HAYAT BIZE YANLIŞ YAPTI YAŞAMDA BMODEL YAŞAM MODELİ.pptx

CebrailSolak 0 views 53 slides Oct 05, 2025
Slide 1
Slide 1 of 53
Slide 1
1
Slide 2
2
Slide 3
3
Slide 4
4
Slide 5
5
Slide 6
6
Slide 7
7
Slide 8
8
Slide 9
9
Slide 10
10
Slide 11
11
Slide 12
12
Slide 13
13
Slide 14
14
Slide 15
15
Slide 16
16
Slide 17
17
Slide 18
18
Slide 19
19
Slide 20
20
Slide 21
21
Slide 22
22
Slide 23
23
Slide 24
24
Slide 25
25
Slide 26
26
Slide 27
27
Slide 28
28
Slide 29
29
Slide 30
30
Slide 31
31
Slide 32
32
Slide 33
33
Slide 34
34
Slide 35
35
Slide 36
36
Slide 37
37
Slide 38
38
Slide 39
39
Slide 40
40
Slide 41
41
Slide 42
42
Slide 43
43
Slide 44
44
Slide 45
45
Slide 46
46
Slide 47
47
Slide 48
48
Slide 49
49
Slide 50
50
Slide 51
51
Slide 52
52
Slide 53
53

About This Presentation

sqqsSQS


Slide Content

YAŞAM MODELİ Hazırlayan: Cebrail SOLAK NO: 38253010006 1

2 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ 2. ROPER-LOGAN-TIERNEY HEMŞİRELİK MODELİ (RLTHM) 3. MODELİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ 4. MODELİN METAPARADİGMALARI 5. MODELİN TEMEL KAVRAMLARI 6. OLGU SUNUMU 1: SEREBROVASKÜLER HASTALIK TANILI BİREYDE YADHM UYGULAMASI 7. OLGU SUNUMU 2: PALYATİF BAKIMDA AKCİĞER KANSERLİ HASTADA RLT MODELİ UYGULAMASI 8. TARTIŞMA ve GENEL DEĞERLENDİRME 9. KAYNAKÇA

Hemşirelik bakımını sistematik ve bütüncül bir yaklaşımla ele alan Roper -Logan- Tierney Yaşam Modeli, bireyin günlük yaşam aktivitelerini temel alarak bağımsızlık-bağımlılık döngüsü çerçevesinde değerlendirme yapan ve hemşirelik sürecine yapılandırılmış bir rehberlik sağlayan önemli bir teorik çerçevedir. Bu sunum, söz konusu modelin temel kavramlarını, 12 yaşam aktivitesini ve hemşirelik metaparadigmaları içindeki yerini açıklamayı; ardından serebrovasküler hastalık ve palyatif bakım gerektiren akciğer kanseri tanılı iki olgu üzerinden modelin klinik uygulamadaki etkinliğini ve bireye özgü bakım planlamadaki rolünü vaka analizleriyle ortaya koymayı amaçlamaktadır. 3 1. GİRİŞ

Yaşam modeli, bireylerin günlük yaşam aktivitelerini (solunum, beslenme, hareket, uyku vb.) temel alarak hemşirelik bakımını planlamaya, uygulamaya ve değerlendirmeye yardımcı olan sistematik bir yaklaşımdır. Bu modelin başlıca amaçları; bireyin bağımsızlık düzeyini belirlemek, bağımlılık–bağımsızlık sürekliliğinde uygun hemşirelik bakımını sağlamak, bütüncül bakım anlayışını geliştirmektir. Hemşirelik bakımında standart ve sistematik bir çerçeve sunar ve hasta merkezli yaklaşım sağlar ayrıca eğitim, danışmanlık ve taburculuk planlamasına da rehberlik eder. 4 2. ROPER-LOGAN-TIERNEY HEMŞİRELİK MODELİ (RLTHM)

Roper “tıbbi tanıdan bağımsız olarak hastaların gereksinimlerini ve hemşireliğin özünü/ortak özelliklerini” incelemiştir. Principles of Nursing (1967) isimli kitapta modelin ilk hali yayınlamış ve hemşirelik bakımının “farklılıklardan daha çok benzerlikler üzerine şekillendiği görüşü” vurgulanmıştır (Adıgüzel, 2021). Kuramın gelişiminde Maslow (İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi/İnsanın Temel Gereksinimleri Kuramı), Virginia Henderson (Hemşirelik Bakımında 14 Temel Gereksinim Teorisi), Yura ve Walsh (Hemşirelik süreci: tanılama, planlama, uygulama, değerlendirme) kuram ve görüşleri etkili olmuştur. 5 3. MODELİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ

6 Roper’in yayınladığı Clinical Experience in Nurse Education (1976) isimli yayında; hemşireliğin özünde/odağında günlük yaşam aktivitelerinin olduğu, hastaların yaşamaya devam etmek için hemşirelik bakımı aldıkları, hemşirelerin de mesleklerini icra ederken bireyleri/hastaları yaşatmak için uğraştıkları ifade edilmiştir. Roper , 1976’da Logan ve Tierney’i modelin geliştirilmesi ve sadeleştirilmesi için birlikte çalışmaya davet etmiş; “ Roper -Logan- Tierney Modeli” şekillenmeye ve günümüzdeki halini almaya başlamıştır. Kuramcıların birlikte yaptıkları çalışmalar ise The Elements of Nursing kitabında yayınlamıştır (Adıgüzel, 2021; Bulut ve Güler Demir, 2017; Pektekin , 2013).

4. MODELİN METAPARADİGMALARI 7 4.1. İnsan : Fizyolojik, psikolojik, sosyokültürel, politik, ekonomik, spiritüel özellikleri ile bütünleşmiş bir varlıktır. İnsan, yaşam sürecinin (döllenmeden başlayarak, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik, yaşlılık) her aşamasında değerlidir. İnsanın yaşam kalitesi kendisine özgü şekilde yerine getireceği 12 yaşam aktivitesini yapabilme durumundan etkilenir. Ayrıca, yaşam aktivitelerini bağımsız şekilde gerçekleştirmek de insan onuru için önemlidir ( Barret vd., 2014).

4.2. Sağlık/Hastalık : Sağlık/hastalık yaşamı etkileyen değişikliklere uyum ve baş etmeyi etkilemekle birlikte; biyolojik, psikolojik, sosyal, politik, ekonomik vb. faktörler de bireyin sağlığını ve hastalığa uyumunu etkiler. İnsanların sağlık ve hastalığa yönelik algıları farklıdır, bu yüzden modelde insanların gereksinimleri belirlenirken “sağlık ya da hastalık” kavramları yerine tamamen bağımlılıktan-tamamen bağımsızlığa doğru değişen “bağımlılık-bağımsızlık döngüsü” kullanılmaktadır (Bulut ve Güler Demir, 2017). 8

4.3. Hemşirelik : Yaşam aktiviteleri ile ilgili (mevcut ya da olası) problemlerin önlenmesi, azaltılması, çözümlenmesi ya da baş edilmesi süreçlerinde bireye yardım etmek modelde hemşirelik olarak ele alınmaktadır. Modelde hasta/birey merkezli olmayı, bireyselliğe önem vermeyi, bireyi koruma-rahatlatma-bağımsızlığını kazanmasını desteklemeyi amaçlayan hemşirelik girişimleri özellikle vurgulanmaktadır. Bu kapsamda; problem çözme yaklaşımı ve hemşirelik süreci (tanılama, planlama, uygulama, değerlendirme) kullanılarak bireyselleşmiş hemşirelik bakımı verilmelidir.(Bulut ve Güler Demir, 2017). 9

4.4. Çevre: Çevre ve yaşam aktiviteleri arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Modelde güvenli çevrenin sağlanması ve sürdürülmesi 12 yaşam aktivitesinin ilki olarak ifade edilir ve bireyselleşmiş hemşirelik bakımında güvenli çevrenin sağlamasını gerektiği belirtilir (Bulut ve Güler Demir, 2017). Bireyin yaşadığı çevre, iç ve dış çevre olarak ikiye ayrılmaktadır. Dış çevre bedeni saran, hücreler için gerekli olan oksijen ve besini sağlayan ortamdır. İç çevre hücreler ve hücreleri çevreleyen su bazlı çevre olup; güvenli iç çevre yaşamda kalmak için zorunludur (Albayrak vd., 2013). 10

5. MODELİN TEMEL KAVRAMLARI 11 RLTHM beş temel kavram (Şekil 1) ve kendi içinde iki alt modeli (Hemşirelik Modeli, Yaşam Modeli) bulunan kuramsal bir yapıya sahiptir. RLTHM’de yer alan 4 temel kavram ise (yaşam süresi, yaşam aktivitelerini etkileyen faktörler, yaşam aktiviteleri, bağımlılık-bağımsızlık döngüsü) her iki alt modelde de yer alır. Yaşamda bireysellik Yaşam Modeli’nin son kavramıyken; bireyselleştirilmiş hemşirelik bakımı ise Hemşirelik Modeli’nin son kavramıdır .

12 Şekil 1. RLTHM Diyagramı (Bulut ve Güler Demir, 2017; Williams, 2017).

5.1. Yaşam aktiviteleri : Her bir yaşam aktivitesi de yaşamın farklı bir boyutunu ifade eder. Bireyin sahip olduğu bilgi-tutum-davranış-deneyimler ile bireyin sağlık-hastalık durumu günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirilmesini etkiler. Güvenli çevrenin sürdürülmesi, iletişim, solunum, yeme ve içme, boşaltım, kişisel temizlik ve giyinme, vücut sıcaklığının kontrolü, hareket, çalışma ve eğlenme, cinselliği ifade etme, uyku ve ölüm Modelde belirtilen 12 yaşam aktivitesidir. Solunum, modelde özellikle vurgulanmış olup; solunum “yaşamın kendisi, aktivitelerin en önemlisi ve vazgeçilmezi” olarak tanımlanmıştır. Hemşirelik bakımının planlanması ve uygulanmasında yaşam aktivitelerinin bağımlı-bağımsız yapılma döngüsü, bireyin bağımsızlığının desteklenmesi ve iletişime önem verilmesi gerektiği de kuramda belirtilmektedir (Albayrak vd., 2013; Bulut ve Güler Demir, 2017; Pektekin , 2013). 13

Yaşam ve aktivitelerini sürdürebilmek için güvenli çevrenin sağlanması ve sürdürülmesi zorunluluğu vardır. Bu davranışlar; evde kazalardan korunma, dikkatli araç kullanma, tuvaletten sonra elleri yıkamayı içerebilir. Bireyin yaşadığı çevre, iç ve dış olarak ikiye ayrılabilir. Dış çevre, bedeni saran ve hücreler için gerekli olan oksijen ve besini sağlayan ortamdır. Hücresel aktivite sonrasında ortaya çıkan atıklar dış çevreye boşaltılır. 14 5.1.1. Güvenli çevrenin sürdürülmesi

Roper ve arkadaşlarına göre bu aktivite şu şekilde gerçekleşir; insanlar, yaşamlarının büyük bir çoğunluğunu birbiriyle iletişim halinde geçiren, sosyal varlıklardır. İletişim sadece, sözel dilin konuşmada ve yazışmada kullanılmasından değil, aynı zamanda sözlü olmayan, mimik ve beden dilini içeren ifadelerden de oluşur. 15 5.1.2. İLETİŞİM

Solunum istem dışı yapılan bir aktivitedir, bireyden bağımsızdır ve iç dengenin ( hemostazis ) devamlılığını sağlar. Diğer yaşam aktivitelerinin gerçekleştirilmesi için solunum aktivitesinin gerçekleştirilebilmesi gerekir. 16 5.1.3. SOLUNUM

Beslenme, solunumla birlikte vücudun iç dengesini koruyabilmesi için gerekli öğelerden biridir. Yemek yeme sıklığı, yemek yeme şekli, yiyecek ve içecek seçimi, yaş, sosyo -kültürel durum ve ekonomik durumla doğrudan ilişkilidir. 17 5.1.4. BESLENME AKTİVİTESİ

Boşaltım, hem üriner hem de bağırsak yoluyla gerçekleşmektedir. Metabolik atıklar bedenden boşaltım yoluyla atılır. Boşaltım, yeme-içme gibi sosyokültürel durumlara bağlıdır. Boşaltım yaşamın erken devrelerinde kazanılan ve refleks olarak oluşan bir durumdur. 18 5.1.5. BOŞALTIM

Bireysel temizlik ve giyim, genital hijyen, saç, tırnak, diş bakımı, el ve vücudu yıkama ve banyo gibi aktiviteleri içerir. Diğer yaşam aktiviteleri gibi, bu aktivite de sosyokültürel öğelerden etkilenir. Giyinmek, kültürden ve hastanede yatmaktan ya da iklim gibi faktörlerden de etkilenir. Yaş ve cinsiyet de nasıl giyinileceğini ve bireysel bakımın nasıl yapılacağını belirleyen faktörler arasındadır. Giyinme aktivitesi bedensel korunmanın yanı sıra kültürel, geleneksel ve seksüel ifadeyi yansıtır. Ayrıca sözsüz iletişim yollarından birisidir. 19 5.1.6. Bireysel Temizlik ve Giyim

5.1.7. Vücut sıcaklığının kontrolü 20 İnsanoğlu, beden ısısını belli bir düzeyde koruyabilir; ancak dış ısılardaki aşırı durumlar yaşamı tehdit edebilir. Hipotermi ya da hipertermi gibi durumlar tedavi edilmediğinde travma ya da ölüme neden olabilir. Bebeklerin ısı düzenleme merkezi tam gelişmediğinden, yaşlılar ise deri altı yağ dokusu azaldığından çevresel ısı değişikliklerinden daha çabuk etkilenir.

Büyük kas grupları tarafından üretilen hareket; insanların ayakta durmasını, oturmasını, yürümesini ve koşmasını sağlar. Küçük kas grupları ise, el becerisi ya da yüz mimikleri, el hareketleri ve bireysel tavırlar gibi sözlü olmayan iletişimi ortaya çıkarır. Hareket, çalışma, eğlenme ya da boşaltım gibi birçok yaşamsal aktivite için zorunludur. Nefes alma, beslenme, boşaltım, çalışma, eğlenme gibi aktiviteler hareketle ilişkilidir. 21 5.1.8. Hareketlilik

Çalışma, birçok insan için yaşamı devam ettirme amaçlı gelir kazanma aktivitesidir. İşsizlik hem sağlık sorunlarına hem de sosyal sorunlara neden olabilir. Zaman kısıtlılığı ve maddi yetersizlik insanları “eğlenme” aktivitesinden alıkoyabilir. Fiziksel ve ruhsal sağlık, çalışma ve eğlenceden etkilenir. 22 5.1.9. Çalışma ve Eğlence

Cinselliği ifade etme, seks ve cinsel aktiviteden daha fazlasını içerir. Cinsellik kadın ve erkeğin davranışlarını etkiler. Çünkü kadın ve erkeğin yalnızca bedensel bilincini oluşturan fiziksel gücü ve farklı görünümü değildir. Aynı zamanda giyim tarzı, makyajı, aile ve sosyal çevredeki ilişki ve riskleri, iş ve eğlence türlerindeki seçimleri de farklılık gösterir. Kadınların beden bilinci, bazı organlarının (meme, saç, uterus) kaybı ile etkilenirken, beden bilincinde cinsel simgeyi oluşturan organ kayıpları erkekte de aynı olumsuz deneyimi yaşatır. 23 5.1.10. Cinselliği İfade Etme

Uyku, bedenin günlük yaşamın stresinden kurtulmasını sağlar. Ayrıca uyku sırasında hücreler gelişir ve onarılır. İnsanların uyku süreleri bireyden bireye değişse de zorunlu bir gereksinimdir. Uykusuzluk problemi bireyin sağlığını ciddi bir şekilde etkiler. 24 5.1.11. Uyku

Ölüm süreci yaşamın sonunu ifade eder. İnsanlar ölümü, hemen olacak olan bir olaydan çok, eninde sonunda yüzleşecekleri bir durum olacağını düşünerek yaşarlar. Ölüm kavramının günlük yaşam aktiviteleri içinde yer alması ölme süreci ile ilgilidir. Ölüm tüm yaşam aktivitelerinin giderek sona erdiği bir durumdur. 25 5.1.12. Ölüm

1.2. Yaşam süresi: Doğum öncesi dönem ve/veya doğumla başlayıp ölümle sonlanan (bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik, yaşlılık) süreci ifade eder. İnsan yaşam içinde sürekli değişim içindedir ve yaşamının her döneminde fiziksel, psikolojik, sosyokültürel, çevresel, politik ve ekonomik gelişmelerden etkilenir. 26

1.3. Bağımlılık-bağımsızlık döngüsü : Tamamen bağımlılık ve tamamen bağımsızlık arasında geçiş gösteren bir durumdur ve kuramda bağımlılık-bağımsızlık döngüsünün değerlendirilmesinde “tamamen bağımlıdan-tamamen bağımsıza” ilerleyen çift yönlü okun işaretlenmesi tekniği kullanılır. Bu değerlendirmeyi birey, aile üyesi ya da hemşire yapabilir 27

28 1.4. Yaşam Aktivitelerini Etkileyen Faktörler Roper ve arkadaşları günlük yaşam aktivitelerini etkileyen birçok faktör olduğunu belirtmişler ve bunları beş ana grupta sıralamışlardır: * Fiziksel * Psikolojik * Sosyokültürel * Çevresel * Siyasi ve ekonomik

1.4.1. Fiziksel Faktörler Yaşam modeli için fiziksel faktörler, insan vücudunun anatomik ve fizyolojik performansını temsil eder. Bu, kısmen bireylerin genetik mirasıyla ilgilidir. Bireyin fiziksel gelişimi, psikolojik, sosyo -kültürel, çevresel, siyasi ve ekonomik faktörlerden etkilenir. İnsanın fiziksel aktiviteleri, yaş ilerledikçe değişir ve bağımsızlığını kısıtlayabilir. 29

1.4.2. Psikolojik Faktörler Psikolojik faktörler entellektüel ve duygusal faktörler olarak iki alt gruba ayrılır; Entellektüel faktörler : İnsanlar kendisi ve çevresi hakkında bilgi elde etmeye çocukluk döneminde başlar. Bebekler duyu organları ile ısı, basınç, soğuk, sıcak gibi durumları algılar. Başlangıç ta tepkiler refleks olarak verilir. Körlük, sağırlık gibi duyu eksiklikleri entellektüel gelişimin gecikmesine neden olur ve yaşam aktivitelerini olumsuz etkiler. Entellektüel gelişim, çocukluk ve gençlik döneminde örgün eğitim, bireysel merak ve boş vakit değerlendirme arayışıyla devam eder. Yetişkinlikte, çalışma ve kariyer önemlidir. Yaşlanma, entelektüel işlevi daha az etkin hale getirir ve yaşam aktivitelerinde sorun yaratabilir; örneğin, duyuların azalması nedeniyle iletişimde sorun yaşanabilir. 30

Duygusal faktörler: S evgi ve ait olma isteği, kalıcı ve yakın ilişkiler kurma, özgüvenin gelişimi, acıyı algılama gibi duygusal gelişim, bağımlılık/bağımsızlık durumu ve yaşam aktiviteleri ile ilgilidir. Duygusal gelişim de büyük oranda entelektüel gelişim ve yaşam süresi ile bağlantılıdır. Sevgi ve bir yere ait olma gereksinimi çocuklarda çok önemlidir. Bebeklikte sağlam ve yakın ilişkilere sahip olunduğunda, çocuk kendine güveni olan, kendine değer veren bir karakterle gelişimini sürdürür. Mutsuz geçirilen çocukluk ve duygusal gelişim eksikliği; yetişkinlik dönemi ilişkilerini, hasta olduğunda ya da bakıma gereksinim duyduğunda gösterdiği davranışlarını etkileyecektir. 31

1.4.3. Sosyo -Kültürel Faktörler Sosyo -kültürel durum yaşamın spiritüel, dinsel ve etik yönlerini tanımlar. Yaşanılan toplum ve kültür bireyin entelektüel ve duygusal gelişimini ekiler. Bir kültürde bir norm diğer bir kültürün tanımladığından daha farklı tanımlanabilir. Din, yaşam tarzında ve sosyal sınıf beklentilerinde çok önemli rol oynayabilir. Roper ve arkadaşlarına göre, dini inançları güçlü bir toplumda, din ve kültür neredeyse birbirinden ayrılmaz durumdadır. Hem kültür hem de din, bireyin yaşam tarzı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. 32

1.4.4. Çevresel Faktörler Roper ve arkadaşlarının modelinde, çevresel faktörler; atmosferik bileşenleri, giyimi, ev ortamını, bitki örtüsünü ve binaları kapsar. Bu faktörler, atmosferi 3 bileşene ayırır. * Organik ve İnorganik Parçacıklar * Işık Işınları * Ses Dalgaları 33

34 Yaşamda bireysellik bileşeni, her bireyin yaşam aktivitelerini farklı bir şekilde yaşayarak gerçekleştireceğini ifade eder. Yaşam aktiviteleri gerçekleştirilirken, her bireyin bireyselliği; yaşam süresinin aşaması, bağımlılık/bağımsızlık derecesi tarafından belirlenir ve çeşitli biyolojik, psikolojik, sosyo -kültürel, çevresel ve siyasi ve ekonomik faktörün etkisiyle şekillenir. Roper ve arkadaşlarına göre; birey bireyselliğini çok farklı yollarla ortaya koyabilir . 1.5. Yaşamın Bireyselleştirilmesi

Her birey, kendini çok değişik şekillerde ifade eder. İfade biçimleri aşağıdaki durumlara göre değişir. * Bireyin yaşam aktivitelerini nasıl yerine getirdiği, * Bireyin hangi sıklıkla yaşam aktivitelerini yerine getirdiği, * Bireyin bu aktiviteleri nerede meydana getirdiği, * Bireyin bu aktiviteleri ne zaman yerine getirdiği, * Bireyin bu aktiviteleri niçin özel bir yolla yerine getirdiği, * Bireylerin yaşam aktiviteleri hakkında ne/neler bildiği, * Bireylerin yaşam aktivitelerine ait sahip olduğu davranışlar. 35

Sonuç olarak yaşam modeli, hemşirelik bakımında bireyin yaşam aktivitelerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak bağımlılık ve bağımsızlık düzeylerini değerlendirmeyi, böylece bireysel gereksinimlere uygun bakım sağlamayı amaçlamaktadır. Model, hemşireye tanılama, planlama, uygulama ve değerlendirme basamaklarını kullanarak sistematik ve bireyselleştirilmiş girişimler geliştirme olanağı sunar. Bu yönüyle yaşam modeli, hem bireyin sağlık ve yaşam kalitesini yükseltmede hem de profesyonel hemşirelik uygulamalarına kuramsal bir temel oluşturmada önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. 36

6. OLGU SUNUMU 1: SEREBROVASKÜLER HASTALIK TANILI BİREYDE YADHM UYGULAMASI 37

6.1. Olgunun Tanıtımı ve Temel Özellikleri Hasta Profili:  76 yaşında, erkek, emekli, ilkokul mezunu. Başvuru Nedeni:  Evde lavaboda düşme sonrası ayağa kalkamama ve bilinç değişikliği. Tıbbi Tanı:  Serebrovasküler Hastalık (SVH). Ayrıca Diyabetes Mellitus (DM), Hipertansiyon (HT) ve Kalp Yetmezliği mevcut. Önemli Geçmiş:   Prostatektomi , bypass, lomber disk hernisi ve iki defa beyin dekompresyon ameliyatı öyküsü. Mevcut Durumu: Fiziksel: Güçsüzlük, yatağa bağımlılık, denge bozukluğu, düşük düşme riski ( İtaki Puanı: 27), konstipasyon, idrar inkontinansı. Bilişsel: Akut konfüzyon (Glasgow Koma Skalası: 13), yer ve zaman oryantasyonunda bozulma. Duyusal: Görme (sol gözde kayıp, pitozis ) ve işitmede azalma (cihazı var ama düzenli kullanmıyor). Psiko-sosyal: Durumsal düşük benlik saygısı ("Hiçbir işe yaramıyorum"), sosyal izolasyon, eşine bağımlılık. 38

6.2. Çalışmada Bilgilerin Toplanma Yöntemi Çalışmada, YADHM'yi uygulamak için sistematik bir veri toplama süreci izlenmiştir: Yöntem:  Yüz yüze görüşme ve fiziksel muayene. Araç:  Literatür taraması sonucu YADHM'ye uygun olarak geliştirilmiş  standart bir veri toplama formu  kullanılmıştır. Hemşirelik Süreci Sınıflandırması:  Toplanan veriler, uluslararası kabul görmüş sınıflandırmalara dayandırılarak analiz edilmiştir: Tanılar:  NANDA-I (North American Nursing Diagnosis Association ) Girişimler:  NIC ( Nursing Interventions Classification ) Sonuçlar:  NOC ( Nursing Outcomes Classification ) Etik Onay:  Çalışma için üniversite etik kurulundan ve hastane yönetiminden gerekli izinler alınmış, hastadan bilgilendirilmiş onam alınmıştır. 39

6.3. Toplanan Bilgilerin YADHM ile Şekillendirilmesi ve Analizi Elde edilen tüm veriler, YADHM'nin beş ana kavramı çerçevesinde yapılandırılarak kapsamlı bir hemşirelik değerlendirmesi yapılmıştır: 1. Yaşam Süresi:  Olgu, yaşam süresinin "yaşlılık" dönemindedir. Bu dönemin getirdiği fizyolojik değişiklikler, kronik hastalıklar ve çoklu ilaç kullanımı, bakım planının temelini oluşturmuştur. 2. Yaşam Aktivitelerini Etkileyen Faktörler:  Biyolojik (kronik hastalıklar), psikolojik (konfüzyon, benlik saygısında azalma), sosyokültürel (eşe bağımlılık) ve çevresel (hastane ortamı) faktörler hastanın bağımsızlık düzeyini etkileyen unsurlar olarak belirlenmiştir. 3. 12 Yaşam Aktivitesine Göre Değerlendirme:  Modelin kalbini oluşturan bu aşamada, hastanın her bir aktivitedeki bağımsızlık/yeterlilik düzeyi detaylıca değerlendirilmiş ve sorunlar tanımlanmıştır. Örnek Sorunlar: - Hareket:  Fiziksel mobilitede bozulma, düşme riski. - İletişim:  Sözel iletişimde bozulma. - Yeme-İçme:  Beslenmede öz bakım yetersizliği, fazla kilo. - Boşaltım:  Konstipasyon, idrar inkontinansı. - Kişisel Temizlik:  Öz bakım eksikliği. - Çalışma ve Eğlenme:  Boş zaman aktivitelerinde yetersizlik. - Cinselliği İfade Etme:  Cinsel disfonksiyon, durumsal düşük benlik saygısı. 40

4. Bağımlılık/Bağımsızlık Döngüsü:  Her bir yaşam aktivitesi için hastanın mevcut bağımlılık düzeyi bir tablo üzerinde görselleştirilmiş ve hemşirelik bakımının nihai hedefi olan "maksimum bağımsızlığa" ulaşmak için bir yol haritası oluşturulmuştur. ( Bkz : Tablo 1) 5. Bireyselleştirilmiş Hemşirelik:  Yukarıdaki tüm kavramsal çerçeveden elde edilen çıktılar, "Tanılama, Planlama, Uygulama, Değerlendirme" basamaklarından oluşan, tamamen hastaya özgü bir hemşirelik bakım planına dönüştürülmüştür. Toplam  23 hemşirelik tanısı  belirlenmiş ve her biri için NOC beklenen sonuçları ve NIC girişimleri ile detaylandırılmıştır. 41

42 Tablo 1: Yaşam Aktivitelerine Dayalı Hemşirelik Modeli çerçevesinde, SVH geçiren olgunun günlük yaşam aktivitelerine ilişkin bağımlılık ve bağımsızlık durumu ile buna bağlı hemşirelik tanıları (Ordu & Çalışkan, 2022, Tablo 1).

6.4. Uygulama Sonuçları ve Değerlendirme Planlanan bakım uygulandıktan sonra, her bir hemşirelik tanısı için NOC ölçekleri (1: Tehlikede - 5: Ciddi olarak iyi) kullanılarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Olumlu Sonuçlar (İyileşme Gösteren Alanlar): Akut Konfüzyon:  Glasgow koma skalası puanı 13'ten 14'e yükseldi. Oryantasyon ve talimatlara uyumda iyileşme gözlendi. Bilgi Eksikliği (Boşaltım):  Lifli beslenme ve normal bağırsak alışkanlığı konusunda hasta ve ailesinin bilgi düzeyi arttı. Boş Zaman Aktivitelerinde Yetersizlik:  Hastanın ilgi alanı olan tesbih dizme gibi aktivitelere yönlendirilmesi ile memnuniyeti arttı. Düşme Riski:  Alınan önlemler (tekerlekli sandalye, ortam düzenlemeleri, eğitim) sayesinde takip süresince düşme yaşanmadı. Enfeksiyon Riski & Kanama Riski:  Bu riskler takip süresince gerçekleşmedi. Devam Eden Sorunlar (Sınırlı İyileşme Gösteren/Kronik Sorunlar): Fazla Kilo:  BKİ değişmedi, diyete uyum iyi olsa da egzersiz programına düzenli katılım sağlanamadı. Fiziksel Mobilitede Bozulma & Güçsüzlük:  Hasta yardımsız mobilize olamadı, güçsüzlük hissi devam etti. İdrar İnkontinansı:  Mesane kontrolü sağlanamadı. Durumsal Düşük Benlik Saygısı & Cinsel Disfonksiyon:  Bu psiko-sosyal sorunlar kısa süreli bakımda çözüme kavuşturulamadı. 43

6.5. Genel Sonuç ve Çıkarımlar Bu olgu sunumu,  YADHM'nin kompleks sağlık sorunları olan bir bireyi bütüncül ( biyo -psiko-sosyal) ve sistematik bir şekilde değerlendirmek için güçlü bir çerçeve sağladığını  göstermiştir. Model, sadece fiziksel sorunları değil, iletişim, benlik saygısı, cinsellik ve boş zaman aktiviteleri gibi yaşam kalitesini doğrudan etkileyen alanlarda da hemşirelik tanılarının konulmasına olanak tanımıştır. Kanıta dayalı (NANDA, NIC, NOC) ve bireye özgü hazırlanan bakım planı, hemşirelik bakımının niteliğini ve hasta sonuçlarını ölçülebilir kılmıştır. Çalışma,  SVH gibi uzun süreli bakım gerektiren durumlarda YADHM'nin , hemşirelere kapsamlı bir rehber olabileceğini ve hemşirelik öğrencileri için de mükemmel bir öğrenme kaynağı teşkil ettiğini  ortaya koymaktadır. 44

7. OLGU SUNUMU 2: PALYATİF BAKIMDA AKCİĞER KANSERLİ HASTADA RLT MODELİ UYGULAMASI 45

7.1. Olgunun Tanıtımı ve Klinik Özellikleri Sunuma konu olan olgu, palyatif bakım gerektiren terminal dönem bir yetişkin vakasını temsil etmektedir. Hasta:  67 yaşında, erkek. Tıbbi Tanı:  Akciğer Kanseri (45 yıl boyunca 20 adet/gün sigara öyküsü mevcut). Ek olarak 10 yıldır hipertansiyonu bulunmaktadır. Klinik Tablo:  Hastanın klinik seyri oldukça ağırdır. Kemoterapi sırasında kötüleşmiş, yoğun bakımda entübe edilmiş ve  trakeostomi  açılmıştır. Palyatif bakım ünitesine kabulünde; Bilinç durumu konfüze , ajite ve yer-zaman oryantasyonu bozuk. Trakeostomi ,  foley sonda  ve sonrasında  PEG  (Perkütan Endoskopik Gastrostomi) mevcut. Oral beslenemiyor,  Total Parenteral Nutrisyon (TPN)  ve ardından enteral beslenme desteği alıyor. Koksikste   2. derece basınç ülseri  mevcut. Fiziksel olarak immobil (hareketsiz), sadece yatak içi pasif hareket edebiliyor. Laboratuvar bulgularında enfeksiyon (CRP yüksekliği), anemi ve böbrek fonksiyonlarında bozulma mevcut. 46

7.2. Veri Toplama Yöntemi ve Yaşam Modeli'nin Uygulanışı Bu çalışmada, hemşirelik bakımını yapılandırmak için  Roper -Logan- Tierney (RLT) Hemşirelik Modeli'nin "Yaşam Modeli"  bileşeni kullanılmıştır. Veriler, modelin temel yapı taşları olan aşağıdaki kavramlar sistematik bir şekilde değerlendirilerek toplanmıştır: Yaşam Süresi:  Bireyin içinde bulunduğu gelişimsel dönem (yaşlılık) ve hastalığın bu süreç üzerindeki etkisi dikkate alınmıştır. 12 Günlük Yaşam Aktivitesi:  Hastanın fizyolojik, psikolojik ve sosyal durumu, RLT modelinde tanımlanan 12 aktivite bağlamında ayrıntılı olarak gözlemlenmiş, fiziksel muayenesi yapılmış ve hasta kayıtları incelenmiştir. Bağımlılık-Bağımsızlık Döngüsü:  Her bir yaşam aktivitesi için hastanın bağımsızlık düzeyi değerlendirilmiş ve bakım ihtiyacı belirlenmiştir. Yaşam Aktivitelerini Etkileyen Faktörler:  Hastanın durumunu şekillendiren biyolojik (kanser, yaş, immobilitie ), psikolojik (anksiyete, konfüzyon), sosyokültürel (çiftçilik mesleği) ve çevresel faktörler (palyatif bakım ünitesi ortamı) analiz edilmiştir. *** Veriler, doğrudan hasta gözlemi, fiziksel muayene, hasta kayıtlarının incelenmesi ve hasta yakınları ile görüşme yoluyla toplanmıştır . *** 47

7.3. Toplanan Bilgilerin Yaşam Modeli ile Şekillenmesi ve Hemşirelik Tanıları Toplanan tüm veriler, RLT Yaşam Modeli'nin kavramsal çerçevesi içine yerleştirilerek anlamlandırılmış ve hemşirelik sürecinin planlama aşamasına rehberlik etmiştir. Model, hastanın sadece "akciğer kanseri" tanısından ziyade,  hastalığın günlük yaşam aktiviteleri üzerinde yarattığı yıkıcı etkiler  ve  bağımsızlığını tamamen kaybetmesi  üzerinden kapsamlı bir bakım perspektifi sunmuştur. Değerlendirme sonucunda, 12 yaşam aktivitesine dayalı olarak toplam  17 hemşirelik tanısı  belirlenmiş ve NANDA-I sınıflandırması kullanılarak bireyselleştirilmiş bakım planları oluşturulmuştur. Öne çıkan hemşirelik tanıları ve girişimlerden bazıları şunlardır: Düşme Riski & Enfeksiyon Riski:  Yatak kenarlıklarının kaldırılması, tek kişilik oda, temas izolasyonu, aseptik kurallara sıkı uyum. Deri Bütünlüğünde Bozulma:  2 saatte bir pozisyon değişimi, havalı yatak, basınç noktalarının yastıklarla desteklenmesi, nitelikli yara bakımı. Kronik Ağrı:  Farmakolojik ve non -farmakolojik (sessiz ortam, stresörlerin azaltılması) ağrı yönetimi. Sözel İletişimde Bozulma & Anksiyete:  Terapötik iletişim, sözel olmayan iletişim yöntemleri (müzik), hasta ve ailesinin bilgilendirilmesi, psikolog iş birliği. 48

7.4. Çalışmanın Sonuçları ve Çıkarımlar Bu olgu sunumu, RLT Yaşam Modeli'nin palyatif bakım gibi hasta ve ailenin tüm ihtiyaçlarının ön planda olduğu bir alanda ne derece etkili ve kılavuzluk edici olduğunu ortaya koymuştur. Bütüncül ve Bireyselleştirilmiş Bakım:  Model, hastanın fiziksel ağrısından, iletişim sorunlarına, beslenme bozukluğundan, deri bütünlüğüne ve psikolojik sıkıntılarına kadar tüm sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele almayı sağlamıştır. Bakım, sadece medikal tedaviye odaklanmak yerine, hastanın yaşam kalitesini ve konforunu artırmayı hedeflemiştir. Sistematik ve Kanıta Dayalı Yaklaşım:  RLT modeli, veri toplama ve problem tanılama sürecine son derece yapılandırılmış bir çerçeve sunmuş, hemşirelik girişimlerinin bilimsel ve planlı bir şekilde uygulanmasına olanak tanımıştır. Terminal Dönemde Yaşam Kalitesi:  Çalışma, terminal dönemdeki bir hastanın bile uygun hemşirelik girişimleri ile ağrısının kontrol altına alınabileceğini, enfeksiyon ve düşme gibi komplikasyonların önlenebileceğini ve yaşamının son günlerinin mümkün olduğunca konforlu ve itibarıyla geçirilebileceğini göstermiştir. Aile Merkezli Bakımın Önemi:  Model, hastanın ajitasyonu ve iletişim bozukluğu nedeniyle doğrudan değerlendirilemeyen "cinsellik" ve "ölüm" gibi aktivitelerde dahi, ailenin ihtiyaçlarına (anksiyete, bilgilendirme, yas süreci desteği) yönelik girişimlerin planlanmasını gerektirmiştir. 49

Sonuç olarak,  bu olgu sunumu, Roper -Logan- Tierney Yaşam Modeli'nin , özellikle palyatif bakım hemşireliğinde, karmaşık ve çok boyutlu hasta ihtiyaçlarını sistematik bir şekilde ortaya koymak, bireyselleştirilmiş ve insan onuruna yakışır bir bakım planlamak için vazgeçilmez bir teorik rehber olduğunu kanıtlamaktadır. 50

8. TARTIŞMA ve GENEL DEĞERLENDİRME 51 Sunumda ele alınan olgu çalışmaları, Roper -Logan- Tierney Yaşam Modeli’nin klinik uygulamada sadece bir değerlendirme aracı olmanın ötesinde, hemşirelere bireyi fizyolojik, psikolojik ve sosyokültürel boyutlarıyla bütüncül bir bakış açısıyla kavrama ve bireyselleştirilmiş, kanıta dayalı bakım planlama imkânı sunduğunu ortaya koymuştur. Modelin, standart bir dil ve sistematik bir süreç sağlayarak hemşirelik tanı, girişim ve sonuçlarını (NANDA-NIC-NOC) yapılandırmadaki rolü, bakımın sürekliliği ve kalitesinin geliştirilmesi açısından kritik bir katkı sağlamaktadır. Özellikle kronik ve palyatif bakım gerektiren kompleks vakalarda, bireyin bağımsızlığını desteklemeyi merkeze alan bu modelin, hasta memnuniyetini ve yaşam kalitesini artırmada etkili olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, Roper -Logan- Tierney Modeli'nin hemşirelik eğitiminde, klinik uygulamalarda ve araştırmalarda güçlü bir teorik rehber olarak benimsenmesi, hemşirelik bakımının standardizasyonu ve profesyonel kimliğin güçlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

9. KAYNAKÇA 52 Özkan, S., Kılınçat , B., & Yılmaz, M. (2023). Roper -Logan- Tierney Hemşirelik Modeline Temelli Pediatri Hemşireliği: Olgu Sunumu . Selçuk Sağlık Dergisi , 4(1), 61–78. Koç, Z. (2023).  Roper Logan Tierney Kuramı  [Powerpoint slaytları]. ATH 707 Hemşirelik Kuram ve Felsefesi I. Acil Hemşireliği Anabilim Dalı, Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Roper , N., Logan, W. W., & Tierney , A. J. (2000).  The Roper -Logan- Tierney Model of Nursing : Based on Activities of Living . Edinburgh: Elsevier . Ordu, Y. & Çalışkan, N. (2022). Serebrovasküler hastalık tanısı olan bireyde yaşam aktivitelerine dayalı hemşirelik modeline göre bakımın değerlendirilmesi [Evaluation of care according to the nursing model based on life activities within a cerebrovascular disease ].  Journal of Nursology , 25 (3), 189-200. Topçu, M. & Pamuk Cebeci, S. (2024). Palyatif bakım merkezinde yatan akciğer kanserli hastanın Roper , Logan, Tierney hemşirelik modeli eşliğinde değerlendirilmesi: Olgu sunumu.  Uluslararası Hakemli Akademik Spor, Sağlık ve Tıp Bilimleri Dergisi , 51, 49-66.

BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER… 53
Tags