KONU-1- BİLGİSAYAR AĞ TARİHİNE GİRİŞ Bilgisayar ağı İlk ağ fikri( J.C.R.Licklider ) ARPA’nın Kuruluşu ARPANet’in Getirdikleri ARPANet’ten INTERNet’e Internet’teki Uç Sayıları Internet’in Yönetimi Türkİyeye İnternetin gelişi 2016 İstatiksel bilgiler
Bilgisayar Ağı Bağımsız çalışabilen bilgisayarların bir araya gelerek oluşturdukları bir yapıdır. Bilgisayar ağları ile dağıtık sistemler genellikle birbirleri ile karıştırılmaktadırlar. Bilgisayar ağları donanımsal bir yapıdır. Dağıtık sistemler, bir ağ yapısı üzerinde çalışan yazılım sistemleridir. Kısaca en az iki bilgisayarın birbirine bağlanmasıyla oluşan yapıya ağ(network)denir.
İlk ağ fikri( J.C.R.Licklider ) Bilgisayar ağları oluşturma fikri ilk olarak, Massachusettes Institute of Technology (MIT) profesörlerinden J.C.R.Licklider tarafından “ Galactic Network” başlığı altında yayınlanan bir dizi makale ile ortaya atılmıştır. Bilgisayarların bilimsel ve mühendislik potansiyellerinden etkilenmiştir. Bilgisayarları birbirlerine bağlama işlemindeki zorluklardan çekinmiştir.
Licklider’ın Düşüncesi 1960larda,tamamı birbirlerinden bağımsız yerlerde bulunan az sayıdaki bilgisayar, neredeyse tekelleşmiş olan büyük üniversitelerdeki az sayıda araştırmacı tarafından kullanılmakta idi. Licklider’a göre: Eğer birbirlerinden uzakta olan bilgisayarlar birbirlerine bağlanabilir ise; Oldukça büyük bir araştırmacı grubu bilgisayarların imkanlarından yararlanabilecek, Bilimsel çalışmalar hızlanabilecek, Oldukça pahalı olan kaynaklar, ortak paylaşım sayesinde verimli kullanılarak hesaplama maliyetleri azaltılabilecekti.
ARPA’nın Kuruluşu 1962 yılında Licklider Birleşik Devletler Savunma Bakanlığı tarafından desteklenen bir bilgisayar araştırma projesi olan “Advanced Research Project Agency-ARPA” projesinin başına getirildi. Bu görevin bir parçası olarak, Licklider, özellikle savunma ağırlıklı projelerde çalışan araştırmacıların bilgisayarları nasıl etkin kullanabilecekleri üzerinde de çalışmaktaydı. “Galactic Network” fikrini gerçekleştirebileceğini görerek, üst seviyedeki bilgisayar araştırma merkezleri ile bağlantılar kurdu. Takip eden yıllarda ARPA, internetin oluşmasına öncü birçok fikir ve teknolojinin ortaya çıkmasını sağlayan değişik araştırma gruplarının kurulmasını sağladı.
ARPANet’in Kuruluşu 1967 yılında, MIT’deki bilgisayar araştırmacılarından birisi olan Larry Roberts, uzun mesafeli bir bilgisayar ağı kurmak üzere ARPA bünyesinde bir proje grubunun başına getirildi. Bir yıl içinde Roberts ve ekibi, ARPANet olarak adlandırılan ilk bilgisayar ağını kurmak için gerekli hazırlıkları tamamladılar. 1969 yılında University of California-Los Angeles (UCLA), University of California- Santa Barbara, Stanford Research Insititute (SRI) University of Utah arasında kurulan bağlantı ile ARPANet gerçekleşmiş oldu.
ARPANet’in Getirdikleri Dört enstitüde bulunan araştırmacılar birbirlerinin bilgisayarlarına bağlanma, bilgileri paylaşabilme ve birbirlerinin bilgisayarlarını kullanabilme imkanına kavuştular. Bunun sonucunda da araştırmaları sırasında ihtiyaç duydukları donanım ve yazılım maliyetleri düşmeye başladı. İlk veri iletim hızları, günümüzde evlerden internete bağlanma hızı olarak görülen 56 kb/s mertebesinde iken, daha sonra 160 kb/s’a çıkarıldı. Yeni ağ teknolojileri geliştirilmeye başlandı.
ARPANet’ten INTERNet’e ARPANet başlangıçta yalnızca askeri amaçlar ve hükümet projelerinde çalışan üniversiteler için tasarlanmış bir ağ yapısı idi. 1970ler ve 1980lerin başında, değişik askeri müteahhit firmalar ve araştırma enstitülerinin katılımı ile sürekli olarak büyümüştür 1971’de yalnızca 18 birim birbirine bağlıdır.
ARPANet’ten INTERNet’e ARPANet gitgide büyümektedir. 1980 yılında tüm Birleşik Devletler çapında 100 tane birim birbirine bağlıdır. Ayrıca, Birleşik Devletler dışında bulunan birçok ülke ve araştırma kurumu kendi içlerinde veya birbirleri ile kablo ve uydu bağlantıları kullanılarak ağlar oluşturmuştur.
ARPANet’ten INTERNet’e ARPANet , yaklaşık 10 yıl boyunca düzgün, ancak yavaş bir ilerleme göstermiştir. 1980lerin başından itibaren oldukça hızlı bir büyüme eğilimine girmiştir. Elektronik posta, haber grupları, uzak oturum açmalar gibi ağ uygulamalarının artması ile birlikte birçok eğitim ve araştırma kurumu ARPANet’in bir parçası haline gelmek istemiştir. 1984de, ARPANet 1,000’den fazla bilgisayar sistemini bir araya bağlayan bir ağ haline gelmiştir.
Internet’teki Uç Sayıları NSF ( National Science Foundation) yüksek hızlı iletim hatlarının kurulması için mali destek vermeye başlamıştır. Şehirlerarası yollar ( Intercity roads ) deyiminden esinlenerek Internet ( Interconnected Networks) terimi o günlerde ortaya çıkmıştır. NSF’in desteği ile ilk Internet omurgası oluşturulmuş ve birçok birim bu omurgaya bağlanmaya başlamıştır.
Uç Sayısı Artış Hızı İnternet’e bağlanan bilgisayar sayısının artış hızı zamanla artmaktadır. 1998 yılında Internet üzerinde bulunan uç sayıları her 18 ayda iki katına çıkarken, bugün bu süre 9-12 ay arasındadır.
Internet’in Yönetimi İnternetin gitgide artan büyümesi sonucunda, Birleşik Devletler yönetimi, internetin özelleştirilmesine karar vermiştir. Internet üzerinde kullanılan cihazları üreten firmalar ve diğer teknoloji firmaları, internet altyapısını düzenlemeye ve yeni bağlantılar gerçekleştirmeye başlamışlardır. Organizasyon için kar amacı gütmeyen bir İnternet Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurulun birimleri: IETF (Internet Engineering Task Force), IAB (Internet Architecture Board), IEG (Internet Engineering Steer Group ) IRTF (Internet Research Task Force)
Türkİyeye İnternetİn gelİşİ ? Türkiye'de İnternetin Tarihi ve Gelişimi İlk defa 1960'lı yıllarda ortaya çıkan internetin, dünya geneline bu kadar çok yayılacağını ve hayatın vazgeçilmezleri arasına gireceği, büyük ihtimal tahmin edilemezdi. Kökeni, ABD, Fransa ve İngiltere hükümetlerinin bilgisayarlar arasında ağ bağlantısı kurmak için yaptığı çalışmalara dayanan internetin bizim bildiğimiz haliyle, genel kullanımın yayılması 1980'li yıllara uzanıyor. İnternetin Türkiye'ye gelişi ise ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde ODTÜ'den, Ankara-Washington arasına kurulan kiralık bir hat ile gerçekleştirildi. Bu bağlantı hızı 64 Kbps ile hayata geçti.
İnternetin vatandaşların evlerine girmesi ise servis sağlayıcılarının ortaya çıkması ve çeşitlenip, çoğalmasıyla oldu. İnternetin ilk senelerinde, bireylerin ağa erişim için en fazla kullandığı yöntem çevirmeli kullanımdı. İnternetin hızı o kadar düşüktü derecedeydi ki, bağlantı için hattan gelen sesi uzunca bir süre dinlemek gerekiyordu. Türkiye'nin GSM teknolojisiyle tanışması ise 1994'de gerçekleşti. GSM ilk defa Ankara, İstanbul ve İzmir'de kullanıcılara hizmet vermeye başladı.
12 Nisan 1993 yılında TÜBİTAK-ODTÜ (TR-NET) işbirliği ile DPT projesi çerçevesinde Türkiye global internete bağlanmıştır. 64 kbit/san hızında ki bu hat ODTÜ’den uzun bir süre ülkenin tek çıkışı olmuştur. Daha sonra Ege Üniversitesi (1994), Bilkent (1995), Boğaziçi (1995), İTÜ (1996) bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Türk Telekom’un 1995 yılında açtığı ihale ile bir konsorsiyum tarafından oluşturulan TURNET 1996 Ağustos ayında çalışmaya başlamıştır. Bunun yanısıra Haziran 1996 tarihinde TÜBİTAK bünyesinde Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM) adıyla yeni bir merkez kurulmuştur.
Şu anda Türkiye’nin internet çıkışını sağlayan merkezleri dört grupta toplayabiliriz. Üniversite ve akademik kuruluşların internet bağlantılarını sağlayan ULAKNET çıkışları, • Genellikle ticari kuruluşların ve internet servis sağlayıcılarının (İSS) yararlandığı TURNET çıkışları, Bazı özel şirketlerin ve servis sağlayıcıları, TURNET ile yaptıkları İnternet Erişim Noktası, (İEN) anlaşması (yasa gereğince verilen ruhsat) sonrasında kullandıkları firma bazlı doğrudan yurtdışı internet çıkışları Bunların dışında kalan diğer bağlantılar ;
Akademik kuruluşların internet bağlantıları, büyük ölçüde kendi olanakları ile olmaktadır. BITNET'li günlerde (1986-1992) ortaya çıkan TUVAKA (Turkiye Universiteler ve Akademik Kuruluşlar Ağı), özellikle 1993'ten sonra ihtiyaca cevap verememeye başlamıştır. Bu amaçla, TUVAKA-TRNET ve nihayet ULAKBIM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi, 1995) oluşumu ile TR'deki akademik ağ omurgası yapılmış ve yüksek hızlı internet çıkışları oluşturulmuştur.
Ulakbim bünyesindeki Ulaknet ana omurgası, İstanbul, Ankara ve İzmir arasında yüksek hızlı bir üçgen bağlantı (her biri 34 MBit /San ATM omurga ile sağlanmaktadır (Nisan 2000). Yurtdışı internet çıkışları ise, Ankara'dan 2 tane 4 MBit /san ( Digex ) ve 1 tane 2 MBit /san ( UUNet ) ile sağlanmaktadır.
Ayrıca, Ulaknet ile ticari ağ (TTNet) arasında 34 MBit/san (Ankara), TURNET'e de 2 MBit/san (İzmir) hızlarında bağlantılar vardır. Ulaknet aşağıdaki kurumlara servis vermektedir : Üniversiteler (Tüm devlet ve Vakıf üniversiteleri ve Enstitüler) Araştırma Geliştirme amaçlı kuruluşlar Kamu Kuruluşları Askeri Okullar ve Polis Okulları
Türkiye'deki tüm üniversiteler ve araştırma/eğitim kurumları, bu 3 ana bağlantı noktasından kendilerine yakın olana değişen hızlarda (genellikle Frame Relay bağlantı ile) bağlanmaktadır (64kbit/san ila 2Mbit/san arası). UlakNET, bünyesindeki Ağ İşletim Merkezi ile çıkan sorunların tesbiti ve giderilmesi, yeni servislerin hizmete sunulması, ağ planlaması gibi işler de yapmaktadır. Ulaknet bağlantıları dışında, bazı üniversitelerin kendilerinin doğrudan yurtdışı internet bağlantıları da mevcuttur. İTÜ, Boğaziçi Üniv., Koç Üniv., Bilkent Üniv. bu üniversitelere örnek olarak verilebilir. Bu kurumlar, ulaknet omurgasını yurtiçi bağlantılar için kullanmakta yurtdışı bağlantılar için ise kendi bağlantılarını kullanmaktadırlar.
Türkiye'de Kaç Bilgisayar Internet'e Bağlıdır? 1997 sonları itibarıyla, Türkiye'de yaklaşık 30,000 civarında bilgisayarın internete bağlı olduğu tahmin ediliyordu. Bu sayının 2000'li yılların başlarında 100,000'e yaklaştığını; her internet bağlantısından ortalama 6 kişinin yararlandığını düşünürsek, ülkemizde Internet'i kullanan kişi sayısının ise 600,000 civarında olduğunu iyimser bir şekilde tahmin edebiliriz. Topluma açık internet kullanım mekanlarının (internet kafeler, üniversite laboratuvarları, internet kiosklar gibi) artmasıyla, internetle tanışık insanlarımızın sayısı sürekli artmaktadır.
Dijital pazarlama ajansı We Are Social , 2016 yılı için küresel ve lokal dijital istatistikleri içeren raporunu yayınladı. “ Digital in 2016” adlı 537 sayfalık raporda; dijital, sosyal ve mobil mecralara hakim olan son trendler ve kullanıcı sayıları hakkında önemli bilgiler bulunuyor. Global Web Index verileri ile hazırlanan rapora göre dünya genelinde 3,419 milyar insan internete bağlanıyor, 2,307 milyar kullanıcı aktif olarak sosyal medyada yer alıyor. 3,790 milyar mobil cihaz kullanıcısının 1,968 milyarı ise sosyal medyayı mobil cihazlar üzerinden kullanıyor. Sosyal medya kullanıcılarının önemli bir kısmının mobil cihaz üzerinden sosyal medyaya ulaştığını gösteren bu rakamlar, 2016 yılının mobilin yılı olacağını bir kez daha kanıtlar nitelikte. Küresel ve lokal dijital istatistiklerin tamamını aşağıdaki sunum üzerinden inceleyebilirsiniz . 2016 İstatiksel bilgiler
Raporda Türkiye istatistiklerine baktığımızda; ülkemizdeki 79.14 milyonluk nüfusun, 46.3 milyonunun internete bağlandığını görüyoruz. İnternet kullanıcılarının 42 milyonu aktif olarak sosyal medyada yer alırken, bu kullanıcıların 36 milyonu ise sosyal medyaya mobil cihazlardan ulaşıyor. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformlarına baktığımızda ilk sırada %32 ile Facebook’un yer aldığını görüyoruz. Facebook’u %24 ile WhatsApp , %20 ile Facebook Messenger, %17 ile Twitter , %16 ile Instagram takip ederken, sıralama Google+, Skype , Linkedin , Viber ve Vine ile devam ediyor.
Türkiye’deki internet kullanıcılarının %77’si her gün online oluyor , %16’sı ise haftada en az bir kez internete bağlanıyor. Web trafiğinin %51’i diz üstü ve masaüstü bilgisayarlar, %46’sı mobil cihazlar ve %4’ü ise tabletler üzerinden gerçekleşiyor.