplar :menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
40
İnsana ve hayata dair ok şey šğrendim, madde madde sõralayabiliyorum!
…zellikle ortaokul yõllarõnda sŸrekli madde madde, liste halinde bir şeyler sõralardõk; sšzlŸ sõnavlarda, yazõlõ sõnavlarda.
Neydi o kadar sõraladõğõmõz hi hatõrlamõyorum.
"The Hangover 2 (Felekten Bir Gece 2)Ó filmindeki ilgili sahneyi hatõrlõyor musunuz?
ŞŸkŸr ki okumak/šğrenmek gerekte bšyle bir şey değil. Okuduklarõmõzõn bizde bir şeylere dokunmasõ gerekiyor. O an
değil belki; beş ya da on yõl sonra, başõmõzdan geen bir olayõn ardõndan, başka bir kitapta okuduğumuz satõrlarõn
ardõndan É Sonrasõnda ilişkileri gšrebilmek ve kurabilmek mŸmkŸn de olmaya başlayacak.
İşte o nedenle hep yolun/arayõşõn değerinden bahsediyoruz. Kişiye šzgŸ sŸreler. İşin gŸzelliği de değeri de burada.
Belirsiz, standart sebep-sonu ilişkisi olmayan ve liste halinde duraklarõnõ da sõralayamayacağõnõz, sonu gelmeyecek bir yol.
Size ait, sizin belirlediğiniz seimlerle, karşõlaştõğõnõz sŸrprizlerle dolu bir yol. Bu sizin yolunuz.
ilişkileri gšrebilmek ≠ listelemek
The Hangover Part II (Felekten Bir Gece 2)
(2011 - Todd Phillips)
https://www.youtube.com/watch?v=xe6kO-SJYCk

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
41
Fark etmez diyebilir miyiz? ‚oğumuz patates kõzartmasõnõ tercih edeceğiz.
Aslõnda iki yemeğin de malzemeleri aynõ.
Peki nasõl ortaya õkõyor bu fark?
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 1
Patates kõzartmasõnõ mõ yoksa patates kavurmasõnõ mõ seversiniz?
✦Genin YŸzyõlõ
✦The Web of Life
✦Artificial Intelligence Basics
Kitaplar :
Diğer canlõlarla genlerimiz neredeyse tamamen aynõ ise bizi bir fareden ayõran şey nedir?

Felekten Bir Gece-2 filmindeki karakter Ÿlke hakkõnda verdiği bilgileri nasõl anlatõrsa sšyledikleri daha anlamlõ hale gelmeye başlar?
Bu başlõğõn tamamõ iin bu Ÿ kitaptan faydalanõlmõştõr.



šrŸntŸ (pattern) ne kadar šnemli olabilir ki?menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
42
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 2
Malzemeler aynõ olmasõna rağmen pişirme usulŸ (malzemelerin birbirleriyle ilişkileri) farklõ olduğundan yemek de farklõ oluyor.
malzemeler aynõ, malzemeler arasõndaki bağlar farklõ ➜ bağlarõn oluşturduğu šrŸntŸ/pattern farklõ, yemek farklõ
her bir ubuk bağ (ilişki); šrneğin fõrõn patates iin, malzemeler ve dšrt ubuğun oluşturduğu yapõ da šrŸntŸ/pattern
Patatesler dilimlenir, tŸm baharatlar ve ardõndan zeytinyağõ da eklenerek
derin bir kapta karõştõrõlõr. Yağlõ kağõt serilen fõrõn tepsisine serilir. Soğan ve
domates dilimleri de eklenerek fõrõna verilir.
Soğan zeytinyağõ ile sotelenir, ardõndan domates eklenir. Birka dakika sonra
haşlanmõş ve ezilmiş patates ile tŸm baharatlar da eklenerek karõştõrõlõr. (Yufka ile gŸl
şekli vereceğiniz bšrek i malzemesi olarak kullanõp, yoğurt ve yumurta karõşõmõnõ
Ÿzerine sŸrer ve šrekotu da serperseniz, patates kõzartmasõ kadar sevilebilir.) patates kavurmasõ patates kõzartmasõ
(fõrõn patates)
Malzemeler arasõndaki bağlar uydurma olarak belirlenmiştir, temsili olarak malzemeleri gen/nšron/É bağlarõ da genlerin/nšronlarõn/É
kendi aralarõndaki ilişkiler olarak dŸşŸnebilirsiniz.

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
43
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 3
Diğer canlõlarla genlerimiz neredeyse tamamen aynõ ise bizi bir fareden ayõran şey nedir?

Bu başlõk iin temsili/şematik bir anlatõm Ÿslžbu kullanõlmõş hem de bazõ kavramlar benzerleriyle birlikte sõk sõk tekrar edilmiştir. Bu hem
kavramlarõn daha kolay anlaşõlabilmesi hem de teknik ve teknik olmayan kelimelerin aynõ/benzer şeyleri ifade ettiklerini gšsterebilmek
iin yapõlmõştõr. Detaylarda olabilecek hata ve eksikler iin konuyu kitaplardan hatta gŸncel yayõnlardan araştõrmanõz šnerilir.
…nce alõntõlardan yola õkarak birka not ve sonrasõnda iki şema bulacaksõnõz.
ÒEğer genler "esas itibarõyla aynõ" iseler, o zaman bir organizmayõ sinek ve bir başkasõnõ fare,
şempanze ya da insan yapan şey nedir? Cevap, šyle gšrŸnŸyor ki, gen şebekelerinin yapõsõnda,
genlerin diğer genlerle -etkileşimleri belli bir genin nerede ve ne zaman ifade edileceğini belirleyen
karmaşõk dŸzenleyici mekanizmalar aracõlõğõyla- bağlanma şeklinde gizlidir.Ó (Genin YŸzyõlõ)
šrŸntŸ/pattern/şebeke/ağ/network
bağ / ilişki / dŸzenleyici mekanizma / É : Her bir durum iin değişir; etkileşim kimyasal, fiziksel, elektriksel, É olabilir. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
44
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 4
-Her şey; biz, diğer canlõlar, sinir hŸcrelerimiz (nšronlar), genlerimiz, É hem kendi aralarõnda hem de birbirleriyle ilişki halindedir.
Yani aralarõnda bağlar vardõr.
-…rneğin nšronlar arasõnda bağlar var. Bu bağlarõn/ilişkilerin oluşturduğu tŸm yapõya da šrŸntŸ/pattern/şebeke/ağ/network
diyebiliriz. Nšronlar arasõndaki bu ağõ/networkÕŸ/šrŸntŸyŸ/patternÕi anlamak iin basit matematik veya mekanik bir aõklama da
yeterli olmuyor.
-…rŸntŸ/Pattern o kadar šnemli ki, šrneğin birka nšron zarar gšrŸp hŸcre šlŸmŸ gerekleşirse yaşamaya devam edebiliyoruz.
Ancak nšronlar tamamen sağlõklõ iken eğer šrŸntŸÕde/patternÕde bir bozulma/tahribat olursa šlŸyoruz. Yani aralarõndaki iletişimin/
haberleşmenin devam etmesi her birinden daha šnemli.
-Hatta Yapay Zeka (AI - Artificial Intelligence) veriler arasõndaki ilişkileri/patternÕi algõlayõp işleyebilirse etkin olabiliyor. Verilere yani
bilgilere sahip olmasõ pek de anlamlõ değil, hele hele Ÿst seviye işlevler iin.
-…rneğin biz; tŸm genleri, genlerin kimyasal/fiziksel šzelliklerini anladõk tŸm bilgileri depoladõk diyelim. Ancak genler arasõndaki
ilişkileri yani birbirleri arasõndaki dŸzenleyici mekanizmalarõ šzemediysek hŸcre ii fonksiyonlarõn nasõl meydana geldiği, canlõlõğõn
nasõl devam ettiği gibi birok olayõ yine tam olarak aõklayamõyoruz.
-Belki ÔBilginin tek başõna bir anlamõ yok!Õ da denebilir.
-Yemek kõsmõndaki noktalarõ (malzemeleri) ve noktalarõ birleştiren ubuklarõ (bağlarõ), ardõndan ortaya õkan šrŸntŸÕnŸn/patternÕin
(malzemeler ve ubuklar toplamõnõn) yemek tŸrŸnŸ belirlemesi gibi;
šrŸntŸnŸn/patternÕin aynõ malzemelerden bambaşka şeylerin ortaya õkmasõnõ sağlayabileceğini de sšyleyebiliriz.
Alõntõlardan bazõ šnemli kõsõmlar aşağõda verilmiştir:
ÒAll things are connected.Ó ÒWe may need to get beyond the clock mechanisms.Ó ÒAI systems are also effective in terms of managing
and structuring the data, as the algorithms can recognize patterns.Ó ÒThe study of pattern is crucial to the understanding of living
systems because systemic properties, as we have seen, arise from a configuration of ordered relationships. Systemic properties are
properties of a pattern. What is destroyed when a living organism is dissected is its pattern. The components are still there, but the
configuration of relationships among them -the pattern- is destroyed, and thus the organism dies.Ó

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
45
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 5
Buradaki maddeler karşõlõklõ olarak verilmemiştir, verilememiştir. Kavramlarõ anlatabilmek amacõ ile şematik bir yapõ
oluşturmak iin hazõrlanmõştõr. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
46
ilişkiler / šrŸntŸ (pattern) - 6

✦PopŸler Roman Kahramanlarõ
✦Neden Avrupa Tarihi?
Kitaplar :menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
47
kitaplar/sõğõnak/vazgememek
TŸm dŸnyada popŸlerleşmenin her şeyi, iyi/gŸzel bir şekilde bile başlayan her şeyi bozduğu; sonra da o bozulmuş/ŸrŸmŸş
şeyi eğlenceli/olağan da kõldõğõ tuhaf/tedirgin edici/ŸzŸcŸ bir dšnemdeyiz gibi.
Tam da bšyle dšnemler sõk sõk, eskide kalan ve gŸzel olduğunu hatõrladõğõmõz/dŸşŸndŸğŸmŸz anlara bizi gštŸrŸr. Kitaplara da
sõğõnõrõz, belki de daha ok eski kitaplara.
‚oğumuz roman/šykŸ tŸrleri ile bunu yaşõyoruz. Aslõnda ok eşitli diğer kitaplarda tahmin ettiğimizden daha ok, daha gŸzel
sõğõnaklar olduğunu da gšrebiliriz.
Sadece biraz daha emek vermek, sabõr gšstermek ve bunlarla birlikte arõzi bazõ dŸşŸncelere/gšrŸşlere inanmamak gerekiyor.
Yani bize sšylenen kolaycõ/popŸler šzŸm kalõplarõnõ deneyip vazgememek gerekiyor. Başardõğõmõz ve başaramadõğõmõz her
şey, okuduğumuz/okuyamadõğõmõz tŸm sayfalar/kitaplar, dikkatimizi verdiğimiz/veremediğimiz tŸm saatler, adõnõ ilk defa
duyduğumuz insanlar/kavramlar É hem karmaşõk bir şekilde birbirini etkileyen hem de kişiye šzel sŸrelerdir. Devam ettike
bize yolumuzu bulduracak yani rehberlik edecek Ôşeyleri' keşfedeceğiz.
yõlbaşõ iin yapõlan šn paylaşõmdan menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
48
yazarlar ve biz
Kişisel uğraşlarõmõzõn oğunda, hatta mesleğimiz iin yaptõklarõmõzla ya sadece kendimize ya da sadece belli bir gruba
faydamõz olur. Halbuki kitaplar kimi zaman Òele verir telkini kendi yutar salkõmõ" tŸrŸnden ideal olanõ anlatsa da; yazarlar
sayesinde gšze gšrŸnmeyen bŸtŸn dŸnya šnŸmŸze serilir. Bununla birlikte şunu da duyarõz.
ÒGšzleri olan insanlar mutluluğun ne olduğunu bilmezler.Ó *
Bu gereğe rağmen tam bu gerilim/atõşma nedeni ile yaşamõn/hayatõn var olabildiğini de biliriz. Kimi zaman hoşlansak da
kimi zaman hoşlanmasak da yazarlarõn anlattõğõ dŸnyalarda, illaki zihinsel sŸrelerimize/yolculuğumuza/keşiflerimize/... kattõğõ
şeylerle karşõlaşõrõz; derinleştiren/sorgulatan/É şeylerle karşõlaşõrõz.
Yazarlar sayesinde; bilim, sanat, edebiyat, É gibi tŸm alanlarda yõllarõnõ vererek yazan insanlar sayesinde insanlõk tŸm
šğrendiklerini, birikimlerini ve deneyimlerini birbirine aktarabiliyor; kitaplarla da kalõcõ hale getirerek varlõğõnõ gŸlŸ kõlõyor.
✦Cultural History of Physics
✦Deyimler SšzlŸğŸ
✦Cadõ Kazanõ
✦Pastoral Senfoni
Kitaplar :
* Zaman zaman ifade etmiştim. Roman, hikaye okumakta zorlanõyorum; hem tŸr gereği hem de olay ve karakterleri takip
edememekten dolayõ. Pastoral Senfoni ilk zamanlar okuduğum bir kitaptõ, kalõn olsa muhtemelen devam etmezdim. O zaman bu
basit gereğin bu kadar yalõn ifadesi ile karşõlaşmamõş olacaktõm. …nyargõlarõmõz ve genellemelerimiz hep olacak arada kŸŸk
kaamaklar yapmak gerek. Aslõnda biraz yol alõnca oğu šnyargõnõn ve bazõ genellemelerin geersiz olduğunu da gšrŸyorsunuz.
İncelemelerden okuduğum, fark ettiğim kadarõyla šyle romanlar, šykŸler var ki; olaylarõ, kurguyu ve karakterleri takip edebilmek
herkesin yapabileceği bir şey değil.

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
49
yazarlar / kitaplar - 1
ÒHŸrriyet amelden ok dŸşŸncede.Ó
Sadece yapõlanlara bakõp, olanlarõ izleyerek insanõn/hayatõn tŸm renklerini/heyecanõnõ/sõnõrlarõnõ/É /karanlõğõnõ/... kõsaca
gerek eşitliliği gšremeyiz. Yazarlar yanlõ/yansõz veya taraflõ/tarafsõz olsalar da veya kimseye yaranamasalar da; o eşitliliği
dŸşŸnce dŸzeyinde biraz kavrayabilmek bile ok değerli.
İptidai dšnemlerden yol katederek vardõğõmõz modernleşme/dijitalleşme/yapay zeka teknolojileri šnŸne geilemez bir
şekilde bizler gibi kitaplarõ da değiştiriyor. Yeni bir algõ/biim ortaya õkõyor. Elbette ÔyeniÕ olan hemen kabul gšrmez. Ama
kabul gšrdŸkten sonra eskiyi bozar ve yõkar; pekiştiği anda da yõkõlacak, yerine başkasõnõn geeceği bir Ôeski' haline gelir.
ÔYeni'lerin haklõ mõ haksõz mõ/ kutsal mõ parasal mõ bir dava olduğunu zaman gšsterecektir. Bu õkargšzetir dŸnya dŸzeninde
yerini nasõl ÔyeniÕlere bõrakacağõnõ da zaman gšsterecektir.
Mesela Farab” Õnin Ôİdeal DevletÕ kitabõnõn tam adõ Ôİdeal Devlet Yurttaşlarõnõn GšrŸşlerinin Ana İlkeleriÕ. Satõşa bu şekilde
sunulsa ve adõna bakarak kitabõ almaya karar verecek olsam ben de satõn almam ya da tereddŸt ederim. Yeni dšnemin
getirdiklerinden biri de zor (veya zor gšsterilen) ve kolay olana bakõşõmõzõn değişmesi.
✦Hind Edebiyatõ
✦Mitos ve Kuşku
✦Şimdi Doğu Zamanõ
✦Ne Kitapsõz Ne Kedisiz
✦Ağlamak ve GŸlmek
✦GerekŸstŸcŸlŸk
Kitaplar : menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
50
https://www.youtube.com/watch?v=AZul4okMhYA
Yusuf ile Kenan
(1979 - …mer Kavur)
yazarlar / kitaplar - 2
GerekŸstŸcŸlŸk kitabõnõ hazõrlayanlardan Onat KutlarÕõn da senaryo yazarlarõndan olduğu ÔYusuf ile KenanÕ filminde;
aşağõdaki sahnede eski Yeşilam filmlerindeki kštŸ kadõn tiplemesinin biraz ÔyeniÕ versiyonu bir kadõnõn; kšylŸ ocuklarõ iin
Òbunlarõ eğitmek değil šğŸtmek lazõmÓ diye bir repliği vardõr.
Kitapta da, daha ok dŸşŸnce dŸzeyinde olan akõmõn zamanla anlamsõzlaştõğõna hatta karşõ olduğu değerlerin aracõ haline
geldiğine işaret edilir. Bir nevi eski haline gelen ÔGerekŸstŸcŸlŸkÕ šğŸtŸlmŸştŸr.
Benzer olarak šğŸtŸlen GerekŸstŸcŸlŸk gibi; kitaplar ve yazarlarla alakalõ olan ÔyeniÕlerin de iyi/gŸzel şeyleri
šğŸtmeyeceğini umut ediyoruz.

\ 16 Mar 2024 108
51
Teknoloji / Yapay Zeka / insan - 1
Yapay Zeka iin hesaba ait sloganõn da işaret ettiği bir algõ var. Bu algõ elbette bir dŸşmanlõk değil veya u raddedeki bir
boyutta değil; hepimizin hissettiği ekinceler kadar diye tahmin ediyorum.
Eğer Ô6 SŸper KahramanÕ animasyon filmindeki doktor robotu (robot doktoru) dŸşŸnŸrsek yapay zekayõ sevip kucaklamamak
mŸmkŸn değil, Ôsarõlasõ tasarõmõnaÕ karşõ durmak da mŸmkŸn değil. Bšyle cici bir robotu, hele hele yapay zeka ile šğrenip
daha da şirinleşen bu robotu kim sevmez. Aşağõdaki sahnede Ôaferin, ok uslu durdun, al sana lolipopÕ ifadesi de dublajõn
gerek diyaloğu/seslendirmeyi aştõğõ durumlara šrnektir :)
Faydalõ ve gŸzel şeylerin olacağõna eminiz, ancak aşağõdaki videoyu izlediğimizde ekincelerin šyle ufacõk tefecik olmadõğõnõ
da anlayabiliriz. Videodan;
ÒÉ Ben ok uzak vadedeki endişeden bahsediyorum. ‚ok uzak da ok uzak değil, dedim ya 2 ile 5 ya da 10 ya da 20. Neyse
ama yakõn zamandaki gerek tehlikeyi tabii sšylemem lazõm. O da şu, ne gerek ne yapay ne doğru ne uydurma; kim insan
kim robotu bilememe olasõlõğõmõz ok hõzlõ gerek olabilir. Yani yarõn olabilir bu, o hani bir iki yõl iinde de olabilir ÉÓmenemenazdacorba hakkõnda
Big Hero 6
6 SŸper Kahraman
(2014 - Don Hall, Chris Williams)
https://www.youtube.com/watch?v=rcmhEASNk14 https://www.youtube.com/watch?v=VvzIE1eh1MY menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
52
Teknoloji / Yapay Zeka / insan - 2
Hala bizlerden kalõrsa; yeni teknolojilerin rekabet halini/duygusunu arttõrõp bizleri Ôkibar ve medeni gšrŸnenÕ vahşilere evirme
olasõlõğõnõ daha da arttõracağõ šngšrŸlebilir. rekabet = vahşilik ?
v.1 başlõklõ ieriğe de bakabilirsiniz.
Akla şu animasyon filmi de geliyor, Zootopia Hayvanlar Şehri (2016 - Byron Howard,É). Filmde eski vahşilerden olan ÔAslanÕ
dan şŸphelenilirken olaylarõn arkasõndaki asõl karakter kibar, masum ve minik ÔkoyunÕ dur.
Hepimiz melek olalõm, yapay zeka da melek gibi olsun diye bir beklentimiz yok. KštŸye/KštŸlŸğe ihtiyacõmõz olduğunu da
biliyoruz. Yine tekrar edersek; hep sšylenegeldiği gibi gerilim/atõşma olmadan yaşam var olamazdõ, bizler de var olamazdõk.
Veya bizler ve hayvanlar arasõndaki fark ortaya õkmayabilirdi. Bizler isteğimize/ihtiyalarõmõza gšre etrafõnõ şekillendirebilen/
değiştirebilen yani yapabilen/yõkabilen canlõlarõz. Gerilim/‚atõşma ve sonrasõndaki šzŸm arayõşlarõ hem bizleri harekete
geiren hem de medeniyeti yaratan sŸreci sŸrekli besleyen etkenler. Yapay ZekaÕyõ karanlõk gŸler ele geirirse halimiz nice
olur demek yerine karşõlaşacağõmõz problemleri fark edip šzŸmleri bulacak olanlar da bizleriz.
Şšyle bir korkumuz da olabilir :)
Gelecekte kitaplar yapay zeka ile bŸyŸ yapõp, iğne batõrabilme marifeti kazanabilir mi?
Not: Cadõ KazanõÕndan esinlenen bu mizahi soruda ilk gšrŸnenden şŸphelenmemek lazõm, yapay zeka denilen şeyi de yapan
biziz. Oyunda da ÔŞeytan, SalemÕde fink atõyorÕ denir, halbuki fink atan mağdur gšrŸnen Abigail ve iftiralarõdõr.
İnsan doğasõnõn iyi olduğuna inanmakla birlikte, muhtemelen hepimiz aşağõdaki alõntõyõ gšrdŸğŸmŸzde ÔyanlõşÕ da diyemiyoruz.
ÒBu durumda, insanõn neden olabildiği tŸm bu kštŸlŸk nereden geliyor? Bu kštŸlŸğŸn, insandan başka bir yerden gelmediğini
kabul etmek zorundasõnõz. Yapõlan bŸtŸn kštŸlŸkler, insanlardan kaynaklanõr.Ó
✦Avrupa Tarihi
✦Cadõ Kazanõ
✦Kral, Bilge ve Soytarõ
Kitaplar :

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
53
Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
Zõtlarõn birlikteliğinin değeri, birbirlerini etkilemesi ve birbirlerini yaratan unsurlar olmasõ daima sšylenir. Algõlama yani
anlama iin de kontrastlarõn/zõtlarõn/kutuplarõn birlikteliğine ihtiyacõmõz var.
Cemil Meri ÒKŸltŸr, homo ekonomikus'un kanlõ fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal.Ó ifadesi ile biraz sert hissettirse de
'irfan' ve 'kŸltŸr' kelimelerini ayõrmasõnõn, farklõ gšrmesinin sebeplerini sezebiliyoruz.
KŸltŸr, sadece ekonomik hayatõn gerekli bulduğu şeyleri değerli gibi gšsterip karşõsõndakileri (kontrastlarõnõ/zõtlarõnõ/
kutuplarõnõ) ise değersizleştiren bir kavrama dšnŸşmŸş olabilir ya da bšyle algõya yol aõyor olabilir.
İrfan ise tŸm kutuplarõ/zõtlarõ/kontrastlarõ bir arada gšrmeye gayret ediyor; ama sadece anlamak ve algõlamak olduğundan,
bunun iin hepsine ihtiyacõ olduğunu biliyor hem de onlara saygõ duyuyor. Hangi kutupta olunduğundan bağõmsõz olarak
da, karşõlõklõ saygõ ilkesi korunmuş oluyor.
Sanki zõtlõk ve sõnõrlar arasõnda da dolaylõ olarak bir ilişki var gibi gšrŸnŸyor, şšyle:
kontrastlar
zõtlar
kutuplar
algõlama/ /
sõnõr - 1
✦Bu †lke
✦Antik Yunan'in KŸltŸr Tarihi
Kitaplar : menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
54
Beynin Gizli Hayatõ(David Eagleman) kitabõnda yazõlanlardan yola õkarak hazõrladõğõm Sõnõr
v.1(ilk) başlõklõ ierikte, deniz/kara
geişi izimi ile birlikte ifade ettiğim şu notu hatõrlõyorum.
ÔFarklõ ortamlar, farklõ durumlar, farklõ algõlar vs. Birinden diğerine geerken, yani bir sõnõrdan geerken,
ortaya õkan tuhaflõklar, değişimler,É !Õ
Sõnõrlar yeni şeyler šğrenmemizi veya fark etmemizi sağlayan bir ÕpencereÕ gšrevi gšrebilir mi?Õ
Sanki anlamak iin bulunduğumuz tarafõn karşõsõna gememiz lazõm. Elbette tekrar geri dšnebiliriz, dšnmeyebiliriz de. Belki
de her şey ÔBir ve AynõÕ. Biim olarak henŸz gŸncellenmemiş ve yeni alõntõlarõn da ekleneceği biraz dağõnõk bir ierik olsa
bile eşitli disiplinlerden verilen šrnekler konu Ÿzerinde dŸşŸnmek iin yararlõ olabilir.
kontrastlar
zõtlar
kutuplar
algõlama/ /
sõnõr - 2

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
55
Okuma / Yorumlama - 1
Bir yazarõn yazdõğõnõ:
-ne kadar anlayabiliriz?
-ne kadar yorumlayabiliriz?
-hepimiz aynõ şekilde anlayõp yorumlayabilir miyiz?
Zemin/Temel bilgimiz yoksa ilgili disiplindeki kitaplarõ anlamakta zorlanõrõz. Bu tamamen doğru. Ancak ok bilginin 'kirlenme'
olarak gšrŸldŸğŸ de olur. Bir uzmanõn gšremediği bir durumu bazen sokaktaki 'bir adam', dŸşŸnen bir adam daha berrak
olarak da gšrebilir. Ayrõca her temel, iyi bir Ôtemel' de değildir.
Buradaki maddi gereklerle beraber; bizi okumaktan alõkoyacak mutlak ve değişmez kabŸllere de gerek yok. Bu gerekleri de
aklõmõzda tutarak asõl bahsetmek istediğim konuya gelirsem:
Okumak/Anlamak/Yorumlamak kişiye šzgŸdŸr. Eğitim/Hayat gemişleri birbirine ok benzeyen iki kişi iin bile kişiye šzgŸdŸr.
Bu akademik dŸzeyde de tartõşõlan bir konudur.
Yani, Ône kadar bilirsen, o kadar yorumlayabilirsinÕin de štesinde karmaşõk ilişkiler var. EcoÕnun asõl ifadesiyle Òokur ve metin
arasõnda karmaşõk bağlantõlarÓ var.
Belki metin ya da yazõn iin de buna benzer bir h‰l var. Şšyle ki yazõlanlar arasõnda da yazõnõn kendi iinde de farklõ ilişkiler/
bağlantõlar var. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
56
Eco'nun ve Oktay'õn kitaplarõndan yola õkarak şšyle yazõlabilir.
¥yazõn gerekliğin yansõmasõ mõ?
¥yazõn gerekliğin yeniden yaratõlmasõ mõ?
¥yazõn o dšnemin/anõn iindeyken, yani dõşardan gšzlemleme olanağõ olmadan, yazõlanlar mõ?
๏okur yazõnda tam işaret edileni anlayan mõ?
๏okur yazõnda anlamlandõrdõğõ kadarõnõ/halini anlayan mõ?
๏okur ilişkileri kurma becerisine/uzmanlõğõna gšre kimi zaman daha azõnõ kimi zaman da daha fazlasõnõ anlayan mõ?
…zet olarak bu konu o kadar basit değil, girdisi ve õktõsõ hep aynõ olan bir yapõda değil.
Aslõnda bu ok gŸzel! Diğer tŸrlŸ okumak ok ÔmekanikÕ bir sey olurdu.
Eco'nun Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti kitabõnda; bir kõz ocuğuna bir šykŸ okunur ve bu šykŸden anladõklarõ hakkõnda
kendisine sorular sorulur. Fikir verebilecek hoş bir šrnek. ‚ocuğun Ÿ yaşõnda olmasõna takõlmayõn!
Okuma / Yorumlama - 2
✦Alõmlama Gšsterge Bilimi
✦Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti
✦Yazõn İletişim İdeoloji
Kitaplar :

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
57
Yorumlama - 1
Bu konu iin šncelikte hesaptan bir šrnek vereyim:
Bir ierikte alõntõlar verdim, gšrŸnŸşte hibir not veya aõklama yazmadõm diyelim; burada bile yorum/yorumlama yok
diyemeyiz. …ne õkardõğõm kõsõmlar bir tarafa; setiğim alõntõlar hatta başlõğõn kendisi bile bir yorumdur. Anladõğõm kadarõyla,
zannettiğim kadarõyla, bildiğim kadarõyla doğrudan değilse bile dolaylõ olarak yapõlmõş yorumlardõr/aõklamalardõr.
Taraflara eşit durmaya alõşsak dengeyi korumaya gayret etsek bile insani taraflarõmõz rengini belli edecektir. ÔNe yazõk kiÕ
yorumumuzun olmadõğõ tek bir eylemimiz yoktur. Belki gelecekte robotlar neredeyse tarafsõz olabilir. Ancak onlar da yine
kodlarõndaki belirlenen, yani Ôbelirlediğimiz algoritmaÕya gšre karar vereceklerdir.
…nŸmŸzdeki aylarda, bu dosyayõ bitirip štelemiş olduğum dinlenme dšneminden sonra ÔYorumsuz +Õ başlõklõ bir dosya
hazõrlayacağõm. Detaylarõ orada vereceğim. Burada ise sayfadaki başlõkla ilgili olarak dosya adõna ilham olan haber kanalõnõn
bir yayõnõndan bahsedeceğim.
On yõl kadar šnce, evde TVÕler varken EuronewsÕin haberlerini severek seyrediyorduk. Kanalõn haberleri sunuşu bile olduka
tarafsõz iken bunun Ÿzerine ÔNo CommentÕ (Yorumsuz) denilen bir bšlŸm de vardõ. Sadece kayõt/gšrŸntŸ gšsteriliyor, herhangi
bir aõklama olmuyordu. Haberin bu bšlŸmŸnde tŸm dŸnyadan etkileyici, gŸzel ekimler izleyebiliyorduk.
Lafõ şuraya getireceğim. Bu kõsõmda, ÔNo CommentÕ (Yorumsuz) kõsmõnda bile; kameranõn ektiği şey, odaklandõğõ şey,
odaklandõğõ sŸre, É gibi bir ok parametre aslõnda bir yorumdur.
Sonu olarak yorum yapmak, yorumlamak olağan ve insani bir şey, yok edemeyiz. Sadece doz, samimiyet, dŸrŸstlŸk, niyet, É
etkiyi belirleyebilir; yapõcõ mõ, yõkõcõ mõ, yõksa bile sonra yapõcõ mõ, dšnŸştŸrŸcŸ mŸ, aydõnlatõcõ mõ É vs.menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
58
Homo Alone (Evde Tek Başõna)
(1990 - Chris Columbus)
https://www.youtube.com/watch?v=CYzgh2fHJe8
Yorumlama - 2
Yorumlama doğrudan/somut/aõk gšstergelerden ya da dolaylõ/soyut/kapalõ
gšstergelerden yola õkarak yapõlabilir.
İki filmden šrnek verebiliriz. İlki filmin konusundan ziyade gšrdŸğŸmŸz
sahnelerdeki bir konu iin diğeri de yšnetmenin işaret etmiş olabileceği
anlam ile ilgili olacak.
ÔEvde Tek BaşõnaÕ filminde, ekran gšrŸntŸlerinden bile fark edildiği Ÿzere,
yaşa en bŸyŸk iki gencin boyunlarõnda dikkat ekici bir šne eğilme var.
Benim yorumum şu: İlgili yõllarda ev bilgisayarlarõ/oyun konsollarõ yeni yeni
yaygõnlaşmaya başlamõştõ. Bundan dolayõ insan anatomisine olacak etkileri
henŸz šngšrŸlemiyordu. Sebebinin de bu olduğunu tahmin ediyorum.
Somut gšstergelerden yola õkõlarak bšyle bir yorum yapabiliriz. Yanõlma payõ
olabilir, bununla birlikte neredeyse hepimiz aynõ yorumu yaparõz.
Dolaylõ/soyut/kapalõ veya šrtŸk/mecazi/metaforik gšstergelerden yola õkarak
yorum yapmak daha etrefilli bir iştir, farklõ yorumlarõn ortaya õkmasõ da kimi
zaman olağan bir durumdur. ‚ŸnkŸ eseri ortaya koyan kişi birden fazla anlam
katmanõ da yerleştirmiş olabilir.
Bu tŸr eserlerde elbette oğumuz ilk šnce doğrudan gšrŸnenler/gšsterilenler
Ÿzerinden yorum yaparõz. Bu genelde yanlõş bir yorum olmuş olur. Mecazi
olarak işaret edileni yorumlayabilsek bile kişisel gemişimize ve arka plandaki
birikimimize bağlõ olarak yine farklõlõklar ortaya õkacaktõr. …yle veya bšyle bu
tŸr yorumlamalar iin keskin bir biimde doğrudur/yanlõşdõr pek denemez.
Yanlõş şõkkõ mõ setim diye korkmaya gerek yok!

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
59
Yorumlama - 3
Bacheha-ye Aseman (CennetÕin ‚ocuklarõ)
(1997 - Majid Majidi )
Mecazi/Metaforik yorumlara šrnek iin ise orap/ayakkabõ
v. 1 ve Acõ
v. 1
ieriklerinde konu olan ÔCennetÕin ‚ocuklarõÕ filminin son dakikalarõ iin
šrnek verebilirim.
Filmde tek ayakkabõyõ paylaşmak zorunda kalan biri kõz biri erkek, iki
kŸŸk ocuk vardõr. Filmin sonunda;
Babalarõ ocuklarõna ayakkabõ satõn alõr ve bisikletine yŸkler.
Erkek ocuk da boşa olan bir yarõş sonunda ayaklarõndaki yaralarõ kendi
evlerinin bulunduğu avluda, iinde birka balõk olan kŸŸk havuza
daldõrarak iyileştirmeye alõşõr.
Film biter.
Yšnetmen, babalarõnõn eve gelip ayakkabõlarõ ocuklarõna getirdiği ve
onlarõn sevindiğini gšsteren sahneyi vermez.
Burada eşitli yorumlar olabilir. Her bir detayõn kattõğõ ayrõntõlar da
olabilir.
İlk bakõşta benim yorumum şu; o bšlge ocuklarõnõn bir daha mutlu
olmalarõ mŸmkŸn olmadõğõndan, yšnetmen ocuklarõ mutlu gšrdŸğŸmŸz
bir sahne ile, bšyle bir son ile filmi bitirmek istememiştir.
https://www.imdb.com/title/tt0118849/mediaviewer/
rm2801685504?ref_=ttmi_mi_all_pos_33
https://framesandreels.com/children-of-heaven/
✦Kral, Bilge ve Soytarõ
Kitaplar :menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
60
basit ve aõk - 1
Hesabõn temel bakõş aõsõ tam da bunun Ÿzerine kurulu. Basit bir dil/anlatõm ile aõk bir dil/anlatõm kullanmaya gayret ederek
eşitli konularõ/disiplinleri biraz hissettirebilmek. Ancak şu hep aklõmõzda olursa gŸzel olur.
Basit ve aõk bir Ÿslupla ifade etmeye alõşmak; karşõ tarafõn kolayca ve emeksiz elde etmesini sağlamak demek değildir. Bu
Ôkarşõlõklõ olarakÕ iyi niyetin/iyi dŸşŸncenin gŸzel şeyler yaratabilmesine yol amaktõr. İlgi ve yatkõnlõk varsa ilk adõmõn
atõlabilmesi iin cesaret vermektir. basit
v. 1 başlõklõ ieriğe de bakabilirsiniz.
Rahata/Kolayca elde edilen şeylerin hem sağlam bir zemin yaratamayacağõnõ hem de değersizleşivereceğini biliriz.
…rneğin, Eşkiya filminde bir sahnede Ôburanõn en ucuz oteliÕ ifadesinden sonra kamera 'Cumhuriyet Oteli' tabelasõna
odaklanõr. …nce şekerci geer, sonra diyalog seslendirilir ve ardõndan kamera tabelayõ gšsterir.
Eşkiya
(1996 - Yavuz Turgul)
https://www.youtube.com/watch?v=2l-flx3aaqs

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
61
MenemenAzdaCorba hesabõ uzmanlaşma yeri değil. Her şeyi ok basit/kolay gibi gšsterip yŸzeysel bilgileri sunma yeri de
değil. MŸmkŸn olduğunca kişiye biraz ilham vermek, akõllarda soru işaretleri oluşturmak ve yola õkmak iin az da olsa biraz
cesaret verebilmek en gŸzel sonu olur.
Arada teorik/soyut kavramlar geiyorsa onlara da ihtiyacõmõz var. Hem insanõ ve hayatõ anlamaya alõşõrken hem de yeni şeyler
keşfederken. ‚ŸnkŸ problemleri ele almak, onlarõ ifade edebilmek, onlarla başa õkabilmek iin; ortak noktalarõ/farklõlõklarõ/
ilişkileri hem gšrmemizi hem de ifade etmemizi mŸmkŸn kõlõyorlar.
…rneğin bilim; artõyor, azalõyor, yarõya iniyor, Ÿ katõna õkõyor, É gibi sšzel ifadeler dõşõnda bir alfabeye/dile sahip olmasaydõ!
şu an nerede olurduk? Kõsacasõ dŸnyadaki/yaşamdaki eşitliliği anlamayõ/anlatmayõ/yaratmayõ olanaklõ kõlõyor; zor dediğimiz
teknik terimler, matematik, soyut kavramlar, É
Burada kastettiğim karmaşõk/etrefil bir dil ve anlatõm değil. …rneğin pullu, ok sŸslŸ kõyafetler oğunlukla sevilmez. Ancak
modadan ve kõyafetten anlayamayan biri bu karmaşayõ ok gŸzel zannedebilir. Yani teknik kelimelerin/ifadelerin pullu abiye
kõyafetlerdeki gibi bir h‰l ile bir araya gelmesi kimi zaman konunun anlaşõlmadõğõnõn, bağlantõ ve ilişkilerin verilemediğinin de
gšstergesidir.
…nemli olan Ôzor gibi gšsterilenÕ arõzi tutumlarõn peşinden değil de; zor olanõ emek vererek šğrenebileceğiniz kendinize ait
tutumlarõ benimseyerek yola devam etmeniz.
basit ve aõk - 2menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
62
İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor? - 1
Farklõ disiplinlerin olmasõ bir yana birbirleriyle hi alakasõ olmayan ya da šyle gšrŸnen konular/alõntõlar bir araya geliyor
olabilir. Aşõrõ yorum denilen durumlar da ortaya õkmõş olabilir; doz tutturulamamõş veya mŸmkŸn olanõn da štesine
geilmiş olabilir.
İlk bakõşta gšrŸnen bir benzerliği ya da farklõlõğõ vurgulamak iin verilen alõntõlar; belki de ancak uzmanlarõnõn gšrebildiği
daha derin yšnleri aõsõndan yanlõş/hatalõ/gereksiz olabilir. Bu durumun ender olabileceğini tahmin ediyorum.
Roman yazarlarõ anlattõklarõnda belli bir dozu tutturamazlarsa, hikayesi de karakterleri de gŸlŸn hale gelebilir. Hatta yazar
karakterlerinden daha da komik hale gelebilir. Bir de yazar olmayõp yazanlarõ dŸşŸnŸn. Hepimiz yazõyoruz artõk; 5 yaşõndaki
de yazõyor 55 yaşõndaki de yazõyor. Niye yazõyoruz? Bu sorunun cevabõnõ da dŸşŸnmek lazõm.
Filmlerde, šzellikle eski tŸrk filmlerinde Ôdeus ex machinaÕ da denilen uhrevi bir şekilde olaylarõn bir anda meydana gelmesi
gibi bir durum vardõr. …rneğin kšr olan birinin, bir olayõn ardõndan hemen gšzleri aõlõr. Hatta daha da štesi doğuştan kšr
olan birinin, bilimsel aõdan olanaksõz olmasõna rağmen, ameliyatla gšzleri aõlõnca hemen etrafõ gšrŸp algõladõğõnõ
seyrederiz. 'Deus ex machinaÕ nõn bile sõnõrlarõnõ zorlayan 3-5 şeyin neredeyse tek bir anda olduğu Feride filminin son
sahnesi akla geliyor.
Feride
(1971 - Metin Erksan) https://www.youtube.com/watch?v=s3zb_uROLYM

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
63
Sonu olarak komik hale gelmeler, absŸrt ve olamayacak şeylerin bir araya geldiği durumlar olabilir. †zerine bir de "yoğun
bir işilikle sŸslenmiş yinelemecilik ve oyun" var. Hepsini kabul ediyorum. Ancak sõk olduğunu zannetmiyorum (sŸslemecilik
ve yinelemecilik hari).
Bazen fazla not veya aõklama yazamamõşsam ieriği okuyan kişinin yorumlamasõ ile ilgili bir durum da olabilir.
Yine de u durumlar olmadõğõnõ dŸşŸnŸyorum. …rneğin;
Resim - İş Dersi
sanatõ bakõş aõsõ alõşan/gšrevli bakõş aõsõ *
Resim ve İş dersleri birbirinden farklõ, šzellikle bakõş aõlarõ ok farklõ. Belki şu dšnem iin biraz yersiz bir gšrŸş, yine de bir
araya gelmemeleri gerekir. En azõndan bu tŸr bir u noktada ԍorbaÕ pişirmediğimi tahmin ediyorum.
Kitaplar, insanlar ve hayata dair şeyler paylaşõyorum. Mesela, ilaveten zõmba satõşõ iin reklam yapmõyorum.
* Burada tam bir sõnõr izemesek bile şšyle aõklayabiliriz. Sanatõ da gšrevli olabilir, gšrevli de sanatõ olabilir. Birinde keyif alõnarak,
dolayõsõyla yaratõcõlõğõn eşlik ettiği tamamen kişinin kendi istekleri doğrultusunda Ÿretilen şeyler vardõr, diğerinde de maaş karşõlõğõ
yapmasõ gereken gšrevler doğrultusunda yapõlan işler vardõr. KŸŸk hobileri olanlarõ da bir an sanatõ gibi dŸşŸnŸrsek aslõnda herkes
hem sanatõ hem de alõşandõr/gšrevlidir. Yani keyif alarak yaptõğõ şeyler ayrõdõr, hayatõnõ devam ettirmek Ÿzere para kazanmak iin
yaptõklarõ ayrõdõr. Sanatõ ve alõşan arasõndaki farkõ biraz aõklayabilmek iin bu šrnekleri verdim, bŸtŸnŸyle yanlõş değil. Hepimizin
sanatõ olarak kabul ettiği, ok ok uzun yõllar eğitim alan/emek veren insanlardõr. Bununla birlikte tam bir tanõmõ da yapõlamaz
hepsinin kendine šzgŸ durumlarõ/duruşlarõ vardõr.
İlgisiz şeyler bir araya mõ geliyor? - 2
✦Yõkanmak istemeyen ocuklar olalõm
✦Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Geziti
✦TŸrk Resmi
Kitaplar : menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
64
İdeal Devlet, GerekŸstŸcŸlŸk ve İnsanlõğõn Mahrem Tarihi kitaplarõndan;
Òmutluluğa erişmenin yolu bu dŸnyanõn reddinden ve ondan kamaktan değil, onu bŸtŸn derinliği ve genişliği ile bilmekten
geer.Ó É ÒYaratõcõlõğõn yasasõ, aynõ alanda daha šnce ortaya konmuş olanlarla hesaplaşmayõ, onlarõ šzŸnleyip
değerlendirmeyi ve aşmayõ gerektiriyor.Ó É ÒAlexander, Ôtekil olgulara tahammŸl edemiyor, herhangi bir şeyi anlayabilmek
iin ona her cepheden yaklaşmak gerektiğiÕne inanõyordu. HumboldtÕa gšre bunun šdŸlŸ Ôkendinizi dŸnyanõn bŸtŸnŸyle
temas halindeÕ hissedebilmekti. (É) Bir başka alõşõlmadõk dŸşŸncesi de, dŸşŸnce zenginliği olmadan hakikati keşfetmenin
olanaksõzlõğõydõ.Ó
Tekrar verdiğim bu alõntõlarda, belli ve farklõ konular iin benzer ifadelerin olduğunu gšrŸyoruz. ‚eşit eşit disiplinlerde benzer
yorumlarla, benzer bakõş aõlarõyla ara ara karşõlaşõyoruz. Okuduka/…ğrendike/Deneyimledike/É benzer şeyleri sšylemiş
insanlarla hatta ağlarla karşõlaşõyoruz.
Nasõl oluyor bu iş?
Simetri kitabõndan cevabõ gšrebiliriz/hissedebiliriz. …rneğin; hem aşağõda anlatõlanlardan kõsa bir para verdiğim alõntõdan;
ÒHesiodos hibir zaman fark edemeyecek de olsa, antik mitleri incelediğimizde kendi bilimsel aõklamalarõmõzla onlar arasõnda arpõcõ
paralelliklerin olduğunu gšrebiliriz. …rneğin, Gaia'nõn karanlõk kardeşi Tartarus, bugŸn birok 'galaksinin merkezinde bulunduğuna
inanõlan devasa kara delikleri temsil ediyor olabilir. Evrende oluşmuş ilk yapõlardan olan kara delikler, ilksel bŸyŸk gaz bulutlarõnõn kendi
iine škmesiyle meydana gelir. Bir volkandan geerek Tartarus'a ulaşma olayõ, devasa bir kara deliğin sõnõrõ olan olay ufkundan ieri
girerek kendi evine ve evrenine asla ulaşamayacak olan bir uzay gezgininin talihsiz yolculuğunun şiirsel bir anlatõmõna benzemektedir.Ó
hem de farklõ bir konu ve başlõk iin sšylenmiş olsa da şu ifadeden (kŸŸk bir değişim ve ekle);
Her şey ÒšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÓ
Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ - 1

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
65
Hepimiz benzer/aynõ kabiliyetlere sahibiz. Odaklandõğõmõz/Sevdiğimiz/Araştõrmak istediğimiz konuya gšre; insanlõğõn elinde o
ana kadar hangi malzemeler varsa ona gšre benzer šzŸmler bulmamõz, benzer yorumlar yapmamõz ok olağan.
Bunun iin temsili/şematik bir anlatõm ile iki šrnek vereceğim. Biri klasik fizik diğeri de kuantum fiziği ile ilgili olacak. Bilimdeki
teoriler/yasalar doğada olan olaylarõ matematiksel bir yapõya, bir denkleme oturtur/uydurur. Uygun denklemi bularak olaylarõ
anlamak, šngšrmek veya tahmin etmek mŸmkŸn hale gelir.
…rneğin aynõ sonucu verdiği taktirde hem F=ma formŸlŸnŸ hem de henŸz bilmediğimiz Z
3=Cm
2F gibi bir formŸlŸ cisim
Ÿzerine etki eden kuvveti, FÕyi, bulmak iin kullanabilirim. Yani doğru sonucu verdiği sŸrece farklõ matematiksel formŸlleri,
denklemleri kullanabiliriz. Pozitif bilimlerde aynõ olayõ anlatan/aõklayan/tanõmlayan birka farklõ denklemin olduğu durumlar
da vardõr. Velhasõl olaylar, yani doğadaki veya gŸndelik hayattaki olaylar bir matematiksel denkleme oturtulur. En iyi sonucu
veren veya en doğru sonuca yaklaşan da yasa/teori olur.
Kõsacasõ matematiksel denklemleri biz tasarlõyoruz. Sonsuz bir seim sšzkonusu değilse de ÔtipiÕni biz belirliyoruz. Bakkaldan
alõnmõş gibi ÔhazõrÕ bir ŸrŸn veya madenden õkarõlmõş değerli Ôbelli bir elementÕ gibi bulamõyoruz. İnsanlõk o gŸne kadar ne
yaptõ ise, elinde hangi malzemeler varsa teoriyi kurarken de bunlardan yararlanõyor.
Benzer olarak ne okuduysak, ne duyduysak, ne bildiysek bunlar keşfetmeye alõştõğõmõz o bilimsel teorilerin fiziksel yorumuna
da matematiksel ifadesine de yansõyor.
…rneğin İdeal Devlet kitabõnõn ok az kõsmõnõ okudum, henŸz anlamadõm. Birka kez okunmasõ gerekir. Enteresan ve değerli
bir kitap olduğu muhakkak. Gõlgamõş DestanõÕnõ okuduğumda biraz ŸrkmŸştŸm. Bu kitapta da benzer şeyler hissettim. İdeal
DevletÕte asõl konu ve asõl anlatõlanlarla birlikte, bunlarõn yanõnda sŸrekli kuantum mekaniğini/fiziğini ağrõştõran şeyler gšrdŸm.
Birka yõl šnce bunu hissetmiştim. ‚eşitli disiplinlerde, kuantum mekaniğini akla getiren anlatõmlarõn tahmin ettiğimden fazla
olduğunu sonradan daha iyi fark ettim.
Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ - 2menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
66
Dolayõsõyla 1900ÕlŸ yõllarla birlikte fizikileri bile allak bullak eden tuhaflõklarla dolu kuantum mekaniğine ait tŸm ilkelerin o
yõllarda sõfõrdan, bambaşka bakõş aõlarõ ile yaratõldõğõnõ sšylemek pek mŸmkŸn değil. İnsanlõğõn, o ana kadar eşitli alanlarda
yarattõğõ birikimlerden ilham alõndõğõ ortada.
Yani elimizde neler varsa, her şeyi onlarõ kullanarak ifade edebiliyoruz. Olmayan malzemeden yemek yapamõyoruz. Yepyeni
malzemeler yaratmak yani paradigma değişimi denilen olgu da sŸrekli ve sõk olan bir durum değil. Bununla ilgili olan birikim
mi sõrama mõ
v. 2 başlõklõ ieriğe bakabilirsiniz.
Simetri kitabõnda yazõlanlarla tekrar edersek:
Gemişte ifade edilenlerle bilimsel teorilerimiz arasõnda arpõcõ paralellikler var. Nihayetinde,
Her şey ÒšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÓ.
. . .
Ek olarak: Kimi zaman akademik camiayõ da aşan birok alanda ÔkuantumÕ kelimesi ile başlayan/aõklanan/yazõlan şeyler var.
Fizikiler genelde ya kõzõyor ya da dalga geiyor. Aslõnda ben diğer alanlardaki arkadaşlara hak veriyorum; fizikileri kõzdõran
taraflarõna değil de kuantum fiziğindeki fikirlerin, Ôo fikirlerinÕ ok kõşkõrtõcõ oluşuna.
‚ŸnkŸ gemişten gŸnŸmŸze, hatta olduka az eserle karşõlaşmõş olmama rağmen, kuantum fiziğinin ilkelerini ağrõştõran
bayağõ yorum/anlatõ/sšylence/aõklama/É var.
Her şey ÔšzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸÕ - 3
✦İdeal Devlet
✦GerekŸstŸcŸlŸk
✦İnsanlõğõn Mahrem Tarihi
✦Simetri
Kitaplar :
Bu başlõğõn tamamõ iin bu dšrt kitaptan faydalanõlmõştõr.

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
67
- šğretim aracõ
✗ mizah _ paylaşmak

Bu hesabõ ve ierikleri kuru bir eğitim/šğretim aracõ olarak hazõrlõyorum demek son derece yanlõş olur. Severek/Keyif alarak
okuduğum/gšrdŸğŸm şeyleri; yine ok keyif alarak hazõrladõğõm ieriklerle herkes gšrsŸn diye paylaştõğõmõ sšylemek daha
doğru olur. Bu kitaplarõ/alõntõlarõ herkes gšrsŸn diye paylaştõğõmõ sšylemek daha doğru olur.
Kullandõğõm keyif kelimesi veya zaman zaman ieriklerde olan mizah hakkõnda konuşmak gereksiz. DŸnyanõn zor gŸnler
geirdiği bšyle dšnemlerde hangimiz 'ok eğlenerekÕ bir şeyler yapabilir.
Gelecekte hazõrlayacağõm konulardan biri de olan ÔMizahÕ oğunlukla tam da gšrŸndŸğŸnŸn tersi bir durumu anlatmaya
alõşan bir ifade biimidir. Hatta acõnõn, ŸzŸntŸnŸn aktarõlma abasõdõr.
Belki sõkõcõ olan didaktik tarzõmõn gšrŸnŸrlŸğŸnŸ azaltmak iin de mizahõ kullanõyorum.
Şunu da belirteyim; keyif/haz kelimelerini šncelikle gŸndelik hayattaki šrnekleri ile dŸşŸnŸyoruz. Halbuki †nsal OskayÕõn
vurguladõklarõnõ dikkate alarak tekrar değerlendirdiğimizde, šzel bir aba ile ve belli bir šğrenme sŸreci sonrasõnda
yaptõğõmõz/fark ettiğimiz/ É şeyler ile elde edilen keyif/haz duygularõnõn kendimizi gerekleştirme sŸrelerinde šnemli ve
değerli olduğunu anlõyoruz.
✦Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi
✦TŸrk Mizahõ ve Hicvi
✦MŸzik ve Yabancõlaşma
Kitaplar : \ 16 Mar 2024
108
68
Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme - 1
Sõkõcõ olan didaktik bir Ÿslup veya ok iyi eksiksiz gšrŸnen bir anlatõm šğretici olabilir. O bilgileri šğretebilir. Ama sadece
šğretebilir, kişiye yolunu bulmasõnda faydalõ olabileceği veya ilham verebileceği anlamõna gelmez. Hatta insan hep bšyle
Ÿsluplarla karşõlaşõrsa iyi šğrenir, ancak šğrendikleri arasõnda ilişkiler kuramayabilir ve šğrendiklerini de 1-2 yõlda unutabilir.
…rneğin; šğrencilik yõllarõmda Ÿniversitede ok zor anlatan, kštŸ/karõşõk anlatan, hibir şey anlatmayan hocalarõn bana daha ok
faydasõ olmuştur. Her bir durum farklõ olmakla birlikte alõşmaya zorlamalarõ aõsõndan benzerlik vardõr. Kõsaca dersinden zor
getiğim hocalarõn daha ok faydasõ olmuştur.
Bu tŸr hocalar šnem verdiğiniz bir konuda sizi daha fazla alõşmaya/araştõrmaya mecbur bõraktõklarõndan, aklõnõzda sorularõn
belirmesine neden olduklarõndan faydalõ olurlar. Elbette kişiye šzgŸ durumlara gšre Ÿniversiteyi bõrakmanõza veya bšlŸm
değiştirmenize neden de olabilirler.
Diğer taraftan iyi/gŸzel anlatan, daha doğrusu kafada hi soru işareti bõrakmayan ve ortalama bir alõşma ile gayet gŸzel bir
şekilde getiğim derslerden/hocalardan; hatta bu tŸr kitaplardan kõsa bir sŸre sonra aklõmda hibir şeyin kalmadõğõnõ gšrdŸm.
Yine kişiye gšre değişen tavõrlara yol asa da; size hi soru sordurmayan, aklõnõza bazõ sorularõ getirmeyen veya anlaşõlmayan
noktalar bõrakmayan bir anlatõmõn faydalõ olmayacağõ gšrŸşŸndeyim.
İnkar edemem, ne yazõk ki bende de didaktik bir Ÿslžp var. İlla anlatacağõm, illa šğreneceksiniz diye šğrencileri bunalttõğõm
olmuştur. Anladõklarõnda bazen gšzlerindeki parõltõ ve mutluluğu gšrmek gŸzel olsa da anlamalarõ/šğrenmeleri konusunda
bšyle bir baskõ hoş değil. Bšyle bir hakimiyet/hegemonya kurmaya alõşmak hoş değil. İlla şšyle yapõn, bšyle yapõn, şu şekilde
alõşõn tŸrŸndeki yšnlendirmeler iyi niyetli olmakla birlikte oğumuzun hoşuna gitmez. Elbette birka gšrŸş, šneri, deneyim, É
dinleyebiliriz ama yolumuzu kendimize gšre yšntemlerle bulmak isteriz; belki igŸdŸsel olarak asõl bunun bize faydalõ olacağõnõ
biliyoruz. Bize ÔalanÕ bõrakmayan tarzlarõ sevemiyoruz. Ben bile didaktik bir Ÿsluba sahip olmayan insanlarõ dinlemeyi/okumayõ
tercih ediyorum. Neyse ki her tipe az ok ihtiya oluyor!menemenazdacorba hakkõnda
✦MŸzik ve Yabancõlaşma
✦Kral, Bilge ve Soytarõ
Kitaplar :

\ 16 Mar 2024 108
69
Didaktik †slup / Ahk‰m Kesme / Yšnlendirme - 2
Bu hesapta da didaktik olmanõn dõşõnda bir de yakõn akrabasõ ahk‰m kesmenin had safhaya vardõğõ birka ierik var. En belirgin
olarak gšrŸneni Korku/Umut/Fal/Astroloji/‚škŸş
v. 3; bu Ÿslžbu ortaya õkaran muhtemelen birok şehirde birden meydana
gelen deprem sonrasõ yaşadõklarõmõzdõ. Hem biraz uzun olduğundan hem de bšldŸğŸmde anlaşõlõrlõk azaldõğõndan, o kõsõmdan
para vermek yerine, en azõndan (en sevdiğim) kapak gšrselini aşağõya ekledim.
Didaktik ve yšnlendirme tŸrŸ baskõcõ Ÿslžplar; iyi yšnŸne denk gelirsek Ôcesaret vermesiÕ, kštŸ yšnŸne denk gelirsek de
Ôsilkelenme etkisiÕ yaratmasõ aõsõndan yararlõ olabilir. Bu etkilerle ne yapõp yapmayacağõ da kişiye kalmõştõr. Hepimiz genken
kitap okumanõn šnemine dair šğŸtlerle ok fazla karşõlaştõk. Bana faydasõ olmadõ. Ancak Ôokuyabildiğim anÕdan itibaren o
šğŸtleri/konuşmalarõ ok andõm, yaşadõm, anladõmÉ yani sonradan da dolaylõ olarak biraz faydasõ oldu.
işte, bu ÔaraÕ kişiye šzgŸ
eşitli konularda yõğõnla reete olmasõ ve oğunun bizde hi işe yaramamasõ bundan
Belki bazõlarõmõza Dolunay faydalõ olabilir :)
Hayat ok gŸzel menemenazdacorba hakkõnda
Emek vererek ortaya õkardõğõmõz her tŸrlŸ şeyin bizim iin šzel bir yeri ve değeri olur. Bu yemek bile olsa, elimizdeki
malzemeler ve pişirmeyi bildiğimiz yemek eşitleri ok az olsa da. Lezzetini onlara borlu olduğumuz malzemeler iin veya
pişirmeyi en ok sevdiğimiz yemekler iin mutlaka bir sõralamamõz vardõr.
Hesabõn adõ ile uyumlu bir benzetme yapõlmõştõr. Karşõlõklõ yapõsal bir benzerlik sšz konusu değildir.
İlk Ÿ isim ve ilk Ÿ ierik iin benimki de şšyle:
Cemil Meri, Ahmet Oktay ve Ahmed
Acõ
v. 1, intermezzo
v. 1 ve Tuhaf Şeyler
v. 1
Yazdõklarõnõ referans alõntõlarla/kişilerle sõk ilişkilendiren, belki de hakikati bulmaya alõşmaktan šte bir taraflarõ olmadõğõnõ da
hissettiğim Cemil Meri ve Ahmet Oktay.
Bu tŸr bir Ÿslupta hem gšrŸşlerin hangi kitaba ve yazara ait olduğunu gšrebilir hem de doğrudan alõntõ da verildiğinde (o an
dar bir erevede gšrŸyor bile olsak) bireysel bir değerlendirmeye de olanak buluruz. Diğer bir ifade ile; yazarõn kendi
gšrŸşŸ, yazarõn kendi gšrŸşŸnŸ oluşturan diğer yazarõn gšrŸşŸ ve doğrudan alõntõnõn kendisi bir arada olmuş olur. Bu bazõ
tŸrler iin olağan olsa da bu iki yazarõmõzda bana daha dikkat ekici geldi.
†ŸncŸ isim Ahmed ise Acõ
v. 1 başlõklõ ierikte annesinin "Ahmed'imi gšrdŸn mŸ?Ó diye gelene geene sorarak aradõğõ oğlu.
Hatta ÔlŸzumsuz' sõfatõ ile de anõlan genlerden biri. Yanlõş anlaşõlmasõn. Ahmed dedim. Ahmed'ler demedim.
Ahmed bir istatistik değildi.
AhmedÕin annesi de bir istatistik değildi.
Feride de bir istatistik değildi.
Feride'nin babasõ da bir istatistik değildi. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
70
ilk Ÿ'ler

õn verildiği kitaplar \ 16 Mar 2024
108
71
Alõntõlar
ilk kõsõm ⎘
* Bu Ÿ kitaptan alõntõlar dosya iinde verilmiştir.menemenazdacorba hakkõnda
Bu †lke - Cemil Meri
Hind Edebiyatõ - Cemil Meri
Neden Avrupa Tarihi? - der. Huri İslamoğlu
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. Celal Şengšr
Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi - Rekin Teksoy
KatmanduÕdan MeksikaÕya - Zeynep Oral
Kral, Bilge ve Soytarõ - Shafique Keshavjee
PopŸler Roman Kahramanlarõ - Umberto Eco
TŸrk Mizahõ ve Hicvi - Ferit …ngšren
Cultural History of Physics - K‡roly Simonyi
İdeal Devlet - Farab”
Deyimler SšzlŸğŸ - Emin …zdemir
Yazõn İletişim İdeoloji - Ahmet Oktay
Antik Yunan'õn KŸltŸr Tarihi - Egon Friedell
Ne Kitapsõz Ne Kedisiz - Bilge Karasu
Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti - Umberto Eco
Mitos ve Kuşku - Atill‰ Dorsay
Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
TŸrk Resmi - Kaya …zsezgin
Şimdi Doğu Zamanõ - NilgŸn Cerrahoğlu
Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
Yõkanmak istemeyen ocuklar olalõm - †nsal Oskay
Gezi Yazõlarõ - der. Erdal Alova
Ne Sšylesem Bir Eksik - Ahmet Oktay
The Web of Life - Fritjof Capra
Artificial Intelligence Basics - Tom Taulli
GerekŸstŸcŸlŸk - haz. S. Hil‰v, E. Ertem, O. Kutlar
MŸzik ve Yabancõlaşma - †nsal Oskay
İnsanlõğõn Mahrem Tarihi - Theodore Zeldin
Avrupa Tarihi - John Morris Roberts
Pastoral Senfoni - AndrŽ Gide
Simetri - Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
Genin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller
Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
Sisifos Sšyleni - Albert Camus*
Sanata Giriş - Seluk MŸlayim*
DŸz Yazõnõn Sorgulayan GŸcŸ - der. Emin …zdemir*
Bu †lke - Cemil Meri
Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime. TecessŸsŸ madde dŸnyasõna ivilemeyen, zek‰yõ zirvelere
kanatlandõran, beşer”yi il‰hi ile kuts”leştiren, uzun ve ileli bir nefis terbiyesi. İsl‰m, insanõ paralamaz. İrfan, kem‰le
aõlan kapõ, amelle talanan ilim. Batõnõn "kŸltŸr"Ÿnde bu zenginlik, bu ihtişam, bu hayata istikamet veriş yok. İrfan bir
mevhibedir. Cehille gelişen bir mevhibe. KŸltŸr, katõ, fakir ve tek buutlu bir l‰fõz. İrfan, beşeri beşer yapan vasõflarõn
bŸtŸnŸdŸr. KŸltŸr, homo ekonomikus'un kanlõ fetihlerini gizlemeye yarayan bir şal. İrfan, din” ve dŸnyev” diye ikiye
ayrõlamaz. Yani her bŸtŸn gibi tecezzi kabul etmez.Ó
s. 175
Meri, C., 2020 (ilk basõm 1974,1985), Bu †lke, 61. Baskõ, İletişim Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
72
Hind Edebiyatõ - Cemil Meri
ÒBatõ bizden šğrenmiş Hind masallarõnõ. HŸm‰yunn‰me AvrupaÕnõn bŸtŸn dillerine evrilmiş. Ama biz tanõmamõşõz
HindÕi. Kelile ve DimneÕnin, Heft PeykerÕin, TžtinameÕnin vatanõnõ tanõmamõşõz.
†lkeler de kitaplara benzer. Onlarda aradõğõmõzõ buluruz. AbdŸlhak H‰mid BombayÕa giderken en ok hindistan cevizi
ağalarõnõ merak ediyordu. ÇŞair-i åzamÈ õn mektuplarõnda Hind şiirinden, Hind dŸşŸncesinden tek põrõltõ yok.
Aydõnlarõmõzõn tecessŸsŸ hi bir zaman Himalaya zirvelerine yŸkselemedi. Rõza TevfikÕin tasavvuf bilgisi İran sõnõrlarõnõ
aşmaz. SŸleyman NazifÕe gšre, bir miskinler tekkesisidir Hind.Ó
ss. 7-8
Meri, C., 1964 (ilk basõm 1964), Hind Edebiyatõ, Dšnem Yayõnlarõ
ÒAma bu devrimci gšrŸnŸşe aldanmayalõm. Tantrizm br isyan değil, bir kabul. İmtiyaz yalnõz ruhani hayattan kovulmuş.
Kastõn DharmaÕya değil Kula mŸridini gereğe bağlayan bir altõn zincir. Şahlanõş dharmaÕya değil rir‰ya karşõ. HŸrriyet
amelden ok dŸşŸncede. DŸnya olduğu gibi gŸzel. (É)Ó
s. 55

Neden Avrupa Tarihi? - der. Huri İslamoğlu
ÒBurada šnerilen karşõlaştõrmalõ tarih anlayõşõ aynõ zaman da Avrupa'nõn varsayõlan ŸstŸnlŸğŸnŸn, onun egemenliğinin
sorgulanmasõnõ amalamaktadõr. Bunu sšylerken 1970'li yõllarda yaygõn olan bir †ŸncŸ DŸnya tepkiselliği erevesinde hareket
etmiyorum. Sadece gŸnŸmŸzde kapitalist ekonominin farklõ bšlgelere sağladõğõ imkanlar ve dŸnya kapitalizmi iersinde oluşan
yeni gŸ dengeleri gšz šnŸne alõndõğõnda, kapitalist gelişmede başarõnõn ve bu nedenle de ŸstŸnlŸğŸn Batõ'nõn tekelinde
olmadõğõna işaret etmek istiyorum. Burada Batõ'nõn başarõlarõnõn ve son iki yŸzyõllõk dŸnya tarihi Ÿzerinde kurmuş olduğu
egemenliğin yadsõnmasõ sšz konusu olamaz. Ancak bu egemenliğin ve başarõlarõn tarihsel olarak arizi olduğuna ve Batõ'nõn sahip
olduğu mutlak ve zaman iinde pek de değişmeyen šzelliklerin sonucu olmadõğõna dikkati ekmek istiyorum. Başka bir deyişle,
burada eleştirilen aslõnda arõzi bir şekilde ortaya õkmõş šğeleri mutlak kategoriler halinde sunarak tarihte farklõ bšlgelerin başarõ
veya başarõsõzlõklarõnõ mutlaklaştõran bakõş aõlarõdõr.Ó
ss. 21-22
Aõlõş yazõsõ, Huri İslamoğlu
ÒDiğer taraftan, karşõlaştõrmalõ tarih yazõmõ Batõ ve Batõ-dõşõ bšlgenin šzelliklerini tanõmlayan mutlak kategorilerin karşõ karşõya
getirilip šnceden belirlenmiş başarõ ve başarõsõzlõk reeteleri sunmaktan vazgeip Batõ ve Batõ-dõşõ bšlgelerin kapitalist gelişmeleri
sŸrecinde karşõlaştõklarõ ortak sorunlar Ÿzerinde yoğunlaştõğõnda, gemişin kolaycõ ideolojik kalõplara sõğdõrõlamayacak kadar
elişkili, karmaşõk sŸrelerden oluştuğu gšrŸlecektir. Gemişin sorunlu ve karmaşõk olarak algõlanmasõ her şeyden šnce tarihiyi
belirli bir tarihsel durumun sonularõndan bağõmsõz olarak, ortaya õkardõğõ imkanlara, olasõlõklara duyarlõ kõlar. Yani, mŸmkŸn olup
da gerekleşemeyenler ve yarõm kalmõş mŸcadeleler, gerekleşmiş ve başarõya ulaşmõş deneyimler kadar gerek ve dŸnya tarihinin
paralarõdõrlar. Bu nedenle başarõyõ başarõsõzlõktan ayõran keskin bir izgiden sšz edilemez. Dahasõ gemişin karmaşõk ve ok
boyutlu olarak tanõmlanmasõ, kapitalist modernitenin, sonularõ šnceden tahmin edilemeyen ok sayõda ve farklõ dŸzlemlerde
cereyan eden gŸ ilişkilerinden oluşan ve sŸrekli değişen bir olgu olarak algõlanmasõ anlamõna gelir.Ó
s. 22
ÒTabii ki yukarõda šnerdiğim mukayeseli tarih yazõmõna yeni bir bakõş aõsõnõn varolan ve burada eleştirdiğim yaklaşõmlardan farklõ
olarak ideolojik kaygõlardan arõnmõş olduğunu iddia etmiyorum. Sadece šnerdiğim bakõş aõsõnõn arkasõnda yatan kaygõlarõn, bir
bšlgenin šbŸrŸnŸ ezmesi veya onun tarafõndan ezilmesi kavramlarõ ile sõnõrlõ ideolojik ve siyasi konumlardan daha yaygõn bir
şekilde paylaşõldõğõnõ sanõyorum. Burada ifade etmeğe alõştõğõm, hepimizin iin de bulunduğu, ok hõzlõ değişen ve bize kendimizi,
tarihimizi tanõmlamak iin uzun sŸredir rehberlik eden kavramlarõn giderek ortadan kalktõğõ bir dŸnyanõn kaygõlarõdõr. (É)Ó
ss. 22-23
der. İslamoğlu, H., 1997 (ilk basõm 1994), Neden Avrupa Tarihi?, İletişim Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
73
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. Celal Şengšr
ÒGen kõzõn kendinden emin, sakin tavrõ bende ‰deta bir aşağõlõk kompleksi yaratmõştõ. Menon'da Sokrates'in
sorguladõğõ kšleye dšnmŸştŸm. Karşõmdaki "Beni Sokrates'le karşõlaştõrdõğõnõza ŸzŸldŸm" deyince iyice afalladõm!
Farkõnda olmadan sšyleniyorum herhalde diye geirmiştim iimden, bu sefer dudaklarõmõ iyice sõkarak. "Sokrates
bilmediği ve bilemeyeceği şeyleri var sayõyordu. Halbuki benim tezim tam tersi. Ben, evrende olanlarõ šğrenmeli insanlar
diyorum. Evrenin gereği, aklõn šlŸsŸdŸr." "Ama bu sonsuz bir iş!" diye heyecanla itiraz ettim. Sohbet arkadaşõmõn
başõnõ hafife eğerek o mŸthiş gšzleriyle bana baktõğõnõ hatõrladõm yine iim Ÿrpererek. "Aceleniz varmõş gibi
konuşuyorsunuz. Evrendeki šğrenilecek şeyleri bitirip ne yapmak niyetindesiniz?" Ò.....?!Ó Ağzõm aõk bakakaldõm! Bu
soruyu hi beklemiyordum. "Sõkõntõdan patlarsõnõz, inanõn" diye pek bilmişcesine devam etmişti. "Zaten mesele şu
andaki sorunlarõ šzmek değil mi? O sorunlarõn šzŸmleri, şimdi akla bile gelmeyen ne başka sorunlar, ne tŸrlŸ olasõlõklar
sunacaktõr insanlara. İnsanlar sorunlarõnõ šzmenin zevkini yaşarken onlarõn kendilerine sunacağõ yeni aõnõmlarõn
sezgisiyle sevinmelidirler. Her şeyin cevabõnõ bildiğini iddia eden her kim veya her šğreti yalnõz yalancõ veya yalan değil,
aynõ zamanda bšn bir insan, verimsiz, kupkuru bir šğretidir. İnsan mutluluğu bilmekte sanõyor. Bence mutluluk
šğrenmektedir. Her şeyi bildiklerini iddia eden bir sŸrŸ iddia, inan, şu son yŸzyõllarda šğrenilenler karşõsõnda ‰deta
ocuk masallarõna dšnmedi mi? Tabiat yalanõ kaldõrmaz! Onun iin aklõ tartacak tek šlŸ gerektir. Ama her gereği kesin
bilmek olanaksõzdõr. Tabii bu onlarõn peşinden gidilmesin demek değil. Yalnõz her adõmda aklõn sõnõrlarõnõn farkõnda
olunmalõdõr. O yeter. …ğrenildike o sõnõrlarõn geliştiği gšrŸlecektir. Tarih bunun en gŸzel isbatõ değil mi?"Ó
ss. 150-151
Şengšr, A. M. C., 2015 (ilk basõm 2015), Newton Neden TŸrk Değildi?, Ka Kitap
yazar tarafõndan ithaf olarak yazõlmõş kŸŸk bir ÔšykŸÕdenmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
74

Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi - Rekin Teksoy
ÒDikkati eken ilk sinemacõ, romanlar da yayõnlayan Alkaly Kaba oldu. Sinema šğrenimi iin Kanada'ya giden Kaba,
burada ektiği Wandjalanka'da (1971) Montreal'deki Afrikalõ šğrencilerin durumunu belgeledi. Yšnetmenin ikinci filmi
Wallanda (Ders, 1974) ayrõ katmanlardan genler arasõndaki evlilik konusunu masalsõ bir havada ele aldõ. Bir gen kõzõn,
yeni zengin bir ailenin oğlu yerine, bir balõkõ ile evlenmeyi yeğlemesini aktaran film, paranõn yozlaştõrõcõ etkilerine
değinirken, tŸketim toplumu ile geleneklerin atõşmasõnõ da vurguladõ. Yšnetmen, Wamba'da (1976) gšnlŸnŸ Ÿniversite
šğrencisi yoksul bir kõza kaptõran soylu bir gencin, sevgilisine kavuşabilmek iin, gelenekler uyarõnca hŸlle yapmak
zorunda kalõşõnõ bir gŸldŸrŸ ortamõnda verdi. Afrikalõ yšnetmenlerin oğu gibi, sinemayõ bir šğretim aracõ olarak
kullandõğõ gšrŸlen Kaba, Kanada'ya yerleştikten sonra sinemadan uzaklaştõÓ
s. 719
Teksoy, R., 2005 (ilk basõm 2005), Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi (2. cilt), 3. Baskõ, Oğlak Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
75
KatmanduÕdan MeksikaÕya - Zeynep Oral
Ò
Ç Senin iinde bŸyŸmedike
o bilginin sana yararõ olmaz. È
Budist AtasšzŸ
Ó
s. 9
Oral, Z., 1985 (ilk basõm 1985), KatmanduÕdan MeksikaÕya, GŸr Yayõnlarõ
Kral, Bilge ve Soytarõ - Shafique Keshavjee
ÒBilge MŸslŸman, sakince yerine oturdu. Christian ClŽment hi zaman kaybetmeden sšz aldõ:
- Tanrõtanõmamazlõk dŸşmanõmõz olmamakla kalmõyor, bence aynõ zamanda, Tanrõ gereğini sorgulamamõz konusunda
bize õşõk tutmayõ sŸrdŸrŸyor. Tanrõtanõmamazlõk, katõlaşmamõza engel olan itici bir gŸ. Lessing: ÒGereğin arayõşõ,
gereğin kendisinden daha değerlidir,Ó demişti. Bu konuda kesinlikle haklõydõ.Ó
s. 46
- Sevgili †stat. Buda dinini ya da felsefesini ok yakõndan tanõmõyorum. Buna karşõn birok meslektaşõm bana, yapõsalcõ
dŸşŸnŸrlerimizin vardõğõ bazõ sonularõn, sizinkilerle aynõ olduğunu sšylediler.
Bilge zaman kaybetmeden sšze karõştõ.
- Aõk ve basit bir dille halka aõklamadõklarõ durumda, šğretilere ya da soyut dŸşŸncelere kesinlikle başvurmamalarõ
gerektiğini yarõşmacõlara hatõrlatmak isterim.Ó
ss. 39-40
Keshavjee, S., 2002 (ilk basõm 1998), Kral, Bilge ve Soytarõ, 2. Baskõ, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Aylin Yenginmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
76

Kral, Bilge ve Soytarõ - Shafique Keshavjee
ÒBilge MŸslŸman, sakince yerine oturdu. Christian ClŽment hi zaman kaybetmeden sšz aldõ:
- Tanrõtanõmamazlõk dŸşmanõmõz olmamakla kalmõyor, bence aynõ zamanda, Tanrõ gereğini sorgulamamõz konusunda
bize õşõk tutmayõ sŸrdŸrŸyor. Tanrõtanõmamazlõk, katõlaşmamõza engel olan itici bir gŸ. Lessing: ÒGereğin arayõşõ,
gereğin kendisinden daha değerlidir,Ó demişti. Bu konuda kesinlikle haklõydõ.Ó
s. 46
- Sevgili †stat. Buda dinini ya da felsefesini ok yakõndan tanõmõyorum. Buna karşõn birok meslektaşõm bana, yapõsalcõ
dŸşŸnŸrlerimizin vardõğõ bazõ sonularõn, sizinkilerle aynõ olduğunu sšylediler.
Bilge zaman kaybetmeden sšze karõştõ.
- Aõk ve basit bir dille halka aõklamadõklarõ durumda, šğretilere ya da soyut dŸşŸncelere kesinlikle başvurmamalarõ
gerektiğini yarõşmacõlara hatõrlatmak isterim.Ó
ss. 39-40
Keshavjee, S., 2002 (ilk basõm 1998), Kral, Bilge ve Soytarõ, 2. Baskõ, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Aylin Yenginmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
77
Kral, Bilge ve Soytarõ - Shafique Keshavjee
ÒChristian Clement ona, bu 'karmaşõklõk yasalarõnõn' nereden
kaynaklandõklarõnõ ve rastlantõlarõn nasõl olup da bšyle bir dŸzen
yarattõğõnõ sormaya zaman bile bulamadan, Haham konuşmasõna
kaldõğõ yerden devam etti:
- Sayõn Filozof, kaynağõnõ tam olarak bilemediğiniz bir enerjinin
varlõğõna inanõyorsanõz, bizim de ÒTanrõÓ olarak adlandõrdõğõmõz
şeyin, nereden kaynaklandõğõ sorusunu šzŸmleyemediğimizi
anlõyor olmalõsõnõz. Bšylece ilk Neden hakkõndaki sorunuz,
yanõtsõz kalõyor. İnanlõ ya da inansõz insanlar olarak tek
sšyleyebileceğimiz, hepimizin gšzŸmŸzden kaan nedenler
sonucunda da olsa, evrenin gerekten var olduğu... Dindar
insanlarõ štekilerden ayõran šzellik, bizim iin evrenin belli bir
amaca yšnelmiş olmasõ. Ona hayat veren bir Anlam var. Ve
elimizden geldiğince, dini yaşantõmõzda šzmeye alõştõğõmõz şey,
Tanrõ'nõn gizemi, yani tam anlamõyla bu 'Yšnlendirici Hareket'.
Tanrõ en bŸyŸk
- Bšylece ikinci soruma gelmiş oluyoruz, diye sšz aldõ Profesšr,
aslõnda ilk soru bu: Bu sšzŸnŸ ettiğiniz Anlam gerekten varsa,
neden bu kadar sessiz? Sšzlerinizde, ne anlattõğõm Afrikalõ aile
avuntu buluyor, ne de Auschwitz'de katledilmiş olan Musevi
ocuklar.
TŸm bakõşlar Haham'a evrildi. Musevi katõlõmcõ bir anlõk
kararsõzlõktan sonra yanõt verdi:
- SšzŸ tekelime almak istemem, ama madem bu konudaki
dŸşŸncemi sormak istiyorsunuz, bir kez daha sorunuza karşõlõk
vermeme izin verin. Bir an iin daha -Tanrõ beni bir kez daha
affetsin- Tanrõ'nõn olmadõğõnõ dŸşŸnelim. Bu durumda, insanõn
neden olabildiği tŸm bu kštŸlŸk nereden geliyor? Bu kštŸlŸğŸn,
insandan başka bir yerden gelmediğini kabul etmek zorunda-
sõnõz. Yapõlan bŸtŸn kštŸlŸkler, insanlardan kaynaklanõr. Bu
noktada, her ikimiz de aynõ dŸşŸnceyi paylaşõyoruz. Tanrõtanõmaz-
larda, -en azõndan bazõlarõnda- beni hayrete dŸşŸren şey, Tanrõ'ya
olan gŸvenlerini yitirmiş olduklarõ halde, insana gŸven duymayõ
sŸrdŸrebilmeleri. İnsanlõk tŸmŸyle insanoğlunun kadir olduğuna
inandõğõnõz gaddarlõklarõn elindeyken, bu dŸnyada yaşayacak
cesareti nasõl bulabildiğinize şaşõyorum. Bizi Tanrõtanõmazlardan
ayõran şey, biz mŸminler iin, bŸtŸn akõl almazlõğõna rağmen,
kštŸlŸğŸn tarihteki son sšz olmak olmasõ. Peki ya kimilerinin,
'afyon' olarak nitelendirdikleri bu gŸven, bize nereden mi
geliyor? 'Tanrõ' diye adlandõrdõğõmõz bu 'Yšnlendirici Hareket'e
duyduğumuz inantan. Bize bu inancõ asõl sağlayan ise, bu
'Hareket'in hayatõmõzdaki yeri.
Christian Clement, Haham'õn, kendi aklõndan geenlerin
aynõlarõnõ sšylemesinden mutluydu. Şeyh Ali bin Ahmed bile
Musevi meslektaşõnõn dŸşŸncelerine katõlõyor ve aralarõnda neden
h‰l‰ bu kadar dŸşmanlõk olduğunu dŸşŸnŸyordu. …te yandan
Budist Ÿstat, bu tŸr bir gšrŸşŸ kabul edemezdi; ama sessiz
kalmaya karar verdi. Swami'ye gelince; yŸzŸnŸ aydõnlatan gizemli
gŸlŸmsemesinden bir şey kaybetmemişti.
- Herkesin bu inanca sahip olmadõğõnõ gšz šnŸne alõrsak, diye
fõsõldadõ Alain Tannier, õkarmamõz gereken sonu, 'Yšnlendirici
Hareket' olarak adlandõrdõğõnõz bu duygunun, yalnõzca bazõ
seilmiş insanlarda bulunduğu mu?
Haham, Filozofun bu eleştirisinin, Musevilerin kendilerini seilmiş
bir toplum olarak gšrmeleriyle ilgili olduğunu kavramõştõ,
MŸslŸman ve Hõristiyanlar boş yere Ÿzerlerine alõnmõşlardõ.
- Herkes kendine gšre seilmiş sayõlõr, diye yanõt verdi kõsaca.Ó
ss.
42-44
Keshavjee, S., 2002 (ilk basõm 1998), Kral, Bilge ve Soytarõ, 2. Baskõ, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Aylin Yenginmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
78

PopŸler Roman Kahramanlarõ - Umberto Eco
ÒAnlatõsal yapõlarõn yorumunda, gšstergebilim araştõrmalarõnõn ortak varsayõmõndan, yani anlatõda yinelenen yapõlarõn var
olduğundan yola õkõlõp daha sonra SueÕnŸn yapõtõnda bu yapõlarõn nasõl ve niin yazara šzgŸ biimler aldõğõ incelenmeye
alõşõldõ. ÒEvrenselÓ şemanõn bu bireysel eşitlemelerini aõklamak iin, tam da benzeşik olan (ya da šyle kõlõnan) diğer
unsurlara -ideolojik unsur ile tefrikanõn piyasa dağõtõm yapõsõ unsuru- başvuruldu.Ó
ss. 48-49
Ò(É) Sue, proleterlerin dilini ve dŸnyasõnõ seer, ama gene de herkes tarafõndan beğenilir. Başarõ nedir? Kalabalõklarõ
dšnŸştŸrmŸş mŸdŸr, yoksa kendi dšnŸşŸmŸ yalnõzca bir gšrŸntŸden mi ibarettir. Giderek kitleler SueÕyŸ toplumsal
sorunun havarisi gibi gšrŸp onu yŸceltecek; yazar, betimlediği şeyin, konunun benzersizliğinin etkisi ile belge, toplum
hakkõnda hŸkŸm, siyasal protesto, dšnŸşŸme ağrõ haline gelmekte olduğunu fark edecektir. BŸyŸk bir olasõlõkla yazar
okuyup bilgilendike, dikkati giderek daha az analitik ve giderek daha katõlõmcõ bir hal alõyordu. Ama gerek itici gŸcŸ,
kesinlikle halkõn talebiydi. Bunu Bory de sŸrekli vurgular: Ò(Konusu itibarõyla) popŸler roman, (başarõsõ itibarõyla) popŸler
hale gelirken, ok gemeden Þkirleri ve biimi aõsõndan popŸler hale gelecektir.Ó
1 Ó
ss. 61-62
Eco, U., 2017 (ilk basõm 1976), PopŸler Roman Kahramanlarõ, 1. Baskõ, Alfa Kitap, ‚ev. Kemal Atakaymenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
79
TŸrk Mizahõ ve Hicvi - Ferit …ngšren
ÒMizahõn kškeninde eğlence ve hoşgšrŸ yer alõyor. YeryŸzŸnde, hemen bŸtŸn alanlarõ iine alan mizah, eğlence ve
hoşgšrŸ boyutlarõ ile kişilik kazanmõş ve gelişimini sŸrdŸrebilmiştir. (É)
(É) Eğlence bir gŸdŸ olarak, her tŸrlŸ bilgi ve deneyden šnce, yaşamõmõzda ortaya õkar. Eğlence, bŸtŸnŸ ile mizah
olmadõğõ gibi, mizahõn bŸtŸnŸ de eğlence olmuyor. Aralarõnda bir kšk ilişkisi sšz konusu. (É)
(É) Mizahõn eğlence ile bu kšk ilişkisi yšnŸnden, mizahla gŸlmeyi birbirine karõştõrõr olmuşuz. GŸlme deyince mizah
anlõyoruz, mizah deyince gŸlme başlõyor. GŸlme, mizahõn yalnõzca alkõşõ yerinde. Her gŸlme mizahõ ilgilendirmediği gibi,
her mizah ŸrŸnŸ de gŸldŸrmŸyor. (É)Ó
s. 15
ÒMizahõn, hoşgšrŸ yšnŸnden, ana sorunu şu oluyor: Mizah, niin hoşgšrŸyŸ gerektiriyor? Ortada hoşgšrŸlecek bir
durum var demektir. Hicivde durum yalõn olarak belirir. Hicivde belirli bir kisi ya da kişiler topluluğuna saldõrõ sšz
konusudur. Saldõrõya uğrayandan ve en šnemlisi bu durumu gšzleyen toplumdan beklenilen hoşgšrŸnŸn anlamõ aõktõr.
Ancak, mizahõn bŸtŸnŸnde hicivdeki gibi kişilere aõk bir saldõrõ sšz konusu değildir; Ÿstelik mizahõn geniş bir bšlŸmŸnde
saldõrõ bile sšz konusu değildir. Bu durumlarda hoşgšrŸ niin gerekli olsun. Mizah, topluluk durumundaki insanlarõn
koyduklarõ sosyal, politik, ekonomik ve cinsiyet baskõlarõna dokunmakla, onlarõ õrgalamakla, hoşgšrŸyŸ harekete geirir.
Sosyal, ekonomik, politik ve cinsiyet konularõnda toplumun koyduğu baskõlarõn bir adõ da toplum dŸzeni oluyor. İnsanlar
bu dŸzenin bozulmasõnõ sert tepki ile karşõlõyor. Mizahõn parmak bastõğõ ve harekete geirdiği temel hoşgšrŸ, bu noktada
dŸğŸmleniyor. Nitekim, ŸrŸn eğlencelerinde; sosyal baskõ yerine soylu ile halk arasõnda eşitlik ve arkadaşlõk kurulur;
politik baskõ yerine yšnetici ile yšneten arasõnda senlibenli olurlar; ekonomik yšnden, herkes birbirinin ŸrŸnŸnŸ yiyebilir;
cinsiyet baskõsõ yerine ok šzgŸr bir kadõn-erkek ilişkisi, giyimlerde aõklõk-saõklõk gšrŸlŸr. Buna, toplumsal bir hoşgšrŸ
de diyebiliriz.Ó
s. 16
…ngšren, F., 2017 (ilk basõm 1976), TŸrk Mizahõ ve Hicvi, 1. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
80

Cultural History of Physics - K‡roly Simonyi
ÒTo the illustrious athletes who had won the Olympic, Pythian, Isthmian, and Nemean Games, the forebears of the
Greeks awarded such great honor that not only are they given palms, garlands and praises as they stand before the
assembled public, but also, when they return home victorious to their cities, they are carried in triumph in four-horse
chariots through their city walls to their homes, and at public expense they enjoy the rest of their lives on a pension.
Now when I observe this, I am amazed that the same honors -or honors greater still- are not bestowed on writers, who
provide every nation with endless utility for everlasting ages. For this would have been a much more worthy institution
to have set up, because athletes make their own bodies stronger by exercising, whereas writers strengthen not only
their own wits, but indeed everyoneÕs, by preparing books for learning and the sharpening of the minds.
What good does it do humanity that MILO OF CROTON was undefeated, or the others who were champions of this
kind, other than that, so long as they were alive, they held distinction among their own fellow citizens? The valuable
precepts of PYTHAGORAS, on the other hand, of DEMOCRITUS, PLATO, ARISTOTLE, and the other sages, cultivated
by daily industry, not only produce ever fresh and flourishing fruit for their own fellow citizens, but indeed for all the
nations. And those who from an early age enjoy an abundance of learning develop the best judgment, and in their
cities they have established civilized customs, equal justice, and those laws without which no community can exist
safely.
Since so many private and public gifts have been prepared for humanity by the wisdom of writers, I conclude that more
than palms and garlands should be awarded them - indeed triumphs should be declared for them and to them it ought
to be decided to dedicate thrones among the gods.
VITRUVIUS, The Ten books on Architecture Ó
s. 29
Simonyi, K., 2012 (ilk basõm 1978), Cultural History of Physics, CRC Press Taylor & Francis Groupmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
81
İdeal Devlet Yurttaşlarõnõn GšrŸşlerinin Ana İlkeleri - Farab”
ÒHenŸz felsefileşmemiş, ancak felsefileşme yolunda olan bu ahl‰ki ileciliğe, bu šbŸr dŸnyacõ kaõşõlõğa, bu kelimenin her iki
anlamõndaki "medeniyet dŸşmanlõğõ"na (toplumsallõk ve dŸnyayõ imar etme anlamõnda) karşõ Farab” acõmasõzdõr. Aõka
temsilcilerini zikretmediği, adlarõnõ vermediği bu davranõş ve dŸşŸnce hareketini "bozuk", "yanlõşlõk iindeki" bir hareket olarak
nitelendirir. ‚ŸnkŸ Farab” ne gšrŸnen dŸnya ile gerek dŸnya, ne bedenle ruh, ne ahl‰k ile siyaset, ne bireysel kurtuluş ile
toplumsal faaliyet arasõnda bu tŸrden bir uyuşmazlõk, zõtlõk gšrmektedir. ŞŸphesiz ruha bedenden, šbŸr dŸnyaya bu dŸnyadan
daha fazla değer vermekle birlikte, biri olmaksõzõn diğerinin olabileceğine, birini feda etmek suretiyle diğerinin kazanõlabileceğine
kesinlikle inanmamaktadõr. Platoncu-Aristotelesi siyaset felsefesinin sadõk bir takipisi olarak bu dŸnyadan, toplumdan, toplumsal
šrgŸtlemeden, dŸnyayõ tedvir ve imar etmekten, siyaset talebinden kaõnan bu gšrŸşŸ şiddetle mahkžm etmektedir. Bununla
birlikle, Farab”Õnin kendisi de bir anlamda mistiktir. ‚ŸnkŸ her şeyden šnce onun sistemi de bir anlamda Vahdet-i VŸcududur. Her
şeyin Tanrõ'dan õktõğõ, Tanrõ'nõn tšzŸnden pay aldõğõ, tanrõsal tšzŸn bir modifikasyonu olduğu gšrŸşŸnŸ savunur. Sonra, yine onun
bilgi teorisi, psikolojisi, antropolojisi, ahl‰ki hedef olarak insana, "kazanõlmõş akõl" seviyesinde gšksel alana yŸkselerek onun bir
parasõ olan Faal Akõl'la birleşmeyi teklif eder. Bu ona gšre insani saadetin en Ÿst noktasõ, kurtuluşun, cennetin ta kendisidir."
Ancak dikkate değer olan nokta şudur: Farab” bu noktaya ulaşmak iin dŸnyayõ reddetmeyi, ondan kamayõ değil, onu aşmayõ
šğŸtler. Bu aşõm, dŸnyanõn daha šnceden bŸtŸn ayrõntõlarõnda bilinmesinin arkasõndan gelecek olan bir aşõmdõr. Farab” ok
anlamlõ bir şekilde, Faal Akõl'a yŸkselmenin yolunun šnce bu dŸnyanõn bŸtŸn akõlsallarõnõn (ma'kullerinin) bilinmesinden getiğini
belirtir. O halde tanrõsal ‰leme yŸkselmenin ve mutluluğa erişmenin yolu bu dŸnyanõn reddinden ve ondan kamaktan değil, onu
bŸtŸn derinliği ve genişliği ile bilmekten geer. Farab”Õnin "akl"õn yerine "nakl"i, "k‰l"in yerine "hal"i, "nazar"õn yerine "keşf"i
koymasõ dŸşŸnŸlemez bile. Netice olarak diyebiliriz ki, Farab”'nin mistisizmi "entelektŸel" bir mistisizmdir. Onun mistisizmi bireyi
Tanrõ'nõn varlõğõnda asimile eden, eriten, onun bireyselliğini, kişiliğini ortadan kaldõran bir "ittihat" mistisizmi değil, kendi iinde
kendi Ÿzerine yŸkselten, arõtan, ilke karşõsõnda kişiliğini, bireyselliğini muhafaza ettiren "ittisal" mistisizmidir.Ó
s. 49
Sunuş yazõsõ, Ahmet Arslan
Farab”, 2022 (ilk basõm 10. yy), İdeal Devlet, 15. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Ahmet Arslanmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
82

Deyimler SšzlŸğŸ - Emin …zdemir
ÒDeyimlerle atasšzlerini karõştõrmamalõ
CŸmle biimindeki deyimlerle atasšzleri birbirine karõştõrõlmamalõdõr. Atasšzleri, genel kural niteliği taşõr, yani yalnõz šzel
bir durum karşõsõnda değil, her zaman doğrudur. Deyimler ise genel kural niteliği taşõmaz, sadece šzel bir durum
karşõsõnda doğrudur. …rneğin, Korkunun ecele faydasõ yoktur - Demiri tavõnda dšvmeli sšzleri atasšzŸdŸr. ‚ŸnkŸ, her
ikisi de değişmez kuraldõr; herkes iin her zaman doğrudur. …ğŸt olan atasšzleri de genel kural niteliğindedir: DŸşmanõn
karõnca ise hor bakma sšzŸ gibi.
…te yandan, Ele verir telkini kendi yutar salkõmõ - Geti BorÕun pazarõ sŸr eşeği NiğdeÕye sšzleri deyimdir. ‚ŸnkŸ,
bunlar değişmez kural değildir; herkes ve her olay iin sšylenemez. Birincisi yalnõz, başkasõna doğru yolu gšsteren, ama
kendisi bunun tersini yapan kişiler iin sšylenir. İkincisi de ancak, bir iş vaktinde yapõlmadõğõ ve fõrsat kaõrõldõğõ zaman
sšylenebilir.Ó
ss. 6-7
…zdemir, E., 1986 (ilk basõm 1981), Deyimler SšzlŸğŸ, 3. Baskõ, Remzi Kitabevimenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
83
Yazõn İletişim İdeoloji - Ahmet Oktay
ÒSoruna ilk yaklaşan Roman Ingarden, yazõnsal yapõtõn bir bŸtŸn olarak Ÿretildiği, ancak eşitli katmanlardan oluştuğu gšrŸşŸnŸ
šne sŸrer. Bu katmanlarõn ilişkilendiriliş biimi dolayõsõyla Òokuma sõrasõnda yapõt zaman ierisinde oluşur, onun iin eserin sanki
zamanla ilgili bir yayõlõma sahip olduğu sšylenir.Ó
11 Bu tabakalõ yapõt anlattõğõ olaylarõ, betimlediği durumlarõ tamammõşlar gibi
işlemesine karşõlõk bu tamamlanõşõn nasõl gerekleştirildiğini kesin bir aõklõkla gšstermemiş, Òtek anlamlõ biimde
kararlaştõrmamõştõr.Ó
12 …rneğin Orta Direk kişilerinin yaşamlarõnõn bŸtŸn šğelerini, yayõldõğõ zaman diliminin bŸtŸn olaylarõnõ tek tek
sergilemez; arada atlanmõş, anlatõlmamõş bšlŸmler vardõr. İşte bu bšlŸmleri okur kendi zihninde yeniden Ÿretir. Bu aõdan
bakõldõğõnda, bir roman, šykŸ ya da şiir yazarõnõn anlamladõğõ olduğu kadar, tŸketicinin anlamlandõrdõğõdõr. Bu sorunÕun
šzŸmlenmesi, doğrudan doğruya ideolojinin işleyiş biimi Ÿzerinde dŸşŸnmeyi gerektirir hi kuşkusuz. Bu soruna yeniden
dšnmek Ÿzere şunu sšyleyelim: Anlamsal ok katmanlõlõğõna rağmen yapõt son kertede tŸketicinin kişisel isteğine bõrakõlmõş
değildir elbet.Ó
s. 52
ÒGenel anlamda sanatõn, šzel anlamda yazõnÕõn gerekliğin bir yansõmasõ ya da yeniden-yaratõlmasõ olduğu yolundaki gšrŸşlerin
bir yana bõrakõlmasõ, yalnõzca zevk almak yada yalnõzca eleştirilmek Ÿzere okunan ŸrŸnŸn nesnel kavranõşõnõn giderek bir
šngerekliliği olacağa benziyor. Nedeni de şu: İki yaklaşõm da son kertede yazõn'õn yansõtmak, yaratmak durumunda olduğu bir
šz'den yola õkõyor: İnsanõn ya da yaşamõn, Lukacs'õn daha kapsayõcõ ve aydõnlatõcõ terimini seersek ÒÔtarihsel dšneminÓ šzŸ. Bizzat
yazarõnõn henŸz iinde yaşadõğõ, etkilendiği, değerlendirmeyi ve anlamayõ sŸrdŸrdŸğŸ, bu yŸzden de bir fiziksel nesne, šrneğin bir
ÒparacõkÓ gibi dõşardan gšzlemleme olanağõndan yoksun bulunduğu tarihsel dšnemin ÒšzŸnŸnÓ bir romanda ya da šykŸde
yansõtõlmasõnõn, gšrŸnŸr kõlõnmasõnõn mŸmkŸn olup olmadõğõ sorulabilir elbet. ‚ŸnkŸ besbelli: İnsanlarõn verili maddi koşullarda ve
o koşullarõn belirleyiciliğinde tarihlerini kendilerinin yaptõğõnõ šne sŸren biri iin bireyin gerekleştirmek zorunda olduğu ya da
kendi kendine gerekleşecek bir šzŸ yoktur. Dolayõsõyla da šzŸmleme yšntemi insanõ değil, Òekonomik dšnemiÓ gšzšnŸnde
bulundurur ve yšntemin šzgŸl dŸzeylere, burada yazõnÕa uygulanmasõ sõrasõnda da bağlayõcõ terimin Ÿretim olmasõ gerekir. Yazõn
tarihsel dšnemin šzŸnŸ yansõtmaz, tam tersine: Tarihsel dšnemin ilişkileri metinde yeniden-Ÿretilir ve bu ilişkilerin gšndergeleri
somut gerekte değil, okura sunulan gšzden geirilmiş, başka biime sokulmuş bu sšzde gerek'te yapõlanõr. Bir
gšstergebilimciyi, AndrŽ Helbo'yu izlersek: ÒYazõn yapõtõnõn belirttiği evren var olan dŸnyaya bağlanmaz, her şeyden šnce
algõlanmõş (yani yeniden kurulmuş ve eksik) bir gereği belirtir.ÓÓ
ss. 45-46
Oktay, A., 1982 (ilk basõm 1982), Yazõn İletişim İdeoloji, 1. Baskõ, Adam Yayõncõlõkmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
84

Antik Yunan'õn KŸltŸr Tarihi - Egon Friedell
ÒSmyrna civarõndaki KlazomenaiÕde doğan Anaksagoras, 460 yõlõnda AtinaÕya yerleşti ve bu kentin bin yõldan fazla
sŸrecek olan felsefesinin temellerini attõ. Başõna gelen son olaylarõ daha šnce gšrmŸştŸk. Tanrõtanõmazlõkla sulanmasõna
yol aan eseri, Yunanlõlarda aõklayõcõ izimler, ÒdiyagramlarÓ ieren ilk kitaptõ. Kitapta hem ok hoş hem de ok ince
izimlerin yer aldõğõ sšylenir. Algõlamayõ, kontrast yasasõyla aõklar: Aynõ olan, Òaynõ olanõ duyamazÓ; bu yŸzden õşõğõ
algõlayabilmesi iin gšzŸn karanlõk, õsõnabilmesi iin de bedenin soğuk olmasõ gerekir.Ó
s. 227
Friedell E., 1999 (ilk basõm 1940), Antik Yunan'õn KŸltŸr Tarihi, 1. Baskõ, Dost Kitabevi Yayõnlarõ, ‚ev. Necati Aamenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
85
Ne Kitapsõz Ne Kedisiz - Bilge Karasu
ÒBu yeni, bir sŸrenin gemesiyle yeni oluyor. Yeniliğe hazõrlõksõzlõğõn, onu gšrememenin, algõlayamamanõn, yavaş yavaş
bir seebilme, tanõma, kavrama durumuna dšnŸşmesi vakit ister. Bildiklerimiz arasõna bu yeniliğin girebilmesi, kendine
aacağõ yere gšre bildiklerimizin yeniden dŸzenlenmesi vakit ister.
Bšyle bir yeni, kavrandõktan, kullanõlabilecek bir šğe, bir biim olarak gšrŸldŸkten sonra, Ÿretime katõlõr; yapõlagelenin
erevesini bozar, genişletir; gŸnŸn birinde de, ÒyapõlagelenÓ haline gelir. Bu yeni durum, pekiştiği anda, yeni bir
yeniliğe karşõ koyan, onu gšremeyen, ona kendinde yer bulamayan bir ereve oluşturup õkacaktõr. (É)Ó
s. 49
Karasu, B., 2020 (ilk basõm 1994), Ne Kitapsõz Ne Kedisiz, 12. Baskõ, Metis Yayõnlarõ
Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti - Umberto Eco
Ò(É) Reading and UnderstandingÕde Roger Schank bize bir
başka šykŸ anlatõyor:
John, MaryÕyi seviyor, ancak Mary onunla evlenmek
istemiyordu. Bir gŸn, bir ejderha MaryÕyi şatodan kaõrdõ.
John, atõnõn terkisine atlayõp ejderhayõ šldŸrdŸ. Mary onunla
evlenmeyi kabul etti. O andan sonra mutlu mesut yaşadõlar.
Bu kitabõnda, ocuklarõn okuduklarõndan ne anladõklarõyla
ilgilenen Schank, Ÿ yaşõndaki bir kõz ocuğuna šykŸyle ilgili
bazõ sorular sormuştur:
ÒJohn, ejderhayõ niin šldŸrdŸ?Ó
ÒKštŸydŸ de ondan.Ó
ÒKštŸ yšnŸ neydi?Ó
ÒJohnÕu yaralamõştõ.Ó
ÒNasõl yaralamõştõ onu?Ó
ÒBelki de onun Ÿzerine alev pŸskŸrtmŸştŸr.Ó
ÒNeden Mary, John ile evlenmeyi kabul ediyor?Ó
ÒMary onu ok seviyordu da ondan, John da onunla
evlenmeyi ok istiyordu.Ó
ÒNasõl olup da Mary başlangõta JohnÕla evlenmeyi
istemezken sonradan onunla evlenmeye karar veriyor?Ó
ÒBu zor bir soru.Ó
ÒEvet, ama sence yanõtõ ne?Ó
Ò‚ŸnkŸ başlangõta Mary onu istemiyordu, sonra John ok
tartõştõ ve MaryÕye onunla evlenmekten sšz etti; o zaman da
Mary onunla evlenmek istedi.Ó
Aõkca gšrŸlŸyor ki, ejderhalarõn burun deliklerinden alev
pŸskŸrttŸğŸ, bu kõz ocuğunun bildiği şeyler arasõndaydõ;
ancak karşõlõksõz bir sevgiye, yalnõzca minnettarlõk ya da
hayranlõk adõna karşõlõk verilebileceğini bilmiyordu. (É)Ó
ss. 16-17
ÒAlõntõ sama gšrŸnŸyor, ŸnkŸ šnce kişiler sšylemeleri gerekenden azõnõ sšylŸyorlar, sonunda ise metnin sšylemesi gerekmeyen
şeyleri sšylemek (ve sšylendiğini duymak) gereksinimini duyuyorlar.
Kimi zaman bir yazar, ok fazla şey sšyleyerek kişilerinden daha komik hale gelebilir. (É) Ó
s. 15
Eco, U., 2019 (ilk basõm 1994), Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti, 14. Baskõ, Can Sanat Yayõnlarõ, ‚ev. Kemal Atakaymenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
86

Mitos ve Kuşku - Atill‰ Dorsay
ÒSONSUZ …L†M (Butch Cassidy and the Sundance Kid)
Yšnetmen : George Roy Hill / Oyuncular : Robert Redford, Paul Newman, Katharine Ross.
ÇSonsuz …lŸmÈ bizleri, 'vahşi Batõ'nõn' parlak, efsanevi dšneminin sona erdiği gŸnlere gštŸrŸyor, bir kez daha.. Tõpkõ PeckinpahÕõn
ÇVahşi BeldeÈsinde olduğu gibi... Amerikan toplum yapõsõnõn hõzla değiştiği, kentleşmenin, sanayileşmenin hõzlõ bir tempoya
eriştiği yŸzyõl başlarõna...
Hayalci, iyimser, ocuk ruhlu Butch Cassidy ile gereki, ayaklarõ yerde Sundance Kid, gerekten yaşamõş bu iki kafadar haydut,
erkeke, sağlam dostluklarõnõn kõvrõmõna aldõklarõ gŸzel šğretmen Etta ile can ekişen western mitos'unun son gŸnlerine tanõk
oluyor, o gŸnlerin buluşu bir bisiklet ile simgelenen (ÇVahşi BeldeÈydi bu simge, ilk otomobillerdi) sanayileşmenin šnŸne
geilemez gelişiminin kendi kurallarõnõ koyacağõ, kişisel ve insancõl değerleri yok edeceği, yok etmeye başladõğõ bir yeni ağda,
yŸreklerinden gŸ alan serŸvencilere artõk yer olmadõğõnõ bile bile umutsuz bir savaşõ sŸrdŸrŸyor, kaõnõlmaz sonlarõna doğru adõm
adõm yaklaşõyorlar. Bir oyun oynarmõşasõna, yaptõklarõnõn bilincine varmaksõzõn sanki.. Western fonu Ÿzerinde bir `Bonnie ve Clyde'
oyunu bu sanki, bir `Jules ve Jim" Ÿgeni tasasõzlõğõ iinde oynananÉÓ
s. 62
ÒKARA ŞERİF (Tick, Tick, Tick)
Yšnetmen : Ralph Nelson / Oyuncular : Jim Brown, George Kennedy, Fredric March, Don Stround.
Amerikan sinemasõ, šzeleştiriye devam ediyor.. Bir GŸney kasabasõnda geen olaylar erevesinde, AmerikaÕnõn en bŸyŸk i
sorunu, õrk davasõ bir kez daha işleniyor.. Zencilerin desteğiyle işbaşõna gelen zenci şerif Price (Jim Brown), yaptõğõ işlerle ne
beyazlara, ne de kendi õrkdaşlarõna yaranabiliyor.. Ancak kendisinden šnceki zenci dostu beyaz şerif (George Kennedy) ve
Belediye Başkanõnõn (Fredric March) yardõmõyle, işin Ÿstesinden gelmeyi başarõyor.. Sorunu fazlasõyle, basit, şematik bir biimde ele
alan ve šzŸmleyen bu film; benzer sorunlarõ işleyen ÇKaaklar - The chaseÈ veya ÇGecenin Sõcağõnda - In the Heat of the NightÈ
gibi filmlere kõyasla zayõf... Oyuncularõn, šzellikle Fredric March'õn kompozisyonunun başarõsõna işaret edilebilir.Ó
s. 63
Dorsay, A., 1977 (ilk basõm 1977), Mitos ve Kuşku, 1. Baskõ, Gšrsel Yayõnlarmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
87
Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
ÒBİLİN‚?
Pierre L'Ermite 12'nci yŸzyõlõn başlangõcõnda bir eşeğe binip kšy kšy dolaşarak halkõ Halõ Seferleri'ne ağõran papazõn
adõdõr. Hõristiyanlõk dŸnyasõnõn kutsal KudŸs kentini MŸslŸmanlarõn elinden kurtarmak iin Doğu'ya saldõrmasõ, tarihin en
ilgin savaşlarõndan birini yaratmõştõr. Ne var ki bu kutsal gšrŸnŸmŸn ardõnda yatan temel neden ekonomiktir. Avrupa,
MŸslŸmanlarõn denetiminde bulunan ve Asya'ya yšnelen kervan yollarõnõ ele geirmek istiyordu. İpek ve baharat
kervanlarõ ‚in-i MainÕden, Hindistan'dan Batõ'ya doğru İslam gŸmrŸklerinden geerek ulaşabiliyordu.
Eşek ŸstŸnde kšy kšy dolaşan papaz, bu gereği biliyor muydu?
s. 122
**
ÒPapaz Pierre L'Ermite "kutsal bir dava" peşinde koştuğunu sanõyordu. Oysa "parasal bir dava"nõn adamõydõ. ‚oğu
zaman bu kural geerlidir: DšvŸşenler neden dšvŸştŸklerini bilmezler. Bilinsizliğin ŸrŸnŸdŸr tarihteki atõşmalar,
kavgalar, savaşlar... Ó
s. 124
Seluk, İ.,1994 (ilk basõm 1982), ağlamak ve gŸlmek, 10. Bas(k)õ, ‚ağdaş Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
88

TŸrk Resmi - Kaya …zsezgin
ÒAnkara'da 1932'de kurulan ve ilk elemanlarõnõ Malik Aksel, Refik Epikman, Zeki Faik İzer gibi hocalarõn oluşturduğu Gazi
Eğitim EnstitŸsŸ'ne bağlõ Resim-İş BšlŸmŸ, başlangõta Anadolu'daki orta šğretim kurumlarõna resim šğretmeni
yetiştirmek amacõ taşõdõğõ halde, zaman iinde bir sanatõ kadrolaşmasõnõn yarattõğõ olağan gelişmelerle Ankara'da
sanatõ kuşaklarõnõn oluşmasõnda etkin bir kaynak olma işlevini de Ÿstlenmiştir. İlk Inkõlap Sergisinin ardõndan, Ankara'da
sanat etkinlikleri oluşmaya başlayõnca, sanatõlar başkentte yerleşme ve alõşma olanaklarõ araştõrõrlar: Cemal Tollu,
1935'te Ankara Arkeoloji MŸzesi'ndeki gšrevine atanõr; Muhittin Sebati, Ankara Erkek Lisesi'nde resim šğretmenliği
gšrevi Ÿstlenir; Turgut Zaim, resimlerine değişmez konu yaptõğõ Ankara ve evresini yaşama alanõ olarak seer, Eşref †ren
bu yšrede resminin ana malzemesini bulur. Arif Kaptan ve Cemal Bingšl de bu sanatõ kuşağõna katõlõr. Onlarõ, daha
gen sanatõlar izler.
Gazi Terbiye EnstitŸsŸ adõyla 1932-33 šğretim yõlõnda faaliyete geen okulun Resim-İş BšlŸmŸ, başlangõta resim ve iş
kollarõ ayrõ ayrõ ele alõnarak kurulmuştu. Ancak sõnõflarõ az olan orta dereceli okullara Ÿ saat resim dersi iin bir resim
šğretmeni, Ÿ saat iş dersi iin ayrõ bir iş šğretmeni verilmesine, bŸte nedeniyle olanak bulunmadõğõndan, şube,
aõldõktan bir yõl sonra bu iki kol birleştirilerek Resim-İş BšlŸmŸ haline getirildi. (É)Ó
s. 41
…zsezgin, K., 1999 (ilk basõm 1999), TŸrk Resmi, 1. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
89
Şimdi Doğu Zamanõ - NilgŸn Cerrahoğlu
Ò"Asya'nõn En GŸzel LimanõÓ
Deniz sularõ doldurularak birbirine bağlanmadan šnce, başlangõta yedi ada-takõmadalardan oluşan Bombay, zamanõnda
bir bŸyŸk balõkõlõk ve balõkõlar cennetiymiş...
Salman RŸştŸ, Hindistan'õn bağõmsõzlõğõna kavuştuğu yõllarõ anlattõğõ en gŸzel eseri Geceyarõsõ ‚ocuklarõ'õnda Bombay'õ
anlatõrken "…nce burada balõkõlar varmõş..." diyerek sšze giriyor:
"…nce, zamanõn şafağõnda, Bombay halter şeklinde bir adayken ve ortasõndaki dar, parlak kum şeridinin ardõnda
Asya'nõn en gŸzel ve en bŸyŸk doğal limanõ varken, Mazagaon ve Worli, Matunga ve Mahim, Salsette ve Colaba henŸz
adayken... denize yapõlan dolgular yedi adayõ batõya Umman Denizi'ne doğru uzanan, aõk bir el şeklindeki uzun bir
yarõmadaya dšnŸştŸrmeden šnce, saat kulelerinden šnceki bu iptidai dŸnyada Koli denen balõkõlar tek direkli Arap
kadõrgalarõnõn kõrmõzõ yelkenlerini batan gŸneşe karşõ aarmõş. Pomfret ve pavurya avlayõp hepimize balõğõ
sevdirmişler..."Ó
ss. 74-75
Cerrahoğlu, N., 2011 (ilk basõm 2011), Şimdi Doğu Zamanõ, 1. Baskõ, Cumhuriyet Kitaplarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
90

Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
ÒAlõmlama Gšstergebilimi †stŸne NotlarÕda sšzŸnŸ ettigi …rnek Okur (Lettore Modello) kavramõnõ da burada geliştirir.
ÒHibir şey kapalõ bir metin kadar aõk olamazÓ diyen U. Eco metin karşõsõnda okurun rolŸnŸ ortaya koymaya alõşmõştõr;
bu bağlamda, okuma edimi yansõz bir edim olamaz; okur ve metin arasõnda karmaşõk bağõntõlarõn varlõğõ sšz konusudur;
bu bağõntõlar šzgŸn yazõÕnõn doğasõnõ gšzle gšrŸlŸr biimde değiştirir. U. Eco …rnek Okur'un bir metin stratejisi
olduğunu sšyler. Ona gšre metin, tembel bir makinedir ve okur tarafõndan harekete geirilmesi gerekir.Ó
s. 10
Sema RifatÕõn Umberto Eco ŸstŸne başlõklõ yazõsõndan
Eco, U., 1991 (*), Alõmlama Gšstergebilimi, 1. Baskõ, DŸzlem Yayõnlarõ, ‚ev. Sema Rifat
* Kitap Umberto EcoÕya ait 1985 ve 1989 yõllarõndaki, sõrasõyla, bir konferans metni ile bir sšyleşinin evirisini iermektedir. menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
91
Yõkanmak istemeyen ocuklar olalõm - †nsal Oskay
ÒTarihimizde hep olduğu gibi, bizim bu yeni sorunlarla karşõlaşmamõz da gene ok hazõrlõksõz olmaktadõr. Halka, yaşamõn
en temel sorunlarõnõ anlamakta bile olanak tanõnmamõştõr gemişimizin trajik dšnemelerinde. Halkõ 'kurtarmak'
isteyenler, en trajik dšnemlerde bile halka gŸvenilir ve gŸlŸ bir mŸttefik gšzŸyle bakamayan pozitivist patrimonyal bir
sekincilik iinde kalmõşlardõr. †stelik Tanpõnar'õn Namõk Kemal iin sšylediği gibi, yenilikiliklerinde bile "eski ile yeni
arasõnda bir muvazaa" olarak kalmõşlardõr. Ya da Doktor Abdullah Cevdet ve Dšnemi başlõklõ titiz alõşmasõnda Dr. ŞŸkrŸ
Hanioğlu'nun dediği gibi, "Batõ'daki gelişkin teorileri anlayacak dŸzeyde olmadõklarõ iin, oğu kez, sekinciliği, kaba
materyalizmi, sosyal Darwinciliği, õrkõlõğõ, popŸlizmi ya da bunlarõn ŸŸnŸ beşini bir araya getiren garip 'reeteleri'
izlemekten šteye gidememişlerdir.Ó Sanat ve kŸltŸr hayatõmõzda da, Cumhuriyet dšnemine kadar gereklik ile
etkileşimden kaynaklanan canlõ ve zengin bir `dilÕimiz; Doğu dŸnyasõnõn šykŸ ve masal geleneğini aşabilmiş bir
romancõlõğõmõz; bunu sağlayacak olan plastik sanatlardaki gelişmelerimiz; sanatõ ve dŸşŸnŸr kesimini toplumsal bir
işleve kavuşturacak bir toplumsal hayat ve taşrada kŸltŸr aracõsõ olabilecek aydõn kesimlerimiz; altõ yŸzyõllõk tarihimiz
iinde Doğu uygarlõğõndan yapõlmõş elli evirimiz; Batõ kŸltŸrŸ ile halkõ da kapsamõna alan bir tanõşõklõğõmõz; sanat ve
kŸltŸr hayatõmõzda gelişme sağlayacak gerek anlamda bir "tefekkŸrŸmŸz" olmamõştõr. Hayat ve gereklik karşõsõndaki
bakõşõmõz, h‰l‰ Doğulu insanõn gerekliğe ilk rastlayõşõnda ona verdiği, atfettiği ilk šzelliklerle yetinmek ve bu yŸzeysel
(ampirik/etikle sõnõrlõ) algõlamayõ kendi iinde biimsel olarak mŸkemmelleştirmek ve gelenekleştirmek biiminde
olmuştur. Sanatta, Intellect'in reddine dayanan coşumcu bir duygululuk; eşyanõn arasõnda ilk bakõşta yakaIanabilen
benzerlikler ve yakõnlõklar dŸzeyinde kalmõş, ama yoğun bir işilikle sŸslenmiş yinelemecilik ve oyun vardõr. "Muhayyile"
ise henŸz canlanmamõştõr. …ykŸ ve masallarõmõzda zaman ve mekan belirsizdir. Tanpõnar'õn deyişiyle, "‚õplak bõrakõlmõş
bir ‚in ya da Hint kelimesi, yahut uzak bir şehir adõ mekan olarak kifayet etmektedir". Karakterler arasõnda bir farklõlaşma
yoktur. İnsan ve kaderi arasõnda bir gerilim yoktur. Dil, bu durağan hayatõ olumlayan "hikmetin" taşõyõcõsõ, bir sulta
aracõdõr. Sanatõn amacõ gereklikten kaõştõr; etiğin olumlanmasõyla biten kaõş dŸşleri yaratmaktõr. Hayat hakkõnda
ayrõntõlara girmesini bilmediği iin šz ve esasõ da yakalayamaz. (É)Ó
ss. 36-37
Oskay, †., 2021 (ilk basõm 1998), Yõkanmak istemeyen ocuklar olalõm, İnkilap Kitabevi Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
92

Gezi Yazõlarõ - der. Erdal Alova
åli Bey (Direktšr) (1844-1899)
ÒErtesi Cuma gŸnŸ sabah erkenden İzmirÕe vardõk. İzmirÕde gšrevimle ilgili bir işim yoktu. İskenderun yoluna işleyen vapurlardan
birine binmek iin buraya gelmiştim.
Perşembe gŸnŸne dek vapur olmadõğõnõ anlayõp rõhtõm Ÿzerinde limana bakan Mil oteline indim. Gittiğim gŸn ilin valisi Naşit Paşa
ve ondan başka hŸkŸmet gšrevlileriyle buluştum.
İzmirÕde memurlardan birok dost ve yerlilerden, šnceki gezilerimden tanõştõğõmõz pek ok bildiklerim vardõ. Yedi gŸn sŸren
konukluğum sŸresince her akşam bir ziyafet ve davette vakit geti.
Şubatõn birinci cuma gŸnŸ Mesajeri kumpanyasõnõn Alfa adlõ vapuruyle İzmirÕden ayrõldõ. Vapurun komutanõ İkas adõnda ince ruhlu
ve dostluğu aranõr bir kişi idi. Yolcu olarak Almanyalõ tacir Simon Henchel ve Kredi Liyone Bankasõnõn mŸfettişlerinden Rut adõnda
iki kişiden başka vapurda kimse yoktu.
Ertesi akşam saat iki sõralarõnda Rodos adasõna vardõk. İki saat sonra RodosÕtan kalktõğõmõz sõrada hava bozmaya başlayõp şubatõn
dšrdŸncŸ pazartesi gŸnŸne dek fõrtõna sŸrdŸ. O gŸn ezandan sonra MersinÕe ulaştõk. Vapur burada yirmidšrt saat durdu, ertesi salõ
gŸnŸ karaya õkõp Mersin kasabasõnõ gezdim.Ó
s. 51
Alova, E. (Derleyen), 2002 (ilk basõm 1993), Gezi Yazõlarõ, 3. Baskõ, Adam Yayõnlarõ
Ne Sšylesem Bir Eksik - Ahmet Oktay
Òİbnulemin Mahmut Kemal İnal'õn gŸnlŸğŸ ise eğlenceli sahnelerle doludur. 30 Nisan 1957'de şunlarõ yazmõş šrneğin:
Ò9'da kalktõm. Ispanak bšreği malzemesi hazõrladõm. 10'da tembih edilen iki adam 11'de geldi. Başlarõnda durup, bŸyŸk odayõ
temizledik. 3'te gittiler. Bšrek pişirdim. Kur'an okuyamadõm. Ali'den mektupta k‰ğõtõlarõn şimdi de bayramdan sonra vereceklerini
yazõyor. Bu işe giriştiğime nadim oldum. Kõymalõca biraz, yoğurtlu bakla (iyi olmadõ), uryai yedim. Nazif, iki kilodan fazla Trabzon
yağõ gšndermiş, aferin. Gece hesab-õ şehri'ye (aylõk hesaba) baktõm. Hoş Sada'ya baktõm. Zeytin, yağlõ simit, portakal yedim.
12.15'te yattõm.Ó
ss. 53-54
Oktay, A., 2005 (ilk basõm 2005), Ne Sšylesem Bir Eksik, 1. Baskõ, Everest Yayõnlarõ
ÔHesap ile ilgili sŸreÕ kõsmõndaki zaman takõntõsõ ile ilgili alõntõlarmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
93
The Web of Life - Fritjof Capra
Ò
This we know.
All things are connected
like the blood
which unites one family . . . .
Whatever befalls the earth,
befalls the sons and daughters of the earth.
Man did not weave the web of life;
he is merely a strand in it.
Whatever he does to the web,
he does to himself.
Ñ TED PERRY, inspired by Chief Seattle
Ó
Aõlõş Yazõsõ
Capra, F., 1996 (ilk basõm 1996), The Web of Life, 1. Baskõ, Doubledaymenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
94
A New Scientific Understanding of Living Systems
ÒMolecular biologists have discovered the fundamental building blocks of life, but this has not helped them to understand the
vital integrative actions of living organisms. Twenty-five years ago one of the leading molecular biologists, Sidney Brenner, made
the following reflective comments:
In one way, you could say all the genetic and molecular biological work of the last sixty years could be considered a long
interlude. . . . Now that that program has been completed, we have come full circleÑback to the problems left behind unsolved.
How does a wounded organism regenerate to exactly the same structure it had before?How does the egg form the organism? É
I thinkin the next twenty-five years we are going to have to teach biologists another languageÉ. I donÕt know what itÕs called yet;
nobody knowsÉ.It may be wrong to believe that all the logic is at the molecular level. We may need to get beyond the clock
mechanisms.
1 Ó
s. xviii

The Web of Life - Fritjof Capra
Capra, F., 1996 (ilk basõm 1996), The Web of Life, 1. Baskõ, Doubledaymenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
95
A New Scientific Understanding of Living Systems
ÒModels of Self Organization
Applied Systems Thinking
During the 1950s and 1960s systems thinking had a strong influence on engineering and management, where systems concepts
-including those of cybernetics- were applied to solve practical problems. These applications gave rise to the new disciplines of
systems engineering, systems analysis, and systemic management.
1 Ó
s. 75
ÒAt the same time, the problems that resist the mechanistic approach of molecular biology became ever more apparent during
the second half of the century. While biologists know the precise structure of a few genes, they know very little of the ways in
which genes communicate and cooperate in the development of an organism. In other words, they know the alphabet of the
genetic code but have almost no idea of its syntax. It is now apparent that most of the DNA -perhaps as much as 95 percent- may
be used for integrative activities about which biologists are likely to remain ignorant as long as they adhere to mechanistic
models.Ó
ss. 77-78
ÒThe Importance of Pattern
To understand the phenomenon of self-organization, we first need to understand the importance of pattern. The idea of a pattern
of organization- a configuration of relationships characteristic of a particular system- became the explicit focus of systems
thinking in cybernetics and has been a crucial concept ever since. From the systems point of view, the understanding of life
begins with the understanding of pattern.
We have seen that throughout the history of Western science and philosophy there has been a tension between the study of
substance and the study of form. The study of substance starts with the question, What is it made of? The study of form with the
question, What is its pattern? These are two very different approaches, which have been in competition with one another
throughout our scientific and philosophical tradition. Ó
ss. 79-80
The Web of Life - Fritjof Capra
Capra, F., 1996 (ilk basõm 1996), The Web of Life, 1. Baskõ, Doubledaymenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
96
A New Scientific Understanding of Living Systems
ÒAt the same time, throughout the same history of philosophy and science the study of pattern was always present. It began with
the Pythagoreans in Greece and was continued by the alchemists, the Romantic poets, and various other intellectual movements.
However, for most of the time the study of pattern was eclipsed by the study of substance until it reemerged forcefully in our
century, when it was recognized by systems thinkers as essential to the understanding of life.
I shall argue that the key to a comprehensive theory of living systems lies in the synthesis of those two very different approaches,
the study of substance (or structure) and the study of form (or pattern). In the study of structure we measure and weigh things.
Patterns, however, cannot be measured or weighed; they must be mapped. To understand a pattern we must map a
configuration of relationships. In other words, structure involves quantities, while pattern involves qualities.
The study of pattern is crucial to the understanding of living systems because systemic properties, as we have seen, arise from a
configuration of ordered relationships.
13 Systemic properties are properties of a pattern.What is destroyed when a living organism
is dissected is its pattern. The components are still there, but the configuration of relationships among them -the pattern- is
destroyed, and thus the organism dies.Ó
s. 81
ÒNetworks - the Patterns of Life
Having appreciated the importance of pattern for the understanding of life,we can now ask: Is there a common pattern of
organization that can be identified in all living systems? We shall see that this is indeed the case. This pattern of organization,
common to all living systems, will be discussed in detail below. Its most important property is that it is a network pattern.
Whenever we encounter living systems organisms, parts of organisms, or communities of organismsÑwe can observe that their
components are arranged in network fashion. Whenever we look at life, we look at networks.
This recognition came into science in the 1920s, when ecologists began to study food webs. Soon after that, recognizing the
network as the general pattern of life, systems thinkers extended network models to all systems levels. Cyberneticists, in
particular, tried to understand the brain as a neural network and developed special mathematical techniques to analyze its
patterns. The structure of the human brain is enormously complex. It contains about 10 billion nerve cells (neurons), which are
interlinked in a vast network through 1,000 billion junctions (synapses). The whole brain can be divided into subsections, or
subnetworks, which communicate with each other in network fashion. All this results in intricate patterns of intertwined webs,
networks nesting within larger networks.Ó
s. 82

Artificial Intelligence Basics: A Non-Technical Introduction - Tom Taulli
Ò
Data
The Fuel for AI
Pinterest is one of the hottest startups in Silicon Valley, allowing users to pin their favorite items to create engaging boards.Ó
s. 19
Ò
Data can also come from many different sources. Here is just a sampling:
¥Web/social (Facebook, Twitter, Instagram, YouTube)
¥Biometric data (fitness trackers, genetics tests)
¥Point of sale systems (from brickandmortar stores and ecommerce sites)
¥Internet of Things or IoT (ID tags and smart devices)
¥Cloud systems (business applications like Salesforce.com)
¥Corporate databases and spreadsheets Ó
s. 21
ÒAI systems are also effective in terms of managing and structuring the data, as the algorithms can recognize patterns.Ó
s. 22
Ò Big Data
With the ubiquity of Internet access, mobile devices, and wearables, there has been the unleashing of a torrent of data. (É)
Then what exactly is Big Data? WhatÕs a good definition? Actually, there isnÕt one, even though there are many companies that focus on this
market! But Big Data does have the following characteristics, which are called the three Vs (Gartner analyst Doug Laney came up with this
structure back in 20018): volume, variety, and velocity.Ó
ss. 23
Taulli, T., 2019 (ilk basõm 2019), Artificial Intelligence Basics, Apressmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
97menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
98
Selahattin Hil‰v
GerekŸstŸcŸlŸk - haz. Selahattin Hil‰v, Ergin Ertem, Onat Kutlar
Òİnsan bir yandan sõnõrsõz isteklerinin, kayõt tanõmaz dŸşlerinin ardõndan gitmek istiyor, šte yandan gŸnlŸk hayatõn õkargšzetir
dŸzenine, hesaplarõna, dar mantõğõna boyun eğerek kendi yarattõğõ ama kendisine yabancõlaşmõş bir zorunluluğun tutsağõ oluyor.
İnsanõn bu yõrtõlõş ve paralanõşõ ağdaş felsefenin temel konularõndan biridir. Filozoflar, yabancõlaşmanõn nedenlerini aõklamağa,
insansal bŸtŸne gštŸren yollarõ belirtmeğe alõştõlar, šzellikle HegelÕde, dõşlaşma, yabancõlaşma ve bŸtŸnlŸk kavramlarõnõn šnemle
ele alõndõğõ gšrŸlŸr. İnsansal bŸtŸnŸ ama edinmek isteyen ağdaş dŸşŸnce akõmlarõ (Nazizm, Marksizm, Varoluşuluk) kaynaklarõnõ
HegelÕde bulurlar.
1 Toplumsal šnyargõ ve sõnõrlayõşa, hayatõn õkargšzetir dŸzenine, dar bir nesnellik ve akõl anlayõşõna başkaldõrarak
bilindõşõnõn, cinsiyetin, dŸşŸn, imgelemin hakkõnõ geri almak ve bšylece insansaI bŸtŸnlŸğŸ gerekleştirmek isteyen
gerekŸstŸcŸlŸk de bu dŸşŸnce akõmlarõ arasõnda yer alõyor. Yšneldiği amaca ulaşmak iin her aracõ kullanan gerekŸstŸcŸlŸk
kendini bir sanat akõmõ olarak değil, bir devrim hareketi olarak gšrŸyordu. Bu yŸzden, bilincin koyduğu engelleri kaldõrmak iin,
Freud՟n yšntemleriyle, şiir ve resmin bir ara olarak kullanõlmasõna başvurulduğu gibi; hayatõn karşõsõna, alay etme, rezalet
õkarma, adam dšvme gibi tavõrlarla, toplumun karşõsõna da belli bir politika anlayõşõ ve onun gerektirdiği eylemle õkõlõyor; šte
yandan nesnel gerekliği yõkmak iin gerekŸstŸcŸ nesneler (hem kurt - hem masa heykel, ya da DuchampÕnõn mermer - kesme şe-
keri gibi) yaratõlõyordu. Ama sõnõrlayõşlarõ yõkarak insansal bŸtŸnlŸğŸ ve šzgŸrlŸğŸ gerekleştirmek isteyen bu akõmõn zamanla, eski
sanat eserlerine yenilerini katmaktan başka bir iş yapmadõğõ gšrŸlmeğe başlandõ.
2 Kullanõlan aralar, varõlmak istenen amaca
uygun dŸşmemiş, beklenilen devrim gerekleşmemişti. Ana eğilimi bakõmõndan yalnõz dŸşŸnce alanõnda kalan her hareket gibi
gerekŸstŸcŸlŸk de zararsõz hale girmeğe başlamõş, zamanla evcilleşmiş ve başkaldõrdõğõ toplumun kullandõğõ bir ara durumuna
dŸşmŸştŸ. (É) Ó
ss. 9-10
ÒGerekŸstŸcŸlŸk, devrimci bir hareket olarak, başlangõta kendisine izmiş olduğu amalara varmamõş olsa da, şiir bakõmõndan,
yŸzyõlõmõzõn en šnemli akõmõ olmak šzelliğini edinmiştir. GŸnŸmŸzde, hibir şair gerekŸstŸcŸlŸğŸn şiir deneyini šnce yaşamak
sonra da aşmak zorunda olduğunu bilmezlikten gelemez. Yoksa kaõnõlmaz biimde şiirin gelişim izgisinin gerisinde kalacaktõr.
BŸtŸn yŸceliğine rağmen, gerekŸstŸcŸ şiirin de gŸnŸmŸzŸn duyarlõğõna yetmediği sšylenebilir. Bu şiirin yaşayacak yanlarõnõ
benimseyerek aşkõn bir dŸzeyde yeniden değerlendirmek šdevi bugŸnŸn şairine dŸşŸyor. Yaratõcõlõğõn yasasõ, aynõ alanda daha
šnce ortaya konmuş olanlarla hesaplaşmayõ, onlarõ šzŸnleyip değerlendirmeyi ve aşmayõ gerektiriyor.Ó
s. 10
haz. Hil‰v, S., Ertem, E., Kutlar, O., 1962 (ilk basõm 1962), GerekŸstŸcŸlŸk, 1. Baskõ, de yayõnevi
Giriş

MŸzik ve Yabancõlaşma - †nsal Oskay
ÒGŸnŸmŸz toplumlarõ iin šnem taşõyan iletişimin KŸltŸrel İşlevleri sorununu değişik yšnleri ile ele almak olanaklõ. Bu alõşmamõzda
gŸnŸmŸz toplumlarõnda ideolojik hegemonyanõn oluşturulmasõnda mŸziksel iletişimin katkõlarõ Ÿzerinde durulacaktõr. İdeolojik
hegemonya, toplumdaki siyasal ve ekonomik iktidar yapõsõnõn, gŸndelik yaşamda şiddete ve zor kullanõmõna her an başvurma
zorunluluğuna sŸrŸklenmeden etkinlikle işlemesine; işlevlerini yerine getirmesine yarayan bir kŸltŸrel yapõnõn kurulmasõnõ amalar.
Başka bir deyişle, toplumun yšnetiminin, zor kullanõmõnõn arkalara ekilebildiği bir dŸzenleme iinde, asl” sõnõflar ve yandaşlarõ olan
tabakalarõn karşõlõklõ egemenlik ve bağõmlõlõk konumlarõna gšre belirlenmiş reel yaşam iinde, insanlar arasõ ilişkilerle işleyen
ÇkŸltŸrelÈ yaşamdaki eşitli dŸzenlemeler aracõlõğõyla sŸrdŸrŸlmesini amalamaktadõr. Bu nitelikteki kŸltŸr yaşamõnda, ekonomik,
toplumsal ve siyasal yšnden egemen durumda olan sõnõflarõn ve onlarõn yanõnda yeralan tabakalarõn kŸltŸrleri bağõmlõ konumdaki
sõnõf ve tabakalarõn kŸltŸrleri Ÿzerinde başat bir durum edinmektedir. Bu sõnõf ve tabakalarõn kŸltŸrleri, yaşanmakta olan toplumsal
sistemde, daha ok, birer alt-kŸltŸr olarak varlõklarõnõ sŸrdŸrmektedir. Toplumsal yaşamõn en šnemli alanlarõ (yani, toplumsal
yapõnõn etkinlikle işlerliğini sŸrdŸrmesi ve toplumsal formasyonun yeniden-Ÿretilmesi iin šnem taşõyan toplumsal etkinlik alanlarõ)
egemen konumdaki sõnõflarõn ve onlardan da ok, yandaşõ olan toplumsal tabakalarõn Ÿrettikleri, topluma sosyalize ettikleri başat
kŸltŸrŸn değerlerine, davranõş kalõplarõna ve dŸzenleyici normlarõna gšre yŸrŸtŸlmektedir. Bağõmlõ konumdaki sõnõf ve toplumsal
tabakalarõn kendi kŸltŸrleri olan altkŸltŸrler ise, ya toplumsal yapõ iin temel šnem taşõmayan alanlarda, ya heran denetlenmesi
eşitli yšnlerden olanaksõz alanlarda, ya da -šzellikle Çyapay negativiteÈye gereksinim duyulan ağdaş sanayi toplumlarõnda- ok
sõkõ denetlenmesi sistemin verimliliği aõsõndan zararlõ olabilecek yaşam-alanlarõnda varlõklarõnõ sŸrdŸrmektedir.Ó
ss. 9-10
ÒAristo, bu anlamdaki serbest zaman yaşamõnõn ÇoyunÈla bir tutulmasõ gereken etkinlikler ile değerlendirilmesi gerektiğini de
belirtiyor. ÇOyunÈ, Aristo'ya gšre, işle, alõşmayla bağlantõlõdõr. ‚alõşmanõn sonrasõnda dinlenmek de gerekli olduğu iin, oyunun
sağõltõcõ yanlarõ olduğunu kabul eder. Ama oyunun šzgŸr insan iin yaşamõn ereği olamayacağõnõ kesinlikle savunur.
1 MŸzik, pratik
yararõ olmayõşõnõn yanõsõra, oyun olmayõşõ ile de šzgŸr insanlarõn toplumsal konumlarõna yaraşan bir šzgŸr zaman yaşamõ šğesidir
ona gšre. Verdiği haz bile, yemek yemenin verdiği haz gibi insanõn doğal yanõ ile tadõna varabileceği bir haz olmayõp, Çšnceden
bir eğitim gšrmeyi gerektirmektedirÈ.
2 Bu šnceden eğitim gšrmŸş olma ise, kazandõrdõğõ gelişkin beğeni aracõlõğõ ile, šzgŸr olan
insanõn karakterinin bir belirtkeni olmaktadõr. …te yandan, šzgŸr insan mŸzikte gelişkin bir beğeni dŸzeyine õkmakla bir başat
yetenek daha kazanmõş olmakta; doğru bir eleştirici değerlendirme alõşkanlõğõ edinmektedir.

s. 17
Oskay, †., 1982 (ilk basõm 1982), MŸzik ve Yabancõlaşma, 1. Baskõ, Dost Kitabevi Yayõnlarõmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
99
Giriş
İnsanlõğõn Mahrem Tarihi - Theodore Zeldin
ÒHumboldt global dŸşŸncenin šncŸlerinden biriydi, amacõnõn sadece evreni bir bŸtŸn olarak kavramak değil, aynõ
zamanda aralõksõz olarak Ÿrettiği trajediler yŸzŸnden yaşanan acõlarõn šnŸne gemek olduğunu saklamamõştõ. Tabiat
†zerine GšrŸşler (1808) adlõ alõşmasõnõ Òtasanõn ağõrlõğõ altõnda ezilen zihinlere... hayatõn fõrtõnasõndan kamaya [istek
duyanlara]Ó ithaf etmiş ve eklemişti: ҆lkelerin savaşlarla birbirini kõrõp geirmesini seyretmekten usanmõş olanlarõ,
bitkilerin sessiz yaşamõyla ilgilenmeye ve yerkŸrenin h‰l‰ taze yaşamlarla dolu olduğunu hatõrlamaya ağõrõyorum.Ó
Varoluşun trajedilerine katlanabilmenin yolu onlara daha uzak bir perspektiften bakmaktõ, aralarõndaki bağlantõlarõn
farkõna varmak ve evrensel bir sŸrecin parasõ olduğunuzu hissedebilmekti. Sekin bir dilbilimci olan erkek kardeşi
WilhelmÕin sšylediği gibi Alexander, Òtekil olgulara tahammŸl edemiyor, herhangi bir şeyi anlayabilmek iin ona her
cepheden yaklaşmak gerektiğiÕÕne inanõyordu. HumboldtÕa gšre bunun šdŸlŸ Òkendinizi dŸnyanõn bŸtŸnŸyle temas
halindeÓ hissedebilmekti. Yaşamõn romantik idealizasyonu ona anlamsõz gšrŸnŸyordu, ayrõca insanlarõn tabiatõn esiri
olduklarõ doğrultusundaki gšrŸşŸ de reddediyordu: Onun amacõ, šzgŸrlŸğe giden yolu gšstermekti. Evrensel bir
perspektif geliştirmek demek, sšzgelimi 1945 sonrasõna kadar eğitimli Batõlõlarõn pek oğunun zihnini ele geirmiş olan
õrkõlõğa karşõ õkmak demekti. Humboldt kesin bir dille şunlarõ yazmõştõ: Ò†stŸn ve aşağõ õrk diye bir şey yoktur. Hi
ayrõmsõz bŸtŸn insanlar šzgŸrlŸğŸ hak ederler.Ó Bir başka alõşõlmadõk dŸşŸncesi de, dŸşŸnce zenginliği olmadan hakikati
keşfetmenin olanaksõzlõğõydõ. Ayrõca hakikat bilgisine yšnelik arayõşta ama, ÒgŸ kazanmak değil, hayatõn keyfine
varmakÓ olmalõydõ. Humboldt bu yŸzden araştõrmalarõyla Òsevilebilir olan her şeyi anlamaya dšnŸk bir uyanõşÓa šn ayak
olmak istiyordu. Hayatõn uyumlu cephelerini keşfetmek trajedileri telafi ediyordu. Humboldt Òtarihten õkarõlacak yeg‰ne
dŸşŸncenin insanileşme anlayõşõÓ olduğuna inanmõştõ, Òšnyargõnõn ve dinlerin oluşturduğu engellerin yõkõlmasõ,
insanlõğõn, tabiatõnda bulunan šzellikleri değiştirmeye muktedir bŸyŸk ve tek bir cemaat olarak gšrŸlmesiÓ demekti bu.
Humboldt da kendi ağõnõn šrŸmcek ağõna -naif optimizm- takõlmõş ve tarihin ileriye olduğu kadar geriye doğru da
hareket edebildiğini gšzden kaõrmõştõ; ancak ierdiği naiflik bir kenara bõrakõlõrsa, dŸşŸnceleri bugŸn bile šnemli ve
arpõcõdõr.Ó
ss. 223-224
Zeldin, T., 2021 (ilk basõm 1994), İnsanlõğõn Mahrem Tarihi, 8. Baskõ, Ayrõntõ Yayõnlarõ, ‚ev. Elif …zsayarmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
100

Avrupa Tarihi - John Morris Roberts
Òİnsanoğlunun Avrupa'ya nasõl veya ne zaman geldiği arkeologlarla prehistoryacõlar tarafõndan oka tartõşõlmõş ve h‰l‰
tartõşõlmaktadõr. Neyse ki bu sorular Avrupa tarihini etkilemediğinden bizi de engellemek durumunda değildir. Avrupa'da
insanõn šykŸsŸnŸ anlatmaya yaklaşõk on bin yõl šncesinden başlayabiliriz. Son buz ağõnõn sonuna yaklaştõğõ bu
dšnemde, Homo sapiens sapiens adõ verilen insan tŸrŸ uzun zamandõr burada yaşõyordu. Onlarõn yirmi ila otuz bin yõl
šnce yaşamõş atalarõ da fizyolojik aõdan "modern" insanlar olarak tanõmlanmõştõr. Onlarõn modern olarak nitelenmesi her
şeyden šnce beyinlerinin bŸyŸklŸğŸyle ilgili olup, bu aõdan diğer kõtalardaki tŸrdeşlerine benziyorlardõ. Tarih šncesi
ağlarõn son aşamasõnda, Avrupa'nõn ilk insanlarõ, genetik olarak dŸnyanõn diğer yerlerindeki insanlarla aynõ zihinsel
yeteneği paylaşõyordu. Bu yetenek insanlara evrelerinde değişiklik yapmak, kendi yaşam tarzlarõnõ biimlendirmek iin
eşsiz ve iten gelen bir gŸ ile doğuştan Þzyolojik bir ikilik sağlõyordu. Bu šzellik insanoğlunu diğer canlõlardan ayõrt
ettiği gibi h‰l‰ onun iin bir sorun oluşturmaktadõr. İster fizyolojik ister başka bir kškeni olsun; hem gemişten gelen
duygusal mirasõn kõsõtlayõcõ ve igŸdŸsel varlõğõ hem de bu mirasõn penesini gevşetip sõkabilen akõlcõ dŸşŸnce gŸcŸ h‰l‰
bizi terk etmemiştir. Avrupalõlar da bu bakõmdan farklõ bir šzelliğe sahip değildi.Ó
s. 30
Roberts, J. M., 2015 (ilk basõm 1996), Avrupa Tarihi, İnkõlap Kitabevi Yayõn, ‚ev. Fethi Aytunamenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
101
Pastoral Senfoni - AndrŽ Gide
ÒBu karşõlaştõrma ve benzetmelerle šyle meşguldŸm ki Gertrude'un Neuch‰kel konserinden ne kadar bŸyŸk bir zevk
aldõğõndan hi bahsedemedim. O gŸn tam da Pastoral Senfoni alõyordu.
6 "Tam da" diyorum ŸnkŸ, kolayca
anlayacağõnõz gibi ona dinletmeyi en ok istediğim paraydõ bu. Gertrude konser salonunu terk ettikten sonra uzun bir
sŸre sessiz kalmõştõ. Sonra kendinden gemiş bir şekilde, birden, "GšrdŸkleriniz gerekten o kadar da gŸzel mi?"
deyiverdi.
"Ne kadar gŸzel mi tatlõ kõzõm?Ó
"Şu, dere kenarõndaki sahne kadar."
Hemen cevap veremedim, ŸnkŸ tarif edilemeyecek kadar gŸzel olan bu ses uyumu, dŸnyayõ olduğu gibi değil,
kštŸlŸklerden ve gŸnahlardan arõnmõş bir şekilde, olmasõ gerektiği gibi anlatõyordu. Ve ben Gertrude'a o zamana kadar
kštŸlŸkten, gŸnahtan ve šlŸmden bahsetmeye cesaret edememiştim:
"Gšzleri olan insanlar mutluluğun ne olduğunu bilmezler." dedim bir sŸre sonra.Ó
ss. 39-40
Gide, A., 2019 (ilk basõm 1994), Pastoral Senfoni, 9. Baskõ, Timaş Yayõnlarõ, ‚ev. Buket Yõlmaz
Simetri - Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
ÒHesiodos hibir zaman fark edemeyecek de olsa, antik mitleri incelediğimizde kendi bilimsel aõklamalarõmõzla onlar arasõnda
arpõcõ paralelliklerin olduğunu gšrebiliriz. …rneğin, Gaia'nõn karanlõk kardeşi Tartarus, bugŸn birok 'galaksinin merkezinde
bulunduğuna inanõlan devasa kara delikleri temsil ediyor olabilir. Evrende oluşmuş ilk yapõlardan olan kara delikler, ilksel bŸyŸk
gaz bulutlarõnõn kendi iine škmesiyle meydana gelir. Bir volkandan geerek Tartarus'a ulaşma olayõ, devasa bir kara deliğin sõnõrõ
olan olay ufkundan ieri girerek kendi evine ve evrenine asla ulaşamayacak olan bir uzay gezgininin talihsiz yolculuğunun şiirsel bir
anlatõmõna benzemektedir. Bir kere olay ufku geildi mi kara delikte başlayan tutukluluk šylesine kalõcõdõr ki, bšylesine bir gŸcŸ ne
demir kapõlar ne de korkun yaratõklar sağlayabilir. Orada uzay ve zaman tekrar dŸzenlenir ve kara delikteki hapishaneden õşõğõn
kendisi bile kaõp kurtulamaz.
Hesiodos'un yaşadõğõ zamanlar, tõpkõ Avrupa Ršnesans'õnõn ilk zamanlarõ gibi edebiyatõn en verimli dšnemlerinden birisiydi; diğer
bir değişle Yunan medeniyeti altõn ağõnõ yaşõyordu. Ve yine tõpkõ Ršnesans'tan sonra olduğu gibi daha analitik, daha akõlcõ bir ağ,
bir "aydõnlanma" ağõ geldi ve bu da matematiğin gelişimini sağladõ. Antik Yunan'da bu sŸre, İ… altõncõ yŸzyõlda bŸyŸk
matematiki Pisagor'un ŸnlŸ okulunun doğumuyla başladõ. Bu zaman ve aydõnlanmanõn gerekleştiği yer, insanlõk tarihi aõsõndan
eşsiz bir aşamayõ temsil etmekteydi; ŸnkŸ dŸşŸnen insan ilk olarak matematiğin fiziksel dŸnyayõ aõklayabildiğini anlamõştõ.
Ellerindeki yeni geometri silahõyla Pisagorcu dŸşŸnŸrler evrenle ilgili yapõsal problemlere kafa yormaya başladõlar. Matematiğin
mantõksal yapõsõnõ gšz šnŸnde bulundurarak, evrenin, bu mantõksal yapõyõ oluşturacak şekilde nasõl vŸcuda geldiği sorusunun
cevabõnõ aramaya koyuldular. Evrenin şekli nasõldõ? Paralarõ nasõl hareket ediyordu? Maddelerin (atomik) yapõsõ nasõldõ? DŸnya
evrenin merkezinde miydi ve eğer šyleyse gšklerdeki gezegenlerin hareketleri bu varsayõmla nasõl bağdaştõrõlabilirdi? Kafalarõndaki
bu sorularla Yunanlõlar, geometri ve mantõğõ mŸkemmelleştirip dalgalar, hava, ilklerin kškeni ve evrimi, tõp, madde ve evren gibi
oğu doğal fenomen hakkõnda ayrõntõlõ bilimsel teoriler geliştirdiler.
Bu arpõcõ aydõnlanma dšnemi, zeki filozof Aristarchus tarafõndan yaklaşõk olarak İ… 310 yõlõnda ortaya konan bilimsel ve teorik bir
şaheserde en yŸksek noktasõna ulaştõ. Selefi Herakleides tarafõndan daha šnce ileri sŸrŸlen GŸneş merkezli gŸneş sistemi teorisini
temel alan Aristarchus, teoriyi daha da geliştirerek, GŸneş evresinde dolaşan DŸnya ve diğer gezegenlerin ve DŸnya evresinde
dolaşan AyÕõn yšrŸngelerinin gerek yapõsõnõ ortaya koymayõ başardõ. Bu eser tarih iinde yitirilmiş olsa da, Yunan bilim adamõ
Arşimed ve Roma ağõ filozofu Plutarch sayesinde varlõğõndan bihaber değiliz. Bu alõşma aslõnda simgesel olarak Yunan bilimsel
felsefesinin en yŸksek noktasõnõ ve aynõ zamanda onun altõn ağõnõn sonunu da temsil etmekteydi; ta ki Kopernik, Kepler ve Galileo
bu ağõn mirasõnõ yeniden gŸn yŸzŸne õkarana kadar.

ss. 34-36
Lederman, L. M., Hill, C. T., 2005 (ilk basõm 2004), Simetri, GŸncel Yayõncõlõk, ‚ev. Barõş Akalõnmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
102
ve Evrenin Gšrkemli GŸzelliğini Anlamak

Simetri - Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
ÒGŸneş merkezli teori bazõlarõ tarafõndan anlamsõz bulundu ve daha sonraki Yunan filozoflarõ arasõnda kabul gšrmedi (ne yazõk ki,
insanlõğõ fizik kanunlarõnõ keşfedilmesine gštŸrecek olan bu anahtarõn Kepler ve Kopernik tarafõndan tekrar keşfedilmesi iin iki bin
yõlõn gemesi gerekecekti). Yavaş yavaş felsefenin yapõsõ değişti ve matematiksel ve bilimsel akõlcõlõğa olan saygõ ortadan kayboldu;
toplum bŸyŸk değişimler iindeydi ve artõk Aristo ve Platon'un ağõ başlõyordu. Bu felsefeciler evrenin yapõsõnõ anlamada başarõsõz
oldular; ne var ki gšrŸşlerinin toplum iinde yaygõn bir şekilde kabulŸ, insanlõğõn fiziği ve doğal fenomenleri yanlõş olarak kavramasõ
sonucunu doğurdu. TŸm bunlara ek olarak bu yanlõş gšrŸşler, otoriter Katolik Kilisesinin doktrinlerinin iinde kutsal bir hale
getirildi.
Gšze arpõcõ başarõlarõna rağmen, Pisagorcularõn ağõnda evrenin kozmik kškeninin detaylõ bir aõklamasõ, Hesiodos'un şiirlerindeki
alegorilerin štesine gemiyordu. Tabii ki o zamanlar derin uzayõn detaylõ ve bilimsel olarak gšzlenmesi mŸmkŸn değildi. Ne var ki
etkileyici bir şekilde, pagan yaratõlõş miti bizlere, yaratõlõş sorusunun mantõklõ bir cevabõnõ sunmaktaydõ Ñve aslõnda cevap
doğruydu da! Bu mit doğru bir şekilde, evrenin karmakarõşõk tek bir yaratõlõş olayõyla meydana geldiğini sšylŸyordu; evren kaostan,
belirsiz bir hiten fõşkõrmõştõ; geniş bir perspektiften baktõğõmõzda bizim modern bŸyŸk patlama teorimize ok benziyordu bu
gšrŸş.
Antik bir mitle bizim modern bilimsel yaratõlõş teorimiz arasõnda nasõl bšyle arpõcõ bir benzerlik olabilir? Aslõnda elimizde fazla bir
seenek de yoktur. Her yaratõlõş teorisi šzŸnde bir mantõk probleminin šzŸmŸdŸr. Ya evren her zaman var olmuştur ki bu durumda
yaratõlõş problemi tartõşmalõ bir konu haline gelir; ya da o, zamanõn belli bir anõnda yaratõlmõştõr. Bir ŸŸncŸ olasõlõk ise, ki bu bakõş
aõsõ olarak biraz Zen felsefesini andõrmaktadõr, gereklik bir illŸzyondur ve bildiğimiz haliyle evren asla yaratõlmamõştõr Ñbu
durumda yaratõlõş sorusunun kendisi anlamsõzlaşõr. Yunan yaratõlõş miti bu bilmeceyi tek bir yaratõlõş anõnõn olduğunu šne sŸrerek
šzer; ne var ki bu gšrŸş, bu eşsiz olayõ "aõklama" zorunluluğunu da beraberinde getirir. Antik insanlarõn yapmaya alõştõklarõ
aõklama aynõ zamanda, bu yaratõlõş olayõnõ yšneten sŸreleri, "doğa kanunlarõ" aracõlõğõ ile detaylõ bir şekilde inceleme ve anlama
girişimidir de; ne var ki burada kanunlar olarak kastedilen şeyler insan duygularõ, tanrõlarõn kaprisleri ve onlarõn hõrõn doğalarõdõr.
Bu ilgi ekici hik‰yelere gšz gezdirdiğimizde, insanõn iyi ve kštŸ duygularõnõn bir haritasõnõn õkarõldõğõnõ gšrŸrŸz. Hik‰yelerde her
zaman takip edilen mantõksal yapõ ile en sonunda iinde yaşadõğõmõz DŸnya gezegenine varõlõr.Ó
ss. 36-37
Lederman, L. M., Hill, C. T., 2005 (ilk basõm 2004), Simetri, GŸncel Yayõncõlõk, ‚ev. Barõş Akalõnmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
103
ve Evrenin Gšrkemli GŸzelliğini Anlamak
Genin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller
Fox Keller, E., 2004 (ilk basõm 2000), Genin YŸzyõlõ, 1. Baskõ, Metis Yayõnlarõ, ‚ev. Haluk Barõşcan menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
104

Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
ÒPARRIS Durun bakalõm, neymiş bu kitap?
Bn. PUTNAM Ne var bu kitapta?
HALE (‚ok kitap karõştõrmõş bir insan tavrõyla) Gšze gšrŸnmeyen bŸtŸn dŸnya bunun iinde. Ne varsa o dŸnyada,
yakalanmõş, šlŸlmŸş, biilmiş, aõklanmõş burada. Bu kitaplar şeytanõ gizli kapaklõ her kštŸlŸğŸnden soyup õkarmõş,
õrõplak gšstermişler. Bildiğiniz bŸtŸn cinler, periler; kadõnlarõn, erkeklerin dŸşlerine yapõşan bŸtŸn karalar kurular; yerde,
havada, suda gezen bŸtŸn cadõlar; gecenize, gŸndŸzŸnŸze bŸyŸ katanlar, hepsi bu kitaplarda. Hi korkmayõn, bulur
õkarõm onu aramõzdaysa. Hele bir yŸzŸnŸ gšstersin, ezerim kafasõnõ. (Yatağa doğru gider)
REBECCA ‚ocuk ok acõ ekecek mi?
HALE Bir şey sšyleyemem. Şeytan onu iyice penesine aldõysa, koparõp atmak iin kesmek, bimek gerekebilir.Ó
s. 41
Miller, A., 2015 (ilk basõm 1953), Cadõ Kazanõ, 2. Baskõ, Mitos-Boyut Yayõnlarõ, ‚ev. S. Eyuboğlu, V. GŸnyolmenemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
105menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
106
Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
Miller, A., 2015 (ilk basõm 1953), Cadõ Kazanõ, 2. Baskõ, Mitos-Boyut Yayõnlarõ, ‚ev. S. Eyuboğlu, V. GŸnyol
ÒHALE RebeccaÕya ne su buluyorlar, Bay Nurse?
FRANCIS (alaylõ, yarõ cŸretli bir gŸlŸşle) Adam šldŸrmekle
sulandõrõyorlar! (Celp k‰ğõdõnda gšrdŸğŸ sšzŸ alayla tekrarlayarak)
ÒPutnamÕõn ocuklarõnõ insan dõşõ, doğaŸstŸ karanlõk gŸlere
başvurarak šldŸrmek suuyla.Ó Ben şimdi ne yapayõm, Bay Hale?
HALE (bŸyŸk bir sarsõntõ iindeki FrancisÕin yŸzŸne bakamayarak)
İnanõn bana, Bay Nurse, karõnõzõn iine bir bozukluk girmişse, hibir
şey dŸnyayõ cayõr cayõr yakmaktan kurtaramaz. Mahkemenin
adaletine gŸvenin. Yakõnda onu evine geri yollayacaktõr, eminim.
FRANCIS Mahkeme šnŸne mi õkaracaklar onu? Olmaz bšyle şey!
HALE (kendini savunur gibi) ݍimiz sõzlõyor, ama ne gelir elimizden,
Bay Nurse? şimdiki zamanlar bšyle! …yle karanlõk, šyle sinsice
hazõrlanmõş bir tuzak šnŸndeyiz ki, eski dostlarõmõza bağlõ kalõr, hatõr
gšnŸl dinlersek gŸnaha gireriz. Mahkemede šyle tŸyler Ÿrpertici
gereklerin ortaya õktõğõnõ gšrdŸm kiÉ Şeytan, SalemÕde Þnk
atõyor, her parmağõn gšsterdiği ipucunun ardõndan gitmek
zorundayõz. Gitmemek ne haddimize!
PROCTOR (šfkeyle) Bšyle bir kadõn nasõl ocuk šldŸrebilir?
HALE (bŸyŸk bir azap iinde) Behey insanoğlu, unutuyor musun?
Şeytan cehenneme dŸşmezden bir saat šnce, Allah onu gŸzel
gŸzel oturuyor sanõyordu.
GILES Ben hibir zaman karõmõn cadõ olduğunu sšylemedim, Bay
Hale. Birtakõm kitaplar okuyor dedim sadece.
HALE Karõnõz iin asõl sšylenen neydi, Bay Corey?
GILES O Walcott haydudu dil uzattõ ona. Beş yõl šnce, gelip
karõmdan bir domuz satõn alõyor, domuz geberiyor az sonra. Seninki
gelip karõma musallat oluyor, parasõnõ geri istiyor. Karõm da diyor ki
ona, domuzu doğru dŸrŸst beslemezsen, šmrŸn olduka domuz
sahibi olamazsõn. Şimdi, gitmiş mahkemeye demiş ki, o gŸnden
beri hibir domuzu sağ kalmõyormuş. Dšrt hafta geer gemez
hepsi geberiyormuş. Nedeni de neymiş, benim Martha kitaplarõyla
bŸyŸ yapõyormuş onlara.
(Ezekiel Cheever girer. Bir şaşkõnlõk duraklamasõ)
CHEEVER Akşamlarõnõz hayõrlõ olsun!
PROCTOR Siz misiniz, Bay Cheever? Hoş geldiniz.
CHEEVER Hepinize merhaba! Merhaba, Bay Hale!
PROCTOR İnşallah mahkeme yollamõyordur sizi?
CHEEVER Evet, Proctor, mahkeme. Mahkemenin buyru ğunda
alõşõyorum şimdi, biliyorsun ya!
(Muhtar Herrick girer. Otuz yaşlarõndadõr. Biraz sõkõntõlõ bir hali
vardõr.)
GILES Yazõklar olsun Ezekiel, senin gibi cennete gidecek namuslu
bir terzi cehennemlik olsun ha! Bu yŸzden cehennemde
yanacaksõn. Biliyor musun?
CHEEVER Sen de biliyorsun, ne derlerse yapmak zorundayõm.
Bilmemen diye bir şey olamaz, Giles. Beni bšyle şõp diye
cehenneme gšndermen doğru değil. Bunun lafõnõ bile etmek hoş
değil, lafõnõ bile. (ProctorÕdan ekinir, ceplerini arar.) Bakõn bana,
Proctor! Yasanõn bŸtŸn ağõrlõğõ benim sõrtõmda bu akşam. (Celp
k‰ğõdõnõ õkarõr.) Karõnõz iin bir celp var.
PROCTOR (HaleÕe) Sulanmadõ demiştiniz onun iin.
HALE Benim bundan hi haberim yok. (CheeverÕa) Ne zaman
sulandõrdõlar?
CHEEVER Bu akşam on altõ celp k‰ğõdõ verdiler bana. Bir tanesi de
bu.
PROCTOR Sulandõran kim?
CHEEVER Kim olacak? Abigail.Ó
ss. 72-74

menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024 108
107
Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
Miller, A., 2015 (ilk basõm 1953), Cadõ Kazanõ, 2. Baskõ, Mitos-Boyut Yayõnlarõ, ‚ev. S. Eyuboğlu, V. GŸnyol
ÒPROCTOR Neye dayanarak, neye? Sšylesene!
CHEEVER (odaya gšz gezdirerek) Bay Proctor, vaktim dar.
Mahkeme evinizde arama yapmamõ istedi. Ama ben sevmem evleri
aramayõ. Karõnõzõn evde sakladõğõ bebek falan varsa, arattõrmayõn
da, verin.
PROCTOR Bebek mi?
ELIZABETH Ben bebek saklamam evimde, ta gen kõzlõğõmdan
beri.
CHEEVER (ocağõn ŸstŸnde duran bebeği, Mary WarrenÕõn getirdiği
bebeği gšzŸ ile ekine ekine gšstererek) Ben bir tanesini
yakaladõm, Bayan Proctor.
ELIZABETH Ha! (Almaya gider.) MaryÕnin bebeği.
CHEEVER Onu bana verir misiniz lŸtfen?
ELIZABETH (bebeği CheeverÕa uzatõr, HaleÕe sorar) Mahkeme şimdi
de bebeklere mi tanõklõk ettiriyor yoksa?
CHEEVER (bebeği šzenle tutarak) Bundan başka var mõ evde?
PROCTOR Yok, bu akşama kadar bu da yoktu. Nedir bu bebek
hikayesi?
CHEEVER Ne olacak, bebek...(Dikkatle bebeğin arkasõnõ evirir.) Bir
bebek bazen ok şeyÉ Bayan, lŸtfen benimle gelir misiniz?
PROCTOR Gelemez. (ElizabethÕe) Git, MaryÕyi buraya ağõr!
CHEEVER (kabaca ElizabethÕin šnŸnde durarak) Olmaz, olmaz!
GšzŸmŸn šnŸnden ayrõlmasõ yasak.
PROCTOR (kollarõnõ tutup iterek) GšzŸnden de ayõracaksõn onu,
aklõndan da õkaracaksõn, anlõyor musun? Git, MaryÕyi ağõr,
Elizabeth! (Elizabeth merdivenden yukarõ õkar.)
HALE Bebek de ne demek oluyor, Bay Cheever?
CHEEVER (ellerinde bebeği evirip evirerek) Ne demek mi?
Diyorlar ki, bebekÉ (Bebeğin eteğini kaldõrõr, gšzleri korkudan fal
taşõ gibi aõlõr.) Bakõn, işte, işte!
PROCTOR (bebeğe uzanarak) Nedir, ne var?
CHEEVER Ne mi? İşte! (Bebekten uzun bir iğne õkarõr.) İğne
burada, Herrick, Herrick iğne burada! (Herrick yanõna gelir.)
PROCTOR (šfkeli ve şaşkõn) Ne olmuş, iğne varmõş da?
CHEEVER (elleri titreyerek) Ne sšylŸyorsunuz, Proctor? Karõnõz iin
ok fena bu. Kuşkulanmõyor değildim, kuşkulanõyordum ama, bu bir
yõkõm, Proctor. (HaleÕe gšstererek) GšrdŸnŸz ya, bayõm, iğne işte,
iğne.
HALE E, ne var, nedir bunun anlamõ?
CHEEVER (gšzlerini aarak, titreye titreye) Kõz, kõz, WilliamsÕõn kõzõ
Abigail! Bu akşam, rahip ParrisÕin evinde sofraya oturmuş, oturur
oturmaz da tek sšz sšylemeden yere yuvarlanmõş. Vurulmuş bir
hayvan gibi dŸşŸvermiş; šyle bir õğlõk da koparmõş ki, danalarõn
yŸreği bile dayanmaz. Rahip yardõmõna koşmuş, bakmõş ki karnõna
koca bir iğne saplanmõş, iki parmak bŸyŸklŸğŸne bir iğne; ekmiş
õkarmõş. Bunu kimin soktuğunu sorunca, kõz demiş ki...(ProctorÕa
dšnerek) Karõnõzõn ruhu geldi soktu, demiş.
PROCTOR Kendi sokmuştur, kendi. (HaleÕe) İnşallah bunu ciddiye
almazsõnõz, Bay Hale!
(Hale bu delil karşõsõnda donakalmõş, susar.)
CHEEVER Ciddiye alõnmayacak gibi değil! (HaleÕe) Bayan ProctorÕõn
evinde bir bebek buluyorum, ben, kendim buluyorum. Bu bebeğin
karnõna da bir iğne saplanmõş. Allah bilir ya, Proctor, bu kadar
korkun bir kanõtla karşõlaşacağõm aklõmdan gemezdi, onun iin
bõrakõn, engel olmayõn bana, yoksa...
(Elizabeth, Mary WarrenÕla girer. Proctor, MaryÕyi gšrŸr gšrmez,
gidip kolundan eker.)
PROCTOR Gel bakalõm buraya! Bu bebek benim evime nasõl geldi,
Mary?Ó
ss. 74-76menemenazdacorba hakkõnda \ 16 Mar 2024
108
108
Cadõ Kazanõ - Arthur Miller
Miller, A., 2015 (ilk basõm 1953), Cadõ Kazanõ, 2. Baskõ, Mitos-Boyut Yayõnlarõ, ‚ev. S. Eyuboğlu, V. GŸnyol
ÒMARY WARREN (korkudan sesi de ğişmiş) Hangi bebek, ne
bebeği?
PROCTOR (hemen CheeverÕõn elindeki bebe ğe parmağõnõ
uzatarak) şu bebek, şu!
MARY WARREN (bebe ğe bakarak,kaamaklõ) Bu mu? Bu
bebek...benimki galiba...
PROCTOR Senin mi, değil mi bu bebek? Sšyle!
MARY WARREN (işin neye varacağõnõ kestiremeyerek) Evet, ne
olacak? Benim.
PROCTOR Bu eve nasõl girdi bu bebek?
MARY WARREN (merakla bekleyen yŸzlere bir gšz atarak) Ne var?
Mahkemede yaptõm; bu akşam da Bayan ProctorÕa verdim.
PROCTOR (HaleÕe) Duydunuz değil mi, bayõm?
HALE Mary Warren, bu bebeğin iinde bir iğne bulundu.
MARY WARREN (afallamõş) Evet? Ne var bunda?
PROCTOR (abucak) Sen bõraktõn değil mi bu iğneyi?
MARY WARREN Olabilir, evet, evet, ben bõraktõm.
PROCTOR (HaleÕe) Kaldõ mõ bir diyeceğiniz?
HALE (Mary WarrenÕa dikkatle bakarak) Kõzõm, aklõn başõnda
olduğundan emin misin? Belki şu an biri iine girip sšyletiyor seni,
başka biri?
MARY WARREN Ba şka biri mi? Neden? Yoo...Aklõm başõmda
sanõrõm. Susanna WalcottÕa sorun isterseniz: Mahkemede bebeği
dikerken gšrdŸ beni. AbigailÕe sorun daha iyisi: Yanõ başõmda
oturuyordu Abigail, dikerken.
PROCTOR (HaleÕe CheeverÕõ kastederek) Sšyleyin, gitsin artõk. İşin
ne olduğunu anladõnõz artõk. Sšyleyin gitsin, Bay Hale.
ELIZABETH İğne de ne oluyor?
HALE Mary, ne yaptõğõnõ biliyor musun? AbigailÕi sulandõrõyorsun
Bile bile birini šldŸrmeye kalkmakla sulandõrõyorsun.
MARY WARREN …ldŸrmeye mi? Ben kimseyi...
HALE Abigail hanerlendi bu akşam; koca bir iğne buldular
karnõnda.
ELIZABETH Bunu benim yaptõğõmõ sšylŸyorlar, değil mi?
HALE Evet.
ELIZABETH(soluğu kesilerek) Katil! Korkun bir katil bu kõz! Yok
etmeli bu kõzõ ortadan!
CHEEVER (ElizabethÕe parmağõnõ uzatarak) Duydunuz değil mi,
Bay Hale? Yok etmeli bu kõzõ dedi. Herrick duydun, duydun, değil
mi?
PROCTOR (CheeverÕõn elinden celp k‰ğõdõnõ ekip alarak) Defol
buradan!
CHEEVER Proctor, bu k‰ğõda dokunamazsõn!
PROCTOR (k‰ğõdõ yõrtarak) Defol!
CHEEVER Valinin buyruğunu yõrttõn, valinin buyruğunu!
PROCTOR Valinin de Allah belasõnõ versin! Defol evimden!
HALE Proctor, kendine gel, Proctor!
PROCTOR Haydi siz de, siz de õkõn gidin onlarla! Rahipliğiniz
kalmamõş sizin de!
HALE Proctor, karõnõz susuzsa mahkeme...
PROCTOR Susuzsa! Neden Parris iin, Abigail iin susuzsa
demiyorsunuz? Başkasõna kštŸ diyen iyi midir her zaman? Hep
amur atanlar mõdõr AllahÕõn temiz kullarõ? SalemÕde ne oluyor,
sšyleyeyim mi size? İftira başa geiyor SalemÕde! Bizler ne idiysek
yine oyuz burada, ama devletin anahtarlarõ birka kõzõn eline
gemiş, oynuyorlar bizimle. Dedikodu aldõ yŸrŸdŸ; iftira yasa oldu
SalemÕde. Bu celp k‰ğõdõ yok mu, iftira k‰ğõdõ bu! Karõmõ iftiranõn
kucağõna atamam ben.Ó
ss. 76-78

Gerekler
v. 4
menemenazdacorba
v. 3 ⎘
v. 2 ⎘
v. 1 ⎘
Gerekler

Ógerekler vardõr, ama gerek yokturÓ
Óhakikat binbir cepheli, binbir gšrŸnŸşlŸÓ
Albert Camus
Cemil Meri
Sisifos Sšyleni - Albert Camus
Bu †lke - Cemil Meri
İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi - Ernst von Aster
ZŸmrŸtname - A. M. Celal Şengšr
A History of Western Philosophy - Bertrand Russell
Aylaklõğa …vgŸ - Bertrand Russell
Bertrand RussellÕdan Semeler - haz. Mete Tuncay
İliği Olmayan DŸğme - Ahmet Oktay
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
Yorum ve Aşõrõ Yorum - U. E, R. R, J. C, C. Brooke-Rose
Hayat Kõsa Kuşlar Uuyor - A. Haşim (Belgesel TRT)
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander Nehamas
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb
İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
Sanat PsikolojisiÕne Giriş - Sõtkõ M. Erin
Denemeler - Michel de Montaigne
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - S. Eyuboğlu
The Tao of Physics - Fritjof Capra
Sšzden Sšze Ararken - Nurullah Ata
DšrtlŸkler - …mer Hayyam
The Lessons of History - Will Durant, Ariel Durant
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant
Kitaplar \ 1 Ağu 2023
104
2
v. 4
Gerekler

Size gerekleri mi gšstermeye alõşõyorum?
*
Elbette hayõr, mŸmkŸn değil!
Setiğim konu ve šrneklere bakõnca; sadece, bilimsel eğitim gemişinin getirdiği eleştirel bakõşõ, ayrõca
benzerlikleri/ilişkileri/geişleri/elişkileri fark edebilmeyi šne õkarabilecek ieriklerin olduğu sšylenebilir.
Albert CamusÕun kitabõndan gerekler hakkõndaki kõsmõ okuyabiliriz. Belki onun dedikleri de gerek veya
doğru değil ya da gereklerden biri. Ve ardõndan CamusÕun kitabõndaki Sizifos (Sisifos)Õun adõnõn da
getiği Cemil MeriÕin binbir gšrŸnŸşlŸ hakikati, yani yine gerekler hakkõndaki gšrŸşlerini yazdõğõ
sayfayõ da okuyabiliriz. Belki onun dedikleri de gerek veya doğru değil ya da gereklerden biri. Fakat
kendiniz cevaplarõ bulmaya alõşõrken hoş yol arkadaşlarõ, yoldaşlar olabilirler. Herkesin yapabileceği de,
sadece, bu yazarlar ve eserleri ile karşõlaşma olanağõ sunmak olabilir.
* Bu kõsmõ ilk olarak 2021Õde, menemenazdacorba hesabõ hakkõndaki dosyanõn bir parasõ olarak hazõrlamõştõm. Yapmaya alõşõlanlarõn vurgusuna ok
gŸzel işaret ettiğinden ve eklemeler de olacağõndan bir ierik olarak değil, ayrõ bir bšlŸm olarak hazõrlamaya devam edeceğim. \ 1 Ağu 2023
104
3
v. 4
Gerekler
gerek, gerekler É hakikat, hakikatler É doğru, doğrular É
Gelecekte ԂelişkiÕ başlõklõ ierik hazõrlandõğõnda bununla ilgili alõntõlarõ gšrebilirsiniz.
Bu bšlŸme adõnõ da veren, Albert CamusÕun Sisifos Sšyleni, Cemil MeriÕin de Bu †lke adlõ eserinden,
ilgili alõntõlarõ okuyabilirsiniz.
Sonrasõnda vurgular bazen farklõ olsa bile yine de konuya hi uzak olmayan, farklõ bakõş aõlarõnõ gšsteren,
hatta kimi zaman birbirleriyle de elişen (zaten olmasõ da gereken) diğer kitaplardan alõntõlarõ da gelecek
sayfalarda bulabilirsiniz. ‚elişkiler yanlõş cevaplarõ elemek iin ipularõ verirken yaratõcõ etki de
oluşturabilirler.
Her daim, kendi gereğinizdeki bazõ bakõş aõlarõnõ eleyebilirsiniz, kendi gereğinize yeni
gŸzel şeyler ekleyebilirsiniz, diğer insanlarõn gereklerini de anlayabilirsiniz,
yeni yollar keşfedebilirsiniz, É\ 1 Ağu 2023
104
4
v. 4
Gerekler

Alõntõlarla neler var \ 1 Ağu 2023
104
5
v. 4
Gerekler
başlangõta manzara olarak kabul ettiğimiz şeyin, aslõnda terk edilmiş bir binanõn etrafõnõ kuşatan gerekŸstŸ bir fresk olduğunu gšrŸrŸz
salt gereklik (É) yaşamõn en bŸyŸk dŸşmanõdõr, her tŸrlŸ
organizmayõ paralayan zehirdir (É) ilacõ eylemden
sanatõn becerisi, gereği, diğer tŸm alanlara oranla ok daha
arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde vermesidir
akla uygun hibir şey yoktur ki tam tersi de akla uygun olmasõn
descriptions of the same reality, each of them being only partly
correct and having a limited range of application
o doğrular beni bõrakõp kamõş olabilirler. niin koşayõm arkalarõndan?
onlarõn yerine başka doğrular geldi
zamanõn, evrenin ve ruhun ihtiyalarõna gšre savaşõ
g‰h hayal g‰h gerek kazanõyor
insan Òhayõr diyebilen", "yaşam karşõsõnda askete davranabilen", õplak gereklik karşõsõnda ebedi protestandõr
gafiller! doğru yol ne odur, ne bu!
topyekŸn perspektif ise bir optik yanõlmadõr (É) sõnõrlar dahilinde, realiteye sabõrla katlanabilmek,
ve biribirimizin vehimlerine saygõ beslemek iin tarihten yeterince šğreneceklerimiz vardõr
dŸşŸnmek, insan Ÿzerinde dŸşŸnmek, mutlaka yasak
bšlgelerden birkaõna dalõp õkmakla olur
bŸyŸk konular Ÿzerinde kõsõr oyunlar bunlar. yaklaştõrma
olduklarõ šlŸde geerlidirler ancak
akla uygunluk, evrensel ve kişilik dõşõ bir gerek šlŸsŸne başvurma
(É) insanoğlunun iyiliği bakõmõndan ok bŸyŸk šnem taşõr
gerekliğin elişkin birliği
ne gereği arar ne de dŸnyanõn anlamõnõ dŸşŸnŸr
insan, kendi kendini sorun yapmaktan vazgemeyen varlõktõr
gerekilik bir yazarõn yŸreğini incitebilir
ustam, gerek dediğin nedir ki?
kendisinde buldu bulan
tŸm bilgim burada duruyor
kendimizde taşõdõğõmõz şey
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Sisifos Sšyleni
Albert Camus
Camus, A., 2012 (ilk basõm 1942), Sisifos Sšyleni, Can Sanat Yayõnlarõ, ev. Tahsin YŸcel\ 1 Ağu 2023
104
6
v. 4
Gerekler

Sisifos Sšyleni - Albert Camus
ÓKendisinde buldu bulan (É) İnan nedir şimdi bildimÒ dizelerini hatõrlatõr. Muhyiddin AbdalÕa ait eserin, Fazõl SayÕa ait bestesini
buradan dinleyebilirsiniz.
Ò…yle ya, kim ve ne hakkõnda ÔBunu biliyorum!Õ diyebilirim ki? ݍimdeki bu yŸreği duyabiliyorum, var olduğu
yargõsõna varõyorum. Bu dŸnyaya dokunabiliyorum, onun da var olduğu yargõsõna varõyorum. TŸm bilgim
burada duruyor, gerisi kurmaca. ‚ŸnkŸ varlõğõndan kuşku duymadõğõm bu ÔbenÕi kavramaya alõştõm mõ, onu
tanõmlamaya, šzetlemeye alõştõm mõ parmaklarõm arasõndan akõp giden bir su oluveriyor. BŸrŸnebildiği tŸm
yŸzleri bir bir izebilirim, ona verilmiş olan her şeyi, bu eğitimi, bu kškeni, bu ateşliliği ya da bu susmalarõ, bu
bŸyŸklŸğŸ ya da dŸşŸklŸğŸ de bir bir izebilirim. Ama yŸzlerin toplamõ yapõlmaz. Benim olan bu yŸrek bile
hep tanõmlanmaz kalacak benim iin. Varoluşum konusunda vardõğõm bu kesinlikle, bu gŸven vermeye
alõştõğõm šz arasõndaki ukur hibir zaman dolmayacak. Kendi kendime yabancõ kalacağõm hep. Mantõkta
olduğu gibi tinbilimde de gerekler vardõr, ama gerek yoktur. Sokrates'in Ôkendini tanõÕ sšzŸnŸn değeri,
gŸnah õkarma yerlerimizin Ôerdemli olÕ sšzŸnŸn değerini aşmaz. Bir šzlemle birlikte, bir bilgisizlik de
belirtirler. BŸyŸk konular Ÿzerinde kõsõr oyunlar bunlar. Yaklaştõrma olduklarõ šlŸde geerlidirler ancak.Ó
ss. 36-37 \ 1 Ağu 2023
104
7
v. 4
Gerekler
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Bu †lke
Cemil Meri
Meri, C., 2020 (ilk basõm 1974,1985), Bu †lke, 61. Baskõ, İletişim Yayõnlarõ\ 1 Ağu 2023
104
8
v. 4
Gerekler

Bu †lke - Cemil Meri
Ò ÓDŸşŸnce dŸnyasõnda hibir fetih niha” değildir. Hepimiz birer Sizifos'uz. Hele diyaloğun olmadõğõ bir
ŸlkedeÉ TŸrk aydõnõnõn kaderi, mahpesinde şarkõlar sšylemek. Bu lanetler berzahõndan nasõl ve ne zaman
kurtulacağõz? TefekkŸr bir arayõştõr, itima” bir arayõş." (Jurnal, 18.6.1974)
"MŸnakaşada zafer, mağlup olanõndõr, yenilmek zenginleşmektir. ...MŸnakaşa hakikati birlikte aramaktõrÉ
Hakikat binbir cepheli, binbir gšrŸnŸşlŸ. Karşõnõzdaki, gšremediğinizi gšsterecek size. Sizden farklõ
dŸşŸndŸğŸ šlŸde yaratõcõ ve šğreticidirÉ Ó
s. 55
Sisyphe yahut Sisyphos (veya Sisifos)
Kitabõn ÔkanavieÕ adlõ sšzlŸk kõsmõndan
ÒSisyphe yahut Sisyphos: Korent'in efsanev” kralõ. Cezasõ malum, ama suu pek belli değil. Kimine gšre muhterem bir
zatõn nişanlõsõnõ baştan õkarmõş... Kimine gšre zincire vurmuş šlŸmŸ. Cehennemde iri bir kayayõ dik bir dağõn tepesine
õkarmak zorundadõr. Kaya tepeye varõr varmaz aşağõya yuvarlanõr. Sisyphos adõ, gŸ ve sonuca varmayan bir işi boyuna
tekrarlayan kimseler iin kullanõlõr.Ó
s. 332 \ 1 Ağu 2023
104
9
v. 4
Gerekler
Bu †lke - Cemil Meri
ÒCemiyetle beraber hakikatler de gelişir. Tek tehlike bunu kavramamak, kõzõl şal gšrmŸş İspanyol boğasõ gibi,
her dŸşŸnceye ve her dŸşŸnene saldõrmak: bu canõm memleket bu yŸzden bir cŸzzamlõlar Ÿlkesidir." (Jurnal,
19.11.1964)
"DŸşŸnce şŸpheyle başlar. DŸşŸnce, tezatlarõyla bŸtŸndŸr. Zõt fikirlere kulaklarõmõzõ tõkamak, kendimizi hataya
mahkžm etmek değil midir?" (Jurnal, 24.7.1964)
Ò... Ben, herhangi bir tarikatõn sšzcŸsŸ değilim. Yani, il‰n edilecek hazõr bir formŸlŸm yok. Derslerimde de,
konuşmalarõmda da tekrarladõğõm ve darağacõna kadar tekrarlayacağõm tek hakikat: her dŸşŸnceye
saygõ." (Jurnal, 19.11.1964)
"DŸşŸnmek, insan Ÿzerinde dŸşŸnmek, mutlaka yasak bšlgelerden birkaõna dalõp õkmakla olur. Zaten
demokrasi ve liberalizm yasak bšlgeleri kaldõrmak m‰n‰sõna gelir." (Jurnal, 29.4.1964) Ó
s. 55\ 1 Ağu 2023
104
10
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi
Ernst von Aster
von Aster, E., 2002 (ilk basõm 2002), İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi, 3. Baskõ,
İm Yayõnevi (GŸnŸmŸz diline uyarlayan: Vural Okur) \ 1 Ağu 2023
104
11
v. 4
Gerekler
İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi - Ernst von Aster
ÒFelsefe konularõndaki sorunlar hi de sonu gelen, kanõtlanmõş sorunlar değildir. Bunlar doğru šzŸmŸ
bulunmayan, bizi daima birok mŸmkŸn šzŸmlerle karşõ karşõya bõrakan sorunlardõr.
İnsan nedir? Bu, felsefenin daima Ÿzerinde yeniden durduğu bir sorundur. Kuşkusuz bu soruya bir yanõt
verebiliriz; İnsan, kendi kendini sorun yapmaktan vazgemeyen varlõktõr.Ó
s. 38
ÒSayabilmek iin de šnceden (2)'nin ve (10)'un ne olduğunu bilmem gerekir. Şayet bende šnceden sayõlar ile
ilgili bir imaj bulunmasaydõ, saymama imk‰n olmazdõ. Sonu olarak her tŸrden bilme, bende bilin dõşõnda
bile olsa, birtakõm bilgilerin var olmasõnõ şart koşuyor. GŸzelin ve irkinin, iyinin ve kštŸnŸn ne olduklarõnõ
bilmeseydim, bir değer yargõsõnda bulunamazdõm. Eşitliği, benzerliği, farklõlõğõ bilmeseydim, karşõlaştõrma
yapamazdõm. (2)'nin, (10)Õun ne olduğunu bilmeseydim, sayamazdõm. Bšylece her tŸrden bilgi iin, belirli
kavramlarõn ieriği konusunda šnceden bilindõşõ da olsa bir bilgiye sahip olmamõz gerekir. ‚ŸnkŸ bilgide,
algõladõğõmõza başka bir şey ekleniyor; bu eklenen bizim "kendimizde taşõdõğõmõz" şeydir.
Eflatun, doğuştan getirdiğimiz bilgiyi, "doğuştan bilgiyiÓ bilgi problemine temel yapan ilk dŸşŸnŸrdŸr.
Efl‰tun'a gšre doğuştan bilgi vardõr. şayet bu tŸr bilgilerimiz olmasaydõ, bilgi de olmazdõ. Eflatun'dan bugŸne
bu doğuştan bilgi konusu felsefe tarihinde sŸrekli tartõşõlmõştõr. Bu konuda farklõ iki eğilim daha vardõr: Bilgiyi
yalnõzca algõlardan ibaret sayanlar, algõlanana ya da deneye bir de doğuştan olan şeyleri ekleyenler.Ó
ss. 219-220\ 1 Ağu 2023
104
12
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
ZŸmrŸtname
M. Celal Şengšr
Şengšr, A.M.C., 1999 (ilk basõm 1999), ZŸmrŸtname, 1. Baskõ, Yapõ Kredi Yayõnlarõ \ 1 Ağu 2023
104
13
v. 4
Gerekler
ZŸmrŸtname - A. M. Celal Şengšr


ÒBŸtŸn bunlardan benim yõllardõr varlõğõndan şŸphelendiğim bambaşka bir Brecht manzarasõ õkmaktadõr:
tamamen šznel, ie dšnŸk nedenlerle oluşturulmuş eleştiriye kapalõ inanlarõn gŸdŸmŸnde, bir zamanlar
Hegel'in dediği gibi kendi yarattõğõnõn "kendisini nesnel olarak yaratan bir niha” amacõ" olduğu konusunda
tereddŸtŸ olmayan, "ama aracõ belirler" eğiliminde bir politik dŸşŸnŸr ve kişisel reklamõna dŸşkŸn bir yazar.
Bu šzelliklere sahip bir insan, ne olursa olsun, ne bilimin, ne de onu temel alan bilim ağõnõn yazarõ, şairi veya
tiyatrocusu olabilir. Gereği aramak yerine ona sahip olduğu imanõnda olan kişiler, doğal olarak "gereğin"
her tutum ve davranõşõ haklõ õkaracağõ kanõsõnda olurlar. Halbuki evrensel gereğin veya gereklerin
keşfedilmiş olduğu iddiasõ gayri bilimseldir. Bilimsel dŸşŸnen insanlar, jeolog Charles Lyell veya fiziki
Richard Feynman gibi edebiyat yaptõklarõ zaman da, biyolog Jacques Monod veya matematiki Henri
PoincarŽ gibi felsefe yaptõklarõ zaman da, ne nesnellikten ne de dŸrŸstlŸkten ayrõlabilmişlerdir. Bilimsel
dŸşŸnce, yalnõz bilim iin değil, tŸm yaşam ve uygarlõk iin asla vazgeilmemesi gereken bir temeldir. Ama
Brecht'in 1923'te dediği gibi "şairler hep insanõn kafasõnda canlandõrdõğõndan başkadõrlar."Ó
s. 55
\ 1 Ağu 2023
104
14
v. 4
Gerekler
⋮ Charles Lyell 100 puan alan Darwin adlõ ierikte geen ÔDarwinÕin kafasõnda ok parlak bir ampul yakanÕ kitabõn yazarõ idi.
⋮ FeynmanÕõn šnsšzŸ başlõklõ ieriğe de bakabilirsiniz.

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
A History of Western Philosophy
Bertrand Russell Russell, B., 1996 (ilk basõm 1946), A History of Western Philosophy, Routledge Russell, B., 2016 (ilk basõm 1935), Aylaklõğa …vgŸ, 4. Baskõ, Cem Yayõnevi, ‚ev. Mete Ergin Russell, B., 1982 (ilk basõm É), Bertrand RussellÕdan Semeler, Varlõk Yayõnlarõ, Haz. Mete Tuncay
Aylaklõğa …vgŸ
Bertrand Russell
Bertrand RussellÕdan Semeler
haz. Mete Tuncay \ 1 Ağu 2023
104
15
v. 4
Gerekler
Alõntõlarla ilgili notlar
~ ProtagorasÕa gšre tarafsõz, kişiye gšre değişmeyen bir doğru/gerek yoktur denilebilir; kuşkucu
olup duyularõn yanõltõcõ olabileceğini de gšz šnŸnde bulundurunca.
A History of Western Philosophy
~ başka, başka gerekler → savaş ve rekabet ile kendi gereğine inandõrmak
~ akõl, akla uygunluk, evrensellik → insanoğlunun iyiliği
~ mantõksõzlõk → kişisel tutkular → ekişme
Aylaklõğa …vgŸ
~ Bazen sõnõrlar; inandõklarõmõz hatta inanmadõklarõmõz bile, o kadar net izgilerle izilemeyebiliyor.
Bertrand RussellÕdan SemelerThis is interpreted as meaning that each man is the measure of all things, and that, when men differ, there is no objective truth in virtue of
which one is right and the other wrong. The doctrine is essentially sceptical, and is presumably based on the 'deceitfulness' of the senses. \ 1 Ağu 2023
104
16
v. 4
Gerekler

A History of Western Philosophy - Bertrand Russell
ÒProtagoras was born about 500 B.C. at Abdera, the city from which Democritus came. He twice visited
Athens, his second visit being not later than 432 B.C. He made a code of laws for the city of Thurii in 444-3
B.C. There is a tradition that he was prosecuted for impiety, but this seems to be untrue, in spite of the fact
that he wrote a book On the Gods, which began: 'With regard to the gods, I cannot feel sure either that they
are or that they are not, nor what they are like in figure; for there are many things that hinder sure knowledge,
the obscurity of the subject and the shortness of human life.'
His second visit to Athens is described somewhat satirically in Plato's Protagoras, and his doctrines are
discussed seriously in the Theaetetus. He is chiefly noted for his doctrine that 'Man is the measure of all
things, of things that are that they are, and of things that are not that they are not.' This is interpreted as
meaning that each man is the measure of all things, and that, when men differ, there is no objective truth in
virtue of which one is right and the other wrong. The doctrine is essentially sceptical, and is presumably
based on the 'deceitfulness' of the senses.Ó
ss. 93-94


\ 1 Ağu 2023
104
17
v. 4
Gerekler
Aylaklõğa …vgŸ - Bertrand Russell
Ò1848'den beri gittike ilerlemekte olan milliyetilik hummasõ, mantõksõzlõk akidesinin bir biimidir. Tek ve
evrensel gerek fikri terk edilmiş bulunuyor: Şimdi İngiliz gereği var, Fransõz gereği var, Alman gereği,
Karadağlõ gereği, Monako Prensliği gereği var. Aynõ şekilde, işiler iin başka gerek, kapitalistler iin başka
gerek var. Bu başka başka gerekler arasõnda karar vermenin -eğer inandõrma yolundan umut iyice kesilirse-
biricik yolu olarak savaş ve propagandacõlõk õlgõnlõğõ alanõnda rekabet kalõyor. DŸnyamõza hastalõk bulaştõran,
uluslararasõ ve sõnõflararasõ derin dŸşmanlõklar halledilmedike, insanlõğõn akõllõca bir dŸşŸnŸş alõşkanlõğõna
yeniden kavuşmasõ kolay kolay beklenemez. Yalnõz, burada bir gŸlŸk vardõr, o da, mantõksõzlõk egemen
olduğu sŸrece, dertlerimize ancak bir şans eseri are bulunabileceği gereğidir; zira akõl, kişilik dõşõ oluşu
dolayõsõyla evrensel işbirliğini mŸmkŸn kõldõğõ halde, mantõksõzlõk, kişisel tutkularõ temsil ettiği iin ekişmeleri
kaõnõlmaz kõlar. İşte bundan štŸrŸdŸr ki, akla uygunluk, evrensel ve kişilik dõşõ bir gerek šlŸsŸne başvurma
anlamõnda, sadece egemen olduğu ağlarda değil, aynõ zamanda ve hatta daha fazla, paylaşamadõğõ gšrŸşŸ
šldŸrebilmek erkekliğinden yoksun adamlarõn boş rŸyasõ diye hor gšrŸldŸğŸ, reddedildiği talihsiz
dšnemlerde de, insanoğlunun iyiliği bakõmõndan ok bŸyŸk šnem taşõr.Ó
s. 86
\ 1 Ağu 2023
104
18
v. 4
Gerekler

bertrand russellÕdan semeler - haz. Mete Tuncay
ÒBabaannem, Anlaşmacõlarõn
1 ahlak katõlõğõnõ taşõyan bir Puritandõ. Evde rahatlõğõ kŸŸmser, yemeğe
dŸşkŸnlŸk gšstermez, şaraptan nefret eder ve tŸtŸn imeyi gŸnah sayardõ. Dedemin 1866 yõlõnda emekli
olmasõna kadar bŸtŸn yaşamõnõ bŸyŸkler dŸnyasõnda geirdiği halde, tamamõyla bu dŸnyadan uzak bir
kadõndõ. Paraya karşõ, ancak ona her zaman yeterince sahip olmuş kimselerin gšsterebilecekleri bir ilgisizlik
duyardõ. ‚ocuklarõnõn ve torunlarõnõn faydalõ ve erdemli yaşamlar sŸrmelerini isterdi, fakat onlarõn başkalarõnca
başarõ sayõlacak şeylere ulaşmalarõ yahut ÇiyiÈ evlenmeler yapmalarõ yolunda herhangi bir arzusu yoktur. Tam
Protestanca bir tutumla, šzel yargõya ve vicdanõn ŸstŸnlŸğŸne inanõrdõ. Onikinci doğum gŸnŸmde bana (h‰l‰
sakladõğõm) bir Kutsal Kitap verdi; başõndaki boş sayfaya kitaptan en ok beğendiği sšzleri yazmõştõ. Bu
sšzlerden biri ÇBir kštŸlŸk işlemek iin bir kalabalõğõn ardõna dŸşmeyeceksinÈ idi, bir başkasõ da ÇGŸlŸ ve
cesaretli ol, korkma ve umutsuzluğa kapõlma; ŸnkŸ Rabbin Tanrõ nereye gitsen seninle birliktedir.È
Bu sšzler yaşamõmõ derinliğine etkilemiş, Tanrõ'ya inanmayõ bõraktõktan sonra da bana hala anlamlõ
gšrŸnmeye devam etmiştir.Ó
s. 17

Ò(1) Covenanters: 1638 tarihli İsko Ulusal Anlaşmasõnõ tutanlar.Ó
s. 17 \ 1 Ağu 2023
104
19
v. 4
Gerekler
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
İliği Olmayan DŸğme
Ahmet Oktay
Oktay, A., 2005 (ilk basõm 2005), İliği Olmayan DŸğme , 1. Baskõ, Everest Yayõnlarõ \ 1 Ağu 2023
104
20
v. 4
Gerekler

Alõntõlarla ilgili notlar
Ôgerekliğin elişkin birliği'
olaylara bakõş, bireysel psikolojileri betimleyiş, toplumsal/siyasal olaylarõ yorumlayõş
şabloncu, yargõlayõcõ ve sulayõcõ tutumdan uzak; yansõz ve eleştirel
bu eleştirel bakõş da Ôeklemlenme dŸzeyindeÕ
Tek tek olay veya kişi Ÿzerinden değil de, olay ve kişilerin ilişkileri, yani
Ôtemas edilen noktalar(konular) Ÿzerinden eleştiriÕ anlamõ kastediliyor gibi.
Ahmet OktayÕõn, Atilla …zkõrõmlõÕya ait gšrŸşlerden de faydalanarak yazar Sevgi SoysalÕõn Şafak adlõ
eseri hakkõnda yazdõklarõndan;
ÔBurjuva Duyarlõğõndan Siyasal SorumluluğaÕ başlõklõ bšlŸmden \ 1 Ağu 2023
104
21
v. 4
Gerekler
İliği Olmayan DŸğme - Ahmet Oktay
ÒÒSevgi Soysal'õn šykŸlerinde ve romanlarõnda biyografik šgelerin ağõrlõklõ bir yeri vardõr. Kişisel yaşam, kişisel anõlar,
kişisel deneyimler anlatõ katmanlarõnda kimi zaman aõk, kimi zaman šrtŸk biimde yer alõr.
Atilla …zkõrõmlõ, bu noktada şunlarõ yazmaktadõr:
"Tante Rosa, şaşõrtõcõlõk peşinde koşan bir yazar hayalgŸcŸnŸn ŸrŸnŸ değildir. Soysal'õn annesinin Alman olduğunu,
levanten bir evrede bŸyŸdŸğŸnŸ biliyoruz. YŸrŸmek'in El‰'sõ iki kez evlenir. İkinci evlilikte de aranan bulunmamõştõr.
Romanõn yayõmlandõğõ yõl, Sevgi'nin kendi hayatõndaki kopuklula eşzamanlõdõr. Şafak, 12 Mart sonrasõnõn, Adana
sŸrgŸnlŸğŸnŸn ŸrŸnŸdŸr. Barõş Adlõ ‚ocuk'taki kimi šykŸler belirgin biimde biyografik ayrõntõlarla yŸklŸdŸr."
Ama bu noktada ok šnemli bir vurgulama yapar …zkõrõmlõ. Şunlarõ yazar:
"Şunu sšylemek istiyorum: Sevgi Soysal'õn hayat izgisiyle yazarlõk izgisi birbirine paralel olarak yŸrŸr. Biri štekinden
ayrõlamaz ya da soyutlanamaz. Hayatõ ne oranda, ne yšnde, nasõl değişmişse sanatõ da aynõ izgide gelişimini
sŸrdŸrmŸştŸr. Bu yargõ, Sevgi Soysal'õn otobiyografiye kapandõğõnõ gšstermez, tersine otobiyografik šgelerin šykŸ ya
da roman gereğine dšnŸştŸrŸlebilmesi gibi bir ustalõğõ gšsterir."
1975 yõlõnda Sevgi Soysal'õn otobiyografik šgeleri, tam da …zkõrõmlõÕnõn vurguladõğõ biimde bir romana dšnŸştŸrmeyi
başardõğõ yapõtõ yayõmlanõr: Şafak.
Şafak'ta SevgiÕnin olaylara bakõşõnda, bireysel psikolojileri betimleyişinde, toplumsal/siyasal olaylarõ yorumlayõşõnda
ok gelişkin bir yansõzlõk ve eleştirellik duygusu gšrŸlmektedir. Her tŸrlŸ şabloncu, yargõlayõcõ ve sulayõcõ tutumdan
uzak durmaktadõr. Eleştiri, anlatõ ve anlatõm dŸzeyinde değil olaylarõn, olgularõn, kişilerin sšz, dŸşŸnce ve eylemlerinin
eklemleniş dŸzeyinde belirmektedir. Romana ideolojik gŸcŸnŸ veren de, artistik/estetik dŸzeyde sağlanan ve
gerekliğin elişkin birliğini yansõtabilen bu başarõdõr.Ó
ss. 38-39
\ 1 Ağu 2023
104
22
v. 4
Gerekler

Alõntõlarla ilgili notlar
gemiş şimdi gelecek
ÔGemiş BilinciÕ başlõklõ bšlŸmden

gerekliğin anlaşõlmasõnõ zorlaştõrõr.
sadece gemişe odaklanmak, sadece gemişe değer vermek ..
sadece şimdiye odaklanmak, sadece şimdiye değer vermek ..
sadece geleceğe odaklanmak, sadece geleceğe değer vermek ..
~ gemişi, şimdiyi ve geleceği birlikte dŸşŸnmek
~ Doğrudan birbirlerine etkilerinin yanõsõra gemiş daima yeniden (yaşanan şimdiye gšre) yorumlanabilir. \ 1 Ağu 2023
104
23
v. 4
Gerekler
İliği Olmayan DŸğme - Ahmet Oktay
Ò GE‚MİŞ BİLİNCİ
Hepimiz yaşadõğõmõz zamanõn değer yargõlarõ, zevkleri ve beklenti ufku ile evriliyiz, kendi zamanõmõzõn šlŸtleri ile
sõnõrlõyõz. Doğal bu. Dolayõsõyla, reel zaman dediğimiz yaşanan gŸne nasõl gelindiğini pek dŸşŸnmŸyor, durduğumuz
noktada kolaylõkla eleştirdiğimiz kimi olgularõ ve olaylarõ tarih”liği iinde gšremiyoruz.
TŸrkiye, alabildiğine hõzlõ bir dšnŸşŸm sŸreci iinde bulunuyor. ‚elişkilerle dolu bir dšnŸşŸm sŸreci ama. Bir yanda
bilgisayar ağõnõ yakalamaya uğraşõyor, šte yanda, šrneğin tarõm alanõnda h‰l‰ ilkel teknolojiler kullanõyoruz.
Muhafazak‰rlõkla modernlik bir arada yaşanõyor.
Bir yerde, bu durumun yararlõ olduğu dŸşŸnŸlebilir elbet. ‚oksesli bir toplum, šzellikle dŸşŸnsel ve kŸltŸrel yaşam
iin yaratõcõlõğõn ve Ÿreticiliğin kalkõş noktasõdõr ŸnkŸ. Eskiler, tam da yŸzden, gereğin ancak karşõt dŸşŸncelerin
atõşmasõndan doğacağõnõ sšylemişlerdir.
Ancak, hõzlõ dšnŸşŸm zamanlarõnda insanlarõn sadece gŸnŸn değerlerine bağlanarak yaşamalarõ, belli bir bellek
yitimine de yol aabiliyor. GŸnŸn geerli sayõlan šlŸtlerinin yŸceltilmesi, sadece onlarõn šnemsenmesi, gemişle
aramõzõ atõğõ gibi etik alanda bir erozyon da yaratabiliyor.
Oysa sadece gemişin aşkõnlaştõrõlmasõ gibi sadece şimdinin ve geleceğin aşkõnlaştõrõlmasõ da gerekliğin
anlaşõlmasõnõ zorlaştõrõyor.
Kimliğimizi bulabilmemiz, kişiliğimizi edinebilmemiz iin daha tŸmlŸklŸ bir zaman anlayõşõna gereksinimimiz var.
Gemişi, şimdiyi ve geleceği birlikte dŸşŸnebildiğimiz šlŸde kŸltŸrel yaşamõmõz daha canlanacaktõr.
Gemiş, tam da bu šzelliğinden dolayõ daima yeniden yorumlanan, yorumlanabilen bir gerekliktir. Dahasõ, her yeni
yorum, ister istemez, bir gelecek šngšrŸlerek yapõlõr. Setiğimiz ya da seeceğimiz bir yaşamõn šlŸleri iinde yaparõz
yorumu. Ve asõl šnemlisi, her yorum kişisel/bireysel olanõn sõnõrlarõnõ aşar, başkalarõna eklenir. Başka insanlarõn
dŸşŸnceleriyle, duygularõyla iletişim iinde gelişir yorum.Ó
ss. 94-95
\ 1 Ağu 2023
104
24
v. 4
Gerekler
⋮ Buradaki alõntõ şimdiki zaman
v.1 başlõklõ ierikte de verilmiştir.

Akla gelenler
ÒGemiş, tam da bu šzelliğinden dolayõ daima yeniden yorumlanan, yorumlanabilen bir gerekliktir.Ó
s. 95
Alõntõdan:
ilham alarak:
GŸzellik/‚irkinlik, daima yeniden yorumlanan, yorumlanabilen bir gerekliktir.
Adalet/Adaletsizlik daima yeniden yorumlanan, yorumlanabilen bir gerekliktir.
Eşitlik/Eşitsizlik daima yeniden yorumlanan, yorumlanabilen bir gerekliktir.
.
.
.
GŸzellik/‚irkinlik hazõrlanacak olan sõradaki ieriğin başlõğõdõr. \ 1 Ağu 2023
104
25
v. 4
Gerekler
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Incognito - Beynin Gizli Hayatõ
David Eagleman
Eagleman, D., 2018 (ilk basõm 2011), Incognito, 26. Baskõ, Bkz Yayõncõlõk, ‚ev. Zeynep Arõk Tozar \ 1 Ağu 2023
104
26
v. 4
Gerekler

Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
Burada verilen Ô
3 Visions after early blindness-MacLeod ve
FineÕ adlõ eserle birlikte tŸrke basõmõ olan Oliver SacksÕõn
ÒMarsÕta Bir AntropologÓ adlõ kitabõndan da konu ilgili
gerek hikayeler okuyabilirsiniz.
Aklõmõza eski tŸrk filmleri gelir, bize her şey kolay zaten :)
⋮ Bu kõsõm sõnõr
v. 1(ilk) başlõklõ ierikte de verilmiştir.
ÒG…ZLERİ A‚MAK
ÒGšrmeÓ eylemi bize šylesine doğal gelir ki, sŸrecin altõnda yatan muazzam karmaşõklõktaki dŸzeneği takdir
etmek gŸtŸr. Beynin yaklaşõk Ÿte birinin gšrmeye adanmõş olmasõ bu nedenle şaşõrtõcõ gelecektir size.Ó
ss. 22-23

ÒAma beyniniz, gšzŸnŸze arpan bu gšrŸntŸleri belirsizlikten arõndõrmak iin koşullar ve bağlamõ hesaba
katarak, varsayõmlarda bulunarak ve birazdan gšreceğimiz hilelere başvurarak epeyce bir sõkõntõya girer.
Ancak tŸm bunlar; yõllar sŸrmŸş kšrlŸğŸn ardõndan ameliyatla gšrme yetisini yeniden kazanmõş hastalarda
izleneceği Ÿzere, šyle pek de zahmetsiz gerekleşen şeyler değildir. Bu hastalar dŸnyayõ birdenbire gšrmek
yerine, gšrmeyi yeniden šğrenmek zorundadõr.
3 Ó
s. 23

Ò…mrŸ boyunca gšrebilmiş olanlarõmõz iin, gšrme olgusunun aslõnda bir inşa işi olduğu gereğini anlamanõn
en iyi yolu, gšrme sistemlerimizin sõklõkla hataya dŸştŸğŸnŸ hatõrlamak olacaktõr. Gšrsel yanõlsamalar
(illŸzyonlar), bu sistemin evriminin, ulaştõğõ noktada yapmamõza izin verdiği işlerin tam sõnõrõnda gerekleşir ve
bu šzellikleriyle de beyin iine bakmaya olanak sağlayan sağlam birer pencere gšrevi gšrŸrler.
4
ÒYanõlsamaÓ sšzcŸğŸne keskin ve tam bir tanõm getirmek kolay değildir; zira bir başka aõdan bakõldõğõnda,
gšrme olgusu da aslõnda başlõ başõna bir yanõlsama sayõlabilir.Ó
s. 23

⋮ \ 1 Ağu 2023
104
27
v. 4
Gerekler
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
Ò‚evresel gšrŸşŸnŸz, tahmin edebileceğinizden ok daha kštŸdŸr aslõnda, ŸnkŸ normal koşullarda beyniniz
gšz kaslarõnõza, yŸksek šzŸnŸrlŸklŸ merkezi gšrŸşŸnŸzŸ doğrudan ilgilendiğiniz nesnelere yšneltmenizi
sağlayacak komutlarõ vermektedir. Ó
s. 24

ÒGšrme olgusunun biraz daha derinlerine indike, doğru anahtarlarõ doğru kilitlere yerleştirmeniz koşuluyla
beyninizin size son derece ikna edici algõlamalar sunduğu bariz hale gelir. Ó
s. 24

ÒBelki de dŸşŸlen en yaygõn yanõlgõ, gšrme sisteminin karşõnõzdaki dŸnyayõ, bir sinema kamerasõnõn
sadakatiyle temsil ettiğine inanmaktõr. Ó
s. 25

ÒDŸnyayõ, gšrdŸğŸnŸzŸ sandõğõnõz zengin ayrõntõlarla gšrmediğiniz ortada; bunun da štesinde gšzŸnŸze
arpan oğu şeyin de farkõnda değilsiniz.Ó
s. 26

ÒDiliniz, ağzõnõzõn iinde nasõl konumlanmõştõr? Bu soru size bir kez sorulduğunda cevabõnõ verebilirsiniz; ama
tahminen, soru sorulmadan šnce cevabõn farkõnda bile değildiniz. Genel olarak beynin oğu şeyi bilmesine
gerek yoktur; asõl bildiği şey, verileri toplayõp getirmektir. Hesaplamalarõnõ bilme gerekliliği temelinde yapar.
Dilinizin aldõğõ konumu her an bilinli şekilde izlemiyor olmanõz şaşõrtõcõ değildir; ŸnkŸ bu bilgi ancak nadiren
işinize yarar.Ó
s. 28

ÒBunun da štesinde, aslõnda yalnõzca ve yalnõzca bilmeye gereksinim duyduğumuz şeyleri gšrdŸğŸmŸz halde,
tam ve zengin bir resimle karşõ karşõya olduğumuz yanõlgõsõna da kapõlmõşõzdõr.Ó
s. 28
\ 1 Ağu 2023
104
28
v. 4
Gerekler

Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
ÒGšrme šylesine zahmetsiz bir iş gibidir ki, suyu anlamaya zorlanan balõklardan farkõmõz yoktur bizim de:
Balõklar başka hibir şey deneyimlemedikleri iin suyu gšrŸp kavramalarõ neredeyse olanaksõzdõr. Ama
sorgulayõcõ bir balõğõn šnŸnde yŸkselmekte olan bir kabarcõk šnemli bir ipucu sunabilir ona. Baloncuklar gibi
gšrsel yanõlsamalar da normalde gšzŸmŸze arpmayan, kanõksamõş olduğumuz şeylere dikkatimizi ekebilir;
bu yšnleriyle, beyinde sahne arkasõnda işleyen mekanizmalarõ anlamamõza yardõmcõ olan kritik birer
aratõrlar.Ó
ss. 30-31

Bu balõk šrneği, Nazõm HikmetÕin Akrep Gibisin Kardeşim adlõ şiirini hatõrlatõr.
3000 yõl Mõsõr
v. 2 adlõ ierikte şiirin tamamõ verilmişti.
É.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldõrõnca sopasõnõ
sŸrŸye katõlõverirsin hemen
ve ‰deta mağrur, koşarsõn salhaneye.
DŸnyanõn en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya ire olup
deryayõ bilmeyen balõktan da tuhaf.
É.
. . . \ 1 Ağu 2023
104
29
v. 4
Gerekler
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
ÒSayfada herhangi bir değişim olmadõğõna gšre, değişimin beyninizde gerekleşiyor olmasõ gerekir. Gšrme
edilgen değil, etkin bir olgudur. Gšrme sistemi, uyaranõ birden fazla biimde yorumlayabildiği iin olasõlõklar
arasõnda gidip gelir. Benzer tersinmeler yŸz-vazo yanõlsamasõnda da kendini gšsterir: Sayfada herhangi bir
değişiklik gerekleşmediği halde bazen yŸzleri, bazen vazoyu algõlarsõnõz, ikisini aynõ anda gšremezsiniz.Ó
s. 31 https://bilimfili.com/klasik-bir-illuzyon-ve-onu-mumkun-kilan-beyin-mekanizmasi
Kitapta da bir benzeri olan bu şekil, yŸz-vazo yanõlsamasõnõ hatõrlatmak iin eklenmiştir.
. . .\ 1 Ağu 2023
104
30
v. 4
Gerekler

Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
ÒEtkin gšrŸşŸn ilkeleri hakkõnda daha da arpõcõ šrnekler bulmak mŸmkŸn. Algõsal ÒdeğiştokuşÓ, sol
gšzŸnŸze bir gšrŸntŸ (šr. bir inek), sağ gšzŸnŸze başka bir gšrŸntŸ (šr. bir uak) sunulduğunda da
gerekleşir. İkisini aynõ anda gšrmediğiniz gibi, ikisinin birleşimini de gšrmezsiniz; šnce birini, sonra diğerini,
sonra yine bir šncekini gšrŸrsŸnŸz.
12 Gšrme sisteminiz bu arada birbiriyle elişen iki bilgi arasõnda savaş
vermektedir; siz ise gerekte olanlarõ değil, yalnõzca hangi algõnõn diğerini yendiğine bağlõ olarak anbean
değişen bir gšrŸntŸyle karşõ karşõyasõnõzdõr. Dõş dŸnya sabit kaldõğõ halde beyniniz size dinamik biimde farklõ
yorumlar sunmaktadõr.Ó
s. 31-32
ÒDõş dŸnyada olup bitenleri etkin biimde yorumlamanõn da štesinde, beyin bazen gšrev sõnõrlarõnõ aşarak
kendisi de uydurmaktan geri kalmaz. Retina šrneğini ele alalõm. Retina, gšzŸn arkasõnda bulunan ve
ÒfotoreseptšrÓ adõ verilen hŸcrelerden oluşan šzelleşmiş hŸcre tabakasõdõr. 1668Õde Fransõz dŸşŸnŸr ve
matematiki Edme Mariotte gšz Ÿzerinde alõşmalar yaparken olduka beklenmedik bir durumla karşõlaştõ:
Retinada fotoreseptšrlerden yoksun ve hatõrõ sayõlõr bŸyŸklŸkte bir yama vardõ.
13 Bu yamanõn MariotteÕu
şaşõrtmasõnõn nedeni, gšrme alanõnõn, sŸrekli ve kesintisiz olduğu izlenimini vermesidir; gšrŸşte,
fotoreseptšrlerin bulunmadõğõ bu bšlgeye karşõlõk gelen bir boşluk ortaya õkmaz.Ó
s. 32 \ 1 Ağu 2023
104
31
v. 4
Gerekler
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
ÒYoksa õkar mõ? Mariotte konunun derinlerine indike, gšrŸşŸmŸzde aslõnda gerekten de bir ÒdelikÓ
olduğunu fark etti: Her bir gšz iin artõk Òkšr noktaÓ olarak bilinen kŸŸk bir bšlge.
İyi ama nasõl oldu da kimse gšrŸşteki bu deliği daha šnce fark etmedi? Nasõl oldu da Michelangelo,
Shakespeare ve Galileo gibi bŸyŸk dehalar, gšrŸşle ilgili bu temel gereği hi fark etmeden yaşayõp šldŸler?
Bunun nedenlerinden biri, iki gšzŸmŸz olmasõ ve her ikisindeki kšr nokta konumlarõnõn birbiriyle
akõşmamasõdõr. Yani iki gšz aõkken sahne kesintisizdir. Ancak daha da šnemlisi, beyin aslõnda kšr noktadaki
eksik bilgiyi kendisi ÒtamamlarÓ. Sayfadaki siyah nokta kšr nokta Ÿzerine dŸştŸğŸnde, onun olmasõ gerektiği
yerde gšrdŸklerinize dikkat edin. Siyah nokta gšzden kaybolduğunda, onun yerinde beyaz ya da siyah bir
delik yoktur, ŸnkŸ beyniniz fondaki desenden šrŸlŸ bir yama icat etmiş; gšrsel uzamda o noktayla ilgili
herhangi bir bilgiye sahip olmadõğõndan, evredeki fonu alõp boşluğu onunla doldurmuştur.
ÒOradaÓ var olanlarõ algõlamazsõnõz sonuta. Beyniniz ne isterse onu algõlarsõnõz.Ó
ss. 32-33
\ 1 Ağu 2023
104
32
v. 4
Gerekler

Akla gelenler
v. 4
Gerekler
reklam
v. 1 başlõklõ ierikten Gšrme Biimleri adlõ kitabõn bilgilerine ulaşabilir, konu Ÿzerinde dŸşŸnme fõrsatõ verebilecek gŸzel
detaylar bulabilirsiniz.
ÒalfabeÓ kelimesinin nereden geldiğini sšyleyen kitabõ alfa/beta/gama
v. 2 adlõ ierikte bulabilirsiniz.⋮
⋮ \ 1 Ağu 2023
104
33


⋮Dil
v. 2
⋮tuhaf şeyler
v. 1
-Elimizde ne kadarlõk alfabe varsa (mecazi anlamda da), o kadarlõk ifade yeteneğimiz olur. Mesela sadece bir-iki
şiir biliyorsak sŸrekli onlarõ šrnek olarak veririz. Benzer şekilde, Ône kadarÕ gšrŸrsek, o kadarõnõ yorumlayabilir hatta
hep o erevede aõklama getiririz.
-‚oğu zaman bilimsel teorilerde bile; aõklamalarõmõz, adlandõrmalarõmõz, É yine hep insanlõğõn o ana kadar ki
gemişinde yapõlanlar ve olanlar erevesinde kalõr.
-Bu kitaptaki bazõ ifadeler kuantum mekaniğini akla getiriyor. Zenginleşen bir dil gibi; yeni deney yšntemlerini
keşfedene kadar atomaltõ dŸnyayõ, o kŸŸcŸk paracõklarõn pek de beklemediğimiz tuhaf davranõşlarõnõ asla
bilemezdik. Atomlar hakkõndaki gereğe biraz daha yaklaşamazdõk.
-Ya da birikim mi sõrama mõ başlõklõ ierikte ilgili alõntõlarõn olduğu EinsteinÕa ait teorilerde de olduğu gibi, ok ok
hõzlõ hareket eden veya ok bŸyŸk kŸtleli cisimlerin neden olduğu tuhaf gereklere biraz daha yaklaşamazdõk.
Yeni gšrme biimlerinin olabileceğini fark ettiğimizde, kabul ettiğimizde Einstein gibi meydan okuyan cevaplar da
bulabiliyoruz.
Kuantum mekaniği; yeni deney sonularõnõ eski teori (Newton mekaniği) aõklayamayõnca ortaya õktõ denebilir;
yani bildiklerimizin, kabullerimizin sõnõrõna yaklaşõnca; šnceki teori ile elişen deney sonularõnõ gšrdŸğŸmŸzde.
EinsteinÕõn genel ve šzel gšrelilik teorileri ise šnce yeni bir matematiksel bir bakõş aõsõ ile keşfedildi, yazõldõ.
Deneylerle ispatõ ise ok daha sonra oldu.
-ÒSõnõr, yanõlsama, elişki, ÉÓ ok da benzer şeyler gibi. Olaylarõ/durumlarõ yorumlarken de, anlarken de, teorisini
kurarken de, deneyini tasarlayõp yaparken de, É. bize hep ÔyeniÕ şeyleri ya da henŸz farkõnda olmadõğõmõz şeyleri
gšsterebiliyor, yeni yollar buldurabiliyor, É , erevenin dõşõna biraz õkarabiliyor.
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Ağlamak ve GŸlmek
İlhan Seluk
Seluk, İ.,1994 (ilk basõm 1982), ağlamak ve gŸlmek, 10. Bas(k)õ, ‚ağdaş Yayõnlarõ\ 1 Ağu 2023
104
34
v. 4
Gerekler

ağlamak ve gŸlmek - İlhan Seluk
ÒFİLOZOF İLE …ĞRENCİSİ
Filozof, gŸn gšrmŸş geirmiş adamdõ. Ak sakalõ gšğsŸne
dek dŸşerdi. Geniş alnõnõn bitiminde seyrelmiş beyaz
salarõ başlardõ. GšzlŸklerinin ŸstŸnden yumuşak; ama
delici bakõşlarõyla bakardõ. Bilirdi evreni, yaşamõ, dŸnŸ,
bugŸnŸ, yarõnõ... Kitaplarõna dalar, sayfalarõ karõştõrõr, notlar
alõr ve durmadan dŸşŸnŸrdŸ.
…ğrenci delidolu bir genti.
Kamõştan dŸdŸk yapar, kõrlarda õlgõnlar gibi koşar, derede
yŸzer, kitaplara boş verir, derslerini gereğince hazõrlamaz,
yarõnlarõnõ dŸşŸnmezdi. Cin gibiydi; hazõrcevaptõ; kibrit
akar gibi parlar; aklõna ne gelirse sšylerdi.
Filozof arasõra šğrencisini karşõsõna alõr, šğŸtler verir,
tartõşma yollarõnõ arardõ. BugŸn yine šyle yaptõ filozof ve
sšzcŸkleri tane tane sšyleyerek dedi ki:
Ñ Kuşlarõn yŸrŸrken bile kanatlarõ vardõr.
…ğrenci hemen yanõtladõ:
Ñ Ey bŸyŸk ustam, kuşlarõn uarken bile ayaklarõ olduğunu
sakõn unutma!É
F - ‚alõşan kazanõr.
… - Kazanan alõşõr.
F - Cennette šyle ok melek vardõr ki cennette melek
šnemini yitirir.
… - Demek ki šnemsiz biri de cennette melek olabilir.
F - Yağmurdan sonra hava aar.
… - Aõk havadan šnce yağmur yağar.
F - Umut yoksulun ekmeğidir.
… - Ekmek yoksulun umududur.
Filozof şaşõrdõ. Nasõl oluyordu da her gereğin tersi de
gerek gibi gšrŸnŸyordu? ݍin iin kuşkuya dŸşmekle
birlikte filozof sšzŸnŸ sŸrdŸrdŸ:
F - GŸzel bir yapõt iyi bir taklittir.
… - GŸzel bir taklit iyi bir yapõttõr.
F - Aşk, kšpeği bile uyakla (kafiye ile) havlatõr.
… - Uyakla havlayan kšpek ‰şõktõr.
F - Her politikacõ kendi yalanõnõ yutarken šlŸr.
… - Kendi yalanõnõ yutan her politikacõ šlŸr. Ó
ss. 20-21 \ 1 Ağu 2023
104
35
v. 4
Gerekler
Buradakilere benzer bakõş aõsõ olan alõntõlar dipnot ile belirtilmiştir.
ağlamak ve gŸlmek - İlhan Seluk
ÒFilozof bir kez daha sarsõldõ. …ğrencisine yeniliyor muydu?
Oysa šğrenci kurnazdõ. Her sšzŸ orap gibi alõyor, tersine
evirdikten sonra kullanõyordu. Filozof yenilgiyi iine
sindiremediğinden tartõşmayõ bitirmedi:
F - DŸnya sonsuzluğun iinde bir parantezdir.
… - Parantez sonsuzluğun iinde bir dŸnyadõr.
F - Korku bilgisizlikten doğar.
… - Bilgisizlik korkudan doğar.
F - Edebiyat, yazõlardan oluşan bir cumhuriyettir.
… - Cumhuriyet yazõlardan oluşan bir edebiyattõr.
F - En kštŸ hapishanede olmak, en iyi okulda olmakla
eşanlamlõdõr.
… - En iyi okul, en kštŸ hapishane gibidir.
F - DŸşŸnŸyorum, šyleyse varõm.
… - Varõm, šyleyse dŸşŸnŸyorum.
Filozof en sonunda kõzdõ:
Ñ Samalõyorsun, dedi, benim sšylediklerimin zõddõna
gitmekle gereğe ulaşamazsõn.
…ğrenci sordu:
Ñ Ustam, gerek dediğin nedir ki?
Filozof gŸldŸ:
Ñ Bak, dedi, sana Şirazlõ Şeyh Sadi'nin bir šykŸsŸnŸ
anlatayõm. Bir õfõt ile bir MŸslŸman kavga ediyorlarmõş.
MŸslŸman diyormuş ki: "Eğer sšzlerim gerek değilse
senin gibi õfõt olayõm." ‚õfõt, kahkahayla gŸlŸp yanõt
vermiş: "Eğer benim sšylediklerim yalansa, senin gibi
MŸslŸman olayõm." Demek ki gerek insanõna gšre
değişiyor.
…ğrenci:
Ñ İnsanõna gšre değişmeyen gerek yok mu?
Filozof:
Ñ Var, ama o gerek sšzlerde değil, yaşamõn sŸrelerinde
ortaya õkar. Ó
ss. 21-22
TDK\ 1 Ağu 2023
104
36
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Yorum ve Aşõrõ Yorum
U. Eco, R. Rorty, J. Culler, Christine Brooke-Rose
Eco, U., Rorty, R., Culler, J., Brooke-Rose, C., 1996 (ilk basõm 1992), Yorum ve Aşõrõ Yorum, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Kemal Atakay \ 1 Ağu 2023
104
37
v. 4
Gerekler
Yorum ve Aşõrõ Yorum -U. Eco, R. Rorty, J. Culler, Christine Brooke-Rose
Ò
Palimpsest
1 Tarih
2
CHRISTINE BROOKE-ROSE
Yazõmõn başlõğõ, artõk herkese bilinen, ancak Salman RŸshdie'nin romanõ Shame'de šzellikle iyi dile getirilmiş
bir kavramdan uyarlanmõştõr. Bu kavram, tarihin kendisinin bir kurmaca olduğudur, dile getiriliş biimi ise
eşitlilik gšsterir. …nce kõsa bir alõntõ: "BŸtŸn šykŸler", diyor Rushdie araya giren yazar olarak, "olabilecekleri
šykŸlerin hayaletlerinin istilasõ altõndadõrlar" (s. 116). Şimdi de uzun bir alõntõ:Ó
s. 139

Ò
1 Palimpsest: †stŸnde yazõlõ metnin bŸtŸnŸyle ya da kõsmen silinmesinden sonra yeni bir metnin yazõldõğõ, rulo ya da
kitap sayfasõ biiminde parşšmen. (‚ev.)
2 Bu yazõnõn bir versiyonu şu kitabõn 12. BšlŸmŸ olarak da yayõmlanmõştõr: Stories, Theories and Things (Cambridge
University Press, 1991).Ó
s. 139 \ 1 Ağu 2023
104
38
v. 4
Gerekler

Yorum ve Aşõrõ Yorum -U. Eco, R. Rorty, J. Culler, Christine Brooke-Rose
Ò
1 Salman Rushdie, Shame (Londra, Jonathan Cape, 1985), s. 87-8.
Ò "olabilecekleri šykŸlerin hayaletlerinin istilasõ altõndadõrlar" (s. 116). Şimdi de uzun bir alõntõ:


Tarihi yeniden yazma gšrevini kim ele geirdi? Gšmenler, muhacirler. Hangi dillerde? Urduca ve
ingilizcede, ikisi de ithal edilmiş diller. Pakistan'õn daha sonraki tarihini, iki zaman katmanõ arasõndaki bir
dŸello olarak gšrmek mŸmkŸndŸr, dayatõlmõş olandan bir yolunu bulup õkmaya alõşan karartõlmõş dŸnya.
Kendi gšrŸşŸnŸ dŸnyaya dayatmak her sanatõnõn gerek arzusudur; ve Pakistan, giderek daha ok kendisiyle
savaş halindeki, o pul pul dškŸlen, paralanan palimpsest, dŸş gšren zihnin bir başarõsõzlõğõ olarak
betimlenebilir. Belki de kullanõlan boyalar, kalõcõ olmayan boyalar, LeonardoÕnunkiler gibi yanlõş boyalardõ; ya
da belki de yer yetersiz olarak imgelenmişti, birbiriyle uzlaşmaz šğelerden, ağõrbaşlõ, yerli Sindhi şalvar-
kurtalara karşõ karnõ aõkta bõrakan gšmen sarilerden, Pencablõlara karşõ Urdulardan, o zamana karşõ
şimdi'den oluşmuş bir tablo olarak: Ters giden bir mucize.
Bana gelince: Ben de, bŸtŸn gšmenler gibi, bir hayalperestim. DŸşsel Ÿlkeler kuruyor ve onlarõ varolan
Ÿlkelere dayatmaya alõşõyorum. Ben de, tarih sorunuyla yŸz yŸze geliyorum: Neyi korumalõ, neyi atmalõ,
belleğin korumada õsrar ettiği şeye nasõl bağlõ kalmalõ, değişimle nasõl uğraşmalõ.
…ykŸmŸn palimpsest Ÿlkesinin, yineliyorum, kendi adõ yok.

ss. 139-140
\ 1 Ağu 2023
104
39
v. 4
Gerekler
Yorum ve Aşõrõ Yorum -U. Eco, R. Rorty, J. Culler, Christine Brooke-Rose
ÒAncak, birka satõr sonra, Rushdie şimdi GŸney Pakistan olan yerdeki Sind'i fethetmesinin ardõndan
Òtek bir sšzden oluşan bir iletiyle (ÔPeccaviÕ: gŸnah işledim) suluyu İngiltere'ye geri gšnderen"
Napier'in apokrif šykŸsŸnŸ anlatõr ve ekler: "Aynam Pakistan'õ bu ikidilli (ve kurmaca, ŸnkŸ aslõnda
hibir zaman dile getirilmemiş) sšz oyunuyla adlandõrmanõn ekiciliğini duyuyorum: Peccavistan
olsun.Ó (s. 88).
Gene araya giren yazar olarak daha šnce şunu sšylemişti: "Ama farzet bu gereki bir roman olsun!
DŸşŸn başka ne koyabilirdim onun iine". Bunu gerek dehşetlerle, gerek adlarla, aynõ zamanda
gerek komik olaylarla dolu uzun bir paragraf izler ve paragraf şšyle sona erer: "GŸlŸklerimi bir
dŸşŸn!" Ve yazar devam eder:
Şimdi, bu 'nitelikte bir kitap yazõyor olsam, Pakistan hakkõnda değil, evrensel olarak yazdõğõmõ
sšyleyerek karşõ õkmamõn bana hibir yararõ olmazdõ. Kitap yasaklanõr, šp tenekesine atõlõr, yakõlõrdõ.
TŸm bu abalar boşuna: Gerekilik bir yazarõn yŸreğini incitebilir.
Neyse ki, yalnõzca bir tŸr ağdaş peri masalõ anlatõyorum, o yŸzden her şey yolunda; kimsenin altŸst
olmasõna gerek yok ya da sšylediğim herhangi bir şeyi ciddiye almasõna. KšklŸ bir eyleme
girişmelerine de gerek yok.
Ne bŸyŸk rahatlõk!
Bu son pasajõn, yarõ bilinli dramatik ironisi i burkucu.Ó
ss. 140-141
\ 1 Ağu 2023
104
40
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Hayat Kõsa Kuşlar Uuyor
Ahmet Haşim / Belgesel-TRT
https://www.youtube.com/watch?v=IFD1znAeXeI&list=PLX7eNJcnlKoKxf3FBixt0qBL-0K74RIF8 \ 1 Ağu 2023
104
41
v. 4
Gerekler
0:24
Ağõr ağõr õkacaksõn bu merdivenlerden
Eteklerinde gŸneş rengi bir yõğõn yaprak
Ve bir zaman bakacaksõn semaya ağlayarak
Sular sarardõ yŸzŸn perde perde solmakta
Kõzõl havalarõ seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza kanar muttasõl kanar gŸller
Durur alev gibi dallarda kanlõ bŸlbŸller
Sular mõ yandõ neden tunca benziyor mermer
Bu bir lis‰n-õ hafidir ki ruha dolmakta
Kõzõl havalarõ seyret ki akşam olmakta
1:20
Cumhuriyet devri modern şiirimizin kurucularõndan
Şiirimizdeki modernist dšnŸşŸmŸ başlatan
Şair Ahmet Haşim
1901Õde 16 yaşõnda iken ilk şiirini yayõnlayan Haşim, az
yazan bir şairdir
Birka yõl bir dize bile yazmadõğõ dšnemler olur
Karamsar bir kişiliği olan şairin ruhsal karmaşa ve
atõşmalarõ şiirlerinde karşõlõğõnõ bulur
Sõka kullandõğõ akşam, gece, karanlõk, siyah, hŸzŸn gibi
sšzcŸkler
ݍ dŸnyasõnõ oradaki acõyõ yansõtõr
2:03
Haşim ne gereği arar ne de dŸnyanõn anlamõnõ dŸşŸnŸr
O var olanõ betimlemekle yetinir
2:20
Kimilerine gšre sembolist, kimilerine gšre ise izlenimci
olan Ahmet HaşimÕin imgesel, kapalõ bir şiiri vardõr
Soyutlayõcõ, simgesel, sezinleten bir şiirdir bu
Herkesin kolayca anlayacağõ şiiri niteliksiz bulur
BŸyŸk şiirin kapõlarõnõn sular iindeki şehirlerin tun
kanatlõ kapõlarõ gibi sõmsõkõ kapalõ olduğunu
Bunlarõ herkesin aamayacağõnõ sšyler
2:50
Şiirin šzel bir dili olmasõ gerektiğini dŸşŸnen şair
Şiirde anlamdan ok mŸziğe šnem verir
.
.
5:53
Hayat Kõsa Kuşlar Uuyor - Ahmet Haşim (Belgesel-TRT)
anlatõm metni \ 1 Ağu 2023
104
42
v. 4
Gerekler

Hayat Kõsa Kuşlar Uuyor - Ahmet Haşim (Belgesel-TRT) \ 1 Ağu 2023
104
43
v. 4
Gerekler https://www.youtube.com/watch?v=IFD1znAeXeI&list=PLX7eNJcnlKoKxf3FBixt0qBL-0K74RIF8
Akla gelenler
Ahmet Haşim gereği aramõyor da olsa, sihirli şeyler yaptõğõ da muhakkak,
belki gereği aramamak da bir gerek,
ya da gereği aramamak da gereklerden biri É\ 1 Ağu 2023
104
44
v. 4
Gerekler
Şiirin ruhu veya sihiri diyebileceğimiz konuyu Ahmet HaşimÕin Merdiven adlõ eseri Ÿzerinden bir šrnekle anlatan kitabõ
sihir kayboldu
v. 2 adlõ ierikten šğrenebilirsiniz.

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Edebiyat Olarak Hayat
Alexander Nehamas
Nehamas, A., 1999 (ilk basõm 1985), Edebiyat Olarak Hayat-Nietzsche aõsõndan, 1. Baskõ, Ayrõntõ Yayõnlarõ, ‚ev. Cem Soydemir
Nietzsche aõsõndan \ 1 Ağu 2023
104
45
v. 4
Gerekler
ÒDŸnyaya ilişkin perspektival yaklaşõmlar, bundan dolayõ, bazen NietzscheÕnin kendisinin de inanabildiği gibi,
birbirinden kopuk değildir.
9 Her yaklaşõm kendisini dŸzeltme kapasitesine sahiptir ve biroğu da bŸnyesine yeni
malzeme dahil edebilir, hatta daha kapsamlõ pratik ve sorgulama sistemleri oluşturmak iin diğer yaklaşõmlarla
birleşebilir. Olanaksõz olansa, bir noktada mevcut malzemenin ÒtŸmŸnŸÓ tek bir yaklaşõmda bŸtŸnleştirmemiz veya
ÒherÓ muhtemel bakõş aõsõna sahip olmamõzdõr.
Bu gšrŸş, Alain ResnaisÕin insan davranõşõnõn betimlenip aõklanabileceği farklõ ama her zaman karşõlõklõ olarak
bağdaşmayan dŸzeyleri işleyen film alõşmasõ Mon Oncle d'AmeriqueÕin (Amerikalõ Amcam) final sahnesinde ok iyi
aõklanõyor.Ó
s. 81

Edebiyat Olarak Hayat - Alexander Nehamas\ 1 Ağu 2023
104
46
v. 4
Gerekler
. . .

Edebiyat Olarak Hayat - Alexander Nehamas
ÒBu sahne, ekranõ kaplayan õşõl õşõl bir kõr manzarasõyla başlar. Daha sonra, manzaranõn aslõnda bir şehrin ortasõnda
olduğu gereğini fark edip, bunun Ÿzerine dŸşŸnmek zorunda bõrakõlõrõz. Bšylece, başlangõta manzara olarak kabul
ettiğimiz şeyin, aslõnda terk edilmiş bir binanõn etrafõnõ kuşatan gerekŸstŸ bir fresk olduğunu gšrŸrŸz. Hatlarõ
kesinleşip belirginleştike ayrõntõlarõ da yavaş yavaş ortaya õkar: Dallarõn ve yapraklarõn her biri iyice gšze arpar;
pŸrŸzlŸ bir kenar yoktur. Ama kamera yaklaştõka bu etki kaybolur. Bu uzaklõktan duvarõn dŸz olmadõğõnõ, farklõ
tuğlalardan oluştuğunu fark ederiz; artõk izgiler pŸtŸrleşmiş, renkler canlõlõğõnõ yitirmiştir; manzara h‰l‰ oradadõr ama
artõk bir gerekŸstŸcŸnŸn alõşmasõndan ok bir izlenimcinin alõşmasõnõ andõrmaktadõr. Kamera daha da yakõnlaşõp
tŸm pŸrŸzleri gšsterecek biimde birka tuğla Ÿzerinde odaklandõğõnda ise, manzara tamamen gšzden kaybolur.
Şimdi tek gšrebildiğimiz, başka fõra darbeleriyle kesişen, Ÿst Ÿste binen ama yine de tuğlalarõ birbirinden ayõran
izgilerle birbirinden ayrõ duran fõra darbeleridir. Film sahnesinin bize sorduğu soru ise şudur: Resmin gerek
izgileri ve renkleri hangisidir? Gerek resim hangisidir? Filmin bu soruya verdiği yanõt, bu vakanõn olgularõ hakkõnda
ne bilirsek bilelim, bir izgi ve renk grubunu gšrŸyorsak, başka bir grubu, resmin başka bir ÒdeğişkesiÓni
gšremeyeceğimizdir. Resim tŸm bu gruplarõn birbirine eklenmesinden oluşur; ama bu, tŸm bu değişkelerin birer
gšrŸnŸşŸnŸ teşkil ettiği gereklik olan tek bir şey Ÿretmeyen šzel bir birleştirmedir. Resim tam da, her biri belirli bir
uzaklõktan, belirli bir bakõş aõsõndan gšrŸlen bu gšrŸnŸşlerin toplamõdõr. Eğer bunlar, hepsinde de bulunabilecek tek
bir şeyin gšrŸnŸşleri değillerse (tabii ki, orada yalnõzca tek bir duvar veya resim, tek bir ÒnesneÓ bulunduğuna ilişkin
sama anlam dõşõnda), gerekten de Òburada gšrŸnŸşten sšz etme hakkõmõzdan eser kalmaz.Ó Ó
ss. 81-82 \ 1 Ağu 2023
104
47
v. 4
Gerekler
fresk ≈ resim
ÒNietzscheÕnin gšrŸşŸnŸ ayrõntõlõ biimde aõklarken, kendisinin diğer alanlara genellemeye can attõğõ sanatsal
modele başvurmayõ tercih ettim. Bir anlamda bir romancõ, aynen bir ressamõn bir resimde yansõtõlabilecek her şeyi
yansõtmasõ gibi, bir romanda anlatõlabilecek her şeyi anlatõr. Ama başka bir anlamdaysa, tŸm anlatõlar ve yansõtmalar,
sonsuz sayõda bilgiyi dõşarõda bõrakmaktadõr. Ressamlar Òtamamen gšrdŸkleri şeyinÓ resmini yapabilirler; ama
gšrdŸkleri şey kaõnõlmaz olarak manzaranõn son derece kendine šzgŸ, dolayõmlanan ÒparasõÓdõr ve genellikle
herhangi bir manzaranõn parasõ veya sonuta dŸnyanõn başka bir parasõ değildir. Ernst GombrichÕin Art and
IllusionÕda (Sanat ve Yanõlsama) gšstermiş olduğu gibi, en yalõn bir konunun aslõna en sadõk temsili bile, basit bir
temsil değildir.
14 BŸtŸn ressamlar zorunlu olarak bir Ÿslup kullanõr ve bu da, onlara belirli tercihler, kararlar ve
dõşlamalar dayatõr; dahasõ, bu Ÿslup kapsamõnda her biri, ok sayõda daha šzel kararlar vermek zorundadõr. Her karar,
ne denli genel veya šzel olduğu šnemli olmaksõzõn, kişinin setiği konunun šğelerini, diğer šğelerin gšz ardõ
edilmesi pahasõna šn plana õkarõr ve dolayõsõyla, tam da bu konunun yaratõlmasõndan sorumludur. Bu bağlamda,
elinizdeki kitabõn akõşõnda bizi tekrar meşgul edecek olan, šnemli bir muğlaklõk bulunmaktadõr: Ressamlarõn daha
šnce mevcut olan bir konuyu betimlediklerini mi sšylememiz gerekir, yoksa sanat pratiği esnasõnda konuyu tamamen
kendileri mi yaratmaktadõrlar? Empresyonizm, neoklasik yapõtlarõ karakterize eden nesnelerin kesin hatlarõnõ
yansõtamaz, hatta bunu tasvip etmez bile; ama renklendirilen gšlgelerin etkileşimi aynõ nedenle, neoklasik
ressamlarõn hem aralarõnõn hem de imgelemlerinin štesindedir. Ó
ss. 87-88
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander Nehamas\ 1 Ağu 2023
104
48
v. 4
Gerekler

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
49
v. 4
Gerekler
-Bu dosyanõn Ocak-2023Õte ŸŸncŸ versiyonunu hazõrlarken, bu kitaptan alõntõlarõ yazdõm. İlgili kõsõm filmi izlettirmek
iin de olduka teşvik ediciydi, seyrettim. Ancak uurum olmasa bile, filmin sonu tam anlatõldõğõ gibi değil diye
dŸşŸndŸm, anlayamadõm. Bundan dolayõ alõntõlarõ eklemedim. …zellikle bu tŸr filmleri en az 2-3 kez seyretmek lazõm.
-Yanõlõyor da olabilirim ya da bšlgeye/coğrafyaya gšre veya eşitli nedenlerle farklõ paralel sahneler de ekilebiliyor.
Bu film iin bunun yapõldõğõnõ da pek zannetmiyorum. Kõsaca bu versiyonda bu filmle ilgili alõntõyõ koyuyorum, tekrar
seyrettiğimde gŸncelleme yapacağõm.
-ÔGerek, gerekler ÉÕ den bahsederken nerede ise her konu bu aõdan değerlendirilebilir. Filmin tamamõ bu son
sahnede anlatõlanlardan daha fazlasõ. Belgesel-Sinema-AmŽlie tarzlarõ bir arada denebilir. Filmde fiziksel olarak bir
amerikalõ amca da yoktu galiba :) Eski bir film ama gŸzel diyaloglar var. Tekrar izlediğimde alõntõ ile ilgili kõsmõ da biraz
netleştirip gelecek versiyonlarda filmle ilgili aldõğõm notlarõ da paylaşacağõm.
https://www.imdb.com/title/tt0081176/?ref_=tt_mv_close ÒBu sahne, ekranõ kaplayan õşõl õşõl bir kõr manzarasõyla başlar. Daha sonra, manzaranõn aslõnda bir şehrin ortasõnda
olduğu gereğini fark edip, bunun Ÿzerine dŸşŸnmek zorunda bõrakõlõrõz. Bšylece, başlangõta manzara olarak kabul
ettiğimiz şeyin, aslõnda terk edilmiş bir binanõn etrafõnõ kuşatan gerekŸstŸ bir fresk olduğunu gšrŸrŸz.Ó
Filmden bazõ sahneler:
Filmle ilgili alõntõdan:
v. 4
Gerekler
⋮ sõnõr
v. 1(ilk) başlõklõ ierikten ilgili sayfa Gerek resim hangisidir? Filmin bu soruya verdiği yanõt, bu vakanõn olgularõ hakkõnda ne bilirsek bilelim, bir izgi ve renk grubunu
gšrŸyorsak, başka bir grubu, resmin başka bir ÒdeğişkesiÓni gšremeyeceğimizdir. Resim tŸm bu gruplarõn birbirine eklenmesinden
oluşur; ama bu, tŸm bu değişkelerin birer gšrŸnŸşŸnŸ teşkil ettiği gereklik olan tek bir şey Ÿretmeyen šzel bir birleştirmedir. Resim tam
da, her biri belirli bir uzaklõktan, belirli bir bakõş aõsõndan gšrŸlen bu gšrŸnŸşlerin toplamõdõr.
Akla gelenler
Alõntõdan:\ 1 Ağu 2023
104
50 Bu sõnõr geişinde; kesinlik yerini olasõlõklara bõrakõr, Þziksel bŸyŸklŸklerin değerlerindeki sŸreklilik de kesikli hale (kuantalanma)
gelmeye başlar vs.
GŸndelik yaşamda sõnõrõn sol tarafõnda kalmak, yani klasik mekanik (Newton Mekaniği) bizim iin yeterlidir.
Ama šzellikle boyutlar, atom boyutlarõna kadar kŸŸldŸğŸnde buradaki davranõşlarõ şu an iin kuantum mekaniği ile
aõklayabiliyoruz. Klasik mekanik, yani šnceki teori ise buradaki olaylarõ aõklayamõyor.
Akla Gelenler
‣Kuantalanma // (modŸler olma?)
‣SŸperpozisyon
‣Degeneration
‣Tam bir kesinlik yerine belirsizlik
ÉGškyŸzŸne bakõp Òaaa! buluttan tavşan gšrdŸmÓ ayarõna gelmeden: Soldaki bazõ
kavramlar; genetik kod, beyin, network É gibi konularla bazen benzerlikler
gšsteriyor gibi. Gšz ve beyindeki modŸler yapõ, yanõlsamalara neden olabiliyor;
kuantum mekaniğinde de belki yanõlsama tam denemese de kesinlikten sšz
edemiyoruz; paracõğõ temsil eden fonksiyon, birka tanesinin sŸperspozisyonuyla
veriliyor. Veya beyinde bazõ (aynõ) şeyler birka yerde saklanõr (sanki degeneration
gibi). Bšyle bir durumda belli bir beyin bšlgesi zarar gšrdŸğŸnde; šrneğin ilgili
motor beceriniz zarar gšrmez vs. Bununla ilgili de gelecekte ierik(ler) olacaktõr.
21 Haziran 2021
no. 42 (16 s.)
sŸperpozisyon ≈ toplam
her bir farklõ toplam farklõ paracõğa karşõlõk geliyor gibi ya da o an algõmõzõ oluşturan/belirleyen şeylere gšre vazoyu ya da yŸzleri gšrŸyoruz gibi

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
DŸnya Yazõn Tarihi
Antal Szerb
Szerb, A., 2008 (ilk basõm 1941), DŸnya Yazõn Tarihi, 1. Baskõ, Dost Kitabevi Yayõnlarõ, ‚ev. Vural Yõldõrõm \ 1 Ağu 2023
104
51
v. 4
Gerekler
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb
Ò á VALƒRY
Paul ValŽry (1871-1945) yirmili ve otuzlu yõllar boyunca Fransõz yazõnõnõn en saygõn kişisidir. Fransõzlarõn gšzŸnde yazõlarõyla değil, daha ok
tutumuyla ulusunun kutsal geleneklerini, uyumu, mantõklõlõğõ, dŸşŸncenin ŸstŸnlŸğŸnŸ ve gururunu o temsil etmektedir.
Kapsamõ pek kŸŸk olan alõşmalarõnõn yanõnda ondan sšz eden yazõn, yorumlar yõğõnõ yirmi kat daha fazladõr. Neredeyse ValŽry'nin kendisi
yapõtlarõnõ aõklamalarõ iin davetiye õkarõr: şiirlerinin sanki bir tek, kesin anlamõ varmõş gibi davranõlmasõnõ kabul etmez, "mes vers ont le
sens qu'on leur prte'', şiirlerimin anlamõ onlara yŸklenenlerdir der. Yapõtõnõn bulanõklõğõ dõşõnda bŸyŸk yaşamšykŸsel gizem de merak
uyandõrõr ve aõklama bekler: Ozanõn genlik dšnemi şiirleri ve Jeune Parque arasõndaki yirmi yõllõk suskunluk, yazõnla değil de başka her
şeyle, en başta matematikle ilgilendiği yirmi yõl.
á SUSKUNLUK YILLARI
İnsan genlik ağõnda bir tane değil de sayõsõz kişilik barõndõrõr iinde, onlarõ sõrayla dener ve sonunda eğilimlerini izleyerek ve dõşsal
koşullarõn baskõsõyla birinde karar kõlar. Yaşamõn karşõsõnda kariyer, tutum seer -ve bu rol dõşa doğru değil de ie doğru kabuk bağlar:
Kariyerin başõnda, beklentilerin tersine, bir mŸhendis olan N. N . 'i tanõrõz ve daha sonra rastlantõ sonucu N. N. adõndaki bir mŸhendisi
tanõrõz, gšrev bilinci, dõşa dšnŸk bir kişilik ve rol yavaş yavaş Ben Ÿzerinde egemen olacaktõr. ValŽry buna katlanmayõ başaramaz. Yazõn
onun iin pek ok olanağõn yanõ sõra bir başka olanaktõ ve kendisini ona bağlamak istemiyordu. Acõmasõz temizlik arzusu yalnõzca yazõnsal
işliğe, modern yazõnõn sanayi karakterine, uzlaşmalarõna ve okuyucuya hizmete karşõ õkmakla kalmõyor, genel olarak yazarlõk etkinliğine de
karşõ õkõyordu. Yazar yapõtõnda kendisini benliğinden daha dar biimler arasõna sõkõştõrõr, oysa, benlik yapõttan daha šnemlidir; yazan biri
benliğinin bir olanağõnõ gerekleştiriyor demektir ve bu bir tek olanak iin šteki yŸzlerce olanaktan vazgeer.Ó
ss 796-797

Òá LA JEUNE PARQUE
Ama, daha sonra, yine de yazõna geri dšndŸ. Neden? ‚ŸnkŸ zaman gemişti, geicilik tehdit ediyordu ve de bireyin tam bir
yalnõzlõğõna insan katlanamazdõ. Salt gereklik, der ValŽry, L'‰me et la danse adlõ Platon diyalogunda, yaşamõn en bŸyŸk
dŸşmanõdõr, her tŸrlŸ organizmayõ paralayan zehirdir, yaşamsal bõkkõnlõğa sŸrŸkler, ki bunun ilacõ eylemden başka bir şey
değildir. "Conna”tre" ve "tre" arasõnda, tanõma ve varlõk arasõnda bir seim yapmasõ gerekiyordu ve eğer yaşamak istiyorsa
yaşamõ semek zorundaydõ; "le vent se lve, il faut tenter de vivre. . ." En bŸyŸk iki şiiri La jeune Parque ve Le cimetire marin
bu savaşõmdan sšz eder; bu sonuncu şiirinde ozan deniz kõyõsõndadõr, temiz õşõklar saan, kendisi iin var olan gŸneş ve hi-
durmaksõzõn-değişen, canlõ, yani belirsiz ve temiz olmayan deniz arasõndadõr- ve de denize katõlõr.Ó
ss 797-798

ValŽry hakkõnda
ValŽryÕnin bir eseri hakkõnda \ 1 Ağu 2023
104
52
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Sanat PsikolojisiÕne Giriş
Sõtkõ M. Erin
Erin, S. M., 2004 (ilk basõm 1998), Sanat PsikolojisiÕne Giriş, †topya Yayõnevi \ 1 Ağu 2023
104
53
v. 4
Gerekler
Sanat PsikolojisiÕne Giriş - Sõtkõ M. Erin
ÒSanatbilimin hangi dalõndan hareketle sanata yanaşõrsak yanaşalõm,
değişmeyen tek bulgu sanatõn insanõ araştõrdõğõdõr. Yani hibir sanat dalõ yoktur
ki insana yšnelmesin, insanda noktalanmasõn. Sanatõn becerisi, gereği, diğer
tŸm alanlara oranla ok daha arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde
vermesidir. Bir alõcõ bu arpõcõlõğõn, bu eldiriciliğin etkisinde kalarak da sanatõ
değerlendirebilir ve onunla duygusal bir bağlantõya geebilir. Bu ilişki bile,
sanat psikolojisi aõsõndan değerli bulgularõ ieriyor olabilir. Fakat er ya da ge,
alõcõ, bu biimsel albeninin etkisinden kurtulabilir ve hele yaşantõlarõ sonunda
yapacağõ değerlendirme ve karşõlaştõrmalarla bir šnceki sanat eserinin bu
šzgŸn zannettiği ve yeterli bulduğu niteliklerinden vazgeebilir, hatta onlar
Ÿzerine olumsuz yargõlar bile oluşturabilir.Ó
s. 146

ÒŞimdi, kimi sanat alanlarõndan alõnan šrneklerle bu etkileri psikolojik verileri
aõsõndan ele alalõm ve en temel olasõlõklara değinilerek konumuza daha somut
bir gšrŸnŸm kazandõrmaya alõşalõm.Ó
s. 147

Ò1993 yõlõnõn Nisan ayõnda Ankara, Şekerbank Sanat Galerisi'nde aõlan Hamiye
‚olakoğlu'nun yŸksek pişirim seramik sergisinde Bombalar ‚iek Amalõ adlõ
bir dŸzenleme bulunmaktaydõ (kitabõn sonundaki resme bakõnõz). Ó
s. 149
\ 1 Ağu 2023 104
54
v. 4
Gerekler https://tr.wikipedia.org/wiki/Hamiye_‚olakoğlu#/media/Dosya:Hacettepe_†niversitesi,_Beytepe_KampŸsŸ,_Hamiye_‚olakoğlu_Seramik_MŸzesi,_2020.jpg_07.jpg
Kitap sonundaki resim siyah beyaz olduğundan aynõ eserin webÕdeki renkli bir gšrseli sağ
tarafa eklenmiştir. Kitaptaki tek gšrsel olarak da bu eser seilmiştir.

\ 1 Ağu 2023 104
55
v. 4
Gerekler
Akla gelenler https://www.bruegel.org/about/history
Dil
v. 2 başlõklõ ierikte, Pieter Bruegel'i de anarak kimi zaman resmin edebiyata/yazõna gšre daha ok şey anlatabileceğini, ağõn sarsõntõsõnõ
hissettirebileceğini ifade eden kitabõ šğrenebilirsiniz.
Pieter Bruegel - Karnaval ve Perhiz Arasõndaki Savaş (The Fight between Carnival and Lent)
šrnek - 1
ÒSanatõn 'becerisi, gereği, diğer tŸm alanlara oranla ok daha arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde vermesidir.Ó\ 1 Ağu 2023
104
56
v. 4
Gerekler
Akla gelenler https://tr.wikipedia.org/wiki/Guernica_(tablo)
her şeyi aõklayan eyrek altõn
v. 1(ilk) başlõklõ ieriğe bu tabloyu eklediğimde ayrõntõlarõ bilmiyordum. Detaylar sarsõntõyõ daha da katlõyor.
ÒSanatõn 'becerisi, gereği, diğer tŸm alanlara oranla ok daha arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde vermesidir.Ó
Pablo Picasso - Guernica https://www.youtube.com/watch?v=qJLH7JAsBHA
. . .
šrnek - 2

\ 1 Ağu 2023 104
57
v. 4
Gerekler
Akla gelenler
Alain Resnais - Hiroshima mon amour (Hiroşima Sevgilim)
. . .
Hiroşima ile ilgili eserlerin/alõntõlarõn olduğu Acõ
v. 1 ve tuhaf şeyler
v. 1 başlõklõ ieriklere de bakabilirsiniz. Acõ başlõklõ ierikte bu film
konu olan Ÿ eserden de biridir, ilgili bazõ detaylarõ orada bulabilirsiniz. https://www.criterion.com/films/217-hiroshima-mon-amour
¥Sõtkõ Erin de ÔBombalar ‚iek AmalõÕ dŸzenlemesi ile ilgili devam eden sayfalarda, konunun odağõ farklõ olsa da, ilk akla gelenin
atom bombasõ ve Japonya olduğunu sšyler.
¥Filmin yšnetmeni, Alain Resnais aynõ zamanda Edebiyat Olarak Hayat - Alexander NehamasÕtan verdiğimiz alõntõda konu olan Mon
Oncle d'AmeriqueÕin (Amerikalõ Amcam) de yšnetmenidir.
ÒSanatõn 'becerisi, gereği, diğer tŸm alanlara oranla ok daha arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde vermesidir.Ó
šrnek - 3
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Denemeler
Michel de Montaigne
Montaigne, M. de, 1994 (ilk basõm 1580-89), Denemeler, 23. Baskõ, Cem Yayõnevi, ‚ev. Sabahattin EyŸboğlu\ 1 Ağu 2023
104
58
v. 4
Gerekler

Denemeler - Michel de Montaigne \ 1 Ağu 2023
104
59
v. 4
Gerekler
…ne õkarõlan bu iki ifadeyi bir arada dŸşŸndŸğŸmŸzde inandõğõmõz doğrulara, gereklere bağlõlõğõmõz da zõttõnõn varlõğõ
nedeni ile bileniyor olabilir mi?!
bkz. ÒNasõl oluyordu da her gereğin tersi de gerek gibi gšrŸnŸyordu?Ó / Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
Ò
Zorluğun Değeri
Filozoflarõn en akõllõlarõ derler ki: akla uygun hibir şey yoktur ki tam tersi de akla uygun olmasõn. Yakõnlarda
gevelediğim bu gŸzel sšzŸ eskilerden biri (Seneca) yaşamayõ kŸŸmseme yolunda kullanmõş. Ona gšre, yalnõz
yitirmeye hazõrlandõğõmõz bir nimet bize zevk verebilir.
In auquo est dolor amissae rei, et timor amittendae.
(Seneca)
Yitirme acõsõyla yitirme korkusu bir kapõya õkar.
Demek ister ki bununla, yaşamayõ yitirme korkusunda olursak, yaşamanõn tadõnõ õkaramayõz. Ama bunun tersi
de sšylenebilir: Yaşamaya bu kadar sõkõ sarõlõp, bšylesine bir sevgiyle bağlanmamõz, onun temelli olmadõğõnõ
gšrdŸğŸmŸz, elimizden õkmasõndan korktuğumuz iindir. Gerek ortada ŸnkŸ: Ateş nasõl soğuktan hõz
alõyorsa bizim istemimiz de kendi karşõtõyla bilenip keskinleşiyor:
Si numquam Danaen habuisset abenea turis,
Non esset Danae de Jove facta parens.
(Ovidius)
Danae yi tuntan kuleye komasalardõ
JŸpiter den hi gebe kalmazdõ Danae.
Bolluğun verdiği doygunluktur zevkimizi en fazla kšrleten; zevkimizi en fazla bileyen, coşturan şeyse
šzlediğimizi az ve zor bulmaktõr.Ó
ss. 330-331

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
The Tao of Physics
Fritjof Capra
Capra, F., 1977 (ilk basõm 1975), The Tao of Pyhsics, Bantam Books\ 1 Ağu 2023
104
60
v. 4
Gerekler

The Tao of Physics - Fritjof Capra
ÒThe fundamental importance of the uncertainty principle is that it expresses the limitations of our classical
concepts in a precise mathematical form. As described previously, the subatomic world appears as a web of
relations between the various parts of a unified whole. Our classical notions, derived from our ordinary
macroscopic experience, are not fully adequate to describe this world. To begin with, the concept of a distinct
physical entity, like a particle, is an idealization which has no fundamental significance. It can only be defined in
terms of its connections to the whole, and these connections are of a statistical natureÑprobabilities rather than
certainties. When we describe the properties of such an entity in terms of classical conceptsÑlike position,
energy, momentum, and so forthÑwe find that there are pairs of concepts which are interrelated and cannot be
defined simultaneously in a precise way. The more we impose one concept on the physical Òobject,Ó the more the
other concept becomes uncertain, and the precise relation between the two is given by the uncertainty principle.
For a better understanding of this relation between pairs of classical concepts, Niels Bohr has introduced the
notion of complementarity. He considered the particle picture and the wave picture as two complementary
descriptions of the same reality, each of them being only partly correct and having a limited range of
application. Each picture is needed to give a full description of the atomic reality, and both are to be applied
within the limitations given by the uncertainty principle.
This notion of complementarity has become an essential part of the way physicists think about nature, and Bohr
has often suggested that it might be a useful concept also outside the field of physics; in fact, the notion of
complementarity proved to be extremely useful 2,500 years ago. It played an essential role in ancient Chinese
thought which was based on the insight that opposite concepts stand in a polarÑor complementaryÑrelationship
to each other. The Chinese sages represented this complementarity of opposites by the archetypal poles yin and
yang and saw their dynamic interplay as the essence of all natural phenomena and all human situations.Ó
ss. 144-145
\ 1 Ağu 2023
104
61
v. 4
Gerekler\ 1 Ağu 2023
104
62
v. 4
Gerekler
Akla gelenler ÒHe considered the particle picture and the wave picture as two complementary descriptions of the same
reality, each of them being only partly correct and having a limited range of application. Each picture is
needed to give a full description of the atomic reality, and both are to be applied within the limitations given
by the uncertainty principle.Ó
Belki de; gerekler
bazen aynõ gerekliğin farklõ yŸzleri
Sanat ve Bilim
v. 3 başlõklõ ierikte, kõsa olarak sağdaki not ile
bahsettiğim Ôbir ve aynõÕ başlõklõ konu gelecekte hazõrlanacak.
HenŸz gŸncellenmemiş de olsa Ÿstteki şeklin yer aldõğõ Ôher
şeyi aõklayan eyrek altõnÕ başlõklõ ieriğe bakabilirsiniz.
Yasalar, disiplinler, alanlar É belki de her şeyin tek bir
şeyin farklõ gšrŸnŸmleri olduğu fikri, kitaplarda da sõklõkla
karşõmõza õkar. Bunlarla sizin karşõlaşmanõzõ sağlamaya
alõşmak da, menemenazdacorba hesabõnõn yapmaya
alõştõğõ şeylerden.
. . .

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Sšzden Sšze Ararken
Nurullah Ata
BŸtŸn Eserleri 3-4
Ata, N., 1968 (ilk basõm 1952), Sšzden Sšze Ararken, Varlõk Yayõnlarõ \ 1 Ağu 2023
104
63
v. 4
Gerekler
Sšzden Sšze Ararken - Nurullah Ata
Ò Yõllardõr yazarõm, iyi kštŸ... Yazdõklarõmõn, iyi olduğunu ben de pek sanmõyorum. Ama ne de olsa kişi, bunca yõllõk
alõşmasõnõn, bir izi kalsõn istiyor. Bir yazarõn bir degeri var mõ? edebiyat alanõna, fikir alanõna bir şey getirebilmiş
mi? ancak kitaplarõndan anlaşõlõr. Dergilerde, gazetelerde õkan yazõlarõ, yõllar getikten sonra, nerereden bulup
da Ÿzerlerinde dŸşŸneceksiniz? İşte ben onun iin bir kitabõm, birok kitaplarõm olsun isterim: okuyanlar
yargõlasõnlar, bir değeri olup olmadõğõnõ sšylesinler diye. Bir gŸn okuyup gazeteyi atanlar arasõnda beğenen de
olur, beğenmiyen de. Onlarõn yargõlarõ pek sayõlmaz. Hele bir de dura dura okusunlar gšrŸşleri değişir belki,
beğendikleri yazõlarõn da šyle bir değeri olmadõğõnõ anlayõverirler.
Yõllardõr yazdõklarõm arasõndan bir tutamõnõ okuyacaksõnõz bu kitapta. Kendim semedim, yazõlarõmõ saklamam ki
sonra aralarõndan seebileyim. Birka tanesi Yaşar Nabi'nin eline gemiş, o istedi bunlardan bir kitap yapmağõ.
Nazlanmak şšyle dursun, ok sevindim. Altõ yedi yõl oluyor, Akba bir kitabõmõ basmõştõ: "GŸnlerin getirdiği". O
yetmedi bana. Biliyorum, bu da yetmiyecek, daha başka yazõlarõm da kurtulsa diye iim titriyecek. Ne olacak
kurtulacak da? Dedim ya, bir umuttur kişinin iinde, yazõ yazmağa başladõk mõ değersizliğimizi bilsek de gene bir
şey bekleriz.
Okursanõz bu yazõlarõ, aralarõnda bir birlik, bŸtŸnlŸk var mõ, biribirini tutuyor mu? pek araştõrmayõn orasõnõ. Bunlar
da gŸnlerin, biribirine uymaz gŸnlerin getirdikleridir, kimi bir yana eğilir, kimi šte yana. Hepsini de inanarak bir
doğruyu sšylediğimi sanarak yazdõm. Sonra o doğrular beni bõrakõp kamõş olabilirler. Niin koşayõm
arkalarõndan? Onlarõn yerine başka doğrular geldi.
Yel alõp gštŸrecek bŸtŸn bu yapraklarõ. Hepsi de dağõlõp ŸrŸmeden šnce bir kişinin gšzŸ bir tanesine bir an
takõlõrsa... İşte budur bir yazarõn bŸtŸn beklediği.
N. ATA‚ Ó
ss. 7-8
\ 1 Ağu 2023
104
64
v. 4
Gerekler
⋮ Yaşar Nabi NayõrÕa ait alõntõlarõ şimdiki zaman
v. 1 adlõ ierikten okuyabilirsiniz.

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Sanat ve Yanõlsama
Ernst H. Gombrich
Gombrich, E.H., 1992 (ilk basõm 1992), Sanat ve Yanõlsama, Remzi Kitabevi, ‚ev. Ahmet Cemal \ 1 Ağu 2023
104
65
v. 4
Gerekler
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
Ò(É) Teknik buluşlarõn oğu başlangõta dŸşŸnŸlebilecek her tŸrden "kšr inancõ" ve gereksiz takõntõlarõ
peşlerinden sŸrŸklerler; bu takõntõIar, zaman iersinde bir elmas gibi işlenip dŸzeltilir. Sanat tarihinde buna
benzer sŸrelere birincil olarak bŸyŸk ustalarõn yaşamlarõnda rastlamaktayõz. Bu ustalarõn en bŸyŸkleri bile Ñ ve
belki de en ok onlar Ñ, uğraşlarõna hibir şeyi rastlantõya bõrakmayan, ağõr tempolu demesek bile ok ayrõntõlõ
bir teknikle başlamõşlardõr. Daha šnceki bšlŸmlerden birinde Vasari'nin, Tizian'õn erken dšnem eserlerindeki
alõşma biimi ile son dšneminin başyapõtlarõnda uyguladõğõ gevşek renk dokusu arasõndaki ayrõma ilişkin
aõklamalarõndan alõntõ yapmõştõm. Gere kullanõmõnda bšylesine azla yetinme, ancak indirgeme aracõlõğõyla
gerekleştirilebilir. Bir başka šrnek de Rembrandt'õn gelişmesidir. Bu sanatõ šrneğin yaşadõğõ dšnemde resmi
giysileri sŸsleyen altõn sõrma şeritleri betimlemeyi en ufak ayrõntõsõna değin bilmeseydi (258, 259), sonradan aynõ
betimlemelerde nelerden vazgeebileceğini asla aramaya kalkõşamazdõ. Sonunda, izleyiciye Rembrandt'õn
sanattan anlayan koruyucusu Jan Six'i betimlediği ŸnlŸ tablosunda izleyiciye bir altõn sõrma şerit gšsterebilmek
iin tek bir fõra vuruşu yeterli olmuştur (260, 261); ancak sanatõ bu neredeyse bir tŸr sihirbazlõk sayõlabilecek
yalõnlaştõrmayõ başarabilmek iin herhalde sayõsõz deneme yapmak zorunda kalmõştõr!Ó
s. 320

ÒEğer bu yeni betimleme tŸrŸ, eski ve daha gŸ olan yšntemden ok daha fazla yanõlsama yaratmasaydõ, burada
sihirbazlõktan belki de hi sšz etmeyecektik - bu ayrõm, herhalde tedirgin kõlabilecek ya da bir aõklamayõ
gerektirebilecek kadar boya kullanõlmamasõndan kaynaklanmaktadõr. Bu noktada eski ‚in'e ait formŸlŸ
anõmsayalõm: "dŸşŸncenin var olduğu yerde fõra dinlenebilir." Yansõtmamõza aykõrõ kaabilecek şeyler azaldõka,
dŸşŸnce de o derecede yoğun olarak var olur. Ó
s. 320
\ 1 Ağu 2023
104
66
v. 4
Gerekler
Sanat eserini daha az ayrõntõ ile gerek olana benzetme - sihirbazlõk

Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich \ 1 Ağu 2023
104
67
v. 4
Gerekler
sihirbazlõk - izlerevre - teknik
ÒBšylesine bir sihirbazlõk, Ÿsluplar gelişme tarihiyle aõklanamayacak bir başarõdõr. Buna karşõlõk izleyicinin
"karşõlõklar bulma oyununa" hazõr olmasõnõn belirleyici nitelik kazandõğõ, benzer buluş ve yalõnlaştõrma sŸrelerine
Ÿslubun tarihinin akõşõ iersinde de tanõk olmaktayõz. Bu bağlamda olmak Ÿzere, Uccello'nun ya da Piero della
Francesca'nõn uzam ve cisimsellik etkisi uyandõrmak iin kullandõklarõ ayrõntõlõ ve zahmetli tasarõmlarõ, izlerevre
bunlarõ "varsaymaya" hazõr olduğunu belli eder etmez zorunlu olmaktan õkmõştõr. Bu arada bŸtŸn bu teknik
gerelerin tek tek dikkatle incelenmesinin, izlerevrede uygun tinsel tutumun oluşmasõndan sonra yalnõzca
gereksiz değil, fakat aynõ zamanda engelleyici nitelik taşõdõğõ ortaya õkmõştõr. Resimde arpõcõ elişkilerin
yanõlsamanõn oluşumunu šdememesi koşuluyla, bu noktada da tek bir etki, başkaca ok sayõda etkinin yerini
tutabilmiştir.Ó
s. 321

Burada gereki gšrŸntŸyŸ elde etmek iin yapõlanlarõn, tekniğin, sihirbazlõğõn (belki de hilenin) izlerevreye (yani sanat eserine bakõp
değerlendiren herhangi bir kişiye) fark ettirilmemesi veya šğretilmemesi kastediliyor gibi. Yani bizler oradaki tekniği veya hileyi
anladõğõmõzda o sanat eserinden artõk eskisi kadar etkilenmeyebiliyoruz/beğenmeyebiliyoruz.
Av Mevsimi (Yavuz Turgul - 2010)Õdeki Şener Şen ile ‚etin TekindorÕun oynadõğõ sahne akla geliyor. AvcõlõkÕda pek makbul olmasa da
tuzak da bir yšntemdir anlamõnda bir diyalog vardõ. En son şšyle demişti Tekindor, bu yšntemin kuralõ hakkõnda;
Ôtuzağõ avõna hissettirmeyeceksinÕ
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
ÒYŸzeysel dokunun yansõtõlmasõ, bu tŸrden kolektif, yani Ÿsluba ilişkin gelişmenin bir başka šrneğini
oluşturmaktadõr. Jan van Eyck, "her ipliğiÓ resmederdi, ya da en azõndan gšrŸnŸş bu yoldaydõ. Ancak õşõk
becerikli bir biimde dağõtõlabildiği takdirde bu abanõn gereksiz olduğunun anlaşõlmasõ, uzun sŸrmedi. Bu
etkileri yaratabilmek iin bir Rembrandt olmaya da gerek yoktur. Kimi acemiler de resmettikleri testiye aslõnda bu
acemilikleriyle hi de hak etmedikleri kadar doğal bir gšrŸnŸm kazandõran parlama etkilerinin bulunuşunu
şŸkranla karşõlamõşlardõr. Bu saptamaya daha on altõcõn yŸzyõlda LomazzoÕda rastlanmaktadõr. Lomazzo,
orantõlardan pek anlamayan, ama õşõklarõ biraz olsun doğru yerleştirebilme konusunda belli bir beceri kazanmõş
ressamlarõn aslõnda hak etmedikleri bir Ÿne kavuşmalarõndan sšz eder.
Işõğõn biim karşõsõndaki bu ŸstŸnlŸğŸnŸn gerekesini irdelemek, aslõnda ilgin bir konudur. Kanõmca bu durum
belki de şu ya da bu biimde bir yŸzey dokusunun niteliklerinin bilincimizin derindeki kesitlerini doğrudan
etkilemesiyle ilintilidir. Geri parõldayan her şeyin altõn olamayacağõnõ, ama dŸzgŸn, parlak bir şey olduğunu
igŸdŸsel olarak duyumsarõz. Bšyle duyu ağõrlõklõ bir izlenime ok daha dolaysõz tepki gšsteririz; bundan štŸrŸ de
bšyle bir yaşantõyõ šzŸmlemede ok daha gŸlŸk ekeriz. ‚ŸnkŸ gšrdŸğŸmŸz, yšresel renk ya da yansõma gibi
tek tek šğeler değil, ama "dŸzgŸnlŸk", "õslaklõk" gibi bŸtŸnsel izlenimlerdir; bu tŸrden betimleme biimlerinin
şaşõrtõcõ ve zorlayõcõ yanõlsama etkisi, bu durumdan kaynaklanõr. Ó
s. 321-3211
\ 1 Ağu 2023
104
68
v. 4
Gerekler
ayrõntõyõ gereksiz kõlan sihir - bilinaltõ

Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
ÒYukarda değinilen, kestirim niteliğindeki dŸşŸnceleri, artõk hayatta olmayan šğretmenim ve dostum Ernst Krisle
birlikte karikatŸrŸn tarihine ilişkin bir inceleme Ÿzerindeki ortak alõşmamõza borluyum. O sõralarda õkõş noktasõ
olarak aldõğõmõz soru, şuydu: Portre karikatŸrŸ, yani kurban seilen birinin yŸz izgilerinin şakacõ bir ifadeyle
arpõtõlmasõ, Batõ sanatõnda neden bu denli ge ortaya õkmõştõr? KarikatŸr sšzcŸğŸ ve kurumu ilk kez on altõncõ
yŸzyõlõn sonunda ortaya õkmõştõr; bu sanatõ bulanlar ise politik ya da başkaca amalõ, şu ya da bu biimde yŸzyõllar
šnce de rastlanan resimli propagandanõn yaratõcõlarõ değil, fakat idealist geleneğin bilinli savunucularõ olan
Carracci kardeşlerdir (274). Geri onlarõn elinden õktõğõna kesin gšzŸyle bakõlabilen ve halen elde bulunan
karikatŸrlerin sayõsõ ok azdõr, ama kurbanlarõnõn yŸzlerini, daha sonra bŸtŸn karikatŸristlerin yapageldikleri gibi,
hayvanlara ya da cansõz nesnelere, dšnŸştŸrenlerin de Carracci kardeşler olduğunu belirten yazõlõ kaynaklardan
kuşkulanmak iin bir neden bulunmamaktadõr.
O zamanlar bšyle şaka niteliğindeki izimlerin ortaya ge õkõşõnõ imgenin bŸyŸlŸ yanõ karşõsõnda duyulan korku,
bilin altõnda bŸtŸnŸyle ciddi nitelik taşõyan bir şeyin şakasõnõ yapma karşõsõnda duyulan isteksizlik olarak
aõklamõştõk. Bu motiflerin anõlan bağlamda belli bir rol oynadõğõna bugŸn de inanõyorum; ancak aynõ zamanda
kuramõn biraz daha geniş anlaşõlmasõ gerektiğini de dŸşŸnŸyorum. (É) Ó
s. 330
\ 1 Ağu 2023
104
69
v. 4
Gerekler
imge - bilinaltõ - etki
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
Ò(É) Nasõl iyi bir portrenin gerekliğe tam bir šykŸnme olmasõ gerekmiyorsa (ve iyi bir karikatŸr doğasõ gereği
bšyle bir šykŸnme niteliğini zaten taşõyamazsa), gerekliğin iyi bir kopyasõnõn da başarõlõ bir karikatŸr ya da iyi bir
portre bağlamõnda hayranlõkla karşõladõğõmõz o arpõcõ benzerlik izlenimini her zaman uyandõrabilmesi diye bir
durum sšz konusu değildir. Bšyle olsaydõ eğer, fotoğraf makinesinin deklanşšrŸne basarak ektiğimiz resimde
arkadaşõmõzõn iyi bir betimlemesini elde etme konusunda daha şanslõ oluduk. Oysa gerekte bšyle bir resmin bizi
memnun ettiği ok enderdir. Bšyle bir resmi oğu kez karakteristik olmaktan uzak, dahasõ tuhaf buluruz; bunun
nedeni, merceğin yol atõğõ arpõtma değil, fakat ifadenin ezgisi ierisinde rasgele yakalayõp saptadõğõnõz kesitin,
bir bŸtŸn olarak ezginin, başka deyişle arkadaşõmõzõn fizyonomisine ruh kazandõran canlõ ifadenin yarattõğõ etkiyi
uyandõramamasõdõr. ‚ŸnkŸ gerek yaşamda insanõn gšrŸnŸşŸ ve karakteristik ifadesi, en az durağan etkenler
kadar devinimi de temel alõr; sanatõnõn gšrevi ise amalanan izlenimin yaratõlmasõ iin gerekli bŸtŸn bilgiyi,
zamanŸstŸ tek bir bakõş aõsõnda šzetlemektir.Ó
s. 332
\ 1 Ağu 2023
104
70
v. 4
Gerekler
resim - fotoğraf
resim (portre) ve fotoğraf : Hangisi gereği, gerek gšrŸntŸyŸ daha iyi gšsterir? Konuyu fark etmek ve Ÿzerinde dŸşŸnmek iin
yukarõdaki alõntõ (alõntõnõn olduğu bšlŸm de) ok gŸzel yol gšsteriyor.
resim → durağan gšrŸntŸ + devinim + sanatõnõn yetkinliği
fotoğraf → durağan gšrŸntŸ + devinim + sanatõnõn yetkinliği

Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
ÒBurada belki de biraz ekingen ve soyut biimde dile getirdiğimiz bu sorunun pratik sonularõ oktandõr
bilinmekte olup, akademik geleneğin savunucularõnca gerekliğe karşõ da kullanõlmõştõr. Bu izgideki yazarlardan
olan ve on sekizinci yŸzyõl başlarõnda Hollandalõ ustalarõn yaşam šykŸlerilerini kaleme alan Arnold Houbraken, bu
sorunu, karşõsõnda eleştirel tutum aldõğõ RembrandtÕa ayõrdõğõ bir bšlŸmde ele almõştõr. HoubrakenÕe gšre
Rembrandt akademik geleneğin šngšrdŸğŸ ustalõk yolunu yermiş ve sanatõnõn yalnõzca doğaya šykŸnmesi
gererktiğinde direnmiştir. Houbraken'in kanõsõnca bšyle bir yšntem hibir zaman hedefe gštŸremez; ŸnkŸ
õplak doğada yalnõzca gŸzellik değil, ama sanatõn ierdiği ve RembrandtÕõn onca sõk zedelediği soyluluk da
eksiktir. Yine Houbraken'e gšre, Rembrandt'õn istediği, her tŸrlŸ değerlendirme bir yana bõrakõldõğõnda da
olanaksõzdõr. Geri doğa model alõnarak bir šlŸdoğa resmi yapõlabilir. Ama šrneğin koşmak, umak ya da atlamak
gibi hõzlõ devinimler nasõl doğa model alõnarak betimlenebilir. Bu devinimler sanatõ daha kalemini oynatma
fõrsatõnõ bulamadam olup biter. Houbraken'e gšre, kendisinin "insani duygularõn ifadesi" diye adlandõrdõğõnõn
taklit edilebilmesi ise daha da umutsuz bir girişimdir. Geri bir modelden ağlar ya da gŸler gibi yapmasõ
istenebilir; ama bunun sonunda ortaya ancak yapay bir ifade õkacaktõr, ŸnkŸ hakiki ifade ancak hakiki duygudan
kaynaklanabilir; ayrõca duygu da - belki de en šnemli nokta budur - zaman ierisinde gelişir.
s. 333
\ 1 Ağu 2023
104
71
v. 4
Gerekler
Rembrandt gerek olanõ resmederken
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
ÒBu noktaya vardõğõnda Houbraken, dŸşŸncelerinde aşõrõya katõğõ izlenimine kapõlõr. ‚ŸnkŸ RembrandtÕõ pek ok
aõdan eleştirmekle birlikte, onun insan yŸreğini tanõmaktaki eşsizliğini, ifade ve davranõşlar alanõndaki aşõlmaz
ustalõğõnõ belirtmek zorunluluğunu duyar. Sanat šğrencilerinin yararlanabilecekleri bir šrnek olarak Rembrandt'õn
kaybolmuş izimlerinden biri šrnek alõnarak yapõlmõş bir kazõ resmi gšsterir (277). Bu kazõresimde, biraz evvel
Hazreti İsa olduğunu anladõklarõ yoldaşlarõnõn birden bire kaybolmasõ karşõsõnda Emmauslu Havarilerin sevinli
şaşkõnlõklarõ ve saygõyla karõşõk korkularõ betimlenmiştir. Aynõ temaya ilişkin olup RembrandtÕõn elinden õkma ve
halen elimizde bulunan bir alõşmadan (278) anlaşõldõğõ kadarõyla anõlan kopya, bŸyŸk ustanõn olağanŸstŸ
inceliklerle šrŸlŸ sanatõnõn teatral bir tutumla kabalaştõrõlmõş bir biimidir. ‚ŸnkŸ yŸz ifadesinde korku ile sevincin
aõka savaştõğõ bir havariyi betimleyen bu acele izilmiş alõşma, birbiriyle elişen duygu dalgalanmalarõnõ
yansõtma bakõmõndan bildiğim en etkileyici betimlemeler arasõndadõr.
HoubrakenÕengšre RembrandtÕõn bu olağanŸstŸ yeteneğinin temelinde onun olağanŸstŸ bir gšrsel belleğe
sahip olmasõ yatar; bu bellek ustaya bir devinimin her evresini tinsel dŸzeyde tutmayõ ve sonradan resimlerinde
kullanmayõ sağlamõştõr.Ó
ss. 333-334
\ 1 Ağu 2023
104
72
v. 4
Gerekler
Rembrandt gerek olanõ resmederken

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler
Sabahattin Eyuboğlu
Eyuboğlu, S., 1997 (ilk basõm 1997), Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayõnevi, Haz. Azra Erhat \ 1 Ağu 2023
104
73
v. 4
Gerekler
Ò
Don Kişot, Romanlarõn Romanõ
Gustave Flaubert: ÒBen ÔDon KişotÕu okumadan šnce, ezbere biliyordum.Ó demişti. Bu bŸyŸk sšze, FlaubertÕi belki
iyi anlamõş olan ThibaudetÕnin bile gereken šnemi vermemesine şaşõlõr. İlk akla gelen, şŸphesiz FlaubertÕ in ÒDon
KişotÓu ocukluğunda dinlemiş olmasõdõr. …yleyse, bŸyŸk romancõ herkesin sšyleyebileceği bir şeyi sšylemiş
oluyordu. BŸtŸn ŸnlŸ kitaplarõn ortak kaderi Òokunmadan bilinmekÓ değil midir? Ka aydõn ÒİlyadaÓyõ, ÒKutsal
KitapÓõ, ÒKurÕanÓõ, Òİlahi KomedyaÓyõ ya da ÒLeyla ile MecnunÓu okumuştur? Bununla birlikte bu kitaplarõ Òaşağõ
yukarõÓ bildiğini sanõr herkes. En ŸnlŸ kitaplar en az okunan kitaplardõr, diyeceğim geliyor. Sšzle šzetlenmeye
elverişli bŸtŸn şaheserler toz tutmaya mahkžmdurlar. Onlarõ biz; istemeden, šzlemeden, zahmet ekmeden
kitaplõklar dõşõnda buluruz; hava gibi, su gibi, ekmek gibi. Bilinen şeyleri yeniden bulmanõn tadõnõ õkarmak
herkesten beklenemez. Dahasõ var: …lŸmsŸz olmak tam anlamõyla šlmek demektir! Hesabõ gšrŸlmŸş şeylerden
bize ne? ParisÕte bŸyŸk adam heykellerinin šnŸnden geerken iimde tuhaf bir sõkõntõ duyardõm. Bir gŸn anladõm ki
bu sõkõntõ bana o heykellerin mahkžm olduklarõ sonsuz yalnõzlõktan geliyordu. Ne gŸnahlarõ vardõ ki onlarõ kšşe
başlarõnda zorla seyredilmeye, gšrmeden bakõlmaya, okumadan bilinmeye mahkžm ettiler! Ne mutlu bana ki en
ok sevdiğim sanatõlarõn heykellerine hibir yerde rastlamadõm.Ó
ss. 21-22
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - Sabahattin Eyuboğlu\ 1 Ağu 2023
104
74
v. 4
Gerekler
Kitaplarla ilgili acõ gereklerden biri

ÒAma Don KişotÕu romanlarõn romanõ yapan yalnõz ruhsal ieriği değildir. Bu kitabõn gerek serŸveni, idealle
gereğin savaşõdõr. Diyeceksiniz ki bu bŸtŸn insanlõk tarihinin serŸvenidir. Ama ÒDon KişotÓta ideal ile gerek, yerle
gšk, Don KişotÕla Sanşo Panza, nihayet eşit gŸlerle karşõlaşõyorlardõ. İlk olarak yeryŸzŸ hayal gŸcŸne karşõ koyuyor,
yel değirmenleri idealizmin kaburga kemiklerini kõrõyordu. Eleştiri ağõ başlamõştõ artõk. Ama iyimser Cervantes bu
savaştan bir dram değil, bir denge, bir uyum yaratõyordu! Kitabõn asõl mucizesi bu işteÉ Don KişotÕla Sanşo Panza
birbirini yok etmiyor, tamamlõyorlar; ruhla beden, õşõkla gšlge gibi.
İşte onlar, hayal ve gerek, İspanyaÕnõn gŸneşli bir yolundalar: Don Kişot šnde, bir hayalet gibi uzun ve zayõf,
gšzleri uzaklardaÉ Sanşo arkada, şişman ve kõrmõzõ, gšzleri elindeki soğan ekmekte. …ndekinin aklõ ileride,
arkadakinin aklõ geride, gidiyorlar. Onlarõ yalnõz šlŸm ayõracak ruhla beden gibi yŸrŸdŸkleri yol hayat yolu. Romanõn
bŸtŸn olaylarõ ‰deta bu sonsuz yŸrŸyŸşŸn g‰h ideale õkan, g‰h gereğe inen bir grafiğini izerler. Nasõl destan ve
masallardaki bŸtŸn olaylar iyilikle kštŸlŸğŸn, irkinlikle gŸzelin, dŸnyevi ile ilah”nin kavgalarõna indirgenebilirse
hayal ve gerek karşõtlõğõ da ÒDon KişotÓun tek ve Òher yerde hazõrÓ temasõdõr. Bu tema roman edebiyatlarõna šzgŸ
bir aõklõkla olaylarda, gšrŸntŸlerde hatta Ÿslupta bile durmadan değişir, genişler, zenginleşir: Devler ve yel
değirmenleri, şato ve han, ideal ve alõk, Don KişotÕun aşkõ ve RossinanteÕnin kõsraklara saldõrõsõ, hayal” sevgili ve
fahişe Marie Tornez, sihirli miğfer ve berber anağõ vb. her zaman aynõ şey, hep aynõ bŸyŸk karşõtlõğõn kõrõntõlarõ.
Cervantes romanõna sonsuzca devam edebilirdi. Don Kişot bitmeyen romanlardandõr.Ó
ss. 24-25

Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - Sabahattin Eyuboğlu \ 1 Ağu 2023
104
75
v. 4
Gerekler
ideal ve gerek ≈ hayal ve gerek
ÒDon Kişot, Sanşo beraberliğini yŸzyõllarõn hayatõnda da gšrŸyoruz: Tabii daha karmaşõk, daha dengesiz biiminde.
Zamanõn, evrenin ve ruhun ihtiyalarõna gšre savaşõ g‰h hayal g‰h gerek kazanõyor. Sanat tarihinde durmadan
devam ettiğini gšrdŸğŸmŸz Òdoğadan uzaklaşmaÓ ve Òdoğaya yaklaşmaÓ akõmlarõ aynõ savaşõn aşamalarõ değil
midir? Klasik edebiyatta hayal gŸcŸnŸn dizginlerini tutan ŸnlŸ ÒsağduyuÓ bizim Sanşo değil midir? ÒGerekten
başka gŸzellik yoktur.Ó sšzŸ SanşoÕ nun ÒGŸzellikten başka gerek yoktur.Ó sšzŸ de Don KişotÕundur. Ama,
mŸspet bilim ilerledike hayalin tepkileri daha pahalõya mal olacak ve sonunda Madame Bovary gereğe karşõ
gelmesini hayatiyle šdeyecektir.
Romantizm Don KişotÕun yeni bir atõlõmõ, bir isyanõdõr. XIX. yŸzyõlda hayal ve gereğin savaşlarõ artõk barõşla değil,
ÒdramÓla bitmeye başlõyor. Ruhlarõ bu drama sahne olan kahramanlar saymakla bitmez: Werther, Faust, Don Juan,
Julien Sorel, Eugnie Grandet, Madame Bovary, Raskolnikof. XIX. yŸzyõlda gerekliği yenmiş hangi roman
kahramanõnõ tanõyorsunuz? Hangisi rŸyasõnõ kana kana iebilmiştir? Her savaşta kanatlarõ kõrõlan ÒhayalÓ Don KişotÕ
un atõndan dŸştŸğŸ zaman sšylediği sšzŸ bir nakarat yaptõ: ÒYo soy el most desdichado caballero de la tierraÓ
(Ben yeryŸzŸnŸn en mutsuz şšvalyesiyim).Ó
ss. 25-26
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - Sabahattin Eyuboğlu\ 1 Ağu 2023
104
76
v. 4
Gerekler
bkz. ÒNasõl oluyordu da her gereğin tersi de gerek gibi gšrŸnŸyordu?Ó / Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
İnsanõn Kozmostaki Yeri
Max Scheler
Scheler, M., 1998 (ilk basõm 1928), İnsanõn Kozmostaki Yeri, Ayra Yayõnevi, ‚ev. Harun Tepe \ 1 Ağu 2023
104
77
v. 4
Gerekler
İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler\ 1 Ağu 2023
104
78
v. 4
Gerekler

Zihinde daha šnceden temellenen bir şeyler olmasõ gerektiğini ifade eden Orson Welles/Tõrtõl
v. 1 başlõklõ ierikteki
Hoimar von DitfurthÕun Başlangõta Hidrojen Vardõ adlõ kitabõnda verilen alõntõlarõ hatõrlatõyor.
Bu kõsõmlarõ Ôa prioriÕ ile ilişkili gibi zannediyorum. Bu zor kelimenin anlamlarõnõ ve diğer notlarõ birka sayfa sonra bulabilirsiniz.
Ò(É) O halde gereklik yaşantõsõ, bizim dŸnyaya ilişkin her tŸrlŸ ÒtasarõmÓõmõzdan sonra değil, šnce
verilmiştir.
DŸnyanõn direncinin yaşantõsõ olarak kšklŸ gereklik yaşantõsõ, her tŸrlŸ bilinten, her tŸrlŸ tasarõmdan ve
her tŸrlŸ algõdan šnce gelir. Hatta en rahatsõz edici duyusal algõ bile hibir zaman yalnõzca uyarõ ve sinir
sisteminin normal işlemesiyle gerekleşmez: Bununla birlikte, bu ister istek ister nefret olsun, [bunlarda]
hep bir itkisel yšnlendirme de bulunmaktadõr; bu en basit duyumda da bšyledir. Yaşam itilimimize ilişkin
bir tepki, tŸm olanaklõ duyumlarõn ve algõlarõn zorunlu koşulunu oluşturduğundan, evremizdeki cisimlerin
temelinde yatan gŸ merkezlerinin ve ("duyu imgeleri" kendi başlarõna bŸtŸnŸyle etkisiz olan) gŸ
alanlarõnõn bizim yaşam itilimimize direnleri, olmasõ mŸmkŸn olan bir algõnõn herhangi bir anõnda ÑhenŸz
bir bilinli "imge" algõsõnõn oluşmadõğõ yerde deÑ yaşanabilir. O halde gereklik yaşantõsõ, bizim dŸnyaya
ilişkin her tŸrlŸ "tasarõm"õmõzdan sonra değil, šnce verilmiştir.Ó
s. 85

İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler \ 1 Ağu 2023
104
79
v. 4
Gerekler
Ò (É) [Yukarõda da] gšrdŸğŸmŸz gibi, hayvan ise bŸtŸnŸyle somut olanda ve gereklik iinde yaşar. (É)
İnsan olmaksa, bu tŸrden gerekliğe gŸlŸ bir ÒhayõrÓ diyebilmektir. ÒTek tek şeyleri seyretmenin ok
gŸzel, şey olmanõnsa korkunÓ olduğunu sšylediğinde Buda bunun bilincindeydi ve dŸnya ile kişinin
kendisinin gerekliğinden sõyrõlmasõna ilişkin bir teknik geliştirdi.(É)Ó
s. 83

Ò…yleyse, benim yukarõda sšz ettiğim, "hayõr"õn anlamõ nedir? DŸnyayõ gerekliğinden "sõyõrmak" ya da
dŸnyayõ "ideleştirmek" de nedir? Bu, Husserl'in kastettiği gibi, (her doğal algõda zaten yer alan) varoluşa
ilişkin yargõ vermekten kaõnmak demek değildir; "A gerektir" yargõsõ, eğer "gerek" boş bir sšzcŸk
değilse, daha yŸkleminde kendisi bir yaşantõ doluluğunu gerektirir. Bunun anlamõ daha ok, gereklik
unsurunun kendisini Ñdeneme amacõylaÑ (kendimiz iin) ortadan kaldõrmaktõr; bŸtŸn ve bšlŸnmez bir
biimde ok gŸlŸ olan gereklik izlenimini, duygu yŸklŸ bağlaşõğõyla birlikte yok etmektir Ñbu ise, "her
tŸrlŸ dŸnyevi korkuyu yenmek, Schiller'in dediği gibi, "saf biimlerin bulunduğu alanlara girmek"tir.
‚ŸnkŸ her tŸrlŸ gereklik olduğu iin ve ne olduğunun hibir šnemi olmaksõzõn her yaşayan varlõk iin
šncelikle bir engelleyici, sõkõştõrõcõ bir baskõdõr; (nesnesi olmayan) "saf' korku ise onun bağlaşõğõdõr. Eğer
varolmak "karşõ koymak" ise, gerekliğinden sõyõrma asketik edimi, temelde yaşam itiliminin ortadan
kaldõrõlmasõyla, devre dõşõ bõrakõlmasõyla varlõk kazanõr; bu yaşam itilimiyle bağlantõsõnda, dŸnya her şeyden
šnce karşõ koyma olarak gšrŸnŸşe gelir ve bu aynõ zamanda raslantõsal olarak şimdi ve burada-bu biimde
olana ilişkin her tŸrlŸ duyusal algõnõn da koşuludur. İtkiler ve duyular birbirinden ayrõlamadõklarõndan,
Platon felsefe yapmanõn "sonu gelmez bir aba" olduğunu sšyler Ñve yine bu nedenle her tŸrlŸ usuluk
de eninde sonunda "asketik ideal"e dayanõr.Ó
ss. 85-86

ÒAma bu [dŸnyayõ] gerekliğinden sõyõrma edimini, yalnõzca bizim "tin" dediğimiz şeye sahip olan varlõk
gerekleştirebilir. Yalnõzca tin, saf "isteme" biiminde, isteme edimi yoluyla Ñve bu engelleme (durdurma)
edimi demektirÑ, bizim gerekliğin gerekliğine giriş diye bildiğimiz, duyusal-itilim merkezini susturabilir.
İnsan, tine sahip olmasõyla, iini şiddetli bir korkunun kapladõğõ, kendi yaşamõna karşõ, ilke olarak, Ñkendi
tepkisel-itkilerini baskõlayarak ve aşağõya iterek, yani algõ imgeleri ve tasarõmlarla onlarõn beslenmesine
engel olarak asketik bir biimde davranabilir. Gerekliğe her zaman -tiksindiği ve katõğõ yerde bileÑ
"evet" diyen hayvanla karşõlaştõrõldõğõnda insan Òhayõr diyebilen", "yaşam karşõsõnda askete
davranabilen", õplak gereklik karşõsõnda ebedi protestandõr. Bu dŸnya gšrŸşlerinden ve değer
sorunlarõdan tŸmŸyle bağõmsõzdõr; (iinde bulunduğu durum ne olursa olsun bu soruyu başka insanlardan
derin bir biimde yanõtlamõş olan Buda'nõn kastettiği anlamda) tinin gerek olmayan šzler alanõna
yŸkselişinin, nihai ama olarak peşinde olup olmamasõndan da bağõmsõzdõr; ŸnkŸ gerekliğin kendisi
zaten kštŸlŸk olarak gšrŸlŸr ("omne ens est malum")Ñ, veya šzler alanõndan benim dogru bulduğumÑ
onu daha iyi kõlmak iin (başlangõta varolma, iyi ve kštŸye karşõ kayõtsõzdõr), hep yeniden gerekliğe ve
onun burada ve şimdi olduğu gibi olmasõna geri dšnmeye alõşõp alõşmamasõndan, ve asõl yaşam ile
insanõn asõl yazgõsõnõ, bu ide ve gereklik, tin ve itilim arasõndaki ebedi ritmde Ñonlarõn ara sõrada her
zaman varolan gerilimi dengelemede bulup bulmamasõndan bağõmsõzdõr.Ó
s. 86

İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler\ 1 Ağu 2023
104
80
v. 4
Gerekler

ÒHer durumda, varolmasõ gŸnlŸk kaygõlarõn štesine geemeyen hayvana gšre insan, ebedi "Faust"tur;
yeni olana tutkulu bir vahşi (bestia cupidissima rerum novarum), hibir zaman kendisini kuşatan
gereklikle yetinmeyen her zaman burada-şimdi-olduğu gibi olmanõn sõnõrlarõnõ yõkmaya istekli, onu
evreleyen gerekliği Ñbu arada kendisinin o andaki gerekliğini deÑ aşmaya istekli bir varlõktõr.
Sigmund Freud da, bu anlamda insanõ "itkilerini bastõran" bir varlõk olarak gšrŸr.
8 İnsan šyle olduğu iindir
ki Ñbu šzelliğiyle insan arasõra değil, sŸrekli olarak itkilere "hayõr" derÑ kendi algõ dŸnyasõ Ÿzerinde bir
dŸşŸne dŸnyasõ kurabilir, diğer yandan kendisinde bastõrõlmõş olarak bulunan itkilerde uyumakta olan
enerjiyi, gittike daha fazla, tinin hizmetine sunabilir (yŸkseltebilir). Bu, insanõn kendi itkisel enerjisini tinsel
etkinliklere "yŸkseltmesi demektir.Ó
s. 87

İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler \ 1 Ağu 2023
104
81
v. 4
Gerekler\ 1 Ağu 2023
104
82
v. 4
Gerekler
Kitaptan, TDKÕya ait sšzlŸklerden ve WikipediaÕdan tanõmlamalarõ
A priori
Ò…yleyse ideleştirme, zek‰ tarafõndan gerekleştirilen gšzlemlerin bŸyŸklŸğŸnden ve sayõsõndan, tŸmevarõmsal
õkarõmlardan bağõmsõz olarak, dŸnyanõn šzsel niteliklerini ve yapõ biimlerini, ilgili šz alanõnõn bir tek šrneğinde (birlikte)
kavramak demektir. Ama bizim bu yolla kazandõğõmõz bilgi, tek bir šrnekle kazanõlmõş olsa da, aynõ šzŸ taşõyan tŸm
olabilecek nesneler iin ve bizim insansal rastlantõya dayalõ duyularõmõzdan ve duyularõn uyarõlabilirliğinin tŸrŸnden ve
šlŸsŸnden bağõmsõz olarak, aynõ madde Ÿzerinde dŸşŸnen tŸm tinsel šzneler iin geerlidir. Bizim bu yolla kazandõğõmõz
gšrŸşler, duyusal deneyimlerimizin sõnõrlarõ štesinde de geerlidirler; bu gšrŸşler yalnõzca gerek olarak var olan dŸnya
iin değil, tŸm olanaklõ dŸnyalar iinde geerlidirler. Biz onlara felsefe dilinde a priori bilgiler diyoruz.Ó
s. 81

Bu zor kelimeyi tam anlayamasak bile burada karşõlõklarõnõ vermekte fayda var. Zamanla, karşõlaştõka anlamõ daha da oturabilecek kelimelerden.

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
DšrtlŸkler
…mer Hayyam
…mer Hayyam, 2020 ( ~1100Õler), Rubailer, 29. Baskõ, İş Bankasõ Yayõnlarõ, ‚ev. Sabahattin Eyuboğlu
Rubailer \ 1 Ağu 2023
104
83
v. 4
Gerekler
Ò
Kimi dinde imanda buldu yolu
Kimi akõl, bilim yolunu tuttu.
Derken ses geldi karanlõklardan:
Gafiller! doğru yol ne odur, ne bu!
Ó
s. 20

DšrtlŸkler - …mer Hayyam\ 1 Ağu 2023
104
84
v. 4
Gerekler

Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
The Lessons of History
Will Durant, Ariel Durant
Durant, W., Durant, A., 1968 (ilk basõm 1968), The Lessons of History, Simon and Schuster - Newyork \ 1 Ağu 2023
104
85
v. 4
Gerekler
Tarihten Alõnacak Dersler
Will Durant, Ariel Durant
Durant, W., Durant, A., 1994 (ilk basõm 1968), Tarihten Alõnacak Dersler, Bedir Yayõnevi, ‚ev. Nejat Muallimoğlu
ÒI. Hesitations
As his studies come to a close the historian faces the challenge: Of what use have your studies been? Have you
found in your work only the amusement of recounting the rise and fall of nations and ideas, and retelling Òsad stories
of the death of kingsÓ? Have you learned more about human nature than the man in the street can learn without so
much as opening a book? Have you derived from history any illumination of our present condition, any guidance for
our judgments and policies, any guard against the rebuffs of surprise or the vicissitudes of change? Have you found
such regularities in the sequence of past events that you can predict the future actions of mankind or the fate of
states? Is it possible that, after all, Òhistory has no sense,Ó
1 that it teaches us nothing, and that the immense past was
only the weary rehearsal of the mistakes that the future is destined to make on a larger stage and scale? Ó
s. 11

ÒI. TereddŸtler
İncelemeleri sona eren tarihi bir meydan okuma ile karşõ karşõya: BŸtŸn bu alõşmalarõnõn ne faydasõ oldu?
‚alõşmalarõnõzda, sadece milletlerin ve fikirlerin yŸkseliş ve dŸşŸşlerini nakletmenin, ve "krallarõn šlŸmlerinin acõklõ
hik‰yelerini yeniden anlatmanõn zevkini mi tattõnõz? İnsan tabiatõ hakkõnda, sokaktaki adamõn hemen hemen hi kitap
amaksõzõn šğrenebileceğinden fazlasõnõ mõ šğrendiniz? Tarihten, bugŸn iinde bulunduğumuz şartlan
aydõnlatabilecek herhangi bir õşõk, hŸkŸmlerimiz ve takip edeceğimiz politikalar iin herhangi bir rehber, sŸrprizlerin
ret ve tersliklerine veya değişmenin iniş ve õkõşlarõna karşõ herhangi bir korunma õkarabildiniz mi? Mazinin, biribirini
takip eden h‰diselerinde, beşeriyetin istikbalde nasõl hareket edeceğinde veya devletlerin kaderlerinin nasõl tecelli
edeceğinde kehanette bulunabileceğiniz muntazamlõklar buldunuz mu? Nasõl olsa, "Tarihin hissi yoktur,Ó
1 sšzŸ doğru
mudur; y‰ni, tarih bize bir şey šğretmez, y‰ni, v‰si m‰zi, istikbalin, daha bŸyŸk bir sahnede ve daha bŸyŸk šlŸde
tekrarlanmasõ kaderinde yazõlõ hat‰larõn bõkkõn provalarõndan başka bir şey değil midir? Ó
s. 23
\ 1 Ağu 2023
104
86
v. 4
Gerekler
ing
tr
The Lessons of History / Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant

ÒAt times we feel so, and a multitude of doubts assail our enterprise. To begin with, do we really know what the past
was, what actually happened, or is history Òa fableÓ not quite Òagreed uponÓ? Our knowledge of any past event is
always incomplete, probably inaccurate, beclouded by ambivalent evidence and biased historians, and perhaps
distorted by our own patriotic or religious partisanship. ÒMost history is guessing, and the rest is prejudice.Ó
2 Even
the historian who thinks to rise above partiality for his country, race, creed, or class betrays his secret predilection in
his choice of materials, and in the nuances of his adjectives. ÒThe historian always oversimplifies, and hastily selects a
manageable minority of facts and faces out of a crowd of souls and events whose multitudinous complexity he can
never quite embrace or comprehend.Ó
3 Ñ Again, our conclusions from the past to the future are made more
hazardous than ever by the acceleration of change.Ó
ss. 11-12

ÒZaman zaman biz de šyle hissediyoruz, ve ok sayõda şŸpheler teşebbŸsŸmŸzŸ engellemeğe alõşõyor. İlkin, mazinin
ne olduğunu, nelerin vuku bulduğunu, veya tarihin, Ÿzerinde henŸz bir "anlaşmaya varõlmamõş bir masal" olup
olmadõğõnõ gerekten biliyor muyuz? Mazide vuku bulmuş herhangi bir h‰dise hakkõndaki bilgimiz daima eksik
olduğundan, ve kesin olmayan delillerle ve tek taraflõ tarihilerle karartõldõğõndan muhtemelen yanlõştõr, ve belki de
kendimizin mill” ve din” partizanlõğõmõzla tahrif edilmiştir. "Tarihin bŸyŸk bir kõsmõ tahmin, ve mŸtebakisi peşin
hŸkŸmlerdir."
2 Hatt‰ kendi Ÿlkesi, õrkõ, inancõ, veya sõnõfõ iin duyabileceği tarafgirlik hislerinin ŸstŸne õktõğõnõ sanan
tarihi bile, setiği malzemesi ile, ve kullandõğõ sõfatlardaki nŸanslarla kendi gizli tercihlerini aõğa vurur. "Tarihi,
daima gerektiğinden fazla basitleştirir, ve ok yšnlŸ muğlaklõğõnõ hi bir zaman benimseyemediği veya anlayamadõğõ
kalabalõk ruhlar ve h‰diseler arasõndan kolaylõkla yoğurabileceği azõnlõktaki gerekleri ve insanlarõ acele ile seer."
3
Yine, mazide olup bitenlerden istikbal iin õkardõğõmõz neticeler, değişmenin gittike hõz kazanmasõndan štŸrŸ, šnceki
zamanlardakinden fazla rizikolu oluyor.Ó
ss. 23-24
\ 1 Ağu 2023
104
87
v. 4
Gerekler
ing
tr
The Lessons of History / Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant\ 1 Ağu 2023
104
88
v. 4
Gerekler
The Lessons of History / Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant
Beni Kategorize Etme
v. 1 başlõklõ ierikte kuantum mekaniğinin keşfedilmesi ile beraber herkesin konuştuğu konulardan olduğu
vurgulanmõştõ, bu alõntõ da onlara šrnek olabilir.

ÒIn 1909 Charles PŽguy thought that Òthe world changed less since Jesus Christ than in the last thirty yearsÓ;
4 and
perhaps some young doctor of philosophy in physics would now add that his science has changed more since 1909
than in all recorded time before. Every yearÑsometimes, in war, every monthÑsome new invention, method, or
situation compels a fresh adjustment of behavior and ideas. Ñ Furthermore, an element of chance, perhaps of
freedom, seems to enter into the conduct of metals and men. We are no longer confident that atoms, much less
organisms, will respond in the future as we think they have responded in the past. The electrons, like CowperÕs God,
move in mysterious ways their wonders to perform, and some quirk of character or circumstance may upset national
equations, as when Alexander drank himself to death and let his new empire fall apart (323 B.C.), or as when
Frederick the Great was saved from disaster by the accession of a Czar infatuated with Prussian ways (1762).Ó
s. 12

ÒCharles Peguy 1909'da, "dŸnyada, İsa'nõn zamanõndan itibaren vuku bulan bŸtŸn değişmelerin, son otuz yõldaki
değişmelerden azÓ
4 olduğunu sandõ; ve belki gŸnŸmŸzde, fizik Ÿzerine doktora yapmõş gen bir ilim adamõ, kendi
ilminin 1909Õdan bu yana, daha šnceki yazõlõ tarih boyunca gšrdŸğŸ değişmelerden fazla değişikliğe uğradõğõnõ
sšyleyecektir. Her seneÑbazen, harpte, her ayÑyeni bir icad, metod, veya durum, davranõş ve fikirlerin yeniden
dŸzenlenmesine zorluyor. †stelik, tes‰dŸf” bir unsurun, belki de metallerin ve insanlarõn davranõşlarõna tesir ettikleri
anlaşõlõyor. Biz, organizmalar bir yana, atomlarõn bile istikbalde, mazide hareket ettiklerini sandõğõmõz tarzda hareket
edeceklerine artõk emin değiliz. Elektronlar, Cowper'in Tanrõsõ gibi, hayret uyandõrõcõ icraatlarõnõ esrarengiz şekillerde
yaparlar, ve İskender'in, kendisini, kendisini šldŸrecek kadar ikiye vererek, kurduğu yeni imparatorluğunun
paralanmasõna sebep oluşu gibi (M.…. 323), veya Rusya tahtõna Prusyalõlar'õn davranõş ve usullerine aşõk bir ‚arõn
tahta gemesinin (1762) BŸyŸk Frederick'i fel‰ketten kurtarmasõ gibi, herhangi bir karakterin acayip bir hareketi veya
bir durum mill” denklemleri altŸst edebilir. Ó
ss. 24-25

ing
tr

\ 1 Ağu 2023 104
89
v. 4
Gerekler
3000, 5000, 7000 ?
v. 1 başlõklõ ieriğe de bakabilirsiniz.⋮
ÒObviously historiography cannot be a science. It can only be an industry, an art, and a philosophyÑan industry by
ferreting out the facts, an art by establishing a meaningful order in the chaos of materials, a philosophy by seeking
perspective and enlightenment. ÒThe present is the past rolled up for action, and the past is the present unrolled for
understandingÓ
5Ñor so we believe and hope. In philosophy we try to see the part in the light of the whole; in the
Òphilosophy of historyÓ we try to see this moment in the light of the past. We know that in both cases this is a
counsel of perfection; total perspective is an optical illusion. We do not know the whole of manÕs history; there were
probably many civilizations before the Sumerian or the Egyptian; we have just begun to dig! We must operate with
partial knowledge, and be provisionally content with probabilities; in history, as in science and politics, relativity rules,
and all formulas should be suspect. ÒHistory smiles at all attempts to force its flow into theoretical patterns or logical
grooves; it plays havoc with our generalizations, breaks all our rules; history is baroque.Ó
6 Perhaps, within these limits,
we can learn enough from history to bear reality patiently, and to respect one anotherÕs delusions.Ó
ss. 12-13

ÒBesbelli ki, tarih yazõcõlõğõ bir ilim değildir. O, sadece bir emek, bir sanat, ve bir felsefe olabilirÑgerekleri bulup
õkarmakla bir emek, eldeki kaotik malzemeye anlaşõlõr bir dŸzen vermekle bir sanat, perspektif ve aydõnlatma
uğrunda bir felsefe. "Şimdiki zaman, bir yumak h‰linde harekete gemeye hazõr m‰zi, ve m‰zi de, anlamamõz iin
yumağõndan šzŸlmŸş şimdiki zamandõr,"
5 veya biz bšyle olduğuna inanõyor ve Ÿmit ediyoruz. Felsefede, bŸtŸnŸn
õşõğõnda parayõ gšrmeğe alõşõrken, "tarih felsefesõ'nde ise, mazinin õşõğõnda şimdiki ‰nõ gšrmeğe alõşõrõz. Biz her iki
durumda da, bunun, bir mŸkemmellik tedbiri olduğunu biliyoruz; topyekŸn perspektif ise bir optik yanõlmadõr. Biz,
insanoğlunun bŸtŸn tarihini bilmiyoruz; SŸmer ve Mõsõr medeniyetlerinden šnce, muhtemelen bir ok medeniyet
vardõ; kazõlarõmõza ancak başladõk! Biz bu işe, kõsm” bilgimizle girişmeli, ve şartlõ olarak, ihtimallerle tatmin olmalõyõz;
tarihte, ilim ve politikada olduğu gibi, hŸkŸmranlõk eden nisb”liktir, ve bŸtŸn formŸller şŸphe ile ele alõnmalõ. "Tarih,
kendi akõşõnõ teorik šlŸlere veya mantõk” kanallara zorlama teşebbŸslerine gŸlŸmser; bizim genelleştirmelerimizi
altŸst eder, bŸtŸn kurallarõmõzõ iğner; tarih baroque' dõr.Ó
6* Belki bu sõnõrlar dahilinde, realiteye sabõrla katlanabilmek,
ve biribirimizin vehimlerine saygõ beslemek iin tarihten yeterince šğreneceklerimiz vardõr.Ó
ss. 25-26


ing
tr
The Lessons of History / Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant\ 1 Ağu 2023
104
90
v. 4
Gerekler
Sosyal bilimler de olduğu gibi doğa bilimlerinde de ÔahmakÕ gibi hissedildiği ya da ahmak durumuna dŸşme
v. 1 sšz konusu olabiliyor.⋮
ÒSince man is a moment in astronomic time, a transient guest of the earth, a spore of his species, a scion of his race,
a composite of body, character, and mind, a member of a family and a community, a believer or doubter of a faith, a
unit in an economy, perhaps a citizen in a state or a soldier in an army, we may ask under the corresponding headsÑ
astronomy, geology, geography, biology, ethnology, psychology, morality, religion, economics, politics, and warÑ
what history has to say about the nature, conduct, and prospects of man. It is a precarious enterprise, and only a fool
would try to compress a hundred centuries into a hundred pages of hazardous conclusions. We proceed.Ó
s. 13

Òİnsanoğlu, astronomik zamanda bir ‰n, yeryŸzŸnŸn geici bir misafiri, kendi cinsinden olanlarõn bir tohumu, kendi
õrkõnõn bir evl‰dõ, VŸcuttan, karakterden, ve akõldan oluşan bir bileşik, ailenin ve topluluğun bir Ÿyesi, bir dine inanan
veya şŸphe eden biri, bir ekonomide bir Ÿnite, belki bir devletin vatandaşõ veya bir ordunun askeri olduğundan, biz
de bunlara tekabŸl eden başlõklar altõndaÑastronomi, jeoloji, coğrafya, etnoloji [õrklarõ araştõran ilim], psikoloji,
moralite [ahl‰k], din, ekonomi, politika, ve harpÑinsan tabiatõ, davranõşõ, ve gšrŸnŸşŸ hakkõnda tarihin neler
dediklerini šğrenebiliriz. Bu nazik, rizikolu bir teşebbŸs, ve ancak bir ahmaktõr ki, yŸzlerce asrõ gŸvenilemez
sonularla dolu yŸz sayfaya sõkõştõrmağa alõşabilir. Biz bu işleme başlõyoruz. Ó
s. 26


ing
tr
The Lessons of History / Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
91
v. 4
Gerekler
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
92
v. 4
Gerekler
TŸm bakõş aõlarõna sahip olmak, aynõ anda her şeyi gšrmeyi beklemek ancak bir ilŸzyon olabilir ?! Valery bile
şiirinin tek bir anlamõ olduğunu kabul etmez.
Şšyle desek olur mu?Sayfada herhangi bir değişiklik gerekleşmediği halde bazen yŸzleri, bazen vazoyu algõlarsõnõz, ikisini aynõ anda
gšremezsiniz. Olanaksõz olansa, bir noktada mevcut malzemenin ÒtŸmŸnŸÓ tek bir yaklaşõmda bŸtŸnleştirmemiz veya ÒherÓ muhtemel
bakõş aõsõna sahip olmamõzdõr. Gerek resim hangisidir? Filmin bu soruya verdiği yanõt, bu vakanõn olgularõ hakkõnda ne bilirsek bilelim, bir izgi ve renk
grubunu gšrŸyorsak, başka bir grubu, resmin başka bir ÒdeğişkesiÓni gšremeyeceğimizdir.
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander NehamastopyekŸn perspektif ise bir optik yanõlmadõr - total perspective is an optical illusion
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel DurantNeredeyse ValŽry'nin kendisi yapõtlarõnõ aõklamalarõ iin davetiye õkarõr: şiirlerinin sanki bir tek, kesin anlamõ varmõş gibi
davranõlmasõnõ kabul etmez, "mes vers ont le sens qu'on leur prte'', şiirlerimin anlamõ onlara yŸklenenlerdir der.
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
93
v. 4
Gerekler
Sanat ve Yanõlsama kitabõndaki bu anlatõlanlarõ da Incognito kitabõndan verilen tŸm alõntõlarla bir arada
dŸşŸnebilirsiniz.Işõğõn biim karşõsõndaki bu ŸstŸnlŸğŸnŸn gerekesini irdelemek, aslõnda ilgin bir konudur. Kanõmca bu durum belki de
şu ya da bu biimde bir yŸzey dokusunun niteliklerinin bilincimizin derindeki kesitlerini doğrudan etkilemesiyle ilintilidir. O zamanlar bšyle şaka niteliğindeki izimlerin ortaya ge õkõşõnõ imgenin bŸyŸlŸ yanõ karşõsõnda duyulan korku, bilin
altõnda bŸtŸnŸyle ciddi nitelik taşõyan bir şeyin şakasõnõ yapma karşõsõnda duyulan isteksizlik olarak aõklamõştõk. Gere kullanõmõnda bšylesine azla yetinme, ancak indirgeme aracõlõğõyla gerekleştirilebilir. Bir başka šrnek de
Rembrandt'õn gelişmesidir. Bu sanatõ šrneğin yaşadõğõ dšnemde resmi giysileri sŸsleyen altõn sõrma şeritleri
betimlemeyi en ufak ayrõntõsõna değin bilmeseydi (258, 259), sonradan aynõ betimlemelerde nelerden vazgeebileceğini
asla aramaya kalkõşamazdõ. Sonunda, izleyiciye Rembrandt'õn sanattan anlayan koruyucusu Jan Six'i betimlediği ŸnlŸ
tablosunda izleyiciye bir altõn sõrma şerit gšsterebilmek iin tek bir fõra vuruşu yeterli olmuştur (260, 261); ancak sanatõ
bu neredeyse bir tŸr sihirbazlõk sayõlabilecek yalõnlaştõrmayõ başarabilmek iin herhalde sayõsõz deneme yapmak zorunda
kalmõştõr!
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
resim - imge - bilinaltõ
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David Eagleman
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
94
v. 4
Gerekler
Belki romanlar gibi tarih de bir masal !?tarihin, Ÿzerinde henŸz bir "anlaşmaya varõlmamõş bir masal" olup olmadõğõnõ gerekten biliyor muyuz?
Neyse ki, yalnõzca bir tŸr ağdaş peri masalõ anlatõyorum, o yŸzden her şey yolunda; kimsenin altŸst olmasõna gerek
yok ya da sšylediğim herhangi bir şeyi ciddiye almasõna. KšklŸ bir eyleme girişmelerine de gerek yok.
Yorum ve Aşõrõ Yorum - U. E, R. R, J. C, C. Brooke-Rose
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant
Şšyle abartsak olur mu?

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
95
v. 4
GereklerBŸtŸn ressamlar zorunlu olarak bir Ÿslup kullanõr ve bu da, onlara belirli tercihler, kararlar ve dõşlamalar dayatõr; dahasõ,
bu Ÿslup kapsamõnda her biri, ok sayõda daha šzel kararlar vermek zorundadõr. Her karar, ne denli genel veya šzel
olduğu šnemli olmaksõzõn, kişinin setiği konunun šğelerini, diğer šğelerin gšz ardõ edilmesi pahasõna šn plana õkarõr
ve dolayõsõyla, tam da bu konunun yaratõlmasõndan sorumludur.
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander NehamasHatt‰ kendi Ÿlkesi, õrkõ, inancõ, veya sõnõfõ iin duyabileceği tarafgirlik hislerinin ŸstŸne õktõğõnõ sanan tarihi bile, setiği
malzemesi ile, ve kullandõğõ sõfatlardaki nŸanslarla kendi gizli tercihlerini aõğa vurur.
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel DurantBesbelli ki, tarih yazõcõlõğõ bir ilim değildir. O, sadece bir emek, bir sanat, ve bir felsefe olabilir
ressam - tarihi
sanat
tercihler - seimler
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
96
v. 4
GereklerEmpresyonizm, neoklasik yapõtlarõ karakterize eden nesnelerin kesin hatlarõnõ yansõtamaz, hatta bunu tasvip etmez bile;
ama renklendirilen gšlgelerin etkileşimi aynõ nedenle, neoklasik ressamlarõn hem aralarõnõn hem de imgelemlerinin
štesindedir.
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander NehamasGere kullanõmõnda bšylesine azla yetinme, ancak indirgeme aracõlõğõyla gerekleştirilebilir. Bir başka šrnek de
Rembrandt'õn gelişmesidir. Bu sanatõ šrneğin yaşadõğõ dšnemde resmi giysileri sŸsleyen altõn sõrma şeritleri
betimlemeyi en ufak ayrõntõsõna değin bilmeseydi (258, 259), sonradan aynõ betimlemelerde nelerden vazgeebileceğini
asla aramaya kalkõşamazdõ. Sonunda, izleyiciye Rembrandt'õn sanattan anlayan koruyucusu Jan Six'i betimlediği ŸnlŸ
tablosunda izleyiciye bir altõn sõrma şerit gšsterebilmek iin tek bir fõra vuruşu yeterli olmuştur (260, 261); ancak sanatõ
bu neredeyse bir tŸr sihirbazlõk sayõlabilecek yalõnlaştõrmayõ başarabilmek iin herhalde sayõsõz deneme yapmak zorunda
kalmõştõr!
inanõlmaz ayrõntõ
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
yalõnlaştõrma
(sihirbazlõk)
empresyonizm
ayrõntõ giderek azalõyor,
hokus-pokus ile kolayca sihir mi yapõlõyor,É yoksa ?!

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
97
v. 4
GereklerFakat er ya da ge, alõcõ, bu biimsel albeninin etkisinden kurtulabilir ve hele yaşantõlarõ sonunda yapacağõ
değerlendirme ve karşõlaştõrmalarla bir šnceki sanat eserinin bu šzgŸn zannettiği ve yeterli bulduğu niteliklerinden
vazgeebilir, hatta onlar Ÿzerine olumsuz yargõlar bile oluşturabilir.
Sanat PsikolojisiÕne Giriş - Sõtkõ M. ErinBir gŸn okuyup gazeteyi atanlar arasõnda beğenen de olur, beğenmiyen de. Onlarõn yargõlarõ pek sayõlmaz. Hele bir de
dura dura okusunlar gšrŸşleri değişir belki, beğendikleri yazõlarõn da šyle bir değeri olmadõğõnõ anlayõverirler
Sšzden Sšze Ararken - Nurullah AtaHepsini de inanarak bir doğruyu sšylediğimi sanarak yazdõm. Sonra o doğrular beni bõrakõp kamõş olabilirler. Niin
koşayõm arkalarõndan? Onlarõn yerine başka doğrular geldi.
eski gerekler yeni gerekler
doğrular doğrular
beğeniler beğeniler
yerine
BugŸn beğenmişsin, yarõn beğenmemişsin. BugŸn doğru demişsin, yarõn yanlõş demişsin. Gayet normal gšrŸnŸyor. DŸşŸnsenize,
şšyle diyoruz: ben 5 yaşõndan beri (É 20 yaşõndan beri, 30 yaşõndan beri É..) hep en doğrularõ biliyor, en iyileri beğeniyordumÉ
Hibir fikrim, anlayõşõm, algõm É değişmedi É
Sanki bu daha anormal É uhrevi bir sõfatõnõz var anlamõna gelebilir.
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
98
v. 4
GereklerSalt gereklik, der ValŽry, L'‰me et la danse adlõ Platon diyalogunda, yaşamõn en bŸyŸk dŸşmanõdõr, her tŸrlŸ
organizmayõ paralayan zehirdir, yaşamsal bõkkõnlõğa sŸrŸkler, ki bunun ilacõ eylemden başka bir şey değildir. [Yukarõda da] gšrdŸğŸmŸz gibi, hayvan ise bŸtŸnŸyle somut olanda ve gereklik iinde yaşar. (É)
İnsan olmaksa, bu tŸrden gerekliğe gŸlŸ bir ÒhayõrÓ diyebilmektir. ÒTek tek şeyleri seyretmenin ok gŸzel, şey
olmanõnsa korkunÓ olduğunu sšylediğinde Buda bunun bilincindeydi ve dŸnya ile kişinin kendisinin gerekliğinden
sõyrõlmasõna ilişkin bir teknik geliştirdi.(É)
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb
İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler
Salt gereklik : yaşamõn en bŸyŸk dŸşmanõ ve organizmayõ paralayan bir zehir
ilacõ eylem
ya da o gereklik yokmuş gibi yapmanõn bir tekniğini geliştireceğiz

Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
99
v. 4
GereklerIt can only be defined in terms of its connections to the whole, and these connections are of a statistical natureÑ
probabilities rather than certainties. When we describe the properties of such an entity in terms of classical conceptsÑ
like position, energy, momentum, and so forthÑwe find that there are pairs of concepts which are interrelated and
cannot be defined simultaneously in a precise way.
The Tao of Physics - Fritjof Capra bu işe, kõsm” bilgimizle girişmeli, ve şartlõ olarak, ihtimallerle tatmin olmalõyõz; tarihte, ilim ve politikada olduğu gibi,
hŸkŸmranlõk eden nisb”liktir, ve bŸtŸn formŸller şŸphe ile ele alõnmalõ
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant
İnsanlarõn dŸnyasõnda da atomaltõ paraõklarõn dŸnyasõnda da ihtimallerle tatmin olmalõyõz denebilir.
ihtimaller ya da olasõlõklar
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
100
v. 4
Gerekler
Antal SzerbÕin DŸnya Yazõn Tarihi kitabõndaki Goethe ile ilgili şu ifadesi hep aklõmdaydõ.
ÒEğer bir gŸn yok olacak olursak, Mars'ta yaşayanlarõn tŸrŸmŸzŸn bŸyŸklŸğŸnŸ ve zayõflõklarõnõ onun anõlarõyla
incelemeleri gerekecektir.Ó
Aldõğõm notlardan, konuya gšre alõntõlayacağõm kõsmõn biraz šncesini ve sonrasõnõ da tekrar okumaya alõşõyorum.
İlgin bir şekilde oğu alõntõladõğõm yerde ya da yakõnlarõnda Goethe ile ilgili kõsõmlar vardõ. TŸrŸmŸz yok olmadan
da ondan veya eserlerinden bayağõ bahsediyoruz. Antal SzerbÕe hak vermemek mŸmkŸn değil.
Bazõlarõ da ÔsõnõrÕ kavramõ ile ilgili. Bu da gŸzel bir rastlantõ. Birka tanesini de ekledim.
Bu sayfa dahil gelecek Ÿ sayfada ilgili kõsõmlarõ vermeye alõştõm. Bu versiyon biraz fazla dağõldõ gibi.
Sonraki versiyonda bu kõsmõ da biraz daha iyi toparlamaya alõşacağõm.
Goethe, sõnõr ve yok olmamõz - 1

ÒGOETHE
Goethe'nin en Goethe nitelikli izgisi herkesin bildiği Ÿzere bŸtŸnselliktir. Yapõtlarõ bir Yunan heykeli gibi tek tek,
kapalõ yetkinlikleri iinde -bŸtŸne uyum sağladõklarõ iin- Goethe'nin yaşamõ boyunca verdiği yapõtlarõn birer
parasõdõr. Yalnõzca yapõtlar değil, tŸm Goethe de šlŸmsŸzdŸr ve buna Goethe'nin yŸzŸ, Goethe'nin odasõ,
koşuşturan sevgilileri ve kağõda dškŸlmŸş sšyleşileri, ziyaretileri ve sekreterleri de, onunla bağlantõsõ olan her
şey ve en başta da kişiliğini sarmõş olan ve saran kŸlt de dahildir; bu, Goethe adõyla iyelik ilişkisi kurulabilen her
tŸrlŸ šnemsiz şeye bir anlam verir. Goethe kŸltŸ Alman ve ortak Avrupa insancõllõğõnõn en gŸzel yaratõlarõndan
biridir: Avrupa insanõ Goethe'de kendisine saygõ duymuş ve kendisini an yŸceliklere õkarmõştõr.
¥ "İNSAN"
‚ŸnkŸ Goethe'nin gizemi, herhangi bir biimde, hep birlikte onun paydaşõ olmamõzdõr. İnsan bunu dŸşŸndŸğŸ
zaman tuhaf, hoş ve etkileyici bir sõcaklõk duyumsar: Onda kendimizi severiz, kendimizde sevilesi olanõ severiz.
Goethe, Napoleon'a yaptõğõ ziyaretten sonra salonu terk edince imparator şšyle haykõrmõştõr: "Voila, un homme!"
Bunda Goethe ile ilgli olarak sšylenebilecek en šnemli şey saklõdõr. Tõpkõ bir insan gibiydi. İnsan tŸrŸnŸn en
karakteristik šrneğiydi. Eğer bir gŸn yok olacak olursak, Mars'ta yaşayanlarõn tŸrŸmŸzŸn bŸyŸklŸğŸnŸ ve
zayõflõklarõnõ onun anõlarõyla incelemeleri gerekecektir.Ó
s. 401
\ 1 Ağu 2023
104
101
v. 4
Gerekler
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb
Goethe, sõnõr ve yok olmamõz - 2
Goethe ile ilgili kõsõmdan
Akla gelenler \ 1 Ağu 2023
104
102
v. 4
GereklerGšrsel yanõlsamalar (illŸzyonlar), bu sistemin evriminin, ulaştõğõ noktada yapmamõza izin verdiği işlerin tam sõnõrõnda
gerekleşir ve bu šzellikleriyle de beyin iine bakmaya olanak sağlayan sağlam birer pencere gšrevi gšrŸrler.
Incognito Beynin Gizli Hayatõ - David EaglemanBu bšlŸmŸn amacõ ise bŸtŸn bu sõnõrlamalarõn sanat aõsõndan neden bir zayõflõk değil, fakat bir gŸ kaynağõ olduğunu
gšstermektir. Bšylece sšylemek istediğim, yalnõzca Goethe'nin hak verdiğim: "Usta, kendini asõl sõnõrlamalar ierisinde
belli eder" sšzleriyle sõnõrlõ değil. (s. 360) İnsanõn pek‰l‰, KantÕõn Òsõnõr kavramõ olarak farkõna vardõğõ ve reddettiği -ama GoetheÕnin aõkca kabul ettiği-
Òintellectus archetypusÓu vardõr.Ó (s. 82- dipnot) Kendi kişi olarak varlõğõmõza ilişkin yapabilceğimiz şey, yalnõzca [dikkatimizi] ona toplamak, kendimizi ona
yoğunlaştõrmaktõr - ama onu nesneleştiremeyiz. Başka kişiler de kişiler olarak nesneleştirilemez. (Bu anlamda Goethe,
LiliÕye ilişkin olarak şšyle der: ÒOnu o kadar sevmişti ki, sanki onu gšzleyebilirdiÓ.) (s.79)
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max SchelerRuhlarõ bu drama sahne olan kahramanlar saymakla bitmez: Werther, Faust, Don Juan, Julien Sorel, Eugnie Grandet,
Madame Bovary, Raskolnikof. XIX. yŸzyõlda gerekliği yenmiş hangi roman kahramanõnõ tanõyorsunuz?
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - S. EyuboğluHer durumda, varolmasõ gŸnlŸk kaygõlarõn štesine geemeyen hayvana gšre insan, ebedi "Faust"tur; yeni olana tutkulu
bir vahşi (bestia cupidissima rerum novarum), hibir zaman kendisini kuşatan gereklikle yetinmeyen her zaman burada-
şimdi-olduğu gibi olmanõn sõnõrlarõnõ yõkmaya istekli, onu evreleyen gerekliği Ñbu arada kendisinin o andaki
gerekliğini deÑ aşmaya istekli bir varlõktõr.
Goethe, sõnõr ve yok olmamõz - 3
buradaki alõntõlardan ilgili kõsõmlar ++

\ 1 Ağu 2023 104
103
v. 4
Gerekler
Bazen demlenme, yani olduğu hali ile bir sŸre beklemek, sonra tekrar (acõlaşmadan) gšzden geirmek, hatalarõ dŸzeltmek, daha
anlaşõlõr veya takip edilebilir hale getirmek ve buradaki karalama notlarõnõ da eklemek uygun olabilir.
Karalama BšlŸmŸ
ݍeriklerde neler olduğunu aõklamaya alõşmak sõkõntõya, hataya neden olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. Ancak
šzellikle bazõ uzun ierikler iin, takip etmeyi kolaylaştõrmak amacõyla ana hatlarõyla; kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa
sayfa olanlarõ anlatmak faydalõ olabilir. Yani burayõ takip eden sayfalara gšz atõn, ancak hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayõn.
İster istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak, tam işaret
ettiğine odaklanmak, yŸzeyde gšsterilen anlamõn dõşõndaki gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka
anlam katmanõnõn hepsini gšrmek É vs. mŸmkŸn değildir. Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz É bizi sõnõrlar, nasõl/ne
kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
¥İerikler aõklama ile devam edebilir veya ilk sayfalarda akõş verilebilir. Ya da buradan sonra sayfa sayfa gelen aõklamalar olabilir. Bu
takip etme kolaylõğõna ya da ieriğin tŸrŸne gšre değişebilir.
¥Metin ingilizce ise bazõ kõsa notlar tŸrke olarak verilebilir. Bu notlar eviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne õkaran hem
de takip etmeyi kolaylaştõrabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu tŸrde olacaktõr.
¥TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan
araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
¥İeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. Bu sayfalarõn olduğu pdf dosyasõnõn adõndaki -v1, -v2 É ekleri ieriğin
versiyon numarasõnõ gšstermektedir. ݍeriğin tŸm versiyonlarõna yani eski/yeni hallerine ulaşmak iin https://twitter.com/azdacorba
adresinden ilgili dosyayõ yŸkleyebilirsiniz. Aynõ zamanda bu dosyadan tŸm ieriklere ve hesaba ait bağlantõlara da erişebilirsiniz.
Alõntõlardan sizi eken şeyler olduğunda, kitabõ edinerek ya da kŸtŸphanelerden ulaşarak tamamõnõ okumanõz amalanmaktadõr.
ݍeriklerin hazõrlanmasõ konusunda aşağõdaki kõsmõ da lŸtfen gšz šnŸnde bulundurunuz. menemenazdacorba
hakkõnda
Neler var
sayfa sayfa
ana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar
hesap hakkõnda
GŸncelleme , 6 Temmuz 23\ 1 Ağu 2023
104
104
v. 4
Gerekler

keşke, başlõk
olabilseydi
Yorumsuz +
v. 1
Yorumsuz +
Euronews haberlerinin ÔNo CommentÕ (Yorumsuz) bšlŸmŸnden ilhamla başlõk oluşturulmuştur. Artõ işareti hem yorum yapmamanõn pek mŸmkŸn
olmadõğõna hem de yorum yapmayõ da yapmamayõ da aşan durumlarõn olabileceğine işaret etmektedir.
menemenazdacorba
~ Ô metin tembel bir makinedir ve okur tarafõndan harekete geirilmesi gerekir Õ
Ò yatõştõrõcõ yanõtlar aramak iin değil de tartõşma yapmak iin burada bulunuyoruz Ó
Umberto Eco
Ò amacõmõz bir sorular sŸreci başlatmak Ó
John Berger*
v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
2
49
Kõsõmlar
Gšrme Biimleri - John Berger | Genin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller | Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
konu iin verilen kitaplar ve alõntõlar s
Yorumsuz +
Ôlar
s
yorum ile ilgili giriş:s
Bu nedir?
yorum / yorum yok
kavramlar, ifadeler, É
yorumÕun kelime anlamlarõ
yorum hakkõnda bazõ šrnekler
yorumlama ve anlama iin Umberto EcoÕnun ele aldõğõ kavramlar
yorum hakkõnda akla gelebilecek bazõ sorular
yorumsuzÕlar hakkõnda
zor metinlerde/eserlerde gerekli olabilir mi?

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
3
49
KõsõmlarÕa dšn
Bu nedir ?- 1
v. 1
Yorumsuz + https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/567829
Bu bir at resmidir.
Gšrme Biimleri kitabõnda konu edinilen yandaki eserde; at resminin
altõnda Ôkapõ (the door)Õ yazmasõ belirleyici değildir. Bu bir kapõ değildir. Bu
bir at resmidir.
Elbette gšrdŸğŸmŸze inanõrõz. Metin gšrsel yanõnda anlamõnõ yitirir.
Anlamamõzõ veya yorumumuzu belirleyen resimdir, gšrdŸğŸmŸzdŸr.
Elbette ÔgšrmekÕ her zaman bu kadar kolay olmaz, kolay sunulmaz.
Yorum yapmak, anlamak, aõklamak veya yapõlan yorumu değerlendirmek
de her zaman kolay olmayabilir.
Yorum ve Gšrmek arasõndaki ilişki biraz i ie gemiş ve aralarõnda elişik
bazõ taraflar da bulunabilir. Aralarõndaki yakõn ilişkiyi yine de inkar edemeyiz,
dilimizde bile hissedilir:
Yorumun nedir? = GšrŸşŸn nedir? \ 7 May 2024
4
49
Bu nedir ?- 2
Bu sayfa konu iin alõntõlanan kitaplardan yola õkarak oluşturulan kişisel ifadelerle yazõlmõştõr. Bu dosyanõn tamamõ bu şekilde olmakla birlikte, bazen kişisel
ifade/gšrŸş ile alõntõlarõn šzellikle i ie gemesi durumunda konu ile ilgili hatalõ ifadelerim olabilir. Yazarõn/Kitabõn adõnõ veya yazõlan gšrŸşŸ tam olarak
ifade edip, kişisel bir yazõ yazmak mŸmkŸn olmayabilir. Konunun uzmanlarõ tarafõndan yazõlanlara, verilen alõntõlara lŸtfen bakõnõz.

v. 1
Yorumsuz +
Yorumsuz (yorum yapõlmamõş, yorum yok)Õdan šnce YorumÕun ne olduğunu biraz anlamak başlangõ iin daha yerinde olabilir.
Dil
v. 2 başlõklõ ierikte, aşağõda bir kõsmõnõ gšrdŸğŸnŸz paragrafta kelime ve kelimenin zõttõ hakkõnda verilen alõntõlar vardõ.
ÒThe only true being is Ôthe OneÕ, which is infinite and indivisible. It is not, as in Heraclitus, a union of opposites, since there are
no opposites. He apparently thought, for instance, that ÔcoldÕ means only Ônot hotÕ, and ÔdarkÕ means only Ônot light.ÕÓ
s. 66
A History of Western Philosophy - Bertrand Russell
…rneğin; aydõnlõk/karanlõk yerine aydõnlõk/aydõnlõk değil diyebiliriz. Buradaki felsefi tartõşmayõ tam anlayamasak bile ÔkaranlõkÕ
yerine Ôaydõnlõk değilÕ ifadesini sšyleyebileceğimizi gšrebiliriz. Eğer Ôaydõnlõk ne anlama gelir?Õ sorusuna cevap verebilirsem
ÔkaranlõkÕõ da tanõmlayabilirim. Asõl anlamam gereken ÔaydõnlõkÕtõr. ‚ŸnkŸ ÔaydõnlõkÕõn yokluğu ÔkaranlõkÕtõr.
[Şimdi kalanlarla devam edelim :) Jim CarreyÕnin bir filmi vardõ. Film normalden daha sama/absŸrt bir şekilde başlõyordu. Ne samalõyor deyip filmi
hemen kapatõrsõnõz. Zaten birka dakika sonra bunun bir oyun olduğunu, filme kalanlarla devam edeceğini sšylŸyordu.]
Benzer olarak asõl anlamamõz gereken yorumÕdur.
Yorum yapmak, yorumlamak olağan ve insan”Õdir, hatta yok edemeyiz. Herhangi bir aõklama yapõlmadan bir haberde sadece
kayõt/gšrŸntŸ gšsterilse bile kameranõn ektiği şey, odaklandõğõ şey, odaklandõğõ sŸre gibi bir ok parametre aslõnda bir
yorumdur. \ 7 May 2024
5
49
yorum / yorum yok- 1
v. 1
Yorumsuz +
Bu hesapta hazõrlanan ieriklerde alõntõlar verdim, gšrŸnŸşte hibir not veya aõklama yazmadõm diyelim; burada bile yorum/
yorumlama yok diyemeyiz. …ne õkardõğõm kõsõmlar bir tarafa; setiğim alõntõlar hatta başlõğõn kendisi bile bir yorumdur.
Anladõğõm kadarõyla, zannettiğim kadarõyla, bildiğim kadarõyla doğrudan değilse bile dolaylõ olarak yapõlmõş yorumlardõr/
aõklamalardõr. Taraflara eşit durmaya alõşsak dengeyi korumaya gayret etsek bile insan” taraflarõmõz rengini belli edecektir. ÔNe
yazõk kiÕ yorumumuzun olmadõğõ tek bir eylemimiz yoktur. Sadece doz, samimiyet, dŸrŸstlŸk, niyet etkiyi belirleyebilir. Doğru/
Yanlõş bazen gšreceli olsa bile yanlõş bir yorum yaptõğõmõzõ fark edersek geri dšnŸp bunu dŸzeltme şansõmõz her zaman vardõr.
Yorum bir yšnlendirme de ierir; iyi ve gŸzel olduğunu dŸşŸndŸğŸmŸz bir şeyi gŸzel anlatõrõz, kštŸ anlatmayõz/yorumlamayõz.
O iyiye ve gŸzele bir yšnlendirme yapmõş oluruz.
Bazen bilinli bir sõralama bazen de tamamen bilinsiz yapõlan bir sõralama ile cŸmlelerin/alõntõlarõn verilmesi bile bir alt metnin/
anlamõn ortaya õkmasõna neden olabilir. Hatta anlam/yorum iin belirleyici de olabilir.
SšzlŸk karşõlõğõ ÔaõklamaÕ olarak verilen ÔyorumÕ bu tanõmlama ile tam anlamõnõ bulmuş olmayabilir. Umberto EcoÕnun
konferans konuşmasõnda ifade ettiği Ôama yatõştõrõcõ yanõtlar bulmak değil, tartõşmakÕ olarak işaret ettiği şeyin, belki yorumlar
ve yorumlarõn tartõşõlmasõ olarak da sšylenebileceğini gšz šnŸnde bulundurabiliriz. Belki yatõştõrõcõ bir yanõt da yatõştõrõcõ bir
anlam/yorum da yok. Belki de asõl šnemli olan hem BergerÕin hem de EcoÕnun ifadeleri ile sorular sŸreci başlatarak metine/
esere hayat vermek, canlandõrmak.
İnsan” bilimlerde, bizler mekanik varlõklar olmadõğõmõzdan olaylar ÔyasaÕ gibi formŸllerle pek ifade edilemez. Tartõşmaya,
tartõşmayõ doğuran farklõ farklõ yorumlara, hem šncesinde hem sonrasõnda ihtiya vardõr. Yorumlamak/Anlamak hakkõndaki
şeyler gŸndelik hayatta fark ettiklerimizden daha fazlasõ da olabilir. Konu ile ilgili alõntõlardan yola õkarak sšylenenleri/
gšsterilenleri işaret ederek, etkisini ve nasõl yapõldõğõnõ anlamaya alõşmak, šrneklendirmek belki daha ok yardõmcõ olur.\ 7 May 2024 6
49
yorum / yorum yok- 2

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
7
49
kavramlar, ifadeler, É
yorum
gšrŸş
anlam
bağlam
gšrme
seim
şimdi
gemiş
gelecek
anlamõn oğalmasõ
anlamõn bšlŸnmesi
anlamõn bulandõrõlmasõ
bŸtŸnŸ anlatmayan ayrõntõya odaklanma
belli sõralama ile istenilen anlama yšnlendirme
varsayõlanlar dizisi ile anlamak
anten → verici - alõcõ
yazar → metin - okuyucu
televizyonun ilettiği kod
metnin ilettiği kod
alõcõnõn kendi koduna gšre iletileni almasõ
bŸtŸn
ayrõntõ
v. 1
Yorumsuz +
TDK
Kelimenin anlamõ olarak aşağõdaki karşõlõklarõ dŸşŸnebiliriz:\ 7 May 2024
8
49
yorumÕun kelime anlamlarõ- 1
yorumsuz = aõklama yok/anlatma yok/değerlendirme yok/gšrŸş yok (~gšrme yok)
yorum = aõklama/anlatma/değerlendirme/gšrŸş (~gšrme)

v. 1
Yorumsuz +
Bšyle bir arada gšrŸnce yorum yapmamanõn zor olduğunu veya ender karşõlaşõlabileceğini anlayabiliriz.
…rneğin Ôyorumsuz gšrŸnenÕ bir cŸmle;
Su 100¡ CÕde kaynar.
Aynõ cŸmleyi şšyle yazsam;
Su 100¡ CÕde fokurdamaya başlar.
Aslõnda ikisi de aynõ şeyi sšylŸyor. Farklõ iki yorum olarak da dŸşŸnebiliriz. Belki biri daha resm”
bir ifade diğeri ise daha az.
Bu olduka basit šrnekte bile iki cŸmle ile zihnimizde hemen şekillenen şey, şekillenmeye ait ayrõntõlar aynõ mõ?
Belki de 4 nolu tanõmdaki gibi farklõ aõlardan ifade ettiğim bu gerek, karşõ tarafõn zihninde de
daha farklõ yorumlara yol aõyor olabilir mi?
Şimdi, bu iki cŸmle tamamen aynõ mõ?\ 7 May 2024
9
49
yorumÕun kelime anlamlarõ- 2 yorumsuz = aõklama yok/anlatma yok/değerlendirme yok /gšrŸş yok (~gšrme yok) yorum = aõklama/anlatma/değerlendirme /gšrŸş (~gšrme)
v. 1
Yorumsuz +
Okuma alõşkanlõğõmõz oluşmadan šnce oğumuzun yaptõğõ bir şeydir; kitabevine gidip
gŸzel, ilgi ekici bir kitap bulup satõn almak.
Kitabevine geldik, yandaki kitabõn rafta yepyeni halini gšrdŸğŸmŸzŸ hayal edelim.
-Başlõk gŸzel. ÔGšrme BiimleriÕ. ݍini karõştõrdõm, bayağõ resim var, bu da iyi. Gerekten
yazõdan ok resim var, harika. En azõndan şu kapağõ okuyayõm. É. ayy basõm hatasõ É.
ÔgšrŸrŸzÕ Ÿn fontu yanlõş olmuş. Ooo kapak bšyle ise ii hata doludur. Almõyorum.
Yazarõ ve kitabõnõ, yayõnevini tanõmõyorsak kapaktaki bu yazõm farkõ bizi yanõltabilir. ‚ŸnkŸ
oğunlukla šne õkarmak iin daha kalõn/koyu yazõ biimi tercih edilir. Burada tersi bir
durum var; bu yazarõn sanatõ yšnŸnden ortaya õkan bir tercih olabilir, zaten kitabõn
iinde de bu yazõm tercihi devam eder. Baskõ veya yazõm hatasõ yoktur. Biz biraz yanlõş
yorumlamõşõzdõr.
Kapağõ hatalõ kitap mõ olur, diyebiliriz. Biraz sama bir šrnek olmakla birlikte, konuyu anlamak
iin okuduğumuz bir kitaptan šrnek vermek ilişkileri gšrme kolaylõğõ aõsõndan yararlõ olabilir.
Kaldõ ki, hayatta šyle şeyler oluyor ki, buna da şaşõrmayõz artõk. \ 7 May 2024
10
49
yorum hakkõnda bazõ šrnekler
~ konu iin alõntõlarõn verildiği kitaplardan
1

v. 1
Yorumsuz +
ÒSšz gelimi "yarõn, 21 Salõ, sabah 10.15'te geliyorum" diyen bir telgraf, tehdit edici olduğu kadar umut verici
imalarla yŸklŸ olabilir.Ó
s. 27, Alõmlama Gšstergebilimi-Umberto Eco
Bu ifade nasõl yorumlanabilir? EcoÕnun tartõştõğõ durum ile ok yakõn olmasa bile ok da uzak olmayan gŸndelik hayattan
bir šrnek vererek şšyle aõklayabiliriz. Bu size gelen bir telefon mesajõ olsun
Ôyarõn, 21 Salõ, sabah 10.15'te geliyorumÕ
‣Bu ifadeyi tartõşmalõ/kavgalõ olduğunuz biri sšylerse Ôtehdit ediciÕ bir anlama/yoruma gelir. Tehdit edici olarak
yorumlarõz.
‣Yardõma ihtiyacõnõz olduğu bir konuda size yardõm edecek bir tanõdõğõnõz bunu sšylerse Ôumut vericiÕ bir anlama/
yoruma gelir. Umut verici olarak yorumlarõz.
‣Hatta biz de bir tane ekleyebiliriz. Uzun sŸredir uzakta olan bir sevdiğinizin bu mesajõ yazmasõ ise mutluluk verici bir
anlama/yoruma yol aar, yani bizi mutlu edecek bir şekilde yorumlarõz.
Tek ve aynõ cŸmle ortama/bağlama gšre farklõ yorumlanabiliyor.\ 7 May 2024
11
49
yorum hakkõnda bazõ šrnekler
~ konu iin alõntõlarõn verildiği kitaplardan
1
v. 1
Yorumsuz + https://www.youtube.com/watch?v=LacV874gg88 \ 7 May 2024
12
49
Bu kaydõ seyreden genlerin yorumlarõ her biri iin değişir, sahne alan
sanatõlarõ ocukluğunda tanõyanlar iin de değişir. Bilgiden, beğeniden başka
hatõralarõmõz/gemişimiz de yorumlarõmõzõ farklõlaştõrõr.
Bu eski kayõt bazõlarõmõzõ gŸldŸrebilir.
Bazõlarõmõzõ da gŸlŸmsetir. Asõl mŸzik alanlarõnõn dõşõnda bu şarkõyõ seslendiren
sanatõlar, sšyleyişleri/mimikleri ve kadõn sanatõmõzõn hem gerek hem de
mecazi anlamda Ôsazõ eline almasõÕ gibi birok ayrõntõ bizi gemişe gštŸrŸr,
mutlu hissettirir.
GŸlmek ya da gŸlŸmsemek. Bu yorumlarõmõzdan illaki biri yanlõş olmak
zorunda mõ?
Ekonomik buhrandan šnce bir yurtdõşõ gezisinde sõrt antasõ almõştõm. GŸzel bir indirim vardõ, hafifliği ve kullanõşlõlõğõnõ ok
beğenmiştim. Bir-iki yõl sonra antanõn marka adõnõn yazdõğõ fermuar-dikiş kõsmõnda, kelimelerin Ÿzerinden geen izgi hattõ gibi
yazõnõn bšlŸndŸğŸnŸ, kesildiğini fark ettim. İndirimli olarak aldõğõmõzdan meğerse defoluymuş diye iimden geirdim. Sonra bir yõl
kadar daha geti, aslõnda bu durumun markanõn hoş bir reklam ifadesi olduğunu anladõm. ÔGerekirse kendimi bile keserimÕ :)
Kesinlikle bšyledir diyemesem de bu tŸrlŸ markalar bšyle hatalõ bir ŸrŸnŸ sattõrmaz. ‚anta bir bõak-akõ markasõnõn idi. Arka
planda bildiğimiz bir marka, bu yorumum muhtemelen vitrinlerde birka kez karşõlaşõp bilin dŸzeyine gelmesi ile ortaya õktõ. Yine
de o ÔAha! anõÕ otobŸste otururken gšzŸn o yazõya ilişmesi ve ÔgšrmesiÕ ile oldu. …zetle, bazen eksik bilginin bazen odaklanõlanõn
farkõ olmasõnõn bazen de bakõp gšrmemenin sonucu olarak yanlõş yorum yapabiliyoruz.
Yanlõş/Eksik yorumun nelere bağlõ olabileceği konusunda buna benzer sebepler -eksik bilgi/odaklanõlan yer/bakma-gšrme
sõnõrõ/É-her zaman olur.
yorum hakkõnda bazõ šrnekler
kişisel
2

v. 1
Yorumsuz +
¥eser / gšsteri / performans Ôda sadece ilk hint dansõ videosunu verseydim yorumlar şšyle olabilirdi:
Birbirini kõskanan iki kadõnõn ekişme dansõ veya bir ÔKathak Hint DansõÕ šrneği.
Her durumda tek başõna bšyle bir videonun paylaşõlmasõ pek de anlamlõ olmazdõ. Genelde bize dokunmayan, bizle ilişkisini/
benzerliğini gšremediğimiz şeyler anlamsõz kategorisine yerleştirilip rafa kaldõrõlõr. İkinci videoyu yani Meksikalõ erkek şarkõcõlarõ
seyrettiğimizde vurgulanmak istenen aslõnda tamamen anlaşõlõr. †ŸncŸ olarak bize ait bir videoyu koymasaydõm bile ortak noktalarõ
gšrŸlmŸş olurdu. Bu Ÿ videonun ortak noktalarõ sebebi ile paylaşõldõğõ anlaşõlõrdõ. Hatta 5 yaşõnda okuma-yazma bilmeyen bir ocuk
bile ilk iki videodan olayõ hisseder. GšrdŸğŸ mimikler ve bakõşlar yeterlidir. TŸrk sanatõlardan da birka kelime kapsa ÔvurguÕyu
tamamen hisseder, cŸmlelere dškemese bile olayõ anlar.
¥ÔBak Bir Varmõş Bir YokmuşÕ kitabõndan verilen alõntõda benim işaret etmek istediğim tek bir yer var. Farklõ farklõ kişilere bu paragrafõ
okutup Ôburada neyi šne õkarõrsanõz?Õ diye sorsak en az 3-5 farklõ cevap/yorum gelir. ‚ŸnkŸ paragraf buna mŸsait.
¥† kitabõn olduğu Antik Yunan ile ilgili kõsõmda ise işaret edilen anlaşõlõyor. Kitaplardan tekini paylaştõğõmda ok bŸyŸk ihtimalle neyin
šne õkarõlmak istendiği anlaşõlmazdõ. O nedenle veri ve istatistik ipucu verme konusunda olduka işe yarar. Dans/MŸzik
videosundaki gibi ortak noktalar yerine burada birbirleriyle elişkili olan alõntõlarõn paylaşõldõğõnõ anlarõz.
¥Buz pateni paylaşõmõnda ise sadece daha yeni tarihli olan videoyu verseydim -arama, seyretme sonularõndan da belli olduğu Ÿzere-
tarihin belki de en iyi gšsterisini eklemiş olduğum dŸşŸnŸlŸrdŸ. Belki de buz patenindeki en iyi yorumlardan biridir. Futbol
malarõnda hayatlarõnda hi spor yapmamõş erkeklerin bile gšzlerinin dolmasõ gibi, bu gšsteriyi izleyip de insan õrkõnõn
yapabilecekleri karşõsõnda gšzyaşõ dškmeyecek kişi ok azdõr. YouTube yorumlarõnda gšzleri dolanlarõn yazdõklarõnõ okuyabilirsiniz.
Muhteşem bir gšsteridir.
Ancak diğer videoyu verdiğimde ikinci performansõn bazõ aõlardan daha da zor taraflarõ olduğunu hissedebiliriz. Hatta ilk icra eden
iin daha zordur, sonraki icra eden ondan birok şeyi de šğrenmiştir. İşin profesyonelleri bunun zaten farkõndadõr. Ama bizler hemen
yŸzeysel yorumlar yapabiliyoruz. Birok alanda birikimin, birbirinden šğrenmenin šnemini ve bŸyŸk başarõlarõn tek kişiye
atfedilemeyeceğini gšzden kaõrabiliyoruz. Bu iki performansõ seyrettiğimizde ikisi de ok iyidir, ancak ÔmŸziğinÕ bŸtŸne kattõğõ bŸyŸ
misali bir şey bir tanesini daha muhteşem kõlar. Hatta antrenšrŸn kameraya yansõyan gšrŸntŸleri bŸyŸyŸ daha da arttõrõr. Kadõn
sporcunun transa girmiş, mŸzikten ayõramayacağõnõz hali de bŸyŸyŸ katlar.
…nceki sayfadaki kadõn sanatõmõz tek başõna gitarõ, pardon sazõ evirerek ÔŞinanayÕ şarkõsõnõ sšylese aynõ etkiyi yaratamaz. Ancak bu
koroda sanki ÔbŸyŸyŸÕ sağlayan etki oluyor, aynõ buz patenindeki mŸzik, adanmõşlõk, É etkileri gibi.
[Bu da gizli bir yorum oldu:) Kurallar bazen bozulmak iin vardõr.]
Konu hakkõnda Mayõs 24Õde ilk olarak paylaşõlan ÔyorumsuzÕlar ile ilgili šrnekler verilmiştir. \ 7 May 2024
13
49
yorum hakkõnda bazõ šrnekler
yorumsuzÕlardan kõsa kõsa
3
v. 1
Yorumsuz +
- Okuduğumuz bir yorum o konu hakkõnda bizi sõnõrlayabilir mi?
- Yapõlan yorum az ya da ok her zaman bir yšnlendirme ierir mi?
- Her şeyi aõklamaya veya yorum yapmaya gerek var mõ?
- Yorum, yorumu yapana bağlõ olduğu kadar; okuyucunun yorumu nasõl anlayabileceğine de bağlõ olabilir mi?
- Kişi kendi yorumlarõnõ yapabileceği zamana kadar ok daha fazla yorum okumaya ihtiya duyabilir mi?
- Yorum/Anlam bağlama, yani šncesinde/sonrasõnda neyin olduğuna/verildiğine veya yorumun nerede/ne zaman
yapõldõğõna bağlõ olabilir mi?
- Yorum asõl šnemli olanõ gšzden kaõrmamõza ve dikkatin šnemsiz yere evrilmesine yol aabilir mi?
- Metin(Yazõ)/Aõklama ile gšrsel/kayõt arasõnda bir elişki varsa bizler gšrdŸğŸmŸze mi inanõrõz?
- Gšzlerin daha doğruyu sšylŸyor olmasõ gibi, kameranõn odaklanmasõ/gšrseller oğunlukla sšzel anlatõmdan daha
fazlasõnõ sšylŸyor olabilir mi?
- Bu hesapta hazõrlanan ieriklerde, not veya biraz aõklama yazdõğõmda ben de sizi belli bir yere odaklanma
konusunda sõnõrlõyor olabilir miyim?\ 7 May 2024
14
49
yorum hakkõnda akla gelebilecek bazõ sorular
~ konu ile ilgili kitaplardan

v. 1
Yorumsuz +
Òokur ve metin arasõnda karmaşõk bağõntõlarÓ vardõr.
EcoÕnun alõntõlar verdiğimiz kitabõndan šnemli detaylarõ gšrebiliriz. …zellikle Ÿstteki yazõsõ yorumlama/anlama konusunda
bizi doğru bir noktadan başlatabilecek, cesaret verebilecek bir ifade. Yine kendisinin yazdõklarõndan yola õkarak;
Bir yapõtõ (bir kitabõ, bir resmi, bir heykeli, É) anlamaya alõştõğõmõzda, kendimize gšre yorum yapmaya gayret
ettiğimizde ÔcanlananÕ bir varlõk gibidir. …zellikle uzun bir emek sŸreci ortaya õkan yapõtlar, tam da bizim gayretimizle
ÔcanlananÕ, ÔserpilenÕ; yoğun anlamlarõnõ keşfedebileceğimiz bir hal alõr. ‚oğunlukla farklõ farklõ yorumlara da aõk olan
yapõtlarõn ÔzamanlaÕ anlamõnõn/yorumunun genişleyeceğini de biliriz. Biz yani alõcõ/okur/izleyen/dinleyen ile metin/eser
arasõndaki karmaşõk ilişkilerin varlõğõnõ fark ettiğimizde, her birimize gšre değişecek anlam/yorum eşitliliğini de daha
olmasõ gerektiği gibi karşõlayabiliriz.
Eco ÒGšstergebilim ve Dil Felsefesi É yapõtõnda É beş kavramõ incelemiştir:
Gšsterge, gšsterilen, eğretileme, simge, kod.Ó
Daha zor metinlerde/eserlerde yorumlama konusunda gerekli olabilecek bu kavramlarõ biraz dŸşŸnebiliriz. Elbette
hemen sindiremeyiz, yõllar alabilir. Yine de tanõşmõş olalõm, arka sayfada şematik bir şekilde de vermeye alõşalõm. \ 7 May 2024
15
49
yorumlama ve anlama iin Umberto EcoÕnun ele aldõğõ kavramlar
zor metinlerde/eserlerde gerekli olabilir mi?
- 1
Gšsterge bilim: İletişim amacõyla kullanõlan her tŸrlŸ gšsterge dizgesinin yapõsõnõ, işleyişini inceleyen bilim; im bilimi,
semiyoloji, semiyotik.
Gšsterge: Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im; işaret
Gšsterilen: Gšstergenin kavram yšnŸ, gšsterenle birleşerek gšstergeyi oluşturan ierik.
Eğretileme: Bir şeyi anlatmak iin ona benzetilen başka bir şeyin adõnõ eğreti olarak kullanma.
Kod: Bir bilgiyi ifade etmek veya bilgiye ulaşmak iin kullanõlan simge veya simgeler dizisi.
Simge: Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret; alem, remiz, rumuz, timsal, sembol.
TDKÕdan
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
16
49
yorumlama ve anlama iin Umberto EcoÕnun ele aldõğõ kavramlarGšrseller https://pixabay.com'dan alõnmõştõr.
simge : sembol, šrneğin har"er : a, b, c, β, γ, x, w, …
kod : semboller kullanılarak oluşturulan bilgi, šrneğin dil
eğretileme : bir bilgiyi benzeyen başka şey ile anlatma
gšsterilen : elma
gšsterge : elmanın izimi
gšsterge bilim : tŸm bu kavramları ve aralarındaki ilişkileri inceleyen disiplin
tŸrkede olan har"er
tŸrkede kod: ÕelmaÕ
- sana pazardan Ôal yanaklıÕ aldım
Hem kendim hem de sizler iin daha rahat anlayabilmek iin alt yarõdaki tanõm ve šrnekleri verdim. Ancak biraz hatalõ olduğunu hissettiğim yerler var. İlgileniyorsanõz,
lŸtfen konuyu araştõrõnõz. Gelecekte daha iyi aõklayabilmek iin alõntõlara rastlarsam ve daha iyi šrnekler verebilirsem elbette gŸncelleyeceğim.
- 2
zor metinlerde/eserlerde gerekli olabilir mi? Gšsterge bilim: İletişim amacõyla kullanõlan her tŸrlŸ gšsterge dizgesinin yapõsõnõ, işleyişini inceleyen bilim; im bilimi,
semiyoloji, semiyotik.
Gšsterge: Bir şeyi belirtmeye yarayan şey, belirti, im; işaret
Gšsterilen: Gšstergenin kavram yšnŸ, gšsterenle birleşerek gšstergeyi oluşturan ierik.
Eğretileme: Bir şeyi anlatmak iin ona benzetilen başka bir şeyin adõnõ eğreti olarak kullanma.
Kod: Bir bilgiyi ifade etmek veya bilgiye ulaşmak iin kullanõlan simge veya simgeler dizisi.
Simge: Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret; alem, remiz, rumuz, timsal, sembol.
TDKÕdan

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
17
49
yorumsuzÕlar hakkõnda
biimsel
seilen alõntõlarda neler olabilir?
๏Burada her bir ÔyorumsuzÕ iin bazen tek bazen de iki veya daha fazla sayõda kitaptan alõntõlar paylaşõlacaktõr.
๏Kimi zaman eşitli diğer eserlerden de ÔyorumsuzÕ sayfalarõ olacaktõr.
๏Alõntõlarda šne õkarma tŸrŸ işaretlemeler olmayacaktõr.
๏İpucu olabilecek şeyler/durumlar istense de istenmese de bazen odaklanõlan yeri işaret edebilir.
๏Hesapta sŸrekli yapõldõğõ biimde sadece odaklanõlan yer/cŸmle değil, kitabõ ve yazarõnõ daha iyi tanõyabilmemiz iin
mŸmkŸn olduğu kadar, konuyu ok fazla dağõtmayacak şekilde paragraflar verilecektir.
๏İşaret edildiği dŸşŸnŸlen şeyler okuyucuya gšre değişebilir/değişecektir.
๏ݍeriklerde bazen yazõm ile alakalõ kŸŸk notlar verebiliyorum. Ancak burada not yazõlmayacağõ iin, kişisel bir yazõm
hatasõ olasõlõğõ olmakla birlikte, eski basõm tarihli eserlerde bazõ yazõm farklarõnõn olabileceğini gšz šnŸnde tutunuz.
๏Hesapta hazõrlanan Ôİlk ieriklerÕ anlaşõlõrlõk anlamõnda biraz sõkõntõlõ. ‚oğunlukla sadece alõntõlar verildiğinden, aõklama
olmadõğõndan buradaki ÔYorumsuz +Õ lardan olarak dŸşŸnŸlebilirler. Renk değişimleri başõnõzõ dšndŸrmez ise buradan
İlk ierikler Õe de bakabilirsiniz.
-birbirine kaynaklõk etmiş fikirler
-arpõcõ, şaşõrtõcõ fikirler
-birbiri ile elişkili fikirler
-birbirini pekiştiren fikirler
-bir arada iken ufak bir Ôlezzet patlamasõÕ (Ratatouille-2007) yaratan fikirler
-uzak gšrŸnen disiplinler arasõndaki benzer kavram, algõ ve bakõş aõlarõna işaret edebilecek fikirler
-yorum yapmanõn pek de mŸmkŸn olmadõğõ durumlar/fikirler
-É.
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
18
49
Yorumsuz +
Ôlar
KõsõmlarÕa dšn

v. 1
Yorumsuz + https://www.youtube.com/watch?v=epYiGd853mQ https://www.youtube.com/watch?v=PrRkT7rLd8Y https://www.youtube.com/watch?v=BXlqZrkph50 \ 7 May 2024
19
49
eser / gšsteri / performans
1
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
20
49
eser / gšsteri / performans https://www.youtube.com/watch?v=l30Ua6KTEfM https://www.youtube.com/watch?v=6bNOnXTe4Ok
2

v. 1
Yorumsuz +
İki kitaptan vurgulanan konuyu bir cŸmle ile birleştirirsek;
…nce nimet olan ekmekler bozuldu, sonra her şeyÉ
GŸnŸmŸze dšnersek;
…nce nimet olan ekmekler bozuldu, sonra her şeyÉ sonra da simitler
ekmek / simit
v. 1
s. 7Õden https://ilkha.com/gundem/pazardaki-limon-fiyatini-goren-kaciyor-16948
~ 2024, ilkbahar
2022, Aralõk\ 7 May 2024
21
49
ieriklerden
3
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
22
49
Bak Bir Varmõş Bir Yokmuş
Naim Dilmener
ÒAynõ sõralarda bŸyŸk bir kavga daha vardõr. Bu sefer bŸtŸn şarkõcõlar, mŸzisyenler aynõ taraftadõr ve karşõlarõna TRT
Merkez Denetleme Kurulu'nu almõşlardõr. Denetleme Kurulu'nun ok keyfi davrandõğõ ve radyo ve televizyonda
yayõnlanmasõna izin vermediği şarkõlar iin gšsterdiği gerekelerin temelsiz, sama hatta kimi zaman komik olduğu hep
sšylenegelmekteydi zaten. Ama ilk defa 1972 yõlõnda, bŸtŸn şarkõcõ ve mŸzisyenler gŸbirliğine giderek, kurulu aõka
eleştirmeye ve değişmesi iin aba harcamaya başladõlar. Başõnõ Şerif YŸzbaşõoğlu, Selmi Andak, Şanar Yurdatapan,
Atilla …zdemiroğlu ve ErgŸder Yoldaş gibi šnemli isimlerin ektiği epeyce kalabalõk bir grup TŸrk-İşÕin
GŸmŸşsuyu'ndaki binasõnda toplantõ ŸstŸne toplantõ yaparak ortak kararlar almaya alõştõ. Denetleme Kurulu'nun,
"mŸzik hatalarõnõ değerlendirmekte hangi šlŸyŸ kullandõğõnõn" belli olmadõğõ ve "entonasyon konusunu değerlendir-
mekte tutarsõz" olduğu sšylenmekteydi. Uzun tartõşmalardan sonra uzun bir liste oluşturulmuştu. Kurulun
kõyaslamalarõnda tutarsõz olduğu ("dšrt yaşõndaki bebek, Viyana Korosu ile kõyaslanõyor"), enstrŸmanlarõ bile tanõmadõğõ
("bir plakta mevcut olmayan bir enstrŸmanõn akortsuz olduğunu sšyleyebiliyor"), aynõ bandõ bir defasõnda red bir
defasõnda kabul edebildiği ("kuruldaki kişilerin psikolojik durumlarõna gšre kararlar değişiyor"), bŸtŸn dŸnyada ser-
beste uygulanan yeni akõm ve denemelere yolu kapadõğõ ("hafif Batõ mŸziği sazlarõ yanõnda bağlama kullanmayõ bu
kişiler su olarak gšrŸyor") ve benzeri konular uzun uzun, šrnekleriyle tartõşõldõktan sonra, mŸzisyenlerimiz, bu kurulun
değişmesi gerektiği sonucuna varõyordu: "Şimdiki denetim kurulu hemen değişmeli, yerine diskjokey'lerin, sšzŸ
denetleyecek bir sorumlunun ve tekniği denetleyecek bir tonmayster'in gireceği yeni bir kurul oluşturulmalõdõr..." Ağõr
bir denetimin altõnda inlemekte olan mŸzisyenlerimizin hayallerini, elbette tamamen denetimsiz mŸzik yapõlabilecek bir
ortamõn yaratõlmasõ sŸslemekteydi ama o zamanki şartlarda bunun olabilmesi imkansõzdõ ve onlar da ancak "kurulun bir
para iyileştirilmesi" gibi bir talepte bulunabiliyorlardõ. Ancak ne bu toplantõ, ne de daha sonra yapõlanlar hibir sonu
vermeyecektir. Bir zaman sonra, Denetleme Kumlu'nun niteliği değişecek, Ÿyeleri arasõna mŸzisyenler de girecek ama
sonu yine değişmeyecektir. Yarattõğõnõz ya da sšylediğiniz şarkõlarõ birilerine ulaştõrabilmeniz iin sizin abanõz
yetmeyecek ve bu, kurulun ağzõndan õkan sšze bağlõ olacaktõr. MŸzik dŸnyasõ, işi gŸcŸ yasaklamak olan bu tŸr
kurullardan, ancak 90'larla birlikte patlayan šzel radyo ve televizyonlar sayesinde kurtulacaktõr.Ó
s. 185
Dilmener, N., 2003 (ilk basõm 2003), Hafif TŸrk Pop Tarihi, 1. Baskõ, İletişim Yayõnlarõ
4

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
23
49
Simetri
Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
KatmanduÕdan MeksikaÕya
Zeynep Oral
Oral, Z., 1985 (ilk basõm 1985), KatmanduÕdan MeksikaÕya, GŸr Yayõnlarõ
ÒNepalliler ve heykeller konusunda dikkatimi eken bir diğer nokta da şu: Bir tapõnağõ sabahõn erken saatlerinde,
kimse yokken uzaktan gšrŸyorsunuz: †zeri kabartma ve heykel dolu. Yaklaşõyorsunuz, a, a hayret uzaktan heykel
sandõğõnõz, etli canlõ Nepallilermiş meğer. Demek istediğim onca haşõr neşir olduğunuz heykellerdeki tavõr, duruş
biimleri, Nepal'in insanlarõna sinmiş. Hani Çheykel gibi insanÈ denir ya. İşte Nepallilerin yŸrŸyŸşŸ, oturuşu, kalkõşõ,
šmelişi, pirinci havaya savuruşu, tepeleme saman yõğõnlarõnõ taşõyõşõ, vb. tõpkõ Çheykel gibi.È
Nepal'deki bu ÇerotikÈ heykel ve kabartmalarõn benzerlerine Hindistan'da da rastlayacaktõm. Delhi'de, Agra'da ve
dŸnyanõn sayõlõ mŸzelerinden olan Delhi Ulusal MŸzesi'nde. MŸzede de tõpkõ Hindistan'õn geri kalan her yerinde,
her kšşesinde olduğu gibi, ancak ve ancak İngilizlerden arda kalanõ, kalabileni gšrebilecektim. Hindistan'daki bu
heykellerde de aynõ yumuşaklõk, sõcaklõk, doğayla bŸtŸnleşme, doğayla uyum ve şiir egemen. Kadõnla erkeğin
birleşmesi, evrenin tŸm gŸlerinin birleşmesinin simgesi olup õkmõş. Bir Hint sanat tarihisine nasõl olur da, bu
heykellerin erotizmle değil de hŸmanizmle yoğrulduğunu sorduğumda şu yanõtõ verdi: ÇHindularõn tek tanrõsõ
Mutlak GŸ Brahman, kendi isteği, kendi tutkusuyla binbir paraya bšlŸndŸ. Yine aynõ istek ve tutkuyla bu binbir
paranõn birleşme, tek olma abasõnda bizleri şaşõrtan ne olabilir ki...ÈÓ
ss. 44-45
5
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
24
49
Simetri
Leon M. Lederman, Christopher T. Hill
KatmanduÕdan MeksikaÕya
Zeynep Oral
ÒBugŸn tam olarak anlayamadõğõmõz sebeplerden dolayõ, belki de temel paracõklarõn, ilksel sisin iinde bulunan gizemli ve bizim
şu an bilmediğimiz bir tŸrŸ yŸzŸnden bir şey meydana geldi. Bu olay muhtemelen kuvantum deviniminin etkisiyle, karmaşõk
yapõlarõn minik ilksel tohumlarõnõ meydana getirecek olan paracõklarõn kendiliğinden kŸmelenmelerinden başka bir şey değildi;
tõpkõ Kansas'taki geniş tarlalara yağmur damlalarõ olarak dŸşecek olan su buharõnõn bir toz tanesi etrafõnda yoğunlaşmasõ gibi... Ne
var ki bu šnemsiz gibi gšrŸnen olay kŸtleekimini meydana getirmek iin yeterliydi. KŸtleekiminin kontrolsŸz ve yenilmez
kudreti sis paralarõnõ devasa bulutlar oluşturacak şekilde bir araya getirmeye başladõ. BŸyŸk hidrojen bulutlarõ, adeta gelecek
fõrtõnayõ haber veriyormuşasõna dšnmeye ve girdaplar oluşturmaya başladõlar. KŸtleekiminin meydana getirdiği škme daha da
yoğunlaştõ. Birka yŸz milyon yõl iinde şekilsiz sis yepyeni bir şekil almõştõ. Her biri, iinde milyarca gen ve soluk õşõklõ yõldõz
barõndõran bŸyŸk, ilkel, damla biimli galaksiler parõldamaya başladõ. Evrenin iekleri sonunda amõştõ.
Bu ilk yõldõzlar var olacak her şeyin atasõydõlar. Bazõlarõ zar zor parõldayan bŸyŸk ve sõcak hidrojen gazõ toplarõndan başka bir şey
değildi; diğerleri ise kocaman parlak kŸrelere, hidrojen ve helyumdan oluşan ilk yakõtlarõnõ iştahla tŸketirken evrenin her yanõna
doğru mavi mavi parõldayan sŸper yõldõzlara dšnŸştŸler. Bu muazzam yõldõzlarõn ekirdeklerinin en derinlerinde, hidrojen ve
helyumun nŸkleer fŸzyon aracõlõğõyla birleşmesiyle daha ağõr atomlar meydana geldi.
NŸkleer fŸzyonu besleyen şey, yõldõzlarõn ekirdeklerinde bulunan aşõrõ derecede yŸksek basõn ve sõcaklõktõ. Atom ekirdeklerinin
bir araya gelmeleri ya da diğer bir deyişle eriyerek birleşmeleri daha ağõr atomik ekirdeklerin oluşmasõnõ sağladõ.Bir ift helyum
ekirdeği arpõşarak bir berilyum ekirdeğini oluşturdu; buna bir helyumun daha eklenmesi karbonu doğurdu; karbon bir
helyumla birleşerek oksijeni verdi; ve bu bšylece devam etti. Bu sŸre yõldõzlarõ besleyen enerjinin oluşmasõnõ da sağladõ; bu
enerjiyle gŸlŸ bir şekilde parõldamaya başlayan yõldõzlar yoğun õşõk radyasyonlarõnõ uzayõn karanlõk boşluğunun her tarafõna
yaymaya başladõlar.Ó
ss. 30-31
ÒGŸnŸmŸzde doğanõn kanunlarõnõ sistemli bir şekilde anlama aşamasõna geldik. Biz bunlara fizik yasalarõ diyoruz. Doğa
kanunlarõnõn dili matematiktir. Bu kanunlarõ hala tam olarak anlayamadõğõmõzõ kabul ediyoruz; ne var ki, "bilimsel metot" -gšzlem
ve uslamlamadan oluşan ve bšylece doğayla ilgili deneysel olarak doğru bilgilere varmamõzõ sağlayan mantõksal sŸre- sayesinde
anlayõşõmõzõ geliştirebilecek gŸce de her zaman sahibiz. Belirttiğimiz bu "mantõksal sŸre", belirsizliklerle kaplõ, kafa karõşõklõğõnõn
işgali altõnda, hatalarla sendeleyen, bŸrokrasiyle geciktirilen ve kimi zaman kişisel bencilliklerle durdurulan bir sŸre olsa da, son
tahlilde bizi başarõya gštŸren silahtõr. Bilim insanlarõ bu sayede doğanõn değişmeyen yasalarõnõ bulmaya abalarlar. GŸnŸmŸzde,
var olan fizik yasalarõnõn evrenin yaratõlõş anõndadaki yasalarla birebir aynõ olduğunu dŸşŸnsek de, bu yalnõzca bir bilimsel tezdir ve
bilim insanlarõ her zaman bunu doğrulayacak gšzlem verilerinin peşindedirler.Ó
s. 32
Lederman, L. M., Hill, C. T., 2005 (ilk basõm 2004), Simetri, GŸncel Yayõncõlõk, ‚ev. Barõş Akalõn
5

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
25
49
ÒGitaÕda iki inan kaynaşõr: Samkhya, Yoga. Samkhya, tahlil demek. SamkhyaÕya gšre varlõğõn cevheri, iki: SŸkžn. ve
hareket. SŸkžnu puruşa temsil eder, hareketi prakriti. Pruruşa, ruh. S‰f, şuurlu, değişmeyen varlõk: mutlak nur. Prakriti Ÿ
kuvvetin kaynağõ: zek‰, enerji, atalet ve şuursuzluk. Bu Ÿ kuvvet dengede ise, hareket yoktur, yaratõş yoktur, şuur yoktur.
Denge bozuldu mu kavga başlar. Kavga, yani kalõptan kalõba giriş, doğuş, bŸyŸyŸş, siliniş. Kosmos bu cidalin eseri.
Prakriti, hem madde, hem irade. Madde nasõl şuur oluyor? Puruşaya aksetmek suretiyle. Şuurun õşõğõ mekanik enerjinin
işleyişinden doğuyor. Yani bir vehim: maya. İlk durak vehimden kurtuluş. Bir pruşa yok, bin pruşa var. Tecelliler ‰lemini
kendi gšzŸ ,le gšrŸr her şuur. Samkhya šyle diyor. Ama GitaÕnõn Puruşasõ tek. Sonsuz olan bu Tanrõnõn tecellileri. Kimi
iinde bulut Tanrõyõ, kimi geleneğin izdiği yoldan varõr ona. BŸtŸn inanlar gŸzel, bŸtŸn vehimler meşru. Anlayõşlarõ ne
olursa olsun, varlõklarõn hepsi tanrõsal. Neyi seversen Tanrõ odur. Prakriti pruşayõ eğlendirmek iin sahnede. Pruşa sessis ve
seyirci. Ama sadece seyirci değil, k‰inatõn efendisi de. İradenin faaliyetini dŸzenleyen: tabiat. Ne var ki iradenin de,
şuurun da kaynağõ ezeli ruh, ezeli şuur. Pruşa, bilen, hŸkmeden. Kosmozsun nedeni, puruşa. Prakriti onun tecellisi ‰deta.
Upanişadlar iki puruşa var diyorlardõ: aynõ ağata iki kuşÉ Gitaya gšre kuşlar tek. Puruşa hem hareket hem SŸkžn. Hem
tek, hem sonsuz.Ó
ss. 44-45
Ò- Tanrõ sizinle aynõ dŸşŸncede değil. Bay Clement, Yuhanna İncili'nin 14. babõnõn, 6. ayetinde, "Ben yolum, ben
gereğim, ben yaşamõm. Hi kimse, benim izimden gitmeden, Tanrõ'ya ulaşamaz," diyen Hz. İsa'yõ şahsen tanõmõyor.
Yeniden dŸnyaya gelmiş gerek bir Hõristiyan'õn gereği aramasõna gerek yoktur. Gereği İsa'da bulmuştur. Başkalarõnõn
hoşuna gitmese de, bunu onlara da bildirmesi gerekir. Havarilerden Petrus, Hamsin Yortusu'nda: "Kurtuluşu İsa'dan
başkasõnda aramayõn; ŸnkŸ Tanrõ katõnda insanlara, kurtulmalarõ iin gerekli başka bir isim sunulmamõştõr," diye
aõklamõştõ. Bu sšzler, Resullerin İşleri, 4. bap, 12. ayette yer alõr. Başka bir yerinde, şu sšzler...
Bilge, gen adamõn sšzŸnŸ serte kesti:
- Beyefendi, dinleyicilere az sonra sšz hakkõ tanõnacak. Sizin gibi dŸşŸnmeyenlere karşõ birazcõk da olsa nezaket ve saygõ
gšsteremiyorsanõz, yeriniz burasõ değil. Sizinkine benzer yersiz bir mŸdahaleye daha hoşgšrŸ gšstermeyeceğim. Doktor
Clement, lŸtfen konuşmanõza kaldõğõnõz yerden devam edin.
- TeşekkŸr ederim, ama bitirmiştim. Benim sõram geldiğinde, bu gen adama yanõt vereceğim.
- Peki ya siz, Profesšr Tannier, diye konuşmasõnõ sŸrdŸrdŸ hakem, sšylemek istediğiniz başka bir şey var mõ?Ó
s. 47
Hind Edebiyatõ
Cemil Meri
Kral, Bilge ve Soytarõ
Shafique Keshavjee
Meri, C., 1964 (ilk basõm 1964), Hind Edebiyatõ, Dšnem Yayõnlarõ
Keshavjee, S., 2002 (ilk basõm 1998), Kral, Bilge ve Soytarõ, 2. Baskõ, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Aylin Yengin
6
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
26
49
‚in Şiiri
L. Sami Akalõn
ÒAynõ şekilde Kilise Babalarõ da Yunanlar gibi Keldaniler, Mõsõrlõlar, Persler, Hintler, Keltler vb."barbarlarõn"da ok šnemli
felsefi yapõtlar verdiklerini sšylemişlerdir. Aristeides, Justinus, Tertullianus birok kez barbar filozoflara değinmiştir.
6
İskenderiyeli Clemens ise şšyle der: "‚ok yararlõ olan bu felsefe zenginliği barbarlarda ok eskiden beri gelişmişti ve
halklar arasõnda ok ilgi gšrŸyordu; daha sonra da Yunanlara geti."
7Metnin devamõnda Diogenes Laertios'un
sõnõflandõrmasõna benzeyen bir sõnõflandõrma gšrŸlŸr: "Onlarõn ustalarõ Mõsõr'da k‰hinler, Asur'da Keldaniler, Galya'da
rahipler, Baktriya'da şamanlar, Kelt Ÿlkesinde šbŸr dŸnya filozoflarõ, İran'da mŸneccimler (bunlar İsa'nõn doğumunu bile
haber vermiş ve Yahudi Ÿlkesine vardõklarõnda bir yõldõz tarafõndan yšnlendirilmişlerdir), Hindistan'da jimnosofistler ve
başka barbar filozoflar olmuştur." Clemens deyim yerindeyse standart olan bu listeye Buda ve šğrencilerini de ekler.
Bšylece Buda adõ Yunancada ilk kez telaffuz edilmiş olur:"Hindistan'da Buda'nõn ilkelerine bağlõ olanlar da vardõr... son
derece kutsal gšrdŸkleri bu insana bir tanrõya tapar gibi taparlar."Ó
s.14
7
ÒFelsefeye birok dilin ve birok dŸşŸnce biiminin dahil olmasõ antikağda son bulmamõştõr. Bu sŸrecin tarihsel izgisini
yeniden belirtmeden neredeyse ağõmõza kadar sŸrdŸğŸnŸ sšylemekle yetinelim. Ršnesans'tan modern ağa kadar
gelen felsefe tarihlerinde felsefenin sadece Yunan kškenli olduğuna dair hibir bilgi yoktur. Bu tŸr bir analizi sadece
Yunanlarõn geliştirdikleri konusunda argŸmanlar aramak boş bir abadõr. Aksine "barbarlarõn felsefesi" (burada hibir
olumsuz anlamdan sšz edilmediğini bir kez daha yineleyelim) başka diyarlarõn felsefelerinde dŸzenli biimde anõlmõş ve
dikkate alõnmõştõr."Ó
s.15
Eski Yunan
Thomas R. Martin
Başka Diyarlarõn Felsefeleri
der. Roger-Pol Droit
Droit, R-P. (der), 2014 (ilk basõm 2008), Başka Diyarlarõn Felsefeleri, 1. Baskõ, Say Yayõnlarõ, ‚ev. İsmail Yerguz

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
27
49
‚in Şiiri
L. Sami Akalõn
7
Eski Yunan
Thomas R. Martin
Başka Diyarlarõn Felsefeleri
der. Roger-Pol Droit
Akalõn l. S., 1964 (ilk basõm 1964), ‚in Şiiri, Yenilik Basõmevi
Ò‚in'de biraz yorulacaksõnõz; hem Ÿlke geniş, hem gelenek eski. Avrupa'dan bŸyŸk bir toprakta gezinip dšrtbin yõlõn
biriktirdiğini gšzden geireceğiz.
Ama yorulmaya değer doğrusu; Eski Yunanistan'da daha barbarlar yaşarken ‚in'de toplum filozoflarõ yetişti. Seramiği,
barutu, matbaayõ..., šnce ‚inliler buldu. Vatandaşlar arasõnda šyle terbiyeli bir davranõş dŸzenleri oldu ki imreneceksiniz.
Kadife odanõn ipek sediri ŸstŸne yerleşip hi yerinizi değiştirmeden zaman sinemasõnõn perdesinde Asur-B‰bil, Pers, Atina,
Roma, Venedik ve İspanya'nõn nasõl kurulduğunu, ne gŸnler yaşadõğõnõ, nasõl yõkõldõğõnõ seyredeceksiniz. Kamõşlarla pil‰v
yemeğe alõşõverseniz yeme-imede de sõkõntõnõz olmayacak; ne dilerseniz bulup sunmaya alõşõrõm, bana ‚inli dostlarõm da
yardõm ederler, yoksul da olsalar ok konuksever kişilerdir; insanlõk sevgisini din yapmõşlardõr.Ó
s.11
ÒSavaşta ele geirilen esirler šnemli bir kšle kaynağõydõ ve ok az sayõda kšle, alõştõklarõ hanede doğmuş ve bŸyŸmŸş gibi
gšrŸnmektedir. Kšleler aynõ zamanda, Yunanlõ olmayanlarõn korsanlar ya da yabancõ saldõrganlar tarafõndan kaõrõldõklarõ
vahşi bšlgelerden Yunanistan'õn kuzey ve doğu bšlgelerine ithal edildiler. Bu bšlgelerdeki yerli eteler de birbirlerini esir
aldõlar ve esirleri kšle tŸccarlarõna sattõlar. Kšle tŸccarlarõ satõn aldõklarõ esirleri Yunanistan'da satarak ciddi k‰rlar elde ettiler.
Yunan tarihi Herodotos, M… 5. YŸzyõlda Yunan anakarasõnõn kuzeyinde yaşayan bir grup olan Traklar iin Òkendi ocuklarõnõ
sattõlarÓ (Tarih, 5.6) şeklinde yazmõştõr. Ama bu aõklama olasõlõkla bir Trak etesinin kendisinden farklõ gšrdŸğŸ başka Trak
etelerinden kaõrdõklarõ ocuklarõ sattõklarõnõ ifade ediyor. Yunanlõlar Yunanca konuşmayan bŸtŸn yabancõlarõ toptan
ÒbarbarlarÓ (barbaroi) konuşmalarõ Yunanlõlarõn kulağõna Òbar, barÓ gibi anlamsõz sšzcŸklerin tekrarlanmasõ gibi gelen
insanlar olarak etiketlediler. Traklar ve diğer kšle sahibi halklar gibi, Yunanlõlar da kendilerinden farklõ olduklarõnõ
dŸşŸndŸkleri, etnik ve kŸltŸrel farklõlõk taşõyan insanlarõ šnemsememeyi kolaylaştõran kšleleştirme yolunu daha fazla
benimsediler. Gelgelim, Yunanlõlar aynõ zamanda, šzellikle savaşta yenilmiş olanlar olmak Ÿzere, emsal Yunanlõlarõ da
kšleleştirmelerine rağmen, bu Yunanlõlar efendileri gibi aynõ kent-devletinin Ÿyeleri değildiler. Zengin aileler, bu dšnemde
ocuklar iin devlet okullarõ bulunmadõğõndan ocuklarõna šzel hocalõk yapabilmeleri iin Yunanlõ kšleleri eğitim karşõlõğõnda
kõsmi olarak šdŸllendirdiler.Ó
ss.123-124
Martin, R. T., 2014 (ilk basõm 1996), Eski Yunan, 2. Baskõ, Say Yayõnlarõ, ‚ev. †mit HŸsrev Yolsal
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
28
49
The Web of Life
Fritjof Capra
ÒDuring this century the change from the mechanistic to the ecological paradigm has proceeded in different forms and
at different speeds in the various scientific fields. It is not a steady change. It involves scientific revolutions, backlashes,
and pendulum swings. A chaotic pendulum in the sense of chaos theory oscillations that almost repeat themselves, but
not quite, seemingly random and yet forming a complex, highly or ganized pattern-would perhaps be the most
appropriate contemporary metaphor.
The basic tension is one between the parts and the whole. The emphasis on the parts has been called mechanistic,
reductionist, or atomistic; the emphasis on the whole holistic, organismic, or ecological. In twentieth-century science the
holistic perspective has become known as ÒsystemicÓ and the way of thinking it implies as Òsystems thinking.Ó In this
book I shall use ÒecologicalÓ and ÒsystemicÓ synonymously, ÒsystemicÓ being merely the more technical, scientific term.
The main characteristics of systems thinking emerged simultaneously in several disciplines during the first half of the
century, especially during the 1920s. Systems thinking was pioneered by biologists, who emphasized the view of living
organisms as integrated wholes. It was further enriched by Gestalt psychology and the new science of ecology, and it
had perhaps the most dramatic effects in quantum physics. Since the central idea of the new paradigm concerns the
nature of life, let us first turn to biology.Ó
ss. 17-18
Capra, F., 1996 (ilk basõm 1996), The Web of Life, 1. Baskõ, Doubleday
8 https://www.tcm.phy.cam.ac.uk/~bds10/aqp/handout_operator.pdf

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
29
49
9
YaylagŸl L., 2006 (ilk basõm 2006), Kitle İletişim Kuramlarõ, 1. Baskõ, Dipnot Yayõnlarõ
ÒDŸşŸk beğeni dŸzeyine sahip bu kitle kŸltŸrŸ, sõradanlõğõn, konformizmin, pasifliğin ve kaõşõn kŸltŸrŸdŸr. Bu yaklaşõmõn
kškeninde 19. yŸzyõl Avrupa'sõnõn romantik idealizmi yer almakta ve bu yaklaşõm, modern topluma yšnelik duygusal saldõrõlar
dŸzeyinde kalmaktadõr (Cantor, 1982:319). Kitle toplumu kuramcõlarõ kitle medyasõnõ da benzer bir biimde eleştirmektedirler.
Medya, popŸler kŸltŸrŸ yayan bir kitle kŸltŸrŸ formudur. Bu kŸltŸr yŸksek kŸltŸrŸn karşõtõdõr; ve kar peşinde koşan kapitalistlerin
õkarõna hizmet eden bir kŸltŸrdŸr. Yani kŸltŸr endŸstrisi iin dŸşŸk dŸzeyli standartlaşmõş ŸrŸnler yaratmak karlõdõr. Bu eleştiri
ucuz romanlara, sinemaya, radyoya, izgi romanlara, popŸler mŸzik paralarõna ve televizyon programlarõna da uygulanmõştõr.
Bu yaklaşõmõn temel argŸmanõna gšre, ticari sistem kitle beğenisine cazip ŸrŸnler sunmak amacõndadõr. Bu durum program
yaratõcõlarõnõn yenilik yapma ve kendilerini ifade etmelerini sõnõrlar. Ayrõca, ticari sistem insanlarõn sorgulama yeteneğini etkiler ve
onlarõ medyayõ kullananlarõn amalarõna entegre ederek pasifleştirir. Bu bakõş aõsõ kimilerince sekinci olarak değerlendirilmiştir.
19. yŸzyõl eleştirmenleri, kitle kŸltŸrŸnŸn yarattõğõ sorunlarõ šzmek iin eski toplumsal ilişki formlalarõna, kendi eski sekin statŸ
sistemlerine dšnmeyi savunmuşlardõr (Cantor, 1982:320). Kitle insanõ gittike yalnõzlaşmakta, yalnõzlaştõka kitle iletişim
aralarõna daha bağõmlõ hale gelmekte ve medyada gšrdŸkleri onun gerek deneyimi olmaktadõr. Ó
s.17
ÒBenim otuz yõl šnce šzetlediğim, ve sanatõn geleceğine yšnelttiğim iyimser bakõş şimdi daha ocuksu geliyor bana. Pangloss
gibi, bende, bir iyimser olarak kalmaya abalõyorum, fakat batõ uygarlõğõ, Voltaire gibi, beni de hayal kõrõklõğõna uğratarak bir
knisizm'e doğru yol alõyor. Her yerde kitlelerin bŸyŸk dšnŸşler iinde olduğu ÇbŸyŸk bir sanatõn koşullarõÈ yerine bŸtŸn sanatõn
sinsice bir yõkõma uğratõldõğõ gšzleniyor. Savunmasõ yapõlan ÇdŸşŸk zevklerin yalõnlõğõÈ benim tasarõlarõmda ok farklõ bir nitelik
taşõyor. Gerek odurki, gŸlŸ ve acõmasõz endŸstri oyunu, yalnõzca kitlelerin ortaya õkõşõ ve yabancõlaşmalarõnõ ok iyi biliyor.
Sinema, iletişim aralarõ pop şarkõlarõ ve caz mŸziği zevklerin nasõl saptõğõnõ gšsterir apaõk olgulardõr. Bšylesine bir ortama
katõlõrken, kŸltŸrel değer sorunu, katõlõk ve hoşgšrŸsŸzlŸk gibi tavõrlarõ beraberinde getirmektedir.
BŸtŸn bunlar benim aklõmõn almadõğõ şeylerdir. Gerekli olan şey, sanatla eğlence arasõnda bir ayõrõm yapabilmek ve sonra da
bŸtŸn kŸltŸrel faaliyetlerimizi bu ayõrõm iinde değerlendirmektir. Bu ayõrõmõ yapacak kişiler, eğitimde sšz sahibi kimseler, kŸltŸr
bakanlõğõ gšrevlileri gibi doğrudan konunun iinde olan kişilerdir.Ó
…nsšz (1967)
R., H., 1981 (ilk basõm 1936), Sanat ve Toplum, Umran Yayõnlarõ, ‚ev. Seluk MŸlayim
Kitle İletişim Kuramlarõ
Levent YaylagŸl
Sanat ve Toplum
Herbert Read
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
30
49
ieriklerden
10
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24
Emek vererek ortaya õkardõğõmõz her tŸrlŸ şeyin bizim iin šzel bir yeri ve değeri olur. Bu yemek bile olsa, elimizdeki
malzemeler ve pişirmeyi bildiğimiz yemek eşitleri ok az olsa da. Lezzetini onlara borlu olduğumuz malzemeler iin veya
pişirmeyi en ok sevdiğimiz yemekler iin mutlaka bir sõralamamõz vardõr.
Hesabõn adõ ile uyumlu bir benzetme yapõlmõştõr. Karşõlõklõ yapõsal bir benzerlik sšz konusu değildir.
İlk Ÿ isim ve ilk Ÿ ierik iin benimki de şšyle:
Cemil Meri, Ahmet Oktay ve Ahmed
Acõ
v. 1, intermezzo
v. 1 ve Tuhaf Şeyler
v. 1
Yazdõklarõnõ referans alõntõlarla/kişilerle sõk ilişkilendiren, belki de hakikati bulmaya alõşmaktan šte bir taraflarõ olmadõğõnõ da
hissettiğim Cemil Meri ve Ahmet Oktay.
Bu tŸr bir Ÿslupta hem gšrŸşlerin hangi kitaba ve yazara ait olduğunu gšrebilir hem de doğrudan alõntõ da verildiğinde (o an
dar bir erevede gšrŸyor bile olsak) bireysel bir değerlendirmeye de olanak buluruz. Diğer bir ifade ile; yazarõn kendi
gšrŸşŸ, yazarõn kendi gšrŸşŸnŸ oluşturan diğer yazarõn gšrŸşŸ ve doğrudan alõntõnõn kendisi bir arada olmuş olur. Bu bazõ
tŸrler iin olağan olsa da bu iki yazarõmõzda bana daha dikkat ekici geldi.
†ŸncŸ isim Ahmed ise Acõ
v. 1 başlõklõ ierikte annesinin "Ahmed'imi gšrdŸn mŸ?Ó diye gelene geene sorarak aradõğõ oğlu.
Hatta ÔlŸzumsuz' sõfatõ ile de anõlan genlerden biri. Yanlõş anlaşõlmasõn. Ahmed dedim. Ahmed'ler demedim.
Ahmed bir istatistik değildi.
AhmedÕin annesi de bir istatistik değildi.
Feride de bir istatistik değildi.
Feride'nin babasõ da bir istatistik değildi.
ilk Ÿ'ler

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
31
49
ieriklerden
10
Cemil Meri
Ahmed ve Feride
Marilyn Monroe
FŸruğ Ferruhzad
Freddie Mercury
Wolfgang Amadeus Mozart
Ahmet Kaya
Zeki MŸren
Asaf Halet ‚elebi
Ahmet Hamdi Tanpõnar
Sevgi Soysal
Gaffar Okkan
Sabahattin Eyuboğlu
Ahmet Oktay
Elvis Presley
Sokrates
Oğuz Atay
Albert Camus
Konca Kuriş
Ludwig Boltzmann
Onat Kutlar
Necip Hablemitoğlu
kimler geldi, kimler geti
v. 1
Yorumsuz +\ 7 May 2024
32
49
konu iin verilen kitaplar ve alõntõlar
Gšrme Biimleri
John Berger
Genin YŸzyõlõ
Evelyn Fox Keller
Alõmlama Gšstergebilimi
Umberto Eco
KõsõmlarÕa dšn
Bazõ notlar alõntõlarõn hemen altõnda ya da alõntõlarõn šncesinde paylaşõlmõştõr.

v. 1
Yorumsuz +
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Gšrme Biimleri
John Berger*
Berger, J., 1986 (ilk basõm 1972), Gšrme Biimleri, Metis Yayõnlarõ, ‚ev. Yurdanur Salman
* Kitap John Berger, Sven Blomberg, Chris Fox, Michael Dibb, Richard Hollis tarafõndan hazõrlanmõştõr. \ 7 May 2024
33
49
v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒOkurun dikkatine
Bu kitabõ beş kişi hazõrladõk. ‚õkõş noktamõz televizyonda Gšrme Biimleri adlõ dizi konuşmalarda geen bazõ šnemli
gšrŸşler oldu. Bu gšrŸşleri amaya, irdelemeye alõştõk. GšrŸşler sšyleyeceklerimizi de, bunlarõ nasõl sšyleyeceğimizi de
belirledi. Amacõmõzõ ve savlarõmõzõ başka biimde dŸzenlenmiş bir kitapta sunamazdõk.
Kitap yedi denemeden oluşmuştur. Bu denemeler istenen sõrayla okunabilir. Denemelerin dšrdŸnde hem sšzcŸkler hem
de imgeler, ŸŸnde yalnõz imgeler kullanõlmõştõr. Yalnõz resimlerden oluşan (kadõnlara bakma biimlerini ve yağlõboya
resim geleneğinin eşitli elişik yanlarõnõ inceleyen) bu denemeler, yazõlõ denemeler gibi seyirci-okurun kafasõnda soru
uyandõrmak amacõyla hazõrlanmõştõr. Resimli denemelerde yayõnlanan imgeler Ÿzerine bazan, hibir bilgi verilmemiştir.
Bizce bu tŸr bilgiler dikkati, anlatõlmak istenen şeyden başka yere kaydõrabilir. Bununla birlikte her resim hakkõnda
istenen bilgi kitabõn sonunda verilen Yapõtlarõn ListesiÕnde bulunabilir
Bu denemelerde konunun belli yanlarõ dõşõnda başka hibir şey Ÿzerinde durulmamõştõr. Yalnõzca konunun ağdaş tarihsel
bilinlenmeyle aydõnlõğa õkan yanlarõ Ÿzerinde durulmuştur. Başlõca amacõmõz bir sorular sŸreci başlatmak olmuştur. Ó
s. 5
*de/da bağlacõnõ ok fazla kullanõyorum. Geriye dšnŸp baktõğõmda, beni de rahatsõz ediyor ve bazõlarõnõ siliyorum. Tekrar baktõğõmda
bazõlarõnõ yine ekliyorum. Sarmalsal, embersel bir sŸrece giriyor :) Burada tam yeri gelmişken; aslõnda olasõ diğer gšrŸşlerin de her zaman
olabileceğini dŸşŸndŸğŸmden; yani anlamõ, olasõlõklarõ sõnõrlandõrmamak iin de Ôde/daÕ bağlalarõnõ fazla kullandõğõmõ gšrŸyorum. Yorum
ile ilgili olarak tartõşmak, anlamak, sormak É ile ilgili bir yer bunu sšylemenin de en doğru zamanõ. Aşağõdakilerin ŸŸ de anlam veya
kesinlik derecesi aõsõndan aynõ mõ?
‣Ôdikkati istenen şeyden başka yere de kaydõrabilir.Õ
‣Ôdikkati istenen şeyden başka yere kaydõrabilir.Õ
‣Ôdikkati istenen şeyden başka yere kaydõrõr.Õ
-‚eşitli elişik yanlarõ olabilen durumlarda, okurun kafasõnda sorular
uyandõrmak iin yorum yapmadan alõntõlar/eserler verilebilir.
-Yorum yapmak veya bilgi vermek dikkati istenen şeyden başka yere
de kaydõrabilir.
-Òamacõmõz bir sorular sŸreci başlatmakÓ ifadesi Umberto EcoÕnun
Ô~ yanõtlar bulmak yerine tartõşma sŸreci başlatmakÕ sšzlerini
hatõrlatõr.\ 7 May 2024
34
49

v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒGšrme konuşmadan šnce gelmiştir. ‚ocuk konuşmaya başlamadan šnce bakõp tanõmayõ šğrenir.
Ne var ki başka bir anlamda da gšrme sšzcŸklerden šnce gelmiştir. Bizi evreleyen dŸnyada kendi yerimizi gšrerek
buluruz. Bu dŸnyayõ sšzcŸklerle anlatõrõz ama sšzcŸkler dŸnyayla evrelenmiş olmamõzõ hibir zaman değiştiremez. Her
akşam gŸneşin batõşõnõ gšrŸrŸz. DŸnyanõn gŸneşe arkasõnõ dšnmekte olduğunu biliriz. Ne var ki bu bilgi, bu aõklama
gšrdŸklerimize uymaz hibir zaman. GerekŸstŸcŸ ressam Magritte DŸşlerin Anahtarõ adlõ resminde sšzcŸklerle gšrŸlen
nesneler arasõnda her zaman var olan bu uurumu yorumlamõştõr.Ó
s. 7
ÒDŸşŸndŸklerimiz ya da inandõklarõmõz nesneleri gšrŸşŸmŸzŸ etkiler. İnsanlarõn Cehennem'in gerekten var olduğuna
inandõklarõ OrtaağÕda ateşin bugŸnkŸnden ok değişik bir anlamõ vardõ kuşkusuz. Gene de onlardaki bu cehennem
kavramõ -yanõklarõn verdiği acõdan olduğu šlŸde- ateşi her şeyi yutan, kŸl eden bir şey olarak gšrmelerinden doğmuştur.
Seven birisi iin sevgiliyi gšrmenin hibir sšzcŸk ya da kucaklayõşla karşõlaştõrõlamayacak bir bŸtŸnlŸğŸ vardõr; bu
bŸtŸnlŸk, geici olarak, ancak sevişmeyle sağlanabilir.
Gene de sšzcŸklerden šnce gelen ve sšzcŸklerle tam olarak anlatõlamayan gšrme, uyarõcõlara karşõ mekanik bir tepkide
bulunup bulunmama sorunu değildir. (Gšrme eylemi, ancak gšzŸn retinasõnõ ilgilendiren sŸrecin kŸŸk bir bšlŸmŸnŸ
alõrsak bšyle tanõmlanabilir.) Yalnõzca baktõğõmõz şeyleri gšrŸrŸz. Bakmak bir seme edimidir. Bu edimin sonucu olarak
gšrdŸğŸmŸz nesne -her zaman elimizle dokunabileceğimiz bir nesne anlamõnda olmasa da- ulaşabileceğimiz bir alana
getirilmiş olur. İnsanõn bir şeye dokunmasõ demek, kendisini o şeyle ilişkili bir duruma sokmasõ demektir. (Gšzlerinizi
kapayõn, odada dolaşõn, dokunma duygusunun durağan, sõnõrlõ bir gšrme biimine dšnŸştŸğŸne dikkat edin.) Tek bir
nesneye değil, nesnelerle aramõzdaki ilişkilere bakarõz her zaman. GšrŸşŸmŸz sŸrekli olarak canlõdõr, hareketlidir; herşeyi
evresindeki bir ember iinde tutar; bulunduğumuz durumda bizim iin orada var olabilecek herşeyi gšsterir bize.Ó
ss. 8-9
-‚ocuklarõn gšrme konusundaki yeteneklerinin konuşmadan šnce
gelmesi (5 yaşõndaki ocuk šrneği)
-Yazõ ve metin arasõnda elişki var ise, gšrdŸğŸmŸze mi inanõrõz?
hatta setiğimize mi inanõrõz?
-Bakmak ve gšrmek arasõndaki ilişkide semek nasõl šnemli ise,
yorumlamak ve nesnel gereklik arasõnda da benzer bir ilişki olabilir
mi?
-Yorumlarõmõz hep bizimle ilişkili olanlar -dŸşŸndŸklerimiz,
inandõklarõmõz, temas halinde olduklarõmõz- etrafõnda olabilir mi?\ 7 May 2024
35
49
v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒBir imge, yeniden yaratõlmõş ya da yeniden Ÿretilmiş gšrŸnŸmdŸr. İmge ilk kez ortaya õktõğõ yerden ve zamandan -birka
dakika ya da birka yŸzyõl iin -kopmuş ve saklanmõş bir gšrŸnŸm ya da gšrŸnŸmler dŸzenidir. Her imgede bir gšrme
biimi yatar. Fotoğraflarda bile. ‚ŸnkŸ fotoğraßar oğu zaman sanõldõğõ gibi mekanik kayõtlar değildir. Her bir fotoğrafa
baktõğõmõzda, ne denli az olursa olsun, fotoğrafõnõn sõnõrsõz gšrŸnŸm olanaklarõ arasõndan o gšrŸnŸmŸ setiğini fark
ederiz. Rastgele aile fotoğraflarõnda da bšyledir bu. Fotoğrafõnõn gšrme biimi konuyu seişinde yansõr. (É) Ó
s. 10
ÒŞu da var ki imge sanat yapõtõnda verildiği zaman insanlarõn ona bakõşõ sanat konusunda edindikleri varsayõmlar dizisinin
etkisinden kurtulamaz. Bu varsayõmlar şunlarla ilgilidir:
GŸzellik / Gerek / Deha / Uygarlõk / Biim / Toplumsal konum / Beğeni vb.
Bu varsayõmlarõn oğu bugŸnkŸ durumuyla artõk dŸnyaya uymuyor. (BugŸnkŸ durumuyla dŸnya salt nesnel bir gereklik
değildir; buna bilinlilik de katõlmõştõr.) GŸnŸmŸze tam olarak uymamalarõnõn dõşõnda bu varsayõmlar gemişe de gšlge
dŸşŸrŸrler. Gemiş hibir zaman olduğu yerde durup yeniden keşfedilmeyi, aynõyla, olduğu gibi tanõnmayõ beklemez.
Tarih her zaman belli bir şimdiÕyle onun gemişi arasõndaki ilişkiyi kurar. Demek ki şimdiÕden korkmak eskiyi
bulandõrmaya yol aõyor. Gemiş iinde yaşanacak bir şey değildir. Eyleme geerken iinden bir şeyler ekip õkarttõğõmõz
bir sonular kuyusudur. Gemişin ekinsel aõdan bulandõrõlmasõ iki katlõ bir kayõba yol aar. …nce sanat yapõtlarõ
gerektiğinden ok eskilere itilmiş olur. Sonra gemişten bize eylem olarak tamamlanmasõ gereken daha az sonu kalmõş
olur.Ó
s. 11
-İmge burada yapõlan bir resim, bir fotoğraf, bir olayõn bir nesnesinin
herhangi bir şekilde temsili olabilir. Sanatõ (fotoğrafõ, ressam, É)
eserini oluştururken nesnel bir gerekliği değil aynõ zamanda
bilincinde var olan, zamanla var olmuş algõlara gšre belli bir seimle
eserini ortaya koyar.
-Yorum burada bir olayõn, bir nesnesinin, bir durumun aõklamasõ, dil
ve sšz ile aktarõlmasõ ise yazar/uzman/É eserini oluştururken nesnel
bir gerekliği değil aynõ zamanda bilincinde var olan, zamanla var
oluşmuş algõlara gšre belli bir seimle eserini/yorumunu ortaya
koyabilir.


şimdiki zaman
v. 1, şimdiki zaman \ 7 May 2024
36
49

v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒBir doğa resmi ÔgšrdŸğŸmŸzdeÕ kendimizi onun iine koyarõz. Gemişte yapõlmõş sanata ÔbakõyorsakÕ o zaman kendimizi
tarihin iine koymuş oluruz. Bu sanatõ gšrmemiz engellendiğinde aslõnda bizim olan tarihten yoksun bõrakõlmõş oluruz.
Bu yoksunluktan kim yarar sağlar? Sonuta gemişin sanatõ, mutlu azõnlõğõn kendine bir tarih yaratmaya abalamasõndan
dolayõ bulandõrõlmaktadõr. Bu tarih, geriye bakõldõğõnda yšnetici sõnõflarõn oynadõğõ tarihsel rolŸ haklõ gšsterebilir. Bšyle
bir haklõ õkarmanõn ağdaş dilde hi bir anlamõ yoktur. Bundan štŸrŸ ister istemez bulandõrõcõdõr.
Bu tŸr bulandõrmaya iyi bir šrnek dŸşŸnelim. Yakõnda Frans Hals Ÿzerine iki ciltlik bir inceleme yayõmlandõ. Bu inceleme
bir ressam Ÿzerine bugŸne dek yapõlan alõşmalarõn en gŸvenilir olanõdõr. Uzmanlaşmõş bir sanat tarihi incelemesi
olaraksa bu kitabõn šbŸr sõradan kitaplardan ayrõlan bir yanõ yoktur.Ó
s. 11
(É)
ÒYazar devam ediyor:
Bazõ eleştirmenlere gšre bu inandõrma bŸtŸnŸyle başarõlõ olmuştur. …rneğin dŸşŸk kŸlahõ uzun, dŸz salarõnõ iyice
kapamayan, garip yapõlmõş gšzleri belli bir yere bakmayan YšneticiÕnin sarhoş olarak gšsterildiği sšylenmiştir.
Yazara gšre bu, resimde yalan sšylemektir. Yazar o zamanlarda şapkanõn bšyle yana yatõk olarak giyildiğini savunuyor.
YšneticiÕnin ifadesinin yŸz felci sonunda bšyle olduğunu kanõtlamak iin tõbba başvuruyor. ݍlerinden biri sarhoş
gšsterilmiş olsa resmin Yšneticilerce kabul edilmeyeceğini direnerek sšylŸyor. Bu gšrŸşlerin herbiri sayfalarca
tartõşõlabilir. (Onyedinci YŸzyõl HollandaÕsõnda erkekler serŸvenci ve zevk dŸşkŸnŸ gšrŸnmek iin şapkalarõnõ yana yatõk
giyerlerdi. ‚ok imek hoş gšrŸlen birşeydi vb.) Oysa bšylesi savlar yazarõn tartõşmaktan kaõndõğõ tek šnemli gšrŸşten
daha da uzaklaştõrõr bizi.Ó
ss. 14-15
-Olağan bir şekilde herhangi bir konu hakkõnda farklõ farklõ
gšrŸşler/yorumlar olabilir; gšrmediğimiz/fark etmediğimiz şeylerin
olabileceğini her zaman bunlarõn tartõşõlabileceğini unutmamak
gerekiyor.
BugŸn beğenmişsin, yarõn beğenmemişsin. BugŸn doğru demişsin,
yarõn yanlõş demişsin. Gayet normal gšrŸnŸyor. DŸşŸnsenize,
Şšyle diyoruz: Ben 5 yaşõndan beri (É 20 yaşõndan beri, 30 yaşõndan
beri É..) hep en doğrularõ biliyor, en iyileri beğeniyordumÉ Hibir
fikrim, anlayõşõm, algõm É değişmedi É
Sanki bu daha anormal É uhrevi bir sõfatõnõz var anlamõna gelebilir.
Gerekler
v. 4Õten\ 7 May 2024
37
49
v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒHer resimin biricikliği bir zamanlar bulunduğu yerin biricik olmasõndan kaynaklanõyordu. Resim bir yerden başka bir yere
taşõnabilirdi. Ama hibir zaman aynõ anda iki yerde birden gšrŸlemezdi. Fotoğraf makinasõ, resmin fotoğrafõnõ ekerek
resmin imgesinin taşõdõğõ biricikliği ortadan kaldõrmõş oldu. Bunun sonucunda resmin anlamõ değişti. Daha kesin
sšylersek resmin anlamõ oğaldõ, birok anlama bšlŸndŸ.
Herhangi bir resim televizyon camõnda gšrŸndŸğŸnde olanlar buna ok canlõ bir šrnektir. Resim her seyircinin evine
girer. Seyircinin evindeki duvar k‰ğõtlarõ, mobilya ve hatõra eşyalarõyla evrelenir. O ailenin havasõna girer. Konuşmalarõna
konu olur. Kendi anlamõnõ onlarõn anlamõna katar. Bu resim aynõ anda başka milyonlarca eve de girer, bunlarõn her birinde
değişik bir bağlam iinde gšrŸlŸr. Fotoğraf makinesi aracõlõğõyla artõk resim, seyirciye gitmektedir, seyirci resme değil.
Bšylelikle resmin anlamõ oğalmaktadõr.Ó
ss. 19-20
ÒBu šnemli gšrŸş şudur: Erkek ve Kadõn Yšneticiler
karşõlarõnda duran HalsÕa, ŸnŸnŸ yitirmiş, vakõf yardõmõyla
yaşayan yoksul, yaşlõ ressama bakmaktadõrlar: Hals onlarõ
herşeye karşõn nesnel olmaya (yani bir yoksulun bakõşõndan
kurtulmaya) alõşan yoksul bir adamõn gšzleriyle inceler.
Resimlerdeki dram budur aslõnda. ÔUnutulmaz elişkiÕnin
dramõ.Ó
s. 15\ 7 May 2024
38
49
ÒBu resimsel canlandõrma ağõnda resimlerin anlamlarõ artõk onlardan ayrõlamaz bir şey değildir; bir yerden bir yere
aktarõlabilir bu anlamlar: Başka deyişle bir tŸr bilgi olmuştur, bŸtŸn bilgiler gibi ya kullanõlõr ya da bir yana atõlõr. Bilgi,
kendi iinde šzel bir yetke taşõmaz. Bir resim kullanõldõğõ zaman anlamõ ya kayar ya da bŸtŸnŸyle değişir. Bunun nelere
yol aabileceğini aõka kavramak gerekir. Yeniden yaratmanõn imgenin belli yanlarõnõ aynõyla yansõtmamasõ demek
değildir bu; yeniden canlandõrmanõn, imgenin ok değişik ama iin kullanõlmasõnõ, yeniden canlandõrõlan imgenin,
šzgŸn yapõtõn tersine, bŸtŸn bu amalarõn hepsine uyabilmesini sağlamak ya da bunu kaõnõlmaz kõlmak demektir.
Yeniden canlandõrõlan imgenin bu yolla bulandõrõlõşõnõ gšsteren bir ka šrnek inceleyelim..Ó
ss. 24-25

v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger \ 7 May 2024
39
49
Yeniden canlandõrma yoluyla bir resmin bir ayrõntõsõ bŸtŸnŸnden ayrõlabilir. Ayrõntõ değişime uğrar. Alegorik bir insan
imgesi, bir kõz portresine dšnŸşebilir.Ó
ss. 24-25
-Anlam/Yorum konusu Ÿzerinde dŸşŸnmek ve daha iyi ifade edebilmek iin biraz zaman/deneyim gerekebilir. Bu sayfadaki ve gelecek
sayfadaki šrnek olarak verilenler fikir verme aõsõndan yararlõ olabilir. …rneğin bu sayfadaki šrnekte, aslõnda tabloda bŸtŸn ile var olan bir
kadõnõn izimi alõnõp tek başõna sunulduğunda sanki bu kişinin portresinin izildiğini dŸşŸnebiliriz.
Bu šrneği hem tersten hem de bize ait bir gemişin olduğu kurgusal/abartõlõ bir benzeri ile aõklayalõm. Bu tŸr canlandõrmalar daha
kolay kavramayõ ve gšrŸndŸğŸnden daha da šnemli olan durumlarõ vurgulamak aõsõndan yararlõ olur.
Fatih Sultan MehmetÕi hem askeri/siyasi başarõlarõ hem de sahip olduğu ilgi ve yetenekleri ile anarõz. Portresini gšrdŸğŸmŸzde
hissettiklerimizin arka planõnõ belirleyen budur. Portrelerinin ya da šnemli tarihi olaylara ait tablolarda šne õkan bir şekilde
resmedilmesinin de arka planõnda bu vardõr. Şimdi;
Kurgusal bir paralel tarihte ressamlar Fatih Sultan MehmetÕi hep pazar yerinde onlarca kişinin de olduğu tablolarda neredeyse hi de
ayõrt edilemeyecek bir şekilde resmediyor. Bunu kabul edebilir miyiz?
…nemli bir kişiyi detaylarõ ile resmetmek veya šnemli bir olayda o kişiyi šne õkaran bir tablo izmek ile alelade bir pazar yerini
resmetmek aynõ şey değildir.
v. 1
Yorumsuz +
Gšrme Biimleri - John Berger
ÒBir resim, film makinasõyla yeniden canlandõrõldõğõnda ister istemez film yapõmcõsõnõn savõnõ doğrulayan bir malzeme olup
õkar. Bir resmin eşitli imgelerini yeniden canlandõran bir Þlm, seyirciyi resmin iinden geirerek Þlm yapõmcõsõnõn
istediği sonulara gštŸrŸr. Resim, film yapõmcõsõnõn buyruğuna girmiştir. ‚ŸnkŸ film zaman iinde yayõlõr, oysa resim
yayõlmaz. Filmde bir imgenin šbŸrŸnŸ izleyişi, imgelerin ardarda sõralanõşõ, tersine evrilemeyecek bir deyiş biimi
kurar.Ó
s. 26
Her bir cŸmlenin arasõnda resimler olan bu kõsõm (s.26) ard arda yazõlmõştõr.
ÒSonu olarak yeniden canlandõrma, resmin aslõndaki imgeyi gšstermenin yanõsõra başka imgelerin gšsterdiği bir şey de
olur. Bir imgenin anlamõ onun hemen yanõnda gšrŸlen ya da hemen arkasõndan gelen şeye gšre değişir. O imgenin
taşõdõğõ yetke, iinde gšrŸndŸğŸ tŸm bağlama yayõlõr.Ó
s. 29\ 7 May 2024
40
49
-Anlamõ/Yorumu belirleyen şey ortamdõr veya bağlamdõr.
-Alõntõlarõ belli bir sõra ile vermek de bir bağlam yaratõp yorumu belirleyici hale getirebilir.
-EcoÕnun verdiği šrnekte, Óyarõn, 21 Salõ, sabah 10.15'te geliyorumÓ ifadesinin ÔtehditÕ mi Ôumut vericiÕ mi olduğu nasõl bağlama bağlõ ise;
KellerÕin fare geninin sirkesineğine aktarõlmasõ ile genin ortama/bağlama bağlõ yorumu ile nasõl sirkesineği gšzŸ oluşuyor ise,É birok konuda
da anlam/yorum ortama/bağlama bağlõdõr.

v. 1
Yorumsuz +
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Genin YŸzyõlõ
Evelyn Fox Keller
Fox Keller, E., 2004 (ilk basõm 2000), Genin YŸzyõlõ, 1. Baskõ, Metis Yayõnlarõ, ‚ev. Haluk Barõşcan \ 7 May 2024
41
49
v. 1
Yorumsuz +
Yorum ve bakmak/gšrmek arasõndaki yakõn ilişkiden dolayõ ÔgšzÕ ile ilgili bu alõntõ seilmiştir, ŸnkŸ ikisi iin de paralel/benzer
õkarõmlar geerli olabilir. GšzŸn doğasõ veya gšzŸn nasõl/ne kadar gšrebileceği, bağlama yani ortama (canlõnõn tŸrŸne, canlõnõn
yaşõna, É) bağlõdõr ifadesi yorumun da bağlama yani ortama bağlõ olmasõ arasõnda bir benzerlik vardõr. Gšz her canlõda ve aynõ
canlõnõn her yaşõnda aynõ šzeliklere ve becerilere sahip değildir. Yapõlan yorum da, yorum yapmak da, yapõlan yorumu anlamak/
değerlendirmek de yani işaret edileni gšrmek de eşitli etkenlere bağlõdõr. menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 dosyasõnda
Ôilişkiler/šrŸntŸÕ başlõklõ kõsõmda verilen šrneklerde anlatõldõğõ gibi birbirleriyle ilişki halinde olan, birbirini etkileyen hem de
šrŸntŸye/bağlama gšre de anlam kazanan şeyler vardõr. Hangi paralarõn nasõl bir araya geldiği hem olayõ hem de bizim
yorumumuzu belirler.
Birok durumda doğru/yanlõş yorum yapõlmasõnõn veya bizim yorumu doğru/yanlõş anlamamõzõn štesinde sŸreler sšz
konusudur. Belki de tek bir cevap/yanõt da yoktur. Hayat bir sŸretir, yoksa her şeyin tek bir noktaya škmesi, tek bir varlõğõn/
maddenin olmasõ gibi bir durum olabilirdi. Yani buradaki konu aõsõndan şšyle; bir yazõ/metin var, herkes bu metinden aynõ şeyi
anlõyor/yorumluyor. ‚eşit yok, renk yok. Durduk, nokta olduk! O nedenle sŸre diyoruz, atõşma diyoruz, yaşamõn dinamik bir
sistem gibi alõşarak var olabildiğini sšylŸyoruz vs.
konu olan alõntõ ile ilgili:
-Alõntõlanan bu kõsõmda teknik detaylar biraz daha da fazla, anlamamõzõ gŸleştiriyor. Anlaşõlõrlõğõ azaltan ÔgšzsŸzÕ kelimesinin
aslõnda yanlõş bir kelime seimi olduğuna dair notu da ekledim. Dilimize evrilince daha da zorlaştõrõyor metni.
-Bu disiplin iin olduka eski sayõlabilecek bir kitap, yine de kabaca sšylenen şu:
Bir gen var, biz G geni diyelim. Bu gen gšz oluşumunu başlatõyor. TŸm hŸcrelerde bu gen var. Eğer bu geni deneysel
olarak aktive edersek sirkesineğinin anteninde bacağõnda bile gšz oluşumu başlõyor.
Gšz oluşumunu başlatan fareden alõnan benzer bir gen sirkesineğinin kromozomuna (DNAÕsõna) yerleştirildiğinde yine gšz
oluşumu başlõyor. Aslõnda fare gšzŸnŸn oluşmasõ beklenirken yine sirkesineğinin gšzŸ oluşmaya başlõyor. Gen fareye ait
olsa da, ortam genin yorumunu belirliyor. Eklediğim diğer dipnotda da gšrŸldŸğŸ gibi, gšzŸn oluşmasõnõ başlatmak
ayrõdõr É gšzŸn oluşmasõ iin gereken yŸzlerce binlerce diğer etken, gen ayrõdõr. Hatta genin ifade edilmesi hŸcre
ekirdeği dõşõndaki sitoplazma dediğimiz ortama da bağlõ olabiliyor. Bu tŸr alõşmalar deneysel araştõrmalardõr. …rneğin,
ama gšz oluşumunu başlatan geni bulmaktõr; sŸrecin tamamlanmasõ ve gšren bir gšz oluşmasõ daha başka bir konudur. \ 7 May 2024
42
49
Alõntõlarla ilgili notlar

v. 1
Yorumsuz +
Genin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller
ÒBenzer bir biimde Walter Gehring ve meslektaşlarõ, sirkesineğinde, gšzsŸz (eyeless) geninin hedef seilerek aktive
edilmesinin, kanatlarda, bacaklarda, antenlerde ve normalde gšz Ÿretmeyen daha pek ok dokuda tamamen gelişmiş
gšzlerin oluşumunu başlattõğõnõ ilan ettikleri zaman manşetlere gemişlerdi. Bu başarõya dayanarak Gehring gšzsŸz'Ÿn
"gšz morfogenezinin ana kontrol geni" olabileceğini šne sŸrmŸştŸr. Bu gšrŸş, bir yõl sonra, farede bulunan homolog
(yani gšzsŸz'Ÿn sekansõna eş uzun bšlgelere sahip) bir genin, sirkesineğine yerleştirildiğinde gšzsŸz ile aynõ sihirli etkiye
yol atõğõnõn bulunmasõyla doğrulanmõş gibiydi. Ancak bu buluşun tam olarak neyi gšsterdiğini sorabiliriz. Bizzat
Gehring'in de belirttiği gibi, "Elbette bu gšzler, sirkesineğinin gšzleridir... ŸnkŸ fare ancak şalter geni sağlamõştõr, gšzŸ
oluşturmak iin gerekli diğer 2500 gen, sirkesineğinin işe katkõsõdõr.Ó
Gšz, bilim tarihinde šzel bir šneme sahiptir. En azõndan Darwin'den sonra bir tasarõm šrneği olarak -oluşumlarõ ok uzun
bir sŸre bilimsel aõklamaya direnmiş olan bŸtŸn o "aşõrõ mŸkemmel ve karmaşõk organlarõn" bir prototipi olarak- hizmet
etmiştir. Bizzat Darwin'in de kabul ettiği gibi, "TŸm eşsiz donanõmõyla gšzŸn... doğal seim yoluyla oluşmuş olabileceğini
varsaymak, itiraf edeyim ki son derece sama gšrŸnŸyor." Bšyle bir arka plan sšz konusu olunca, gšz morfogenezinden
sorumlu "ana kontrol geni"nin bulunmasõ gerekten de šnemli bir haberdi. Ancak bir anlamda bu iddia, tam da onu
desteklediği dŸşŸnŸlen deney ile aõka elişkiye dŸşŸyordu. Farede gšzsŸz'e karşõlõk gelen gen (Pax-6) gerekten bir
"ana kontrol geni" ise, o zaman sirkesineği gšzŸnŸn değil de fare gšzŸnŸn oluşumuna yol amasõnõ beklememiz
gerekmez miydi? Fare geninin, sinek tarafõndan kendi gšz tŸrŸnŸ oluşturmak iin kullanõlmasõnõn olduka farklõ bir iddiayõ
-yani gšzsŸz'Ÿn oluşumu sŸrecinde temel bir rol oynadõğõ gšzŸn doğasõnõn, genin iinde bulunduğu bağlam tarafõndan
belirlendiği iddiasõnõ- desteklediği şeklinde bir yorum yapõlamaz mõ?Ó
ss. 114-115 \ 7 May 2024
43
49
Dipnotlardan: É Bu geni gšzsŸz olarak adlandõrmak bugŸn son derece uygunsuz gšrŸnŸyor; fakat başka pek ok gen gibi bu gen de, ilk
olarak tam bir gšzŸn oluşturulmasõnda başarõsõz olan mutant biimi sayesinde bulunmuştu. (s.114) É Gehring'in, bir sirkesineği gšzŸ
oluşturmak iin 2500 genin gerekli olduğu yolundaki tahmini ok etkileyicidir; ŸnkŸ bu sayõ, sirkesineğindeki (yakõn bir tarihte 8000 ile 17000
arasõnda olduğu tahmin edilmiş olan) toplam gen sayõsõnõn %30'una karşõlõk gelmektedir. Arka planda ki (genetik olan ya da olmayan)
koşullarõnõn šneminin doğrudan kanõtõ, homolog genin ifadesinin her dokuda gšz oluşumuna yol amamasõdõr. (s.115) É DNA'nõn genetik
enformasyonu iinde barõndõrdõğõ ve genetik kodun, DNA sekansõnõ proteinlerin yapõsõna bağladõğõ ilkelerinin ortaya atõlmasõna yol atõ. Bu
yaklaşõm ok bŸyŸk bir başarõ elde etmiş olsa da, tekil bir biyolojik işlev ancak ok ender olarak tek bir molekŸle yŸklenebilir... Tam tersine,
biyolojik işievlerin oğu, ok sayõda bileşenin birbiriyle etkileşimlerin den kaynaklanõr. (s.119)
v. 1
Yorumsuz +
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. M.
Alõmlama Gšstergebilimi
Umberto Eco
Eco, U., 1991 (*), Alõmlama Gšstergebilimi, 1. Baskõ, DŸzlem Yayõnlarõ, ‚ev. Sema Rifat
*Kitap Umberto EcoÕya ait 1985 ve 1989 yõllarõndaki, sõrasõyla, bir konferans metni ile bir sšyleşinin evirisini iermektedir. \ 7 May 2024
44
49

v. 1
Yorumsuz +
…ne õkarmanõn, daha koyu ya da farklõ renkte yazmanõn amalarõndan biri de; zor metinlerin, akademik veya yarõ
akademik metinlerin, uzmanlarõ iin yazõlmõş metinlerin;
bir-iki cŸmlesine bakõp bir-iki kelimesine bakõp elimizden bõrakmadan ÉÉ. bir şans verilmesine vesile olmak.
Bu tŸr zor metinleri okumak istemeyişimiz gayet normal: uydu/anten, alõcõ-verici arasõndaki teknik konular veya arkasõndaki
matematiksel teoriyi anlatan bir kitabõ, bir dergiyi fiziki olmamarağmen bende aar ve sonra hemen kapatõrõm, okumam.
Bu tŸr konular ve detaylar Elektrik-Elektronik FakŸltesi mezunlarõnõn uzmanlõk alanlarõ, dolayõsõyla Ôinsana ve hayata dair
şeylerÕe ait ortak havuzun olduka dõşõndalar.
Edebiyat, sanat, mŸzik, É. ise oğumuzun ilgi duyabileceği şeyler arasõnda. Herkesin anlayabileceği ok şey var, biraz
daha detaylarõ anlamak istersek kişisel gayretle de az da olsa yol alabiliriz.
Kõsaca Umberto EcoÕnun yazdõklarõnõ okumakta zorlanõrõz, okuyucusundan fazlaca şey talep eder. Mecazi olarak da ederi
fazladõr. Yeni işe giren bir gencin 1-2 yõlda araba satõn almasõ pek mŸmkŸn olmadõğõ gibi; bu tŸr konularõ okumaya yeni
başlamõş birinin EcoÕyu okuyup anlamasõ da pek mŸmkŸn değildir. …ncesinde uzun yõllar okuma serŸveninin olmasõnõ
talep eder. Sonrasõnda uzmanlarõ kadar anlayamasak bile değerli bir şeye yakõnlaşmanõn mutluluğunu hissedebiliriz.
Arabayõ satõn alamasak bile arada gider bakarõz; yŸksek değeri olan şeyler, bu yŸksek ederi hak eden şeyler bizi cezbeder.
…ne õkarõlan cŸmleleri okuyup anlamaya alõşmamõz arabayõ alana kadar arada Ôdeneme sŸrŸşleriÕ yapmak olarak
dŸşŸnŸlebilir.
EcoÕnun kitabõnda metin iinde numaralarla verilen referanslar veya notlar yazõlmamõştõr. Bazõ paragraflardan da sadece
bazõ ifadeler seilerek verilmiştir. Detaylar ve bŸtŸnŸ daha doğru gšrmek iin lŸtfen kitaba bakõnõz.
kitaba mõ? kendimize mi? \ 7 May 2024
45
49
Yazar ve kitap ile ilgili not
v. 1
Yorumsuz +
Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
Sema RifatÕõn Umberto Eco ŸstŸne başlõklõ yazõsõndan
Ò(É) İşte bŸtŸn bu etkiler Opera Operta'nõn (Aõk Yapõt, 1962) oluşmasõnda rol oynayan šğelerdir. 1958-1962 yõllarõ
arasõnda yazdõğõ bu kitapta U. Eco yorumlama an'õnda yaşayan yapõtõ incelemişti.
"Okura tek bir anlamõn kendini zorla kabul ettirmesini šnlemek gerekir" ("Bisogna evitare che un senso unicosi
imponga di colpo") diyen yazar bu alõşmasõnda bir sanat ŸrŸnŸnŸn yoruma aõk olduğu savõnõ geliştirmiştir. Aynõ
biimde herhangi bir sanat yapõtõnõn, alõcõ'nõn (okurun, dinleyenin, izleyenin) šzgŸrce mŸdahalesini bir "šngerek"
olarak nasõl ortaya atabileceğini anlamaya alõşmõş ve okuru, metinden, onun sšylemediği ama varsaydõğõ şeyleri
õkarmaya yšnelten "işbirliği"ni ele almõştõr.Ó
s. 8
ÒAlõmlama Gšstergebilimi †stŸne NotlarÕda sšzŸnŸ ettigi …rnek Okur (Lettore Modello) kavramõnõ da burada geliştirir.
ÒHibir şey kapalõ bir metin kadar aõk olamazÓ diyen U. Eco metin karşõsõnda okurun rolŸnŸ ortaya koymaya alõşmõştõr;
bu bağlamda, okuma edimi yansõz bir edim olamaz; okur ve metin arasõnda karmaşõk bağõntõlarõn varlõğõ sšz konusudur;
bu bağõntõlar šzgŸn yazõÕnõn doğasõnõ gšzle gšrŸlŸr biimde değiştirir. U. Eco …rnek Okur'un bir metin stratejisi
olduğunu sšyler. Ona gšre metin, tembel bir makinedir ve okur tarafõndan harekete geirilmesi gerekir.Ó
s. 10
ÒAlmanya'da yaygõnlõk kazanmõş olan alõmlama estetiğine de ilgi duymuş olan U. Eco bir yaratõcõlõk ŸrŸnŸnŸn yapõsõnõn,
kendisine getirilen yorumlamaya gšre incelendiğini dŸşŸnŸr.
1984'te yayõmladõğõ Semiotica e filosofia del linguaggio'da (Gšstergebilim ve Dil Felsefesi) daha šnceki iki yapõtõnda (Il
segno ve Trattato di semiotica generale) bir taslağõnõ oluşturmaya alõştõğõ kuram erevesi iinde ve tarihsel boyutta ele
alõnan beş kavramõ incelemiştir: Gšsterge, gšsterilen, eğretileme, simge, kod.Ó
s. 11
ÒU. Eco, Alõmlama Gšstergebilimi †stŸne NotlarÕda metne bakõş aõsõnõ, yazar-metin-okur ŸlŸsŸnŸ ele alõş biimini,
gerek anlam sorununu, anlamsal ve eleştirel okuma biimlerini, metnin yorumlanmasõ ve kullanõmõyla ilgili
dŸşŸncelerini, vb'ni daha šnce yazmõş olduğu yapõtlara ve başka birok kuramcõnõn bu alanlardaki gšrŸşlerine dayanarak
aõklar.Ó
s. 13
Sema RifatÕõn Sunuş yazõsõndan\ 7 May 2024
46
49

v. 1
Yorumsuz +
Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
ÒBŸtŸn bu eğilimlerin her birinin altõnda yatan sav şudur: Herhangi bir metnin (dilsel olmayan bir metin de olabilir)
işleyişi, Ÿretilme anõnõn yanõ sõra (ya da Ÿretilme anõ yerine) bu metnin anlaşõlmasõ, gerekleşmesi, yorumlanmasõ
aõsõndan hem alõcõsõnõn (gšnderilen) oynadõğõ rol, hem de metnin bu tŸr katõlõm biimlerini nasõl šngšrdŸğŸ gšz šnŸne
alõndõğõnda aõklanabilir.Ó
ss. 16-17
Ò(É) Bu arada bu sorunun biimci kškenleri konusunda da son gŸnlerde Donatello Ferrari Bravo ok ilgin şeyler
sšylemiştir. Gšstergebilim geleneğine gelince MorrisÕin daha Foundations of the Theory of SignsÕda bile, klasik
gšstergebilimlerde de her zaman iin yorumcuya başvurunun bulunduğunu saptadõğõnõ anõmsõyorum (sšz konusu klasik
gšstergebilimler Yunan ve Latin retoriği, sofistlerin pragmatiği, Aristoteles retoriği, Augustinus gšstergebilimi
[anlamlama sŸrecini, gšstergenin, yorumcunun zihninde yarattõğõ dŸşŸnceye başvurarak aõklar],vb.Õdir).
Ayrõca kitle bildirişim gšstergebilimi alanõnda alõşan İtalyan araştõrmacõlarõn, 1965'teki Perugia kolokyumunda televizyon
ve izleyicisi arasõndaki bağõntõlar konusunda katkõsõnõ da anõmsõyorum". Orada Paolo Fabbri, ben ve başkalarõ, televizyon
bildirisini ve etkilerini tanõmlamak iin, bildirinin, yalnõzca kendi vericilerinin kodlarõna uygun olarak, ne anlama
geldiğinin incelenmesinin yeterli olmayacağõnõ belirtmiş, bunun iin ayrõca, kendi alõcõlarõnõn kodlarõna bağlõ olarak, ne
sšylediğinin ya da ne sšyleyebileceğinin de incelenmesi gerektiğini vurgulamõştõk.Ó
s. 21
ÒALIMLAMA G…STERGEB İLİMİ
†ST†NE NOTLAR
Geen yõl bu kongrenin konusu olarak "alõmlama gšstergebilimiÓni ben mi šnerdim anõmsamõyorum. …zŸr dilerim ama,
ne olursa olsun bugŸn sizlere eksiksiz bir sunuş değil de birok kişiye henŸz tutarsõz gibi gelebilecek notlar sunacağõm.
Tembellikten değil ama! Bu deneme, benim daha šnce yazmõş ve yayõmlamõş olduğum bir iki şey ile, geen yõl bir dizi
konferansta, kendi bakõş aõlarõm arasõnda bağlantõ kurarak ve dŸzeltmeler yaparak yazõp sunduğum pek ok şeyi bir
araya getiriyor. BugŸn burada kararsõzlõklarõmõn, kafamõ kurcalayan sorularõn ne durumda olduğunu aõklayacağõm. Bu işi
de, konuyla ilgili olanlar karşõsõnda yapacağõm; biz, yatõştõrõcõ yanõtlar aramak iin değil de tartõşma yapmak iin burada
bulunuyoruz.Ó
s. 15 \ 7 May 2024
47
49
v. 1
Yorumsuz +
Alõmlama Gšstergebilimi - Umberto Eco
Ò2. † tŸr ama.
Şimdi de gŸnŸmŸzdeki duruma gelelim. †retici yaklaşõm (yol atõğõ etkilerden bağõmsõz olarak, betimlenebilir kabul
edilen metinsel nesnenin Ÿretim kurallarõnõ šngšrŸr) ile yorumlayõcõ yaklaşõm arasõndaki karşõtlõk, yorumbilim alõşmalarõ
evresinde yaygõn olan ve ŸlŸ biiminde eklemlenen başka tip bir karşõtlõkla tŸrdeş değildir: Bu ŸlŸ, yaratõcõnõn
amacõnõn (intentio auctoris) araştõrõlmasõ olarak yorum, yapõtõn amacõnõn (intentio operis) araştõrõlmasõ olarak yorum ve
son olarak da okurun amacõnõn (intentio lectoris) verilişi olarak yorum arasõndaki ayrõmdõr.
Her ne kadar son zamanlarda okurun girişimine (metnin tanõmlanmasõnõn tek ve biricik šlŸtŸ olarak) tanõnan ayrõcalõk,
son derece belirginleşmişse de, gerekte klasik tartõşma her şeyden šnce şu iki program arasõndaki karşõtlõk evresinde
eklemleniyordu:
- metinde, yazarõn ne sšylemek istediğini aramak gerekir;
- metinde, metnin ne sšylediğini (yazarõnõn amalarõndan bağõmsõz olarak) aramak gerekir.
Ve aşağõdaki karşõtlõk da ancak bu karşõtlõğõn ikinci šğesi benimsendiğinde sağlanabilirdi:
metinde, metnin ne sšylediğini, metnin kendi bağlamsal tutarlõlõğõna ve gšnderdiği anlamlama dizgelerinin durumuna
başvurarak araştõrmak gerekir;
metinde, alõcõnõn orada ne bulduğunu, alõcõnõn kendi alõmlama dizgelerine ve/ya da arzularõna, itkilerine, isteklerine
başvurarak araştõrmak gerekir.Ó
ss. 23-24
ÒHerhangi bir metnin, kuşku gštŸrmeyen sonsuz ya da belirsiz sayõda yoruma yol ama olanağõ karşõsõnda, (É)Ó
s. 25
ÒOkurun girişimlerine bağlõ olan yorumlarõn sonsuzluğu, (É)Ó
s. 25
ÒGerekten de, yazarõnõn kesinlikle tekanlamlõ olarak tasarladõğõ bir metin, sonsuz kez yorumlanabilir bir biimde
okunabilir (É)Ó
s. 26
Ò…te yandan yapõtõn amacõna gšre kesinlikle tekanlamlõ olan bir metin, gšz šnŸne alõnan tŸrŸn uzlaşmalarõna uygun
davranõldõğõnda, sonsuz kez yorumlanabilir bir biimde okunabilir: Sšz gelimi "yarõn, 21 Salõ, sabah 10.15'te geliyorum"
diyen bir telgraf, tehdit edici olduğu kadar umut verici imalarla yŸklŸ olabilir.
Ne var ki, iş bu kadarla kalmaz. Herhangi bir kişi, yazarõnõn sonsuz kez yorumlanabilir olmasõnõ istediği bir metni
tekanlamlõ olarak okuyabilir (É)Ó
ss. 26-27\ 7 May 2024
49
48

v. 1
Yorumsuz + \ 7 May 2024
49
49
GŸncelleme, Mart 24
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla
mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi kolaylaştõrmak
amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak
sõkõntõya, hataya neden olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayõn. İster
istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya tam işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn değildir.
Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda, edinerek ya da kŸtŸphanelerden
ulaşarak kitabõn tamamõnõ okumanõz amalanmaktadõr.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu notlar tam bir eviri olarak
değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne õkaran hem de takip etmeyi kolaylaştõrabilecek şekilde
gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu biimde olacaktõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni
keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İlk zamanlarda olduğu kadar alõntõlarda yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya diğer farklõ
biimlerde yazõlõşlarõ koruyamõyorum. Bunlar šnemli olduğundan kitaplardan alõntõlara tekrar
bakmanõz gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler sunum biiminde pdf dosyasõ olarak hazõrlanmakta ve şu an iin depo olarak kullanõlan
aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info
-Bu yŸklenen dosyalara ait bağlantõlara gŸncelleme dosyasõndan erişebilirsiniz. Aynõ zamanda bu
dosyadan tŸm ieriklere ve hesap ile ilgili diğer bağlantõlara da ulaşabilirsiniz. GŸncelleme
dosyasõ šncelikle aşağõdaki hesaplarda paylaşõlmaktadõr.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili dosyanõn adõndaki -v1, -v2, -v3,
É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin versiyon
numarasõnõ gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna gŸncelleme dosyasõndan ulaşabilirsiniz.
sayfa sayfa
ana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar hesap ve ierikler hakkõnda
Neler var
bazõ işaretlemeleranlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
-ݍeriklerde (başlõklarda) ve dosyalarda kullanõlan ekler, Ÿst simgeler ve işaretlemeler:
v2 : ieriğin ikinci versiyonu
vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk/dosya
vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili olduğundan gelecekte
hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
v1d : imla başta olmak Ÿzere sadece kŸŸk değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin
ieriğin birinci versiyonunun ok kŸŸk değişiklik yapõlmõş hali)
v1(ilk) : numarasõz* olarak ilk biimle hazõrlanan henŸz gŸncellenmemiş başlõk ya
da gŸncellenmiş bir başlõğõn o dšnemde hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel
olarak hatalar ve eksikler olabilir
_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani sõkõştõrõlmõş olduğundan
resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi zaman sõkõntõ olabilir
(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde yazõlamayan kõsõmlarõ belirtir
/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin kullanõlõr: ÔveÕ bağlacõ
birbirine benzer ya da konu iin eş olabilecek kavramlar iin yazõlõyor; bu işaret
ise benzer ifadeler iin kullanõlsa bile ilgisiz gšrŸnen ama ierikte aralarõnda bir
bağ kurulacağõnõ da ifade eder
É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebileceği ifadelerin olduğunu hatõrlatõr
taslak, gelecekte : Bu iki ifade ile belirtilen ieriklerde kõsa olarak tanõtõcõ bazõ
eserler veya notlar vardõr. Yeni bir başlõğõn ana fikrinin taslak olarak verildiği bir
ierik || Şu an hazõrlanmasõ planlanmayan ama šncesinde gelen başlõktan/
başlõklardan sonra yerini almasõ iin eklenmiş, gelecekte hazõrlanacak ierik
‚ift taraflõ yazdõrma iin bu sayfa boş bõrakõlmõştõr.

menemenazdacorba
…zetler
ݍerikler ve dosyalar hakkõnda kõsa notlar
25 Mar 25
ݍeriğe ait konu hakkõnda fikir verebilecek kõsa bir šzet paylaşmak amacõ ile bu dosya hazõrlanmõştõr. ݍerikten/Dosyadan seilen bazõ
alõntõlar ve ifadeler ile notlar olacaktõr. Gerekli durumda başlõktaki iml‰ ve ifade hatalarõ dŸzeltilerek šzetler oluşturulacaktõr. TŸm
başlõklara ait šzetler zamanla bu dosyaya eklenecektir.
Bu dosyanõn hazõrlanmasõyla: Tek sayfa ile hem başlõğa ait ana fikri daha aõk bir şekilde sunmak hem de anlaşõlõrlõğõ biraz daha arttõrmak
hedefleniyor. ‚ŸnkŸ başlõklarõn tamamõnda az ya da ok eksik/hatalõ olan yazõm/ifade/sunuş/... biimleri var; bunlarõ dŸzeltmek ve
gŸncellemek hemen mŸmkŸn olamayacak. KŸŸk imla/ifade yanlõşlarõ Hatalar
v. 1 dosyasõnda belirtilmeye gayret ediliyor; ancak biimsel
sõkõntõlarla beraber daha da šnemlisi ifadelerdeki eksiklik veya šzetin/akõşõn olmamasõ nedeni ile de anlaşõlõrlõk azalabiliyor.
16 sayfa
ݍeriklere ve dosyalara ait šzetler
Alõntõlardan ifadeler karõşõk olarak, kõsa kõsa yazõlmõştõr. Tam hallerini okumak ve hangi kitaba ait olduğunu šğrenmek iin lŸtfen ieriğe/
dosyaya bakõnõz. İlgili bağlantõlar notlar kõsmõnõn sonunda, başlõğõn versiyonlarõ kõsmõnda verilmiştir. En son hazõrlanan haline/versiyonuna
yani en yeni tarihli olana tõklayõp pdf dosyasõnõ aabilirsiniz. GŸncelleme dosyasõndan da tŸm ieriklere ait bağlantõlara erişebilirsiniz.
¥‚irkinlik / GŸzellik
¥Voodoo Bebeği
¥Son İmparatorluk Osmanlõ
¥Gerekler
¥FeynmanÕõn šnsšzŸ
¥Ôplay-backÕ

Ôplay-backÕ
…zet: Bize ait olan yakõn gemişte; dšnemin zorluklarõ ve verilen emek konusunda birbirinin ters šrnekleri olarak da dŸşŸnŸlebilecek, mŸzik ve
resim alanõndaki iki olaya ait alõntõlar paylaşõlmõştõr.
ݍerikten:
Òşarkõcõlarõmõz .. bir gece evvel bir iki saat iinde sšzleri yazõlmõş şarkõlarõ, beş dakika
iinde okuyup işlerini bitirir olmuşlardõ.Ó
ÒBu dšnem ressamlarõnõn, tuval bulamamalarõ nedeniyle, aynõ tuvali arkalõ-šnlŸ
kullandõklarõ dikkati eker.Ó
GŸndŸz gece ter dškmeye ne gerek, al sana play-back; play-back yap, ge !
Ormanda bedava waffle gšrŸnce hem işkillenmek hem de Ÿzerine atlamak yerine
waffle pişirmeyi šğrenmek lazõm.
Notlar: Bu başlõk takip etmesi rahat, ana fikrin sade ve kõsa olarak verildiği hatta gšrebildiğim bir hatanõn da olmadõğõ ender ieriklerden. Ancak
şunu gšz šnŸnde bulundurmamõz lazõm, hem bu hem de diğer tŸm ierikler iin: Burada birazcõk genelleme yapõlõyor, aslõnda bir iki kŸŸk šrnek
ile bu yapõlamaz. Sadece bu coğrafyaya ait bir konu olduğundan, birbirimizi biraz tanõdõğõmõzdan kimi zaman abartõlõ da olan genellemeler
yapabiliyoruz. Bundan dolayõ da bu hesabõn hem biraz popŸler hem de biraz akademik tarafõ var diyorum. Tek bir biime oturamõyor. Buradaki
ana fikrin bir yŸksek lisans tez konusu olduğunu dŸşŸnelim: Lisans eğitiminde en azõndan Ÿlkemizin yakõn tarihine ait mŸzik ve resim gemişi ile
ilgili iyi bir bakõş kazanõlmõş olmasõ gerekir. Sonra, ideal olarak Ÿ dšnem konu hakkõnda šzel bir araştõrma yapõlmasõ, son bir dšnemde de ciddi
bir yoğunlaşma ile bunu akademik kurallara da uyan bir biimde yazõlõ olarak yayõnlayabilmek gerekir. Kõsaca mŸmkŸn olduğunu varsaysak bile,
bir kişinin ilgili kaynaklarõ bir yõl iinde okuyup fikirleri tutarlõ, uygun bir biimde ifade ederek tez yazmasõ (bile) olanaklõ değildir. Bilgi uzun bir
zaman iinde sindirilerek, ilişkileri gšrerek, Ÿzerine sŸrekli yeni bakõşlar ekleyerek edinilir. // Başlõğõn versiyonlarõ: Kas 23, v.1
Bak Bir Varmõş Bir Yokmuş - Naim Dilmener TŸrk Resmi - Kaya …zsezgin
menemenazdacorba no. 87, 8 sayfa / ݍerik šzeti, Mar 25
https://www.youtube.com/watch?v=Zo2rkKXL2gk
FeynmanÕõn šnsšzŸ
…zet: Richard Feynman yakõn dšnemde yaşamõş olan nobel šdŸllŸ fizikilerden olmakla birlikte; sšzleri, yaptõklarõ ve renkli karakteri nedeni ile
tanõnan bir bilimci. ‚ŸnkŸ nobel šdŸlŸ alan fizikilerin adlarõ bazõ istisnalar dõşõnda pek bilinmez. Burada ana bakõş ÔkõskanlõkÕ Ÿzerine olmakla
birlikte Feynman šzelinde bir šrnek verilmiştir. †nlŸ kitap serisi iin Ôšnsšz yazacağõ gŸn, bir meslektaşõnõn sšyledikleri onun Ÿzerinde olumsuz
bir etki yaratmõş olabilirÕ biiminde bir fikir paylaşõlmõştõr.
Notlar: FeynmanÕõn yazacaklarõnõ/yazdõklarõnõ olumsuz etkilemiş olabileceğini aslõnda meslektaşõ/arkadaşõ da itiraf ediyor. Burada kõskanlõktan
dolayõ bu olmuş olabilir imasõ tarafõmdan yapõlmõş olmakla birlikte; anlatõlan/rastlanõlan bazõ diğer anektotlarõn da etkisi var; yine de kişisel bir
tahmin olup kesinlik ifade etmez. // ‚eşitli aõlardan sevdiğimiz bir konu; ÔkõskanlõkÕ ve onun yakõnõ ÔdedikoduÕ. Bundan dolayõ acaba ne olmuş
merakõ ile dikkat ekmesi muhtemel olsa da pedagojik aõdan takip etmesi zor bir ierik; dŸzen ve sõralamada, ifadelerde eksikler ve hatalar var.
Pedagojik olmaya alõşõrken tam da bunu baltalayan bir karõşõklõk olmuş. Ana hatlarõ ile şu şekilde okursanõz biraz daha takip edilebilir olur: …nce
tŸm alõntõlarõ (ss. 7-17) ÔkõskanlõkÕ vurgusu olduğunu hatõrlayarak okuyup ardõndan Feynman ile ilgili olan kõsõmlarõ da bir šrnek olarak
okuyabilirsiniz. // Feynman Fizik Dersleri kitabõnõn neden šzel olduğu konusunda fikir verebilecek son sayfadaki alõntõda/yazõda olan bir eksiği
de belirteyim: Bu yazõ Yeni Milenyum Basõmõnõn …nsšzŸÕnden bir kõsõmdõr ve yazarõ da Kip S. ThorneÕdur. Eklenmiş olan web sayfasõ
bağlantõsõndan metni kopyaladõğõmõ ifade etmek istedim ancak bu šnsšzŸn kime ait olduğunu belirtmemişim. //Başlõğõn versiyonlarõ: Haz 22, v.1
‚irkinliğin Tarihi - Umberto Eco
İnsanlõğõn Mahrem Tarihi - T. Zeldin
Mutlu Olma Sanat - Bertrand Russell
Aylaklõğa …vgŸ - Bertrand Russell
BŸyŸk Ressamlar - Sadun Altuna
FeynmanÕs TIPS ON PHYSICS - R. Feynman, ..
menemenazdacorba no. 37, 20 sayfa / ݍerik šzeti, Mar 25
ݍerikten: ÒKitap, alõşõldõk fiziğe giriş konularõnõn dõşõna õkar. Kuantum fiziğine giriş niteliği de taşõyan bu
kitap, Feynman'õn dehasõnõ ve en zor konularõ basite indirme becerisini yansõtmaktadõr. .. Belki de hibir fizik
kitabõ serisi şu ana dek bu kadar etkili olmamõştõr.Ó
Òkadõnlarõn arasõnda ekememezlik šnemli bir yer tutar. .. aynõ şeye erkekler arasõnda da rastlanõr; yalnõz şu
farkla ki, kadõnlar diğer bŸtŸn kadõnlarõ kendilerine rakip olarak gšrdŸkleri halde, erkekler bu duyguyu ancak
kendi meslektaşlarõna karşõ beslerler. Ó
Kitabõndan švgŸlerle bahsedilen biri šnsšzde neden bunlarõ yazar?É tam başarõlõ olamadõm É šğrencilerden
tepki gelmemesi ciddi idi É galiba bu işi doğru yapamadõm É šğrencilere šzen gšsteremedim É https://www.nexuspercussion.com'dan

‚irkinlik / GŸzellik
…zet: 'Allah kahretsin, eskiden geyik avlar yerdik. Artõk avlanamõyoruz, ok ok ŸzŸlŸyoruz.' Sanõrõm şu an kimse bšyle bir şey demiyor. Benzer
şekilde mŸkemmel olmak, kusursuz olmak (biraz robot ve makina olmak anlamõna gelse de veya cinsiyetlerin arasõndaki ayrõm silikleşmeye
başlasa da - tek tip tŸr ÔmŸşteriÕ ya da ÔdişliÕ olacak olsa da) belki de iine girdiğimiz dšnemin NormalÕi bu olacaktõr. Yani avlanmõyor olmamõz
bizim iin şu an nasõl normal olan ise, animasyon karakterleri gibi kusursuz gšrŸnmek de šnŸmŸzdeki dšnemin normali olabilir.
ݍerikten: ÒGŸzellik kavramõnõ mŸphem, ok defa aldatõcõ belirtiler gšsteren ve tarih boyunca
durmadan değişen bir olay olarak kabul etmek bence en doğrusudur. ... Reklamlarla her
birimize bir nesne daha satõn alarak kendimizi ya da yaşamlarõmõzõ değiştirmemiz šnerilir. ..
Bu nesneyle ekici olacaksõnõz. .. ‚ekicilik ağõmõzda yaratõlmõş bir şeydir. ... sanat eserlerinin
yapõsõnõ inceledike onlarõ basit ve aõk formŸllere sokmanõn ne kadar zor olduğunu
gšrŸyoruz. 'Hibir kusursuz gŸzellik yoktur ki šlŸlerinde biraz aykõrõlõk olmasõn.'Ó
Hepimiz hatta belki de tŸm canlõlar gŸzel ve iyi gšrŸnmek, bakõmlõ olmak iin uğraşõyoruz.
Yemek pişirmekten ocuk yetiştirmeye kadar severek yaptõğõmõz tŸm eylemlerimizde,
Ÿrettiğimiz her şeyde gŸzeli yaratmak da istiyoruz. Bu o kadar olağan ki tersi anormal olurdu.
‚oğunlukla doğamõz gereği yaptõğõmõz şeyler iyiliğimiz iin olan şeylerdir de. Sadece ÔdozÕun
konuyu olağanõn dõşõnda farklõ yerlere taşõyabileceği durumlar olabilir.
Notlar: Bu başlõk ilk olarak Umberto Eco'nun ilgili kitaplarõnõn basõm sayõsõndaki farka işaret ederek oluşturuldu. Hazõrlanan yeni haline 'GŸzellik'
ile ilgili alõntõlar ve gšrŸşler eklendi. İki kavram hep bir arada dŸşŸnŸlse de doğrudan irkinlik ile ilgili alõntõlar bu başlõkta verilmemiştir. // Son iki
versiyon arasõnda dŸzeltmeler dõşõnda bŸyŸk bir fark yoktur. // Başlõğõn versiyonlarõ: Eyl 23, v.2 / Ağu 23, v.1 / Nis 21, ilk
ݍeriden - Ece Temelkuran
‚irkinliğin Tarihi - Umberto Eco
Gen - Siddhartha Mukherjee
Sanata Giriş - Seluk MŸlayim
Sanatõn Anlamõ - Herbert Read
Homo Deus - Yuval Noah Harari
Yunus EmreÕye sel‰m - Sabahattin Eyuboğlu
Globalleşme Senaryosunun Aktšrleri - D. †. Arõboğan
Hayvan Deyip de Geme - Aziz Nesin
Gšrme Biimleri - John Berger
Medya Gereği - Noam Chomsky
menemenazdacorba no. 81, 62 sayfa / ݍerik šzeti, Oca 25
Voodoo Bebeği
…zet: Voodoo bebeğinden veya bŸyŸsŸnden bahsedildiğinde sinemanõn da etkisiyle, gšzŸmŸzde hemen ilkel insanlar ve kabile hayatõ canlanõr.
Sanatõn ve bilimin konuyla doğrudan ve dolaylõ olarak neler dediğine bakmak, hem onlarla hem de kendimizle ilgili yargõlarõmõzõ tekrar gšzden
geirmemiz iin fõrsat yaratabilir.
ݍerikten: ÒBu, insana vudu bŸyŸsŸ gibi geliyor. Kuantum mekaniğinin bšyle bir šzelliği
olabileceğini fark eden ilk fizikilerden olan -ve bunu eleştiren- Einstein, buna ÕŸrkŸtŸcŸÕ
demişti. Ama gšreceğimiz gibi, bu deneylerin doğruladõğõ uzun mesafeli bağlantõlar son
derece zor fark edilebilir bağlantõlardõr ve bizim kontrol yeteneğimizin temelli dõşõndalardõr.Ó
Boş bir kağõdõn ortasõna sevdiğiniz birinin fotoğrafõnõ yapõştõrõn. .. Şimdi iğneyi elinize alõn ve
o kişinin yŸzŸne batõrõn. .. hi tereddŸt etmeden iğneyi batõrabildiniz mi? Ben bu deneyden
bir şey anlamadõm, illa batõrmak istiyorum diyorsanõz, hi sevmediğiniz birinin fotoğrafõ ile
deneyi baştan yapabilirsiniz. BŸyŸk ihtimalle yine yapamayacaksõnõz.
BŸyŸ var mõdõr? BŸyŸ vardõr demiyorum, ancak GombrichÕin de belirttiği gibi bŸyŸ yoktur da
diyemiyorum. .. Elbette bazõ cevaplarõ kolaylõkla eleyebilirsiniz, ancak bu cevabõ bulduğunuz
anlamõna da gelmez. .. BŸyŸye dšnersek elimde iki cevap kategorisi varsa (bŸyŸ vardõr ve
bŸyŸ yoktur) ve henŸz bir ŸŸncŸsŸ, dšrdŸncŸsŸ, É yoksa aynõ kuantum mekaniğindeki gibi
olasõlõklar ile cevap vermek en uygun olanõ gibi.
Notlar: ݍerikler arasõnda šne õkarmanõn yapõlmadõğõ tek başlõk denebilir (ilk verilen šzet dõşõnda). Bunun yerine dikkati odak konulara ekmek
iin bazõ anahtar ifadeler alõntõlarõn altõnda belirtilmiştir. // Başlõğõn versiyonlarõ: Eki 23, v.2 / Eyl 23, v.1
Sanatõn …ykŸsŸ - Ernst H. Gombrich
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
Evrenin Dokusu - Brian Greene
The Fabric of the Cosmos - Brian Greene
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. C. Şengšr
Music and the Mind - Anthony Storr
menemenazdacorba no. 84, 41 sayfa / ݍerik šzeti, Oca 25

Son İmparatorluk Osmanlõ
…zet: İlber Ortaylõ'nõn Son İmparatorluk Osmanlõ kitabõndan bazõ šne õkarõlan noktalar ile ilgili alõntõlar verilmiş, kimi zaman kõsa notlar
paylaşõlmõştõr.
ݍerikten: ÒVe nihayet bu Ÿlke elan inkunabel dediğimiz ilk basma eserlerimizin ve asõl šnemlisi
yazmalarõmõzõn kaõrõldõğõ bir yer haline gelmiş. Ka kişi kendine bunu dert edinmiş. 17. asõrdan beri hibir
seyyah, diplomat yok ki bizim kitaplarõ heybesine doldurup gštŸrmemiş olsun. (É) Paris, Vatikan, Londra,
Viyana'nõn kŸtŸbhaneleri yazmalarõmõzla dolu. ... Latince ÔbeşikÕ anlamõna gelen incunabula, XV. yŸzyõlda, yani
matbaanõn henŸz ÔbeşikteÕ olduğu devirde basõlmõş kitaplar iin kullanõlan bir terimdir. ... Doğu-Batõ tŸrŸnde
bir gerilim sadece TŸrklere has değildir. Nitekim geen asõrda İran toplumu, bunun adõnõ ok mizahi bir
biimde koymuştur; 'depremzede' gibi 'garpzede' diye bir tabir ortaya õkmõştõr. Ama bu MŸslŸman
toplumlarõn modernleşmesine has bir terim de değildir. ... Bir mağara dolusu hi bilinmeyen kitap!Ó
Notlar: Bu ierik, tek bir kitabõn tamamõndan seilen alõntõlarõn olduğu tek başlõktõr. Tek bir kitap olduğundan dikkat ekilen konularõn başlõk
olarak verilmesi ilk aşamada sõkõntõ yaratmasa da, U. Eco ve J. C. Carrire'e ait kitaptan alõntõ verildiğinde hangi kitap olduğu biraz
belirsizleşiyor. Bu belirsizliğe, aõklamalarõn ve kitaba ait basõm bilgilerinin ok aõk tonlarda yazõlmasõ, yani okunurluğun zorlaşmasõ da ne yazõk
ki olumsuz olarak katkõ sağlõyor. Diğer bir sõkõntõ da, alõntõlarda diller ile ilgili vurgu olduğundan paylaşõlan, iki kelimeye ait son eklerin anlam
benzerliğine işaret eden son sayfadaki; konglomera ve kimera ile ilgili kõsõm. Burada kelime kškenleri veya son ek kškenleri aynõ değil. Birinin
kelime kškeni eski yunancadan (kimera) diğerininki ise latinceden (konglomera) geliyor (Kimera kelimesi Gšrevimiz Tehlike 2 (2000 - John Woo)
filminde de geer hatta tanõmõ da verilir). Elbette eski yunanca ve latince birbiri ile yakõn ilişki iinde ama 'mera' olarak vurgulanan kõsõm,
tŸrkede yazõm benzerliğine sahip, o dillerde aynõ benzerliğe sahip değil gšrŸnŸyor. Yine de biri mixture (farklõ şeylerin karõşmasõ) diğeri ise
cluster (benzer şeylerin bir araya gelmesi) anlamõnda olup aralarõnda biraz benzerlik var.
Burada olan birka tane sõkõntõyõ belirttim, hem biimsel hem akõşõn dŸzeltilmesi ile ilgili olarak hem de son sayfadaki kelimeler ilgili bilgilerin
verilmesi/dŸzeltilmesi ile gŸncelleme yapõlacaktõr. // Başlõğõn versiyonlarõ: Oca 22, v.2 / Şub 21, v.1(ilk)
Son İmparatorluk Osmanlõ - İlber Ortaylõ Kitaplardan Kurtulabilece ğinizi Sanmayõn - Umberto Eco, Jean-Claude Carrire
menemenazdacorba no. 15, 14 sayfa / ݍerik šzeti, Oca 25
https://32minutes.wordpress.com 'dan
Gerekler
Sisifos Sšyleni - Albert Camus
Bu †lke - Cemil Meri
İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi - E. von Aster
ZŸmrŸtname - A. M. Celal Şengšr
A History of Western Philosophy - B. Russell
Aylaklõğa …vgŸ - Bertrand Russell
Bertrand RussellÕdan Semeler - haz. M. Tuncay
İliği Olmayan DŸğme - Ahmet Oktay
Incognito- David Eagleman
Ağlamak ve GŸlmek - İlhan Seluk
Yorum ve Aşõrõ Yorum - U. Eco, R. R, J. C, C. B-Rose
Edebiyat Olarak Hayat - Alexander Nehamas
DŸnya Yazõn Tarihi - Antal Szerb
İnsanõn Kozmostaki Yeri - Max Scheler
Sanat ve Yanõlsama - Ernst H. Gombrich
Sanat PsikolojisiÕne Giriş - Sõtkõ M. Erin
Denemeler - Michel de Montaigne
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - S. Eyuboğlu
The Tao of Physics - Fritjof Capra
Sšzden Sšze Ararken - Nurullah Ata
DšrtlŸkler - …mer Hayyam
The Lessons of History - Will Durant, Ariel Durant
Tarihten Alõnacak Dersler - Will Durant, Ariel Durant
menemenazdacorba 104 sayfa / Dosya šzeti, Oca 25
ݍerikten: ÒSanatõn becerisi, gereği, diğer tŸm alanlara oranla ok daha arpõcõ ve ok daha eldirici bir şekilde vermesidir. ... Şafak'ta
SevgiÕnin olaylara bakõşõnda, bireysel psikolojileri betimleyişinde, toplumsal/siyasal olaylarõ yorumlayõşõnda ok gelişkin bir yansõzlõk ve
eleştirellik duygusu gšrŸlmektedir. Her tŸrlŸ şabloncu, yargõlayõcõ ve sulayõcõ tutumdan uzak durmaktadõr. ... İnsanõna gšre değişmeyen gerek
yok mu? ... gemişin aşkõnlaştõrõlmasõ gibi sadece şimdinin ve geleceğin aşkõnlaştõrõlmasõ da gerekliğin anlaşõlmasõnõ zorlaştõrõyor ... beyniniz
fondaki desenden šrŸlŸ bir yama icat etmiş; gšrsel uzamda o noktayla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadõğõndan, evredeki fonu alõp
boşluğu onunla doldurmuştur. 'Orada' var olanlarõ algõlamazsõnõz sonuta. Beyniniz ne isterse onu algõlarsõnõz.Ó
Notlar: Bu ilk olarak hazõrlanan dosyaya elbette eklenecek yeni alõntõlar var; ancak yakõn zaman iinde hem bazõ dŸzeltmeleri yapmak hem de
eklemeleri yapmak mŸmkŸn olmayacaktõr. …rneğin, bir hatayõ Indiana Jones 3Õun ilk sahnelerini seyrederken fark ettim; aslõnda gerek ve doğru
kavramlarõ tam aynõ şey değil. Bu dosyada iki kavramõ da sõk sõk aynõ anlamda gibi kullandõm.
Biimsel farklõlõklar veya diğer eşitli sõkõntõlar olsa da takip etmek aõsõndan bu başlõk fena sayõlmaz. Sadece farklõ bakõş aõlarõ ard arda
geldiğinden, kimi zaman yan konulara da dikkat eken kõsõmlar olduğundan para para veya kitap kitap okunmasõ daha uygun olabilir. //
Başlõğõn versiyonlarõ: Ağu 23, v.4 / Oca 23, v.3 / Eyl 22, v.2 / Kas 21, v.1
…zet: Cemil Meri'e ait olan 'İrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime' ifadesinde olduğu gibi; burada, gerek olanõ/gšrŸneni
tekrar değerlendirmeye, bakõş aõlarõnõn ve sorgulamanõn yarattõğõ zenginliğe işaret edebilecek alõntõlar paylaşõlmõştõr. Dosyaya ilk kaynaklõk eden
alõntõdan: 'gerekler vardõr, ama gerek yoktur' Albert Camus (Sisifos Sšyleni).

Karõşõk olarak kõsa šzetler ve gšrseller
Buradaki sayfalar daha šnce hazõrlanmõş dosyalardan eklenmiştir. İlk verilenler de ieriğin başlõğõ ve seilen bir gšrseli; sonraki
verilenlerde ise ieriklere ait gšrseller, kitaplar ve kõsa šzetler vardõr.
Yeni biimle šzetler hazõrlanõncaya kadar fikir verici olabileceğinden bu sayfalar da paylaşõlmõştõr.

-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda,
edinerek ya da kŸtŸphanelerden ulaşarak kitabõn tamamõnõ
okumanõz amalanmaktadõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimler
ile ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan
araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu
notlar tam bir eviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne
õkaran hem de takip etmeyi kolaylaştõrabilecek şekilde gerekli
durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu biimde olacaktõr.
-Yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya diğer farklõ biimlerde
yazõlõşlarõ ilk zamanlarda olduğu kadar koruyamayabilirim. Bu
detaylar šnemli olduğundan kitaplardan alõntõlara tekrar bakmanõz
gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler/Dosyalar sunum biiminde pdf olarak hazõrlanmakta ve şu
an depo olarak kullanõlan aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com ; https://menemenazdacorba.info
-YŸklenen tŸm başlõklarõn bağlantõ adreslerine ÔgŸncelleme
dosyasõÕndan erişebilirsiniz. GŸncelleme dosyasõ šncelikle aşağõdaki
hesaplarda paylaşõlmaktadõr:
https://twitter.com/azdacorba ; https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili
dosyanõn adõndaki -v1, -v2, -v3, É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin versiyon numarasõnõ
gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna da gŸncelleme
dosyasõndan ulaşabilirsiniz.
-GŸncellemeler daha ok hazõrlayan kişi iin šnemli ve gerekli olup,
okuyucunun son yapõlanlara bakmasõ šnerilir.
-ݍeriklerde yeri geldiğinde šnceki diğer ieriklerin bağlantõlarõ
verilebilir; bağlantõsõ verilen ieriğin -şu an ok sõk karşõlaşõlmasa da-
daha yeni bir versiyonu olup olmadõğõnõ gŸncelleme dosyasõndan
kontrol edebilirsiniz.
-Dosyalarda bazõ teknik sõkõntõlarõn ortaya õkmamasõ iin 2025 yõlõ
itibarõyla yŸklenenlere koruma eklenmiştir; bu sadece dosyanõn
ierik ve biiminin bozulmamasõ adõna yapõlmõş olup, pdf dosyasõnõn
okunmasõna bir engel teşkil etmemektedir.
-v2 : ieriğin ikinci versiyonu (h‰li)
-v1d : kŸŸk dŸzeltmeler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin birinci
versiyonunun ok kŸŸk dŸzeltmeler yapõlmõş hali)
-v1dd : dŸzeltme ve değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin
birinci versiyonunda dŸzeltmeler/değişiklikler yapõlmõş, kişisel notlar
eklenmiş ancak yeni alõntõ eklenmemiş h‰li, ieriğin ana iskeletinin
değişmemiş h‰li)
-v1(ilk) veya ilk : numarasõz olarak ilk biimle hazõrlanan henŸz
gŸncellenmemiş başlõk ya da gŸncellenmiş bir başlõğõn o dšnemde
hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel olarak hatalar ve eksikler
fazla olabilir
-vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk
-vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili olduğundan
gelecekte hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
-_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani sõkõştõrõlmõş
olduğundan resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi zaman sõkõntõ olabilir
-(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde yazõlamayan
kõsõmlarõ belirtir
-/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin kullanõlõr:
ÔveÕ bağlacõ birbirine benzer ya da konu iin eş olabilecek kavramlar
iin yazõlõyor; bu işaret ise benzer ifadeler iin kullanõlsa bile bazen
ilgisiz gšrŸnen ama ierikte aralarõnda bir bağ kurulacağõnõ da
gšsterebilir
-É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebilece ği ifadelerin
olduğunu hatõrlatõr
-~ : yaklaşõk tanõm/anlam/šrnek É
-Ò yerine Ô : tõrnak işaretleri arasõnda verilen alõntõda da šzellikle fazla
sayõda ift tõrnak işareti varsa; okunurluğu kolaylaştõrmak iin verilen
alõntõda ift tõrnak işareti değiştirilerek tek tõrnak işareti olarak
yazõlabilir
-taslak | gelecekte (yer tutma iin -placeholder-): Bu iki ifade ile
belirtilen ieriklerde kõsa olarak tanõtõcõ bazõ eserler veya notlar
vardõr; yeni bir başlõğõn ana fikrinin taslak olarak verildiği bir ierik
(veya hatalarõ/eksikleri azaltmak iin birinci versiyonunun az
šncesinde šn paylaşõmõ yapõlan ierik) | şu an hazõrlanmasõ
planlanmayan ama šncesinde/sonrasõnda gelen ba şlõktan/
b aşl õ k l a rd a n s o n r a y e r i n i a l m a s õ i  i n e k l e n m iş, g e l e c e k t e
hazõrlanacak ierik
-renk tonlarõ : sayfada asõl odaklanõlan alõntõyõ/yazõyõ okurken dikkatin
dağõlmamasõ iin bazõ notlar aõk tonlar ile yazõlabilir
-kŸŸk/bŸyŸk harf: genelde başlõklarda yapõlan bu tercih rastgele
olmayõp bazen bağlama bazen de kelimeye gšre belirlenmektedir;
menemenazdacorba hakkõnda dosyasõnda šrnek bir aõklama
bulabilirsiniz
-kişisel notlar: eserler ile birlikte değerlendirilmesi gereken yazõlardõr;
ender olarak tamamen bağõmsõz yazdõklarõm dõşõnda fikri/konuyu
vurgulayan, destekleyen, šrnekleyen, tersi bir durumu anlatan, É
tŸm yazdõğõm notlar başta alõntõlar olmak Ÿzere filmler/mŸzikler/
resimler/É ile yani başlõkta verilen eserlerle birlikte anlamlõ hale
gelmektedir; bu her zaman hatõrda tutulduğunda ifade eksiklikleri
veya hatalar nedeni ile oluşan sõkõntõlar okuyucu tarafõndan
tamamlanabilir veya okuyucu kendi yorumunu oluşturmada asõl
referans olan/olacak eserleri hep gšz šnŸnde bulundurmuş olur
-referans (kaynak) notlarõ : ieriklerde bazõ kişisel notlar kitap adõ ile
birlikte anõlõp yazõlõrken kimi zaman şšyle bir yanlõş anlama olabilir;
gšrŸşŸ/fikri vurgulayarak yazdõğõm not ile sanki gšrŸş/fikir kitabõn
yazarõna ait gibi zannedilirken aslõnda kitabõn yazarõnõn gšrŸşŸnŸ
belirttiği başka bir yazara ait olabilir; diğer bir ifade ile ilgili konu
hakkõnda ierikte yazõlan kişisel not; kitabõn yazarõna ait gšrŸşten
değil de kitabõn yazarõnõn da başka bir yazara ait olan bir gšrŸşŸ
y a z d õğõ / a k t a rd õğõ k õ s õ m d a n o l a b i l i r ; v e y a a l õ n t õ n õ n i  e r iğe
eklenmeyen (konu ile ilgili olmadõğõndan ve bu detay gšzŸmden de
kamõş olduğundan eklemediğim) kõsmõnda gšrŸşŸn asõl sahibi
anõlmõş da olabilir; bu tŸr durumlar ender olsa bile, oğunlukla
inceleme/araştõrma tŸrŸndeki kitaplardan alõntõlar da verildiğinden
bu konuya dikkat etmeniz gerekebilir
-hazõrlayan kişinin gšsterdiği benzer hassaslõğõn, emeğe duyulan
saygõnõn gšstergesi olarak sŸrdŸrŸlmesi, karşõlõklõ iyi niyetin olumlu
etkisini daha da arttõrõr
GŸncellemeler, erişim É / ݍeriklerde ve dosyalarda kullanõlan ekler, Ÿst
simgeler, işaretlemeler / Birka not
GŸncelleme, 11 Mar 25
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde
paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen
alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi
kolaylaştõrmak amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ
anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak sõkõntõya, hataya neden
olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler
bulunabileceğini unutmayõn. İster istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn
doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya yazõnõn/yazarõn asõl işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka
anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn de ğildir. Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz,
zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
Burada yazõlanlar hakkõnda doğrudan ve dolaylõ olarak fikir verebilecek alõntõlarõn olduğu Yorumsuz+
v. 1 ve
sõnõr
ilk başlõklarõna da; kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlarõn ve yazõlarõn olduğu menemenazdacorba
hakkõnda
Mar 24 dosyasõna da bakabilirsiniz.
Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175
Cemil Meri (Bu †lke)
ÒOkuma nšronlar aõsõndan ve entellektŸel aõdan dolambalõ bir edimdir, gšzden metne doğrudan
mesajla olduğu kadar okurun õkarõmlarõ ve dŸşŸncelerinin kestirilemeyen dolaylõlõklarõ sayesinde de
zenginleşir.Ó
s.23
Maryanne Wolf (Proust ve MŸrekkepbalõğõ)
ÒGŸnŸn geerli sayõlan šlŸtlerinin yŸceltilmesi, sadece onlarõn šnemsenmesi, gemişle aramõzõ atõğõ gibi
etik alanda bir erozyon da yaratabiliyor. .. Oysa sadece gemişin aşkõnlaştõrõlmasõ gibi sadece şimdinin ve
geleceğin aşkõnlaştõrõlmasõ da gerekliğin anlaşõlmasõnõ zorlaştõrõyor.Ó
s.95 Ahmet Oktay (İliği Olmayan DŸğme)
ÒÉ mutluluğa erişmenin yolu bu dŸnyanõn reddinden ve ondan kamaktan değil, onu bŸtŸn derinliği ve
genişliği ile bilmekten geer. F‰r‰b”Õnin 'akl'õn yerine 'nakl'i, 'k‰l'in yerine 'hal'i, 'nazar'õn yerine 'keşf'i
koymasõ dŸşŸnŸlemez bile.Ó
s. xix / Sunuş yazõsõ, Ahmet Arslan / F‰r‰b” (İdeal Devlet)
Alõntõlar tõrnak işaretleri arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir:
Hazõrlananlar ile ilgili kõsa aõklama:
Neler var
sayfa sayfaana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar
hesap ve ierikler hakkõnda
bazõ işaretlemeler
anlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
gŸncel olmayan

KŸŸk ekler
v. t
KŸŸk ekler
menemenazdacorba
ݍeriklerin gŸncellenmesi ya biraz fazla ekleme olacağõndan ya da sadece biimsel bir dŸzeltme olacağõndan ok daha sonra yapõlacaktõr. Bundan
dolayõ hõzlõca/kolayca tesir edebilecek alõntõlar/eserler hem aylarca bekletmemek hem de ilk karşõlaşma heyecanõnõ paylaşabilmek iin burada
verilecektir. Ekleme yapõlacak ieriğin başlõğõ ve erişim iin bağlantõ simgesi sayfanõn Ÿst kõsmõndadõr.
İlk taslak hali verilen bu dosyadaki biimsel eksiklikler dŸzeltilecek veya tamamlanacaktõr. Ancak burada sadece eklenecek alõntõ/eser verilecek ve
bazen kõsa notlar yazõlacaktõr. Eklerin ierik ile birlikte değerlendirilmesi gerekir.
ݍeriklere eklenecek bazõ alõntõlar/eserler
v. t
KŸŸk ekler
Anasõnõn Kuzusu (1964 - †lkŸ Erakalõn) https://www.youtube.com/watch?v=ssI4GcZbFPY
zengin ve fakir
v.3


sayfa no. 96, kõsõm/alt başlõk: gemişteki zengin ve gŸnŸmŸzdeki fakir
ÔEski tŸrk filmlerinde diğer odalar değil de šzellikle mutfak kõsmõna dikkat ettiniz mi? O ok zengin iş adamlarõnõn, fabrika
sahiplerinin É mutfaklarõna, mutfaklarõndaki eşyalarõna hi dikkat ettiniz mi?Õ
Bu sahne de yine bir yšneticinin/mŸdŸrŸn mutfağõndan.
Bu sahnenin biraz karanlõk oluşuna ve filmin puanõna aldanmayõn :) Bayram neşesi tadõnda bir filmdir. ! \ 11 Nis 2024
10
2

v. t
KŸŸk ekler
Beytin asõl evirisi: ÒDivan şiirinin son bŸyŸk şairi sayõlan Şeyh Galip ŸnlŸ mesnevisi HŸsn Ÿ Aşk''õ bitirmeden bir "fahriye-i ş‰ir‰ne"de bulunur. Şairliğiyle ve
eseriyle švŸnŸr. Bu arada şu iki beyti de sšyler: (É) Bu iki beyti, HŸsn Ÿ Aşk''õ yayõma hazõrlayan Orhan Okay ve HŸseyin Ayan Beyler şšylece dŸzyazõya
aktarmõşlar: "Sõrlarõnõ Mesnevi''den aldõm. Hõrsõzlõk ettimse de beylik malõ aldõm. Sen de artõk anlamaya alõş, o cevheri bul da al." (HŸsn Ÿ Aşk, s. 348, Derg‰h
Y., İst., 1975)Ó https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahim-kardes/eyh-galip-ve-mr-mali-52164

EyuboğluÕnun sonraki sayfada tamamõnõ gšrebileceğiniz bu makalesi konu ile ilgili muhteşem bir yazõ. Verdiği bu iki alõntõ da
muhteşem. Sadece dikkat ekici gšrŸnen bu kõsmõnõ vermek istemedim, tamamõnõ arkaya ekledim.
Yukarõdaki beyti gŸnŸmŸz dili ve adabõyla, biraz da bayram neşesi tadõnda mizahi bir yorumla tekrar şšyle ifade edebiliriz.
MesneviÕden aldõm, var mõ bir diyeceğin?
Devletin malõ, devletimin malõ, kendi malõm gibi aldõm da, aldõm da.
Sõkõyorsa, bulabiliyorsan sen de bul,
Bu değere sahip bir şey bulabiliyorsan bul, sen de al.
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler - Sabahattin Eyuboğlu
Ò
Ç Orijinalin tarifi, taklit etmiyen değil, taklit edilemiyendir. È
Ó
s. 35
Ò
Ç Esrarõnõ mesneviden aldõm È
Ç ‚aldõmsa da mir” malõ aldõm È
Ç Fehmetmeğe sen de himmet eyle È
Ç Ol gevheri bul da sirkat eyle È
Ó
s. 35
Eyuboğlu, S., 1997 (ilk basõm 1997), Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayõnevi, haz. Azra Erhat
Taklit etmek
v.1

1 Ú 2 ! \ 11 Nis 2024
10
3
v. t
KŸŸk ekler
Taklit etmek
v.1

2 Ú 2
Eyuboğlu, S., 1997 (ilk basõm 1997), Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayõnevi, haz. Azra Erhat\ 11 Nis 2024
10
4

v. t
KŸŸk ekler
YŸcel, H.A., 2011 (ilk basõm 1956), İyi Vatandaş İyi İnsan, 5. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ
şimdiki zaman
v.1


Bulunduğumuz zamanõ gemiş ile kõyaslamak, gemişin hep daha iyi olduğunu dŸşŸnmek, zannetmek ile ilgili bu ieriğe;
M.…. 300Õlerde yaşayan Diogenes ile M.S.1500Õlerde yaşayan Aziz Mahmut Huda”Õnin yine benzer şikayetleri olduğunu gšsteren
bu kõsõm eklenecektir. \ 11 Nis 2024
10
5
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. Celal Şengšr
ÒBu yeni teoriyi geliştiren gen, hemen šnŸne haritalarõ alõyor. Bir de bakõyor ki atollerin olduğu, yani kendi kuramõna gšre
škme olan yerlerde faal volkanlar yok denecek kadar az, halbuki daha šnce gšrdŸğŸ, GŸney Amerika And Dağlarõ gibi
yŸkselen yerlerde yanardağdan geilmiyor. Hemen bir yŸkselen ve alalan alanlar haritasõ hazõrlõyor ve yanardağlarõn
dağõlõmõyla birlikte bunlarõn yer kabuğunun dinamizmine işaret ettiğini vurguluyor. Darwin'in mercan adalarõnõn kšken ve
gelişimleri hakkõndaki kuramõ 1960'lõ yõllarda gelişen levha tektoniği kuramõyla yepyeni ve bŸyŸk bir destek daha kazandõ.
Birka gšzlem ve bunlarõn ok sõkõ bir mantõksal analizinden tŸreyen bu kuram Darwin'e "bŸtŸn imkansõz şõklarõ temizlersen,
geriye kalan ne derece olanaksõz gibi gšrŸnse de doğrudur" diye ifade edilebilecek olan "dõşlama kuralõ"nõ ilham etmişti.
Ama yõllar sonra kendisinin deniz taraalarõ diye yorumladõğõ Glen Roy'un "paralel yollarõ" denen taraalarõnõn aslõnda buzul
gšlleri tarafõndan oluşturulduğu kanõtlanõnca, Darwin bilimde "dõşlama ilkesine" de gŸvenmenin doğru olmadõğõnõ anladõ
ve bunu aõk kalplilikle itiraf etti: "İnsan doğada hi kimsenin o ana kadar gšrmediği sŸrelerin olabileceğini asla
unutmamalõ.Ó Ó
s. 101-102
Şengšr, A. M. C., 2015 (ilk basõm 2015), Newton Neden TŸrk Değildi?, Ka Kitap
v. t
KŸŸk ekler
uydurma
v.1


ÒHangisi doğru, hangisi yanlõş? Yoksa ikisi de mi doğru? Bence bir ihtimal daha var: ikisinin de yanlõş ve uydurma olmasõ!Ó
Doğru TŸrke - Şiar Yalõn (ierikten)

Ò ÔbŸtŸn imkansõz şõklarõ temizlersen, geriye kalan ne derece olanaksõz gibi gšrŸnse de doğrudurÕ diye ifade edilebilecek olan
Ôdõşlama kuralõÕ (É) Darwin bilimde "dõşlama ilkesine" de gŸvenmenin doğru olmadõğõnõ anladõ (É) Ôİnsan doğada hi kimsenin o
ana kadar gšrmediği sŸrelerin olabileceğini asla unutmamalõ.Õ Ó
Newton Neden TŸrk Değildi? - A. M. Celal Şengšr
Akla Gelenler kõsmõndan: Şiar Yalõn bize şunu hatõrlatõyor. Konu ve duruma gšre elbette değişir, ancak hayat bazen doğruyu/
gereği bulmak değil de; elişkilerden yola õkarak yanlõşlar arasõnda eleme yapmak. Yanlõşlardan en yanlõşlarõ elemek. Yani gšz ardõ
ettiğimiz diğer bir seeneği de hatõrlamak. İkisi de yanlõş, ŸŸ de yanlõş É (ierikten)\ 11 Nis 2024
10
6

v. t
KŸŸk ekler
Karadeniz, Ş., 1998 (ilk basõm 1998), Uan Kaan SšzcŸklerin Ardõnda, †mit Yayõncõlõk
tokat / basit / şaft
v.1


tokat / basit / şaft başlõklõ ierikte gŸndelik hayatta da ifade ettiğimiz Ôiyiyi ve kštŸyŸ biz yaratõyoruzÕ cŸmlesinin asõl sahibinin
Epiktetos olduğu ve sšzŸn asõl hali dip not olarak eklenecektir.\ 11 Nis 2024
10
7
v. t
KŸŸk ekler
Dil
v.2

Cropper, W. H., 2005 (ilk basõm 2005), BŸyŸk Fizikiler, 1. Baskõ, Oğlak Bilimsel Kitaplar (‚ev. Nurettin ElhŸseyni)

sayfa no. 59, kõsõm/alt başlõk: doğanõn dili
Carlo CercignaniÕnin Ludwig Boltzmann adlõ ingilizce basõlmõş
kitabõndan GalileoÕya ait Ôil saggiatoreÕ adlõ eserden alõntõyõ vermiş
ve yaklaşõk olarak tŸrkesini yazmõştõm; Ôil saggiatoreÕ nin anlamõna
ise bakmamõştõm.
BŸyŸk Fizikiler kitabõnda italyanca olan kelimenin bu hoş anlamõ
-il saggiatore : ayarcõ- ve GalileoÕdan verilen alõntõnõn buradaki
evirisi eklenecektir. ‚evirinin son cŸmlesi ise yalõn ama asõl
vurguyu ok ok iyi vermektedir.
O son cŸmle sonraki sayfada olduğundan burada gšrŸnmŸyor,
ieriği tekrar gŸncellediğimde elbette tamamõnõ vereceğim. Bu Dil
başlõklõ ierik dŸzenli, derli toplu hazõrlanmõş. Aklõm arkada
kalmadõğõ iin, konunun genişliği nedeniyle ok fazla yeni ek de
olduğundan en erken iki yõl kadar sonra bir gŸncelleme olabilir. Bu
son cŸmleyi gšrmek isterseniz, bu basõmõ artõk yapõlmadõğõndan
kitaba kŸtŸphanelerden ulaşabilirsiniz.
il saggiatore : ayarcõ \ 11 Nis 2024
10
8

v. t
KŸŸk ekler
ve Pop
v.1(ilk)

Dilmener, N., 2003 (ilk basõm 2003), Hafif TŸrk Pop Tarihi, 1. Baskõ, İletişim Yayõnlarõ

kõsõm/alt başlõk: Notlar bšlŸmŸnŸn son satõrõ
Buraya sosyal medyadan gšrdŸğŸm/duyduğum bir bilgiyi de
kŸŸk bir not olarak yazmõştõm.
Konu ile ilgili olduğunu tahmin ettiğim yan sayfada bulunan bir
ayrõntõ da aõklama ile beraber bu nota eklenecektir.\ 11 Nis 2024
10
9
v. t
KŸŸk ekler
FeynmanÕõn šnsšzŸ
v.1

Nesin, A., 1980 (ilk basõm 1973), Hayvan Deyip de Geme, 3. Baskõ, Adam Yayõncõlõk

Kõskanlõk, haset, ekememezlik ile ilgili alõntõlarõn verildiği bu ieriğe -hem kõskanan hem de kõskanõlan, hangi taraf kendisini
muzdarip hissediyorsa šzŸm bulabilmesinde fikir verebilecek- bu kõsa šykŸ eklenecektir. \ 11 Nis 2024
10
10

-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda,
edinerek ya da kŸtŸphanelerden ulaşarak kitabõn tamamõnõ
okumanõz amalanmaktadõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimler
ile ilgili konularda yeni keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan
araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu
notlar tam bir eviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne
õkaran hem de takip etmeyi kolaylaştõrabilecek şekilde gerekli
durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu biimde olacaktõr.
-Yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya diğer farklõ biimlerde
yazõlõşlarõ ilk zamanlarda olduğu kadar koruyamayabilirim. Bu
detaylar šnemli olduğundan kitaplardan alõntõlara tekrar bakmanõz
gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler/Dosyalar sunum biiminde pdf olarak hazõrlanmakta ve şu
an depo olarak kullanõlan aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com ; https://menemenazdacorba.info
-YŸklenen tŸm başlõklarõn bağlantõ adreslerine ÔgŸncelleme
dosyasõÕndan erişebilirsiniz. GŸncelleme dosyasõ šncelikle aşağõdaki
hesaplarda paylaşõlmaktadõr:
https://twitter.com/azdacorba ; https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili
dosyanõn adõndaki -v1, -v2, -v3, É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin versiyon numarasõnõ
gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna da gŸncelleme
dosyasõndan ulaşabilirsiniz.
-GŸncellemeler daha ok hazõrlayan kişi iin šnemli ve gerekli olup,
okuyucunun son yapõlanlara bakmasõ šnerilir.
-ݍeriklerde yeri geldiğinde šnceki diğer ieriklerin bağlantõlarõ
verilebilir; bağlantõsõ verilen ieriğin -şu an ok sõk karşõlaşõlmasa da-
daha yeni bir versiyonu olup olmadõğõnõ gŸncelleme dosyasõndan
kontrol edebilirsiniz.
-Dosyalarda bazõ teknik sõkõntõlarõn ortaya õkmamasõ iin 2025 yõlõ
itibarõyla yŸklenenlere koruma eklenmiştir; bu sadece dosyanõn
ierik ve biiminin bozulmamasõ adõna yapõlmõş olup, pdf dosyasõnõn
okunmasõna bir engel teşkil etmemektedir.
-v2 : ieriğin ikinci versiyonu (h‰li)
-v1d : kŸŸk dŸzeltmeler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin birinci
versiyonunun ok kŸŸk dŸzeltmeler yapõlmõş hali)
-v1dd : dŸzeltme ve değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin
birinci versiyonunda dŸzeltmeler/değişiklikler yapõlmõş, kişisel notlar
eklenmiş ancak yeni alõntõ eklenmemiş h‰li, ieriğin ana iskeletinin
değişmemiş h‰li)
-v1(ilk) veya ilk : numarasõz olarak ilk biimle hazõrlanan henŸz
gŸncellenmemiş başlõk ya da gŸncellenmiş bir başlõğõn o dšnemde
hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel olarak hatalar ve eksikler
fazla olabilir
-vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk
-vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili olduğundan
gelecekte hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
-_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani sõkõştõrõlmõş
olduğundan resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi zaman sõkõntõ olabilir
-(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde yazõlamayan
kõsõmlarõ belirtir
-/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin kullanõlõr:
ÔveÕ bağlacõ birbirine benzer ya da konu iin eş olabilecek kavramlar
iin yazõlõyor; bu işaret ise benzer ifadeler iin kullanõlsa bile bazen
ilgisiz gšrŸnen ama ierikte aralarõnda bir bağ kurulacağõnõ da
gšsterebilir
-É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebilece ği ifadelerin
olduğunu hatõrlatõr
-~ : yaklaşõk tanõm/anlam/šrnek É
-Ò yerine Ô : tõrnak işaretleri arasõnda verilen alõntõda da šzellikle fazla
sayõda ift tõrnak işareti varsa; okunurluğu kolaylaştõrmak iin verilen
alõntõda ift tõrnak işareti değiştirilerek tek tõrnak işareti olarak
yazõlabilir
-taslak | gelecekte (yer tutma iin -placeholder-): Bu iki ifade ile
belirtilen ieriklerde kõsa olarak tanõtõcõ bazõ eserler veya notlar
vardõr; yeni bir başlõğõn ana fikrinin taslak olarak verildiği bir ierik
(veya hatalarõ/eksikleri azaltmak iin birinci versiyonunun az
šncesinde šn paylaşõmõ yapõlan ierik) | şu an hazõrlanmasõ
planlanmayan ama šncesinde/sonrasõnda gelen ba şlõktan/
b aşl õ k l a rd a n s o n r a y e r i n i a l m a s õ i  i n e k l e n m iş, g e l e c e k t e
hazõrlanacak ierik
-renk tonlarõ : sayfada asõl odaklanõlan alõntõyõ/yazõyõ okurken dikkatin
dağõlmamasõ iin bazõ notlar aõk tonlar ile yazõlabilir
-kŸŸk/bŸyŸk harf: genelde başlõklarda yapõlan bu tercih rastgele
olmayõp bazen bağlama bazen de kelimeye gšre belirlenmektedir;
menemenazdacorba hakkõnda dosyasõnda šrnek bir aõklama
bulabilirsiniz
-kişisel notlar: eserler ile birlikte değerlendirilmesi gereken yazõlardõr;
ender olarak tamamen bağõmsõz yazdõklarõm dõşõnda fikri/konuyu
vurgulayan, destekleyen, šrnekleyen, tersi bir durumu anlatan, É
tŸm yazdõğõm notlar başta alõntõlar olmak Ÿzere filmler/mŸzikler/
resimler/É ile yani başlõkta verilen eserlerle birlikte anlamlõ hale
gelmektedir; bu her zaman hatõrda tutulduğunda ifade eksiklikleri
veya hatalar nedeni ile oluşan sõkõntõlar okuyucu tarafõndan
tamamlanabilir veya okuyucu kendi yorumunu oluşturmada asõl
referans olan/olacak eserleri hep gšz šnŸnde bulundurmuş olur
-referans (kaynak) notlarõ : ieriklerde bazõ kişisel notlar kitap adõ ile
birlikte anõlõp yazõlõrken kimi zaman şšyle bir yanlõş anlama olabilir;
gšrŸşŸ/fikri vurgulayarak yazdõğõm not ile sanki gšrŸş/fikir kitabõn
yazarõna ait gibi zannedilirken aslõnda kitabõn yazarõnõn gšrŸşŸnŸ
belirttiği başka bir yazara ait olabilir; diğer bir ifade ile ilgili konu
hakkõnda ierikte yazõlan kişisel not; kitabõn yazarõna ait gšrŸşten
değil de kitabõn yazarõnõn da başka bir yazara ait olan bir gšrŸşŸ
y a z d õğõ / a k t a rd õğõ k õ s õ m d a n o l a b i l i r ; v e y a a l õ n t õ n õ n i  e r iğe
eklenmeyen (konu ile ilgili olmadõğõndan ve bu detay gšzŸmden de
kamõş olduğundan eklemediğim) kõsmõnda gšrŸşŸn asõl sahibi
anõlmõş da olabilir; bu tŸr durumlar ender olsa bile, oğunlukla
inceleme/araştõrma tŸrŸndeki kitaplardan alõntõlar da verildiğinden
bu konuya dikkat etmeniz gerekebilir
-hazõrlayan kişinin gšsterdiği benzer hassaslõğõn, emeğe duyulan
saygõnõn gšstergesi olarak sŸrdŸrŸlmesi, karşõlõklõ iyi niyetin olumlu
etkisini daha da arttõrõr
GŸncellemeler, erişim É / ݍeriklerde ve dosyalarda kullanõlan ekler, Ÿst
simgeler, işaretlemeler / Birka not
GŸncelleme, 17 Mar 25
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde
paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen
alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi
kolaylaştõrmak amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ
anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak sõkõntõya, hataya neden
olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler
bulunabileceğini unutmayõn. İster istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn
doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya yazõnõn/yazarõn asõl işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka
anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn de ğildir. Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz,
zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
Burada yazõlanlar hakkõnda doğrudan ve dolaylõ olarak fikir verebilecek alõntõlarõn olduğu Yorumsuz+
v. 1 ve
sõnõr
ilk başlõklarõna da; kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlarõn ve yazõlarõn olduğu menemenazdacorba
hakkõnda
Mar 24 dosyasõna da bakabilirsiniz.
Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175
Cemil Meri (Bu †lke)
ÒOkuma nšronlar aõsõndan ve entellektŸel aõdan dolambalõ bir edimdir, gšzden metne doğrudan
mesajla olduğu kadar okurun õkarõmlarõ ve dŸşŸncelerinin kestirilemeyen dolaylõlõklarõ sayesinde de
zenginleşir.Ó
s.23
Maryanne Wolf (Proust ve MŸrekkepbalõğõ)
ÒGŸnŸn geerli sayõlan šlŸtlerinin yŸceltilmesi, sadece onlarõn šnemsenmesi, gemişle aramõzõ atõğõ gibi
etik alanda bir erozyon da yaratabiliyor. .. Oysa sadece gemişin aşkõnlaştõrõlmasõ gibi sadece şimdinin ve
geleceğin aşkõnlaştõrõlmasõ da gerekliğin anlaşõlmasõnõ zorlaştõrõyor.Ó
s.95 Ahmet Oktay (İliği Olmayan DŸğme)
ÒÉ mutluluğa erişmenin yolu bu dŸnyanõn reddinden ve ondan kamaktan değil, onu bŸtŸn derinliği ve
genişliği ile bilmekten geer. F‰r‰b”Õnin 'akl'õn yerine 'nakl'i, 'k‰l'in yerine 'hal'i, 'nazar'õn yerine 'keşf'i
koymasõ dŸşŸnŸlemez bile.Ó
s. xix / Sunuş yazõsõ, Ahmet Arslan / F‰r‰b” (İdeal Devlet)
Alõntõlar tõrnak işaretleri arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir:
Hazõrlananlar ile ilgili kõsa aõklama:
Neler var
sayfa sayfaana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar
hesap ve ierikler hakkõnda
bazõ işaretlemeler
anlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
gŸncel olmayan
‚ift taraflõ yazdõrma iin bu sayfa boş bõrakõlmõştõr.

iyilik, gŸzellik
v. 1
iyilik, gŸzellik
menemenazdacorba
okumak, duymak, gšrmek, É hatta sadece dŸşŸnmek bile beyinde neredeyse aynõ
aktiviteleri oluşturuyor; zihnimizde yer ettike de beyinde yeni ve kalõcõ bağlantõlar oluşuyor
Bu dosya kendimizi iyi hissetmeye ihtiya duyduğumuz zamanlarda, başta mŸzik olmak Ÿzere; iyi ve gŸzel hissettirebilecek, bize pozitif enerji
verebilecek, bazen neşelendirebilecek, É šrnek eserlerle karşõlaşmamõza ve bize uygun olan yenileri keşfedebilmemize olanak sağlamak amacõ ile
oluşturulmuştur. †st kõsõm Joseph EpsteinÕa ait alõntõdan; MarsÕta Bir Antropolog, Proust ve MŸrekkepbalõğõ kitaplarõndan; Seval Eroğlu ve Mine
Nakipoğlu hocalarõmõzõn konuşmalarõndan yola õkarak yazõlmõştõr.
insan ne okursa odur
insan ne dinlerse odur
insan ne gšrŸrse odur
É
v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
2
16
Seval Eroğlu ve Mine Nakipoğlu hocalarõmõzõn konuşmalarõna ait video bağlantõlarõ
Proust ve MŸrekkepbalõğõ - Maryanne Wolf Ôdan alõntõlar
MarsÕta Bir Antropolog - Oliver Sacks Ôdan alõntõlar
YouTube Õdan šrnek olarak verilen eserler
Kõsa giriş
Akõş:
Birka not
Bu dosyada şu an iin dŸzeltme/değişiklik yapõlmamõş, sadece s. 11Õde biimsel bir değişiklik ile yapõlan bir hata, altta bir aõklama ile belirtilmiş ve ek
olarak kõsa bir not eklenmiştir; dosya eki de -v1d olarak yazõlmõştõr (12 Ara 24). …nceki hali de bu bağlantõdadõr.

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
3
16
Kõsa giriş - 1
Kitaplar, mŸzik, yerler, mek‰nlar, É hem bizi etkileyen ve olumlu olarak besleyebilecek deneyimlerin kaynaklarõ hem de esin
kaynaklarõ. O kadar etkilidirler ki, kitaplarõn šnsšzlerinde neredeyse her zaman yazar/sanatõ kendisini etkileyen eserleri,
hatta hayatõnõ değiştiren eserleri bŸyŸk bir tutku ile anlatõr. Kitaplar ile olan temas daha uzun ve etkileşim iinde getiğinden
elbette daha ok onlardan bahsedilir; ama mŸzik, resim, mek‰n, É ile ilgili šrneklerle de karşõlaşõrõz.
Bizler iin de šnemlidirler; gŸzel bir mŸzik, resim, É Ÿzerimizdeki ŸzŸntŸ bulutlarõnõ, eylemsizleşen/tembelleşen halimizi,
sõkõntõlarõmõzõ, É birden azaltabilir/dağõtabilir. Zihinsel ve fiziksel yorgunluklar, bir dosyamõzõn silinmesi gibi eşitli sõkõntõlar, É
ocuğumuz ile ilgili, gireceğimiz sõnavla ilgili É stresli sŸrelerde pozitif/eğlenceli/dokunaklõ bir şarkõ birden bizi
toparlayabilir. Aamir KhanÕõn ŸnlŸ filminde bir sahnede verildiği gibi elimizi kalbimize koyup Ôher şey yolunda, her şey
yolundaÕ dediğimizde problemlerimiz šzŸlmŸyor, ama bu tŸr telkin etkisi dahi gšsterebilecek iyi, gŸzel şeyler problemimizi
šzmek iin bize gŸ verebiliyor.
Dinlediklerimiz, gšrdŸklerimiz, É işte bu benzer etkiyi yaratabilirler; gerek anlamda da mecazi anlamda da harekete geme
konusunda etkili olabilirler. Hareket/Eylem ile ilgili bazõ alõntõlarõ şu an daha iyi kavrõyorum; salgõn dšneminde šnemini biraz
hissetmiştik. YŸrŸyŸş/Spor/Dans bu nedenle sŸrekli šneriliyor; sadece gšrŸnŸş, ağrõlar, yaratõcõlõk aõsõndan değil. İyilik
aõsõndan ÔhareketsizÕ bir yaşamõn kendimize uygun olan biimde ÔhareketliÕ bir yaşama dšnŸştŸrŸlmesi gerekiyor. İnsan
bedeni hareket etmek Ÿzerine tasarlanmõş. Beden gŸcŸmŸzŸ daha az kullanmaya başlamamõz ile spora olan ilginin/ihtiyacõn
artmasõ da bunu gšsteriyor. Gemişte oğunlukla yaşa bŸyŸk olan insanlarõn sağlõk iin yaptõğõ egzersizlere, artõk tŸm yaş
grubunda ihtiya duyulur olmasõ; buna Ôihtiya duyuranÕ nedenin hareketsizlik olduğunu biraz ispatlõyor. Ancak yaşa bŸyŸk
insanlar ile genlerin hareket miktarlarõnõn azalmasõnõn nedeni aynõ değil :)
Hareket de mŸzik gibi, mŸzik de hareket gibi hem zihinsel hem de bedensel iyilik iin etkili. İyilik hali beyinde hissedilen
(belki kalp olarak da hissediyoruzdur) bir durum olduğuna gšre beyinde bazõ değişiklikler/değişimler/aktiviteler olsa gerek.
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
4
16
Oliver SacksÕõn ve Maryanne WolfÕun kitaplarõndan beyin, šğrenme, yeteneklerimiz, potansiyellerimiz gibi konularda
anlatõlanlardan yaptõklarõmõzõn/karşõlaştõklarõmõzõn beyin Ÿzerine olan etkileri ile ilgili bazõ bilimsel taraflarõ gšrebiliyoruz.
Dinlediğimiz, gšrdŸğŸmŸz yani algõladõğõmõz her şey; hem her birimize gšre değişiyor hem de her birimiz iin beynimizde
farklõ yeni bağlantõlarõn oluşmasõnõ sağlõyor. Diğer bir ifade ile algõladõğõmõz/karşõlaştõğõmõz her şey hem beynimizde
şekillenen hem de beynimizin işleyişini de şekillendiren/değiştiren bir etkiye sahip. …rneğin her bir nota yerleşimi veya
notalarõn dizilimi her birimizde farklõ bir biimde anlamõnõ (~şekillenme) ve yorumunu (~şekillendirme) buluyor. Ancak bu
karşõlaşmalarõn saniyelik giriş õkõşlara (geişlere) değil de, zihnimizde de yer edinebilecek kadar sŸrelere/ilgilere ihtiyalarõ
var. Bšylelikle sinir hŸcreleri arasõnda yollar/bağlantõlar oluşabilsin.
Oliver Sacks kŸŸk sakatlõğõ sonrasõ herhangi bir şey yapmadan sağ elinin iyileşmesini beklese, ihtiyalarõnõ başkasõ karşõlasa
herhangi yeni bir beceri kazanamazdõ yani beyninde yeni bağlantõlar oluşamazdõ. Sacks kendinden verdiği bu šrnekle
kitabõna başlar; bir duyunun varlõğõnõn, yokluğunun ya da azalmasõnõn diğer duyular Ÿzerindeki etkileri, kişilerin abalarõ ile
yaşanan dšnŸşŸmleri anlatõr.
SackÕõn ilk hastasõ trafik kazasõ sonrasõ renkkšrŸ olan bir ressam. Bu sanatõnõn gšrme/duyma/koklama/É becerilerinde
olumlu-olumsuz değişiklikler olur; ressam zaman ierisinde farklõ beceriler geliştirir. Sacks ressamõn beyninde zedelenen
sistemlerin yerini zamanla yenilerinin aldõğõnõ sšyler. Burada kişinin yaşamõ birden değişir, olumsuz değişikliklere karşõ
savaşmaya alõşõr. Ve zamanla olumlu değişimler başlar. Katõ ve değişmez bir yapõmõz yok, tam tersi her koşulda değişime/
gelişime aõk bir yapõmõz var. WolfÕun Ôgenetik yapõmõz atõlõmlar yapmaya hazõrÕ derken bunun daima geerli olduğunu
unutmamak gerekiyor; evrimsel değişimler durmuyor yavaş da olsa sŸrekli devam ediyor. Kapsamlõ araştõrmalarõ sizin
yapmanõz gerekir, ancak buradaki šrneklerden ve kendi deneyimlerimizden de şunu õkarabiliriz: Hasta olmasak da, bir duyu
kaybõ yaşamasak da duyularõmõz yani oğunlukla kendi seimimizle belirlediğimiz etkilerle oluşan algõlarõmõz birbirini etkiliyor,
birbirinden bağõmsõz olduklarõnõ dŸşŸnemeyiz. ÔNe dinlediğim/gšrdŸğŸm/É, ne kadar az veya ne kadar sõk dinlediğim/
gšrdŸğŸm/É, šnemsizÕ diyemeyiz.
Kõsa giriş - 2

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
5
16
Kitaplar ve filmler iin yapõlan kõyaslamalarda kitaplarõn hayal gŸcŸne yer bõraktõğõnõn sšylenmesi gibi; šzellikle enstrŸmantal
olan mŸzik Ôbize šzgŸ alanÕ bõrakmak konusunda diğer insan deneyimlerinin/ŸrŸnlerinin aktarõmõndan daha farklõ/šzel bir
etkiye sahip olabilir. Kitaplar gibi mŸzik de bize alan bõrakan hatta alan aan eserler olabilirler.
Burada bizleri iyi hissettiren şeyler paylaşmayõ dŸşŸnŸyorum. Aşağõda, šzellikle YouTube iin, yemeklerden yola õkarak bir
šrnek verip sonra mŸziğe ve diğer eserlere bağlayacağõm:
Gurme yemekler, ok iyi yemekler, iyi yemekler, kštŸ yemekler vardõr.
†st sõnõf kalitede malzemeler ve daha da šnemlisi Ÿst sõnõf ustalõkla yapõlan gurme yemekleri oğumuz ya yiyemeyiz ya da
birka defa yeme şansõ buluruz. Zaten bu tŸr yemekler biraz sanat yšnŸ ile de Ÿretilir ve ama karõn doyurmak değildir,
biraz daha zihne hitap eden ŸrŸnlerdir/eserlerdir.
‚oğumuz hayatõmõz boyunca iyi ve ok iyi yemekler yeriz.
Bazen kštŸ yemeklere maruz da kalabiliriz, yemek zorunda da kalabiliriz.
Burada gurme yemekleri maddi aõdan birok insan yiyemez, bu gayet de olağan. Peki gurme yemeklerÉ yani ok šzel
bir şekilde yetiştirilmiş/Ÿretilmiş malzemeler kullanõlarak ve ŸstŸn ustalõkla/yšntemlerle pişirilmiş yemekler Ÿcretsiz ya da
ok ucuza bize sunulsa É bu yemekleri tatma fõrsatõnõ kaõrõr mõyõz? Elbette sŸrekli gurme yemek yenmez, sŸrekli kštŸ
yemek de yenmez. Ama bu gurme yemekleri arada tatma fõrsatõnõ kaõrõr mõyõz?
MŸziğe ve diğer Ÿretilen sanat eserlerine dšnersek É birok platform šzellikle YouTube bize bu fõrsatõ Ÿcretsiz ya da ok
ucuza sağlõyor. Sanki bu fõrsatõ kaõrmamak lazõm É Yõllar šncesinin muhteşem bir konserini, gŸnŸmŸzŸn muhteşem bir
performansõnõ É uzak bir Ÿlkenin geleneksel danslarõnõ É gurme yemekler gibi šnŸmŸze getiriyor É yapmamõz gereken
sadece semek É
YouTube şu an iin en usta yemekleri de, iyi niyetli amatšrce yapõlmõş yemekleri de, É ve diğerlerini de bize
sunuyor .. .. yapmamõz gereken sadece semek .. .. eşitliliğe, değişikliğe, renkliliğe, É izin vermek.
A) gurme yemekler B) ok iyi yemekler C) iyi yemekler D) kštŸ yemekler
Kõsa giriş - 3
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
6
16
Konuşmalardan šzet olarak, yaklaşõk ifadelerle yazõlan kõsõmlar olabilir; lŸtfen kayõtlarõn tamamõnõ dinleyiniz.
MŸzik ve Dil-Beyin ile ilgili konuşmalardan
~ 20 dak.
É dijital medyanõn õkõşõ ile birlikte É mŸzik hõzlõca
tŸketilebilen bir şey oldu, hõzlõca tŸketim iin hõzlõca
Ÿretmek gerekiyor É
artõk akõş hizmeti alõyoruz É artõk videolar indirilmiyor
bile É bilgisayarõnõzda, telefonlarõnõzda yer bile
kaplamõyor É dolayõsõ ile aslõnda bu şu anlama da
geliyor É zihninizde de yer kaplamõyor artõk É
https://www.youtube.com/watch?v=NUqpyMlN3mI&list=WL&index=9
Do. Dr. Seval Eroğlu
MŸziği DŸşŸnmek - TRT 2
~ 7 dak.
É konuşan bir kişi ile o kişiyi dinleyen kişinin beyin
aktiviteleri neredeyse aynõdõr É
~ 27 dak.
É hakkõnda dŸşŸnmeniz isteniyor ve magnetik rezonans
(MR) aletinde beynin aktivitesine bakõlõyor, siz hi
konuşmuyorsunuz ... sadece bir şeyler Ÿzerinde
dŸşŸnŸyorsunuz É konuştuğunuz zaman kullandõğõnõz
beyin bšlgelerinin aynõsõ dŸşŸndŸğŸnŸz zaman da
aktive oluyor É
https://www.youtube.com/watch?v=kq9BelKCkF4&list=WL
Do. Dr. Mine Nakipoğlu
Boğazii †niversitesi - Aõk Ders

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
7
16
ÒOkumak doğuştan gelmez. İnsanlar okumayõ sadece birka bin yõl šnce icat etmiştir. Biz bu icatla birlikte, bizatihi beynimizin
šrgŸtlenme tarzõnõ yeniden dŸzenledik; bu dŸzenleme sayesinde dŸşŸnebilme yšntemlerimiz oğaldõ ve bu da tŸrŸmŸzŸn
entelektŸel evrimini değiştirdi. Okumak tarihteki en kayda değer icatlardan biridir; tarihi kayda geirebilmek ise onun
sonularõndan biridir. Atalarõmõzõn icadõ ancak insan beyninin mevcut yapõlarõ arasõnda yeni bağlantõlar kurma yšnŸndeki
olağanŸstŸ kabiliyeti sayesinde gelişebilirdi; bu sŸreci beynin deneyim tarafõndan şekillendirilebilme yeteneği mŸmkŸn kõldõ.
Beynin tasarõmõnõn kalbinde yer alan bu esneklik bŸyŸk oranda bizim kim olduğumuzun ve kim olabileceğimizin temelini oluşturur.
Elinizdeki kitap, okuyan beynin entelektŸel evrim sŸrecimizin gelişimi dahilindeki hik‰yesini anlatõyor. Bu hik‰ye gšzŸmŸzŸn
šnŸnde ve parmaklarõmõzõn ucunda değişiyor. …nŸmŸzdeki yirmi-otuz yõl iinde, beynimizde entelektŸel gelişimimizi yeni ve farklõ
şekillerde tetikleyecek yeni bağlantõlar kurmamõzla birlikte, iletişim yetimizde dšnŸşŸmlere tanõk olacağõz. Okumanõn beynimizden
neler talep ettiğini ve dŸşŸnme, hissetme, õkarõm yapma ve diğer insanlarõ anlama yeteneğimize nasõl katkõ sunduğunu bilmek;
okuyan beyinden giderek dijital hale gelen bir beyne geiş yaptõğõmõz bugŸn bilhassa šnemlidir. Okumanõn tarihte nasõl
evrildiğini, bir ocuğun okuma yetisini nasõl edindiğini ve onun beynindeki biyolojik temelleri nasõl yeniden yapõlandõrdõğõnõ
anlamaya başlayarak, okuryazar bir tŸr olarak hayranlõk uyandõrõcõ giriftliğimize yeni bir gšzle bakabiliriz. Bu sayede, insan zek‰sõnõn
evrimindeki muhtemelen bir sonraki aşama ve bu geleceği şekillendirirken karşõlaşabileceğimiz tercihler de apaõk ortaya
serilecektir. Ó
ss. 13-14

Wolf, M., 2017 (ilk basõm 2007), Proust ve MŸrekkepbalõğõ, 2. Baskõ, Ko †niversitesi Yayõnlarõ, ‚ev. Ferit Burak Aydar
Proust ve MŸrekkepbalõğõ - Maryanne Wolf
Okuyan Beynin Bilimi ve Hik‰yesi
~ okumanõn beyni şekillendirmede etkisi
~ dijital iletişimin baskõn hale gelmesi ile beyinde
oluşabilecek değişikliklere işaret eden ilk gšrŸşler
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
8
16
ÒBu kitap, bilginin Ÿ alanõndan oluşuyor: SŸmerlilerden Sokrates'e uzanan dšnemde tŸrŸmŸzŸn okumayõ nasõl šğrendiğinin erken
dšnem tarihi; zaman iinde giderek daha da incelikli tarzda okumayõ šğrenen insanlarõn gelişimsel yaşam dšngŸsŸ; son olarak,
beyin okumayõ šğrenemediğinde olup bitenlerin hik‰yesi ve bilimi. Okuma hakkõndaki bu bilgiyi bŸtŸnlŸğŸ iinde
değerlendirmek hem okuyan, kayda geiren ve šncesinde olup bitenlerin štesine geen tŸr olarak başarõmõzõn bŸyŸklŸğŸnŸ
tasdik eder hem de dikkatimizi muhafaza edilmesi šnem arz eden şeylere yšneltir.
Okuyan beyne dair bu tarihsel ve evrimsel yaklaşõmõn bize sunduğu daha muğlak bir şey daha var. Okuma sŸrecinin en asli
yšnlerini nasõl šğrettiğimize dair hem ok eski hem de ok yeni bir yaklaşõm sunuyor: Gerek bu yetiyi edinmekten heyecan duyan
beyinler iin gerek disleksi diye bilinen okuma bozukluğunda olduğu gibi beyinleri farklõ bir şekilde šrgŸtlenmiş olabilecek
sistemlere sahip kişiler iin. Kuşaktan kuşağa genlerimizin yšnlendirmesiyle šn programlanan bu benzersiz fiziksel bağlantõlõ
sistemleri anlamak, bilgi birikimimizi beklenmedik şekillerde artõracaktõr ki bunun da daha yeni yeni keşfetmeye başladõğõmõz
ierimleri vardõr.
Beynin yeni bir şeyi nasõl šğrendiğine dair tikel bir gšrŸş kitabõn Ÿ bšlŸmŸnŸn iinden bir şerit gibi geiyor. İnsan beyninin yeni
bir entelektŸel işlevi šğrenmek iin kendini yeniden dŸzenleme konusundaki şaşõrtõcõ yeteneğine, okuma edimi kadar iyi ayna
tutan ok az şey vardõr. Beynin okumayõ šğrenme yeteneğinin temelinde, esasen insan evriminde daha uzun sŸredir var olan diğer
asli beyin sŸrelerine (gšrme ve konuşma dili) ayrõlmõş yapõlar ve devreler arasõnda yeni bağlantõlar kurma becerisi yatar. Ne zaman
yeni bir yetenek edinsek nšron gruplarõnõn kendi aralarõnda yeni bağlantõlar ve yolaklar oluşturduklarõnõ artõk biliyoruz. Bilgisayar
bilimcileri eşitlenen beklentilere uyum sağlamak Ÿzere değişecek (ya da yeniden dŸzenleme yapacak) kadar ok yšnlŸ olan bir
sistemi tarif etmek iin aõk mimari tabirini kullanõrlar. Genetik mirasõmõzõn kõsõtlõlõklarõ dahilinde, beynimiz aõk mimariye enfes bir
šrnek teşkil eder. Bu tasarõm sayesinde, doğanõn bize bahşettiklerini değiştirme yeteneğiyle programlanmõş halde dŸnyaya gelir
ve bšylece onun štesine geebiliriz. Sanki başõndan beri, genetik yapõmõz atõlõmlar yapmaya hazõrdõr. Ó
s. 14

Wolf, M., 2017 (ilk basõm 2007), Proust ve MŸrekkepbalõğõ, 2. Baskõ, Ko †niversitesi Yayõnlarõ, ‚ev. Ferit Burak Aydar
~ okumanõn insanõn kŸltŸrel evrimine etkisi ve bunu gšz
šnŸnde tutarak korumamõz gerekenleri hatõrlamak
~ her tŸrlŸ deneyim sonrasõnda, beynin aõk mimariye
benzeyen yeteneği ile kendini yeniden šrgŸtlemesi
Proust ve MŸrekkepbalõğõ - Maryanne Wolf
Okuyan Beynin Bilimi ve Hik‰yesi

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
9
16
ÒDolayõsõyla okuyan beyin, fevkalade başarõlõ bir ikili dinamiğin parasõdõr. Okuma ancak beynin esnek tasarõmõ sayesinde
šğrenilebilir ve okuma gerekleştiğinde, bu bireysel beyin hem fiziki hem de entelektŸel aõdan sonsuza dek değişir. …rneğin
nšronlar dŸzeyinde, ‚ince okumayõ šğrenen bir insan İngilizce okumak iin kullanõlan yolaklardan šnemli farklõlõklar gšsteren
belirli birtakõm nšron bağlantõlarõndan yararlanõr. ‚ince okurlarõ ilk kez İngilizce bir şey okumaya alõştõklarõnda, beyinleri ‚ince
temelli nšron yolaklarõndan yararlanmaya alõşõr. ‚ince karakterleri okumayõ šğrenme edimi ‚ince okuyan beyni kelimenin gerek
anlamõyla şekillendirmiştir. Benzer şekilde, nasõl dŸşŸndŸğŸmŸz ve ne dŸşŸndŸğŸmŸzde bŸyŸk oranda okuduklarõmõzdan gelen
ağrõşõmlara ve igšrŸlere dayanõr. Yazar Joseph Epstein'in ifade ettiği şekliyle, "Okuryazar herhangi bir insanõn biyografisi ne
okuduğunu ve ne zaman okuduğunu uzun uzadõya ele almak zorundadõr, zira insan bir anlamda ne okursa odur."
Okuyan beynin gelişimi ile evriminin bu iki boyutunun (kişisel-entelektŸel boyut ve biyolojik boyut) birlikte tasvir edildiği nadirdir,
oysa tam da bunu yapmakla keşfedilebilecek can alõcõ ve harikulade dersler vardõr. Elinizdeki kitapta okumanõn ok farklõ iki vechesi
iin ŸnlŸ Fransõz romancõ Marcel Proust'u metafor olarak, hak ettiği šnemi hibir zaman gšrememiş olan mŸrekkepbalõğõnõ da bir
analoji [šrnekseme] olarak kullanõyorum. Proust okumayõ insanlara ancak okuma sayesinde karşõlaşabilecekleri ya da
anlayabilecekleri binlerce farklõ gerekliğe erişme olanağõ sağlayan bir tŸr entelektŸel "mabet" olarak gšrŸrdŸ. Bu yeni
gerekliklerin her biri, okurlara entelektŸel yaşamlarõnõ, kurulduklarõ yerden kalkma zahmetine bile girmeden dšnŸştŸrme imk‰nõ
sunmaktadõr.
Bilimciler 1950'lerde nšronlarõn nasõl ateşlediğini ve birbirlerine iletim yaptõğõnõ anlamak ve bazõ durumlarda nšronlarõn yanlõş
giden şeyleri nasõl tamir ve telafi ettiğini kavramak iin utanga ama kurnaz mŸrekkepbalõğõnõn dev aksonuna başvururlardõ. Farklõ
bir inceleme dŸzeyinde, bilişsel sinirbilimciler bugŸn eşitli bilişsel (veya zihinsel) sŸrelerin beyinde nasõl işlediğini araştõrõyorlar.
Bu araştõrma dahilinde, okuma sŸreci, beyindeki mevcut yapõlardan yeni bir şey bekleyen yakõnlarda edinilmiş kŸltŸrel icadõn
kusursuz bir šrneğini sunar. İnsan beyninin okumak iin ne yapmasõ gerektiğinin ve işler ters gittiğinde akõllõca uyum sağlama
yšntemlerinin hik‰yesi sinirbilimin ilk dšnemlerindeki mŸrekkepbalõğõ araştõrmalarõna bir hayli benzemektedir.Ó
ss. 14-15

Wolf, M., 2017 (ilk basõm 2007), Proust ve MŸrekkepbalõğõ, 2. Baskõ, Ko †niversitesi Yayõnlarõ, ‚ev. Ferit Burak Aydar
~ okumanõn, elbette diğer deneyimlerin de bizleri inşa
ettiğine işaret edilmesi
~ kitabõn adõ iin, ProustÕun ve MŸrekkepbalõğõÕnõn neden
seildiğini gšsteren kõsõmlar
Proust ve MŸrekkepbalõğõ - Maryanne Wolf
Okuyan Beynin Bilimi ve Hik‰yesi
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
10
16\ 6 Ara 2024
10
MarsÕta Bir Antropolog - Oliver Sacks
ÒBu kitabõn oluşmasõnda en az kişiler kadar šnemli olan bir faktšr de, bana huzur ve esin kaynağõ olan mek‰nlardõr. Bunlarõn
başõnda uzun yŸrŸyŸşlere õktõğõm ve dŸşŸncelerimi toparladõğõm New York Botanical Garden (šzellikle şimdi kaldõrõlan eğreltiotu
bahesi) gelir. Bundan başka Lake Jefferson HotelÕi ve gšlŸnŸ, Blue Mountain CenterÕi (ve Harriet BarlowÕu), Bay I.Õnõn testlerini
yaptõğõmõz New York Institute for the HumanitiesÕi, eşitli kaynaklara ulaşmamõ sağlayan Albert Einstein Tõp FakŸltesiÕni ve en aõk
kafayla suyun iindeyken dŸşŸnebildiğim iin, Ÿlkenin eşitli yerlerindeki gšlleri, nehirleri ve yŸzme havuzlarõnõ sayabilirim.Ó
s. 10
~ insanõ besleyen kaynaklar
yazarõn kendi hakkõnda
yazarõn kendi hakkõnda
ÒBu satõrlarõ sol elimle yazõyorum ama aslõnda solak değilim. Bir ay šnce sağ omzumdan bir ameliyat geirdim, şu sõralar sağ elimi
kullanmam yasak, zaten istesem de kullanamam. Yavaş ve kargacõk burgacõk yazõyorum Ð ama her geen gŸn yeni durumuma biraz
daha alõştõğõm da bir gerek. Her gŸn yeni şeyler šğreniyorum, uyum sağlõyorum Ð yalnõz yazõ yazmayõ değil, birok işi sol elimle
yapmaya alõştõm: ayrõca askõda duran kolumun yarattõğõ sorunlarõ telafi etmek iin ayak parmaklarõmla cisimleri kavrama yeteneğimi
geliştirdim. Kolum hareketsiz kaldõktan sonra birka gŸn dengemi sağlamakta gŸlŸk ektim, şimdi biraz farklõ yŸrŸyorum,
dengemi sağlamak iin yeni yollar keşfettim. SŸrekli olarak yeni yšntemler geliştiriyor, yeni alõşkanlõklar ediniyorum... hatta, en
azõndan davranõşlarõm aõsõndan, yeni bir kimlik edindiğimi sšyleyebilirim. Beynimdeki bazõ devrelerde ve programlarda, sinaptik
ağõrlõklar, bağlantõlar ve sinyallerde Ðbeyin gšrŸntŸleme yšntemlerimiz henŸz bunlarõ saptayacak kadar gelişmiş olmasa daÐ bazõ
değişikliklerin meydana geldiğini sanõyorum.Ó
s. 15

~ her bir etkinin zamanla beyinde farklõlõklara yol amasõ
Sacks, O., 2020 (ilk basõm 1995), MarsÕta Bir Antropolog, 5. Baskõ, Yapõ Kredi Yayõnlarõ, ‚ev. Osman Yener
~ gšrme, dinleme, É gibi duyular arasõndaki ilişkilere šrnek
Òİşin ilgin yanõ, mŸzikle de başõ dertteydi. Eskiden sineztezi (eşduyum) duygusu ok gŸlŸydŸ; farklõ tonlar i dŸnyasõnda derhal
renklere dšnŸşŸr, mŸziği eşzamanlõ ve zengin bir renk senfonisinin eşliğinde dinlerdi. Renkleri anõmsama yeteneğiyle birlikte bu
yeteneği ile birlikte bu yeteneğini de yitirmişti - iindeki Òrenk organõÓ kštŸrŸm kalmõş, dinlediği mŸziğe eşlik eden imgeler yok
olmuştu; mŸziği tamamlayan en šnemli šğe silinmiş, mŸzik anlamõnõ kaybetmişti.Ó
ss. 28-29

yazarõn -sonradan renkkšrŸ olan- bir hastasõ hakkõndaki ilk kõsõmlardan / Devamõnõ okuduğunuzda dšnŸşŸmŸ, olumlu dšnŸşŸmŸ gšrebilirsiniz.

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
11
16\ 6 Ara 2024
11
16
Birka Not:
‣İlgilenen arkadaşlarõn Oliver SacksÕõn, renkkšrŸ olan ilk hastasõna ait
kõsõmlarõn tamamõnõ okumasõ bile duyularõn ve algõlarõn değişimini,
yaşanan dšnŸşŸmleri gšrmesi aõsõndan faydalõ olacaktõr. Ana konu
farklõ gibi gšrŸnmekle birlikte Mine NakipoğluÕnun konuşmasõnõn
tamamõnõn dinlenmesi de faydalõ olacaktõr. Siz bir kitaptan veya bir
konuşmadan en can alõcõ, ilgili ve šnemli yerleri verebilirsiniz. Ancak
bazen WolfÕun kullandõğõ kelime ile ÔgiriftÕ bir yapõ, yani bir nevi ok
i ie gemiş, birbiri ile yoğun bağlantõlõ ve birbirini besleyen fikirler
bir kitapta/konuşmada baskõn olduğunda seip/ayõrõp sunmak zor
oluyor. Konu iin bazen aktarõlamayan daha fazla kõsõm kalabiliyor.
Zaten hibir zaman sadece šne õkarõlan yeri veya cŸmleyi okuyunuz/
dinleyiniz amacõ ile bir paylaşõm yapõlmõyor; hesapta kitap adlarõnõn
yazõmõnda kullanõlan rengin amacõ gibi, ama kitaba yani eserin
tamamõna karşõ bir ilgi/sevgi oluşturmak.
‣1995 yõlõnda yazdõğõ bu kitabõnda, Oliver Sacks şšyle yazar:
ÕBeynimdeki bazõ devrelerde ve programlarda, sinaptik ağõrlõklar,
bağlantõlar ve sinyallerde Ðbeyin gšrŸntŸleme yšntemlerimiz henŸz
bunlarõ saptayacak kadar gelişmiş olmasa daÐ bazõ değişikliklerin
meydana geldiğini sanõyorum.Õ
1995 yõlõnda šlŸlemeyen beyin aktivitelerinin sonraki yõllarda
šlŸlebildiğini/gšrŸlebildiğini anlarõz. Maryanne Wolf šnsšzŸnde
disleksi hastalarõ Ÿzerinde yaptõklarõ araştõrmalarda (uyguladõklarõ
yšntemlerin etkisini/sonularõnõ) šnceki ve sonraki değişiklikleri
beyin Ÿzerinde gšrŸntŸleyebildiklerini sšyler. Mine Nakipoğlu da
konuşmasõ boyunca šlŸlen beyin aktivitelerinden bahseder.
…rneğin konuşmada o yšntemlerden birinin oksijen seviyesini
šlmek olduğunu šğreniriz; ŸnkŸ aktivitenin olduğu bšlgede
oksijen seviyesi değişim gšsterir.
-Bu dosyanõn birka gŸn šnceki ilk taslak halinde, birazdan gšrsellerini
gšreceğiniz videolara ait bağlantõlarõ vereceğimi ifade etmiştim. Ancak bunu
belki gelecekte kategorilere de ayõrarak bir oynatma listesi oluşturarak
yapabilirim. KŸŸk bir dinlenme paylaşõmõ olarak hazõrladõğõm bu dosya diğer
hazõrladõklarõmdan farklõ olarak ok yeni bir fikir idi, demlenmemiş bir fikirdi.
Diğer hazõrlayacaklarõma haksõzlõk etmeden, bu fikri biraz daha zamana
bõrakmak uygun olabilir. Gelecekte film, resim gibi eserler de ekleyebilirim.
Aslõnda bu dosyanõn belki de ilk fitilini ateşleyen A Good Year (2006 - Ridley
Scott) filmi idi. ÔMarslõÕ filmini izledikten sonra Ône gŸzel film, bilinaltõ-bilin
ŸstŸ hi negatif mesaj yok, yšnetmeni kim, başka filmi var mõ :)Õ derken bulup
izlediğim bir filmdi. Filmde Ÿ sahnede akrepler gšrŸlŸr ama rahatsõz bile
etmez. Ôİyi Bir Yõl (A Good Year)Õ filmini izleyebilirsiniz, ama bunlar kişisel
beğenilerdir; šrneğin adamõn amcasõnõn kõyafetlerini giymek zorunda
kalmasõndan dolayõ paspal hali bazõlarõmõzõ rahatsõz da edebilir. Akrep ve paspal
gibi biraz negatif gšrŸnen kelimeleri duymak da rahatsõz edebilir, kaõrabilir :)
-YouTube eser gšrselleri/adlarõ altõnda paylaştõklarõm (+ birka egzersiz kanalõ
šnerisi) kişisel bir seim ile oluşturulan bir listenin biraz elekten geirilerek
eklenmiş šrnekleridir. Diğer bir ifade ile, bu dosyanõn başlõğõna uygun olarak,
arama ve tarama sonrasõnda bulunmuş değillerdir, nice daha gŸzelleri vardõr.
Seenek fazla olunca karşõlaşamadõğõmõz nicesi vardõr. Ayrõca kişisel beğeni
farklõlõklarõmõz dõşõnda bazõ şeylerin zamanõ, dšnemi, É vardõr. …rneğin azeri
şarkõlara ocuk/gen yaşlarda gŸlerdim, onlarla dalga geerdim; şimdi bana
ok gŸzel geliyor. Gen ve kanõ kaynayan birinin bu şarkõlarõ beğenerek
dinlemesini pek beklemem, ağõrlar; ama ÔağõrÕ sõfatõ da ok kişisel. Aslõnda konu
yeni/eski, profesyonel/amatšr, doğru/yanlõş, modern/geleneksel/evrensel,
popŸler/popŸler olmayan É değil. Konu eseri oluşturan sanatõlarõn emeğini
ve gŸzel niyetini hissedebilmek. Konu kendimizi iyi hissettirecek şeyleri bizim
de emek vererek keşfetmemiz.
†stteki Ÿ sahnede akrebin gšrŸndŸğŸ ifadesi yanlõş; 2 sahnede akrep gšrŸlŸyor. Akrep ile ilgili 3. sahnede sadece korkan arkadaşõn bağõrmasõnõ duyuyoruz. Ancak baş karakter FransaÕdaki amcasõnõn
evine girdiği ilk sahnede kapõ sŸsŸ tamamen akrebi andõrõr. Sinemada rastlantõ olamaz kuralõnõn da dõşõnda kamera iki defa ve uzunca o kapõ aksesuarõnõ gšsterir. Akrepten korkma ile bağõrma + akrebe
benzeyen kapõ sŸsŸ = 0.5 +0.5 = 1 olursa; 2+1=3 defa akrep gšrŸndŸ desek de yapõlan hatanõn derecesi biraz azalmõş olabilir :) // Filmin belki de en renkli karakteri olan bağcõ ile baş karakter arasõndaki
tenis maõ šncesinde geen konuşmada buradaki verilen kitabõn adõna bile ilham olan ProustÕun adõ anõlõr ve kendisinden şu alõntõ verilir. ~ ÔGŸzel kadõnlarõ hayal gŸcŸ olmayan erkeklere bõrakõn.Õ //
Filmlerde mŸzikler her zaman vardõr, bu filmde ise mŸziklerin šnemi biraz daha fazla. Doğa gšrŸntŸleri ile beraber mŸzikler filmi gŸzelleştiren ve bizi iyi hissettiren etkiyi yaratõyor.
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
12
16
YouTube eser gšrselleri/adlarõ - 1

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
13
16
YouTube eser gšrselleri/adlarõ - 2
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
14
16
YouTube eser gšrselleri/adlarõ - 3

v. 1
iyilik, gŸzellik \ 6 Ara 2024
15
16
YouTube eser gšrselleri/adlarõ - 4
v. 1
iyilik, gŸzellik\ 6 Ara 2024
16
16
GŸncelleme, EylŸl 24
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla
mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi kolaylaştõrmak
amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak
sõkõntõya, hataya neden olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayõn. İster
istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya tam işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn değildir.
Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
Kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlarõn/yazõlarõn da olduğu hesap ile ilgili dosyaya buradan ulaşabilirsiniz.
-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda, edinerek ya da
kŸtŸphanelerden ulaşarak kitabõn tamamõnõ okumanõz amalanmaktadõr.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu notlar tam bir
eviri olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne õkaran hem de takip etmeyi
kolaylaştõrabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu
biimde olacaktõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda
yeni keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İlk zamanlarda olduğu kadar alõntõlarda yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya
diğer farklõ biimlerde yazõlõşlarõ koruyamõyorum. Bu detaylar šnemli olduğundan
kitaplardan alõntõlara tekrar bakmanõz gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler sunum biiminde pdf dosyasõ olarak hazõrlanmakta ve şu an iin depo olarak
kullanõlan aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info
-Bu yŸklenen dosyalara ait bağlantõlara gŸncelleme dosyasõndan erişebilirsiniz. Aynõ
zamanda bu dosyadan tŸm ieriklere ve hesap ile ilgili dosyalara ait diğer bağlantõlara
da ulaşabilirsiniz. GŸncelleme dosyasõ šncelikle aşağõdaki hesaplarda paylaşõlmaktadõr.
Bu dosyanõn nasõl takip edileceğine dair notlara da buradan ulaşabilirsiniz.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili dosyanõn adõndaki -v1,
-v2, -v3, É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin
versiyon numarasõnõ gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna gŸncelleme
dosyasõndan ulaşabilirsiniz.
sayfa sayfa
ana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar hesap ve ierikler hakkõnda
Neler var
bazõ işaretlemeleranlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
v2 : ieriğin ikinci versiyonu
v1(ilk) : numarasõz olarak ilk biimle hazõrlanan henŸz
gŸncellenmemiş başlõk ya da gŸncellenmiş bir başlõğõn
o dšnemde hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel
olarak hatalar ve eksikler olabilir
vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk/dosya
vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili
olduğundan gelecekte hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
ݍeriğin paylaşõlmasõnõn hemen sonrasõnda imla başta
olmak Ÿzere;
v1d : sadece kŸŸk değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin
ieriğin birinci versiyonunun ok kŸŸk değişiklik
yapõlmõş hali)
v1dd : dŸzeltme ve değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin
ieriğin birinci versiyonunda değişiklikler yapõlmõş,
kişisel notlar eklenmiş/dŸzeltilmiş ancak yeni alõntõ
eklenmemiş, ieriğin ana iskeleti değişmemiş)
_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani
sõkõştõrõlmõş olduğundan resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi
zaman sõkõntõ olabilir
(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde
yazõlamayan kõsõmlarõ belirtir
/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin
kullanõlõr: ÔveÕ bağlacõ birbirine benzer ya da konu iin eş
olabilecek kavramlar iin yazõlõyor; bu işaret ise benzer
ifadeler iin kullanõlsa bile ilgisiz gšrŸnen ama ierikte
aralarõnda bir bağ kurulacağõnõ da ifade eder
É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebilece ği
ifadelerin olduğunu hatõrlatõr
Ò yerine Ô : tõrnak işaretleri arasõnda verilen alõntõda
šzellikle fazla sayõda ift tõrnak işareti varsa okunurluğu
kolaylaştõrmak iin yapõlõr
taslak, gelecekte (yer tutma iin -placeholder-): Bu iki
ifade ile belirtilen ieriklerde kõsa olarak tanõtõcõ bazõ
eserler veya notlar vardõr. Yeni bir başlõğõn ana fikrinin
taslak olarak verildiği bir ierik || Şu an hazõrlanmasõ
planlanmayan ama šncesinde gelen ba şlõktan/
başlõklardan sonra yerini almasõ iin eklenmiş, gelecekte
hazõrlanacak ierik
-ݍeriklerde (başlõklarda), dosyalarda ve ierik/dosya adlarõnda kullanõlan ekler, Ÿst simgeler ve işaretlemeler:

Kelimeler
v. 2
Kelimeler
Alõntõlardan
bilmediğimiz kelimeler
az rastladõğõmõz kelimeler
kelimenin/ifadenin anlamõnõ ok gŸzel gšsteren cŸmleler
+ +
Kelimelerin anlamõ TŸrk Dil Kurumuna ait https://sozluk.gov.tr adresinden yazõlacaktõr. Farklõ bir sšzlŸkten veya yerden kelimenin anlamõ verildiğinde
belirtilecektir. GŸncellemelerde iml‰/ifade hatalarõnõn dŸzeltilmesi dõşõnda bir değişiklik yapõlmayacağõndan kelimenin eklendiği gŸnŸn tarihi olduğu
gibi bõrakõlmõştõr. Dosyanõn sade yapõsõnõnõn zedelenmesi istenmese de bu ikinci versiyonda gšrsellerin verildiği, notlarõn yazõldõğõ kelimeler daha
fazla eklenmiştir.
Bazõ dŸzeltmeler yapõlõp birka aõklama eklendiğinden dosya eki -v2d olarak yazõlmõştõr. …nceki hali de bu bağlantõdadõr.
menemenazdacorba \
2
Kelimeler
34 s.28 Şub 2025
Şubat 25
klimaks
zahireci
ismail
kimera
ipucu vermek
yed-i emin
şifa
yanõlmak
sosyal medya
deterministik
v. 2

\ 3
Kelimeler
~ 21 dak
É hatõrlõyorum, gece gŸndŸz ocukluğun ağõr gšlgesi
iinde bulunduğumuz yõllarda annem arada bir elini ağrõyan
bir yerine bastõrarak ocuklar insanõn burasõnda nesi vardõr,
diye sorardõ. Eli safra kesesinin ya da karaciğerinin Ÿzerinde.
Evimizde her tŸrlŸ hastalõğa ve musibetlere karşõ tek bir
doktor ve ila vardõ: dua ve aspirin. Daima şifa bulduk.
Cahit Zarifoğlu belgeselinden
şifa

❖şifa : iyileşme, sağlõklõ olma.
https://www.luggat.com
34 s.
v. 2
https://www.youtube.com/watch?v=DTqvKFSViVU28 Şub 2025 \
4
Kelimeler
34 s.28 Şub 2025
ipucu vermek
❖ipucu vermek: aranõlan gereğe ulaştõrabilecek şeyle
ilgili, onu bulmaya yarayan bilgi vermek.
Tenten'in Maceralarõ
The Adventures of Tintin (2011- Steven Spielberg)
https://www.youtube.com/watch?v=So8pY62HDvA

Yukarõdaki sahnede yšnetmenin bize ipucu verdiği sšylenebilir, şšyle: ‚izgi filmlerde arpma, dŸşme sahnelerinde karakterin başõnõn
etrafõnda hayali kuşlar/yõldõzlar/É dšner. Burada gerekten kuşlar dšnŸyor. Biz asõl konu ile ilgili kõsma/karakterlere
odaklandõğõmõzdan oradaki espriyi kaõrabiliriz. O nedenle yšnetmen yan sahnedeki olanlarõ daha uzun sŸre gšstermeye devam eder,
hatta oradaki karakterlerin konuşmalarõnõ bile duyarõz. Yšnetmen o hoş detayõ kaõrmamamõz iin ipucu vermiş gšrŸnŸyor.
Bu film her aõdan kusursuz denebilir. Bir şeyi mŸkemmel yapmak da iyi değil, filmin bahsedilen sonraki bšlŸmŸnŸn henŸz ekilmemiş olmasõnda
belki bu da bir etkendir. Bir sonrakinin Ÿzerine katabileceğiniz şeyler bõrakmanõz gerekiyor, sanki.
v. 2

\ 5
Kelimeler
34 s.28 Şub 2025
sosyal medya
s. 7
Tanpõnar, A. H., 1997 (ilk basõm 1946), Beş Şehir, Milli Eğitim Bakanlõğõ Yayõnlarõ
Şehrin aktŸalitesi biraz da bu yeni binalarla Mustafa Kemal'in hayatõydõ. Bu nerde basõldõğõ
bilinmeyen, hatt‰ hi elinize gemeyen, fakat sizden başka herkesin okuduğu ve her ağzõn
beraberce size naklettiği bir gazeteye benziyordu, šyle ki aynõ fõkrayõ, herkesin ‰deta zarur” olarak
gŸnde birka defa birbirine rastladõğõ bu şehirde, bir saat iinde yirmi kişi birden size anlatabilirdi.
gemişte
sosyal medya

❖sosyal medya: genel ağda oluşturulan sosyal ağlar Ÿzerinden kullanõcõlar arasõnda gšrsel ve işitsel
malzeme paylaşõmõnõ, bilgi aktarõmõnõ, haberleşmeyi sağlayan iletişim ortamõ.
v. 2\
6
Kelimeler
34 s.28 Şub 2025
zahireci
❖zahireci: buğday, mõsõr, arpa, bulgur gibi bakliyat
haricindeki tarõm ŸrŸnlerinin ticaretini yapan kişi
anonim
Delisin
1975 - Ergin Orbey
https://www.youtube.com/watch?v=Z78cur7i484
Aralõk 2024, Beykoz

v. 2

\ 7
Kelimeler
Saydam, A., 2017 (ilk basõm 2005), Algõlama Yšnetimi, 8. Baskõ, Remzi Kitabevi
(É) stakeholder strateji literatŸrŸne Anglosakson hukukundan gemiş bir terimdi. Bu terim Anglosakson
hukukunda tõpkõ bizdeki gibi Ôyed-i eminÕ* anlamõnda kullanõlõyordu; yani bir davada hukuki bir anlaşmazlõk
šzŸlŸnceye kadar mal ve mŸlkŸn gŸvenilir ellerde kalmasõ, taraflardan hibirine verilmemesi gerekiyordu.
s. 30
yed-i emin

❖yed-i emin: Bir emanetin kendisine teslim edilebileceği hukuken gŸvenilir kişi.
kitabõn kendisinden
34 s.
v. 228 Şub 2025
klimaks\
8
Kelimeler
34 s.
❖klimaks (climax /κλιµαξ): bir şeyin ulaştõğõ en šnemli
ve heyecan verici Ÿst nokta, doruk/dŸğŸm noktasõ
Cambridge Dictionary
-klimaks: Bir filmde en kritik-krizli anlarõn olduğu sahneyi ifade etmek iin de kullanõlõr. Eski yunancadan gelen bu kelime gemişte
merdiven anlamõna geliyormuş; bugŸn de aşama aşama yŸkselmeyi tarif etmek iin kullandõğõmõz bir kavram. (bkz. alfa/beta/gama
v. 2)
Spartacus
1960 - Stanley Kubrick, Anthony Mann
https://www.youtube.com/watch?v=ouDfr9Jh0s8

1960 yapõmõ bu ŸnlŸ filmde birok šzel sahne, šnemli/kritik sahne var. Genelde filmlerde tek bir klimaks sahnesi olduğu
sšylenir. Bu film šzgŸrlŸkler ile ilgili olsa da, neredeyse aynõ šnemde yanõnda bir aşk hikayesi de işleniyor. Belki pek de
beklenmeyen bir yer filmin asõl doruk/klimaks sahnesi olabilir; yorumlar herkes iin elbette değişebilir. Filmi baştan sona
seyrettiğimizde yukarõdaki sahnenin az šncesinde karakterler arasõndaki konuşmayõ da dikkate alõp dšvŸş sahnesinin sonunda
kendimize gšre yorum yapabiliriz. Filmin sonlarõndaki sakin de denebilecek bu birka dakikalõk kõsõm filmin en etkileyici sahnesi
olabilir. Buradaki vurgu ise, bu sahneyi besleyen taraflarõ olsa bile asõl konudan farklõ olarak; bazen kadõnlarõ bile kõskandõran,
erkekler arasõndaki o šzel dostluk ilişkisidir.
v. 228 Şub 2025

\ 9
Kelimeler
May, R., 2023 (ilk basõm 1975), Yaratma Cesareti, 8. Baskõ, Metis Yayõnlarõ, ‚ev. ve Sun. Alper Oysal
Her cesaret eşidinde rastladõğõmõz tuhaf bir karakteristik paradoks burada karşõmõza õkõyor. Ortadaki karşõtlõk
şudur: Kendimizi tŸm bir dolulukla adamalõyõz, ama aynõ zamanda yanõlõyor olabileceğimizin de farkõnda olmalõyõz.
s. 53
yanõlmak
❖yanõlmak: tanõmayarak, niteliğini iyi anlamayarak aldanmak
34 s.

v. 228 Şub 2025 \
10
Kelimeler
34 s.
ismail
https://screenrant.com/matilda-movie-theory-dark-experiment/
Matilda
1996 - Danny DeVito
❖ismail: ibranice kškenli olup ÔTanrõ duyarÕ anlamõna gelir
https://uzemigunsem.gedik.edu.tr/ismail-isminin-anlami-nedir-detayli-isim-analizi
tanõmõn kõsaltõlmõş hali
Son bulmaca olarak, bu esrarengiz Mr. Pym, šykŸsŸne ÔBenim adõm Arthur Gordon PymÕ diye başlamaktadõr, bu
başlangõ MelvilleÕin ÔIshmael deyin banaÕ sõnõ šncelemekle kalmaz (É)
s. 36
Eco, U., 2019 (ilk basõm 1994), Anlatõ Ormanlarõnda Altõ Gezinti, 14. Baskõ, Can Sanat Yayõnlarõ, ‚ev. Kemal Atakay
https://sony.fandom.com/wiki/Matilda/Transcript

Moby Dick (Beyaz Balina) - Herman Melville
kitabõnõn ilk cŸmlesi olan Ôİsmail deyin banaÕ Matilda filminin kapanõşõnda okunur.
v. 228 Şub 2025

\ 11
Kelimeler
Şengšr, A. M. C., 2015 (ilk basõm 2015), Newton Neden TŸrk Değildi?, 1. Baskõ, Ka Kitap
Hele kaos kavramõnõn bizlere šğrettiği, başlangõ koşullarõndaki en kŸŸk belirsizliklerin, sŸrelerin gidişini bŸyŸk
šlŸde etkilediği gereği, deterministik (yani kuramsal olarak šnceden kestirilebilir) olaylarõn dahi seyrini tahmin
etmenin olanaksõz olduğunu gšsterdi.
s. 56
deterministik

❖deterministik: kuramsal olarak šnceden kestirilebilir
kitabõn kendisinden
34 s.
v. 228 Şub 2025 \
12
Kelimeler
34 s.
Mukherjee, S., 2018 (ilk basõm 2016), Gen, 3. Baskõ, Domingo Yayõnevi, ‚ev. Cem Duran
Fakat Berg'in insan genomunu değiştirme hayalleri kurmadan šnce Ÿstesinden gelmesi gereken bir zorluk vardõ:
VirŸsŸn genomuna yabancõ bir gen sokmak. VirŸsŸn genleriyle yabancõ bir geni yapay yollardan melezlemesi,
genetik bir Ôkimera'* yaratmasõ gerekiyordu.
s. 212
kimera

❖kimera: Yunan mitolojisinde, Anadolu'da yaşayan, kafasõ aslan, kuyruğu yõlan biiminde, gšvdesinden
kei başõ õkan bir yaratõk.
kitabõn kendisinden
https://www.youtube.com/watch?v=EWiuzqUtosg
Gšrevimiz Tehlike 2
Mission: Impossible 2
(2000 - John Woo)
https://transcripts.foreverdreaming.org/viewtopic.php?t=40391
v. 228 Şub 2025
Gšrevimiz Tehlike 2 filminde hem kimera kelimesi anõlõr hem de tanõmõ verilir.

\ 4 Tem 2024 13
v. 1
Kelimeler
ahimsa
arkadaş
dost
aşk
nazik
hastalõk
tesliyet
ağa
sonu
mizansen
34 s.
Temmuz 24\ 4 Tem 2024
14
v. 1
Kelimeler
Oktay, A., 2003 (ilk basõm 2003), EntellektŸel TereddŸt, 1. Baskõ, Everest Yayõnlarõ
Eski İstanbulÕda mimarinin saltanatõna rekabet eden başka gŸzellik varsa o da ağalardõ. Fakat buna rekabet
denilebilir mi? Doğrusu istenirse, ağa; mimarimizin ve bŸtŸn hayatõmõzõn en lŸtžfk‰r yardõmcõsõdõr. Beyaz
mermerle, yontulmuş taşla uyuştuğu kadar, harap atõ ile, sŸsleri bakõmsõzlõktan kaybolmuş, yalağõ kõrõlmõş eşme
ile de uyuşmasõnõ bilir. O gŸneşin altõnda sšylenmiş bir kasideye benzer. [ Ahmet Hamdi TanpõnarÕdan alõntõ ]
s. 143
ağa

❖ağa: mimariye rakip bir gŸzellik
gŸneşin altõnda sšylenmiş bir kaside
kitabõn kendisinden
34 s.

\ 4 Tem 2024 15
v. 1
Kelimeler
Zeldin, T., 2021 (ilk basõm 1994), İnsanlõğõn Mahrem Tarihi, 8. Baskõ, Ayrõntõ Yayõnlarõ
ZerdŸşt dininde Tanrõ anlamõnda kullanõlan sšzcŸk ÔArkadaşÕ sšzcŸğŸdŸr. Dualarõndan biri şšyledir: ÒEy Tanrõm,
ben istemeden sevgi gšsterecek gerek bir arkadaş bağõşla bana.Ó GŸvenebilecekleri, bağlõlõk ve sadakat
gšsterebilecekleri bir arkadaşa ihtiyalarõ vardõr. İdeal arkadaş kabileye dõşarõdan gelen, hibir şey talep etmeyen,
kimseyi boyunduruk altõna almayõ amalamayan kişidir.
s. 424
arkadaş
❖arkadaş: hibir şey talep etmeyen, kimseyi boyunduruk altõna almayõ amalamayan kişi
kitabõn kendisinden

34 s.\ 4 Tem 2024
16
v. 1
Kelimeler
Kutlar, O., 1995 (ilk basõm 1995), GŸndemdeki Sanatõ, 1. Baskõ, Yapõ Kredi Yayõnlarõ
Şimdi, onun o gŸzelim Sait-Yaşar kitabõnõn başõndaki šnsšzde yazdõğõ gibi sessizce rakõlarõmõzõ yudumluyorduk.
Tõpkõ babasõ ve onun arkadaşõ kahveci gibi. ÒUsul usul yağan gŸz yağmurlarõnõn meydanda yaptõğõ su
birikintilerine bakarak ay bardaklarõnda rakõ ierlerdi. Pek konuşmazlardõ. Konuşmuş olmak iin konuşmayõ
oktan aşmõş bir dostluklarõ vardõ.Ó
s. 23
dost
❖dostluk: konuşmuş olmak iin konuşmayõ oktan aşmõş arkadaşlõk
kitabõn kendisinden yorumla

34 s.

\ 4 Tem 2024 17
v. 1
Kelimeler
Eco, U., 2019 (ilk basõm 2004), GŸzelliğin Tarihi, 7. Baskõ, Doğan Egmont Yayõncõlõk, ‚ev. A. Cevat Akkoyunlu, É
aşk
❖aşk: insanõn gŸzel olanõ, var olan tanrõsal gŸzelliği, o biricik oluşu, gšrmesini sağlayan şey insanõ
gŸzelÕleştiren şey
kitabõn kendisinden ve yorumla beraber

Bir dŸşŸnelim hele, gŸzelin kendisini, sade, saf, katõksõz, insan teninin, renklerin ve daha bir sŸrŸ mŸzahrefatõn
kirine bulaşmamõş gŸzeli, kendi olduğu gibi gšrebilen, tanrõsal gŸzelliği kendi olduğu gibi, formunun biricikliği
iinde temaşa edebilen bir insan neler duyar acaba? (É) Ve de beni ikna etti. O beni ikna ettiği iin, şimdi ben de
başkalarõnõ ikna etmeye alõşõyor ve diyorum ki; insan doğasõnõ bu nimete kavuşturabilmek iin AşkÕtan daha iyi
bir yardõmcõ zor bulunur. [ PlatonÕa ait alõntõdan]
s. 41
34 s.\ 4 Tem 2024
18
v. 1
Kelimeler
Guiguzi, 2022 (ilk basõm, ~ M.…. 4. yy), İkna Sanatõ, 3. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Giray Fidan
Ciddi tavõrlar ve nazik ifadeler varsa dõş gšrŸnŸşe bakarak bilgi edinmek imk‰nsõz hale gelir. Eğer durum
bšyleyse duygularõnõ gizle, dŸşmanca davranmaktan kaõn ve hemen oradan ayrõl.
s. 52
nazik

❖nazik: başkalarõna karşõ saygõlõ davranan
34 s.

\ 4 Tem 2024 19
v. 1
Kelimeler
Friedell E., 1999 (ilk basõm 1940), Antik Yunan'õn KŸltŸr Tarihi, 1. Baskõ, Dost Kitabevi Yayõnlarõ, ‚ev. Necati Aa
Kos OkuluÕnun kurucusu bŸyŸk Hippokrates, DemokritosÕun akranõ sayõlõr. …ğretisine gšre, en šnemli faktšr
doğanõn şifa gŸcŸdŸr; bir hekimin gšrevi bu gŸcŸ desteklemektir; hastalõk ahengin (harmonia) bozulmasõ
demektir, o zaman ahenk kendi kendisini yeniden oluşturmaya alõşõr; sağlõk ise karşõtlarõn dengede olmasõdõr.
s. 243
hastalõk

❖hastalõk: ahengin bozulmasõ
kitabõn kendisinden
34 s.
tesliyet
k‰besi\ 4 Tem 2024
20
v. 1
Kelimeler
Hazõrlayan: Muzaffer Reşit, 1969 (ilk basõm 1952), TŸrk Nesir Antolojisi, Varlõk Yayõnlarõ
É bir hayat ile tekrar dirilecek şeylerden šyleleri var ki ben onlarõ, evet h‰l‰ bu yaşta, bu bembeyaz salarla,
annemin dizi dibinde tõpkõ kŸŸcŸk bir ocuk gibi, sšylemek isterdim. Hayatõn šyle dakikalarõ var ki uzun
senelerin mihnetleri arasõndan insanõn ocuk ruhunu ihya eder ve ona yeg‰ne tesliyet k‰besi gibi annesinin
hayalini tavaf ettirir. [ Halit Ziya UşaklõgilÕe ait yazõdan]
s. 14

❖tesliyet k‰besi: annenin dizi dibinde, tõpkõ kŸŸcŸk bir ocuk gibi konuşup teselli edilme umudu ile
tekrar tekrar anneyi anmak/dŸşŸnmek
kitabõn kendisinden yorumla
❖tesliyet: avutma, teselli verme
Osmanlõca SšzlŸk, M. Nihat …zšn 34 s.

\ 4 Tem 2024 21
v. 1
Kelimeler
von Ditfurth, H., 2007 (ilk basõm 1976), Bilin Gškten DŸşmedi, 1. Baskõ, Cumhuriyet Kitaplarõ, ‚ev. Veysel Atayman
Ancak bu durum değişikliği, hem bu dõş etkilerin sonucu olarak bu etkilerin varlõğõna işaret eder, hem de dõş
dŸnyanõn belli bir niteliğini yansõtõr. Bu sŸrecin, madalyonun iki yŸzŸ gibi ifte yŸzlŸ olmasõnda anlaşõlmayacak bir
yan bulunmamaktadõr. Her sebep bir sonuca, bir etkiye yol aar ve sonu, ister istemez kendine yol aan sebebe
ilişkin bir bilgi ierir. İşte evrimin hayal edilmesi bile gŸ bir uyum sağlama ve buluş yapma yeteniğiyle, biyolojik
gerekliğin iindeki bu basit mantõksal ilişkiyi, duruma gšre, yaratõmlarõnõn hayatta kalabilme şanslarõnõ artõrma
doğrultusunda nasõl kullandõğõnõ gšrŸp şaşmamak elden gelmiyor.
s. 161
sonu

❖sonu: kendine yol aan sebebe ilişkin bilgi ieren durum
kitabõn kendisinden
34 s.\ 4 Tem 2024
22
v. 1
Kelimeler
Meri, C., 2020 (ilk basõm 1974,1985), Bu †lke, 61. Baskõ, İletişim Yayõnlarõ
HŸrriyet bir bağõş değil, bir fetih. Zafer acõya katlananõndõr. Zor, hayvana yakõşõr, Ôahimsa'* insana. Şiddet, uuruma
aõlan bir yol; sabõr hakikate.
s. 217
ahimsa

Scheler, M., 1998 (ilk basõm 1928), İnsanõn Kozmostaki Yeri, Ayra Yayõnevi, ‚ev. Harun Tepe
É insan, kendisinin kštŸ ve yõkõcõ bulduğu itkilere karşõ sabõrlõ olmayõ šğrenmelidir. İnsan bu tŸr itkilerle doğrudan
savaşa girişemez, ancak enerjisini -vicdanõnõn iyi ve uygun bulduğu ve kendisinin de yapabileceği- değerli işlerin
[gerekleştirilmesinde] kullanarak, onlarõ dolaylõ bir biimde yenmeyi šğrenmelidir. KštŸye Ôkarşõ koymamaÕ
šğretisinde SpinozaÕnõn da EtiğiÕnde anlamlõ bir biimde ortaya koyduğu gibi, bŸyŸk bir doğruluk bulunmaktadõr.
ss. 101-102
❖ahimsa: Hint ahl‰kõnõn ana ilkelerinden biri: KštŸlŸğe sevgi ile mukabele etmek.
kitabõn kendisinden (Bu †lke)
s. 301
34 s.

\ 4 Tem 2024 23
v. 1
Kelimeler
Tarkovski, A., 2017 (ilk basõm 1985), MŸhŸrlenmiş Zaman, 4. Baskõ, Agora Kitaplõğõ, ‚ev. Mazlum Beyhan
Sinemada mizansen bilindiği Ÿzere bir yerleştirme biimidir ve seilmiş nesnelerin ekim karesindeki
hareketlerini ve kare yŸzeyine gšre konumlarõnõ belirleyen bir kavramdõr. (É) Mizansen, olup bitenlerin anlamõnõ
dile getirmeye yarar. Hepsi bu. Ama bence mizansene bu kadar dar bir sõnõr izmek doğru olmaz.
s. 67
mizansen

❖mizansen: olup bitenlerin anlamõnõ dile getirmeye yarayan ÔyerleştirmeÕ
kitabõn kendisinden
Bir dŸğŸn gŸnŸnŸ konu alan bir sahne iin hangi ev daha uygun olur?
Her birinde bir dŸğŸn sahnesi ekilse aynõ/benzer duygu sšz konusu olabilir mi?
Zamanda Aşk (2013-Richard Curtis) ve Kanlõ DŸğŸn (1981-Carlos Saura) filmleri
Ôdar bir sõnõrÕ izilemeyeceğini gšsteren šrnekler olabilir mi? Yağmurun yağmasõ bir
dŸğŸnŸ mutsuz bir gŸne evirebilir mi? Neredeyse fiziksel hibir dekor yokken bile
anlamõ sanatsal aralarla da verebilir misiniz?
34 s.\
34 s.
24
v. 1
Kelimeler
ufak
zerre
kõrk ambar
serŸven
şema
can havli
mŸtecessis
riayet
menfaat
ivi yazõsõ
Aralõk 2314 Ara 2023

\ 14 Ara 2023 25
v. t
Kelimeler
Boysan, A., 1991 (ilk basõm 1991), İstanbul Esintileri, 1. Baskõ, Bas Yayõnlarõ
Macuncu fõrõldağõnda oynamak, uzaktan tabağa metal para atmak, Çbul karayõ al parayõÈ gibi oyunlar, cepteki
paranõn miktarõna bağlõ olarak oynanõrdõ. Bunlar ufak oyunlardõ ama biz de ufaktõk.
s. 43
❖ufak: šnemsiz
yaşa daha kŸŸk olan
ufak

34 s.
DŸnyada bir zerre yoktur ki gŸzel yazõlmak şartõyla bir mevzž-õ mŸhim addedilmesin.
ålem-i şemsin ahv‰lini tasvir etmekle bir hurdeb”n” bšceğin kalbini teşrih eylemek edebiyata mŸsavidir. \ 14 Ara 2023
26
v. t
Kelimeler

zerre
❖zerre: ok kŸŸk paracõk

s. 11
Samipaşazade Sezai, 2021 (ilk basõm 1891), KŸŸk Şeyler, 1. Baskõ, Kopernik Kitap
GŸzel yazõldõğõnda dŸnyada değerli ve šnemli olamayacak tek bir kŸŸk/šnemsiz şey yoktur.
Edebi olarak, k‰inatõ anlayõp anlatmaya alõşmakla minicik bir bšceğin kalbini tasvir etmenin kõymeti aynõdõr.
Sayfa altõnda bulunan sšzlŸkten de faydalanarak vurguyu
verebilecek az bir yorumla birlikte gŸnŸmŸz tŸrkesindeki hali
34 s.

\ 14 Ara 2023 27
v. t
Kelimeler
Meri, C., 1964 (ilk basõm 1964), Hind Edebiyatõ, Dšnem Yayõnlarõ
İlk Puranalarõn Mahabharata ile yaşõt olduğu sšyleniyor. Sonuncular İsaÕdan bin yõl gen. Kimi bŸyŸk, kimi kŸŸk.
Kiminde bir tarikatõn inanlarõ billurlaşmakta, kimi bir vukuat cedveli. MŸzikten, gramerden, tõptan, şiirden sšz
aanlarõ var. Puranalar tam bir kõrk ambar. Başka bir deyimle dŸzensiz bir ansiklopedi.
s. 51
❖kõrk ambar: dŸzensiz ansiklopedi
kitabõn kendisinden

kõrk ambar
34 s.\ 14 Ara 2023
28
v. t
Kelimeler
Szerb, A., 2008 (ilk basõm 1941), DŸnya Yazõn Tarihi, 1. Baskõ, Dost Kitabevi Yayõnlarõ, ‚ev. Vural Yõldõrõm
s. 51
❖serŸven: yazgõnõn karşõtõ
kitabõn kendisinden

serŸven
Arthur'un şšvalyeleri serŸvenler aramak iin yola õkarlar. SerŸven şšvalye yaşam anlayõşõnõn en šnemli šğesidir,
yazgõnõn tamõ tamõna karşõtõdõr; serŸven yazgõnõn kitabõna neredeyse hi uymayan, beklenmedik bir olaydõr:
Yenilmesi gereken beklenmedik bir dev, kurtarõlmasõ gereken -olasõlõkla kadõnsal yalnõzlõğõndan da- beklenmedik bir
kadõn- derken, şšvalye yoluna devam eder, sanki hibir şey olmamõş gibi, daha sonraki serŸvenlerine doğru ilerler.
s. 191
34 s.

\ 14 Ara 2023 29
v. t
Kelimeler
Dennett, D., 2017 (ilk basõm 1991), Bilin Aõklanõyor, 1. Baskõ, Alfa Basõm Yayõm, ‚ev. Sibel Kibar
şema
Ancak bu sistemlerin sõnõrlarõ da bellidir. Benim iddiamõ doğruluyorlar: Somut yanõlsamalarõ idame ettiren, fiziksel
kopyalarõn ve şemalaştõrmalarõn (gšrece kaba bir temsili) eşitli kombinasyonlarõndan ibarettir. En iyileri bile bir
andan daha fazla bir sŸreliğine gerek olduğu hatasõna dŸşemeyeceğiniz sanal sŸrrealizmin deneyimleridir.
s. 15

❖şema: kaba bir temsil
kitabõn kendisinden
34 s.
Birincil tekil kişi kipine rağmen MallarmŽÕnin bu dizeleri, kendi BenÕine ait olduğu kadar …tekiÕnin BenÕine de
aittir. Umarsõz sesine rağmen yine de bir can havli metni olarak okuyamõyorum şiiri. ‚ŸnkŸ nice abalar sonunda
yetkinleştirilmiş, bir biim/biem yansõtõr. Oysa can havli metni, neredeyse biim kazanmamõş olandõr; sezişler,
yanlõşlar, denenmemişler toplamõdõr. \ 14 Ara 2023
30
v. t
Kelimeler
Oktay, A., 2017 (ilk basõm 1991), Gizli ‚ekmece, 3. Baskõ, Doğan Egmont Yayõncõlõk

can havli
❖can havliyle: šlŸm korkusundan doğan gŸlŸ bir tepki ile

s. 238
34 s.

Avluya õktõm. Bizim memleketlerde gšrmiye alõşõk olmadõğõmõz berrak bir aydõnlõk vardõ. Ayõn parlak simasõ, şu taş
zindan iindeki fecaat-i hayata aõlmõş mŸtecessis bir gšz gibi bahenin her tarafõnõ seyrediyordu. İngilizlerin
ieriye girmesine m‰ni olamadõklarõ yeg‰ne yabancõ ehre bundan ibaretti. \ 14 Ara 2023
31
v. t
Kelimeler
Hazõrlayan: Muzaffer Reşit, 1969 (ilk basõm 1952), TŸrk Nesir Antolojisi, 2. Baskõ, Varlõk Yayõnlarõ
HŸseyin Cahit YalõnÕait yazõdan

mŸtecessis
❖mŸtecessis: gizliyi arayan, gizliyi gšzetleyen

ss. 39-40
34 s.
Toplumda yerleşecek hayvan sevgisi, şefkat ve merhamet hissi, o millete sŸkžnet iinde yaşamak, hak ve hukuka
riayet hislerinin yerleşmesini sağlayacaktõr. \ 14 Ara 2023
32
v. t
Kelimeler

riayet
❖riayet: uyma

s. 115
Nesin, A., 1980 (ilk basõm 1973), Hayvan Deyip de Geme, 3. Baskõ, Adam Yayõncõlõk
34 s.

Kelimeler de tabular vardõr. Ôİnsanlarõn oğunun sšyledikleri metali eritirÕ derler, onlarõn sšylediklerinde kendi
menfaatlerini dŸşŸndŸklerinden arpõtmalar vardõr. \ 14 Ara 2023
33
v. t
Kelimeler

menfaat
❖menfaat: õkar

s. 30
Guiguzi, 2022 (*), İkna Sanatõ, 3. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Giray Fidan
* eserin tahmini olarak ortaya õkõşõ M.…. 4.-2. yŸzyõl arasõ
34 s.
❖xx
\ 14 Ara 2023
34
v. t
Kelimeler
kŸnyeform ≟ cuneiform ≟ ivi yazõsõ ≟ É
❖ivi yazõsõ: eski Farslarõn, Medlerin ve Asurlularõn kullandõğõ yazõ

Halikarnas Balõkõsõ, 2016 (ilk basõm 1980), Merhaba Anadolu, 9. Baskõ, Bilgi Yayõnevi
Because we have no written records, we have no answers to these questions. The earliest written records come relatively
late in the history of humankind. Cuneiform script and hieroglyphics, the earliest forms of writing, are only about five
thousand years old, much more recent than the emergence of modern man.
s. 2
Andreasen, N. A., 2005 (ilk basõm 2005), The Creating Brain, Dana Press
Aynõ zamanda tapõnaklar kutsal yerler olduğu iin parasõ ve değerli taş madenleri olan herkes alõnmalarõndan korktuklarõ iin
tapõnaklara teslim ediyordu. Bu nedenle tapõnaklarda bol miktarda para ve değerli madenler, taşlar bulunurdu. GŸneydoğu
AnadoluÕda bulunan toprak tabletlerin bazõlarõnõn ŸstŸnde ÒKŸnyeformÓ yazõsõyla yazõlmõş senetler bulunmuştur.
s. 35
❖cuneiform: denoting or relating to the wedge-shaped characters used in the ancient writing systems of Mesopotamia,
Persia, and Ugarit, surviving mainly on clay tablets.
Definitions from Oxford Languages (Google)
https://cuneiform.neocities.org/CWT/howtowritecuneiform?

34 s.

menemenazdacorba
Fõrõn
Burada hazõrlanmasõ planlanan bazõ yeni ierikler ve gŸncellenecek bazõ başlõklar ile ilgili notlar paylaşõlacaktõr. Bununla birlikte ok daha
šnceden planlanan ancak pek yakõnda hazõrlanamayacak başlõklarõn da bazõlarõ verilerek onlardan alõntõlar eklenecektir.
v. 1
Fõrõn20 Şubat 2025
hazõrlanacak ierikler ve gŸncellemeler hakkõnda notlar
yeni ierikler ve gŸncellenecek başlõklar ile ilgili notlar
adõ geen ieriklerden/dosyalardan ilgili kõsõmlar
pek yakõnda hazõrlanamayacak başlõklara ait alõntõlar ve notlar
kõsa giriş:
v. 1
Fõrõn \ 20 Şubat 2025
2\
12 s.
Bu dosyanõn adõ, hesabõn kurulduğu ilk dšnemde bilgisayarda oluşturulan ve yapõlacaklar ile ilgili notlarõn eklendiği
klasšrŸn adõ idi: fõrõnÕa verilmeyi bekleyen konular/başlõklar.
Birok konuda, hem yapmayõ istediğimiz hem de yapmaktan o an keyif alacağõmõz şeyleri; fiziksel/zihinsel enerjimize
uygun olacak şekilde seip yapmaya gayret ederiz. Bundan dolayõ mŸmkŸn ol duğu kadar yapacaklarõmõzõ/
yapabileceklerimizi uygun bir sõraya koymaya alõşõrõz, ŸnkŸ bu her yaptõğõmõzõn sonucuna yansõr. Yapmayõ sevdiğimiz bir
yemeğin tadõ bile her zaman aynõ olmayabilir; zorunda kalõp yaptõğõmõzda veya bir malzemeyi tam istediğimiz gibi
bulamadõğõmõzda. Zoraki yapõlanlarõn da canõm ne isterse onu yaparõm hoyratlõğõnõn da; bize de başkasõna da pek faydasõ
olmayacağõnõ biliriz. Uygun bir denge enerjimizi ve kaynaklarõmõzõ daha iyi değerlendirmeyi olanaklõ kõlar.
…rneğin teyzelerin romatizmalarõnõ şiddetlendiren yağmurlu/karlõ ama bereketli bu havalarda; yapsam iyi olur dediğim ve
pek de fõrsat bulamadõğõm dosyalarla ilgili dŸzenlemeleri paylaşmaya alõştõm.
Fõrõn dosyasõnõ ÔAgšzlŸlŸkÕ sayfasõnda (menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 ) belirttiğim bir rahatlamayõ yaşamak iin de
oluşturdum, denebilir. Bununla birlikte Ôaltõ ay iindeÕ yapacağõmõ sšylediğim bir gŸncellemeyi veya iki-Ÿ yõl šnce
hazõrlayacağõmõ sšylediğim yeni bir başlõğõ neden h‰l‰ yapamadõğõm ile ilgili notlarõ eklemek iin de oluşturdum, denebilir.
Kõsõmlar:

-F‰r‰b” konulu ve ÔBilim ve SanatÕ başlõklõ ierikleri hazõrlayacağõmõ daha
šnce belirtmiştim.
-sšzelÕci fenÕci konulu ierik iin de burasõ ok uygun. Yer tutma iin
bõrakabilirdim, kõsa bir ierik olduğundan ve diğer hazõrlayacağõm
başlõklarõ fazla geciktirmeyeceğinden onu da tamamlayõp paylaşacağõm.
-Cemil Meri bu ay karar verdiğim ok yeni bir başlõk, aklõma getiren eser
ile birlikte bir šn paylaşõm olarak hazõrlayacağõm. 100 noluÕdan sonra yeni
yapacağõm başlõklarõn sõralamasõnõ nedense bir tŸrlŸ kafamda
kesinleştiremiyordum. Nedeni yŸzbirinci yani 1. sõrada olmasõ gereken
ÔCemil MeriÕdi belki de.
-…fke, ilgili kaynaklarda anõldõğõndan bağõmlõlõkla ilgili olan Dõt DõtÕõn ne?
v.3
iin hazõrlamak istediğim başlõklardan biri idi. Cemil Meri ile ilgili eserde
ÔšfkeÕ ile ilgili kõsa bir kõsõm da olduğundan ardõndan bu başlõğõ yapmak
uygun olur diye dŸşŸndŸm.
-Sanat ve Bilim
v. 3 başlõğõnõ šzellikle biimsel olarak ve birka yeni alõntõ ile
gŸncelleyip ÔBilim ve SanatÕ başlõğõndan šnce paylaşacağõm. ÔBilim ve
SanatÕ kõsa bir ierik olacak, elbette ÔSanat ve BilimÕ başlõğõna da
gšnderme yapacağõm.
-Dõt DõtÕõn ne?
v.3 ieriğini dšrdŸncŸ versiyon ile gŸncelleyeceğimi
sšylemiştim. Aklõmda ikisi kŸŸk biri bŸyŸk Ÿ yeni başlõk vardõ. O
başlõklara ait fikirleri orada verip yeni versiyonda da gerekli kadarõndan
bahsedip o başlõklara referans gšndermeyi planlõyordum. Aõkcasõ en son
sadece kŸŸk olan iki taneyi yapmaya karar vermiştim. Ancak -tam da
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 dosyasõnda ÔBaşlõklar ne zaman
hazõrlanõyor?Õ altõnda belirttiğime šrnek olacak bir şekilde- Kelimeler
v. 1
dosyasõnõ hazõrlarken MŸhŸrlenmiş Zaman (Andrey Tarkovski) kitabõnda
rastladõğõm fotoğraf fikrimi değiştirdi ve uzun olan Savaşmak
v.1 ieriğine
başladõm. Hazõrlamaya başlayõnca birazcõk daha bŸyŸdŸ, bundan dolayõ
Ôtahminen altõ ay iindeÕ hazõrlayacağõmõ sšylediğim ÔDõt DõtÕõn ne?Õ iin
yeni versiyonu hazõrlamak bayağõ štelendi.
-Savaşmak
v.1 iin ikinci versiyona başladõm; hatta taslak olarak da ekledim,
Savaşmak
v.2 /Taslak. Ancak bu taslakta hem olan kõsõmlara kŸŸk ekler ve
dŸzeltmeler var, hem de eklenecek yeni kõsõmlar var. Bundan dolayõ kŸŸk
eklemeleri yaparak ikinci versiyonu paylaşabilirim ve ieriğin tamamõnõ da
ŸŸncŸ bir versiyon ile yayõnlayabilirim. Zihinsel ve fiziksel olarak yoğun
bir enerji gerektirdiğinden buna zaman ierisinde karar verebileceğim.
v. 1
Fõrõn \ 20 Şubat 2025
3\
12 s.
Hazõrlayacağõm ve sõralamasõ belli olan yeni ierikler / GŸncellenecek ierikler :
102. …fke
101. Cemil Meri
100. Bilim ve Sanat
99. sšzelÕci fenÕci (konu veya başlõk)
98. F‰r‰b” (konu veya başlõk)94.Savaşmak
v. 2, v. 3 63. Dõt DõtÕõn ne?
v. 4
1.Sanat ve Bilim
v. 4
yeni ierikler ve gŸncellenecek başlõklar ile ilgili notlar
v. 1
Fõrõn\ 20 Şubat 2025
4\
12 s.
Başlõklarõn veriliş sõrasõnõ kimi zaman konularõn birbirleriyle ilişkili olmalarõ belirliyor. …rneğin Bakalõm, hangimiz yõldõz olabileceğiz
v. 1, reklam
v. 1 ve
orap/ayakkabõ
v. 1 aralarõnda ilişki olanlara šrnek olarak gšsterilebilir. Belli bir zamana/dšneme/yere uygun olmasõna gšre de o başlõk yapõlabiliyor.
…rneğin ÔaraÕ anlamõna gelen intermezzo
v. 1 başlõklõ ierik kõsa bir aradan ve biim değişiminden šnce yapõldõ; veya 100 nolu ieriğin başlõğõ
ÔBilim ve SanatÕ olacak. ‚ŸnkŸ ilk ierik hesabõn bakõş aõsõnõ da ifade eden Sanat ve Bilim
v. 3 idi. Aralarõnda kŸŸk bir ilişki olacak.
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 dosyasõndan, s. 21
Bu başlõktan sonra Farab” (F‰r‰b”)Õnin İdeal Devlet kitabõndaki sunuş yazõsõnõn verildiği bšlŸm ile ilgili kõsa bir ierik paylaşacağõm. Bir anlatõm iin
hazõrlayacağõm dosyayõ ierik olarak da paylaşmak iyi bir fikir gibi geldi. …rneğin yer bilimleri veya coğrafya gibi bazõ disiplinlere pek ilgi duyamadõğõm
gibi salt/yoğun dini konularõn anlatõldõğõ eserlere karşõ da bir ilgim yok. Ancak irdeleme, dŸşŸnme, kõyaslama, yorumlama, É ieren ve bunu hakkõyla
yapan insanlarõn eserlerini gšrmek/okumak ok değerli. Batõ kŸltŸrŸne daha aşina olduğumuzdan, konu ile ilgili belli bir eğitimimiz de yoksa šzellikle
dilden dolayõ anlatõlanlarõ anlamak ve kavramak zor; olduğu kadarõnda da ok daha fazla hata/eksik olacaktõr. SšzlŸğŸ aõp karşõ gelen kelime
anlamlarõnõ (hangi anlamõ ?) bulmak ve yazõlanlarõ anlamak o kadar kolay olsa idi; yõllarca alõnan eğitimin verilen emeğin, ne anlamõ kalõrdõ? KŸŸk bir ek
farkõnõn, onlarca yŸzlerce detayõn yaratacağõ mana farklarõnõ gšrebilmek/aõklayabilmek ancak uzmanlarõnõn yapabileceği bir şey. (É)
…zel bir dŸşŸnŸr/filozof olan F‰r‰b”Õyi biraz tanõtmak ve okunmasõna vesile olmak iin, šzellikle bu disiplinlere uzak olup gemişte benim gibi yanlõş bir
bakõş aõsõna sahip olanlar iin hatalarõ/eksikleri ile beraber bir sonraki başlõğõ yine de hazõrlayacağõm.
Sadelik
v. 1 ieriğinden, s. 16
Mart-Haziran 2024Õde šn notlarla ara ara hazõrlananlarõ paylaştõğõm bu versiyonda; Eric R. KandelÕõn kitabõndaki ilgili bšlŸmde paylaşmak istediklerimin
tamamõnõ paylaştõm. ݍerikte gšrdŸğŸm kadarõyla dŸzen ve yazõm konusundaki dŸzeltmeleri de yaptõm. Aslõnda, ieriği tamamladõm. Sadece biraz ara
verdikten sonra, tahminen altõ ay iinde eklemeyi planladõğõm birka yazõ daha olacak. Onlarõ da dšrdŸncŸ versiyon olarak paylaşacağõm.
Dõt DõtÕõn ne?
v. 3 ieriğinden, s. 38
adõ geen ieriklerden/dosyalardan ilgili kõsõmlar

v. 1
Fõrõn\ 20 Şubat 2025
5\
12 s.
VoodooÕlandõm ya da bŸyŸlendim !
Elinizde malzeme olmasõ hepsini yemeğe dšnŸştŸrebileceğiniz anlamõna gelmiyor. İnsani sõnõrlar da sšz
konusu, arada dinlenmek gerekiyor.
Salgõn sonrasõ biraz daha kolay sağlõk problemleri yaşamaya başladõk. Soğuk algõnlõğõndan gõda zehirlenmesine
uzanan bir yelpazeÉ
En son ÔVoodoo BebeğiÕ ni hazõrlamõştõm. Ne olduysa orada oldu ya da olağan bir yorgunluğa rast geldi.
Gõlgamõş Destanõ ile ilgili olan İlham Kaynağõ
v. 1 ieriğinde dallarõndan mŸcevherler sarkan bir ağa vardõ. Bu ağalarla dolu
bir ormana girdiğinizi dŸşŸnŸn; muhteşem tasarõma sahip kŸpeler, kolyeler, halhallar É da var. Dokunabiliyorsunuz,
bakabiliyorsunuz. Hepsi bŸyŸleyici. Hatta alõp gitme hakkõnõz da var. Ne kadar alõrsõnõz? AgšzlŸlŸk yapõp neredeyse hepsini
yanõmõzda gštŸrmek isteriz, değil mi? Doğamõz bšyle. GŸzel olana, değerli olana ve mŸmkŸnse de hepsine sahip olmak
isteriz. Peki mŸmkŸn mŸ? Hayõr.
Hepsini alamayacağõz. ‚ok daha fazlasõnõ gštŸrebilmek iin areler dŸşŸneceğiz, aklõmõz da alamadõklarõmõzda kalacak.
Voodoo Bebeği
v. 2 ieriğinden sonra aşağõdaki paylaşõmõ yapmõştõm. Fiziksel ve zihinsel yorgunluk agšzlŸlŸkle birlikte
artabiliyor. Hazõrlayacağõm başlõklar var, sanki o alõntõlarõ yanõmda taşõyor gibi hissediyorum. ݍerikleri hazõrlayõp bitirince
kargo ile eve yollayabildiğim mŸcevherler gibi oluyor, rahatlõyorum. Bir ikilem sšz konusu. HenŸz aşamadõm. Mesela
amacõm bu Ôhakkõnda dosyasõÕnõ hazõrlayarak dinlenmek idi. DšrdŸncŸ kõsmõ tam bšyle planlamõyordum. Sonra yine aynõ şeyi
yaparken buldum kendimi. Okudu ğum kitaplar tam da sšylemek istediklerimi nasõl sšyleyebileceğimi ya da
sšyleyebileceklerim konusunda ok kõşkõrtõcõ oldular. İşte insan neyi ararsa onu buluyor ya da gšrŸyor; agšzlŸlŸkten de geri
duramõyor.
AgšzlŸlŸk
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 dosyasõndan, s. 28
adõ geen ieriklerden/dosyalardan ilgili kõsõmlar
Pek yakõnda hazõrlanamayacaklar
Buradaki başlõklar hesabõn kurulduğu ilk zamanlarda oluşturuldu, hatta bazõlarõnõ hazõrlamaya da başladõm. Ancak eldirici başka konular veya
sebepler nedeni ile štelendi. Yapõlmasõ gereken zamanda, odağõm olduklarõ dšnemde yapamadõm. Yani başka baharlara kaldõlar, ancak bu
demek değil ki unutulacak. Zaten kesin hazõrlanacak olanlarõ buraya ekledim.
…zellikle burada yanlõş anlaşõlma olmamasõ iin şunu belirteyim: šrneğin doğu/batõ ve d‰h” konulu başlõklarda Huri İslamoğluÕnun kullandõğõ
Ô‰rõz”Õ kelimesinin geerli olduğunu, birok konuda geerli olanõ ok gŸzel ifade etttiğini dŸşŸnŸyorum. …rneğin ilk başlõklardan olan doğu/batõ
konusunu iptal edip etmemek arasõnda kaldõm. Daha sonra sadece alõntõalarõ vereceğim kõsa bir başlõk olarak yapmaya karar verdim. Veya d‰h”
konulu başlõk iin alõntõlarõn da akla getirdiği Ôhop atladõm, zõpladõm uzay ağõndayõm, kod yazõyorumÕ sloganõ ile Ah GŸzel İstanbul (1966 - Atõf
Yõlmaz) filminde geen Ômilli hastalõğõmõz, her şeyin kolayõna kamakÕ: bu yorumlarõ/alõntõlarõ yine vereceğim. Ama iki başlõk iin de; şu an o
yõllardaki gibi dŸşŸnmŸyor ve kabul etmiyorum. Bir durumun hangi şartlar altõnda ortaya õktõğõ da šnemli, şartlarõn sŸrekli devam edip etmediği
de šnemli; ŸnkŸ Ôo durumunÕ gemişini/şimdisini/geleceğini belirliyor. Ayrõca herkesin bildiği Ÿzere, bir yšnden kštŸ olanlar başka yšnden iyi
olan şeylerin zeminini de hazõrlar. İşte bunu unutmak bile ‰rõz” Ôdir. İyi ve kštŸ olanõ/gšrŸneni/gšsterileni/É abartmak da ‰rõz” Ôdir.
v. 1
Fõrõn\ 20 Şubat 2025
6\
12 s.
pek yakõnda hazõrlanamayacak başlõklara ait alõntõlar ve notlar

Sulak Bir Gezegenden …ykŸler - Sargun A. Tont
Tont, S. A., 1997 (ilk basõm 1997), Sulak Bir Gezegenden …ykŸler, 1. Baskõ, TŸbitak PopŸler Bilim Kitaplarõ
v. 1
Fõrõn konu: elişki \ 20 Şubat 2025
7\
12 s.
s. 2
Bilimler ve Sanatlar †zerine Sšylev
Jean-Jacques Rousseau
Rousseau, J.-J. 2022 (ilk basõm 1750), Bilimler ve Sanatlar †zerine Sšylev,
14. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Sabahattin EyŸboğlu
v. 1
Fõrõn konu: kapitalizm\ 20 Şubat 2025
8\
12 s.
BŸyŸk Buhran
v.1 ieriğinden, s. 10
Bir şey abartõlõp ok yŸceltiliyorsa veya tersi yerlerde sŸrŸndŸrŸlŸyorsa biraz uzaklaşõp bakmakta fayda olabilir. Elbette yõllarca ciddi bir literatŸr taramasõ
yapmadan ve ilgili dšnemin şartlarõ gšz ardõ edilerek Ôşu anÕ fikir bey‰n etmek doğru olmaz (-izm hangisi olursa olsun); ancak fiziksel emek kadar zihinsel
emek de değerlidir, zihinsel emek kadar fiziksel emek de değerlidir. İnsanlõğõn ortak birikimi ve katkõsõ, daima, hem fiziksel hem de zihinsel emeğe
dahildir. Odağõ abartõnca bazõ şeyler gšzden kaabiliyor.
‚otuksšken, Y., 2005 (ilk basõm 2005), Uygulamalõ TŸrk Dili, 1.
Baskõ, Papatya Yayõncõlõk
Uygulamalõ TŸrk Dili
Yusuf ‚otuksšken

GŸlŸn Adõ - Umberto Eco
v. 1
Fõrõn
Eco, U., 1993 (ilk basõm 1980), GŸlŸn Adõ, 6. Baskõ, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Şadan Karadeniz
konu: bir ve aynõ\ 20 Şubat 2025
9\
12 s.
s. 29
EntellektŸel TereddŸt - Ahmet Oktay
Oktay, A., 2003 (ilk basõm 2003), EntellektŸel TereddŸt, 1. Baskõ, Everest Yayõnlarõ
v. 1
Fõrõn konu: d‰h”\ 20 Şubat 2025
10\
12 s.
ss. 105-106
* mavi kalemle bir kõsmõ gšrŸnen de Cemil MeriÕden verilecek alõntõya aittir.

Alaklõğõn Evrensel Tarihi
Jorge Luis Borges
Borges, J. L., 1993 (ilk basõm 1935), Alaklõğõn Evrensel Tarihi, 3.
Baskõ, Telos Yayõncõlõk, ‚ev. Zeynep ‚ağlayan
v. 1
Fõrõn konu: doğu / batõ\ 20 Şubat 2025
11\
12 s.
ss. 65-66
https://www.youtube.com/watch?
v=yZZlwnl4Rec&list=PL0gMcF5aNgrMdaPAVhjTjL46ltXDfw2NY
ÒBurada Batõ'nõn başarõlarõnõn ve son iki yŸzyõllõk dŸnya tarihi Ÿzerinde kurmuş
olduğu egemenliğin yadsõnmasõ sšz konusu olamaz. Ancak bu egemenliğin ve
başarõlarõn tarihsel olarak arizi olduğuna ve Batõ'nõn sahip olduğu mutlak ve
zaman iinde pek de değişmeyen šzelliklerin sonucu olmadõğõna dikkati ekmek
istiyorum. Başka bir deyişle, burada eleştirilen aslõnda arõzi bir şekilde ortaya
õkmõş šğeleri mutlak kategoriler halinde sunarak tarihte farklõ bšlgelerin başarõ
veya başarõsõzlõklarõnõ mutlaklaştõran bakõş aõlarõdõr.Ó
ss. 21-22 Aõlõş yazõsõ, Huri İslamoğlu
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 dosyasõndan, s. 73
~ son bšlŸmlerde; BorgesÕin anlattõklarõnõn ne zaman gerekten olduğunu ne
zaman kurgu olduğunu kestirmenin gŸ olduğu da sšyleniyordu
Kelimeler ve Şeyler - TRT 2
Neden Avrupa Tarihi?
der. Huri İslamoğlu
der. İslamoğlu, H., 1997 (ilk basõm 1994), Neden Avrupa Tarihi?,
İletişim Yayõnlarõ
Sõralama
v.2 ieriğine de bakabilirsiniz.
May, R., 2020 (ilk basõm 1953), Kendini Arayan İnsan, 19.
Baskõ, Okuyan Us Yayõnevi, ‚ev. Kerem Işõk
v. 1
Fõrõn konu: mizah\ 20 Şubat 2025
12\
12 s.
ss. 60-61
Yahşi Batõ
2009 - …mer Faruk Sorak
Kendini Arayan İnsan
Rollo May
https://www.youtube.com/watch?v=U_KrB31T84g
Mizahõn da talep ettikleri vardõr; šrneğin Yahşi Batõ filminde
yukarõdaki sahnede sadece ÔakbilÕ lafõna gŸlebiliriz; ancak
hafõzamõz iyi ise veya yakõn zamanda İyi, KštŸ ve ‚irkin (The
Good, The Bad and The Ugly) (1966 - Sergio Leone) filmini
seyretmişsek; aynõ kitaplardaki gibi, burada da katmanlõ bir
anlam/mizah olduğunu fark edebiliriz. ÔBillÕ bilmiyorumun
bilÕi de olabilir, akbil in bilÕi de olabilir veya kŸlt filmde adõ
sŸrekli geen ÔBill CarsonÕ a gšnderme de olabilir.

Hatalar
v. 1
Hatalar
Hata ve DŸzeltme Notlarõ
Bu dosya, ilk zamanlar bireysel ama iin hazõrlanacak; sonra biraz daha okuyucu dostu haline getirilecektir. ݍeriklerin bazõlarõna -az ya da ok- yeni
alõntõlardan eklemeler olacak; bazõlarõnda biimsel değişiklikler de yapõlacak. Hatalarõ dŸzeltmek iin yeni bir versiyonu paylaşmak yerine buradaki
notlar dikkate alõnarak ieriklerin gelecek versiyonlarõ hazõrlanacaktõr. Yeni başlõklarõn hazõrlanmasõ daha šncelikli olduğundan; šrneğin buradaki bazõ
başlõklarõn gŸncellenmesi iin šngšrŸlen en yakõn zaman iki-Ÿ yõl sonrasõdõr; bu dosyanõn hazõrlanma nedenlerinden biri de budur.
Hatalar rastlantõlar veya denk gelmelerle eklenmektedir. …rneğin 13 nolu ierikte ÔbirÕ hata veya dŸzeltme verildiğinde, o başlõkta tek hatanõn veya
dŸzeltmenin ÔverilenÕ olmadõğõ anlaşõlmalõdõr; yani başka hata veya dŸzeltmeler mutlaka vardõr. Kõsacasõ, zamansal ve bireysel olarak belli bir emek
gerektirdiğinden en baştan itibaren kontrol edip, tŸm hatalarõ/dŸzeltmeleri bulmak ve buraya yazmak mŸmkŸn değildir. Taslak halinden sonra
paylaşõlan bu birinci versiyon iin yeni hatalar eklenmiştir.
menemenazdacorba
v. 1
Hatalar
yanlõş doğru
no. ierik sayfa aõklama
46 Perili Kšşk
v. 1
belli bir anlatõm vurgusu ile başlõğõn oluşmasõna katkõsõ olan ve unutulan, šykŸye ait
video bağlantõsõ eklenecek, https://www.youtube.com/watch?v=79J9LTbdfC8
85 başkalarõnõn bakõşõ
v.1 18 hayatõmõzõ adamanõz hayatõmõzõ adamamõz
Kelimeler
v.1 4
dostluk: konuşmuş olmak iin
konuşmayõ oktan aşmõş arkadaş
dostluk: konuşmuş olmak iin
konuşmayõ oktan aşmõş arkadaşlõk
45 iş yaptõrma
v.1
5 yanlõşlõkla silinmiş olan diyaloğun nerede getiği notu; ÕAyieği tarlasõÕ eklenecek
77 Tuhaf Şeyler
v.1
27
kitaba ait yanlõş yazõlan referans bilgisi dŸzeltilecek
Eco, U., Rorty, R., Culler, J., Brooke-Rose, C., 1996 (ilk basõm 1992), Yorum ve Aşõrõ Yorum, Can Yayõnlarõ, ‚ev. Kemal Atakay
71 Beni Kategorize Etme
v.1
1
başlõk şarkõ sšzŸne ait olduğundan tõrnak iine alõnacak;
bu ieriğin ilk olarak hazõrlanan bir hali olduğundan gelecek versiyonda burada
versiyon numarasõnõn yanlõş yazõldõğõ ile ilgili (2 yerine 1 yazõldõğõ) not dŸşŸlecek
ilk Yetişkin Oyunlarõ
v.ilk
4 kŸŸk nŸanslar varsa nŸanslar varsa
20 Orson Welles / Tõrtõl
v.1
1 paralellik iin Ôbana 5 ayna lazõmÕ yerine Ôbana 5 sõrlõ ayna lazõmÕ yazõlacak \
4
220 Kas 2024

\ 4
3
v. 1
Hatalar
83 zengin ve fakir
v.3
39
kitaba ait yanlõş yazõlan referans bilgisi dŸzeltilecek
Boysan, A., 1991 (ilk basõm 1991), İstanbul Esintileri, 1. Baskõ, Bas Yayõnlarõ
71, 54 ‚irkinlik/GŸzellik
v. 3, Dil
v. 3 ‚irkinlik/GŸzellik
v. 2, Dil
v. 2
yanlõş doğru
no. ierik sayfa aõklama
3 Karasevdam Anadolum - Fikret Otyam Gizli ‚ekmece - Ahmet Oktay
13 Korku/Umut/Fal/Astroloji/‚škŸş
v.3
5
ÔBšyle kaygõ, korku ve endişe dolu dšnemlerde; gŸven duygusunun yitirildiği dšnemlerde genlerdeki
ÔumursamazÕ gšrŸnen tavõr; aynõ batõl inanlar gibi kişinin bŸtŸnlŸğŸnŸ koruma gayretindendir.Õ
ifadesi dipnot olarak verilmeliydi, ana metin ile ilişkisi olmayan bu kõsõm iin gerekli
dŸzeltme yapõlacak
40 intermezzo
v.1
1
Ôbizi manipŸle eden eserlere de dšnŸşŸrÕ yerine
Ôbizi manipŸle eden ŸrŸnlere de dšnŸşŸrÕ yazõlacak
50 reklam
v.1
6 kullanmõşardõr kullanmõşlardõr
88 huni
v.t/1
4
video da gšrŸlen resim/izim ile alõntõlarda adõ geen resimlerin aynõ ressama ait
olduğu gibi yanlõş bir anlam ortaya õkabileceğinden ifadeler dŸzeltilecek
89 doz
v.g
2, 5
Ôhep et tŸketenler hastalanõyorduÕ ile kitaptaki hali Ôhep et tŸketenler
hastalanõyorlardõÕ ifadesi farklõ olduğundan, değiştirilecek ya da not dŸşŸlecek
90 Deli
v.g
5
yšnetmen ve filmlerinden bahsederken, diğer bazõ filmlerin de adõ geince yanlõş
anlamaya aõk ifadeler kullanõlmõş, dŸzeltilecek20 Kas 2024
Birka gŸn šnce bu dosyayõ hazõrladõm (Aralõk 2023, ilk taslak hali), ama
iime sinmeyen bir şeyler oldu. Biimsel olarak da oturmayan şeyler var
gibi hissettim. Hayatta tuhaf rastlantõlar oluyor, sõklõkla da Slumdog
Millionaire (2008 - Danny Boyle, Loveleen Tandan) filmi aklõma geliyor.
Filmde bilgi yarõşmasõnda yarõşan ocuk aslõnda hibir şey bilmiyor, ancak
sorular hep hayatõndaki belli anlarda aklõnda kalanlardan geliyor ve doğru
cevap veriyor (gšrŸnŸyor).
Bazen arasanõz bulamayacağõnõz şeyler tam doğru zamanda šnŸnŸze
geliyor, hayatta gŸzel şeyler de oluyor.
BugŸn (Aralõk 2023), kŸtŸphanedeki bir kitapta en arka sayfalarda, sayfa
arasõna koyulmuş bšyle bir dŸzeltme notuna rastladõm. Eski ekmekleri
šzlemek gibi, bšyle şeyleri de gšrŸnce eski šzlenen ÔdeğerlerÕ akla
geliyor.
ekmek / simit
v. 1
eskiden ÔdŸzeltme notlarõÕ
Bu modern zamanlarda sosyal medyada yazdõklarõmõzda da veya
web Ÿzerinde yaptõğõmõz dosya paylaşõmlarõnda da hatalar
yapabiliyoruz, gerektiği zaman dŸzeltmeleri yapmak ya da iletmek
gerekiyor.
Fotoğrafta hem gemişte kitaplarda dŸzeltmelerin nasõl verildiğini
gšrebilir hem de biimsel olarak šrnek alabiliriz.
v. 1
Hatalar
Akla gelenler \
4
420 Kas 2024

/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
1
YouTube kanalõ
kayõtlara ait kapak gšrselleri ve notlar
menemenazdacorba
Kanala eklenen kayõtlarõn šn gšrsellerinin ve videoya erişim bağlantõlarõnõn paylaşõlmasõ, gerektiği durumda bazõ
hatalarõn dŸzeltilmesi ve bazõ notlarõn belirtilmesi amacõ ile bu dosya hazõrlanmõştõr.
Kanal aõlõş tarihi / May 22
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
2
menemenazdacorba kanalõ
https://www.youtube.com/@menemenazdacorba

/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
3
Oynatma Listeleri
‣Hesap hakkõnda
‣yalõn bir biimde
‣tattõrõcõ
‣Sesli Alõntõlar
‣Anlatõm Videolarõ
video
ses kaydõ
ses kaydõ
ses kaydõ
video





Sol Ÿstteki logoya tõkladõğõnõzda ilgili sayfaya ait YouTube videosu/ses kaydõ aõlacaktõr. Logonun yanõnda
dahil olduğu oynatma listesinin adõnõ ve YouTube'a eklenme tarihini gšrebilirsiniz.
Kanalda oğunlukla tek sayfa gšrsel ile paylaşõlan ses kayõtlarõ vardõr. Her zaman değilse bile, kimi zaman sayfalardaki šne õkarmalar ve notlar ile beraber
dinlemenin ve izlemenin bir arada olmasõ gerekebilir. / Video šn gšrsellerindeki sayfa numaralarõnõn Ÿzeri bu dosyada kapatõlmõştõr. Sayfa kenarlarõndaki
bilgilerin yaratmõş olduğu karõşõklõğõ azaltmak iin bu yapõlmõştõr. / İmla yazõm hatalarõ fark edildiğinde bu dosya Ÿzerinde dŸzeltme yapõlacaktõr.
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
4
Hesap hakkõnda
Hesap ile ilgili anlatõmlar
Bu oynatma listesi, hesabõ ilk olarak anlatan ve ilk olarak paylaşõlan
'Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle ilgili sõkõntõ yaşõyor musunuz?'
başlõklõ videoyu ieriyor. Hesap ile ilgili daha geniş -hem hesap hem de
kitaplar ve okumak ile ilgili yeni alõntõlarõn/yazõlarõn olduğu- bir dosya
menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24 hazõrlandõ. Bu ilk video o dosyadaki,
yan tarafta gšrdŸğŸnŸz işaretli ilk kõsõmõ anlatõyor. Bu sarõ ile işaretlenmiş
kõsmõ eksiklerine/hatalarõna rağmen, bana gšre bazõ iyi taraflarõ da
olduğundan tekrar anlatmayacağõm. Buradaki diğer kõsõmlarõ da
gelecekte para para anlatõp bu oynatma listesine ekleyeceğim.
. . .

Hesap hakkõnda / May 22
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
5
Kitap okumak ve okumayõ sŸrdŸrmekle ilgili
sõkõntõ yaşõyor musunuz?
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
6
yalõn bir biimde
Oynatma listesinin adõ, Ôs‰de bir biimdeÕ bir konuyu / kavramõ / tartõşmayõ / sorgulamayõ /É veren alõntõlara
işaret etmek Ÿzere oluşturuldu.
İlk fikri veren FeynmanÕõn Fizik Dersleri kitabõnda ÔKuantum MekaniğiÕni anlatan yazõ oldu. Bu hesapta hazõrlanan
ieriklerde de gŸndelik hayatta da artõk sõk adõ geen bir konu diyebiliriz. Hafif gizemli gšrŸnen yapõsõ da
cezbedici bir etki yaratõyor olmalõ.
İlk Ÿ sesli alõntõdan šrnek verirsek;
- İlk sesli alõntõda okunan kõsõm ÔKuantum MekaniğiÕni hem s‰de bir biimde hem de šnemli yšnlerini en tesir
edebilecek ifadelerle anlatan bir yazõ.
- İkinci sesli alõntõ ÔKelebek EtkisiÕ olarak adlandõrdõğõmõz, son 50 yõl iinde karmaşõk sistemlerin
modellenmesinde / anlaşõlmasõnda kŸŸk etkilerin yaratabileceği sonularõ ifade etmek iin kullanõlan bir kavram
ile ilgili. Bu kavramõn veya bu etkinin yaklaşõk 2500 yõl šnceki yazõlõ kaynaklarda nasõl getiğini gšreceğiz.
- †ŸncŸ sesli alõntõda ise bir arka kapak yazõsõndan ÔAydõn kimdir?Õ sorusuna bir tanõm vererek değil de, olasõ
tanõmlarõ anarak dŸşŸnme/tartõşma konusunda farklõ noktalardan õkabileceğimizi hatõrlatan bir yazõ olacak.
Konuyu biraz gšsterebilmek iin okunan kõsõmdan sadece bazõ cŸmleler veya bazõ ifadeler gšrselde verilecektir.
Kimi zaman paragraf da gšzetilmeden ard arda yazõlabilirler. İlgili alõntõya verilen referans bilgilerinden
ulaşabilirsiniz.

yalõn bir biimde / May 24 menemenazdacorba 30 May 2024
kuantum mekaniği
yalõn bir biimde
Feynman, R., Gottlieb, M. A., Leighton, R. B., 2016 (ilk basõm, 1964), Feynman Fizik Dersleri - Cilt 3: Kuantum Mekaniği,
1. Baskõ, ALFA Basõm Yayõm, ‚ev. Murat Metehan TŸrkoğlu/Editšrler Kurulu
Feynman Fizik Dersleri - Feynman, Leighton, Sands
Okunan kõsõmdan:
‣Atom mekaniği
s. 23

‚ok kŸŸk šlekteki nesneler, herhangi bir doğrudan deneyime sahip olduğumuz şeyler gibi davranmazlar.
É şu ana kadar gšrdŸğŸnŸz hibir şey gibi davranmazlar. É
elektron aslõnda ne paracõk ne de dalga gibi davranõr. Artõk vazgeiyoruz ve diyoruz ki 'elektron bunlarõn
hibiri gibi değildir.Õ É
Atomik nesnelerin (elektronlar, protonlar, nštronlar, fotonlar vb gibi) kuantum davranõşõ tŸmŸ iin aynõdõr;
onlarõn hepsi 'paracõk dalgalarõ'dõr ya da onlarõ nasõl adlandõrõrsanõz odur. É
atomik ve kŸŸk-šlekli davranõş hakkõnda É gittike artan bir karõşõklõk É Bu karõşõklõk, en sonunda, 1926 ve
1927'de Schršdinger, Heisenberg ve Born tarafõndan šzŸldŸ. Bu fizikiler nihayet maddenin kŸŸk
šlekteki davranõşõ iin tutarlõ bir anlatõm elde ettiler. É
Atomik davranõş gŸnlŸk deneyimden o kadar farklõdõr ki, ona alõşmak aşõrõ derecede zordur É kŸŸk
šlekteki nesneler É hakkõnda, doğrudan deneyimlerimizle ilişkilendirmeye alõşmadan, soyut ya da imgesel
tarzda bilgi edinmeliyiz.
Okunan kõsõmdan sadece bazõ cŸmleler veya bazõ ifadeler kimi zaman paragraf da gšzetilmeden buraya ard arda yazõlmõştõr.
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
7
yalõn bir biimde / May 24 menemenazdacorba 30 May 2024
kelebek etkisi
yalõn bir biimde
Guiguzi, 2022 (ilk basõm, ~ M.…. 4. yy), İkna Sanatõ, 3. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Giray Fidan
İkna Sanatõ - Guiguzi
Okunan kõsõmdan:
‣Onar-Kõr bšlŸmŸnden
s. 13

Yakõnõnda ne olduğunu gšremeyenler sšylenenleri dinlemiyor demektir; gelecekte ne olacağõnõ bilenler
gemişi iyi inceleyenlerdir. É
gšze arpmayan işaretleri ayõrt edebilmeki in planlarõnõ ayrõntõlarõyla dŸşŸnŸrler. Sonbahar tŸyŸnŸn
1 fark
edilmeyen hareketleri Tai DağõÕnõ sallayabilir. É
1 Sonbaharda kuşlarõn ve hayvanlarõn yeni õkan tŸylerini işaret eder. Bir benzetme olarak kullanõlõr ve ok kŸŸk
şeyleri ifade eder.
Okunan kõsõmdan sadece bazõ cŸmleler veya bazõ ifadeler kimi zaman paragraf da gšzetilmeden buraya ard arda yazõlmõştõr.
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
8

yalõn bir biimde / May 24 menemenazdacorba 30 May 2024
Aydõn kimdir?
yalõn bir biimde
Erhat, A., 2002 (ilk basõm, 2002), Osmanlõ MŸnevverinden TŸrk Aydõnõna, 1. Baskõ, Can Yayõnlarõ
Osmanlõ MŸnevverinden TŸrk Aydõnõna - Azra Erhat
Okunan kõsõmdan:
‣Arka kapak yazõsõ
'Aydõn' kimdir? 'Aydõn olmak' nedir? Kimilerine gšre dŸşŸnmek, dŸşŸnce Ÿretmek yeterli 'aydõn' olmak iin.
É Kimilerine gšre halkõn anlamadõğõ insandõr 'aydõn', kimilerine gšre ise halkõ anlamayandõr. Babil kulesi'ne
ekilenlere de 'aydõn' denildiği gšrŸlŸyor.
Okunan kõsõmdan sadece bazõ cŸmleler veya bazõ ifadeler kimi zaman paragraf da gšzetilmeden buraya ard arda yazõlmõştõr.
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
9
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
10
tattõrõcõ
Belirtilen kõsõmlarõn okunarak kitaplarõn tanõtõlacağõ bu oynatma listesinin adõ Cemil MeriÕe ait olan ÒÉ yalnõz
tanõtõcõsõ değil, tattõrõcõsõ da olmak isterdiÓ ifadesinden ilham alõnarak oluşturuldu.
Şu an veya daha sonra da bu ÔağõrÕ kelimenin gereğini yerine getirmek mŸmkŸn değil. Bu oynatma listesinin
adõnõ haksõzcasõna belirlemiş olduğumu kabul ediyorum. Ancak hem sšzcŸğŸn gŸzelliği hem de hesabõn adõ ile
uyumluluğu karşõsõnda geri duramadõm.
Burada kõsa olan arka kapak yazõlarõnõn tamamõ; sunuş yazõsõndan/šnsšzden ve kitap iinden ise sadece birka
paragraf okunacaktõr.

tattõrõcõ / May 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
11 menemenazdacorba
Camus, A., 2021 (ilk basõm 1958), Yaratma Tehlikesi, 4. Baskõ, Can Sanat Yayõnlarõ, ‚ev. Alper Bakõm
Yaratma Tehlikesi
Albert Camus
tattõrõcõ*
Okunan kõsõmlar:
‣šn kapak/i kapak yazõlarõ
Yaratmak, bugŸn tehlike arz eden bir eylemdir ve sanatõnõn her eseri eylem niteliğindedir.
10 Aralõk 1957 tarihli konuşma
Bu konuşma, Nobel šdŸl tšreni yemeği sonrasõ, StockholmÕdeki H™tel de VilleÕde gerekleştirilmiştir.
‣ilk sayfalardan
ss. 13-15

É her daim sŸrdŸrmesi aba gerektiren É bildiği şeyler Ÿzerine yalan sšylemeyi reddetmek ve her tŸrlŸ
baskõya karşõ direnmek.5 Mayõs 2024
11
tattõrõcõ / Oca 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
1212menemenazdacorba
Eyuboğlu, S., 1997 (ilk basõm 1997), Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler, Cem Yayõnevi, haz. Azra Erhat
Sanat †zerine Denemeler ve Eleştiriler
Sabahattin Eyuboğlu
tattõrõcõ*
Okunan kõsõmlar:
‣šnsšz (Azra Erhat)
ss. 5-6

É onunla bir gereği paylaşarak, doğru ve gŸzelÕde onu eyleme itelemek amacõnõ gŸderdi É
‣ÔTenkid †zerineÕ başlõklõ bšlŸmden
ss. 27-28

É Ršnesansa medeniyetin yeniden doğuşu diyerek orta zamancõlarõ incitmektense, bu devri É1 Mayõs 2024

tattõrõcõ / Oca 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
1313 menemenazdacorba
Lorenz, K., 2006 (ilk basõm 1949), Hz. SŸleymanÕõn YŸzŸğŸ, 1. Baskõ, Cumhuriyet Kitaplarõ, ‚ev. Evrim T. GŸney
Hz. SŸleymanÕõn YŸzŸğŸ
Konrad Lorenz
tattõrõcõ*
Okunan kõsõmlar:
‣arka kapak yazõsõ
É bilimsel yšnŸ son derece sağlam bir davranõşbilim metni É
‣tŸrke baskõya šnsšzÕden (Veysel Atayman)
s. 5

É beline kadar TunaÕnõn sularõna girip, birka šrdeğin ya da kazõn davranõş kodlarõnõ šzmeye alõşan iflah
olmaz hayvan ‰şõğõ É
‣kitaptan
ss. 100-101
É Sadece ÔmanitasõÕ da izliyorken yapar bunu! É2 Ocak 2024
tattõrõcõ / Oca 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
14menemenazdacorba
Yourcenar, M., 2017 (ilk basõm 1951), HadrianusÕun Anõlarõ, 5. Baskõ, Helikopter Yayõnevi, ‚ev. Nili Bilkur
HadrianusÕun Anõlarõ
Marguerite Yourcenar
tattõrõcõ*
Okunan kõsõmlar:
‣arka kapak yazõsõ
É Sadece ayağõ 80 santimetre. Anlayõn. BŸyŸk imparator. É
‣HadrianusÕun Anõlarõ iin not defteriÕnden
s. 279

É dšnemleri arasõnda insanõn tek başõna direndiği benzersiz bir an vardõr É
‣ilk sayfadan
ss. 9-10
É bu sadõk yoldaş ve dostumun, sahibini yutarak šlŸme sŸrŸkleyebilecek kurnaz bir canavar olabileceği É2 Ocak 2024

tattõrõcõ / Oca 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
15 menemenazdacorba
Meri, C., 1964 (ilk basõm 1964), Hind Edebiyatõ, Dšnem Yayõnlarõ
Hind Edebiyatõ
Cemil Meri
tattõrõcõ*
Okunan kõsõmlar:
‣arka kapak yazõsõ
É Şiiriyle, felsefesiyle, masalõyla É beş bin yõldõr ayakta duran Hind É
‣yazara ait ÔBirka SšzÕ
s. 5

É O, Hind edebiyatõnõn yalnõz tanõtõcõsõ değil, tattõrõcõsõ da olmak isterdi. É
‣giriş bšlŸmŸnden
ss. 7-10
É Kafaya ve gšnŸle seslenen bir devrim bu, mermerde değil kitapta tecelli ettiği iin farkõna varan az. É2 Ocak 2024
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
16
Sesli Alõntõlar
Hazõrlanan ieriklerde verilen alõntõlardan bir sayfa seslendirilmiştir.
Eğer videoyu hem dinleyip hem de sayfaya bakarak takip ederseniz; šne õkarõlan ifadeler/cŸmleler, bazõ
işaretlemeler ve aõklamalar gšrebilirsiniz. Bunlar hem ieriğin konusu ile alakalõdõr hem de ieriğin tŸmŸ ile
birlikte bir anlam oluşturmaktadõr. İlgili ieriğin tamamõna verilen bağlantõdan ulaşarak alõntõnõn bŸtŸndeki yerini
gšrebilirsiniz.
Bir kitaptan neden sadece birka paragraf okunuyor?
Biri genel diğeri de bireysel olan iki sebebi var.
Genel sebep:
Belli bir başlõk altõnda hazõrlanan ieriklerde oğunlukla inceleme tarzõndaki kitaplardan alõntõlar paylaşõlmõştõr. Bu
tŸr kitaplarõ sesli kitap gibi okumak ve anlaşõlõr kõlmak zordur. Yine de okuyucularõn bšyle gŸzel kitaplarla
tanõşmasõna vesile olmak iin bir sayfa dahi yeterli olabilir.
Bireysel sebep:
Hem kişisel donanõmõn eksikliği hem de vakit ile alakalõ olarak ierikleri anlatmak daha ilerleyen dšnemlerde
olabilir. …nceliğim planlanan başlõklarõ hazõrlamak olduğundan en azõndan sayfa sayfa alõntõlarõ okuma
mutluluğunu yaşamak.
Ayrõca birka denemede şunu gšrdŸm. ݍeriği anlatõrken alõntõnõn tamamõnõ okumak hem konuyu hem de ilgiyi
dağõtõyor. Sadece konu veya başlõk ile alakalõ olarak šne õkarõlan kõsõmlarõ seslendirdiğimizde de yazarlarõn o
muhteşem ifadeleri okunmadan/vurgulanmadan geilmiş oluyor. Bu oynatma listesi ile birlikte o alõntõlarõn
tamamõ okunmuş ya da dinlenmiş olacak.
Sayfalardaki biimsel farklõlõklar hem hazõrlanan zamana hem de ieriğe gšre değişebilmektedir.
. . .

Sesli Alõntõlar / Haz 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
1717 \ menemenazdacorba

Ò‚evresini gšzlemleyen ilk insan, ok gemeden, gšrdŸklerini iinde yaşadõğõ mağaranõn duvarlarõna
izmeye başladõ. Kuzey İspanya'nõn Santander ilindeki Altamira Mağarasõ'nda 1879'da paleolitik
dšnemden kalma renkli duvar resimleri ortaya õkarõldõ. Resimler başta bizon olmak Ÿzere at, geyik ve
yaban domuzu resimleriydi. Fransa'nõn Dordogne bšlgesinde Montignac'õn iki kilometre gŸneyindeki
Lascaux Mağarasõ'nõn duvarlarõnda da, paleolitik dšnem duvar resimleri vardõr. Genellikle tek renkli (siyah,
sarõ ya da kõrmõzõ) olan resimlerin konusu yine hayvanlardõr. Bu resimlerin bir šzelliği de, hayvanlarõn kimi
kez dšrt yerine sekiz ayaklõ olarak izilmiş olmalarõdõr. Bšylece hayvanõn yerinde durmadõğõ, yŸrŸdŸğŸ,
"hareket ettiği" belirtilmek istenmiştir. Bu resimler hem canlandõrma sinemasõnõn hem de izgi romanõn
uygarlõk tarihindeki ilk tohumu sayõlabilir.Ó
s. 15
Teksoy, R., 2009 (ilk basõm 2005), Rekin TeksoyÕun Sinema Tarihi (Birinci Cilt), 3. Baskõ, Oğlak Yayõncõlõk
Rekin Teksoy'un Sinema Tarihi - Rekin Teksoy
Her şey ok masumca başlamõştõ! İlk film denemeleri, sekiz ayaklõ izilen hayvanlar.
no. 35 9 Haziran 2022
paleolitik dšnem = eski taş ağõ = paleolithic period
~ 2 milyon yõl šnce başlayõp 12.000 yõl šnce son bulmuş dšnem
Sesli Alõntõlar / Haz 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
18
18
von Aster, E., 2002 (ilk basõm 2002), İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi, 3. Baskõ,
İm Yayõnevi (GŸnŸmŸz diline uyarlayan: Vural Okur)
ÒYukardaki sšzŸ edilen gšrŸşŸn Yunandaki ilk temsilcisi şair Hesiod (M.…. 800 ya da 700)'dur. Sonradan Empedokles bu
gšrŸşe katõlmõştõr. O da başlangõta insanlarõn mutlu bir yaşam sŸrdŸklerine inanõr. Hesiod'a gšre insanlar altõn dšneminde
basit ve tekdŸze bir yaşam sŸrdŸler, fakat buna rağmen ok mutluydular. Bu mutluluk dšneminde henŸz elişme ve savaş
yoktu. İnsanlarõn başkalarõna baskõsõ da sšz konusu değildi. Bu dšnem, insanlar arasõnda tam bir sessizliğin hŸkŸm sŸrdŸğŸ,
doğa nimetlerinden rahatlõkla yararlanõldõğõ altõn bir dšnemdir. Hesiod'a gšre, bu başlangõ dšnemi, tam anlamõyla bir
barõş ve huzur dšnemidir. Demokrit ise bu ilk dšnemin bir sõkõntõ ve aresizlik donemi olduğuna inanõr. Hesiod'a gšre,
İnsanõn en tehlikeli buluşu ve icadõ olan para, yani servetin ortaya õkmasõ, insanlarõn gŸlŸ-gŸsŸz diye iki sõnõfa
ayrõlmasõma neden olmuştur. Altõn dšnem sona ermiş, demir dšnemi yani ekişme ve kavga dšnemi başlamõştõr. Bundan
sonra insanlar arasõnda para, servet, gŸ uğruna bir ekişme başlamõştõr. Bšylece adaletin bulunmadõğõ, bir baskõ, bir
zorlama dšnemi yaşanõr oldu. Fakat zamanla insanda ilk duruma geri dšnme, o mutlu dšnemi yeniden yaşama isteği
doğdu. İnsanlõk, şimdi yaşadõğõ kštŸ koşullardan kurtularak ilk mutlu dšneme dšnebilme tutkusunu sŸrekli iinde taşõdõ.
Hesiod'un bu gšrŸşŸ, Demokrit'in gelişme gšrŸşŸ ile atõşõr. Demokrit'e gšre insanlõk tarihi, sŸrekli bir gelişimdir. İnsan,
tarihinin akõşõ iinde, başlangõtaki hayvan yaşamõndan sŸrekli uzaklaşarak daha iyi bir yaşama kavuşmuştur. Hesiod'a gšre
tarih, sŸrekli bir dšnŸşŸm hareketidir. Yani tarih, altõn dšnemden başlayarak demir dšneminden getikten sonra yeniden
altõn dšnemine dšnen bir yol izler. Empedokles bu altõn dšnemi pek parlak, pek hayalci bir biimde canlandõrõr: Bu
dšnemde insanlarla hayvanlar arasõnda bile dŸşmanlõk yoktu, doğa canlõlara nimetlerini bol bol sunuyordu. Tarihin akõşõyla
ilgili birbiriyle atõşan bu iki gšrŸşe, felsefe tarihinin akõşõ iinde sõk sõk rastlayacağõz. Bunu doğrulamak iin bŸyŸk bir
sõrama yaparak XVIII. yŸzyõla bir gšz atalõm.Ó
ss. 137-138

İlkağ ve Ortaağ Felsefe Tarihi - Ernst von Aster
Hesiod
M… 750 - 650
no. 44\
‚embermenemenazdacorba 29 EylŸl 2022
22

Sesli Alõntõlar / Haz 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
19
19\ menemenazdacorba
Fox Keller, E., 2004 (ilk basõm 2000), Genin YŸzyõlõ, 1. Baskõ, Metis Yayõnlarõ, ‚ev. Haluk BarõşcanGenin YŸzyõlõ - Evelyn Fox Keller
ÒBaşarõnõn bize alakgšnŸllŸlŸğŸ šğrettiği an, ok ender yaşanan ama aynõ zamanda muhteşem bir
andõr ve bence yirminci yŸzyõlõn sonuyla bšyle bir anõn iine girmiş bulunuyoruz. Gerekten de
sonuta genom biliminin bize sağladõğõ yararlarõn en bŸyŸğŸnŸn bu alakgšnŸllŸlŸk olduğu ortaya
õkabilir. Neredeyse elli yõldõr genetik enformasyonun molekŸler temelini keşfetmekle "yaşamõn
sõrrõ"nõ bulmuş olacağõmõz inancõna sõğõnõyorduk; DNA'nõn nŸkleotit sekansõndaki mesajõ bir
šzebilsek, bir organizmayõ o organizma yapan "program"õ anlayacağõmõzdan pek emindik.
Cevabõn da ne kadar basit gšrŸndŸğŸne hayret ediyorduk. Ama bugŸn, işlevsel genom biliminin
geliştirilmesi talebi, genetik "enformasyon" ile biyolojik anlam arasõndaki uurumun aslõnda ne
kadar derin olduğunun ŸstŸ kapalõ bir biimde kabullenilmesi olarak geliyor kulağõmõza en azõndan.
Bšyle bir uurumun varlõğõ elbette ok šnceden sezilmişti ve bizi uyarmaya alõşan seslerin de ok
nadir olarak duyulduğu sšylenemezdi. Yine de derinliğinin farkõna yeni yeni varõyor, yaşamõn
sõrlarõnõn basitliğine değil karmaşõklõğõna hayret ediyoruz. Yapõsal genombiliminin bize kibirimizle
yŸzleşebilmek iin muhta olduğumuz anlayõşõ, işin başõndaki hayallerimizin sõnõrlarõnõ
aydõnlatabilecek anlayõşõ kazandõrmõş olduğunu sšyleyebiliriz.Ó
ss. 21-22
5 / 6
no. 43
šzdŸk, šzemedik23 EylŸl 2022
27
Sesli Alõntõlar / Haz 24
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
2020
ÒOrganizmadan makinaya doğru doğa tasarõmõnda vuku bulan arpõcõ değişim, insanlarõn doğal evre hakkõndaki
tavõrlarõ Ÿzerinde gŸlŸ bir etki yaptõ. Ortaağlarõn organik dŸnya gšrŸşŸ ekolojik davranõşa yol aan bir değer
sistemini kapsõyordu. Carolyn MerchantÕõn bu durumu şu sšzlerle dile getirir.
Bu kŸltŸrel kõsõtlamalar bilimden peydahlanan mekanizasyon (makinalaşma) sayesinde ortadan silindi. Mekanik
bir sistem tarzõndaki Kartezyen evren anlayõşõ, Batõ kŸltŸrŸnŸn ayõrõcõ niteliği haline gelen doğanõn işletilmesi ve
sšmŸrŸlmesi iin ÔbilimselÕ bir cevaz temin etti. Gerekte DescartesÕin kendisi, bilimin amacõnõ doğaya egemen
olmak ve onu kontrolŸ altõna almak olarak koyan BaconÕun fikrini paylaşõyordu; Bacon ise bilimsel bilginin Ôbizi
doğanõn efendileri ve malikleri yapmakÕ (18) amacõyla kullanõlabileceğini iddia ediyordu.Ó
ss. 61-62
\ menemenazdacorba 30 Mayõs 2022
cevaz : izin, mŸsaadeCapra, F., 1992 (ilk basõm 1982), Batõ DŸşŸncesinde DšnŸm Noktasõ, 2. Baskõ, İnsan Yayõnlarõ, ‚ev. Mustafa Armağan
no. 34 Batõ DŸşŸncesinde DšnŸm Noktasõ - Fritjof Capra - 2
Bu kitabõn yazarõ Fritjof Capra hakkõndaki kõsa bir alõntõyõ son sayfada okuyabilirsiniz.
Canlõ bir organizma ve besleyip bŸyŸten tarzõndaki yeryŸzŸ imgesi [eskiden] insanlarõn
eylemlerini sõnõrlayan kŸltŸrel bir kõsõtlama olarak iş gšrmŸştŸ. Bir insan, nasõl seve seve
annesini katletmez, altõn õkarmak iin onun bağõrsaklarõnõ deşmez ya da onun bedenini
kštŸrŸm etmezseÉ canlõ ve duygulu bir halde tasavvur edilen yeryŸzŸne karşõ da tahrip
edici eylemler icra etmek insanõn ahlaki davranõşõnõn bir ihlali olarak gšrŸlŸrdŸ. (17)

Sesli Alõntõlar / Eyl 23
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
2121 \ menemenazdacorba

ÒGeometrik dŸzenlilikle keskin doğa gšzleminin bu kaynaşõmõ, tŸm Mõsõr sanatõnõn šzelliğidir. Bu
šzelliği, en iyi şekilde mezarlarõn duvarlarõnõ sŸsleyen kabartmalar ve resimlerde izleyebiliriz.
…lŸnŸn ruhundan başka hi kimsenin gšrmemesi gereken bir sanata, "sŸslemek" sšzcŸğŸ pek
yakõşmõyor. Gerekte de bu yapõtlar haz kaynağõ olsun diye yapõlmamõştõr. Gšrevleri, "yaşamõ
korumak"tõ. Bir vakitler, acõmasõz bir gemişte, gŸlŸ biri šldŸğŸnde, šte dŸnyada kendine
yaraşõr bir hizmeti topluluğuna sahip olsun diye, o gŸlŸyŸ, šldŸrŸlen uşaklarõ ve tutsaklarõyla
birlikte gšmme geleneği vardõ. Bu tŸr gelenekler daha sonralarõ ya ok acõmasõz ya da ok
masraflõ
* sayõlmõş ve imdada sanat yetişmiştir. YeryŸzŸ bŸyŸklerinin alayõnõ, gerek uşaklar
yerine, resim ve imgeler oluşturmaya başladõ. Mõsõr mezarlarõnda bulunan resim ve aralar, oğu
erken kŸltŸrlerde de rastlandõğõ gibi, šlenin ruhuna šte dŸnyada yardõmcõ olabilecek dostlar
sağlama amacõyla ilişkilidir.Ó
s.58
Gombrich, E. H., 2002 (ilk basõm 1950), Sanatõn …ykŸsŸ, 3. Baskõ, Remzi Kitabevi * o kadar uşak-tutsak šldŸrŸleceğine piramit inşasõnda iki taş koyar diye dŸşŸnŸlmŸş olmalõ, ziyan olmasõnlar
Sanatõn …ykŸsŸ - Ernst H. Gombrich23 Şubat 2022
no.21
Sesli Alõntõlar / Eyl 23
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
22
22
Durant, W., 2003 (ilk basõm 1926), Felsefenin …ykŸsŸ, 2. Baskõ, İz Yayõncõlõk, ‚ev. Ender GŸrol
ÒBŸtŸn bu nedenler yŸzŸnden AristoÕnun astronomisi, kendinden šncekilerden pek fazla ileri gitmiyor. Sšzgelişi,
PitagorasÕõn, gŸneş sistemimizin merkezi olduğu gšrŸşŸne katõlmõyor. O şerefi yeryŸzŸne yakõştõrma yoluna
gidiyor. Ama meteoroloji Ÿzerine yazdõğõ kŸŸk eseri parlak gšzlemlerle dolu. Sadece dŸşŸnceye dayanan
aõklamalarõ bile aydõnlatõcõ ateşler saõyor. ÒBu bir ember dŸnyasõdõr,Ó diyor. GŸneş durmadan denizi
buharlaştõrõyor, õrmaklarõ ve põnarlarõ kurutuyor ve sonunda sõnõrsõz ummanõ õplak bir kaya h‰line getiriyor; šte
yandan gšğe õkan ve õrmaklar denizleri oluşturuyor yeniden. Her yerde, gšzle gšrŸlmeyen etkin bir değişiklik
sŸrŸp gidiyor, Mõsõr, ÒNilÕin eseridir,Ó binlerce yŸzyõl kalõntõlarõnõn ŸrŸnŸdŸr. Bir yandan deniz karaya sokulmak
isterken, šte yandan kara paralarõ, ekingen bir şekilde denize doğru uzanõyor. Yeni kõtalar ve denizler meydana
geliyor. Eski denizlerle kara paralarõ kayboluyor ve dŸnyanõn bŸtŸn yŸzŸ, bir bŸyŸk gelişim ve šzŸlŸm h‰linde
değişiyor, değişiyor. Bazen bu geniş olaylar birdenbire oluyor ve uygarlõğõ, hatta hayatõn jeolojik ve maddi
temelini yõkõyor. BŸyŸk doğal afetler yeryŸzŸnŸ zaman zaman õplak bõrakmõş, insanõ başlangõcõna geri getirmiştir.
Sisyphus* olayõ gibi, uygarlõk en son noktasõna eriştikten sonra barbarlõğa dšnmŸş, her şeyi bir kalemde silip
yeniden işe başlamõştõr. Bšylece, aynõ buluşlar ve keşifler, hemen hemen Òsonsuz tekrarlanõşÓ h‰lindeki birbirini
izleyen uygarlõklarda yeniden ortaya õkmõş, ağõr iktisadi ve kŸltŸrel birikimin aynõ Òkaranlõk-ağlarõÓ, šğrenim,
bilim ve sanatõn aynõ Òyeniden-doğuşlarõÓ yer almõştõr. Halk arasõnda yaşayan bazõ masallarõn eski kŸltŸrlerden
kalma, belli belirsiz gelenekler olduğunda kuşku yoktu. Bšylece insanõn hikayesi kõsõr bir dšngŸ iinde sŸrŸp
gitmektedir; ŸnkŸ kendisini taşõyan yeryŸzŸne hala egemen olamamõştõr.Ó
ss. 83-84

Felsefenin …ykŸsŸ - Will Durant
Aristo (Aristotales)* Gerekler adlõ dosyadan da bu olay/karakter hakkõndaki bazõ alõntõlara ulaşabilirsiniz.
M… 384 - 322 
no. 44\
‚embermenemenazdacorba 29 EylŸl 2022
22

Sesli Alõntõlar / Eyl 23
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
2323 \ menemenazdacorba
no.30Homeros, 2020 (*), İlyada, 15. Baskõ, TŸrkiye İş Bankasõ KŸltŸr Yayõnlarõ, ‚ev. Azra Erhat, A. Kadir
* eserin tahmini olarak ortaya õkõşõ M.…. 8. yŸzyõl civarõ
ÒHomeros kimdir? İnsanlar yirmi beş yŸzyõldõr bu soruyu evirdiler evirdiler, araştõrdõlar durdular, yine
de bir sonu alamadõlar. Homeros bir bilmece olarak kaldõ: Onu hi bilmiyoruz, hibir zaman
bilemeyeceğiz desek de yeri, biliyoruz, hibir şairi bilmediğimiz gibi biliyoruz desek de yeri. İnsanlõk
tarihinde bir gŸn geldi ki sanatõnõn kimliğini kestirmek iin eserine bakmakla yetinmez oldu
insanoğlu. Kimdi bu sanatõ, ne zaman doğdu, nerede doğdu, nasõl yaşadõ diye bir sŸrŸ soru sormaya
girişti. İşte o gŸn Homeros gŸrŸltŸye gitti, ŸnkŸ hi hazõrlõklõ değildi bu sorulara cevap vermeye. O
gŸn bilim doğdu diyeceksiniz, evet ama bilim Homeros'un ŸstŸne ŸstŸ karalõ k‰ğõtlarõ šyle bir yõğdõ ki
altõndan Homeros'u bulup õkarmak gŸ iş oluverdi. Bir Ÿniversite profesšrŸ, "Homeros sorunu mu?
40.000 cilt kitap!" derdi bana. Yani enikonu bilgin olmadan girişilmez Homeros'u anlatmaya demek
isterdi. Bu iş koyun okluğundan sŸrŸyŸ gšrmemeye varõr. Kitaplarõn altõnda az daha Homeros
kayboluyordu, hem biroklarõ iin kaybolmuştur bile. BugŸn okuyucu Homeros destanlarõnõn tadõna
varmak iin bilimden ne kadar arõnmaya alõşsa boşuna uğraşõr, bilime ne kadar dalsa, o kadar õkmaza
girer, kõsacasõ bilimle de yapamaz, bilimsiz de edemez. Ama Homeros'u bilime başvurmadan dinleyen
ağlar varmõş. Onlardan başlayalõm.Ó
s. ix5 Mayõs 2022
İlyada - Homeros - 1
Azra ErhatÕõn šnsšzŸnden
Sesli Alõntõlar / Eyl 23
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
24
24
Zeldin, T., 2021 (ilk basõm 1994), İnsanlõğõn Mahrem Tarihi, 8. Baskõ, Ayrõntõ Yayõnlarõ
Òİnsanlar gemişte Ÿ temel nedenle kšle oldular. Birincisi korkuydu: Yaşamak ne kadar acõ verirse versin, insanlar šlmek
istemiyordu. Bšylece, savaşla šlmenin en bŸyŸk şeref olduğuna inanan ve insanlarõ kšleleştirmekle hayvanlarõ
ehlileştirmek arasõnda aynõ gŸ ve rahatlõk arayõşõnõn paralarõ olmalarõ itibariyle fark gšzetmeyen krallar, şšvalyeler ve
diğer şiddet bağõmlõlarõ tarafõndan hor gšrŸlmeye razõ oldular. Kšleler ayrõca, hayvan muamelesi gšrmeye, alõnõp
satõlmaya, kafalarõnõn kazõnmasõna, damgalanmaya, dšvŸlmeye, aşağõlayõcõ isimlerle anõlmaya da (Maymun. Mahzun,
Orospu, Kaşõntõ) gšz yumdular, ŸnkŸ zulŸm insanlõğõn bŸyŸk bšlŸmŸ iin yaşamõn kaõnõlmaz bir unsuru gibi
gšrŸnŸyordu. Han dšneminde ‚inÕde kullanõlan ÒkšleÓ sšzcŸğŸ, ҍocukÓ ya da Òkadõn ve ocukÓ sšzcŸklerinden
tŸremişti. Bšyle sorgusuz sualsiz itaat modelleri dŸnyanõn bŸyŸk bir bšlŸmŸnde, resmi olarak kšle olsun olmasõn,
insanlõğõn ezici oğunluğuna dayatõlmaktaydõ.
On iki milyon Afrikalõnõn Yeni DŸnya'da kšlelik yapmak Ÿzere kaõrõlmasõndan šnce başlõca kurbanlar, kšleliğe adõm
veren Slavlardõ.* Romalõlar, Hõristiyanlar, MŸslŸmanlar, Vikingler ve Tatarlar tarafõndan avlanan Slavlar, dŸnyanõn dšrt bir
kšşesine gšnderiliyordu. Zamanla Slav sšzcŸğŸ yabancõ anlamõnda kullanõlmaya başladõ; dinlerin bŸyŸk bšlŸmŸ
yabancõlarõn kšleleştirilmesine icazet veriyordu; bšylece kšle olarak dõşarõya pazarlanan Britanyalõ ocuklar (kõz ocuklarõ
daha fazla para etsin diye semirtilirdi) Slav oluverdiler. Daha yakõnlarda, kendilerini despotlarõn yšnetiminde bulan ve bir
kurtuluş umudu gšremeyen bazõ Slavlar, karamsarlõğa kapõlarak õrklarõnõn tabiatõnda onlarõ kšleliğe mahkžm eden bir şey
olduğu sonucuna vardõlar. Bu, kusurlu bir mantõksal õkarõmdõr, ŸnkŸ gerekleşen şeyleri kaõnõlmaz bir kadermiş gibi
ele alan bir bakõş aõsõna dayanõr. Hibir šzgŸr insanõn kabullenmeye yanaşmayacağõ ve umutsuzluğa kapõlmalarõ iin
kšlelere zorla kabul ettirilmiş bir akõl yŸrŸtme biimidir bu.
* Modern İngilizce'de kšle anlamõna gelen "slave" sšzcŸğŸnŸn kškeni, Ortaağ Latincesinde Orta Avrupa'da yaygõn olarak
kšleleştirilmiş Slavlar iin kullanõlan ÒsciavusÓ sšzcŸğŸne dayanõr. (.n.)Ó
ss. 18-19

İnsanlõğõn Mahrem Tarihi - Theodore Zeldin slave kelimesinin kškeni hakkõnda
no. 47\
tutsak ≢ kšlemenemenazdacorba 7 Ekim 2022
15

Sesli Alõntõlar / Eyl 23
25
25
Oktay, A., 2005 (ilk basõm 2005), İliği Olmayan DŸğme , 1. Baskõ, Everest Yayõnlarõ
ÒKuşkusuz, imaj ağõnõn genleri iin "tabiattaki yekpare keder", son derece can sõkõcõ, hatta ŸrkŸtŸcŸ bir
olgudur. Kitle iletişim aralarõ, ne yazõk ki dŸşŸnceyi, sanatõ bŸyŸk šlŸde eğlence sanayiine eklemliyor. Bu
yŸzden sanatõn dšnme hõzõ da Toffler'in vurguladõğõ Ÿzere giderek artõyor.
Ahmet Haşim'in 1928 yõlõnda İkdam gazetesinde yazdõğõ bir fõkrasõ ile bağlayacağõm. Metindeki gazete
sšzcŸğŸnŸ aynõ zamanda televizyon diye alõrsanõz, Haşim'in adeta gŸnŸmŸzŸ anlattõğõnõ anlarsõnõz:
"Gazetecilik, ticaret mahiyetini aldõktan sonra, kendisine `mŸşteri' ismi verilmesi daha doğru olan kariin
hoşuna gitmek gayretiyle gazeteler, tedricen sŸtunlarõndan `fikr'in bŸtŸn şekillerini sŸpŸrŸp attõlar. Atalete
dŸşen gŸzel bir vŸcudu nasõl her tarafõndan yağ tabakalarõ kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek iecek
ilanlarõ, diğer taraftan metni tardeden resimlerin istilasõ altõnda kaldõ. DŸnya matbuatõna gšz atõlõnca
hŸkmedilir ki, zamanõmõzda mide ve bağõrsak, dimağdan ok daha şerefli birer uzuv payesini bulmuştur. Hatt‰
iri gšbekli insanlarõn etrafõmõzda oğaldõğõna bakõlõrsa, biroklarõnõn şimdi, dimağlarõnõ kemik mahfazasõndan
õkarõp karõnlarõnda taşõdõklarõna hŸkmetmek lazõm geliyor.
"Dimağ haysiyetinden bu kadar kaybettikten sonra, hayati faaliyette insanõn filden, karõncadan, leylek ve
zŸrafadan hibir farkõ kalmõyor."
"Rabbim! Her zevki tatmin edecek ve ismi yine 'sanat ve edebiyat' olacak hacer-felsefiyi nasõl bulmalõ?"Ó
ss. 80-81
ÒKitle iletişim aralarõ, insana, šzellikle bilgi edinme aõsõndan bŸyŸk kolaylõklar sağlõyor elbet. Ama bunun yanõ
sõra daha az dŸşŸnmeye, daha az dŸş gšrmeye, daha az kurmaya yol aõyor.Ó
ss. 77


İliği Olmayan DŸğme - Ahmet Oktay
no. 61\
karõnca23 Oca 2023
20
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
26
Anlatõm Videolarõ
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde paylaşõlan
ieriklere ait anlatõm videolarõ.
Burada, ieriklerde alõntõlarõ nasõl bir araya getirdiğimi ve ilişkileri birazcõk gšsterebilmeyi amaladõm: menemenazdacorba hakkõnda
Mar 24
dosyasõnda şšyle yazmõştõm.
ÒBiim/TŸr gereği hazõrlanan konularda tam bir bŸtŸn oluşturmak pek mŸmkŸn değil, bu durum ierikleri takip etmeyi de biraz zorlaştõrabilir.
Belki bazõ başlõklar iin ÔfikirleriÕ temel alan bir kitap yazõlmak istense uzmanlarõ iin bile yõllar alõr. Yine de para para olsa da hepimiz iin hoş
alõntõlar ve ayrõntõlar var. Bu bšlŸmde verilen bazõ detaylarõn ierikleri daha kolay takip edebilmek iin de faydalõ olabileceğini dŸşŸnŸyorum.Ó
İlk başlarda dŸşŸndŸğŸm kadar ierik anlatmayacağõmõ tahmin ediyorum. Zaman ve donanõm eksikliği ile birlikte, ilgili konular hakkõnda
gereğinden fazla ve hatalõ konuşma olasõlõğõ var. …rneğin 'Hesap hakkõnda' kõsmõnda belirttiğim gibi o dosyayõ para para anlatacağõm. Hatta
başladõm, šnce o dosyadaki tŸm 'Alõntõlar'õn tamamõnõ okudum. Ama ard arda farklõ kitaplardan alõntõlarõ okumak pek bir anlam ifade etmedi,
hatta o kitaplara ve yazarlarõna haksõzlõk oldu. Şšyle ki sadece alõntõlarõ motamot okursam anlam ve değer yok oluyor, bu oynatma listesindeki
gibi ieriği anlattõğõmda da veya alõntõlar hakkõnda konuştuğumda da bir şekilde yorum yapõyorum. Uzmanõ olmadõğõm konularda yorum ve
değerlendirme yapmak ile motamot okuma arasõnda bir denge kurmak zor.
. . .

Anlatõm Videolarõ / Eyl 24
27 \ 29 Eyl 2024
27
Ÿtopya = distopya
no. 59
v. 2
kusursuzluk, katõlõk, değişemeyen/gelişemeyen
Ÿtopya = distopya
DŸnya Yazõn Tarihi
Antal Szerb
Gen
Siddhartha Mukherjee
Felsefenin …ykŸsŸ
Will Durant
Bu †lke
Cemil Meri
Ne Sšylesem Bir Eksik
Ahmet Oktay
14
Hepimizin Ÿtopyasõ aynõ olabilir mi?
Sevdiğimiz şeylerle donattõğõmõz Ÿtopya, zamanla
nefret ettiğimiz şeylerle dolu distopyaÕya
dšnŸşebilir mi?
Ne Sšylesem Bir Eksik kitabõnda verilen Neil PostmanÕa
ait alõntõdan ilhamla
Bu dosyada sadece 4 nolu sayfada ÔmurakabeÕ kelimesi iin olasõ diğer tanõm da eklenmiştir, bu nedenle dosya eki -v1d olarak yazõlmõştõr. …nceki hali de bu bağlantõdadõr.
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
Anlatõm Videolarõ / Nis 24
28
28
şimdiki zaman
Denemeler
Michel de Montaigne
Ağlamak ve GŸlmek
İlhan Seluk
DŸz Yazõnõn Sorgulayan GŸcŸ
Emin …zdemir (derleyen)
DŸnya Yazõn Tarihi
Antal Szerb
İliği Olmayan DŸğme
Ahmet Oktay
ha bu diyar, ha o yõl ha bu yõl Eserlerden ilhamla oluşturulmuş şema.\ 26 Haz 2023
11
no. 79
v. 1
şimdiki zaman
Nerede o eski bayramlar !
Kaldõ mõ o eski sevgililer !
Bu devirde nerede bulacaksõn o erdemli adamõ !
Şimdiki genliğin hali ne bšyle !
Ah o eski sanatk‰rlar !
Ne derdi-tasasõ bitmeyen dšneme denk geldik, şansa bak !
Bir dur ! Yakõndan bakõnca her şey bozuk gšrŸnŸyor. Biraz uzaklaş É
gemiş şimdi gelecek
ha, işte şšyle. Biraz uzaktan bak.
7000 yõl šncesinden gŸnŸmŸze doğru yaklaşõrsak; (bir šnceki başlõğa bakabilirsiniz - 3000, 5000, 7000 ?)
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25

Anlatõm Videolarõ / Ara 22
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
29 Kasõm 2021
no. 3 menemenazdacorba
Atom / Bayt / Gen
Gen
Siddhartha Mukherjee
Genin YŸzyõlõ
Evelyn Fox Keller
Nature Ð Şubat 2021
‚irkinliğin Tarihi
Umberto Eco
Neden Nasõl DŸşŸnŸrŸz?
Jean-Pierre Changeux, Paul Ricoeur
atom, gen, atom bombasõ, genetik bombasõ, manipŸle etmek,
terminatšr, dans maskõ
Siddhartha Mukherjee Ônin Gen isimli kitabõndan
gšrselleştirilmiş bir şema
/ 30 s. YouTube kanalõ v.1 / Oca 25
30
GŸncelleme, Aralõk 24
‚eşitli disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile hazõrlanan ve ayrõ ayrõ başlõklar altõnda sunum biiminde paylaşõlan bu ieriklerde tam bir bŸtŸn oluşturmak oğunlukla
mŸmkŸn değil. Yine de para para verilen alõntõlarla bile disiplinlerarasõndaki ilişkileri/geişleri/vurgularõ fark edebiliriz. Bunun iin takip etmeyi kolaylaştõrmak
amacõyla ana hatlarõyla kimi zaman akõşõn verilmesi, kimi zaman sayfa sayfa olanlarõ anlatmak veya kõsa notlar eklemek faydalõ olabilir. Ancak aõklamaya alõşmak
sõkõntõya, hataya neden olabilir; hatta hata olmamasõ mŸmkŸn de değildir. SšzŸn kõsasõ okuduğunuz sayfalarda hatalar, eksikler bulunabileceğini unutmayõn. İster
istemez bazõ şeyleri ifade ederken yorum yapmõş oluruz. Zaten olayõn doğasõ gereği de yazõyõ/yazarõ tam anlamak veya tam işaret ettiğine odaklanmak, yŸzeyde
gšsterilen anlamõn dõşõndakileri gšrmek, aslõnda yazõlanõn tam tersinin kastedildiğini anlamak, birka anlam katmanõnõn hepsini gšrmek, É vs. mŸmkŸn değildir.
Ayrõca bilgimiz, deneyimlerimiz, zannettiklerimiz, É bizi sõnõrlar, nasõl/ne kadar anladõğõmõza da, anlattõğõmõza da sõnõr koyar.
Kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlarõn/yazõlarõn da olduğu hesap ile ilgili dosyaya buradan ulaşabilirsiniz.
sayfa sayfa
ana
hatlarõyla
akõş
versiyonlar hesap ve ierikler hakkõnda
Neler var
bazõ işaretlemeleranlam
katmanlarõ
kŸtŸphaneler
gŸncel olan
-Alõntõlarda ilginizi eken ve merak ettiğiniz şeyler olduğunda, edinerek ya da
kŸtŸphanelerden ulaşarak kitabõn tamamõnõ okumanõz amalanmaktadõr.
-İngilizce olan alõntõlarda bazõ kõsa notlar tŸrke olarak eklenebilir. Bu notlar tam bir eviri
olarak değil de; hem konu ile ilgili yerleri šne õkaran hem de takip etm eyi
kolaylaştõrabilecek şekilde gerekli durumda eksiltmelerin ya da ek ifadelerin olduğu biimde
olacaktõr.
-TŸm disiplinler iin geerli olmakla birlikte šzellikle pozitif bilimlerle ilgili konularda yeni
keşiflerle birlikte gŸncel olanõn tarafõnõzdan araştõrõlmasõ gerektiğini unutmayõn.
-İlk zamanlarda olduğu kadar alõntõlarda yazarõn vurgulamalarõnõ gšsteren, eğik veya diğer
farklõ biimlerde yazõlõşlarõ koruyamõyorum. Bu detaylar šnemli olduğundan kitaplardan
alõntõlara tekrar bakmanõz gerektiğine dikkat ediniz.
-ݍerikler sunum biiminde pdf dosyasõ olarak hazõrlanmakta ve şu an iin depo olarak
kullanõlan aşağõdaki ortamlara yŸklenmektedir.
https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info
-Bu yŸklenen dosyalara ait bağlantõlara gŸncelleme dosyasõndan erişebilirsiniz. Aynõ zamanda
bu dosyadan tŸm ieriklere ve hesap ile ilgili dosyalara ait diğer bağlantõlara da
ulaşabilirsiniz. GŸncelleme dosyasõ šncelikle aşağõdaki hesaplarda paylaşõlmaktadõr. Bu
dosyanõn nasõl takip edileceğine dair notlara da buradan ulaşabilirsiniz.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
-ݍeriklere zaman zaman yeni kitaplardan alõntõlar eklenebilir. İlgili dosyanõn adõndaki -v1, -v2,
-v3, É ekleri (ya da bağlantõlarõ verilirken
v. 1, v. 2, v. 3 biimindeki Ÿst simgeler) ieriğin versiyon
numarasõnõ gšstermektedir. ݍeriklerin tŸm versiyonlarõna gŸncelleme dosyasõndan
ulaşabilirsiniz.
v2 : ieriğin ikinci versiyonu
v 1 ( i l k) : n u m a r a s õ z o l a r a k i l k b i  i m l e h a z õ r l a n a n h e n Ÿ z
gŸncellenmemiş başlõk ya da gŸncellenmiş bir başlõğõn o
dšnemde hazõrlanan (ilk) hali; biimsel ve ieriksel olarak hatalar
ve eksikler olabilir
vt : taslak halinde ilk hali verilen başlõk/dosya
vg : šncesindeki veya sonrasõndaki başlõklarla ilişkili olduğundan
gelecekte hazõrlanmak Ÿzere eklenen başlõk
ݍeriğin paylaşõlmasõnõn hemen sonrasõnda imla başta olmak
Ÿzere;
v1d : sadece kŸŸk değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin
birinci versiyonunun ok kŸŸk değişiklik yapõlmõş hali)
v1dd : dŸzeltme ve değişiklikler yapõlmõş ierik (šrneğin ieriğin
birinci versiyonunda değişiklikler yapõlmõş, kişisel notlar
eklenmiş/dŸzeltilmiş ancak yeni alõntõ eklenmemiş, ieriğin ana
iskeleti değişmemiş)
_c : boyutu kŸŸltŸlmŸş dosya, compressed yani sõkõştõrõlmõş
olduğundan resimlerin šzŸnŸrlŸğŸnde kimi zaman sõkõntõ
olabilir
(É) : alõntõlarda paragrafõn tamamõ verilemediğinde yazõlamayan
kõsõmlarõ belirtir
/ : ilişkili ya da ilişkilendirilecek kavramlarõ belirtmek iin kullanõlõr:
ÔveÕ bağlacõ birbirine benzer ya da konu iin eş olabilecek
kavramlar iin yazõlõyor; bu işaret ise benzer ifadeler iin kullanõlsa
bile ilgisiz gšrŸnen ama ierikte aralarõnda bir bağ kurulacağõnõ
da ifade eder
É : okuyucunun da kendine gšre ekleyebileceği ifadelerin
olduğunu hatõrlatõr
~ : yaklaşõk tanõm/anlam/É
Ò yerine Ô : tõrnak işaretleri arasõnda verilen alõntõda šzellikle fazla
sayõda ift tõrnak işareti varsa okunurluğu kolaylaştõrmak iin
yapõlõr
taslak; gelecekte (yer tutma iin -placeholder-): Bu iki ifade ile
belirtilen ieriklerde kõsa olarak tanõtõcõ bazõ eserler veya notlar
vardõr. Yeni bir başlõğõn ana fikrinin taslak olarak verildiği bir ierik
; Şu an hazõrlanmasõ planlanmayan ama šncesinde gelen
başlõktan/başlõklardan sonra yerini almasõ iin eklenmiş,
gelecekte hazõrlanacak ierik
renk tonlarõ : sayfada asõl odaklanõlan alõntõyõ okurken dikkatin
dağõlmamasõ iin bazõ notlar aõk tonlar ile yazõlabilir
bağlantõlar : ieriklerde šnceki bazõ ieriklerin bağlantõlarõ
verilmekte, şu an ok sõk karşõlaşõlmasa da bağlantõsõ verilen
ieriğin daha yeni bir versiyonu olup olmadõğõnõ gŸncelleme
dosyasõndan kontrol edebilirsiniz
-ݍeriklerde (başlõklarda), dosyalarda ve ierik/dosya adlarõnda kullanõlan ekler, Ÿst simgeler, işaretlemeler / Birka Not
Alõntõlar tõrnak işareti arasõnda sayfa numaralarõ ile beraber verilmiştir. …rneğin; Òİrfan, dŸşŸncenin bŸtŸn kutuplarõnõ kucaklayan bir kelime.Ó
s.175 C. Meri

gŸncelleme dosyasõ
iin notlar
menemenazdacorba
hazõrlananlarõn paylaşõldõğõ dosya hakkõnda notlar
1
Oca 25 / 29s Dosyanõn šnceki hali bu bağlantõdadõr.
GŸncelleme dosyasõnda daha ok biimsel bir değişiklik olsa bile burada yazõlanlar her zaman geerlidir. (Mart 25)
menemenazdacorba
hesabõ ne yapõyor?
hazõrlõyor.
Her ne kadar Ôinsanlõk bugŸne kadar ne yaptõ?Õ sorusuna verilebilecek cevabõ biraz gšstermeye alõşacaksam da;
aslõnda šzellikle siz genleri kitap okumaya teşvik etmek iin kandõrmak istiyorum.
Bizden olan, bu coğrafyaya šzgŸ olan menemen ve orba kelimeleri ile oluşturulan menemenazdacorba hesabõ,
Ôgarson bey menemen az da orba lŸtfenÕ diye seslenene, kŸŸk bir kafa hareketiyle buna cevap veren garsona;
yani hepimize tanõdõk gelecekti. Hayata ve insana dair her şeyin de bize, hepimize, tanõdõk geleceği gibi. Aynõ
zamanda bu iki kelime ieriklerin basit bir dil ile hazõrlanmaya alõşõldõğõna ve kimi zaman farklõ disiplinlerin
birbirine karõştõğõnõ da vurgulayan sloganda geen kelimelerdi.
Her şey yapay zekaya veri olmak iin miydi? İnsan olmanõn tadõnõ õkaracak vaktimiz varken;
menemen kadar basit, orba kadar karõşõk Òbizler, yaptõklarõmõz ÉÓ
Bilimsel eğitim gemişinin getirdiği eleştirel bakõşla beraber; benzerlikleri, ilişkileri, geişleri, elişkileri fark
edebilmeyi šne õkarabilecek ieriklerin olduğu sšylenebilir. Bilgiden ve donanõmdan bağõmsõz olarak; hepimizin,
doğamõz gereği yapabileceği ve zamanla geliştirebileceği bšyle bir okuma 'kandõrmanõn da en iyi yolu'.
‚ŸnkŸ sizi kitaplarla daha yakõn bir bağ kurmaya da yavaş yavaş teşvik ediyor.
https://twitter.com/azdacorba https://menemenazdacorba.com https://menemenazdacorba.info https://www.slideshare.net/YaseminSengunDemirca
2
Oca 25 / 29s

farklõ disiplinlere ait kitaplardan alõntõlar ile belli başlõklar altõnda hazõrlanan sunumlar
yazõ, şekil, kõsa notlar, resimler,
filmler, şarkõlar, É
ݍerik ile ne kastediliyor?
3
Oca 25 / 29s
šrneğin bu Ÿ ierik İlham Kaynağõ
karõnca
Beni Kategorize Etme
4
Oca 25 / 29s

Her bir satõrõndan sayõsõz eser/fikir iin ilham alõnan
bu destandan bazõ šrnekler
İlham Kaynağõ
5
Oca 25 / 29s
Harari teknolojik bazõ yenilikler ile battal boy karõncalara
dšnŸşebileceğimiz şeklinde bir benzetme yapar.
Ahmet Haşim de daha az dŸşŸnmeye başlamamõz sonucunda
bizim de diğer canlõlardan bir farkõmõz kalmayacağõnõ sšyler
ve verdiği šrneklerden biri yine karõncadõr.
karõnca
6
Oca 25 / 29s

Kategorize etmek; sulama kelimesi ile ortak bir şeyler, ortak
bir anlam ieriyor olabilir mi? PlatonÕun SokratesÕin Savunmasõ
adlõ eserinde bu kelime sulama anlamõna gelir.
Kategorize etmek veya sõnõflandõrmak en ilkel dšnemlerden
bu yana anlamak ve sorunu gšrmek/šzmek iin gerekli.
‚evreye adaptasyonumuzu sağlamaktan, bilimsel keşiflere
kadar uzanan vazgeemediğimiz bir yeteneğimiz.
Beni Kategorize Etme
7
Oca 25 / 29s
Bu hesap kitap mõ tanõtõyor? Hayõr.
Kitap tanõtõyor olmak iin kitabõn tamamõnõ okumuş olmak ve ilgili alan hakkõnda donanõm sahibi olmak gerekir. Paralel okuma
yapõldõğõndan ve farklõ disiplinlere ait alõntõlar verildiğinden bu mŸmkŸn değil. Yine de hazõrlanan ieriklerde, başlõğa gšre yazarõn
kitabõndan seilen birka paragrafõ gšrŸp okuyabilir; hem kitabõ hem de yazarõnõ tanõmak isterseniz bir vesile olabilir.
Bu hesap belli bir konu hakkõnda bilgi mi veriyor? Hayõr.
Belli bir konu hakkõnda bilgi verebilmek iin šncelikle araştõrmanõz ve belirlediğiniz başlõklarõ bir bŸtŸn halinde sunabilmeniz gerekir.
Peki, bu yapõlanlar hangi kategoriye giriyor? Şu an bir kategoriye girmiyor. …rneğin taze gõdalarõ meyve ve sebze olarak
kategorilere ayõrõrõz, hatta kendi iinde de kategorilere ayrõlõrlar ve benzerler bir arada olacak şekilde reyonlara yerleştirilirler. Yani
elma, salatalõk, portakal, yeşil soğan, ... diye bir yerleştirme olmaz veya karnabahar, kõvõrcõk, patlõcan, gšbek salata, ... diye yerleşim
de pek olmaz. Şimdi markete yeni 'bir şey' geldi, meyve de olabilir, sebze de. …rneğin meyve olduğuna karar versek bile, şekline/
tadõna gšre de bir kategoriye koymak isteyeceğiz. Muz gibi her durumda rağbet gšrecek bir meyve de olabilir, greyfurt gibi
zorunda kaldõğõmõz da tercih edeceğimiz bir meyve de olabilir ya da elma gibi iyisi kštŸsŸ bir şekilde tŸketilen ortalama bir meyve
de olabilir. Hemen bir kategoriye koyulamayan şeyler, genelde kenarda/kšşede kalõr. ‚ok iyi veya ok kštŸ değilse bile, zaman
ierisinde yerini biraz bulabilir. PopŸler/Akademik/Mizah”/... anlatõm biimlerinin bir arada olduğu sšylenebilir; anlayõş aõsõndan
popŸler değil ama anlatõm aõsõndan mŸmkŸn olduğunca basit bir dil kullanõlmaya alõşõlõyor. Hazõrlananlar şuna benzetilebilir:
…rneğin beş yŸz sayfalõk inceleme tŸrŸnde bir kitap var: Kitabõn yazarõ tek bir sayfayõ; okuduğu onlarca kitaptan, onlarca sanat
eserinden ve deneyimlerinden yola õkarak yazmõş olsun. İşte o tek bir sayfa genişletilerek yirmi otuz farklõ sunum halinde
hazõrlanõyor denebilir. Diğer bir ifade ile dŸzyazõ sunuma dšnŸştŸrŸlŸyor. Bu benzetme daha ok biimsel; ieriklerin nasõl
hazõrlandõğõnõ ve daha fazla ayrõntõyõ menemenazdacorba hakkõnda dosyasõnda bulabilirsiniz.
Yapõlanlar hangi kategoriye giriyor?
İlk defa hesap ile karşõlaşanlar iin kõsa bir aõklamadan sonra şimdi 'gŸncelleme dosyasõ' hakkõnda olan kõsõma başlayalõm. Aşağõdaki sosyal medya
hesaplarõndan en yeni haline ulaşabileceğiniz gŸncelleme dosyasõnõn biimi eklemeler olduka değişebilir; bununla birlikte burada anlatõlanlar her zaman
geerlidir. Dosyada šrnek sayfalar gšrsel olarak eklenmiştir, en son haline buradan ulaşarak bağlantõlarõn tõklanabilir olduğu pdf halini indirebilirsiniz.
https://twitter.com/azdacorba https://twitter.com/menemenazdacorb
. . .
8
Oca 25 / 29s
Mart 25

gŸncelleme dosyasõndan sayfalar
9
Oca 25 / 29s
hesabõn sloganõ
ok kõsa olarak ama ve nelerin/nasõl
yapõldõğõ
gŸncelleme tarihi
ieriklere ve diğer dosyalara erişim
bağlantõlarõ
ilk iki sayfa
10
Oca 25 / 29s

hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar
menemenazdacorba hakkõnda
11
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfa / menemenazdacorba hakkõnda
hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar
menemenazdacorba hakkõnda Kõsõmlar sayfasõ + dšrt šrnek sayfa
12
Oca 25 / 29s

bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfa / menemenazdacorba hakkõnda
menemenazdacorba hakkõnda
hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar Kõsõmlar sayfasõ + dšrt šrnek sayfa
13
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfa / menemenazdacorba hakkõnda
menemenazdacorba hakkõnda
hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar Kõsõmlar sayfasõ + dšrt šrnek sayfa
14
Oca 25 / 29s

bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfa / menemenazdacorba hakkõnda
menemenazdacorba hakkõnda
hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar Kõsõmlar sayfasõ + dšrt šrnek sayfa
15
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfa / menemenazdacorba hakkõnda
menemenazdacorba hakkõnda
hem hesap hakkõnda
hem de kitaplar ve okumak ile ilgili alõntõlar/yazõlar Kõsõmlar sayfasõ + dšrt šrnek sayfa
16
Oca 25 / 29s

ieriğin başlõğõ
ierikte alõntõlarõn verildiği kitaplar
ieriğe erişim iin bağlantõ
tarihler, ieriğin versiyonlarõnõ gšsteriyor
(eski ve yeni halleri)
ve bağlantõ o versiyonu aõyor
ݍeriklerÕe ait sayfalardan
Bu dosyadakiler
17
Oca 25 / 29s
oğu gŸncellenmemiş ilk biimle hazõrlanan ierikler
toplu olarak erişim bağlantõlarõ
İlk ieriklerÕe ait sayfa
ieriğe erişim bağlantõsõ
Bu dosyadakiler
18
Oca 25 / 29s

toplu erişim bağlantõlarõ
ݍeriklere toplu olarak erişimÕe ait sayfalardan
Bu dosyadakiler
19
Oca 25 / 29s
hangi tarihte hangi başlõklarõn eklendiği ++
GŸncelleme NotlarõÕna ait sayfalardan
o tarihteki gŸncelleme dosyasõna erişim iin bağlantõ
Bu dosyadakiler
20
Oca 25 / 29s

Hesap ile ilgili diğer dosyalarÕa ait sayfa
tarihler, yine hem hazõrlandõğõ zamanõ
gšsteriyor hem de erişim bağlantõsõ
Bu dosyadakiler
21
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfalar / Gerekler
Hazõrlanan dosyalar
22
Oca 25 / 29s

bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfalar / Yorumsuz +
Hazõrlanan dosyalar
23
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfalar / Kelimeler
Hazõrlanan dosyalar
24
Oca 25 / 29s

bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfalar / KŸŸk Ekler
Hazõrlanan dosyalar
25
Oca 25 / 29s
bağlantõdaki dosyadan šrnek sayfalar / Hatalar
Hazõrlanan dosyalar
26
Oca 25 / 29s

Oynatma listeleri ve hesap hakkõndaki kõsõm
Hazõrlanan dosyalar
27
Oca 25 / 29s
Erişim bağlantõlarõ ile beraber yeni eklenenler; ierik, dosya, anlatõm, É
Son eklenenler
28
Oca 25 / 29s

ilk olarak hesapla karşõlaşanlar iin hem hesap hem de ierikler ile ilgili bazõ notlar
Neler varÕa ait sayfa
Neler var
29
Oca 25 / 29s
Mart 25