4 MODERN iRANTARiHi
tüketimdi. İngiliz ziyaretçilerden biri geçmişte özlemle şöyle yaz
mıştı: "İran'da hiç şehir olmadığı gibi gecekondu da yok; buharla
çalışan sanayi de olmadığından beyni dumura uğratan, kalbi mah
rum bırakan, yeknesaklığıyla vücudu ve zihni yoran mekanik zor
balıktan eser yok. Ne gaz var ne elektrik, ama yağ kandillerinin
alevi daha hoş değil mi?"3 Yüzyılın sonunda yollar, elektrik siste
mi ve doğalgaz ağı sayesinde ülke ulusal ekonomi içinde bütünleş
mişti. Çoğu evde, hatta aile çiftliklerinde su akıyor, elektrik yanı
yor, buzdolapları çalışıyordu. Ülkede 10.000 kilometrelik demir
yolu, 59.000 kilometrelik asfalt kaplamalı yol ve 2,9 milyon mo
torlu taşıt vardı artık, bunların çoğunun montajı ülke sınırları için
de yapılmaktaydı. Uçakla gidenler bir yana, Tahran'dan yola çı
kanlar ister otomobille ister trenle olsun birkaç saat içinde taşra
kentlerine ulaşabiliyorlardı.
Yüzyıl aynı şekilde günlük korkulara da büyük değişiklikler ge
tirmişti. Dönemin başında ortalama bir insanın sürekli karşılaş
maktan korktuğu tehlikeler yoldaki hırsızlada eşkıyalar; yaban
hayvanları, cinler, nazar, önünden geçen kara kediler; kıtlık, salgın
ve başta sıtma, difteri, dizanteri, verem, suçiçeği, kolera, frengi ve
grip olmak üzere bulaşıcı hastalıklardı. Yüzyıl sona ererken bu
korkuların yerini işsizlik, emeklilik, konut, elden ayaktan düşme,
kirlilik, trafik kazalan ve otomobil çarpmalan, kalabalık okullar,
üniversiteye girme yarışı aldı. İran tam anlamıyla modern dünya
ya adım atmıştı. İranlı bir Rip Van Winkle 1900 yılında uykuya
yatıp da 2000'de uyandırılmış olsa çevresinde gördüklerine tü
müyle yabancı kalırdı.
Bununla birlikte en göze çarpan değişiklik devletin yapısında
gözlendi. 20. yüzyıla girildiğinde devlet, devlet denebilirse elbet,
yalnızca şah ile onun maiyetindeki birkaç kişiden -bakanları, aile
si, baba tarafından akrabaları-oluşmaktaydı. Şah ülkeyi zaten ol
mayan bürokrasi ve düzenli ordu aracılığıyla değil aşiret reisleri,
toprak ağaları, üst düzey ruhani liderler ve zengin tüccarlar gibi
yerel ileri gelenlerle yönetirdi. Yüzyılın sonunda ise devlet ülkenin
her katınanına ve bölgesine nüfuz etmiş bulunuyordu. Yirmi tane
koskocaman bakanlık 850.000 devlet memuru istihdam etmektey-